Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2010 SALI
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Devletin Yerine
Hizmet Verenler
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Avrupa Siyasi Tahminler Laboratuvarõ, NATO ve AB ile ilişkilerin dönüşü olmayan noktaya doğru gittiğini belirtti
‘TürkiyeBatõ’yõterkediyor’Dış Haberler Servisi - Fransõz
düşünce kuruluşu Avrupa Siyasi
Tahminler Laboratuvarõ (LE-
AP/Europe 2020), Soğuk Savaş dö-
neminde “Batı’nın kalesi” olmayõ
kabullenen Türkiye’nin “uyana-
rak” güç kaybetmeye devam eden
Batõ kampõnõ kademeli olarak terk et-
tiği değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye’nin uyanışı: Batı kam-
pını kademeli terk ediş” başlõklõ
analizde, Türkiye’nin Batõ’yla iliş-
kilerini anlamak için İsrail’le ilişki-
lerine bakõlmasõ gerektiği belirtile-
rek, İsrail’in Aralõk 2008’deki Gaz-
ze saldõrõsõnõn ardõndan önce tonu-
nu, sonra yönelimini değiştiren An-
kara’nõn İsrail ile diplomatik ve as-
keri ilişkilerinden geri adõm atmaya
devam ettiği kaydedildi.
Öte yandan Türkiye’nin bölgesin-
de kendi stratejik bakõşõyla geliştirdiği
politikalarõn ABD ve NATO’nun çõ-
karlarõna gittikçe artan oranda zarar
verdiği ifade edilen analizde, buna ör-
nek olarak, Washington’õn õsrarla
savunduğu İran’a yaptõrõm ve am-
bargo fikrine rağmen Ankara’nõn
Tahran’la iyi ilişkileri gösterildi.
Dağılmaya çarpıcı bir örnek
Analizde, “Kısaca Türkiye-NA-
TO ilişkileri dönüşü olmayan nok-
taya ulaşmak üzere. Türkiye ör-
neği, üyelerini kontrol etmek için
ne vizyonu ne de gerekli araçları
bulunan NATO’nun devam eden
dağılma sürecine çarpıcı bir örnek
teşkil ediyor” ifadesi kullanõldõ.
Türkiye’yi Batõ yörüngesinde tut-
mak için tasarlanan bir diğer aygõt
olan AB üyelik sözünün gerçekte tam
tersine hizmet ettiği kaydedilen ana-
lizde, AB katõlõm müzakereleriyle de-
mokrasi güçlenirken, “ordunun ka-
demeli olarak kışlasına geri dön-
meye zorlandığı” denildi. Kuruluş,
AB üyelik müzakereleri nedeniyle or-
dunun güç kaybederek, “Batı’yı,
Türkiye’deki en vefalı müttefikin-
den yoksun bırakmasını kaderin
bir cilvesi” olarak nitelendirdi.
‘Geri dönüşü olmayacak’
Türkiye’nin son dönemdeki aktif
dõş politikasõnõn Ankara eksenli ol-
duğu belirtilen analizde, şu görüşle-
re yer verildi: “Amerikalılar ve Av-
rupalılar yanılmasın. Bize göre
(Türkiye’nin) geri dönüşü olma-
yacak. Rusya, AB ve İran, güney sı-
nırındaki diğer etkili aktörler ve
Mısır arasındaki jeopolitik den-
klemin merkezindeki vasıta olan
Ankara’nın yalnız gitmeyi bıra-
karak dağılma sürecindeki bir NA-
TO’ya geri dönmesi için hiçbir
neden yok.” NATO’nun Türki-
ye’deki “en sadık müttefiklerinin”
ordudaki generaller olduğu ileri sü-
rülen analizde, 10 yõl içinde görev ala-
cak yeni nesil generallerin, Doğu ve
Batõ arasõnda köprü olan Türkiye’nin
birleştirdiği yakalardan herhangi bi-
rine ait olmasõ halinde köprü yerine
çõkmaz olacağõnda uzlaşacağõ belir-
tildi. Avrupa Siyasi Tahminler La-
boratuvarõ, “Türkiye’de gelecek 5
yılda Washington destekli bir grup
eski general küçük bir risk olsa da
askeri darbe yapmaya kalkışabilir
ama sonu muhtemelen, 1991 yılın-
da Rus generallerin Gorbaçov’u
hedef alan darbesi gibi olur” de-
ğerlendirmesinde bulundu.
‘Bu kez karşı çıkmazlar’
Reuters ajansõnda yer alan “Bal-
yoz” soruşturmasõna ilişkin haberde
ise Türkiye’de bir çok kişinin ülke-
nin darbelere ilişkin geçmişine kar-
şõn bu kez generallerin AKP’ye
doğrudan karşõ çõkmayacağõ düşün-
cesinde olduğu belirtildi. Haberde, si-
yaset uzmanlarõnõn ülkede laik, mil-
liyetçi kesim ve AKP arasõnda gi-
derek daha fazla kutuplaşmanõn ya-
şandõğõ kaygõsõ taşõdõklarõnõ dile ge-
Fransõz düşünce kuruluşu Avrupa Siyasi Tahminler Laboratuvarõ tarafõndan hazõrlanan,
“Türkiye’nin uyanõşõ: Batõ kampõnõ kademeli terk ediş” başlõklõ analizde, Ankara’nõn İran ile
yakõnlaşmasõyla ABD ve NATO’nun çõkarlarõna gittikçe artan oranda zarar verdiği ifade edildi.
Analizde, Türkiye’yi Batõ yörüngesinde tutmak için tasarlanan bir diğer aygõt olan AB üyelik
sözünün de gerçekte tam tersine hizmet ettiği kaydedildi. İngiltere’de yayõmlanan
Times gazetesinde dün yayõmlanan başyazõda da, AKP hükümetiyle ordu arasõndaki
gerilimin bir felaketle sonuçlanabileceği savunuldu.
tirdikleri kaydedildi. Reuters’in İs-
tanbul mahreçli analizinde askerle-
re yönelik suçlamalara ilişkin geliş-
melere yer verilerek Türkiye’nin
tarihi bir kavşakta olduğu ve ülkenin
derin bir sosyal ayrõm olasõlõğõyla
karşõ karşõya bulunduğu öne sürül-
dü.
Felaket uyarısı
İngiltere’de yayõmlanan Times ga-
zetesinde dün yayõmlanan başyazõda,
AKP hükümetiyle ordu arasõndaki ge-
rilimin bir felaketle sonuçlanabileceği
savunuldu. “NATO’nun önemli
üyesi, potansiyel AB üyesi ve Ba-
tı’nın Ortadoğu’daki stratejik or-
tağı Türkiye, bugün bir felaketin
eşiğinde” denilen yazõda şu ifadeler
yer aldõ: “Eğer Tayyip Erdoğan’ın
ılımlı İslamcı hükümeti ile ordu
arasındaki mevcut gerilim bir dar-
beyi tetikler, ya da siyasi ve dini şid-
deti teşvik ederse, Batı’nın, bölge-
sel istikrarın ve bölgenin bu yük-
selmekte olan ekonomik gücünün
kaybı hesaplanamaz boyutlarda
olur. Tehlikede olan, sadece Tür-
kiye için değil, Müslüman dünya-
sındaki bütün ülkeler için önemli
olan bir sorunun yanıtıdır: Siyasi
İslam, ılımlı bir biçimde de olsa, de-
mokrasi, devlet otoritesi ve laik ku-
rumlar ile uyumlu olabilir mi?”
‘Sabırlı ama kararlı olmalı’
Erdoğan’õn ordu ile arasõndaki
mücadeleden zaferle çõkmasõ ge-
rektiği görüşünün dile getirildiği
yazõda, “AB üyeliğine aday bir
ülkede, ordunun sivil mahkemeler
karşısında dokunulmaz olması,
siyaset üzerinde veto yetkisine sa-
hip olması, Kıbrıs’ta çözüme en-
gel olması, hatta hükümeti tehdit
etmesi kabul edilemez” denildi.
Ancak buna karşõn “Öfkeli ordu-
nun, Türkiye’yi kargaşaya sü-
rüklemesini engellemek için Er-
doğan’ın da biraz nabza göre şer-
bet vermesi, sabırlı, ancak karar-
lı olması gerektiği” öne sürüldü.
KÜRT KONFERANSI
Çözüm yolu
diyalog ve
müzakere
DTK’nin düzenlediği konfe-
ransõn sonuç bildirgesinde “Kürt
sorunu da dünya deneyimlerin-
den alacağõ ilhamla ve aynõ za-
manda kendi deneyimini yarata-
rak diyalog, istişare ve ortak pay-
dalarda buluşarak çözüme kavuş-
turulabilir niteliktedir” denildi.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Demokratik Toplum
Kongresi’nin (DTK) düzenlediği
“Uluslararası Müzakere ve Çö-
züm Deneyimleri” konferansõnõn
sonuç bildirgesinde, Kürt sorunu-
nun çözümü için yol haritasõnõn be-
lirlenmesi çağrõsõ yapõldõ.
DTK’nin Diyarbakõr’da Sümer-
park’ta düzenlediği ve iki gün süren
“Uluslararası Müzakere ve Çözüm
Deneyimleri” konferansõ sona erdi.
Akademisyen, yazar, siyasetçi, emek-
li diplomatlarõn da aralarõnda bu-
lunduğu 120 kişinin katõldõğõ kon-
feransõn sonuç bildirgesi DTK Eş-
başkanõ Yüksel Genç tarafõndan
açõklandõ. Bildirgede, konferansta
katõlõmcõlarõn büyük bir mutabakata
vardõğõ ana temalardan birinin di-
yalog olduğu ifade edilerek, “Kürt
sorunu da dünya deneyimlerin-
den alacağı ilhamla ve aynı za-
manda kendi deneyimini yarata-
rak diyalog, istişare ve ortak
paydalarda buluşarak çözüme
kavuşturulabilir niteliktedir. So-
runun çözümünden korkmak uz-
laşma sürecini uzatmakta ve te-
lafisi daha zor yaralara yol aç-
maktadır” denildi.
İrlanda, Galiçya, Galler, Bask,
Katalan, Güney Afrika, Bolivya
tecrübeleri õşõğõnda şiddetin bir
noktadan sonra çözüme katkõda
bulunamayacağõ yönünde görüşün
yer aldõğõ bildirgede, “Diyalog ve
müzakere ile devam edilmesi zo-
runluluğu konusunda mutaba-
kata varıldı” denildi.
Karşılıklı güven şart
Önce sorunun sonra taraflarõn ta-
nõnmasõnõn önemine dikkat çekilen
bildirgede, şu ifadelere yer verildi:
“Çözüme ulaşmanın asgari şartı
olarak, öncelikle sorunu anlamak,
karşı tarafı anlamak, barışçıl çö-
züme katkı sunacak bir dilin oluş-
turulması üzerinde durulmuştur.
Karşılıklı güven arttırıcı önlemle-
rin-çabaların daha sonra sürdü-
rülecek olan müzakereler için ol-
mazsa olmaz bir şart olduğunun
altı çizilmiştir. Bu nedenle top-
lumda uzlaşmazlığın tüm tarafla-
rını içeren diyalog ve müzakere sü-
recinin başlatılması istenmiştir.
Barışın sadece devlet ve muhale-
fet arasında değil, barışın devlet,
muhalefet ve toplum arasında
kurgulanmasının kaçınılmazlığına
vurgu yapılmıştır.”
Bildirgede PKK’nin de aralarõnda
bulunduğu Kürt siyasi hareketinin
geçmişi tartõşmaya açarak yeniden
değerlendirmesi istendi ve “Tüm
yurttaşların üzerinde uzlaşacakları
ve katkı yapacakları, yeni bir ana-
yasa da dahil, bir yol haritasının
belirlenmesinin önemine işaret
edilmiştir” ifadelerine yer verildi.
CHP ve MHP’li İzmir İl Genel Meclisi üye-
lerinin, Milliyet yazarı Hasan Cemal ile
Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı’ya, İz-
mir’de DTP konvoyuna yönelik “taşlı saldırı“ olayına ilişkin yazılarında İzmir’e hakaret ettikle-
ri iddiasıyla açtıkları tazminat davasının görülmesine İzmir 6. Sulh Ceza Mahkemesi’nde başlan-
dı. İzmir’e faşist nitelemesi yapan ve kalpaklı Mustafa Kemal fotoğraflarıyla PKK’nin gerilla kı-
yafetlerini bir tutan iki yazar hakkında açılan davanın ilk duruşmasını davacılardan İzmir İl Ge-
nel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci (soldan 2.), meclis üyeleri Hidayet Petin, Sebahat Şahoğ-
lu, Tayip Şengül, Zeynep Yapıcı ve Halil Kabasakal da izledi. Duruşma 19 Nisan’a ertelendi.
‘Faşist İzmir’ davası başladı
Öcalan ev hapsi istiyor
Avukat İrfan Dündar, PKK liderinin yol haritasõnda devletin Kürtlerin haklarõnõ
güvence altõna almasõ ve ev hapsi modeli gibi çözüm önerilerinin yer aldõğõnõ belirtti
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)- Terör
örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatla-
rõndan İrfan Dündar, Öcalan’õn hazõrladõğõ yol ha-
ritasõnda devletin Kürtlerin haklarõnõ güvence altõ-
na almasõ, ev hapsi modeli, sõnõr dõşõna çekilme gi-
bi çözüm önerilerinin yeraldõğõnõ belirtti.
Diyarbakõr’da Demokratik Toplum Kongresi
(DTK), tarafõndan düzenlenen “Uluslararası Mü-
zakere ve Çözüm Deneyimleri” konulu konferansta
önceki gün konuşan Dündar, Öcalan’õn çözüm
için hazõrladõğõ yol haritasõnõn halen verilmediğini
anõmsattõ. Dündar, Öcalan’õn yol haritasõnõ ana baş-
lõklar halinde şöyle açõkladõ:“Devlet Kürtlerin hak-
larını güvence altına almalıdır. Kürt tarafı da şid-
deti çözüm olarak görmediğini ilan etmelidir. Bu-
nun sonucunda çatışmasızlık ortamı oluşur.
Öcalan’ın önünün açılması gerekir. Ev hapsi mo-
deli uygundur. Öcalan muhatap olarak kapatı-
lan DTP’yi göstermişti. Kendisi ve PKK’nin de
dolaylı biçimde görüşlerinin de alınması gerek-
tiğini belirtti. Diğer bir konu da sınır dışına çe-
kilme. Devletin verdiği güvencelerin hukuki
mevzuata geçirilmesi, mevzuatın değişiklikler ol-
dukça geri dönüşler de olacaktır.”
‘ Y İ Y İ C İ L İ K , Y O B A Z L I K , Y A L A K A L I K , Y A Ğ C I L I K , Y A N D A Ş L I K ’
Haber Merkezi - AKP’nin kurucularõ arasõnda bu-
lunan, başbakan yardõmcõlõğõ, parti genel sekreterliğin-
de bulunan Ertuğrul Yalçınbayır yollarõnõ ayõrdõğõ
AKP’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu. Yalçõnbayõr,
yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşõ kurulan AKP’den
sonra “Y’lerin arttığını” belirterek bunlarõ, “yiyicilik,
yalakalık, yobazlık” diye sõraladõ.
T24 adlõ internet haber sitesinden Selin Ongun’a röportaj
veren Yalçõnbayõr, Abdullah Gül’e Cumhurbaşkanlõğõ’na
aday olurken beş yõl için seçileceğini söylediğini, Gül’ün
bu durumu bilerek Köşk’e çõktõğõnõ belirtti: Yalçõnbayõr,
“Partiyi kurarken ‘3Y’ye dikkat’ dedik, ama Y’ler art-
tı; yandaşlık, yobazlık, yalakalık, yiyicilik, yağcılık. Bu
tabirleri kullandığım için bağışlayın fakat demokra-
sinin en büyük düşmanı yağcılık ve yalakalıktır.
Ama Y’lerin sayısını arttırırsanız, yozlaşma, yağcılık,
yalakalık, yobazlık, yiyicilik, yandaşlık gibi Y’ler ek-
lerseniz, bu işin sonu gelir. İçinizde programı, tüzüğü
hatırlatan, yanlış uygulamalar konusunda uyarı yapan
kişiler bulunsun. AKP içinde bunu yapacak, apolet-
leri sökülmeyen “Abi” rolü oynayabilecek önemli in-
sanlar mevcut. Örneğin Sayın Bülent Arõnç. Ama
kendisi bu rolü üstlenmesi gerekirken çok fazla ko-
nuşuyor, bazen faul yapıyor. Seçimi kazanmanız
önemli değil. Karambol siyaseti yapmadan, kaliteli oy-
nayarak, faul yapmadan oynamak gerek” dedi.
Yalçınbayır: AKP’de Y’lerin sayısı arttı
Müjdat Gezen’in böyle bir armağan beklentisi
içinde olduğunu sanmıyorum, ama ellinci
yıldönümü dolayısıyla, yazılan yazılardan ikisi çok
ilgimi çekti.
Bunlardan birincisi Emre Kongar’ın, bu kez çok
lezzet aldığım 22 Şubat 2010 tarihli yazısı, ikincisi
de Zeynep Oral’ın 28 Şubat Pazar tarihli
makalesiydi.
Zeynep, Müjdat’ı bir magazin figürü gibi
algılayanları eleştirdiği ve bu müstesna sanatçının
yaşam boyu gerçekleştirdiklerini sıralayan
yazısında, onun sinema ve tiyatronun emektarları
için 2000 yılında kurduğu huzurevinden söz
ederken, şunları söylüyordu:
- Devletin yapamadığını o yaptı.
Yazının o bölümüne gelince şöyle bir
durakladım ve devletin yapması gerekeni
kendileri sırtlanan kişileri düşündüm.
Aklıma da kuşağımın çok şeyler borçlu olduğu
Yaşar Nabi Nayır geldi.
Varlık Dergisi’nin ve Yayınları’nın yaratıcısı olan
Yaşar Nabi Nayır, bana hep, devletin yerine kaim
olup, onun boşalttığı bir alandaki hizmeti kendi
sırtlanan insanın harikulade macerasını
düşündürür.
Son temsilcisi Erol Güney’in de geçenlerde
İsrail’de bu dünyaya veda ettiği Türk rönesansı,
gericiler, çıkarcılar, eyyamcılar tarafından
baltalanmadan önce, Milli Eğitim Bakanı Hasan
Âli Yücel önderliğindeki Tercüme Bürosu, hem
klasikleri yayımlıyor, hem de Tercüme Dergisi’ni
çıkarıyordu.
Devletin desteklediği bu girişimin kısa sürede
sona ereceğini, Tercüme Bürosu’nun
kapanacağını doğrusu o anda kimse
düşünemezdi ama ne yazık ki oldu.
Bir lira gibi cüzi bir fiyata okura iletilen kitapların
yayımlanması sona erince, varlığını elli yıldan
fazla sürdürerek, dünyada bile parmakla
gösterilebilecek Varlık Dergisi’nin sahibi Yaşar
Nabi Nayır, yine bir liraya satılan Varlık Kitapları’nı
yayımlamaya başladı.
Bugün, kimi annemden kalma, kimi benim
aldıklarım, kimisi de evlenirken Mine’nin
kitaplığından getirdiği Varlık Yayınları, MEB’in
klasikleri yanında kütüphanemizdeki yerlerinde
dururlar. Ve onlara her baktığımda bizi bir sürü
değerli yazar ve eserleriyle tanıştırıp yaşamımızı
zenginleştiren Yaşar Nabi Bey’i minnetle anarım.
Bir toplumda, devletin yapması gereken veya
öyle olduğunu sandığımız hizmetlerin alanları
boşalınca, kimse itmeden dürtmeden, salt kendi
dürtülerinin itisiyle, o alana fırlayıp, hizmeti
sırtlananlar ne kadar artarsa o toplum o kadar ileri
gider.
Yalnız huzureviyle değil, ayrıca Müjdat Gezen
Sanat Merkezi ile de devletin hizmetini üstlenmiş
Müjdat Gezen’e benzeyen bir başka dostum da
Prof. Dr. Coşkun Özdemir’dir.
Nöroloji Profesörü olan Coşkun Özdemir,
Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’ni 1978’de kurdu.
1992 yılında zamanın Belediye Başkanı Prof.
Nurettin Sözen derneğin bugün kullanmakta
olduğu Yeşilköy’deki binasını yaptırdı, ondan
sonra gelen Ali Talip Özdemir, binayı daha da
geliştirdi.
Benzersiz hizmetler gören derneğin, kas
hastalarının evde bakımları projesine Oxford
Üniversitesi’nden destek geldi, dernek bütün
dünyada yankı uyandırdı.
Ama bütün bunlara rağmen, geçen yılın
sonunda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş, anlaşılmaz bir şekilde derneğin
belediyeye bağlı binasının tahliye edilmesini talep
edince, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve
sanatçılardan büyük tepkiler geldi.
Dün tahliye için son gündü ki, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan bir açıklama
ile işlem durduruldu.
Dernek Başkanı Coşkun Özdemir’in de belirttiği
gibi, çok vahim bir hatadan dönülmüştür. Ama bu
yetmez, Kadir Topbaş, en kısa sürede Dernek
Başkanı Coşkun Özdemir ile görüşmeli, derneği
ziyaret ederek, yapılanları yerinde görmeli ve
kuruluşa destek vermelidir.
Böyle bir girişimde bulunduğu takdirde, bunları
hem kamuoyuna duyurmak, hem de Başkan’a
destek olmak için üzerimize düşeni yapacağız.
Türkiye Kas Hastalıkları Derneği’ne sahip çıkan
bütün bilinçli yurttaşlar ile kuruluşları kutlarım. Bu
mücadele onların sayesinde kazanılmıştır.
İstanbul Haber Servisi - Türkiye Yazarlar
Sendikasõ, PEN Türkiye Merkezi, Edebiyatçõlar
Derneği ve Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP yöneti-
mince gazetemiz yazarõ Ataol Behramoğlu’na
açõlan “hakaret davası”nõn takipçisi olacaklarõ-
nõ bildirerek Behramoğlu’na destek verdiklerini
açõkladõlar.
Meslek örgütlerinden dün yapõlan yazõlõ açõk-
lamada, Behramoğlu’nun 12 Ocak’ta CNN Türk
televizyonunda katõldõğõ “Tarafsız Bölge” prog-
ramõnda duygu, düşünce ve izlenimlerini dile
getirdiği anõmsatõlarak, “Türkiye Yazarlar
Sendikası’nda genel başkanlık yapmış, kimli-
ği ve yapıtlarıyla ulusal ve uluslararası alan-
da saygınlık kazanmış değerli şairimiz Ataol
Behramoğlu’na, düşünce ve ifade özgürlüğü
kapsamında değerlendirilecek görüşleri nede-
niyle Başbakan ve AKP tarafından hakaret
davası açılmasını, biz yazarların da düşünce
ve ifade özgürlüğüne müdahale sayıyoruz.
Şairimize açılan bu davanın takipçisi olacağı-
mızı kamuoyuna duyuruyoruz” denildi.
ERDOĞAN’IN AÇTIĞI DAVA
Yazarlardan, Ataol
Behramoğlu’nadestek
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyar-
bakõr’õn Çõnar ilçesine bağlõ köylerde 11 kişinin sor-
gulanõp öldürülmesi olaylarõnõ itiraf eden “Melle
Ahmet” kod adlõ Hizbullahçõ Tahsin Kara, Yargõ-
tay 9. Ceza Dairesi’nin kararõyla serbest bõrakõldõ.
Çõnar’da 11 öldürme, 1 yaralama ve adam kaçõr-
ma eylemlerinde bulunan 20 sanõkla ilgili davada di-
ğer tetikçilerle birlikte yargõlanan “Melle Ahmet”
kod adlõ Kara, ifadesinde öldürme ve yaralama ola-
yõna bizzat katõldõğõnõ, deşifre olmamak amacõyla
1995’te Mardin’in Kõzõltepe ilçesinin Horse köyüne
bağlõ Çelebiya mezrasõnda bir süre fahri imamlõk
yaptõktan sonra Tezgeçer’e gittiğini anlattõ. İddiana-
mede, sanõğa Hizbullah tarafõndan “zekât ve fitrele-
rin örgüte ait olduğu, zekât ve fitreleri almaması,
kendisine başka bir köy bulması” şeklinde yazõlõ
not gönderildiğine dikkat çekildi. Yargõlama aşama-
sõnda itirafçõ olup pişmanlõk yasasõndan yararlanmak
isteyen Kara, Hizbullah adõna faaliyet yürüttüğünü,
imamlarla toplantõlar düzenlediklerini, PKK’lilerle
devlete yakõn kişileri tespit edip ölüm kararõ aldõkla-
rõnõ söyledi. Kara, geçen yõl Diyarbakõr 5. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nce 12 yõl 6 ay hapse mahkûm edildi.
Yargõtay 9. Ceza Dairesi ise sanõğõn 2000’den bu ya-
na tutuklu olduğunu, cezasõnõn infazõnõ karşõlamasõ
nedeniyle serbest bõrakõlmasõ gerektiğine hükmetti.
HİZBULLAH İTİRAFÇISI SERBEST BIRAKILDI