23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2010 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Devletin Yerine Hizmet Verenler asirmen@cumhuriyet.com.tr Avrupa Siyasi Tahminler Laboratuvarõ, NATO ve AB ile ilişkilerin dönüşü olmayan noktaya doğru gittiğini belirtti ‘TürkiyeBatõ’yõterkediyor’Dış Haberler Servisi - Fransõz düşünce kuruluşu Avrupa Siyasi Tahminler Laboratuvarõ (LE- AP/Europe 2020), Soğuk Savaş dö- neminde “Batı’nın kalesi” olmayõ kabullenen Türkiye’nin “uyana- rak” güç kaybetmeye devam eden Batõ kampõnõ kademeli olarak terk et- tiği değerlendirmesinde bulundu. “Türkiye’nin uyanışı: Batı kam- pını kademeli terk ediş” başlõklõ analizde, Türkiye’nin Batõ’yla iliş- kilerini anlamak için İsrail’le ilişki- lerine bakõlmasõ gerektiği belirtile- rek, İsrail’in Aralõk 2008’deki Gaz- ze saldõrõsõnõn ardõndan önce tonu- nu, sonra yönelimini değiştiren An- kara’nõn İsrail ile diplomatik ve as- keri ilişkilerinden geri adõm atmaya devam ettiği kaydedildi. Öte yandan Türkiye’nin bölgesin- de kendi stratejik bakõşõyla geliştirdiği politikalarõn ABD ve NATO’nun çõ- karlarõna gittikçe artan oranda zarar verdiği ifade edilen analizde, buna ör- nek olarak, Washington’õn õsrarla savunduğu İran’a yaptõrõm ve am- bargo fikrine rağmen Ankara’nõn Tahran’la iyi ilişkileri gösterildi. Dağılmaya çarpıcı bir örnek Analizde, “Kısaca Türkiye-NA- TO ilişkileri dönüşü olmayan nok- taya ulaşmak üzere. Türkiye ör- neği, üyelerini kontrol etmek için ne vizyonu ne de gerekli araçları bulunan NATO’nun devam eden dağılma sürecine çarpıcı bir örnek teşkil ediyor” ifadesi kullanõldõ. Türkiye’yi Batõ yörüngesinde tut- mak için tasarlanan bir diğer aygõt olan AB üyelik sözünün gerçekte tam tersine hizmet ettiği kaydedilen ana- lizde, AB katõlõm müzakereleriyle de- mokrasi güçlenirken, “ordunun ka- demeli olarak kışlasına geri dön- meye zorlandığı” denildi. Kuruluş, AB üyelik müzakereleri nedeniyle or- dunun güç kaybederek, “Batı’yı, Türkiye’deki en vefalı müttefikin- den yoksun bırakmasını kaderin bir cilvesi” olarak nitelendirdi. ‘Geri dönüşü olmayacak’ Türkiye’nin son dönemdeki aktif dõş politikasõnõn Ankara eksenli ol- duğu belirtilen analizde, şu görüşle- re yer verildi: “Amerikalılar ve Av- rupalılar yanılmasın. Bize göre (Türkiye’nin) geri dönüşü olma- yacak. Rusya, AB ve İran, güney sı- nırındaki diğer etkili aktörler ve Mısır arasındaki jeopolitik den- klemin merkezindeki vasıta olan Ankara’nın yalnız gitmeyi bıra- karak dağılma sürecindeki bir NA- TO’ya geri dönmesi için hiçbir neden yok.” NATO’nun Türki- ye’deki “en sadık müttefiklerinin” ordudaki generaller olduğu ileri sü- rülen analizde, 10 yõl içinde görev ala- cak yeni nesil generallerin, Doğu ve Batõ arasõnda köprü olan Türkiye’nin birleştirdiği yakalardan herhangi bi- rine ait olmasõ halinde köprü yerine çõkmaz olacağõnda uzlaşacağõ belir- tildi. Avrupa Siyasi Tahminler La- boratuvarõ, “Türkiye’de gelecek 5 yılda Washington destekli bir grup eski general küçük bir risk olsa da askeri darbe yapmaya kalkışabilir ama sonu muhtemelen, 1991 yılın- da Rus generallerin Gorbaçov’u hedef alan darbesi gibi olur” de- ğerlendirmesinde bulundu. ‘Bu kez karşı çıkmazlar’ Reuters ajansõnda yer alan “Bal- yoz” soruşturmasõna ilişkin haberde ise Türkiye’de bir çok kişinin ülke- nin darbelere ilişkin geçmişine kar- şõn bu kez generallerin AKP’ye doğrudan karşõ çõkmayacağõ düşün- cesinde olduğu belirtildi. Haberde, si- yaset uzmanlarõnõn ülkede laik, mil- liyetçi kesim ve AKP arasõnda gi- derek daha fazla kutuplaşmanõn ya- şandõğõ kaygõsõ taşõdõklarõnõ dile ge- Fransõz düşünce kuruluşu Avrupa Siyasi Tahminler Laboratuvarõ tarafõndan hazõrlanan, “Türkiye’nin uyanõşõ: Batõ kampõnõ kademeli terk ediş” başlõklõ analizde, Ankara’nõn İran ile yakõnlaşmasõyla ABD ve NATO’nun çõkarlarõna gittikçe artan oranda zarar verdiği ifade edildi. Analizde, Türkiye’yi Batõ yörüngesinde tutmak için tasarlanan bir diğer aygõt olan AB üyelik sözünün de gerçekte tam tersine hizmet ettiği kaydedildi. İngiltere’de yayõmlanan Times gazetesinde dün yayõmlanan başyazõda da, AKP hükümetiyle ordu arasõndaki gerilimin bir felaketle sonuçlanabileceği savunuldu. tirdikleri kaydedildi. Reuters’in İs- tanbul mahreçli analizinde askerle- re yönelik suçlamalara ilişkin geliş- melere yer verilerek Türkiye’nin tarihi bir kavşakta olduğu ve ülkenin derin bir sosyal ayrõm olasõlõğõyla karşõ karşõya bulunduğu öne sürül- dü. Felaket uyarısı İngiltere’de yayõmlanan Times ga- zetesinde dün yayõmlanan başyazõda, AKP hükümetiyle ordu arasõndaki ge- rilimin bir felaketle sonuçlanabileceği savunuldu. “NATO’nun önemli üyesi, potansiyel AB üyesi ve Ba- tı’nın Ortadoğu’daki stratejik or- tağı Türkiye, bugün bir felaketin eşiğinde” denilen yazõda şu ifadeler yer aldõ: “Eğer Tayyip Erdoğan’ın ılımlı İslamcı hükümeti ile ordu arasındaki mevcut gerilim bir dar- beyi tetikler, ya da siyasi ve dini şid- deti teşvik ederse, Batı’nın, bölge- sel istikrarın ve bölgenin bu yük- selmekte olan ekonomik gücünün kaybı hesaplanamaz boyutlarda olur. Tehlikede olan, sadece Tür- kiye için değil, Müslüman dünya- sındaki bütün ülkeler için önemli olan bir sorunun yanıtıdır: Siyasi İslam, ılımlı bir biçimde de olsa, de- mokrasi, devlet otoritesi ve laik ku- rumlar ile uyumlu olabilir mi?” ‘Sabırlı ama kararlı olmalı’ Erdoğan’õn ordu ile arasõndaki mücadeleden zaferle çõkmasõ ge- rektiği görüşünün dile getirildiği yazõda, “AB üyeliğine aday bir ülkede, ordunun sivil mahkemeler karşısında dokunulmaz olması, siyaset üzerinde veto yetkisine sa- hip olması, Kıbrıs’ta çözüme en- gel olması, hatta hükümeti tehdit etmesi kabul edilemez” denildi. Ancak buna karşõn “Öfkeli ordu- nun, Türkiye’yi kargaşaya sü- rüklemesini engellemek için Er- doğan’ın da biraz nabza göre şer- bet vermesi, sabırlı, ancak karar- lı olması gerektiği” öne sürüldü. KÜRT KONFERANSI Çözüm yolu diyalog ve müzakere DTK’nin düzenlediği konfe- ransõn sonuç bildirgesinde “Kürt sorunu da dünya deneyimlerin- den alacağõ ilhamla ve aynõ za- manda kendi deneyimini yarata- rak diyalog, istişare ve ortak pay- dalarda buluşarak çözüme kavuş- turulabilir niteliktedir” denildi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) düzenlediği “Uluslararası Müzakere ve Çö- züm Deneyimleri” konferansõnõn sonuç bildirgesinde, Kürt sorunu- nun çözümü için yol haritasõnõn be- lirlenmesi çağrõsõ yapõldõ. DTK’nin Diyarbakõr’da Sümer- park’ta düzenlediği ve iki gün süren “Uluslararası Müzakere ve Çözüm Deneyimleri” konferansõ sona erdi. Akademisyen, yazar, siyasetçi, emek- li diplomatlarõn da aralarõnda bu- lunduğu 120 kişinin katõldõğõ kon- feransõn sonuç bildirgesi DTK Eş- başkanõ Yüksel Genç tarafõndan açõklandõ. Bildirgede, konferansta katõlõmcõlarõn büyük bir mutabakata vardõğõ ana temalardan birinin di- yalog olduğu ifade edilerek, “Kürt sorunu da dünya deneyimlerin- den alacağı ilhamla ve aynı za- manda kendi deneyimini yarata- rak diyalog, istişare ve ortak paydalarda buluşarak çözüme kavuşturulabilir niteliktedir. So- runun çözümünden korkmak uz- laşma sürecini uzatmakta ve te- lafisi daha zor yaralara yol aç- maktadır” denildi. İrlanda, Galiçya, Galler, Bask, Katalan, Güney Afrika, Bolivya tecrübeleri õşõğõnda şiddetin bir noktadan sonra çözüme katkõda bulunamayacağõ yönünde görüşün yer aldõğõ bildirgede, “Diyalog ve müzakere ile devam edilmesi zo- runluluğu konusunda mutaba- kata varıldı” denildi. Karşılıklı güven şart Önce sorunun sonra taraflarõn ta- nõnmasõnõn önemine dikkat çekilen bildirgede, şu ifadelere yer verildi: “Çözüme ulaşmanın asgari şartı olarak, öncelikle sorunu anlamak, karşı tarafı anlamak, barışçıl çö- züme katkı sunacak bir dilin oluş- turulması üzerinde durulmuştur. Karşılıklı güven arttırıcı önlemle- rin-çabaların daha sonra sürdü- rülecek olan müzakereler için ol- mazsa olmaz bir şart olduğunun altı çizilmiştir. Bu nedenle top- lumda uzlaşmazlığın tüm tarafla- rını içeren diyalog ve müzakere sü- recinin başlatılması istenmiştir. Barışın sadece devlet ve muhale- fet arasında değil, barışın devlet, muhalefet ve toplum arasında kurgulanmasının kaçınılmazlığına vurgu yapılmıştır.” Bildirgede PKK’nin de aralarõnda bulunduğu Kürt siyasi hareketinin geçmişi tartõşmaya açarak yeniden değerlendirmesi istendi ve “Tüm yurttaşların üzerinde uzlaşacakları ve katkı yapacakları, yeni bir ana- yasa da dahil, bir yol haritasının belirlenmesinin önemine işaret edilmiştir” ifadelerine yer verildi. CHP ve MHP’li İzmir İl Genel Meclisi üye- lerinin, Milliyet yazarı Hasan Cemal ile Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı’ya, İz- mir’de DTP konvoyuna yönelik “taşlı saldırı“ olayına ilişkin yazılarında İzmir’e hakaret ettikle- ri iddiasıyla açtıkları tazminat davasının görülmesine İzmir 6. Sulh Ceza Mahkemesi’nde başlan- dı. İzmir’e faşist nitelemesi yapan ve kalpaklı Mustafa Kemal fotoğraflarıyla PKK’nin gerilla kı- yafetlerini bir tutan iki yazar hakkında açılan davanın ilk duruşmasını davacılardan İzmir İl Ge- nel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci (soldan 2.), meclis üyeleri Hidayet Petin, Sebahat Şahoğ- lu, Tayip Şengül, Zeynep Yapıcı ve Halil Kabasakal da izledi. Duruşma 19 Nisan’a ertelendi. ‘Faşist İzmir’ davası başladı Öcalan ev hapsi istiyor Avukat İrfan Dündar, PKK liderinin yol haritasõnda devletin Kürtlerin haklarõnõ güvence altõna almasõ ve ev hapsi modeli gibi çözüm önerilerinin yer aldõğõnõ belirtti DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)- Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatla- rõndan İrfan Dündar, Öcalan’õn hazõrladõğõ yol ha- ritasõnda devletin Kürtlerin haklarõnõ güvence altõ- na almasõ, ev hapsi modeli, sõnõr dõşõna çekilme gi- bi çözüm önerilerinin yeraldõğõnõ belirtti. Diyarbakõr’da Demokratik Toplum Kongresi (DTK), tarafõndan düzenlenen “Uluslararası Mü- zakere ve Çözüm Deneyimleri” konulu konferansta önceki gün konuşan Dündar, Öcalan’õn çözüm için hazõrladõğõ yol haritasõnõn halen verilmediğini anõmsattõ. Dündar, Öcalan’õn yol haritasõnõ ana baş- lõklar halinde şöyle açõkladõ:“Devlet Kürtlerin hak- larını güvence altına almalıdır. Kürt tarafı da şid- deti çözüm olarak görmediğini ilan etmelidir. Bu- nun sonucunda çatışmasızlık ortamı oluşur. Öcalan’ın önünün açılması gerekir. Ev hapsi mo- deli uygundur. Öcalan muhatap olarak kapatı- lan DTP’yi göstermişti. Kendisi ve PKK’nin de dolaylı biçimde görüşlerinin de alınması gerek- tiğini belirtti. Diğer bir konu da sınır dışına çe- kilme. Devletin verdiği güvencelerin hukuki mevzuata geçirilmesi, mevzuatın değişiklikler ol- dukça geri dönüşler de olacaktır.” ‘ Y İ Y İ C İ L İ K , Y O B A Z L I K , Y A L A K A L I K , Y A Ğ C I L I K , Y A N D A Ş L I K ’ Haber Merkezi - AKP’nin kurucularõ arasõnda bu- lunan, başbakan yardõmcõlõğõ, parti genel sekreterliğin- de bulunan Ertuğrul Yalçınbayır yollarõnõ ayõrdõğõ AKP’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu. Yalçõnbayõr, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşõ kurulan AKP’den sonra “Y’lerin arttığını” belirterek bunlarõ, “yiyicilik, yalakalık, yobazlık” diye sõraladõ. T24 adlõ internet haber sitesinden Selin Ongun’a röportaj veren Yalçõnbayõr, Abdullah Gül’e Cumhurbaşkanlõğõ’na aday olurken beş yõl için seçileceğini söylediğini, Gül’ün bu durumu bilerek Köşk’e çõktõğõnõ belirtti: Yalçõnbayõr, “Partiyi kurarken ‘3Y’ye dikkat’ dedik, ama Y’ler art- tı; yandaşlık, yobazlık, yalakalık, yiyicilik, yağcılık. Bu tabirleri kullandığım için bağışlayın fakat demokra- sinin en büyük düşmanı yağcılık ve yalakalıktır. Ama Y’lerin sayısını arttırırsanız, yozlaşma, yağcılık, yalakalık, yobazlık, yiyicilik, yandaşlık gibi Y’ler ek- lerseniz, bu işin sonu gelir. İçinizde programı, tüzüğü hatırlatan, yanlış uygulamalar konusunda uyarı yapan kişiler bulunsun. AKP içinde bunu yapacak, apolet- leri sökülmeyen “Abi” rolü oynayabilecek önemli in- sanlar mevcut. Örneğin Sayın Bülent Arõnç. Ama kendisi bu rolü üstlenmesi gerekirken çok fazla ko- nuşuyor, bazen faul yapıyor. Seçimi kazanmanız önemli değil. Karambol siyaseti yapmadan, kaliteli oy- nayarak, faul yapmadan oynamak gerek” dedi. Yalçınbayır: AKP’de Y’lerin sayısı arttı Müjdat Gezen’in böyle bir armağan beklentisi içinde olduğunu sanmıyorum, ama ellinci yıldönümü dolayısıyla, yazılan yazılardan ikisi çok ilgimi çekti. Bunlardan birincisi Emre Kongar’ın, bu kez çok lezzet aldığım 22 Şubat 2010 tarihli yazısı, ikincisi de Zeynep Oral’ın 28 Şubat Pazar tarihli makalesiydi. Zeynep, Müjdat’ı bir magazin figürü gibi algılayanları eleştirdiği ve bu müstesna sanatçının yaşam boyu gerçekleştirdiklerini sıralayan yazısında, onun sinema ve tiyatronun emektarları için 2000 yılında kurduğu huzurevinden söz ederken, şunları söylüyordu: - Devletin yapamadığını o yaptı. Yazının o bölümüne gelince şöyle bir durakladım ve devletin yapması gerekeni kendileri sırtlanan kişileri düşündüm. Aklıma da kuşağımın çok şeyler borçlu olduğu Yaşar Nabi Nayır geldi. Varlık Dergisi’nin ve Yayınları’nın yaratıcısı olan Yaşar Nabi Nayır, bana hep, devletin yerine kaim olup, onun boşalttığı bir alandaki hizmeti kendi sırtlanan insanın harikulade macerasını düşündürür. Son temsilcisi Erol Güney’in de geçenlerde İsrail’de bu dünyaya veda ettiği Türk rönesansı, gericiler, çıkarcılar, eyyamcılar tarafından baltalanmadan önce, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel önderliğindeki Tercüme Bürosu, hem klasikleri yayımlıyor, hem de Tercüme Dergisi’ni çıkarıyordu. Devletin desteklediği bu girişimin kısa sürede sona ereceğini, Tercüme Bürosu’nun kapanacağını doğrusu o anda kimse düşünemezdi ama ne yazık ki oldu. Bir lira gibi cüzi bir fiyata okura iletilen kitapların yayımlanması sona erince, varlığını elli yıldan fazla sürdürerek, dünyada bile parmakla gösterilebilecek Varlık Dergisi’nin sahibi Yaşar Nabi Nayır, yine bir liraya satılan Varlık Kitapları’nı yayımlamaya başladı. Bugün, kimi annemden kalma, kimi benim aldıklarım, kimisi de evlenirken Mine’nin kitaplığından getirdiği Varlık Yayınları, MEB’in klasikleri yanında kütüphanemizdeki yerlerinde dururlar. Ve onlara her baktığımda bizi bir sürü değerli yazar ve eserleriyle tanıştırıp yaşamımızı zenginleştiren Yaşar Nabi Bey’i minnetle anarım. Bir toplumda, devletin yapması gereken veya öyle olduğunu sandığımız hizmetlerin alanları boşalınca, kimse itmeden dürtmeden, salt kendi dürtülerinin itisiyle, o alana fırlayıp, hizmeti sırtlananlar ne kadar artarsa o toplum o kadar ileri gider. Yalnız huzureviyle değil, ayrıca Müjdat Gezen Sanat Merkezi ile de devletin hizmetini üstlenmiş Müjdat Gezen’e benzeyen bir başka dostum da Prof. Dr. Coşkun Özdemir’dir. Nöroloji Profesörü olan Coşkun Özdemir, Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’ni 1978’de kurdu. 1992 yılında zamanın Belediye Başkanı Prof. Nurettin Sözen derneğin bugün kullanmakta olduğu Yeşilköy’deki binasını yaptırdı, ondan sonra gelen Ali Talip Özdemir, binayı daha da geliştirdi. Benzersiz hizmetler gören derneğin, kas hastalarının evde bakımları projesine Oxford Üniversitesi’nden destek geldi, dernek bütün dünyada yankı uyandırdı. Ama bütün bunlara rağmen, geçen yılın sonunda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, anlaşılmaz bir şekilde derneğin belediyeye bağlı binasının tahliye edilmesini talep edince, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve sanatçılardan büyük tepkiler geldi. Dün tahliye için son gündü ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan bir açıklama ile işlem durduruldu. Dernek Başkanı Coşkun Özdemir’in de belirttiği gibi, çok vahim bir hatadan dönülmüştür. Ama bu yetmez, Kadir Topbaş, en kısa sürede Dernek Başkanı Coşkun Özdemir ile görüşmeli, derneği ziyaret ederek, yapılanları yerinde görmeli ve kuruluşa destek vermelidir. Böyle bir girişimde bulunduğu takdirde, bunları hem kamuoyuna duyurmak, hem de Başkan’a destek olmak için üzerimize düşeni yapacağız. Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’ne sahip çıkan bütün bilinçli yurttaşlar ile kuruluşları kutlarım. Bu mücadele onların sayesinde kazanılmıştır. İstanbul Haber Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikasõ, PEN Türkiye Merkezi, Edebiyatçõlar Derneği ve Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP yöneti- mince gazetemiz yazarõ Ataol Behramoğlu’na açõlan “hakaret davası”nõn takipçisi olacaklarõ- nõ bildirerek Behramoğlu’na destek verdiklerini açõkladõlar. Meslek örgütlerinden dün yapõlan yazõlõ açõk- lamada, Behramoğlu’nun 12 Ocak’ta CNN Türk televizyonunda katõldõğõ “Tarafsız Bölge” prog- ramõnda duygu, düşünce ve izlenimlerini dile getirdiği anõmsatõlarak, “Türkiye Yazarlar Sendikası’nda genel başkanlık yapmış, kimli- ği ve yapıtlarıyla ulusal ve uluslararası alan- da saygınlık kazanmış değerli şairimiz Ataol Behramoğlu’na, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilecek görüşleri nede- niyle Başbakan ve AKP tarafından hakaret davası açılmasını, biz yazarların da düşünce ve ifade özgürlüğüne müdahale sayıyoruz. Şairimize açılan bu davanın takipçisi olacağı- mızı kamuoyuna duyuruyoruz” denildi. ERDOĞAN’IN AÇTIĞI DAVA Yazarlardan, Ataol Behramoğlu’nadestek DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyar- bakõr’õn Çõnar ilçesine bağlõ köylerde 11 kişinin sor- gulanõp öldürülmesi olaylarõnõ itiraf eden “Melle Ahmet” kod adlõ Hizbullahçõ Tahsin Kara, Yargõ- tay 9. Ceza Dairesi’nin kararõyla serbest bõrakõldõ. Çõnar’da 11 öldürme, 1 yaralama ve adam kaçõr- ma eylemlerinde bulunan 20 sanõkla ilgili davada di- ğer tetikçilerle birlikte yargõlanan “Melle Ahmet” kod adlõ Kara, ifadesinde öldürme ve yaralama ola- yõna bizzat katõldõğõnõ, deşifre olmamak amacõyla 1995’te Mardin’in Kõzõltepe ilçesinin Horse köyüne bağlõ Çelebiya mezrasõnda bir süre fahri imamlõk yaptõktan sonra Tezgeçer’e gittiğini anlattõ. İddiana- mede, sanõğa Hizbullah tarafõndan “zekât ve fitrele- rin örgüte ait olduğu, zekât ve fitreleri almaması, kendisine başka bir köy bulması” şeklinde yazõlõ not gönderildiğine dikkat çekildi. Yargõlama aşama- sõnda itirafçõ olup pişmanlõk yasasõndan yararlanmak isteyen Kara, Hizbullah adõna faaliyet yürüttüğünü, imamlarla toplantõlar düzenlediklerini, PKK’lilerle devlete yakõn kişileri tespit edip ölüm kararõ aldõkla- rõnõ söyledi. Kara, geçen yõl Diyarbakõr 5. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce 12 yõl 6 ay hapse mahkûm edildi. Yargõtay 9. Ceza Dairesi ise sanõğõn 2000’den bu ya- na tutuklu olduğunu, cezasõnõn infazõnõ karşõlamasõ nedeniyle serbest bõrakõlmasõ gerektiğine hükmetti. HİZBULLAH İTİRAFÇISI SERBEST BIRAKILDI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle