09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 MART 2010 SALI 16 KÜLTÜR AYNA ADNAN BİNYAZAR Camileri İşlevsel Kılma Nasıl olur da köye okul yaptırdı diye bir komutan suçlanmaya kalkılır! Suçlanmakla da kalmıyor; “Neden cami değil de okul?’ diye kışkırtıcılık yapılıyor. Son 60 yıldır, insanımızı ortaçağ karanlığından çağdaşlaşma sürecine sokan Cumhuriyet döneminin aydınlanmacı eğitim felsefesini bir türlü içine sindiremeyenlerin mantığı bu! Onlar, Kurtuluş Savaşı yıllarında halkının ancak yüzde 5’inin okuma yazma bildiği bir toplumda okulun bir uygarlık aşaması olduğunu düşünme bilincinden bile yoksun. Öyle bir eğitim atılımı olmasaydı acaba dünyadaki yerimiz neresi olurdu?.. Aydınlanma, insanı insanlaştıran kültürleşme sürecinin adıdır. Aydınlanmış insan, gelişimde gerileyiş olmayışının bilincindedir. Toplumsal huzuru bozanlar, bilgisizliklerini kaba güce dönüştürenlerdir. Bir toplumda, kimse kimsenin inancına karışmazken okul ile camiyi karşı karşıya getirenler halkın arasına nifak sokuyor. Cumhuriyet, aynı aile içinde ibadetini sürdürenle, düşüncesini inanç sayanları eşitleyen bir anlayışı kökleştirmiştir. Din adı altında araya düzen bozucular girmeseydi, birbirinin gerçeğine saygı beslemeyi öngören bu anlayış sürüp gelecekti. Oysa bugün, inanç ya da etnik yapı öne çıkarılarak ulusal birliğimizin dibine dinamit yerleştiriyor. Camiye kiliseleri örnek vermenin aykırı bulunacağını biliyorum. Ama peygamberi çalışmayla ibadeti bir tutan bir dinde, asıl inançsızlık, bir toplumda düşüncenin ve sanatsal yaratının yasak sayılmasıdır. Kiliseler yüzyıllar boyunca resim, müzik, yontu sanatının yaratıldığı mekânlar olmuştur. Bugün de konserlerle, sergilerle, dinsel ya da din dışı etkinliklerle bu görevlerini yerine getiriyorlar. Mevlevi dergâhlarında sanatsal ve bilimsel etkinliklere yer verilmeseydi, Anadolu’nun ortasında bir Mevlana yetişebilir miydi? O bir yana, medreseler, zamanında, günün koşullarına göre birer bilim yuvası değil miydi?.. Alt katlarında ticarethane işletildiğine göre, camilerin bir bölümünde neden müzik şölenleri düzenlenmesin, sergiler açılmasın? Din bilginleri arasında, düşüncenin ve sanatsal yaratının yasaklanmasını hurafe sayanlar çoğunluktadır. Dinler tarihinde binlerce dinden, dinden çok sayıda da peygamberden söz ediliyor. Bugün, mezhepler dışta tutulursa, 4 kitaptan başkasının adını bilen var mı? Başta İncil ve Kuran olmak üzere, zaman, dinlerin, koyduğu mantıksal kurallarla ömürlü olduğunu göstermiyor mu? İnanç, insanın iç hesaplaşmasından doğar. Devletin inanç politikası diye bir şey olamaz. Laikliğin getirdiği inanç bağımsızlığından da bu anlaşılmalıdır. Türkiye için ulusal birliğin büyük önemi var. ABD ve İsveç meclislerinin Ermeni tasarısını onaylaması, Türkiye’nin en haklı olduğu konularda bile sahipsiz bırakıldığının somut göstergesidir. Avrupa Birliği’nin, oyalayıcı yöntemlerle insanımızı avutmaya kalktığını belirtmeye gerek bile yok! Mustafa Kemal ta başından beri, Amerika güdümüne de İngiliz korumasına da karşı çıkıp bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti kurmayı temel amaç saymıştır. Artık her şey çok açık, aradan yıllar geçti, güçlü devletler, içimizdeki dinsel ya da etnik farklılıkları kullanarak ulusal birliğimizi bozup “bütün kalelerimizi zapt etme” sevdasından vazgeçmedi... binyazar@gmail.com kultur@cumhuriyet.com.tr 2010, yüzyõllardõr bir kültür başkenti olan İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti ilan edildiği yõl. Bu nedenle, biz de 2010’da genişlettik sõnõrlarõmõzõ. 10 Mayõs - 10 Haziran tarihleri arasõnda yapõlacak olan 17. Uluslararasõ İstanbul Tiyatro Festivali’nde 9’u yabancõ 40 grup ağõrlõyoruz. Bu yõlõn Tiyatro Festivali Onur Ödülleri 10 Mayõs akşamõ Türkiye’den Erol Keskin ve Ja- ponya’dan Tadashi Suzuki’ye takdim edi- lecek. Selim Atakan’õn Shakespeare’in metin ve şiirleri üzerine yaptõğõ müzikler- den oluşan “Hekate’nin Şarkısı” festiva- lin açõlõş gösterisi. Krater Yapõm’a ait olan çalõşmayõ Engin Alkan yönetiyor. VE İSTANBUL... Oyunlarõn yollarõ kesişiyor çe- şitli temalar çevresinde. ‘İstanbul’ odaklõ yapõmlarda ağõrlõk Şehir Ti- yatrolarõ’nda. Turan Oflazoğ- lu’nun yazdõğõ “Yine Bir Gülni- hal”i, adõ henüz açõklanmayan ta- rihi bir mekânda Engin Uludağ re- jisiyle izleyeceğiz. Ayşe Nil Şam- lıoğlu ise “EdebiStanbul” oku- malarõnda İstanbul üstüne metin- lerden seçmeleri değerli oyuncu- lardan dinletecek bizlere. Hazal Sel- çuk’un “Su Yeşili”, Ayrin Er- söz’ün “Dans Etmek Ya Da” ko- reografisi İstanbul’a değinmeler içe- ren yapõmlar. JAPONYA YILI 2010 Türkiye’de Japonya Yõlõ. Bu bağlamda Tadashi Suzuki ve toplu- luğu SCOT “Elektra” ile konuğumuz oluyor. New National Theatre (NNT) , Noh çizgilerini çağdaş dansla bu- luşturan “Yoroboshi” ve “Bahar Ayi- ni” ile geliyor İstanbul’a. Ko Muro- bushi son yõllarda uluslararasõ arena- da adõndan söz ettiren bir Butoh dans- çõsõ. Ko&Edge bedenin sõnõrlarõnõ zorlayan “Civa” ve “Ölüm1” gösterileriyle zen- ginleştiriyor programõ. SORGULAMALAR Festivalin kapsamlõ temalarõndan biri “Sorgulamalar”. Adalet mekanizmasõnõ, sistemi, suskunluklarõ, susturulmalarõ sor- gulayan buluşmalar. Tiyatro kökenli ünlü sinema oyuncusu John Malkovich’in baş- rolünü oynadõğõ “Şeytani Komedya” Av- rupa’da çok ses getiren bir Podiumartists ya- põmõ. Barok orkestra için oyun. Ceza sis- temindeki zaaflarõ eleştiriyor. Adalet me- kanizmasõnõ sorguluyor… Münih Kam- merspiel Tiyatrosu’nun Andreas Krie- genburg’un yorumuyla çok farklõ bir bi- çimde sahnelediği Kafka’nõn “Dava”sõ, ne- den tutuklandõğõnõ bilmeden kendini sorgu yargõcõnõn karşõsõnda bulan Bay K’nõn ya- şadõklarõndan yola çõkõyor… “Kerem Gi- bi, Nâzım Hikmet’le 35 Yıl”da Nâzım Hikmet ve Genco Erkal, “Elektra”da Hofmannsthall, Euripides ve Tadashi Suzuki yine aynõ sorgulamalarõn üstüne gi- diyorlar. KİMLİKLER, ÇELİŞKİLER Anton Çehov’un doğumunun 150. yõ- lõnda Tiyatro Pera, Nesrin Kazankaya’nõn ince yorumuyla “Vanya Dayı”yõ sahneli- yor. Talimhane Tiyatrosu-Akbank Sanat yapõ- mõ olan “Piyano”nun yönetmeni Meh- met Ergen. Müzik direktörü Cem Mansur. Üçüncü Çehov oyunu ise Abdullah Ca- baluz’un yönettiği “Martı” ile festivale ko- nuk olan Tiyatro Oyunbaz’õn… Carlo Goldoni de Piccolo Teatro di Milano ve Te- atro Uniti ortak yapõmõ olan “Tatil Üçle- mesi” ile selam yolluyor Çehov’a… Yine insanlõk halleri tartõşõlõyor Goldoni met- ninde. İtalo Calvino’nun Altõdan Sonra Ti- yatro’da Yiğit Sertdemir tarafõndan yo- rumlanan “İkiye Bölünen Vikont”u da bi- reysel bölünmeden toplumsal bölünmeye uzanõyor… Yine bu tema kapsamõnda ama, daha farklõ bir kulvarda yer alacak olan önemli bir çalõşma da 5 genç yönetmeni 5 yazarõn kõsa oyunlarõyla buluşturmayõ he- defleyen ve Mahir Günşiray’õn yönettiği Tiyatro Oyunevi projesi “Son Bir Kez…”. Aslı Erdoğan, Bejan Matur, Beliz Güç- bilmez, Ece Temelkuran, Murat Uyur- kulak, Şamil Yılmaz, Ümit Kıvanç ya- zarlar… Farklõ dünyalarõ paylaşan genç in- sanlar, beklentiler, çelişkiler, çaresizlikler. Shakespeare’in “Fırtına”sõ sosyal yapõ- lardaki kõrõlma noktalarõnõ güçlü bir biçimde işleyen bir fantezi olarak tanõmlanõr. Tiyatro Grup ve üç kadõn oyuncu, Serdar Biliş’in yorumuyla dile getiriyor bu farkõndalõğõ. Berlin Volksbühne, Rene Pollesh’in yazdõğõ ve yönettiği “Cinecitta Apperta”da şiddetin farklõ bir yüzünü işliyor deneysel söylemi içinde. Ruhr havzasõndan hareketle, ki bu oyunu Ruhr 2010’da sahneledi, kent- lerde hõzlõ endüstrileşmenin yarattõğõ ür- kütücü değişimi sorguluyor. Ortaoyuncular kuruluşunun 30. yõlõnõ kutluyor “Ruhundan Tramvay Geçen Adam”la. Ferhan Şen- soy’un ‘Hitlerengiz Almanya’sõ Karl Va- lentin ve Ferhan Şensoy metinleriyle bu- luşuyor seyirciyle. Oyuncular Tiyatro Gru- bu, “Truvalı Kadınlar”da, Selma Kök- sal’õn rejisiyle savaşõn açtõğõ yõkõmlara de- ğiniyor. 2009’da Avrupa Tiyatro Ödü- lü’nü alan Belçikalõ yönetmen Guy Cas- siers’in yorumladõğõ “Damıtılmış Kırmı- zı” savaşõn gündelik şiddetine vurgu yapõ- yor. Bir Devlet Tiyatrosu prodüksiyonu olan Irwin Shaw’õn “Ölüleri Gömün” ad- lõ vurucu oyunu Şakir Gürzumar’õn yo- rumuyla ciddi bir soruna parmak basõyor ve insanlarõn savaşsõz bir dünya isteyip iste- mediklerini sorguluyor. Semaver Kum- panya, Shakespeare’in en kanlõ oyunu olan “Titus Andronicus”dan yola çõkarak Sinan Fişek’in yazdõğõ “Beş Perdelik Manzum Maganda Faciası”nõ Işıl Kasapoğlu’nun yorumuyla getiriyor seyircinin önüne. Şid- deti irdeleyen bir oyun... İzmir’den gelen Tiyatro Oyun Kutusu, Serdar Saatman’õn yorumunda Sarah Kane’in penceresinden bakõyor şiddet olayõna “Pheadra’nın Aşkı”nda... Ti- yatro Boyalõ Kuş’un bir Kürt anlatõsõ ile Ibsen’in “Nora”sõnõ buluşturduğu “No- ra/Nure”de Jale Karabekir özgürlük te- masõnõ feminist bir yorumla irdeliyor. Yannis Ritsos’un manzum oyunu “İs- mene”, Zeliha Berksoy rejisinde, kadõn, ölüm, özgürlük temalarõ çevresinde dö- nüyor. Charlotte Jones’õn “Airswim- ming” adlõ oyunu iki kadõnõn akõllarõnõ ve ruhlarõnõ özgür kõlma çabalarõnõ Na- tasha Pryce rejisiyle anlatõyor. FARKLI RENKLER, ÇİZGİLER, BULUŞMALAR... Sabahattin Kudret Aksal’õn “Bay Hiç” adlõ oyunu bir Kerem Ayan - Ül- kü Duru projesi olarak dikkat çekiyor. Albert Camus’nün “Yanlış Anla- ma”sõnõ Çetin Sarıkartal sahneye koyu- yor. Fransõz yazar Pierre Louys’un “Ari- anna-Sevda Yolu”nu Meme Perlini, Ti- yatro Dafne adõna Türk ve İtalyan oyun- cularla sahneliyor. Bir DOT yapõmõ olan “Malafa” ise Hakan Günday’õn kendi ro- manõndan sahneye uyarladõğõ bir oyun. Murat Daltaban yorumluyor. Ve, Krek Ti- yatro Topluluğu, Berkun Oya’nõn festival için yazdõğõ kõsa oyunu “Hoop Gitti Kafa” ile kendi deyimiyle ‘bilincin ayarını kur- calıyor’. VE DANS Festivalin en çarpõcõ gösterilerinden bi- ri Sadler’s Wells yapõmõ olan ve Sidi Lar- bi Cherkaoui tarafõndan sahneye konan ina- nõlmaz bir dans gösterisi: “Sutra”. Shao- lin Tapõnağõ Rahipleri’nin bu gösterisi her gittiği ülkede kapalõ gişe oynuyor. Tuğçe Tuna’nõn Bayrampaşa Cezaevi’nde sah- neleyeceği “Islak Hacimler” İstanbul Dans Tiyatrosu (IDT+) projesi olan “Kay- gan Zeminde Düşler”, Talin Büyük- kürkciyan’õn çalõşmasõ “Mesele”, Ayşe Or- hon’un “Hava”sõ, bir arayõş hikâyesi olan Çõplak Ayaklar Kumpanyasõ’nõn “Ara- yış”õ ve de Genco Gülan’õn belgesel tiyatro ile video performansõ birleştiren “Cada- ques”õ, Şafak Uysal’õn “Kayıp Çocuklar Şehri” görsel sanatlar ve sahne sanatlarõnõ buluşturuyor. Bu zengin program atölye ça- lõşmalarõyla daha da zenginleşiyor. Uluslararasõ İstanbul Tiyatro Festivali, 10 Mayõs-10 Haziran tarihleri arasõnda 9’u yabancõ 40 grubu ağõrlayacak İstanbul odaklõ oyunlar, Japon tiyatrosu, John Malkovich, Kafka’nõn ‘Dava’sõ, Çehov oyunlarõ... Bir ay sürecek 17. Uluslararasõ İstanbul Tiyatro Festivali 10 Mayõs’ta başlõyor. Bu yõlõn ‘Onur Ödülleri’ 10 Mayõs akşamõ Türkiye’den Erol Keskin ve Japonya’dan Tadashi Suzuki’ye takdim edilecek. Selim Atakan’õn Shakespeare’in metin ve şiirleri üzerine yaptõğõ müziklerden oluşan “Hekate’nin Şarkõsõ” festivalin açõlõş gösterisi. Perdeleriniumudaaçantiyatro Şeytani Komedya Sutra TİYATRO FESTİVALİ’NİN PROGRAMI AÇIKLANDI 17 farklõ mekânda 90 gösteri Kültür Servisi- İstanbul Kültür Sanat Vakfõ tarafõndan AYGAZ ve OPET sponsorluğunda düzenlenen 17. Uluslar- arasõ İstanbul Tiyatro Festivali’nin basõn toplantõsõ dün Salon’da yapõldõ. Festivalde bu yõl yurtdõşõndan 9 tiyatro ve dans top- luluğu ile Türkiye’den seyirciyle ilk kez buluşacak 30’a yakõn oyun, dans, per- formans ve özel gösteriler yer alõyor. 17 farklõ mekânda sahnelenecek 90 gös- terinin yanõ sõra ünlü konuklarõn katõla- cağõ söyleşi ve atölye çalõşmalarõna da yer verilecek festivalin basõn toplantõsõnda, İKSV Yönetim Kurulu Başkanõ Bülent Eczacıbaşı, AYGAZ adõna Genel Müdür Yağız Eyüboğlu ve OPET adõna Genel Müdür Cüneyt Ağca ile Uluslararasõ İs- tanbul Tiyatro Festivali Direktörü Prof. Dr. Dikmen Gürün birer konuşma yap- tõ. Pek çok tiyatronun yanõ sõra Bayram- paşa Cezaevi’nin de sahne olarak kulla- nõlacağõ festival, 10 Mayõs’ta Cemal Re- şit Rey’deki açõlõş töreniyle başlayacak. Festivalde öne çõkan yabancõ yapõmlar arasõnda başrolünü John Malkovich’in oynadõğõ “Şeytani Komedya”, Alman yönetmen Andreas Kriegenburg’un yenilikçi yorumuyla Franz Kafka’nõn “Dava”sõ, tiyatro sanatõna yeni bir biçim kazandõrma arayõşõnõ sürdüren René Pol- lesch’in “Cinecitta Aperta”sõ, Sidi Larbi Cherkaoui’nin koreografisini yaptõğõ 2008’den beri neredeyse tüm dans ödüllerini toplamõş olan “Sutra”, Tadashi Suzuki’nin “Elektra”sõ göze çarpõyor. Festivalde ilk kez seyirciyle bu- luşacak yerli oyun ve gösterilerden ba- zõlarõ ise şöyle: Tiyatro Pera’nõn Nesrin Kazankaya rejisiyle sahneleyeceği “Van- ya Dayı” ve Tiyatro Oyunbaz’õn Ab- dullah Cabaluz’un yönettiği “Martı”sõ doğumunun 150. yõlõnda Çehov’a saygõ niteliğinde. Tiyatro Grup’un Serdar Bi- liş rejisiyle Shakespeare’in orijinal met- ninden yola çõkarak sahneleyeceği “Fır- tına”, Semaver Kumpanya’nõn Işıl Ka- sapoğlu rejisiyle Shakespeare’in en kan- lõ eserlerinden “Titus Andronicus”u, Mahir Günşiray ve Tiyatro Oyunevi’nin yeni metin ve yönetmenler üretmeye yönelik projesi “Son Bir Kez”. Festival biletleri 3 Nisan’dan başlaya- rak İKSV binasõ ve Biletix satõş kanalla- rõndan satõn alõnabilecek. Ayrõca, 18 Ni- san’a kadar da Atlas Sinemasõ gişesin- den de temin edilebilecek. Cannes’daki filmler açıklanıyor Kültür Servisi - Bu yõl 63.sü düzenlenecek Cannes Film Festivali’nde yarõşacak filmler 15 Nisan’da açõklanacak. Cannes’da 12-23 Mayõs tarihleri arasõnda düzenlenecek festivalde 20 film, Altõn Palmiye için yarõşacak. Jüri başkanlõğõnõ Tim Burton’õn üstlendiği festivalde Terrence Malick, Stephen Frears, Rachid Bouchareb, Woody Allen, Abbas Kiarostami gibi yönetmenlerin filmlerinin festivalde gösterileceğine kesin gözüyle bakõlõyor. Festivalin, Ridley Scot’un yönettiği, “Robin des Bois” adlõ filmle başlamasõ bekleniyor. Askeri Müze’de mozaik sergisi Kültür Servisi - Mozaik süsleme sanatõ üzerine çeşitli çalõşmalarda bulunan Mozaik Sanat Evi’nin düzenlediği karma mozaik sergisi bugün açõlõyor. “Kor” isimli sergide, Mozaik Sanat Evi’nde çalõşma yapan on bir sanatçõnõn, Aysel Ergül ve Aynur Savaş’õn eğitiminde hazõrladõğõ mozaik çalõşmalarõ sergilenecek. 29 Mart’a kadar devam edecek olan “Kor”u Harbiye Askeri Müzesi Şehit Hasan Rõza Resim ve Sergi Salonu konuk edecek. ‘Bir Diktatörün Görünümleri’ Kültür Servisi - Osmanlõ Bankasõ Müzesi’nin sinema programõ, yönetmenliğini Sousanna de Sousa Dias’õn üstlendiği, 1926 -1974 yõllarõ arasõndaki Portekiz diktatörlüğünün anlatõldõğõ “Natürmort: Bir Diktatörün Görünümleri” adlõ belgeselle devam ediyor. 25 Mart’ta saat 18.30’da İTÜ Taşkõşla binasõnda yapõlacak gösterimin ardõndan, Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanõ Prof. Dr. Mete Tunçay, Portekiz ve Salazar Diktatörlüğü başlõklõ bir söyleşi yapacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle