Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
5 ŞUBAT 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Parlamentoya Sivil
Darbe Girişimi miydi?
Uzakdoğu ülkelerindeki kadar olmasa da, bizim
Meclisimizde de zaman zaman itiş kakışlı
kavgalar görülmüştür. Özellikle 27 Mayıs
darbesini izleyen dönemde, eski Demokrat
Parti’nin devamı olan Adalet Partisi’nin bazı
müfrit milletvekilleri ile Cumhuriyet
Senatosu’nda tabii senatörler arasındaki
olaylar, benim de TBMM üyeliğimin ilk yıllarına
rastlar.
Aynı dönemin Türkiye İşçi Partisi’nin fişek gibi
atılgan bir milletvekili olan Çetin Altan’ı konuşma
kürsüsünden yumruklayarak indiren, ölesiye
tartaklamaya kalkışan gözü dönmüş
parlamenterlerin yaptıklarını unutmak da mümkün
değildir.
60’lı yılların o çirkin görüntüleri ile salı gecesi
TBMM’de olanları kıyaslamamı isteyecekler için
peşin söyleyeyim.
İktidar partisinin parlamentoda konuşlanmış
hücum birlikleri, kürsüdeki konuşması ile
kendilerini adeta gaza getirmiş olan liderleri
uğruna, gözlerini kırpmadan her istenileni
yapacak kadar Erdoğan’a koşulsuz bağlı
olduklarını ispat yarışında olmalıydılar.
Bir başka başbakanın eşi için...
İlginç bir benzetmeyi günümüze taşımak
gerekirse, rahmetli Osman Bölükbaşı’nın Millet
Partisi’nden Memduh Erdemir’in tam anlamı ile
densiz bir gündem dışı konuşması, dönemin
Başbakanı Demirel’i haklı olarak yaralamıştı.
Erdemir, o günlerde “fısıltı gazetesi”nin Sayın
Nazmiye Demirel hakkında oluşturduğu çirkin
yalanları, “Kızılay’da yürürken arkamda konuşan
iki kişinin anlattıklarından duydum” diye kürsüye
getirmekte sakınca görmemişti. O densizlik
Süleyman Bey’i çok haklı olarak sinirlendirmiş,
AP’li milletvekilleri de kem sözlerin sahibini
tartaklamışlardı.
AP Genel Başkanı, Bölükbaşı’nın çanta
taşıyıcısı olarak isim yapmış olan Erdemir’i, daha
sonraki yıllarda partisine transfer etmekte sakınca
görmedi. Bu tutumunu eleştirenlere de amacının
o milletvekilinin karakterini sergilemek olduğunu
anlatmak istedi.
Yıllar sonra, 2 Şubat 2010 tarihli TBMM
birleşiminin tutanakları, günümüzün
Başbakanı’nın eşi için, Bayan Demirel’e yönelik o
çirkin ve düzeysiz sözlerle kıyaslanamayacak olan
bir konuşmanın ne denli fırtınaya neden olduğunu
anlatmaktadır. Olup bitenleri benim gibi, Meclis
Televizyonu’ndan da anında izleyebilenler,
Erdoğan’ı, sayın eşine ve onun bağlı olduğu
değerlere gösterdiği saygı nedeni ile övmüş
olsalar da, iktidar milletvekillerinin MHP sıralarını
ablukaya alacak kadar kendilerini kaybetmiş
olmalarını anlamakta zorluk çekecektir.
Salı gecesi Meclis genel kurulunda sergilenen o
görüntülerin arkasında Bayan Erdoğan’ın 3 yıl
önce GATA Hastanesi’ne bir hasta ziyareti için
gitmek istemesinin anlamsız bir müdahale ile
engellenmiş olmasının ötesinde, başka ve politik
gerekçeler de olmalıdır.
2009 yılının aralık ayı sonunda kendisine iki
subay tarafından suikast hazırlandığı haberi ile
ülke gündeminin ön sıralarına gelen Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’ın, bir gensoru
görüşmesini yönetiş biçiminden hoşlanmadığı için
TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu’nun
dinlenme odasına giderek söyledikleri, hele beş
yıl süre ile o Meclis’in Başkanlığı’nı da yapmış
“hukukçu bir milletvekili” için tam anlamı ile
talihsizliktir.
Arınç’ın keyif verici içkilerle uzaktan yakından
ilgisi olmadığını bilmesek, Başbakan Yardımcısı
sarhoş muydu da o anda yasama erkine
başkanlık sorumluğunu taşıyan Bayan Mumcu’ya
Meclis görüşmelerini nasıl yönetmesi gerektiği
konusunda öğretmenlik, hayır mubassırlık
(Mahalle mektepleri döneminde hocanın
arkasında ayakta duran ve elindeki uzun sopa ile
haşarı çocuklara vuran görevli hademe) yapmaya
kalkışmış, diyeceğiz.
Kıdemli bir parlamenter olan Sayın Arınç,
yönetim biçimini beğenmiyorsa içtüzüğün 63.
maddesini anımsatarak düşüncelerini yerinden
açıklama hakkına sahip olduğunu, öylece
“Başkanın tutumu hakkında görüşme yapılmasını
sağlayabileceğini” elbette en iyi bilenlerden birisi
olduğu halde, ne hakla o dinlenme odasının
kapısını paldır küldür açarak gövde gösterisi
yapabiliyor?
Bülent Arınç, kozmik oda olayı ile 22 Aralık
2009’dan bu yana gündemdedir. O konumunu
sürdürmek mi, yoksa ani bir gece yarısı
müdahalesi ile yasama organı üzerinde yürütme
erkinin gölgesinin bulunduğunu Meclis
Başkanvekili’ne anımsatmak mı istiyor? Bülent
Bey’in bu tutumu, partisini sivil bir darbe için
hazırlanmakla suçlayanları haklı çıkaracak bir
örnek olmuştur.
Mumcu’ya hem övgü hem eleştiri
Yeri gelmişken o soruşturmayı yürütenlerden,
ellerini biraz daha hızlandırmalarını istemek
hakkımızı da kullanarak, Arınç’ın paldır küldür
odasına girdiği Bayan Güldal Mumcu’yu
sergilediği soğukkanlı ve olgun tavrından dolayı
kutlamalıyız. Ama bir önemli alışkanlığından
hemen vazgeçmesini de ekleyerek:
TBMM başkanvekillerinin üyesi bulundukları
siyasi partilerin grup toplantılarına ve öteki
çalışmalarına katılmalarının çok yanlış olduğunu
kendisine iletmesini, yıllar önce ortak bir
dostumuza aktarmıştım.
Bulunduğu saygın makam, yeri geldiğinde
Mumcu’nun, TBMM Başkanı’na vekâlet etmesini
gerektiriyor. Dahası, o durumlarda yurtdışı bir
görev gezisine katılan Cumhurbaşkanlığı
vekâleti de omuzlarına yükleniyor.
CHP’den bu doğrultuda Arınç’tan Bayan
Mumcu’ya yönelen eleştiriye, “AKP’li
başkanvekilleri de kendi parti grup toplantılarına
katılıyorlar” savunmasının haklı tarafı, “bir yanlışlık
benzer bir başka yanlışlıkla örtülemeyeceği için”
yoktur.
Umarım TBMM Başkanlık Divanı Meclis’te
grupları bulunan partilerin sergilediği bu hatalı
tutumu giderecek bir ortak kararı alır ve
uygulamaya koyar.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
İşçi-memur birlikte uyardõ
İstanbul’da binlerce emekçi, kamu personeli ve yurttaş, AKP iktidarõna yüksek sesle ‘istifa’ çağrõsõ yaptõ
EMRE DÖKER
İZMİR - İzmir, TEKEL işçilerine “güçlü” bir destek me-
sajõ verdi. Kentte belediye otobüsleri çalõşmazken vapur ve
metro seferlerinde aksama yaşanmadõ.
Sabah saatlerinde işlerine gitmek isteyen yurttaşlar, or-
tak taksi tutma ya da otostop yöntemini tercih etti. Özel ara-
cõ olanlarõn da durakta bekleyenleri aldõğõ gözlendi. Okul
ve fabrika servislerinin de korsan taşõmacõlõk yaptõğõ dik-
kat çekti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapõlan açõk-
lamada, otobüs seferlerinin saat 13.00’ten itibaren başla-
yacağõ bildirildi. Hastanelerde de eyleme katõlõm yoğun ol-
du. Acil hastalar dõşõndakilere müdahale yapõlmazken, ka-
mu kurumlarõndan da eyleme katõlõm yüksekti.
Öğleye doğru Basmane Alanõ’nda toplanan işçiler, da-
ha sonra pankart ve sloganlar eşliğinde Konak Alanõ’na doğ-
ru yürüyüdü. Yaklaşõk 20 bin kişi Konak Alanõ’nõ
yakõnõndaki eski Sümerbank binasõnõn önünü dol-
durdu. Kortejin bir ucu alanda diğer ucu ise
Çankaya bölgesinde kaldõ. “Her yer TEKEL,
her yer direniş”, “Direne direne kazanacağız”,
“hükümet istifa” sloganlarõnõn atõldõğõ eylem-
de genel grev çağrõsõ yapõldõ.
Törene DİSK, KESK, Türk-İş, Hak İş, Kamu-
Sen ve Memur-Sen’in yanõ sõra siyasi parti tem-
silcileri ve meslek odalarõ da destek verdi. Türk-
İş Ege Bölge Temsilsici Mustafa Kundakçı,
AKP’nin TEKEL’in levhalarõnõ indirmek is-
tediğini ancak emekçilerin AKP’nin levhasõnõ in-
direceğini söyledi. Binlerce kişi daha sonra olaysõz da-
ğõldõ. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde görevli öğretim üye-
leri tarafõndan yapõlan açõklamayla da işçilere destek verildi.
İstanbul Haber Servisi - TE-
KEL işçilerinin 53 gündür sür-
dürdükleri eylemlerine destek ver-
mek amacõyla dün İstanbul’da iş
bõrakarak meydanlara çõkan bin-
lerce emekçi, kamu personeli ve
yurttaş, AKP iktidarõna yüksek
sesle “istifa” çağrõsõ yaptõ. Türk-
İş, DİSK, KESK, Türkiye Kamu-
Sen ve Hak-İş konfederasyonlarõ-
na bağlõ binlerce emekçi, kentte ya-
şamõnõ durma noktasõna getirdi.
Yurttaşlar ise yaşanan tüm sõkõn-
tõlara karşõn emekçilere alkõşlar ve
korna sesleriyle destek verdi.
Türk-İş’in çağrõsõyla dün Saraç-
hane Parkõ’nda düzenlenen mitinge
Edirnekapõ, Aksaray ve Eminönü ol-
mak üzere kentin çeşitli yerlerinde
toplanan ve aralarõnda Türk-İş,
DİSK, KESK, Türkiye Kamu-Sen ve
Hak-İş konfederasyonlarõna bağlõ
sendikalara üye binlerce emekçi,
kamu çalõşanõ, siyasi parti üye ve
temsilcileri, sanatçõ ve aydõnlar ile
meslek odalarõ ve sivil toplum ku-
ruluşu üyeleri, sol dergiler, öğrenciler
AKP hükümetini protesto etti, “AKP
susacak, halk konuşacak”, “TE-
KEL işçisi yalnız değildir”, “Hü-
kümet istifa”, “Hükümet 4/C’ni al
başına çal” sloganlarõ attõ.
Türk-İş İstanbul Bölge Temsilci-
si Faruk Büyükkucak ve KESK
Genel Başkanõ Sami Evren’in de ka-
tõlarak destek verdiği grup, TEKEL
Bölge Müdürlüğü’ne ait bina önün-
den geçerken alkõşlar ve õslõklarla
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õ
ve TEKEL işçilerine yönelik baskõ-
larõ protesto etti. Büro Emekçileri
Sendikasõ İstanbul 1 No’lu Şube’si ise
Cevizlibağ’daki İstanbul Vergi Dai-
resi’nde iş bõrakõp otobüslerle Edir-
nekapõ’ya geldi. Yoğun güvenlik
önlemlerinin alõndõğõ Edirnekapõ’da,
ilerleyen saatlerde emekçilerin sayõ-
sõ katlanarak arttõ. Emekçiler, “Hü-
kümet istifa”, “Hükümet 4/C’yi al
başına çal” sloganlarõ attõ.
Sandık önümüze gelecek
Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emek-
çileri Sendikasõ (SES) üyeleri de İs-
tanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tõp
Fakültesi ve Haseki Kardiyoloji
Enstitüsü’nde iş bõraktõ.
Memur-Sen’in katõlmadõğõ ey-
lemde diğer konfederasyon başkan-
larõ ve temsilcileri omuz omuza
emekçilere seslendi. Türk-İş İstan-
bul Bölge Temsilcisi Faruk Bü-
yükkucak, “7 yıldır içinde kendi
çocukları, bakan çocukları ve ya-
kınlarının servetlerindeki muaz-
zam artışlara bir baksın. Unut-
mayın, sandık bu ülkenin gerçek
sahiplerinin önüne gelecek” dedi.
Emekçilere seslenen KESK Ge-
nel Başkanõ Sami Evren de, Baş-
bakan Erdoğan’õn TEKEL işçile-
rine yönelik söylediği “Devletin
kasasını size soydurmam” söz-
lerini eleştirdi. Sendika kararõ ile
Haydarpaşa Tren Garõ çalõşanlarõ ey-
leme katõlmadõ.
‘Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz’
ŞULE KÖKTÜRK
DENİZ TATARER
Üretimden gelen gücünü
kullanan emekçiler dün İs-
tanbul’da alanlarõ süsledi.
İşçi sõnõfõnõn mücadelesini
dün Saraçhane’de bayram
yerine dönüştüren işçi, me-
mur, sanatçõ, aydõn, yazar,
öğrenci adeta her kesimin
umut õşõğõ oldu. Yürüyüşle-
rine Edip Akbayram’õn ses-
lendirdiği “Eşkiya dünyaya
hükümdar olmaz” şarkõsõ
ile başlayan emekçilerin
AKP’ye mesajõ netti: “İşçi
düşmanı hükümet istifa.”
TEKEL işçisinin mücade-
lesine toplumun her kesimi,
işine gitme telaş ve kaygõsõ-
na karşõn destek verdi. Emek-
çiler, dün sabahõn erken sa-
atlerinden itibaren kentte çe-
şitli toplanma yerlerinde bir
araya geldi. Kimi önce basõn
açõklamasõnõ yaptõ, kimi doğ-
rudan miting alanõna bir an
önce ulaşmak için çaba gös-
terdi. Gruplar içinde itfaiye
işçileri, Esenyurt işçileri ya-
nõ sõra adeta her sektörden,
her kesimden ve her yaştan
kişiyi bulmak mümkündü.
Liseli Genç Umut, Öğrenci
Kolektifi ise umudun bir baş-
ka adõydõ. Eyleme çocukla-
rõyla birlikte gelenler ve en-
gelliler mitingde göze çar-
panlar arasõnda yer aldõ.
Davul, zurna, şarkõ, türkü
ve halaylar eşliğinde Fa-
tih’in Akdeniz Caddesi’nde
Saraçhane’ye doğru yürüyen
emekçilere, yoldan geçen
bazõ yurttaşlar da õslõklarla,
alkõşlarla ve araba kornala-
rõ ile destek verdi. Evlerin,
işyerlerinin, dershanelerin
pencerelerine çõkanlar yü-
rüyenleri uzun süre alkõşla-
dõ. Bazõ kamu kuruluşlarõ
önüne çõkan yurttaşlarõn da
alkõşlarõ yürüyenlere ayrõca
moral verdi.
TÜM YURTTA BÜYÜK KATILIM
‘TEKEL
işçisi
yalnız
değil’
Yurt Haberleri Servisi - TE-
KEL işçilerinin günlerdir sürdüğü
eyleme destek vermek amacõyla
yurt genelinde düzenlenen bir gün-
lük iş bõrakma eylemine büyük ka-
tõlõm oldu. Binlerce kişi hükümet
aleyhine sloganlar attõ, “TEKEL iş-
çisi yalnız değildir” dedi.
? ADANA: TEKEL işçilerine
destek vermek için yapõlan greve
Adana’da yoğun katõlõm oldu. Ula-
şõmdan sağlõğa dek her sektörde iş
bõrakan emekçiler AKP’yi protesto
etti. SGK Seyhan Sosyal Güvenlik
Merkezi’nde çalõşma arkadaşlarõnõ
greve çağõran sendikacõlara izin ve-
rilmedi. Adana’daki yürüyüşe,
2007’de Adana’daki TEKEL fabri-
kasõnõn kapatõlmasõ nedeniyle Sam-
sun’daki fabrikaya giderken trafik
kazasõnda annesi ölen ve babasõ da
şu anda Ankara’da açlõk grevinde
olan Küçük Efsun (9) da katõldõ. Ef-
sun’un taşõdõğõ ve üzerinde “TE-
KEL için annem öldü, babamın
da ölmesini istemiyorum” yazan
pankart görenleri duygulandõrdõ.
? MERSİN: İşçi ve memurlar
dün sabah saatlerinde Atatürk Cad-
desi üzerinde toplanmaya başladõ.
Sendika yetkilileri, iş bõrakma ey-
lemine katõlõmõn yüksek olduğunu,
bazõ sektörlerdeki çalõşanlarõn gös-
teri yürüyüşüne katõlmasalar da iş-
yerlerinde işi durdurduklarõnõ belirtti.
AKP İl Örgütü’ne kadar yürüyen
emekçiler burada “İşte burası ha-
inlerin yuvası” diye bağõrdõ.
? BURSA: BURSARAY ve BU-
RULAŞ çalõşanlarõ eyleme destek
vermezken, işçi ve memur sendika-
larõna bağlõ çalõşanlar Orhangazi
Parkõ’nda kitlesel basõn açõklamasõ
yaptõ. “TEKEL İşçileri Destek
Platormu” üyesi 10 işçinin bugün-
den itibaren açlõk grevine başlayacağõ
açõklandõ. Bazõ kurumlarda gelme-
yenlerle ilgili listeler tutulduğu öne
sürüldü.
? DİYARBAKIR: Dağkapõ Mey-
danõ’ndaki eylemde “AKP şaşırdı,
sabrımız taşırdı”, “Gün gelecek
devran dönecek AKP halka hesap
verecek” sloganlarõ atõldõ. Bismil il-
çesinde, Belediye-İş ve Tüm-Bel-
Sen’e bağlõ işçiler işbaşõ yapmadõ.
? BATMAN: TPAO ve TÜPRAŞ
işçileri işe bir saat geç başlayõp iş-
yerlerinin önünde bir araya gelerek,
hükümeti protesto etti. İşçiler, TPAO
Bölge Müdürlüğü binasõna yürüdü.
? ŞIRNAK: Silopi ilçesinde işçi
ve memurlar, işbaşõ yapmayarak, be-
lediye binasõ önünde toplandõ ve tep-
kilerini dile getirdi.
? SAMSUN: Cumhuriyet Mey-
danõ’nda bir araya gelen kamu emek-
çileri ve işçiler AKP aleyhine slogan
attõ. Meydanda işçi emeklisi Kemal
Çakıroğlu da Başbakan Erdoğan’õn
kuklasõnõ yaktõ. Konuşmalarõn ar-
dõndan halay çekildi ve eylem sona
erdi. Atakum belediyesi çalõşanlarõ
da eyleme destek verdi.
? AMASYA: Yavuz Selim Mey-
danõ’ndaki Atatürk anõtõ önünde ya-
põlan eyleme yüzlerce kişi katõldõ.
? YALOVA: Eğitim-Sen şube-
sinde toplanan emekçiler Cumhuri-
yet Meydanõ’na kadar yürüdü.
ŞÜKRAN SONER
TEKEL işçilerinin insan gücünü aşan direnme
güçleri karşõsõnda vicdanlarõ sõzlayan, sorunun çö-
zümüne yardõmcõ olmak, dayanõşma, destek ver-
mek isteyenler bile bugüne kadar olup bitenleri, so-
runlarõn odağõnõ ne tam anladõ ne de tam anlata-
bildi...
TEKEL işçilerinin dünyada örneği yaşanmamõş
etkinlikteki direnişlerinin 52. gününde 5 işçi kon-
federasyonunun gerçekleştirdiği üretimden gelen
gücün kullanõlmasõ dayanõşma eylemlerinde, kim-
selerin anlatamadõğõnõ işçilerin çok çõplak anlayõp
anlatabildikleri, tepkilerini, söylemleri, sloganla-
rõ, pankartlarõ ile çok yalõn ortaya konuldu...
Sabahõn ilk haberlerinde İzmir’den, durmuş
haldeki kent içi ulaşõm görüntüleri önünde konu-
şan, dayanõşma eylemlerinin amacõnõ anlatan bir böl-
ge sendika yöneticisinin söylemi ile çarpõldõm: Sen-
dikacõ, eylemin etkinliğini kõrmaya yönelik AKP
iktidarõndan gelen, gece yarõsõ polis kullanõlarak ev-
lere yapõlan tebligatlarla sendika yönetimlerinin na-
sõl tehdit edildiklerinin altõnõ çizdikten sonra, “Er-
doğan hükümetleri kamuda sendikal hakları-
nı kullanan işçiler yerine, sözleşmeli, 4/C yay-
gın uygulamaları ile sendikal haklarla, örgüt-
lü, işçilik, memurluk haklarının yasal düzen-
lemeleri içindeki çalışmayı ortadan kaldırılmayı
öngörüyor. Örgütsüz, yasaların güvencesi ol-
maksızın, iş güvencesi alınmış, asgari ücret çer-
çevesindeki bir çalışma düzenini yatay, yay-
gınlaştırmaya, genel uygulamaya dönüştür-
meye bakıyor. İşsizliğin vurduğu milyonları, ik-
tidarın bir lütfu, sadakası olarak işe alıp çıka-
racakları bir düzeni kuruyor, Başbakan Er-
doğan’ın lütfuna bağlı kılınıyor” diyordu.
Türkiye’de ilk sendikal haklarõn kazanõmõnõn
simgesi, Saraçhane’deki İstanbul mitingini izle-
miş olarak, haberlerin özetlenmesinden anlaya-
bildiğim, çalõşanlarõn direnişine katõlõm, sendika
liderlerinin beklentilerinin üzerindeydi. Özel sek-
törden bile eyleme katõlanlar olmuş, işyerlerine gö-
re merkez toplanmalarõ ile miting alanlarõna doğ-
ru yürüyüşler düzenlenmişti.
Başbakan Erdoğan ise direnişin etkin olmadõ-
ğõndan duyduğu hoşnutluğun altõnõ çizerken bir kez
daha hem direnen TEKEL işçilerini hem de da-
yanõşma yapanlarõ tehdit etmişti. Medyamõz, ister
istemez habercilik ölçekleri içinde bir genel grev
arayõşõna, üretim durmasõ beklentisine girdiğinden
kasõtlõ olmasa da Erdoğan’õn verdiği havaya paralel
habercilik yapmõş oldu. Bu durumun 12 Eylül’ün
sendikal haklara getirdiği yasaklõ düzen, iktidar-
larõn acõmasõz sendikasõzlaştõrma, özelleştirme
uygulamalarõ Özalizmin mirasõ sözleşmeli çalõş-
tõrma, Erdoğanizmin eseri 4/C yasalara karşõ hile
yolu ile yasadõşõ çalõştõrmanõn ortaya koyduğu tab-
lonun bir aynasõ olduğu atlanmõştõ.
Bizde özeli kamusu, sendikalõ çalõşanlarõn bir-
kaç yüz binle sayõldõğõ trajik gerçeği yok sayõla-
rak. Gerçek işçi-memur sayõsõna bakarak dayanõşma
eylemlerine katõlõmõn aslõnda beklenenden yüksek
olduğunu siz de görebilirsiniz. TEKEL direnişinin
tabandan gelen toplumsal patlama etkisini, sõnõf ref-
leksini hafife alanlar, Başbakan Erdoğan, çok
pişman olabilir.
Dün Edirnekapõ’dan Saraçhane’ye yürüyenlere,
cemaatlerin merkezi Fatih’te esnaftan, yol kenar-
larõndan seyreden kadõnlardan gelen desteği gör-
düm. “İş, ekmek yoksa barış da yok”a odaklanmõş
işçi başkaldõrõsõnõn kõrõldõğõna, 45 yõlõ bulan ga-
zetecilik gözlemlerimde hiç tanõklõk etmedim...
SAMSUNİSTANBUL ANTAKYA
Eyleme İstanbul’un yanı sıra yurt genelinde büyük destek vardı. Samsun’da Başbakan Erdoğan’ın kuklası yakılırken aileler çocuklarıyla eyleme geldi. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR, AA)
Dayanışmayı Anlayan Anlamış; Yalanlara, Tuzaklara Ayna Tuttular
? DİSK Genel Başka-
nı Süleyman Çelebi,
TEKEL işçilerine iha-
net edenlerin hesap
verme zamanı olduğu-
nu söyleyerek “4/C’yi
onlara C-4 olarak iade
ediyoruz” dedi.
İzmir’den el ele güçlü destek
İzlenimler