23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 2010 SALI 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Hikmet Onat Kim? Yıllarca önce bir bakanlığın genel müdürü ile görüşmeye gitmiştim. Arkasındaki duvarda Hikmet Onat’ın bir yağlıboya yapıtı asılıydı. “Ne şanslısınız! Odanızda bir Hikmet Onat resmi var. Ben sizin yerinize olsam, arkamdaki duvara değil karşıma asardım!” dedim. Genel Müdür “Kimin resmi” diye sorunca ressamın adını yineledim. “Ünlü birisi mi” diye sorup benden “evet” yanıtını alınca, “Aman yüksek sesle konuşmayın. Odacılar duymasın, yoksa çalınır!” demişti. Türk resminin sahipsizliğini, kayda kuyda gelmeyişini o gün anlamıştım. Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’ndeki (ADRHM) son hırsızlık olayı, bu anımı tazeletti. Dünyanın çeşitli müzelerinden, görkemli tablolar çalındıklarında, Hollyvood filmlerine, TV dizilerine konu olduklarına göre, Türkiye’nin de bu tür “sanat hırsızlığının” dışında kalması elbette beklenemez. Ancak, adamların her türlü önlemleri aldıkları halde zeki soyguncuların milimetrik hesaplarından kurtulamadıklarını da kabul etmemiz gerekir. Yeter ki, yine de sen eşeğini sağlam kazığa bağla… Adamlar soygundan sonra, çalınan yapıtların fotoğraflarını anında basına dağıtırlar, “piyasa alarmı” görevi yapan kurumları uyarırlar. Peki, ADRHM’de çalınan son yapıtların fotoğrafları neden basına dağıtılmadı? Çünkü kayıt kuyutları yok! 1980’lerin sonunda Adana Müzesi’nden bir tunç boğa heykelciği çalınmıştı. 4-5 ay sonra Nev York’ta Brooklyn Müzesi’ni gezerken bir Amerikalı özel koleksiyoncunun müzeye ödünç verdiği bir tunç boğa heykelciği gördüm. Sahibi ile bağlantı kurdum. Olayı anlattım. “Belki de bu boğa heykelciği o olabilir!” dedim. Adamcağız “Yeni aldım. Bana hemen Türkiye’deki müze kayıtlarını getirin. Hemen geri vereyim!” dedi. Genel müdürlüğe telefon ettim, belgelerini istedim. Aradan iki hafta geçmiş, herhangi bir yanıt gelmemişti. Yeniden aradım. Aldığım yanıt şaşırtıcıydı: “Ne resmi var ne de kaydı!” Çalan neyi çalacağını çok iyi biliyordu! Son soyguna nasıl gelindiğini kendi arşivimdeki “ADRHM dosyasından” izleyelim. Bu arada konuyu o yıllarda köşesinden eksik etmeyen Mustafa Ekmekçi’yi de saygıyla analım. Cumhuriyet gazetesi Kültür Servisi muhabiri Hülya Karabağlı’nın 28 Temmuz 1995 tarihli haberine göre, ADRHM’den kaybolan, “izine rastlanmayan milyarlık 15 tablo” hakkında dönemin bakanı İsmail Cem, Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mehmet Özel ile 3 yardımcısı hakkında soruşturma başlatacağını bildirdi. 4 Temmuz, Cumhuriyet’te Karabağlı’nın yeni haberi: “Nerede olduğu bilinmeyen tablolar 100’ü aştı!” 21 Ağustos, Karabağlı izlemeyi sürdürüyor: “Sayıştay tablo skandalına el koydu. 10 yıldır denetim yapılmamış!” 4 Eylül, Karabağlı’nın son haberi: “Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mehmet Özel’in Sayıştay’a 20 yıldan beri ayniyat bildirimi yapmadığı belirlendi!” Sonrasında Sayıştay toplam 150 resmin kaybolduğunu saptayacaktır. 31 Mayıs 1999 tarih ve (B.16.0.TKB.543-923) sayılı Kültür Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Şahin Kırcan imzalı yazıda Sayıştay’ın verdiği 150 sayısının doğru olmadığı belirtiliyor. Yazıdan bazı alıntılar: (…Milli Kütüphane’den 18 Mart 1980’de protokolle Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne alınan, aralarında 4 adedi Hoca Ali Rıza’ya ait suluboya ve karakalem resimler de bulunan, 25 adedi kayıptır. “…herhangi bir görevli veya sorumluya teslim etmeyen veya zimmetlemeyen, hatta geçici olarak aldığı resimlerin bir kısmını alınış amacına aykırı olarak senet veya tutanak düzenlemeden kamu kurum- kuruluşlarına dağıtan ve 25 adedinin kaybolmasına sebebiyet veren Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mehmet Özel’in; kasıtlı olarak verilen emri tam ve zamanında yapmadığı, kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmediği için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin C/a fıkrası uyarınca, aylıktan kesme ile tecziyesi gerekmekte ise de, yukarıda belirtilen davranışların üzerinden 2 yılı aşkın bir süre geçen, hakkında disiplin yönünden herhangi bir işlem yapılmasına mahal olmadığı, devlet malına zarar verme yönetmeliğine göre bedellerinin adı geçene ödetilmesine…” (…aralarında Atatürk portresi, Kenan Evren portresi, Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin resminin de bulunduğu beş eserin kaybına neden olan Mehmet Özel ve 6 yardımcısı için zamanaşımı geçerli olmakla, bunların değerlerinin ödetilmesine…) (…kamu kurum ve kuruluşlara geçici verilen ve kayıtlarına rastlanmayan 8 resmin kaybolmasına sebebiyet veren, Genel Müdürü Mehmet Özel başta olmak üzere altı yardımcısının zamanaşımına giren suçları eserlerin bedellerinin tahsiline…) (…Dışişleri Bakanlığı’na verildiği söylenen ve kaybolan 18 resmin zamanaşımına girdiği, ancak Genel Müdür Mehmet Özel ve dört yardımcısına değerlerinin ödetilmesine…) 12 Kasım 1999 tarih ve (B.16.0.TKB/53-2045) tarihli Teftiş Kurulu Başkanı Şahin Kırcan imzalı Başmüfettiş Hayati Biçkici’nin bir başka teftiş raporunda kayıp tüm resimlerin dökümü yer almaktadır. Ama bunların hiçbirinin fotoğrafları basına dağıtılamamıştır! Çünkü… 12 Nisan 2001 tarihinde Bakanlık Müsteşarlığı’na sunulan 36 sayfalık “Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ve Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi Bünyesinden Kaybolan Tabloların Değer Tespit Komisyonu Raporu”nda özetle şöyle deniliyor: “…İncelememize verilen kayıp tablolarla ilgili dosyada görsel hiçbir belge olmadığı tespit edildiği, müze ve genel müdürlükteki tabloların gerekli bilimsel envanterlerinin yapılmamış olduğu da anlaşıldığından, (...) dolayısıyla değer tespiti olanaksızdır…” Raporda ayrıca, bazı tablolardaki resimlerin “Eski yazılı resimdeki imza okunamadı” biçiminde kayıt düşülmesi ile de dalga geçiliyor. ADRHM’nin neden “onarım” adı altında altı yıl kapalı tutulup “hayalet müze” adını aldığı şimdi daha iyi anlaşılıyor. Mehmet Özel kimdir? 3 Haziran 2001’de Hürriyet gazetesinden Faruk Bildirici’ye verdiği söyleşiden 28 bakan değiştirip 29 yıl koltuğunu koruyan rekortmen genel müdür olduğunu, “Bana ‘her devrin adamı’ dediklerini ben de duydum!” dediğini öğreniyoruz. Arşivimden, Soygunun Öyküsü! Türkiye’de 2000-1 yıllarında bir dizi “sahte Picasso resimleri” ele geçirilmekteydi. Olayları 25 Mayıs 2002’de Cumhuriyet’te “Picasso Skandalı” başlıklı bir yazı dizisi ile anlatmıştım. İlk sahte Picasso resmini İzmir’de Mali Polis titiz bir çalışma ile ele geçirmiş, Özel, “Resmin arkasındaki sahte Picasso imzasını basına göstererek 28 yıllık genel müdürlüğümün en mutlu gününü yaşadım” diye övünmüştü. Sonra üç sahte Picasso daha yakalandığında “hayalet müzede” “Özel Picasso Odası” düzenlemiş, müzede o ana değin görülmeyen güvenlik önlemlerini aldıktan sonra, teftiş raporuna “olur” veren dönemin Bakanı İstemihan Talay’a törenle açtırmıştı! Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in İspanya’da Picasso Müzesi’ni gezerken “Artık bizim de Picasso’larımız var!” diye övünmesine neden olmuştu! Yazı dizimizden sonra “Özel Picasso Odası” kapatılacak, Özel, koltuğunu bir süre daha koruduktan, üstelik emekli olduktan sonra Başbakanlık’a özel danışman olarak atanacaktı! Sahte Picasso Odası! Elmek: ozgenacar@gmail.com Faks: 0312. 442 79 90 28 MART 2010 PAZAR Saat: 11.00 “EMPERYALİZMİN HEDEFİNDEKİ 1 NUMARA, BAŞKOMUTAN ATATÜRK” KONUĞUMUZ YRD. DOÇENT DR. BARIŞ DOSTER SİYASET BİLİMCİ – YAZAR KONUMUZ: “KUŞATMA ALTINDAKİ TÜRKİYE” İLETİŞİM: 0533 438 50 22 - 0537 871 82 34 - 0532 344 57 22 YER: ADEN OTELİ (KADIKÖY RIHTIM) KAHVALTI EDERİ: 20 TL. LÜTFEN YERİNİZİ AYIRTINIZ YAZARIMIZ KONUŞMA SONUNDA KİTAPLARINI İMZALAYACAKTIR. İSTANBUL CUMOK ÇAĞRISI www.cumok.org İngilizce’yi İngilizce kaynaklardan öğrenin... Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Business Administration’da master yapmış, ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH ? Gramer, konuşma, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık ? İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce iş görüşmelerine (Interview) hazırlık Bahariye-Kadıköy / İstanbul 0532 701 80 41 - (0216) 418 94 51 Afganistan Devlet Başkanõ, köktendinci grubun temsilcileriyle Kâbil’de bir araya geldi Karzai’ninumuduHikmetyarDış Haberler Servisi - Afganistan Devlet Başkanõ Hamid Karzai, hü- kümete ve ülkedeki yabancõ birlik- lere karşõ silahlõ mücadele yürüten köktendinci Hizb-ul İslam grubunun üst düzey temsilcileriyle dün başkent Kâbil’de görüştü. Karzai’nin sözcüsü de görüşmeyi doğrularken grubun barõş görüşmeleri çerçevesinde öne- rilerini sunduğunu açõkladõ. Sovyetler Birliği’nin Afganistan’õ işgali sõrasõnda Sovyet askerlerine karşõ silahlõ mücadele yürüten müca- hitlerin komutanõ, eski başbakanlardan Gulbeddin Hikmetyar’õn liderliğin- deki Hizb-ul İslam’õn sözcüsü, Karzai yönetimine sunduklarõ planda, ülkede- ki yabancõ güçlerin bu temmuz ayõndan itibaren 6 ay içinde tümüyle çekilmesi, bu süre sonunda geçici yönetim kurul- masõ ve gelecek yõl mart ayõnda parla- mento seçimlerinin yapõlmasõnõn da yer aldõğõnõ belirtti. Reuters’e konuşan söz- cü, taleplerinin 15 başlõk altõnda top- landõğõnõ ayrõca bunlarõn tartõşõl- masõ çerçevesinde ABD’li yet- kililerle de bir araya gele- bilecekleri- ni kaydetti. ABD Bü- yükelçiliği ise böyle bir görüşmenin gündemde olmadõğõnõ duyurdu. Kurtulmuş’la görüşmüştü Heyete Hikmetyar’õn yardõmcõsõ, eski başbakan yardõmcõlarõndan Kut- beddin Hilal’in liderlik ettiği açõklandõ. Hilal’in 12 Mart’ta Türkiye’de Saadet Partisi Genel Başkanõ Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ile görüştüğü basõnda yer almõştõ. Saadet Partisi’nin internet si- tesindeki haberde, eski Afganistan Başbakan Yardõmcõsõ Hilal’in heyet adõna yaptõğõ konuşmasõnda Milli Gö- rüş partilerinin kendilerine sürekli destek olduklarõnõn altõnõ çizdiği kay- dedilmişti. ABD’nin kara listesindeki Hikmetyar’õn ismi de Türk kamuoyu tarafõndan yakõn olarak biliniyor. Baş- bakan Tayyip Erdoğan’õn, Refah Partisi İstanbul il başkanõ olduğu sõrada 1985’te Hikmetyar’õn Türkiye ziyare- ti sõrasõnda çekildiği belirtilen ve İs- lamcõ liderin dizinin dibinde yerde otu- rurken gösteren fotoğraf büyük tartõş- malara neden olmuştu. Karzai’nin son kabine değişikliği sõ- rasõnda örgütün eski bir üyesine görev verdiğini belirten gözlemciler, delegas- yonun, hükümetle doğrudan temas ku- ran en üst düzey heyet olduğuna dikkat çekiyor. NATO güçlerince ülkedeki 3 ana direnişçi grup arasõnda Taliban’õn ya- nõ sõra Hizb-ul İslam ve ülkenin güney- doğusunda eylemlerde bulunan Cela- leddin Hakkani liderliğindeki oluşum bulunuyor. Hizb-ul İslam’õn Taliban’la bazõ konularda görüş birliği içinde ol- masõna karşõn genel olarak ülkenin do- ğu ve bazõ kuzey bölgelerinde bağõmsõz olarak direnişini sürdürdüğü belirtiliyor. Son aylarda iki örgüt arasõndaki reka- betin arttõğõ ve çatõşmalarõn yoğunlaştõ- ğõna da vurgu yapõlõyor. Washington yö- netimi, Afganistan’a bu yõl içinde bin- lerce ek güç gönderirken diğer yandan da çekilme takvimi olarak ilk aşamada 2011 yõlõnõn ortalarõnõ göstermişti. NATO yine sivil vurdu Afganistan’õn doğusunda NATO as- kerlerinin “şüphe üzerine yaşlı bir adamı vurduğu” bildirildi. Uluslar- arasõ Güvenlik Destek Gücü’nden ya- põlan açõklamaya göre, Şaki Vardak bölgesinde Taliban’a yönelik bir köye düzenlenen baskõn sõrasõnda NATO as- kerleri, evlerde arama yapõlacağõnõ bildirerek insanlarõn dõşarõ çõkmalarõ- nõ istedi. Askerler, evinden çõkmayõ reddeden bir kişiyi vurduktan sonra eve girdiklerinde vurulan kişinin yaşlõ bir adam olduğunu fark ettiler. Dış Haberler Servisi - Fran- sa’da Cumhurbaşkanõ Nicolas Sarkozy, partisinin bölgesel se- çimlerde ağõr hezimete uğrama- sõnõn ardõndan hükümette deği- şikliğe gidiyor. Başbakan Fran- çois Fillon, Sarkozy ile sonuçla- rõ değerlendirmek üzere dün sabah Cumhurbaşkanlõğõ Sarayõ’na gitti. Fransõz medyasõ, basõna kapalõ gerçekleşen 80 dakikalõk görüşmede, seçim sonuçlarõ ile birlikte bakanlar kurulunda ya- põlacak olasõ değişikliklerin ele alõndõğõnõ duyurdu. Fillon, ön- ceki gece sonuçlarõn açõklan- masõnõn ardõndan yaptõğõ açõk- lamada, “Bu sonuçlar bizim için büyük hayal kırıklığı, ben de bu sonuçla ilgili so- rumluluğumu üstleniyorum” diye konuşmuştu. Fillon’nun Elysee Sarayõ’ndan ayrõlmasõndan sonra Sarkozy, eski İçişleri Bakanõ François Ba- roin ile görüştü. Cumhurbaşkanõ Sarkozy, ardõndan çeşitli bakanlarõ ofisinde kabul etti. Hükümete ya- kõn kaynaklar, Fransa Çalõşma Bakanõ Xavier Darcos’nun yeri- ne şimdiki Bütçe Bakanõ Eric Woerth’ün, Woerth’ün yerine de François Baroin’un getirileceğini tahmin ediyor. Siyasi gözlemciler, bu sonuçla- rõn ardõndan, 2012 yõlõnda dü- zenlenecek cumhurbaşkanlõğõ se- çimlerinden önce Sarkozy’nin önemli politika değişikliklerine gidebileceğini belirtiyor. Göz- lemciler, “giderek artan işsizlik ve bütçe açığını kapatmak için hükümetin kamu giderlerini düşürmesinden rahatsız olan seçmenin, Sarkozy ve iktidar partisini sandıkta cezalandır- dığı” görüşünde birleşiyor. İçişleri Bakanlõğõ, önceki gün yapõlan yerel seçimlerin ikinci turunda oylarõn yüzde 99.6’sõ- nõn sayõldõğõnõ, buna göre Cum- hurbaşkanõ Nicolas Sarkozy’nin partisi Halk Hareketi Birli- ği’nin (UMP) oylarõn yüzde 35.5’ini aldõğõnõ duyurmuştu. Sol partiler, oylarõn yüzde 53.8’ini alarak, ülkenin doğu- sundaki Alsace dõşõnda Fran- sa’da bütün bölgelerde seçim ya- rõşõnõ önde tamamlamõştõ. Bölgesel seçimlerin ikinci turunda Sarkozy’ye fark atan Sosyalist Parti yandaşları sonuçları sevinçle karşıladılar. (AP) ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - ABD Dõşişleri Bakanõ Hillary Clinton, Filistinliler ve Arap kom- şularõyla yaşadõğõ anlaşmazlõğõn İsrail’in bölgede uzun vadeli varlõğõna tehdit oluştur- duğunu söyledi. ABD’nin en etkili İsrail lobilerinden Amerika-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi’nin (AIPAC) toplantõsõnda konuşan Clinton, İs- rail’in bugün tarihindeki en büyük zorluklar- la karşõ karşõya olduğunu belirtti. İsrail’in Arap komşularõ ve Filistinlilerle yaşadõğõ an- laşmazlõğõn bölgedeki tüm halklar için refah ve fõrsatlarõn önünde bir engel oluşturduğu- nu söyleyen Clinton, “Ayrıca İsrail’in gü- venli ve demokratik bir Yahudi ülkesi olarak uzun vadeli geleceğini de tehdit ediyor” diye konuştu. Statükonun sürdürülebilir olmadõğõnõ ve “demografi, ideoloji ve teknolojinin bunu imkânsız hale getirdiğini” ifade eden Clin- ton, İsrail de dahil tüm taraflarõn “zor ancak gerekli seçimler” yapmasõ gerektiği vurgu- ladõ. İsrail’in uzun vadeli yerleşim eğilimle- rini göz ardõ edemeyeceklerini söyleyen Clinton, “İki devletli bir çözüm İsrail’in hem demokrasi hem de Yahudi devleti olarak kalması için en geçerli yol” dedi. ‘En büyük tehdit ‘nükleer’ İran’ Doğu Kudüs ve Batõ Şeria’daki yeni inşa- atlarõn karşõlõklõ güveni zedelediğini, yakõn- laşma görüşmelerini tehlikeye attõğõnõ ifade eden Clinton, “İsrail’in bir dostu olarak, yeri geldiğinde takdir etmek, yeri geldi- ğinde de doğruları söylemek bizim so- rumluluğumuz” dedi. Clinton, İsrail için nükleer silaha sahip bir İran’dan daha büyük bir stratejik tehlike ol- madõğõnõ, bunun bölgeyi istikrarsõzlaştõrabi- lecek bir silahlanma yarõşõna neden olacağõ- nõ söyledi. Clinton “Açık olursak: ABD, İran’ın nükleer silahlara sahip olmasını engelleme konusunda kararlıdır” dedi. CLINTON İSRAİL’İ UYARDI: ZOR SEÇİMLER BEKLİYOR Sarkozy’nin, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde önemli deği- şiklikler yapması bekleniyor. Gulbeddin Hikmetyar liderliğindeki Hizb-ul İslam’õn sözcüsü, Karzai yönetimine sunduklarõ planda, yabancõ güçlerin temmuz ayõndan itibaren 6 ay içinde tümüyle çekilmesi, bu süre sonunda geçici yönetim kurulmasõ ve gelecek martta seçimlerin yapõlmasõnõn yer aldõğõnõ belirtti. Teftiş raporu. En mutlu gün.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle