23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 2 MART 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Demokrat Başbakan Gazete patronlarından, köşe yazarlarını dene- timleri altına almalarını isteyen Başbakan’a dün iki gazetenin çizerinden gelen dokundurmayı gördünüz mü? Hürriyet’in deneyimli karikatüristi Latif Demirci, Oktay Ekşi’nin pazartesi günleri boş bıraktığı Başyazı köşesini, elinde dolmakalem tu- tan Erdoğan’ın portresi ile doldurmuştu. İki lafın- dan birisi demokratik açılım olan Başbakan, “Ya- az Satırbaşı!” diye dikte ettiren buyurgan bir ki- şi konumdaydı. Dün birinci yılını dolduran HaberTürk’ün genç çizeri Mehmet Çağçağ da davasız bir yıl geçir- menin koşulunu, çalışma odasına giren Başba- kan’dan gelen “Akıllı ol! Bismillah de! Dikkatli çiz!” emirlerine uymak olarak sıralamıştı. Başbakan, iktidarının yedinci yılında, ülkenin tüm kurumlarına karşı açtığı savaşı arttırarak sür- dürüyor. Gazete patronlarına yönelen ağır vergi cezaları ve öteki mali baskıların, sadece hedefle- nenlerle sınırlı kalmadığı; yazılı ve görsel basının hemen tümüne yakınının iktidarın etkisi altına alındığını görmek için manşetlere, haberlerin veri- liş biçimlerine bakmak, televizyonların haber programlarında iktidar borazanlığını üstlenmiş akıl satıcılarının söylediklerini izlemek yeterli değil midir? Günümüzün andıççısı mı? Başbakan’ın “hizaya gelmeyen köşe yazarla- rı”nın işlerine son verilmesine kadar uzanan is- tekleri, 13’üncü yıldönümünü geride bıraktığımız ünlü 28 Şubat’ta benzer isteklerini gazete pat- ronlarına yansıtan o iki emekli generalin tutumları ile birebir örtüşüyor. Yoksa günümüzün andıççısı mı olmak istiyor Erdoğan? Ama, 28 Şubat’ı, kişi hak ve özgürlüklerini sı- nırlayan bir kara leke olarak göstermek için ön- ceki gün Ankara ve İstanbul’da gösteriler ya- panlar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kişilerin iletişim haklarını güvence altına alan hü- kümlerini hiçe sayan bu tutum karşısında kıllarını kıpırdatmayı düşünmek bile istemiyorlar.Hükü- met üyeleri ile sivil, asker bürokratları, “Bakanı- ma söyledim”, “Genelkurmay Başkanımla görüştüm”, “Valim, Genel Müdürüm dediler ki..” türünden söylemler ile doğrudan kendi buy- ruğu altında gören Erdoğan’ın, dördüncü kuvvet olarak tanımlanan basının tümünü “medyam” di- ye tanımlayabileceği günleri hayal ettikçe, inanı- yorum ki nabız artışı çoğalıyor, kan dolaşımı hız- lanıyor. ‘Benim yargım’ demek için hazırlık Bu kadarı da “demokrat başbakanımız” için ye- terli olmayacağı için, mart ayında parlamentoda görüşülmesine başlanacağını söylediği anayasa paketini görücüye çıkarmadan önce yaptığı “be- yin fırtınalaması” sırasında, yargıya yeni bir elbise giydirirken, neler yapılması gerekeceğinin de ipuçlarını veriyor. “Siyasal partiler yargı tarafından kapatılma- sın” türünden bir görüşü savunacağı yerde, bu durumda söz sahibinin yasama organı olmasının daha doğru olacağını söylüyor. Bu görüşünü de Avrupa Birliği ülkelerinin bazılarında var olduğu- nu naklen duyduğu müktesebata bağlıyor. Ancak, o ülkelerdeki yasama organlarını oluş- turan genel seçimlerde böylesine yüksek barajın bulunmadığını, dahası milletvekilliği adaylarının li- derler ya da onların denetimi altında oluşan yö- netim kurullarınca değil, geniş kitleler tarafından seçimle belirlendiğini anımsamak istemiyor. Dahası, parlamentonun yasama görevinin sı- nırlarını geçerek yürütme erkinin, daha da kötüsü yargı organının işlevlerini üstlenmesinin sakınca- larını göz ardı ediyor. Öyle anlaşılıyor ki Nisan 1960’ta, benzer bir uygulamayı Tahkikat Encümeni adı altında Yasa- ma Organı’nın içinden oluşturarak “..CHP ve bir kısım matbuat hakkında” soruşturma yapmaya kalkışan Demokrat Parti çoğunluğunun yaptığı yanlışın Türkiye’ye nelere mal olduğunu Başba- kan’a anlatan olmamış! Yeni anayasa paketinin neleri içereceğinin he- nüz belirli olmadığını AKP Grup Başkanvekillerin- den Suat Kılıç’ın dün televizyonlara söyledikle- rinden öğreniyoruz. Ama Başbakan, Adalet Ba- kanı’nın yüksek yargı organlarını nezaketen zi- yaret ederek onlardan görüş istediklerini, öylece kendilerine düşen görevi yaptığını savunuyor. Benzer bir ziyaretin muhalefet partilerine de yapı- lacağını da söylüyor. Ancak demokrasinin başlıca kuralları arasında diyaloğun bulunduğunu bilmezden gelerek parti- lerin kapılarını kendi dışındaki yetkililerin çalaca- ğının haberleri de veriliyor. Daha şimdiden Bey- efendi’nin “lider lidere baş başa” görüşmelere niyeti olmadığının haberleri ötekilere iletilmiş olu- yor. Nerede kalmış uzlaşma, ikna gibi o eski yön- temler? Bir anayasa teklifinin yasalaşması için gerekli sayısal çoğunluğun sağlanmasından çok, Erdoğan’ın bu Balyoz türünden senaryoların sağ- ladığı karmaşalı ortam içinde referandum adı al- tında sandık yöntemini yeğleyeceği seziliyor. O referandumun ateşi istenildiği gibi olursa, sandıklardan yeni bir anayasadan daha çok “tek adama evet”i çıkartmak... Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net İLHAN TAŞCI ANKARA - Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Ku- rulu (HSYK) tarafõndan yetkilerinin kaldõrõldõğõ gece, Erzincan Baş- savcõsõ İlhan Ciha- ner ile ilgili dos- yayõ İstanbul’a gönderen savcõ Osman Şa- nal’õn yetkisiz- lik kararõnõ 61 sayfa yazdõğõ ortaya çõk- tõ. Şanal bir yetkisizlik kararõndan çok iddianame görüntüsündeki kararõnda, Cihaner, 3. Ordu Komutanõ Orgeneral Sal- dıray Berk, MİT ve jandarma yetkilile- rinin amacõnõn, Ergenekon kapsamõnda son yõllarda bulunan mühimmatlarõ em- niyetin koydurttuğu izlenimini yaratmak olduğunu savundu. Cumhuriyet, Şanal’õn, HSYK tara- fõndan yetkisinin kaldõrõlõğõ gece İstanbul Sav- cõlõğõ’na hitaben yazdõğõ 61 sayfalõk yetkisiz- lik kararõna ulaştõ. Yetkisizlik kararõnõn 40 say- falõk bölümü, gizli tanõk anlatõmlarõnõn öze- tinden oluştu. Şanal’õn kararõnda 16 şüphelinin ismine yer verilirken ilk sõrayõ Cihaner aldõ. Şüphelilerden 16.’sõ ise “meçhul sanık” ola- rak geçti. Şanal’õn Erzurum’da yaşanan olay- lara ilişkin tartõşma yaratacak çarpõcõ iddiala- rõndan bazõlarõ şöyle: Gülen’e örgüt muamelesi yapacak- lardı: MİT’in kullandõğõ eleman, özellikle Gü- len grubuna yönelik olarak da kullanarak, İr- ticayla Mücadele Eylem Planõ’nõ hayata ge- çirmek amacõyla cemaatin evlerine ve ku- rumlarõna silah, uyuşturucu, vs. suç olan eşyalarõ koydurup diğer örgüt mensuplarõ olan olan İl- han Cihaner ve jandarma kanalõyla eşzaman- lõ operasyon yaptõrarak, bu gruplarõn silahlõ te- rör örgütü olduklarõnõ ortaya koymayõ amaç- lamõşlardõr. Şüphelilerin suni delil yaratõp suçsuz ol- duklarõnõ bildikleri kişi ve/veya kurumlara haksõz ve hukuka aykõrõ olarak terör örgütü muamelesi yapmak istedikleri anlaşõlmõştõr. Şanal’dan AKP’ye selam: Ergenekon te- rör örgütü, tehlikeli bir terör örgütü olarak kar- şõmõza çõkmaktadõr. Öyle ki Türkiye Cumhu- riyeti’ne başbakanlõk ve cumhurbaşkanlõğõ gi- bi en üst düzeyde görev yapmõş kişiler dahi bu örgütün varlõğõ konusunda birtakõm bilgilere ulaşmõşsalar da örgütün büyüklüğü ve bir ah- tapot gibi hemen tüm devlet hiyerarşisine el at- mõş bulunmasõ gibi nedenlerle bu örgütün üzerine gitmek isteyenleri gerçekten ürkütmüş, bundan dolayõdõr ki son yõllara kadar hiç kim- se tarafõndan bu terör örgütü ile ilgili bir yasal işlem başlatõlamamõştõr. Devlet içinde sahip ol- duğu olağanüstü yapõlanmasõ sayesinde de bu örgüte yönelik herhangi bir yetkili tarafõn- dan bir işlem yapõlmak istendiğinde derhal il- gili kişinin önü kesilmiş ve hatta 1978 yõlõnda bu örgüte yönelik yasal işlem sürecine başla- tan Ankara Cumhuriyet Savcõsõ Doğan Öz’ü öl- dürülmesinde görüldüğü gibi çok acõmasõz bir şekilde varlõğõnõ ortadan kaldõrabilmektedir. Balyoz’da tutuklamaya itiraz İstanbul Haber Servisi - ‘Balyoz’ soruştur- masõnda tutuklanan emekli kurmay albay Bülent Tunçay’õn avukatõ Ali Rõza Dizdar, müvekkilinin serbest bõrakõlmasõnõ talep etti. Dizdar, suçlularõn Genelkurmay’õn onayõ, Kara Kuvvetleri Komu- tanlõğõ’nõn emri ile yapõlan “Seminer ve Harp Oyunlarõ”na katõlanlar olduğuna dikkat çekti. Tümgeneraller İhsan Balaban ile Bekir Memiş’in avukatlarõ da tutuklama kararõna itiraz etti. 3 ATK görevlisine soruşturma İstanbul Haber Servisi - “İrtica İle Müca- dele Eylem Planõ”ndaki õslak imzanõn Albay Dur- sun Çiçek’in el ürünü olduğu yönünde ilk raporu veren 3 Adli Tõp Kurumu (ATK) uzmanõ hakkõn- da soruşturma başlatõldõ. Bakõrköy Cumhuriyet Savcõsõ Rahmi Tan, Prof. Dr. Hüseyin Bülent Üner, Lokman Başer ve Mehmet Akõn’õn ifadele- rini aldõ. Bilgisine başvurulan ATK Başkanõ Ha- luk İnce “İnceleme yapõlacak belgede görev ala- cak diğer uzmanlarõ, Üner tayin etmiştir” dedi. Genelkurmay, Albay Çiçek için askeri savcõlõğõn tutuklama istediğini ancak mahkemenin kabul etmediğini açõkladõ ‘Bazõ deliller elde edildi’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genel- kurmay Başkanlõğõ, “İrticayla Mücadele Ey- lem Planı”nõn altõnda imzasõ olduğu iddia edi- len Kurmay Albay Dursun Çiçek hakkõnda “söz konusu belgenin ıslak imzalı aslının mevcu- diyeti iddialarını doğrulayabilecek bazı de- lillerin elde edilmesi nedeniyle”, Genelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nca verilen “Kovuşturmaya yer olmadığı kararı”nõn kaldõrõldõğõnõ bildir- di. Genelkurmay, Albay Çiçek’in tutuklama ta- lebiyle askeri mahkemeye sevk edildiğini, dün Genelkurmay Askeri Mahkemesi tarafõndan tutuklama talebinin reddine karar verildiğini açõk- ladõ. Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn saat 20.50’de internet sitesine koyduğu 6 maddelik bilgi no- tunda şöyle denildi: “1. Yürütülen bir soruşturma kapsamõnda, bir şüphelinin bürosunda yapõlan aramada ele ge- çirilen ve bilahare 12 Haziran 2009 tarihinde bir gazetedeki habere konu olan fotokopi belgeye ilişkin yapõlan inceleme sonucunda, Genelkur- may Askeri Savcõlõğõ tarafõndan 24 Haziran 2009 tarihinde “Kovuşturmaya yer olmadığı ka- rarı” verilmişti. 2. Sayõn Genelkurmay Başkanõ tarafõndan, 26 Haziran 2009 tarihinde yapõlan basõn toplantõ- sõnda; “Kovuşturmaya yer olmadığı kararı ke- sin değildir. Biz hukuk devletiyiz. Hukuk dev- leti ilkelerine de sadığız. Bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil, bilgi, emare vs. çı- karsa elbette bu soruşturma tekrar açılabi- lir” şeklinde açõklamalarda bulunulmuştu. 3. 26 Ekim 2009 tarihinde bazõ gazetelerde söz konusu belgenin õslak imzalõ aslõnõn bulundu- ğuna ilişkin haber ve iddialarõn yer almasõ üzerine, Genelkurmay Başkanlõğõ Askeri Sav- cõlõğõ tarafõndan yeniden soruşturma başlatõlmõştõ. 4. 16 Şubat 2010 tarihinde İstanbul Cumhu- riyet Başsavcõlõğõ tarafõndan “belge”nin Ge- nelkurmay Askeri Savcõlõğõ’na gönderilmesini müteakip, söz konusu belgenin õslak imzalõ as- lõnõn mevcudiyeti iddialarõnõ doğrulayabilecek bazõ delillerin elde edilmesi nedeniyle, 24 Ha- ziran 2009 tarihli karara esas teşkil eden ge- rekçelerin yapõlmakta olan soruşturmada ge- çerliliğini yitirmiş olduğu dikkate alõnmõş ve Ge- nelkurmay Askeri Savcõlõğõ’nca verilen “Ko- vuşturmaya yer olmadığı kararı” kaldõrõl- mõştõr. 5. Bu kapsamda devam olunan soruşturma sõ- rasõnda, ifadesi askeri savcõlõk tarafõndan yeni- den tespit edildikten sonra, Dz. P. Kur. Alb. Dur- sun Çiçek tutuklama talebiyle askeri mahkemeye sevk edilmiş ve 01 Mart 2010 tarihinde Genel- kurmay Askeri Mahkemesi tarafõndan tutukla- ma talebinin reddine karar verilmiştir. ‘Yargı süreci sabırla beklenmeli’ 6. Soruşturmaya askeri savcõlõk tarafõndan de- vam edilmektedir. Herkesin; soruşturmanõn gizliliği ve masumiyet ilkelerine saygõlõ olma- sõnõ, bu bağlamda sorumlu hareket etmesini ve yargõ sürecinin sonucunu sabõrla beklemesini bir kez daha hatõrlatmakta yarar görülmektedir Yetkileri elinden alındıktan sonra Başsavcı Cihaner’le ilgili dosyayı apar topar İstanbul’a gönderen savcı Şanal’dan iddianame gibi yetkisizlik kararı Şanal’dan AKP’ye selam EMİNAĞAOĞLU’NU YARGITAY YARGILAYACAK ? ‘Yargı görevi yapanı etkileme’ iddiası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kõrõk- kale Ağõr Ceza Mahkemesi, Yargõtay Cum- huriyet Savcõsõ ve eski YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkõnda Sin- can 1. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan ve- rilen “kovuşturma açılmasına yer olma- dığına” ilişkin karara yönelik Sincan Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’nõn yaptõğõ itirazõ kõs- men kabul etti. Mahkeme, Eminağaoğ- lu’nun, “yargı görevi yapanı etkileme” suçundan yargõlanmasõna hükmetti. Emina- ğaoğlu, Yargõtay’õn ilgili ceza dairesinde yargõlanacak. Kararõ değerlendiren Emina- ğaoğlu “Anıtkabir’e gitmenin suç olduğu bir ülkede yargılanmaktan onur duya- rım. Bu çağda bu suçlamalardan dolayı yargılanmak olacak iş değil. Başka açık- laması yok. Yargı çalışanlarını bu karar- larla sindirmeye çalışıyorlar” dedi. İstanbul Haber Servisi - İstanbul Cum- huriyet Başsavcõsõ Aykut Cengiz Engin, polis ve askere “Balyoz soruşturmasını yürüten savcıların talimatlarında baş- savcı vekilinin izması yoksa, iade edin” uyarõsõnda bulundu. Başsavcõ Engin, il emniyet müdürlüğü ve İstanbul merkez komutanlõğõna gönderdiği 27 Şubat tarihli “gizli ve ivedi” ibareli ya- zõsõnda, “Balyoz” soruşturmasõnõ sürdüren savcõlardan gelecek tüm davetiye, celp-çağ- rõ, arama, yakalama ve gözaltõna alõnma is- teklerinde başsavcõ vekillerinden birinin “uygun görüldü” şerhi ve imzasõ bulun- masõ gerektiğini bildirdi. Eski 1. Ordu Komutanõ Çetin Doğan’õn avukatõ Celal Ülgen, “Geç kalmış bir gö- rev tanımı olarak kabul ediyorum. İki şey var. Sanki bundan sonra yapılacak işlemleri bana sorun gibi bir anlam çıkı- yor. İkincisi de geçmişe etkide birtakım hukuka aykırılık sezmiş ise bunlar bir daha olmasın demek istiyor” dedi. ‘İzin almak zorunda değiller’ Orgeneral İbrahim Fırtına’nõn avukatõ Hasan Fehmi Demir de, “Paşaların göz- altına alınması kararını diğer savcılar vermiştir. Turan Çolakkadı’nın dahi ha- beri yoktur. İfade alma yetkileri olmadı- ğı halde üç gün gözaltında tuttular. Bu- nun yarattığı sıkıntıdır. Biliyorum ki Başsavcı Vekili’nin ifadesi alması gere- ken kişilerle ilgili işlemlere bile diledikle- ri şekilde yön veriyorlar” dedi. Eski cum- huriyet savcõsõ Gültekin Avcı ise talimatõn yasaya aykõrõ olduğunu belirterek “Savcı- lar cumhuriyet başsavcısından veya baş- savcı vekilinden izin almak zorunda de- ğildir. CMK’de asıl olan savcıdır. Baş- savcı veya vekili, savcının gözaltına alma kararlarına müdahale edemez” dedi. Sızdıranlar hakkında işlem başlatıldı Konuyla ilgili sorularõ yanõtlayan Engin “Bu yazıları da basına sızdıranlar hak- kında kanuni gereğine tevessül edilmiş- tir” dedi. Engin, “Yazıya neden gerek du- yuldu” sorusunu ise yanõtsõz bõraktõ. ‘İMZA YOKSA İADE EDİN’ UYARISI 3. KEZ İTİRAZ EDİLDİ ? Başsavcı Aykut Cengiz Engin ‘Birinci şüpheli Berk’ Cihaner’in şüpheli olarak yer aldõğõ Erzincan’daki Ergenekon iddianamesi kabul edildi ERZURUM (Cumhuriyet) - Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcõlõğõ’nca hazõrlanan Erzin- can’daki “Ergenekon soruştur- ması” iddianamesi, Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddinamede, sanõklar “Si- lahlı terör örgütüne üye olma, birden fazla kişiyi tehdit, iftira ve resmi belgede sahtecilik”le suçlanõrken, 3. Ordu Komutanõ Orgeneral Saldıray Berk 1. şüp- heli, Erzincan Cumhuriyet Baş- savcõsõ İlhan Cihaner ise 2. şüp- heli olarak yer aldõ. Özel Yetkili Cumhuriyet Sav- cõlõğõ’nca hazõrlanan iddianame, dün Erzurum 2. Ağõr Ceza Mah- kemesi’ne sunuldu. Mahkeme yaptõğõ incelemenin ardõndan id- dianameyi kabul etti. İddianame- de, 3. Ordu Komutanõ Orgeneral Saldõray Berk 1. şüpheli olarak yer alõrken, Cihaner 2. şüpheli, Er- zincan İl Jandarma Alay Komu- tanõ Albay Ali Tapan 3. şüpheli olarak yer aldõ. 61 sayfalõk iddia- namede, sanõklar “silahlı terör örgütüne üye olma, birden faz- la kişiyi tehdit, iftira ve resmi belgede sahtecilik, Fethullah Gü- len cemaatinin evlerine delil koyup operasyon yapmakla, ‘İrticayla Mücadele Eylem Pla- nõ’nı Erzincan’da uygulamakla” suçlanõyor. 3. Ordu Komutanõ Orgeneral Saldõray Berk’in ifa- deye çağrõlõp çağrõlmamasõna da- vanõn görüleceği 2. Ağõr Ceza Mahkemesi karar verecek. Yargıtay’a gönderildi Öte yandan, Özel Yetkili Cum- huriyet Savcõlõğõ’nõn Cihaner’in görev başõnda işlediği iddia edi- len suçlarla ilgili dosyayõ, Yargõ- tay’a gönderdiği öğrenildi. Erzincan’da Ergenekon soruş- turmasõ kapsamõnda 27 Ekim 2009’da DSİ’de bulunan mü- himmatõn ardõndan, 1’i emekli 7 asker, 3 MİT görevlisi ve son ola- rak da 17 Şubat’ta Erzincan Cum- huriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner “Ergenekon terör örgütüne üye olmak, resmi evrakta sahtecilik, iftira ve tehdit” suçlarõndan tu- tuklanmõştõ. Cihaner’in Erzu- rum’daki özel yetkili savcõ Os- man Şanal tarafõndan sorgulan- masõ yetki aşõmõ tartõşmasõnõ baş- latmõş, ardõndan Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu, savcõ Şa- nal’õn özel yetkilerini kaldõrmõş- tõ. Yüksek yargõyla hükümet ara- sõnda patlak veren kriz sonrasõ, so- ruşturmayõ özel yetkili savcõ En- der Karadeniz üstlendi. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Ciha- ner’in avukatı Turgut Kazan, müvekkilinin tutukluluk haline 3. kez itiraz etti. Kazan, tahliye talebini içeren dilekçeyi Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı vekili Taner Aksakal’a iletti. Kazan’ın 22 Şubat günü verdiği dilekçeye Cumhuriyet Baş- savcı vekili Taner Aksakal’ın, “Şüphelinin aleyhine olan delillerin büyük çoğunlukla toplanmış ve sabit ikametgâh sahibi olması nedeniyle yurtdışına çıkma yasağı konula- rak tahliyesine karar verilmesi” talebine karşın, Hâkim İsmail Şahin, “Kuvvetli suç şüphesinin varlığı, mevcut delil durumu, tutuklu kaldığı süre, delilleri karartma şüphesi bulunması”nı dikkate alarak baş- vuruyu reddetmişti. Cihaner ile ilgili üçün- cü başvuruya ise 2. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Ali Kaya’nın bakacağı belirtildi. Cihaner’in avukatı Ka- zan, adliyeye gelerek müvekkilinin tutuklulu- ğuna itiraz etti. (AA) İrticayla Mücadele Planõ, Taraf ga- zetesinin 12 Haziran 2009 tarihli sa- yõsõyla gündeme gelmişti. Belgede, “AKP ve Fethullah Gülen cemaa- tini yıpratmak için yapılması ge- rekenler” sõralanõyordu. “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” başlõklõ ha- berde, İstanbul Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ’nca yürütülen Ergenekon so- ruşturma kapsamõnda tutuklanan avukat Serdar Öztürk’ün ofisinde yapõlan aramada ele geçirildiği iddia edilen bir belgeye istinaden, Genel- kurmay Harekât Başkanlõğõ Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü’nde “İrtica ile Mücade- le Eylem Planı” adõ altõnda bir ça- lõşma yapõldõğõ belirtiliyordu. Çalõş- mayõ içeren belgenin altõnda 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Deniz Kur- may Albay Dursun Çiçek’in paraf ve imzasõnõn bulunduğu iddia edil- miş ve belgeye ait fotokopiler yer almõştõ. “İrtica Eylem Planı”, aylar sonra bir subayõn savcõlara gönder- diği “orijinal belge” ve beraberin- deki ihbar mektubuyla tekrar günde- me gelmişti. Belgeyi gönderen su- bay, “Tartışmaların başladığı dö- nemde Albay Dursun Çiçek’in odasındaki belgelerin imha edildi- ğini, kendisinin sadece bu belgeyi kurtarabildiğini” yazmõştõ. Bu sü- reçte Albay Çiçek iki kez tutuklanõp serbest bõrakõlmõştõ. Fotokopi belge- lerin ardõndan kovuşturma olmadõ- ğõna karar veren askeri savcõlõk, ye- niden soruşturma başlatarak “ıslak imzalı” belgeyi İstanbul Cumhuri- yet Savcõlõğõ’ndan istemişti. SUÇLANAN ALBAY ÇİÇEK İKİ KEZ TUTUKLANIP SERBEST BIRAKILDI KAYACAN: DOSYA KAPANMADI Askeri Yargõtay Onursal Üyesi Ali Fa- hir Kayacan, “Gelen ıslak imzalı bel- geyi inceleyen Jandarma Kriminal Dairesi’nin, imzanın Dursun Çi- çek’in el ürünü olduğuna kanaat ge- tirdiği anlaşılıyor. Bunun üzerine ‘kovuşturmaya yer olmadõğõ’ kararı kaldırılarak, soruşturma yeniden başlatılmıştır” dedi. Tutuklama kararõ- nõn suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunmasõ, kaçma ve delilleri karartma ihtimali olduğu durumlarda uygulandõ- ğõnõ belirten Kayacan, “Daha önce birkaç kez ifadeye çağrılan Dursun Çiçek kaçmayarak ifade vermiştir. Delil olarak gösterilen ıslak imzalı belge de eldedir. Yani delil karartma ihtimali de yok. Tutuklanmaması, dosyanın kapatıldığı ve yargılama ol- mayacağı anlamına gelmez” dedi. İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın altın- da imzası olduğu öne sürülen Albay Çiçek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle