25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 MART 2010 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Çizginin Filozofu Gitti Dostluğundan ve ağabeyliğinden büyük onur ve gurur duyduğum insan sessizce dünyayı terk etti. Onun buralardan gittikten sonra toprağına indiği Hacıbektaş’taki tepeden geride kalanların saygılı çokluğunu ince bir mizah duygusuyla seyrettiğini hayal ettim. Gerçekmiş gibi geldi. Dostları sevenleri gerçekten de tüm diyarlarda çoktur Turhan Ağabeyimin. Yurtdışındaki sergilerinden bazılarında bulundum. Sergilerini gezenlerin o müthiş soyutlama dünyası karşısında nasıl afalladıklarının tanığıyım. Bir eserin karşısında dakikalarca durduklarını bilirim. Ne anlattığını anlamak için değil, onu hemen anlarlardı, nasıl anlattığını çözmek için bakarlardı uzun uzun. Soyutlama bana sorarsanız felsefenin biricik aracı, aletidir. Kimileri, lafı ne kadar dolandırır ağdalı bir hale sokar, karmaşık hale getirir, çapraşık cümlelerle ifadeye kalkışırlarsa o kadar filozof olacaklarını zannediyorlar. Proust taklidi başarısız cümlelerle içi boş “fikirlerini” anlatıyorlar da böbürlenmelerinden, kasılmalarından yanlarına yaklaşamıyorsunuz. Oysa Türkiye’nin eşsiz emsalsiz iki kardeşine İlhan ve Turhan kardeşlere yakından bir baksalar, birinin yazıda, diğerinin çizgide soyutlamanın zirvesinde olduğunu görüverecekler. Ne kadar zor bir iş olduğunu da görecekler kuşkusuz. Heveslerinin kaçması, bu işin çok çalışmakla, analitik düşünmek ve sağlam bir diyalektikle hayata, insana bakmakla mümkün olduğunu azıcık sezmelerindendir. Turhan Ağabey, çizginin filozofuydu. Onun çizdiği insanlar, iyileri ve kötüleriyle insan hallerinin en soyutlanmış ve hayatın içinden çıkmış olanlarıydı. En az çizgiyle yaratıldılar. Çok şey anlatmayı başardılar. Turhan Ağabeyin gidişinden sonra öfkelerini, kinlerini, nefretlerini kusanlar ise öylesine zavallıdırlar ki, onun, kendi cılız hayallerindeki hurili, gılmanlı öteki dünyaya gittiğini zannediyorlar. Yok, onun gittiği yer sizin bildiğiniz yer değil. O mavi siyah bir karanlığın içinde ışıklar arasındadır. Pek az çizgiyle anlattığı derin bir hayatın içinden geçerek çevrimini tamamlamakta, nihayet kendisine dönmektedir. Sizin anlayabileceğiniz bir şey değil bu. Turhan Ağabey Türkiye’nin bütün hallerini bildi, yaşadı. Nezarethanelerini, hapishanelerini de biliyor, konukevlerini de. Çalıştığı gazeteler onunla zenginleştiler. Bir gün arkadaşlarıyla birlikte kapının önüne konduğunda o işi becerenlerin nasıl birdenbire anlamsızlaştığını hep birlikte gördük. Şimdi hikâyeleri anlatılınca, o zamanın “kahramanları” yere bakarak sessizce tüymüyorlar mı sahneden? Oysa Turhan Ağabey güldü geçti olup bitenlere. Onun dünyasının dışında şeylerdi yaşananlar. Şöyle bir baktı ve devam etti. Duvarımda onun armağanı Osmanlı efendisi Abdülcanbaz, bisikletini sürüp gidiyor aydınlanma peşindeki Türkiye’ye doğru. Şimdi o bisikleti elinden alıp geriye Osmanlı’ya çevirmek isteyenler pek öfkelidirler. Bir zamanlar öfkelerini suç duyurusu üstüne suç duyurusu yaparak dindirmeye kalkmışlardı. Olmadı, amaçlarına ulaşamadılar. Savcının kapısında da belki yorgun, ama başı dik bir Abdülcanbaz’dı Turhan Ağabey. Pek gururlu cümlelerle veda edeceğim, Turhan Ağabey’e. Ömrüm yetmez, ama ben onlardan el almakla mutluyum. Başaramayabilirim, ama hac yolundaki karınca gibi de mi olamam. e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK’ün lise eğitiminin ta- mamõnõ KKTC dõşõndaki bir ülkede ta- mamlayan Türk öğrencileri de yabancõ öğ- renci statüsünde göstererek sõnava gir- meden üniversiteye girme hakkõ tanõma- sõ eğitim çevrelerinin tepkisini çekti. YÖK üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğ- lu, düzenlemenin kötü niyetle kullanõl- mamasõ gerektiğini belirtirken eski YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. İsa Eşme, dü- zenlemenin en çok yurtdõşõndaki cemaat okullarõnõn işine yarayacağõnõ kaydetti. Es- ki YÖK üyesi Bülent Serim de düzen- lemeyle cemaat okullarõndaki öğrencile- rin katsayõ engeline takõlmadan üniversi- telere geçişinin sağlanacağõnõ ifade etti. YÖK’ün tepki çeken düzenlemesi ile il- gili değerlendirmeler şöyle: YÖK üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu: Türk vatandaşlarõ lise eğitiminin ta- mamõnõ yurtdõşõnda bitirmişse -son sõnõf- ta yurtdõşõna geçmek biçiminde değil- bu haktan yararlanmalõ. Bu yanlõş değil. Yeni üniversiteye giriş sistemine göre sõ- navda daha detaylõ bilgiler soruluyor. Almanya ya da Fransa’da liseyi bitiren öğ- rencilerin bu kadar ayrõntõlõ sorular kar- şõsõnda Türkiye’de liseyi bitiren öğrenci- ler kadar başarõlõ olmasõ mümkün değil. Bu düzenlemenin altõnda başka hesaplar var mõdõr bilmiyorum. Kötü niyetle kul- lanõlmamalõ. Ben Yabancõ Öğrenci Sõ- navõ’nõn (YÖS) kaldõrõlmasõna karşõy- dõm. YÖS’ün devam etmesindeyim ya- nayõm, ama YÖK’ten kaldõrõlmasõ yö- nünde karar çõktõ. Yabancõ öğrencilerin bir sõnavla alõnmasõnõn kaldõrõlmasõnõ doğru bulmuyorum. ‘Hukuk geçit vermez’ Eski YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme: YÖS sõnavõnõn kaldõrõlarak Türk üni- versitelerine girecek yabancõ öğrenci se- çiminde yetkinin üniversitelere bõrakõl- masõ olumlu bir karar gibi görülüyor. An- cak karar bazõ soru işaretlerini de bera- berinde getiriyor. Bu hak, bugüne kadar yalnõz yabancõ uyruklulara veriliyordu. Aynõ hakkõn Türk uyruklulara da veril- mesi, yurtdõşõnda okuma imkânõ bu- lanlara, iki aşamalõ yeni giriş sistemi dõ- şõnda, üniversiteye girme hakkõ verilmesi anlamõna geliyor. Böyle bir hak, istis- mara açõktõr. Yönetmelik bu haliyle en çok, yurtdõşõndaki cemaat okullarõnda okuyanlara yarayacak bir sonucu doğu- rur. Böyle bir uygulamaya, hukukun ge- çit vereceğini düşünmüyorum. Eski YÖK Üyesi Bülent Serim: Düzenlemeyle Fethullah Gülen okullarõ ve onun yandaşõ olan okullarda okuyan ço- cuklar sõnavsõz olarak Türkiye’deki her türlü yükseköğretim programõna gire- bilme hakkõna kavuşacaklar. Cemaat okullarõnõn, burs tutarõnõ ya da burslu öğ- renci sayõsõnõ arttõrarak Türkiye’den özel öğrenci çekip yurtdõşõnda okutup Türkiye’de yükseköğretim programõna sokma ihtimali de var. Bunun dõşõnda, İslami eğitim veren Pa- kistan, Malezya, Endonezya, Mõsõr gibi pek çok ülke var. İmkânõ olan insanlarõn çocuklarõnõ buralarda okutup doğrudan doğruya Türkiye’deki tüm yükseköğre- tim programlarõna girme şanslarõ var. Bü- tün bunlarõn dõşõnda yurtdõşõnda lise eğitimini bitiren öğrenciler sõnava gir- meyeceği için eşitlik ilkesine de aykõrõ- lõk var. Türkiye’de okuyan çocuklara çok zor şartlarda yükseköğretime giriş şan- sõ verilirken lise eğitimini yurtdõşõnda okuyanlarõn doğrudan yükseköğretime dahil olmalarõ adil değil. YÖK’ün açõklamasõnda ‘Üniversite- ler kendi şartlarını koyacaklar’ deni- liyor. Şartlar sõnav anlamõna gelmiyor. Kaldõ ki şartlarõn nasõl olacağõnõ da bi- liyoruz. Kimse kimseyi kandõramaz. Bütün bunlar, katsayõyõ dolaylõ yoldan ve hukuk dolanõlarak ihmal edilmesine sebep olacak. Bu düzenlemedeki amaç yabancõ öğrencilerin Türkiye’de oku- malarõnõ kolaylaştõrmak değil, esas amaç yabancõ öğrenciler bahane edilerek ce- maat okullarõnõn önünü açmak. ‘Cemaatokullarınınişineyarar’ ‘Emekliler istismar ediliyor’ MELTEM YILMAZ Tüm Emekliler Sendikasõ Genel Başkanõ Veli Beysülen, Türkiye İş- çi Emeklileri Derneği’ne, bilgileri dõ- şõnda üye yapõlan üyelerinin toplam 1000 kişiye ulaştõklarõnõ belirterek “Bu şekilde bilgisi olmadan toplam 550 bin emekli olduğunu biliyoruz, bu kişilere ulaşmaya çalışıyoruz. Türkiye’de sosyal devletin var ol- maması ile örgütlenme özgürlü- ğünün bulunmaması nedeniyle korsan örgütlenmelerin sayısı her geçen gün artıyor. Son dönemler- de ‘danõşmanlõk hizmeti’ adı altın- da emeklileri istismar eden birçok işyerinin açılması da bunun bir ör- neği” diye konuştu. Türkiye İşçi Emeklileri Derne- ği’nin, sayõlarõnõn 650 binin üzerin- de olduğunu iddia ettiği üyelerinin her birinden 18 lira aidat kesildiğinin ge- çen günlerde ortaya çõkmasõ, emek- lilerin tepkisine neden oldu. Birçok emekli, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) aracõlõğõyla her yõl şubat ayõn- da derneğe aktarõlan paradan maaş bordrosu almamalarõ nedeniyle ha- berdar olmadõklarõnõ belirtirken Tür- kiye Emekliler Derneği’nden yapõlan açõklamada ise 653 bin üyenin her bi- rinin, üyelik işlemleri yapõlõrken ke- silecek olan aidatlarõ onayladõklarõ id- dia edildi. Konuyla ilgili sorularõmõzõ yanõt- layan Tüm Emekliler Sendikasõ Ge- nel Başkanõ Veli Beysülen, Türki- ye’de hiçbir derneğin 650 bin üyesi- nin bulunmadõğõnõ belirterek Türki- ye İşçi Emekliler Derneği’nin iddia et- tiği üye sayõsõ gerçekdõşõ olduğunu söyledi. 1996 yõlõnda SSK’nin, o zamanki adõ “Türkiye İşçi Emeklileri Ce- miyeti” olan derneğe sağlõk karneleri düzenleme ile taksitli kömür satõşõ yapma yetkisi verdiğini anõmsatan Beysülen, “Dernek, sağlık karnesi verdiği ya da taksitli kömür satışı yaptığı kişileri, bu kişilerin bilgileri dışında üye yapmış. Bizim disiplin kurulu üyemizden dahi derneğe üye olmamasına karşın aidat kes- mişler. Biz bu şekilde, bilgisi dı- şında üye yapılmış olan toplam bin kişiye ulaştık şu ana kadar. Za- ten derneğin yönetim kurulu baş- kanı geçmişte SSK, artık SGK yö- netiminde olması nedeniyle emek- li bilgisini elinde bulunduruyor. Do- layısıyla bu emekliler arasından, durumlarını takip etmeyeceğine inandıkları kişileri üye olarak gös- teriyorlar. Amaç, kendilerini Tür- kiye’nin en büyük emekli örgütü olarak göstererek SGK yöneti- minde kalmaya devam etmek. Bir diğer amaç da tabii aidat toplamak. 650 binin üzerinde kişiden toplanan para 12 milyon TL’nin üzerinde. Bu paraların nereye harcandığı ise belli değil” diye konuştu. Korsan örgütlenmeler artıyor Emeklilerin, SGK’nin birimlerine başvurup üye olup olmadõklarõnõ öğ- renebileceklerini anõmsatan Beysülen, devletin eksik kaldõğõ noktalarõn kor- san örgütlenmeler tarafõndan doldu- rulduğunu, bu tür örgütlenmelerin ise her geçen gün arttõğõnõ belirterek şöyle devam etti: “Biz, Tüm Emekliler Sendikası olarak bu derneğin 550 bin üyesi- nin, üye olduğundan haberinin ol- madığına inanıyoruz, bu insanlara ulaşmaya çalışıyoruz. Türkiye’de ne yazık ki bu şekilde korsan ör- gütlenme faaliyeti gösteren birçok emekli derneği var. Diğer yandan son dönemlerde ‘Derneklere dilek- çe yazõyoruz’ diyerek emeklileri istismar eden danışmanlık büroları adı altında çalışan yerlerin de sa- yıları giderek artmaya başladı.” 8.5 yıldır dernek başkanı Konuyla ilgili sorularõmõzõ yanõt- layan avukat Fikret İlkiz, derneğin emeklilerden aidat kesebilmesi için emeklilerin üyelik için başvuru yap- masõ gerektiğini anõmsatarak “Aidat miktarı, genel kurulda belirlenir. Zaten genel kurul da üyelerle ya- pılır. Üyelerin bilgilendirilmesi şarttır” dedi. Aynõ zamanda SGK’de yönetim kurulu üyesi olan dernek başkanõ Kazım Ergün ko- nuyla ilgili telefonlarõmõza yanõt vermezken Ergün’ün 11 yõldõr der- nek yönetiminde bulunduğu, 8.5 yõldõr ise başkanlõk yaptõğõ öğrenil- di. Ergün, SGK yönetim kurulu üye- liğinden 4 bin 300 lira, 950 lira da emekli maaşõ alõyor. Derneğin basõn bürosundan yapõlan açõklamada ise her üyenin, kesilecek olan aidatlar konusunda üyelik işlemleri yapõlõr- ken bilgilendirildiği savunuldu. Türkiye İşçi Emeklileri Derneği’nin, sayõlarõnõn 650 binin üzerinde olduğunu iddia ettiği üyelerinin her birinden 18 lira aidat kesildiğinin geçen günlerde ortaya çõkmasõ, emeklilerin tepkisine neden oldu. Dernekten yapõlan açõklamada ise 653 bin üyenin her birinin, üyelik işlemleri yapõlõrken kesilecek olan aidatlarõ onayladõklarõ iddia edildi. 16 Mart’ta katledilenler anıldı İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversitesi Eczacõlõk Fakültesi önünde 32 yõl önce öl- dürülen 7 öğrenci, dün katle- dildikleri yerde karanfillerle anõldõ. Halepçe Katliamõ da protesto edildi. Törenlerde, kat- liamõn sorumlularõnõn belli ol- duğu belirtilerek “Türkiye’de zamanaşımına uğrayan dava AİHM’ye gidilirse çözüme kavuşacaktır” denildi. İstanbul Üniversitesi’nde fa- şist baskõlar nedeniyle okula bir- likte girip çõkan devrimci öğ- rencilerden Hatice Özen, Ba- ki Ekiz, Turan Ören, Abdul- lah Şimşek, Hamit Akıl, Mu- rat Kurt, Cemil Sönmez, 16 Mart 1978’de Eczacõlõk Fakül- tesi önünde önce bomba atõl- masõ, ardõndan silahla ateş açõl- masõ sonucu yaşamõnõ yitir- mişti. Olayõn kurbanlarõ için dün üniversitenin önü çok sa- yõda törene sahne oldu. Katledilen öğrencileri anmak için ilk olarak Halkõn Kurtuluş Partisi üyeleri Eczacõlõk Fa- kültesi’nin önünde toplandõ. “Devrim şehitleri ölümsüz- dür”, “Bizde zamanaşımı yok- tur” sloganlarõ atan grup, Ec- zacõlõk Fakültesi’nin önüne kõr- mõzõ karanfiller bõraktõ. Daha sonra DİSK’e bağlõ Genç-Sen ve İstanbul Üniversitesi Öğ- rencileri de katliamõ lanetlemek üzere aynõ noktadaydõ. Çağdaş Hukukçular Derneği Eğitim-Sen 6 No’lu Şube ve Türkiye Yazarlar Derneği ta- rafõndan gerçekleştirilen anma etkinliğinde ise bu kez yaşamõnõ yitirenlerin üniversiteden ar- kadaşlarõ buluştu. Grup adõna açõklama yapan avukat Ser- han Arıkanoğlu, 16 Mart kat- liamõnõn faili meçhul olmadõğõnõ belirterek “Katliamı planla- yanları, gerçekleştirenleri ve de aklayanları tanıyoruz. Yükselen devrimci mücade- lenin önünü kesmek, kitlele- ri sindirmek isteyen egemen güçler, 36 emekçinin hayatı- nı kaybettiği 1 Mayıs 1977 katliamıyla başlayan süreçte birçok katliamı planlayıp ha- yata geçirdi. 16 Mart katlia- mı da aynı amaçla gerçekleş- tirilen ve doğrudan kitle im- hasına yönelen saldırılardan biridir” dedi. Arõkanoğlu, 16 Mart’tan Gazi’ye, Şemdinli’den Dink suikastõna uzanan katli- amlarõn sorumlusunun kontr- gerilla olduğunu ifade etti. Türkiye İşçi Emeklileri Derneği’nin binlerce emekliden izinsiz ödenti toplamasõ tartõşma yarattõ Çok sayıda sivil toplum örgütünden temsilciler 1978’de yaşanan katliamı lanetlemek üzere dün İÜ önünde toplandı. BDP İL BAŞKANI DA GÖZALTINDA Siirt’te KCK operasyonu SİİRT (Cumhuriyet) - Siirt’te terör örgütü PKK’nin kent yapõlanmasõ KCK’ye yönelik düzenlenen operasyonda, aralarõnda BDP İl Başkanõ Sıddık Taş ile İHD Şube Başkanõ Vetha Aydın’õn da bulunduğu 14 kişi gözaltõna alõndõ. Siirt Emniyet Müdürlüğü ekipleri dün terör örgütü PKK’nin şehir yapõlanmasõ KCK’ye yönelik operasyon düzenledi. Operasyonda aralarõnda BDP İl Başkanõ Sõddõk Taş, İHD Siirt Şube Başkanõ Vetha Aydõn, il genel meclisi üyesi Belkıza Epözdemir, Tüm Bel-Sen Şube Başkanõ Ferit Epözdemir, bazõ sendikacõ ve dernek yöneticilerinin de bulunduğu 14 kişi gözaltõna alõndõ. Zanlõlarõn evlerinde yapõlan aramalarda hard disklere ve bazõ belgelere el konuldu. TÜRK AİLELERE UMUT OLDU Irak’ta ilk tazminatõ Günday aldõ NEW YORK (ANKA) - Irak’ta babasõ Ahmet Günday’õ kaybeden Musa Günday, hukuk mücadelesi sonucu ABD şirketinden 300 bin dolar tazminat aldõ. Günday’õn ABD’den aldõğõ tazminat, Irak savaşõnõn mağduru Türk aileler için yeni bir umut oldu. Musa Günday, babasõ Ahmet Günday’õn Irak’ta Türk-Amerikan ortaklõğõ bir firmanõn aracõlõğõ ile çalõşõrken ölmesi üzerine, hukuk mücadelesine başladõ. Günday süreci, “Babamın ABD İşçi Bakanlığı’nda ölüm kaydını bulduk ve bu kayıt bizi, annemin babamdan dolayı bir sigortadan yararlandığı bilgisini ortaya çıkardı. Sekiz aylık bir evrak takibi sonucu annem toplamda 300 bin Amerikan Doları’na tekabül edecek olan aylık 1800 dolarlık bir ödeme ve geriye dönük toplu ödeme aldı” sözleriyle özetledi. Günday, Irak’ta yaşamõnõ yitiren, yaralanan ve sakat kalan Türk yurttaşlarõnõn, ABD şirketlerinden yasal tazminat haklarõnõ almak için mücadele başlattõ. Irak mağduru diğer ülke yurttaşlarõnõn haklarõnõ aramak için bir araya gelerek dernek kurduklarõna dikkat çeken Günday, Türkiye’deki ailelerin ise durumdan habersiz olduğunu anlattõ. Yakõnõnõ Irak’ta kaybeden Türk aileleri, ileride kurulacak bir sivil kuruluşun oluşumu için bir araya getirmeye çalõştõğõnõ belirten Günday şunlarõ söyledi: “Irak’ta öldürülen vatandaşlarımızın belgelerini incelediğimde hepsinin ABD’de de sigortası olduğunu ancak aradan geçen 5 yıl içinde hiçbir işlem yapılamadığını öğrendim, ailelerden vekâlet alarak tüm müracaatlarını yapmalarını sağladım. Bu aileler kısa bir süre sonra sigortalarını alabilecekler. Öncelikle ailelerin bu sigortayı alabilmeleri için gerekli olan evrakları oradaki Türk firmaları vermeye yanaşmıyor.” Ailelerin müracaat yapmamalarõ durumunda sigorta ücretlerinin Amerikan firmalarõnda kaldõğõnõ ifade eden Günay, en büyük eksikliğin Irak konusunda ailelerin yasal haklarõnõ içeren bir bilgi bankasõ olmayõşõ olduğunu söyledi. Liseyi yurtdõşõnda bitirenlere üniversiteye sõnavsõz giriş hakkõ tartõşma yarattõ Mahmut Hoca izdihamı! İsmailağa cemaatinin lideri Mahmut Usta- osmanoğlu dün Adapazarı’ndaki Sosyete Pazarı’nda cemaat mensuplarıyla görüştü. Kadınlı erkekli binlerce kişi Mahmut Usta- osmanoğlu’nu görmek için Sosyete Paza- rı’na akın etti. Bir minibüsle alana gelen Ustaosmanoğlu, kendisi için hazırlanan bir platforma alındı. Burada çok kısa bir ko- nuşma yapan ve cemaat mensupları için dua eden Ustaosmanoğlu kısa süre içinde alandan ayrıldı. Ustaosmanoğlu’nu görmek için sarıklı cübbeli erkekler ve kara çarşaflı kadınlar birbirleriyle yarışırken cemaat mensuplarının bazıları da cep telefonlarının kameralarıyla Ustaosmanoğlu’nu görüntü- ledi. Buluşmada cemaat mensuplarına pilav dağıtıldı. (Fotoğraf: MURAT UYGUN)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle