Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 17 MART 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Çizginin Filozofu Gitti
Dostluğundan ve ağabeyliğinden büyük onur
ve gurur duyduğum insan sessizce dünyayı
terk etti. Onun buralardan gittikten sonra
toprağına indiği Hacıbektaş’taki tepeden
geride kalanların saygılı çokluğunu ince bir
mizah duygusuyla seyrettiğini hayal ettim.
Gerçekmiş gibi geldi.
Dostları sevenleri gerçekten de tüm
diyarlarda çoktur Turhan Ağabeyimin.
Yurtdışındaki sergilerinden bazılarında
bulundum. Sergilerini gezenlerin o müthiş
soyutlama dünyası karşısında nasıl
afalladıklarının tanığıyım.
Bir eserin karşısında dakikalarca durduklarını
bilirim.
Ne anlattığını anlamak için değil, onu hemen
anlarlardı, nasıl anlattığını çözmek için
bakarlardı uzun uzun.
Soyutlama bana sorarsanız felsefenin biricik
aracı, aletidir. Kimileri, lafı ne kadar dolandırır
ağdalı bir hale sokar, karmaşık hale getirir,
çapraşık cümlelerle ifadeye kalkışırlarsa o
kadar filozof olacaklarını zannediyorlar. Proust
taklidi başarısız cümlelerle içi boş “fikirlerini”
anlatıyorlar da böbürlenmelerinden,
kasılmalarından yanlarına yaklaşamıyorsunuz.
Oysa Türkiye’nin eşsiz emsalsiz iki kardeşine
İlhan ve Turhan kardeşlere yakından bir
baksalar, birinin yazıda, diğerinin çizgide
soyutlamanın zirvesinde olduğunu
görüverecekler.
Ne kadar zor bir iş olduğunu da görecekler
kuşkusuz. Heveslerinin kaçması, bu işin çok
çalışmakla, analitik düşünmek ve sağlam bir
diyalektikle hayata, insana bakmakla mümkün
olduğunu azıcık sezmelerindendir.
Turhan Ağabey, çizginin filozofuydu. Onun
çizdiği insanlar, iyileri ve kötüleriyle insan
hallerinin en soyutlanmış ve hayatın içinden
çıkmış olanlarıydı. En az çizgiyle yaratıldılar.
Çok şey anlatmayı başardılar.
Turhan Ağabeyin gidişinden sonra öfkelerini,
kinlerini, nefretlerini kusanlar ise öylesine
zavallıdırlar ki, onun, kendi cılız hayallerindeki
hurili, gılmanlı öteki dünyaya gittiğini
zannediyorlar.
Yok, onun gittiği yer sizin bildiğiniz yer değil.
O mavi siyah bir karanlığın içinde ışıklar
arasındadır. Pek az çizgiyle anlattığı derin bir
hayatın içinden geçerek çevrimini
tamamlamakta, nihayet kendisine
dönmektedir.
Sizin anlayabileceğiniz bir şey değil bu.
Turhan Ağabey Türkiye’nin bütün hallerini
bildi, yaşadı. Nezarethanelerini, hapishanelerini
de biliyor, konukevlerini de. Çalıştığı gazeteler
onunla zenginleştiler. Bir gün arkadaşlarıyla
birlikte kapının önüne konduğunda o işi
becerenlerin nasıl birdenbire anlamsızlaştığını
hep birlikte gördük.
Şimdi hikâyeleri anlatılınca, o zamanın
“kahramanları” yere bakarak sessizce
tüymüyorlar mı sahneden?
Oysa Turhan Ağabey güldü geçti olup
bitenlere.
Onun dünyasının dışında şeylerdi yaşananlar.
Şöyle bir baktı ve devam etti.
Duvarımda onun armağanı Osmanlı efendisi
Abdülcanbaz, bisikletini sürüp gidiyor
aydınlanma peşindeki Türkiye’ye doğru. Şimdi
o bisikleti elinden alıp geriye Osmanlı’ya
çevirmek isteyenler pek öfkelidirler.
Bir zamanlar öfkelerini suç duyurusu üstüne
suç duyurusu yaparak dindirmeye kalkmışlardı.
Olmadı, amaçlarına ulaşamadılar.
Savcının kapısında da belki yorgun, ama başı
dik bir Abdülcanbaz’dı Turhan Ağabey.
Pek gururlu cümlelerle veda edeceğim,
Turhan Ağabey’e.
Ömrüm yetmez, ama ben onlardan el
almakla mutluyum. Başaramayabilirim, ama
hac yolundaki karınca gibi de mi olamam.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
MAHMUT LICALI
ANKARA - YÖK’ün lise eğitiminin ta-
mamõnõ KKTC dõşõndaki bir ülkede ta-
mamlayan Türk öğrencileri de yabancõ öğ-
renci statüsünde göstererek sõnava gir-
meden üniversiteye girme hakkõ tanõma-
sõ eğitim çevrelerinin tepkisini çekti.
YÖK üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğ-
lu, düzenlemenin kötü niyetle kullanõl-
mamasõ gerektiğini belirtirken eski YÖK
Başkan Vekili Prof. Dr. İsa Eşme, dü-
zenlemenin en çok yurtdõşõndaki cemaat
okullarõnõn işine yarayacağõnõ kaydetti. Es-
ki YÖK üyesi Bülent Serim de düzen-
lemeyle cemaat okullarõndaki öğrencile-
rin katsayõ engeline takõlmadan üniversi-
telere geçişinin sağlanacağõnõ ifade etti.
YÖK’ün tepki çeken düzenlemesi ile il-
gili değerlendirmeler şöyle:
YÖK üyesi Prof. Dr. Necmi
Yüzbaşıoğlu:
Türk vatandaşlarõ lise eğitiminin ta-
mamõnõ yurtdõşõnda bitirmişse -son sõnõf-
ta yurtdõşõna geçmek biçiminde değil- bu
haktan yararlanmalõ. Bu yanlõş değil.
Yeni üniversiteye giriş sistemine göre sõ-
navda daha detaylõ bilgiler soruluyor.
Almanya ya da Fransa’da liseyi bitiren öğ-
rencilerin bu kadar ayrõntõlõ sorular kar-
şõsõnda Türkiye’de liseyi bitiren öğrenci-
ler kadar başarõlõ olmasõ mümkün değil.
Bu düzenlemenin altõnda başka hesaplar
var mõdõr bilmiyorum. Kötü niyetle kul-
lanõlmamalõ. Ben Yabancõ Öğrenci Sõ-
navõ’nõn (YÖS) kaldõrõlmasõna karşõy-
dõm. YÖS’ün devam etmesindeyim ya-
nayõm, ama YÖK’ten kaldõrõlmasõ yö-
nünde karar çõktõ. Yabancõ öğrencilerin
bir sõnavla alõnmasõnõn kaldõrõlmasõnõ
doğru bulmuyorum.
‘Hukuk geçit vermez’
Eski YÖK Başkanvekili Prof.
Dr. İsa Eşme:
YÖS sõnavõnõn kaldõrõlarak Türk üni-
versitelerine girecek yabancõ öğrenci se-
çiminde yetkinin üniversitelere bõrakõl-
masõ olumlu bir karar gibi görülüyor. An-
cak karar bazõ soru işaretlerini de bera-
berinde getiriyor. Bu hak, bugüne kadar
yalnõz yabancõ uyruklulara veriliyordu.
Aynõ hakkõn Türk uyruklulara da veril-
mesi, yurtdõşõnda okuma imkânõ bu-
lanlara, iki aşamalõ yeni giriş sistemi dõ-
şõnda, üniversiteye girme hakkõ verilmesi
anlamõna geliyor. Böyle bir hak, istis-
mara açõktõr. Yönetmelik bu haliyle en
çok, yurtdõşõndaki cemaat okullarõnda
okuyanlara yarayacak bir sonucu doğu-
rur. Böyle bir uygulamaya, hukukun ge-
çit vereceğini düşünmüyorum.
Eski YÖK Üyesi Bülent Serim:
Düzenlemeyle Fethullah Gülen okullarõ
ve onun yandaşõ olan okullarda okuyan ço-
cuklar sõnavsõz olarak Türkiye’deki her
türlü yükseköğretim programõna gire-
bilme hakkõna kavuşacaklar. Cemaat
okullarõnõn, burs tutarõnõ ya da burslu öğ-
renci sayõsõnõ arttõrarak Türkiye’den
özel öğrenci çekip yurtdõşõnda okutup
Türkiye’de yükseköğretim programõna
sokma ihtimali de var.
Bunun dõşõnda, İslami eğitim veren Pa-
kistan, Malezya, Endonezya, Mõsõr gibi
pek çok ülke var. İmkânõ olan insanlarõn
çocuklarõnõ buralarda okutup doğrudan
doğruya Türkiye’deki tüm yükseköğre-
tim programlarõna girme şanslarõ var. Bü-
tün bunlarõn dõşõnda yurtdõşõnda lise
eğitimini bitiren öğrenciler sõnava gir-
meyeceği için eşitlik ilkesine de aykõrõ-
lõk var. Türkiye’de okuyan çocuklara çok
zor şartlarda yükseköğretime giriş şan-
sõ verilirken lise eğitimini yurtdõşõnda
okuyanlarõn doğrudan yükseköğretime
dahil olmalarõ adil değil.
YÖK’ün açõklamasõnda ‘Üniversite-
ler kendi şartlarını koyacaklar’ deni-
liyor. Şartlar sõnav anlamõna gelmiyor.
Kaldõ ki şartlarõn nasõl olacağõnõ da bi-
liyoruz. Kimse kimseyi kandõramaz.
Bütün bunlar, katsayõyõ dolaylõ yoldan
ve hukuk dolanõlarak ihmal edilmesine
sebep olacak. Bu düzenlemedeki amaç
yabancõ öğrencilerin Türkiye’de oku-
malarõnõ kolaylaştõrmak değil, esas amaç
yabancõ öğrenciler bahane edilerek ce-
maat okullarõnõn önünü açmak.
‘Cemaatokullarınınişineyarar’
‘Emekliler istismar ediliyor’
MELTEM YILMAZ
Tüm Emekliler Sendikasõ Genel
Başkanõ Veli Beysülen, Türkiye İş-
çi Emeklileri Derneği’ne, bilgileri dõ-
şõnda üye yapõlan üyelerinin toplam
1000 kişiye ulaştõklarõnõ belirterek
“Bu şekilde bilgisi olmadan toplam
550 bin emekli olduğunu biliyoruz,
bu kişilere ulaşmaya çalışıyoruz.
Türkiye’de sosyal devletin var ol-
maması ile örgütlenme özgürlü-
ğünün bulunmaması nedeniyle
korsan örgütlenmelerin sayısı her
geçen gün artıyor. Son dönemler-
de ‘danõşmanlõk hizmeti’ adı altın-
da emeklileri istismar eden birçok
işyerinin açılması da bunun bir ör-
neği” diye konuştu.
Türkiye İşçi Emeklileri Derne-
ği’nin, sayõlarõnõn 650 binin üzerin-
de olduğunu iddia ettiği üyelerinin her
birinden 18 lira aidat kesildiğinin ge-
çen günlerde ortaya çõkmasõ, emek-
lilerin tepkisine neden oldu. Birçok
emekli, Sosyal Güvenlik Kurumu
(SGK) aracõlõğõyla her yõl şubat ayõn-
da derneğe aktarõlan paradan maaş
bordrosu almamalarõ nedeniyle ha-
berdar olmadõklarõnõ belirtirken Tür-
kiye Emekliler Derneği’nden yapõlan
açõklamada ise 653 bin üyenin her bi-
rinin, üyelik işlemleri yapõlõrken ke-
silecek olan aidatlarõ onayladõklarõ id-
dia edildi.
Konuyla ilgili sorularõmõzõ yanõt-
layan Tüm Emekliler Sendikasõ Ge-
nel Başkanõ Veli Beysülen, Türki-
ye’de hiçbir derneğin 650 bin üyesi-
nin bulunmadõğõnõ belirterek Türki-
ye İşçi Emekliler Derneği’nin iddia et-
tiği üye sayõsõ gerçekdõşõ olduğunu
söyledi.
1996 yõlõnda SSK’nin, o zamanki
adõ “Türkiye İşçi Emeklileri Ce-
miyeti” olan derneğe sağlõk karneleri
düzenleme ile taksitli kömür satõşõ
yapma yetkisi verdiğini anõmsatan
Beysülen, “Dernek, sağlık karnesi
verdiği ya da taksitli kömür satışı
yaptığı kişileri, bu kişilerin bilgileri
dışında üye yapmış. Bizim disiplin
kurulu üyemizden dahi derneğe
üye olmamasına karşın aidat kes-
mişler. Biz bu şekilde, bilgisi dı-
şında üye yapılmış olan toplam
bin kişiye ulaştık şu ana kadar. Za-
ten derneğin yönetim kurulu baş-
kanı geçmişte SSK, artık SGK yö-
netiminde olması nedeniyle emek-
li bilgisini elinde bulunduruyor. Do-
layısıyla bu emekliler arasından,
durumlarını takip etmeyeceğine
inandıkları kişileri üye olarak gös-
teriyorlar. Amaç, kendilerini Tür-
kiye’nin en büyük emekli örgütü
olarak göstererek SGK yöneti-
minde kalmaya devam etmek. Bir
diğer amaç da tabii aidat toplamak.
650 binin üzerinde kişiden toplanan
para 12 milyon TL’nin üzerinde.
Bu paraların nereye harcandığı
ise belli değil” diye konuştu.
Korsan örgütlenmeler artıyor
Emeklilerin, SGK’nin birimlerine
başvurup üye olup olmadõklarõnõ öğ-
renebileceklerini anõmsatan Beysülen,
devletin eksik kaldõğõ noktalarõn kor-
san örgütlenmeler tarafõndan doldu-
rulduğunu, bu tür örgütlenmelerin ise
her geçen gün arttõğõnõ belirterek
şöyle devam etti:
“Biz, Tüm Emekliler Sendikası
olarak bu derneğin 550 bin üyesi-
nin, üye olduğundan haberinin ol-
madığına inanıyoruz, bu insanlara
ulaşmaya çalışıyoruz. Türkiye’de
ne yazık ki bu şekilde korsan ör-
gütlenme faaliyeti gösteren birçok
emekli derneği var. Diğer yandan
son dönemlerde ‘Derneklere dilek-
çe yazõyoruz’ diyerek emeklileri
istismar eden danışmanlık büroları
adı altında çalışan yerlerin de sa-
yıları giderek artmaya başladı.”
8.5 yıldır dernek başkanı
Konuyla ilgili sorularõmõzõ yanõt-
layan avukat Fikret İlkiz, derneğin
emeklilerden aidat kesebilmesi için
emeklilerin üyelik için başvuru yap-
masõ gerektiğini anõmsatarak “Aidat
miktarı, genel kurulda belirlenir.
Zaten genel kurul da üyelerle ya-
pılır. Üyelerin bilgilendirilmesi
şarttır” dedi. Aynõ zamanda
SGK’de yönetim kurulu üyesi olan
dernek başkanõ Kazım Ergün ko-
nuyla ilgili telefonlarõmõza yanõt
vermezken Ergün’ün 11 yõldõr der-
nek yönetiminde bulunduğu, 8.5
yõldõr ise başkanlõk yaptõğõ öğrenil-
di. Ergün, SGK yönetim kurulu üye-
liğinden 4 bin 300 lira, 950 lira da
emekli maaşõ alõyor. Derneğin basõn
bürosundan yapõlan açõklamada ise
her üyenin, kesilecek olan aidatlar
konusunda üyelik işlemleri yapõlõr-
ken bilgilendirildiği savunuldu.
Türkiye İşçi Emeklileri Derneği’nin, sayõlarõnõn 650 binin üzerinde olduğunu iddia ettiği
üyelerinin her birinden 18 lira aidat kesildiğinin geçen günlerde ortaya çõkmasõ, emeklilerin
tepkisine neden oldu. Dernekten yapõlan açõklamada ise 653 bin üyenin her birinin, üyelik işlemleri
yapõlõrken kesilecek olan aidatlarõ onayladõklarõ iddia edildi.
16 Mart’ta katledilenler anıldı
İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Üniversitesi Eczacõlõk
Fakültesi önünde 32 yõl önce öl-
dürülen 7 öğrenci, dün katle-
dildikleri yerde karanfillerle
anõldõ. Halepçe Katliamõ da
protesto edildi. Törenlerde, kat-
liamõn sorumlularõnõn belli ol-
duğu belirtilerek “Türkiye’de
zamanaşımına uğrayan dava
AİHM’ye gidilirse çözüme
kavuşacaktır” denildi.
İstanbul Üniversitesi’nde fa-
şist baskõlar nedeniyle okula bir-
likte girip çõkan devrimci öğ-
rencilerden Hatice Özen, Ba-
ki Ekiz, Turan Ören, Abdul-
lah Şimşek, Hamit Akıl, Mu-
rat Kurt, Cemil Sönmez, 16
Mart 1978’de Eczacõlõk Fakül-
tesi önünde önce bomba atõl-
masõ, ardõndan silahla ateş açõl-
masõ sonucu yaşamõnõ yitir-
mişti. Olayõn kurbanlarõ için
dün üniversitenin önü çok sa-
yõda törene sahne oldu.
Katledilen öğrencileri anmak
için ilk olarak Halkõn Kurtuluş
Partisi üyeleri Eczacõlõk Fa-
kültesi’nin önünde toplandõ.
“Devrim şehitleri ölümsüz-
dür”, “Bizde zamanaşımı yok-
tur” sloganlarõ atan grup, Ec-
zacõlõk Fakültesi’nin önüne kõr-
mõzõ karanfiller bõraktõ. Daha
sonra DİSK’e bağlõ Genç-Sen
ve İstanbul Üniversitesi Öğ-
rencileri de katliamõ lanetlemek
üzere aynõ noktadaydõ.
Çağdaş Hukukçular Derneği
Eğitim-Sen 6 No’lu Şube ve
Türkiye Yazarlar Derneği ta-
rafõndan gerçekleştirilen anma
etkinliğinde ise bu kez yaşamõnõ
yitirenlerin üniversiteden ar-
kadaşlarõ buluştu. Grup adõna
açõklama yapan avukat Ser-
han Arıkanoğlu, 16 Mart kat-
liamõnõn faili meçhul olmadõğõnõ
belirterek “Katliamı planla-
yanları, gerçekleştirenleri ve
de aklayanları tanıyoruz.
Yükselen devrimci mücade-
lenin önünü kesmek, kitlele-
ri sindirmek isteyen egemen
güçler, 36 emekçinin hayatı-
nı kaybettiği 1 Mayıs 1977
katliamıyla başlayan süreçte
birçok katliamı planlayıp ha-
yata geçirdi. 16 Mart katlia-
mı da aynı amaçla gerçekleş-
tirilen ve doğrudan kitle im-
hasına yönelen saldırılardan
biridir” dedi. Arõkanoğlu, 16
Mart’tan Gazi’ye, Şemdinli’den
Dink suikastõna uzanan katli-
amlarõn sorumlusunun kontr-
gerilla olduğunu ifade etti.
Türkiye İşçi Emeklileri Derneği’nin binlerce emekliden izinsiz ödenti toplamasõ tartõşma yarattõ
Çok sayıda sivil toplum örgütünden temsilciler 1978’de yaşanan katliamı lanetlemek üzere dün İÜ önünde toplandı.
BDP İL BAŞKANI DA GÖZALTINDA
Siirt’te KCK
operasyonu
SİİRT (Cumhuriyet) - Siirt’te terör örgütü
PKK’nin kent yapõlanmasõ KCK’ye yönelik
düzenlenen operasyonda, aralarõnda BDP İl
Başkanõ Sıddık Taş ile İHD Şube Başkanõ Vetha
Aydın’õn da bulunduğu 14 kişi gözaltõna alõndõ.
Siirt Emniyet Müdürlüğü ekipleri dün terör
örgütü PKK’nin şehir yapõlanmasõ KCK’ye
yönelik operasyon düzenledi. Operasyonda
aralarõnda BDP İl Başkanõ Sõddõk Taş, İHD Siirt
Şube Başkanõ Vetha Aydõn, il genel meclisi üyesi
Belkıza Epözdemir, Tüm Bel-Sen Şube Başkanõ
Ferit Epözdemir, bazõ sendikacõ ve dernek
yöneticilerinin de bulunduğu 14 kişi gözaltõna
alõndõ. Zanlõlarõn evlerinde yapõlan aramalarda
hard disklere ve bazõ belgelere el konuldu.
TÜRK AİLELERE UMUT OLDU
Irak’ta ilk
tazminatõ
Günday aldõ
NEW YORK (ANKA) - Irak’ta babasõ Ahmet
Günday’õ kaybeden Musa Günday, hukuk
mücadelesi sonucu ABD şirketinden 300 bin
dolar tazminat aldõ. Günday’õn ABD’den aldõğõ
tazminat, Irak savaşõnõn mağduru Türk aileler için
yeni bir umut oldu.
Musa Günday, babasõ Ahmet Günday’õn Irak’ta
Türk-Amerikan ortaklõğõ bir firmanõn aracõlõğõ ile
çalõşõrken ölmesi üzerine, hukuk mücadelesine
başladõ. Günday süreci, “Babamın ABD İşçi
Bakanlığı’nda ölüm kaydını bulduk ve bu
kayıt bizi, annemin babamdan dolayı bir
sigortadan yararlandığı bilgisini ortaya
çıkardı. Sekiz aylık bir evrak takibi sonucu
annem toplamda 300 bin Amerikan Doları’na
tekabül edecek olan aylık 1800 dolarlık bir
ödeme ve geriye dönük toplu ödeme aldı”
sözleriyle özetledi.
Günday, Irak’ta yaşamõnõ yitiren, yaralanan ve
sakat kalan Türk yurttaşlarõnõn, ABD
şirketlerinden yasal tazminat haklarõnõ almak için
mücadele başlattõ. Irak mağduru diğer ülke
yurttaşlarõnõn haklarõnõ aramak için bir araya
gelerek dernek kurduklarõna dikkat çeken
Günday, Türkiye’deki ailelerin ise durumdan
habersiz olduğunu anlattõ. Yakõnõnõ Irak’ta
kaybeden Türk aileleri, ileride kurulacak bir sivil
kuruluşun oluşumu için bir araya getirmeye
çalõştõğõnõ belirten Günday şunlarõ söyledi:
“Irak’ta öldürülen vatandaşlarımızın
belgelerini incelediğimde hepsinin ABD’de de
sigortası olduğunu ancak aradan geçen 5 yıl
içinde hiçbir işlem yapılamadığını öğrendim,
ailelerden vekâlet alarak tüm müracaatlarını
yapmalarını sağladım. Bu aileler kısa bir süre
sonra sigortalarını alabilecekler. Öncelikle
ailelerin bu sigortayı alabilmeleri için gerekli
olan evrakları oradaki Türk firmaları vermeye
yanaşmıyor.”
Ailelerin müracaat yapmamalarõ durumunda
sigorta ücretlerinin Amerikan firmalarõnda
kaldõğõnõ ifade eden Günay, en büyük eksikliğin
Irak konusunda ailelerin yasal haklarõnõ içeren bir
bilgi bankasõ olmayõşõ olduğunu söyledi.
Liseyi yurtdõşõnda bitirenlere üniversiteye sõnavsõz giriş hakkõ tartõşma yarattõ
Mahmut
Hoca
izdihamı!
İsmailağa cemaatinin lideri Mahmut Usta-
osmanoğlu dün Adapazarı’ndaki Sosyete
Pazarı’nda cemaat mensuplarıyla görüştü.
Kadınlı erkekli binlerce kişi Mahmut Usta-
osmanoğlu’nu görmek için Sosyete Paza-
rı’na akın etti. Bir minibüsle alana gelen
Ustaosmanoğlu, kendisi için hazırlanan bir
platforma alındı. Burada çok kısa bir ko-
nuşma yapan ve cemaat mensupları için
dua eden Ustaosmanoğlu kısa süre içinde
alandan ayrıldı. Ustaosmanoğlu’nu görmek
için sarıklı cübbeli erkekler ve kara çarşaflı
kadınlar birbirleriyle yarışırken cemaat
mensuplarının bazıları da cep telefonlarının
kameralarıyla Ustaosmanoğlu’nu görüntü-
ledi. Buluşmada cemaat mensuplarına pilav
dağıtıldı. (Fotoğraf: MURAT UYGUN)