15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B G eçen hafta İstanbul’un müzik dün- yasõ yine rengârenkti. Ve genç ku- şak müzikçilerimiz gündemdeydi. Piyanist Gülru Ensari (1987) ile dün- yanõn en aranan çellistlerinden Gautier Ca- puçon’un Cemal Reşit Rey Salonu’ndaki konseri, Berfin Aksu’nun (1998) Borusan Müzikevi’ndeki dinletisi ve son yõllarda dünyanõn en önemli kemancõlarõ arasõna gi- ren Gil Shaham’õn (1971) İşSanat’taki Bach sonat ve partitalarõndan oluşan solo konseri dikkat çekiciydi. Ben ise İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sahnelediği “Rossini Menüsü”nü Boğaziçi Üniversitesi’nde genç bir kadrodan izledim. Ve iki genç solistin katõldõğõ İstanbul Devlet Sen- foni Orkestrasõ’nõn konserini de Maçka Maden Fakültesi’nde dinledim. Fagotçu Ömür Kazıl’õ (1979) ilk parlama- ya başladõğõ günlerden beri izliyorum. Halen Göttingen Senfoni Orkestrasõ’nõn solo fagotçusu. Bu kez Rossini’nin daha birkaç yõl önce keş- fedilmiş bir fagot konçertosunu seslendirdi. Büyük opera bestecisi Rossini 39 opera yaz- dõktan sonra 37 yaşõnda, beste yapmayõ bõrak- mõş. Ancak 1842-45 arasõnda Bologna Müzik Okulu’nda danõşmanlõk yaptõğõ sõrada bir fagot öğrencisi için bu kõsacõk konçertoyu bestelediği ileri sürülüyor. Yani o devasa operalarõyla, 1855 sonrasõnda yazacağõ ve yaşlõlõk günahlarõ ola- rak adlandõracağõ birkaç yapõtõn arasõnda kalan tek örnek. Tozlu raflarda yõllarca bekleyen yapõtõ 1994’te Azzolini adlõ bir fagotçu basõma hazõrlamõş, ses- lendirip kayõtlarõnõ yapmõş. Gerek bilinmeyen bir yapõtõ bizlere tanõttõğõ için, gerekse sõcacõk tonu ve konuşurcasõna akõcõ yorumuyla ustalõ- ğõnõ sergilediği için Ömür Kazõl’a teşekkür ede- riz. Flütçü Başak Ersöz (1975) de flüt edebi- yatõnõn zorlu yapõtlarõndan C. Reinecke’nin flüt konçertosuyla karşõmõzdaydõ. Guiseppe Ver- di Konservatuvarõ’nõ bitiren ve çeşitli uluslar- arasõ ustalõk sõnõflarõna katõlõp ödüller derleyen flütçümüz, 1908’de yazõlan bu romantik kon- çertodaki ‘bel canto’ (güzel şarkõ söyleme) ay- rõcalõğõnõ öne çõkardõ. Yapõtõn masalsõ ve dra- matik boyutlarõnõ gösterişe kaçmadan inceden inceye işledi. İDSO’yu yöneten Hollandalõ şef Jurjen Hempel her iki konçertoya da ustalõk- lõ bir eşlik çõkarttõ. “Rossini Menüsü”ne gelince, İDOB, beste- cinin 37 yaşõnda besteciliği bõrakõp yemek menülerine merak sarmasõna odaklanan bir mizansen içinde genç operacõlardan aryalar ve düetler sunuyor. Genç solistlerin gür seslerini dinledik. Ancak ‘bel canto’nun sadece gür sesle değil, incelikli küçük seslerle de söylenmesi gerektiğini vurgulamalõ- yõz. İşte Leyla Gencer’in örnek alõna- cak büyüsü de buradadõr: Bağõrmadan, nazlanarak, küçük seslerle dramatik et- kinliği duyurmak! Gençlerimiz Leyla Gencer’i daha çok dinlemeli kanõsõnda- yõm. ZEYNEP GEDİZLİOĞLU GÜNEYBATI ALMANYA RADYOSU’NDA Sanat yaşamõnõ bir süredir Almanya ve Fransa’da sürdüren Zeynep Gedizlioğ- lu’nun (1977) besteleri, bugüne dek birçok uluslararasõ festivalde, Ensemble Recherche, Accroche Note, Xenia En- semble, Navarra Senfoni Orkestrasõ ve Ardit- ti Quartet gibi önemli çağdaş ve klasik müzik topluluklarõ tarafõndan Avrupa’nõn çeşitli ül- kelerinde seslendirilmişti. Almanya’nõn önemli yayõn kuruluşlarõndan biri olan SWR Radyosu (Südwestrundfunk) ve SWR Orkestrasõ, her yõl belli bir bestecinin mü- ziğine odaklanmayõ amaçlayan “Portre Kon- seri” serisi düzenler. Bu çerçevede 2010 yõlõ- nõ Zeynep Gedizlioğlu’nun bestelerine ayõrmõş. 13 Mart’ta Baden-Baden’de, 14 Mart’ta Frei- burg’da gerçekleşen ve SWR Radyosu’ndan ya- yõmlanan bu konserlerde, Gedizlioğlu’nun 2005-2009 arasõ son dönem yapõtlarõ seslendi- rildi. İzmir’de doğan sanatçõ, Cengiz Tanç ile başladõğõ kompozisyon çalõşmalarõnõ Strasbo- urg’da Ivan Fedele ve Karlsruhe’de Wolfgang Rihm ile sürdürdü. Bestelerinde, çatõşma kav- ramõnõn müziğin merkezi taslağõnõ oluşturdu- ğunu ve müziği yaşayan bir organizmaya dö- nüştürmeya çalõştõğõnõ söylemekte. [email protected] SWR Radyosu ve Orkestrasõ ise her yõl belli bir bestecinin müziğine odaklandõğõ “Portre Konseri” serisinde 2010 yõlõnõ Zeynep Gedizlioğlu’nun bestelerine ayõrdõ Gençkuşakmüzikçiler Kültür Servisi - Amerika’lõ çizgi roman ya- zarõ Kazu Kibuishi, 25. yõlõnõ kutlayan Tu- dem Yayõnlarõ’nõn çizgi roman markasõ De- sen Yayõnlarõ’nõn davetlisi olarak 21 Mart’a dek İstanbul’da olacak. Önceki gün Pera Müzesi’nde gerçekleşti- rilen “Çizgi Roman Atölyesi”nin konuğu olan Kibuishi, çizgi roman kahramanõ oluş- turma teknikleri, çizgi romanda hikâye anlatõm teknikleri, bilgisayar tekniğiyle renklendirme yapma gibi pek çok bilgiyi paylaştõ. Atölye çalõşmasõnõn başlangõcõnda, katõlõmcõlara ba- sit çizim teknikleri gösteren Kibuishi, daha sonra kendi çizgi roman kahramanlarõndan ör- nekler gösterdi. Katõlõmcõlardan da kendi çizgi roman kah- ramanlarõnõ oluşturmalarõnõ veya kendilerini çizgi roman kahramanõ olarak resmetmelerini istedi. Kibuishi, dünyadaki her şeyin çok ba- sit şekillerden oluştuğunu, eğer küp çizebili- yorsak her şeyi çizebileceğimizi belirterek, “Bir nesneyi yaratmak için lego parçala- rı gibi çizgileri yan yana getiriyoruz. Ço- ğu zaman çalışmalarıma başlamadan ön- ce ne çizeceğimi bilmiyorum sadece pers- pektif çizgileri çiziyorum ve onların üstü- ne nesneleri yerleştiriyorum. Çizgiler ba- na perspektifi görmemde yardım ediyor” sözleriyle odaklanmanõn en önemli yetenek olduğunu vurguladõ. Ayrıca Kibuishi’ye göre herhangi bir işte uzman olmanõn yolu, “10 bin saat”i tamamlayan bir çalõşmaya im- za atmak. Kazu Kibuishi’nin en bilinen işleri arasõnda yaratõcõsõ ve editörü olduğu “Uçuş” (Flight)¸ çizgi roman antolojisi ve bir gazetede sürek- li yayõmlanan “Bakır” (Copper) ve Skolastik Yayõnevi tarafõndan Türkiye’de de yayõmla- nan çizgi roman dizisi “Tılsım”. Serinin üçün- cü kitabõ önümüzdeki aylarda ABD’nin he- men ardõndan Türkiye’de de yayõmlanacak. Adnan Çoker’in yarõm yüzyõlõ Kültür Servisi- Türk resim sanatõnõn önde gelen adlarõndan Adnan Çoker, Beşiktaş Belediye- si’nin girişimiyle ikinci retrospektif sergisini Beşiktaş Çağdaş Sanat Galerisi’nde açtõ. İlk retrospektifini 1989’da Derimod Kültür Mer- kezi’nde gerçekleştirmiş olan Çoker’in yirmi bir yõl sonraki ikinci retrospektifine sanatçõnõn tüm bir sanat yaşamõna õşõk tutan bir Adnan Çoker Kitabõ eşlik ediyor. Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Yayõnlarõ’ndan çõkan kitap, ser- giyle eşzamanlõ olarak yayõmlandõ. Sanatçõnõn 1944-2010 yõllarõ arasõndaki yapõtlarõnõ kapsa- yan sergi 30 Nisan 2010’a kadar izlenebile- cek. Sergide, Çoker’in yarõm yüzyõlõ aşan sa- nat yaşamõnda Türk resmine kazandõrdõğõ 93 yapõt yer alõyor. Açõlõşta konuşan Çoker, “Bu salon Mustafa Kemal adına çok yakışıyor. Sergiyi hazırlarken salonun bir yaratı salo- nu olduğunu gördüm. Hem çok eseri birbi- rine zarar vermeden koyduk hem de ilk de- fa dört koleksiyoneri bir araya getirebildik. Sergi kataloguyla da Türkiye’deki çitayı yükselttik” sözleriyle sergiyi değerlendirdi. 1944-1951 yõllarõ arasõnda Devlet Güzel Sanat- lar Akademisi’nde öğrenim gören Çoker, 1955’te Avrupa Konkuru’nu kazanarak gitti- ği Paris’te Andre Lhote ve Henri Goetz Atöl- yeleri’nde çalõştõ. 1960’ta asistan olarak gir- diği DGSA Resim Bölümü’nde uzun yõllar ders verdi, Mimar Sinan Devlet Güzel Sanat- lar Akademisi Resim Bölümü Başkanlõğõ ve İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Çoker, 1962’de 23. Devlet Resim ve Heykel Sergisi Resim Birin- cilik Ödülü’ne, 1976’da Uluslararasõ İskende- riye Bienali İkincilik Ödülü’ne, 1981’de Tür- kiye İş Bankasõ Resim Büyük Ödülü’ne, 1990’da III. Uluslararasõ Asya-Avrupa Sanat Bienali Dostluk ve Barõş Sanat Ödülü’ne de- ğer görüldü. 1994’te Sedat Simavi Vakfõ Görsel Sanatlar Ödülü’nü reddetti. Kültür Servisi - Türkiye Felsefe Ku- rumu 14. Türkiye Felsefe Olimpiyatõ (TFO) Ankara, İzmir, İstanbul, Mer- sin, Antalya, Bursa, Erzincan, Ga- ziantep, Samsun, Tavas, Fethiye, Sa- mandağ (Antakya) olmak üzere 12 merkezde aynõ anda yapõldõ. 455 li- seli genç felsefecinin katõldõğõ olim- piyat yazõlarõ TFK Çocuklar İçin Fel- sefe Birimi Kurucu Başkanõ Nuran Direk başkanlõğõnda felsefe öğret- menlerinden oluşan seçici kurul ta- rafõndan, elemenin ardõndan son okuma ise TFK Başkanõ İoanna Ku- çuradi’nin de katõlõmõyla okundu. Buna göre TFO birincisi Özel Eyü- boğlu Lisesi öğrencisi Fırat Akova oldu. İkinciliği Özel Amerikan Ro- bert Lisesi’nden Hakan Kızılkum, Antalya Anadolu Lisesi’nden Oğuz- han Mehmet Şahin, Özel Amerikan Robert Lisesi’nden Özgün Sak, Özel İzmir Amerikan Lisesi’nden Cansu Hepçağlayan aldõ. Bu yõl 21- 23 Mayõs’ta Yunanistan’da yapõla- cak Dünya Felsefe Olimpiyatõ’nda Türkiye’yi Fõrat Akova ve Hakan Kõ- zõlkum temsil edecekler. TFK Baş- kanõ İoanna Kuçuradi bu yõlki olim- piyatõ değerlendirirken olimpiyata Samandağ ve Tavas merkezlerinin de katõlmasõnõn önemini vurgulaya- rak katõlõmõn artõşõ ile felsefi dü- şünmenin yaygõnlaşmasõ arasõndaki umut veren yükselişe dikkat çekti. Türkiye’yi Akova ve Kõzõlkum temsil edecek 14. DÜNYA FELSEFE OLİMPİYATLARI TEZER ÖZLÜ-FERİT EDGÜ MEKTUPLAŞMALARI Kültür Servisi - rh+ artgallery ve rh+ artmagazine’in sahibi Tevfik İhtiyar’õn 2000’li yõllarõn başõnda yaşadõğõ dolandõrõcõlõk olayõ, Alif Art’õn geçtiğimiz günlerde düzenlediği ‘Bahar Müzayedesi’ ile çözüme bir adõm yaklaşmõş oldu. Tevfik İhtiyar’õn bir inşaat şirketine sattõğõnõ düşündüğü 10 adet tablo, verilen teminat çekinin karşõlõksõz çõkmasõyla kayõplara karõşmõş ve bugüne kadar tablolarõn izine rastlanamamõştõ. ‘Bahar Müzayedesi’ kataloğunda kayõp tablolardan İhsan Cemal Karaburçak ve Avni Arbaş’õn tablolarõnõ görmesiyle, tablolarõn izini süren İhtiyar, müzayede yetkilileri ile iletişime geçtikten sonraki tablolarõn müzayededen çekildiğini ve kendisine iade edildiğini belirtti. Müzayede yetkililerinin kendisine çok yardõmcõ olduğunu söyleyen İhtiyar, müzayede ile ortaya çõkan iki tablonun izi sürüldüğünde ulaşõlan isim V.Ş. hakkõnda suç duyurusunda bulunduklarõnõ da sözlerine ekledi. Hâlâ kayõp olan tablolar ise İbrahim Safi’nin üç adet yağlõboya yapõtõ, Avni Lifij’in yağlõboya iki adet peyzajõ, Adnan Varınca ve Komet’in birer yağlõboya resmi ile bir adet anonim yapõttan oluşuyor. Tevfik İhtiyar, eserlerin değerlerinin ise yaklaşõk 400 bin TL olduğunu söylüyor. DOLANDIRICIYA KAPTIRILAN TABLOLARIN İZİNE MÜZAYEDEDE RASTLANDI Tevfik İhtiyar iki tablosuna kavuştu Kültür Servisi - Tezer Özlü ile Fe- rit Edgü arasõndaki mektuplaşma- lar Sel Yayõncõlõk tarafõndan ya- yõmlandõ. “Her şeyin sonunda- yım” adõyla yayõmlanan kitapta, iki yazarõn 1966’dan 1985’e uzanan dönemde birbirlerine yazdõklarõ mektuplar yer alõyor. Sezer Du- ru’nun, aile arşivini açarak kayõp mektup ve fotoğraflarõn izini süre- rek gerçekleşmesine katkõda bu- lunduğu kitap, Burak Fidan tara- fõndan yayõna hazõrlandõ. Kitapta, 1986’da yitirdiğimiz Tezer Öz- lü’nün yaşamõnõn çeşitli dönemle- rinden fotoğraflar ve kõsa yaşam- öyküsünü yansõtan bir ‘Zaman Dizini’ de bulunuyor. Tezer Özlü’yü ço- cuk yaşta tanõyan Fe- rit Edgü, Özlü’nün zaman içinde dostu, zaman zaman dert ortağõ ve yayõncõsõ oldu. Bu kitapta, bu iki yakõn dostun, İs- tanbul/Paris/Ankara ekseninde ve çoğu Tezer Özlü’nün hastalõğõnõn dep- reştiği zor günlerde, birbirlerine yazdõğõ mektuplarõ yer alõyor. Yazmayõ bir varoluş sorunu olarak gö- ren iki yazarõn, yayõmlamayõ hiçbir zaman düşünmeden kaleme aldõk- larõ bu mektuplarda, okurlarõn özel- likle Tezer Özlü’nün “Çocukluğun Soğuk Geceleri” ve “Yaşamın Ucuna Yolculuk” adlõ kitaplarõn- dan tanõdõklarõ ‘çırılçıplak dünyası’ gözler önüne seriliyor. Kitaba yazdõğõ önsözde, Tezer Öz- lü’yü, ‘Yazarlık gücünü yaşa- dıklarından alan, yaşadıkları için yazınsal bir dil yaratan, varolu- şunu yazmaya, yazısını varolu- şuna borçlu biri’ olarak tanõmla- yan Ferit Edgü, özellikle “Çocuk- luğun Soğuk Geceleri” ve “Ya- şamın Ucuna Yolculuk” adlõ ki- taplara değinerek “Genç okurlar, bu iki kitapta, bastırılmış baş- kaldırılarını, özgürlük tutkula- rını, yalansız bir dünya özlemle- rini buldular” diyor. Tezer Öz- lü’nün Bütün Yapõtlarõ ise Yapõ Kredi Yayõnlarõ tarafõndan dört ki- tapta toplanmõş bulunuyor. ‘Her şeyin sonundayõm…’ GEZİCİ FİLMMOR KADIN FİLMLERİ FESTİVALİ’NDE BUGÜN 15.30 - İbretnüma – Neyse Halim Çõksõn Falim 17.00 - Sarõ Bir Kurdela Bağla 19.00 - Mrs. Dalloway 15.30 - Ziyaretçiler 17.00 - Kõrõk Aynalar 21.00 - Paramparça ‘Enbüyükyetenekodaklanmak’ AMERİKALI ÇİZGİ ROMAN YAZARI KAZU KIBUISKI Skolastik Yayınevi tarafından Türkiye’de de yayımlanan çizgi roman dizisi “Tılsım”. ZeynepGedizlioğlu Beşiktaş Çağdaş Sanat Galerisi’ndeki serginin açılışına Belediye Başkanı İsmail Ünal da katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle