Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Başörtüsü Konusu
Dünkü yazımda ileri sürdüğüm bir görüş iki
okuyucumun doğrudan, birinin de dolaylı olarak
itirazlarına yol açtığından konunun yeniden
üzerinde durmak gereğini duydum.
Olayın özü, Başbakan’ın eşi Emine Hanım’ın,
GATA’da yatmakta olan Nejat Uygur’u ziyaret
etmek istemesi sırasında, başörtüsünün
sakınca oluşturacağının söylenmesi.
Biliyorsunuz, türban yasağı konusunda,
Danıştay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin ve
AİHM’nin çeşitli içtihatları var. Bu kararların
hepsi, laik bir ülkede, dinsel görüşlerin
simgelerinin kamu alanında yasaklanmasının
laiklik ilkesine uygun olduğu, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’ne de aykırı olmadığı
noktasında birleşmektedirler.
Burada iki noktanın üzerinde durmak gerek.
Bunlardan birincisi kamu alanı kavramıdır.
Kamu alanı, kamu hizmetinin görüldüğü
alandır, yani devlet hastanesidir, okuldur,
üniversitedir, mahkemedir vb.
Bu gibi yerlerde, dinsel simgelerden herhangi
birinin teşhiri yasaktır.
Bu yasağın nedeni, kamuyu temsil edenin
herhangi bir görüşe üstünlük tanıdığı izlenimini
yaratmamak, idarenin inançlar karşısındaki
tarafsızlığını ilan etmek ve insanların kendilerini
baskı altında hissetmelerinin önüne geçmektir.
Anayasa Mahkemesi ile AİHM’nin kararlarının
ortak noktası budur.
Bu kararlar ve gerekçeleri iyi okunduğu
zaman, insanların kılık kıyafetleri hakkında
kamu alanı dışında herhangi bir kısıtlama
olmadığı görülür.
Ama laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı olanlar,
insanları yanıltmak için, kasten yalan
söylemekte ve sanki böyle bir yasaklama ve
baskı varmış gibi bir hava yaratmaya
çalışmaktadırlar.
Bunların ikinci yalanları ise kamu alanı
kavramını, onunla bağdaşmayacak biçimde,
gerçeğe aykırı olarak alabildiğine
genişletmektir. Bu izlenimi yaratmak isteyenler,
şöyle çıkışlar yaparlar:
- Sokak da kamu alanıdır, bize özel alan
olarak yalnız ev kalıyor.
Bu koca bir yalandır. Sokak, kamu alanı
değildir. Örneğin, sınıfta türbanlı olması
düşünülemeyen bir öğretmenin, sokakta başını
örtmesine kimse karışamaz.
Kamu alanı kavramı aynı zamanda yalnız
mekân ile değil, işlev ile de belirlenir. Bir
öğretmen sinemada istediği gibi davranır, ama
aynı öğretmen milli eğitim faaliyetinin uzantısı
olarak öğrencilerini sinemaya götürdüğünde
dinsel inancının simgesini ortaya seremez.
Kamu alanının işlev ile de belirlenmesinin
başka örneklerini de sıralayabiliriz. Örneğin
mahkeme bir kamu alanıdır. Hâkim, savcı ve
avukat burada yargının birer elemanı olarak
dinsel inançlarının simgelerini taşıyamazlar,
ama yargının parçası olmayan sanık veya tanık
için aynı sınırlama geçerli değildir.
Görülüyor ki kamu alanı kavramı, son
derecede dikkatle kullanılır.
Olayımızda, Emine Hanım GATA’ya hasta
görmeye giden bir ziyaretçi konumundadır,
yoksa kamu hizmeti veren statüsünde değil. Bu
durumda yasak onu kapsamamaktadır. Bu
ölçünün göz önünde bulundurulması doğru
olur.
AKP türbanı Çankaya’ya sokmuştur; buna
ses çıkaramayanın, GATA’da ziyaretçiye
olmaması gereken bir yasağı uygulaması da
doğrusu ya insanı gülümsetmektedir.
Amasya’dan telefonla arayan okuyucum
olayda kasıt olduğunu ileri sürdü.
Her şeyden önce, insanın beyninde olan
kanaati izhar edilmeden önce okumaya
kalkışmak doğru değildir. Kaldı ki, kasıt bile
olsa oyuna gelmemek gerekir.
Şu son olayın doğurduğu sonuca bakın!
Kamu hizmeti görenlerin, kamu kurumu
üyelerinin, kamu hizmetinin veya erkinin
alanıyla sınırlı olduğu yerlerde uymak zorunda
oldukları kuralları, gerçekleri saptırarak, sanki
Türkiye’de insanların başörtülerine
karışılıyormuş gibi göstermeye çalışanların
ekmeğine yağ sürmek olmadı mı bu davranış?
Kimsenin başörtüsüne karşı değiliz. Ama
mahkemede yargıcın türban takması laik
demokrasiye aykırıdır. Yoksa mahkemedeki
sanığın, tanığın, kamu hastanesinde hizmet
alan hastanın ya da ziyaretçisinin başörtüsüne
kimse karışmaz Türkiye’de, karışmamalıdır da!
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 5 ŞUBAT 2010 CUMA
4 HABERLER
asirmen@cumhuriyet.com.tr
TBMM’de dijital santrala geçilmesi sõkõntõ yarattõ. Bazõ milletvekilleri cihazlarõ geri veriyor
Vekillerde ‘dinlenme’ kuşkusu
EMİNE KAPLAN
ANKARA - TBMM’de yeni geçi-
len ve bilgisayar üzerinden telefon gö-
rüşmesi olanağõ sağlayan dijital sant-
ral, milletvekilleri arasõnda “Dinle-
niyor muyuz?” kuşkusu yarattõ. Ba-
zõ milletvekilleri, yeni telefon cihaz-
larõnõ geri verdi. CHP Adana Millet-
vekili Tacidar Seyhan, yeni sistemin
bilgisayar üzerinden iletişimin sağ-
lanmasõnõ hedeflediğini, bunun da
dinlemeye müsait bir durum yarattõğõnõ
belirterek, “Ana kutuya kadar din-
lemeyi önlemek için kripto sistemi-
nin getirildiği belirtiliyor. Ancak ku-
tudan çıkıştan sonra büyük bir gü-
venlik zafiyeti var. Bilgisayar üze-
rinden görüşme yapıldığı için din-
lemeye takılabilir” dedi. Cihazõ ge-
ri gönderen CHP Antalya Milletvekili
Hüsnü Çöllü, kuşkularõ giderecek
bir açõklama yapõlmadan cihazõ yeni-
den taktõrmayacağõnõ söyledi.
TBMM’deki telefonlarda dijital sis-
teme geçiliyor. Bunun için tüm mil-
letvekilleri, sekreterler, TBMM bü-
rokrasisine yeni telefon cihazlarõ ve-
rildi. Ancak yeni sistem, milletvekil-
leri arasõnda “dinleme” kuşkusu ya-
rattõ. Bazõ milletvekilleri, cihazlarõ
geri veriyor.
‘Kriptolar çözülebilir’
Cihazõ geri vermediğini, ancak kul-
lanmadõğõnõ da belirten CHP Adana
Milletvekili Tacidar Seyhan şunlarõ
söyledi: “Eski sistem manueldi.
Şimdiki sistem, bilgisayar üzerinden
iletişim sağlıyor. Burada Meclis’te
bir çıkış ana kutusu var. Ana kutuya
kadar dinleme riskine karşı kripto
uygulaması var. Burada dinleyen ki-
şi ancak kriptoları çözerek dinle-
yebilir. Bu sistemin sakıncalı yönü
kutudan çıkıştan sonra büyük bir
güvenlik zafiyeti var. Bilgisayar
üzerinden görüşme yapıldığı için ay-
nı sistem üzerinden dinlemeye ta-
kılabilir. Toplu olarak tüm görüş-
meleri bloke etmek mümkün ola-
bilir. Daha sonra tercihli olarak
istenilen kişi için dinleme yapılabi-
lir. Yani toplu kayıt yapılabilir, da-
ha sonra seçilerek dinlenebilir.”
TBMM için manuel sistemin daha
güvenli olduğunu belirten Seyhan,
telefon markasõnda da kötü bir tercih
yapõldõğõnõ söyledi.
Seyhan, “Daha az güvenli olan te-
lefon markası tercih edilmiş. Türk
Telekom bu tercihi yapmış, ama
yanlış bir tercih. Kriptolama ça-
lışmasını takdir ediyorum, ama
onun dışında sistemi oldukça gü-
vensiz buluyorum. TBMM Baş-
kanlığı’nın açıklamasının tersine bu
sistem güvenli değil. Ben cihazı
iade etmedim, ama manuel olan te-
lefonu kullanmayı tercih ediyo-
rum” diye konuştu.
Cihazõ geri veren CHP Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü, kendilerine
yeni telefon cihazlarõ kurulurken in-
ternet üzerinden görüşme yapõlacağõ-
nõn açõklandõğõnõ ifade etti. Çöllü
şöyle konuştu:
“2-3 ay önce bu telefonları ma-
samıza koydular. Ama bir sonuç
alınmadı. Bir türlü çalıştırılmadı.
Kullanamadığımız halde masada
2 telefon duruyor. Telefon dinle-
meleri konusunda çok ciddi şüphe-
ler var. Bu telefonlarla ilgili de hat-
ta ortam dinlemesini sağladığı gibi
iddialar gündeme geldi. Bunlarla il-
gili sağlıklı bir açıklama ortada
yok. Bir yandan da kullanılmıyor.
Bu telefonlar niye kondu, 2-3 aydır
neden çalıştırılmadı? Ne zaman ça-
lıştırılacak? Bu soruların yanıtı ve-
rilmiş değil. O nedenle ben kaldı-
rılmasını istedim, gelip söktüler.
Birçok arkadaşımızın da söktür-
düğünü biliyorum. Şüpheleri orta-
dan kaldıracak somut açıklamalar
yapılmadan da yeniden konmasına
izin vermeyeceğim.”
İçişleri Bakanõ Atalay, protokolün ortak imzayla kaldõrõldõğõnõ belirterek, ‘Şu anki mevzuat yeterli’ dedi
EMASYA protokolüartõktariholdu
Atalay, bu konuda Genelkurmay
Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ ile
görüşme yaptõğõnõ belirterek “Bu-
nun ortak imza ile yine yürür-
lükten kaldırılmasını kararlaş-
tırmıştık” dedi. Beşir Atalay, söz-
lerine şöyle devam etti:
“Arkadaşlarımız bir araya gel-
diler. Bugün ortak imzayla yü-
rürlükten kaldırdılar. Bildiğiniz
gibi protokolü 1997 yılında Ge-
nelkurmay Harekât Başkanı ile
İçişleri Bakanlığı’nın o zamanki
müsteşarı imzalamıştı. Şimdi de
yine aynı şekilde Genelkurmay
Başkanlığı Harekât Başkanı Sa-
yın Korgeneral Mehmet Eröz ile
bakanlığımız müsteşarı Sayın
Osman Güneş imzalayarak tuta-
nağı yürürlükten kaldırmış ol-
dular. Bu hem Genelkurmay
Başkanlığımıza, hem de il vali-
liklerimize bugün (dün) gönde-
rilmiştir. Esasen görüşmeleri-
mizde vurgulamıştık, ilgili mev-
zuat, ilgili kanunun ilgili maddesi
çok tafsilatlı ve detaylı yazılmış.
Bu konuda yeni bir düzenlemeye,
yeni protokole veya bu konuda
yeni tespite ihtiyaç olmadığı ka-
naatine varmış olduk. Mevzuat şu
haliyle bu konudaki ilişkileri dü-
zenlemek için yeterli. Zaten bil-
diğiniz gibi genelde kanun bu
konudaki yetkileri valilere ve-
rir. Şu anda ilgili kanunun hü-
kümleri geçerli olacak.”
Cumhurbaşkanõ Gül ve Başbakan
Erdoğan’õn ardõndan Genelkurmay
Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ
da dün basõna yansõyan açõklama-
sõnda, EMASYA protokolüne gerek
olmadõğõnõ, zaten yasayla emniyet
ve askerin işbirliğinin altyapõsõnõn
sağlandõğõnõ söylemişti.
EMASYA nedir?
EMASYA protokolü, İçişleri Ba-
kanlõğõ ile Genelkurmay Başkanlõğõ
arasõnda 7 Temmuz 1997’de imza-
lanmõştõ. İl İdaresi Kanunu’nda yapõ-
lan değişiklik askerin, polisin yeterli
olmadõğõ durumlarda toplumsal olay-
lara müdahalesine dönük bir düzen-
lemeyi zorunlu kõlmõştõ. “Emniyet-
Asayiş-Yardımlaşma” ifadelerinin
kõsaltõlmõşõ olan EMASYA protoko-
lü bu yasal zorunluluktan doğmuştu.
Şimdiye kadar içeriği resmi olarak hiç
açõklanmadõ ancak İl İdaresi Kanu-
nu’ndan farklõ olarak protokolün 9.
maddesi valilik talep etmese de aske-
re, kendisi gerekli gördüğü durumlarda
toplumsal olaylara el koyma yetkisi
veriyordu. Protokol şehir merkezleriyle
ilgili istihbaratõ askerle paylaşma ola-
nağõ da getiriyordu.
Yasa maddesi yürürlükte
Protokol yürürlükten kaldõrõlõrken
aynõ zamanda protokolün dayanağõ da
olan İl İdaresi Kanunu’nun 11-D
maddesi geçerliliğini koruyor.
R E K T Ö R L Ü K S E Ç İ M L E R İ
Gül,ikitartışmalı
ismidahaatadı
MAHMUT LICALI
ANKARA - Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül,
Abant İzzet Baysal Üni-
versitesi’ne (AİBÜ) se-
çimlerden önce AKP’li
milletvekilleriyle toplan-
tõ yaptõğõ ortaya çõkan ve
unvanõ tartõşmalõ olan
Prof. Dr. Hayri Coş-
kun’u; Kõrõkkale Üniver-
sitesi’ne ise “Türbana
Özgürlük” bildirisinde
imzasõ olan Prof. Dr. Ek-
rem Yıldız’õ atadõ. Gül’ün
atadõğõ her iki rektör de
üniversitedeki seçimler-
de ikinci olmasõna karşõn
YÖK tarafõndan liste ba-
şõndan aday gösterilmişti.
Abdullah Gül, dün gö-
rev sürelerinin sona er-
mesi nedeniyle AİBÜ ile
Kõrõkkale Üniversitesi’nin
rektörlerini atadõ. Gül da-
ha önce atadõğõ pek çok
rektörde olduğu gibi bu
kez de AKP iktidarõna
yakõn olduğu bilinen isim-
leri tercih ederken üni-
versitedeki seçimleri yine
umursamadõ.
Cumhurbaşkanõ Abdul-
lan Gül, AİBÜ Rektörlü-
ğü’ne üniversitedeki se-
çimlerde 48 oyla ikinci
olan, fakat YÖK’ün bi-
rinci sõraya yükselttiği
Prof. Dr. Coşkun’u atadõ.
Coşkun, üniversitedeki
rektörlük seçimlerinden
önce iki AKP Bolu Mil-
letvekili ve AKP Bolu İl
Başkanõ ile bir toplantõ
yapmõştõ. Rektörlük se-
çimlerine siyasetin karõş-
masõna tepki gösteren İz-
zet Baysal Vakfõ Başkanõ
Ahmet Baysal da Gül’e
bir mektup göndererek
duyduğu rahatsõzlõğõ dile
getirmişti. Baysal, mek-
tubunda üniversite yapõlan
seçim sonucuna göre ye-
ni rektörün atanmasõnõ is-
temişti. AİBÜ Rektörlüğü
için üniversitede yapõlan
seçimlerde 171 oyla bi-
rinci olan Prof. Dr. Atilla
Kılıç, YÖK tarafõndan
Gül’e gönderilen listenin
3. sõrasõna alõnmõştõ.
Hakkında
soruşturma sürüyor
Gül’ün atadõğõ Coşkun
hakkõnda unvan tartõş-
masõ da bulunuyor. Aİ-
BÜ’de 2002-2006 yõlla-
rõnda rektör olarak görev
yapan Prof. Dr. Yaşar
Akbıyık döneminde un-
vanõ doçentlikten profe-
sörlüğe yükseltilen Coş-
kun bir süre sonra Akbõ-
yõk’tan gö-revi devralan
Prof. Dr. Atilla Kõlõç’õn
döneminde yapõlan ince-
lemelere takõlmõştõ. Coş-
kun’un profesörlüğe yük-
seltilmesinde usulsüzlük
yapõldõğõ tespit edilerek
hakkõnda soruşturma açõl-
dõ. Coşkun hakkõndaki
soruşturma hâlâ YÖK’te
devam ediyor.
Türbancı aday
rektör oldu
Cumhurbaşkanõ Gül,
Kõrõkkale Üniversitesi’ne
de Türbana Özgürlük bil-
dirisinde imzasõ olan Prof.
Dr. Ekrem Yõldõz’õ atadõ.
Prof. Yõldõz üniversitede
yapõlan seçimlerde 2. ol-
masõna karşõn YÖK tara-
fõndan birinci sõraya yer-
leştirilmişti. Üniversite-
deki seçimlerde 167 oyla
en çok oyu alan mevcut
rektör Prof. Dr. Ahmet
Murat Çakmak, YÖK
listesinde ikinci sõraya dü-
şürülmüştü.
Ataşehir ve
Maltepe’de
tapu töreni
Yerel seçimler öncesinde
bölgelerindeki tapu sorunla-
rını çözüme kavuşturacakla-
rı vaatlerini yerine getiren
CHP’li Maltepe ve Ataşehir
belediye başkanları, törenle
yurttaşlara tapularını dağıt-
tı. Maltepe Belediye Başkanı
Prof. Dr. Mustafa Zengin,
bugüne dek 28 yurttaşa ta-
pusunu verdiklerini belirte-
rek, diğer yurttaşlara da tek-
nik sorunların giderilmesi-
nin ardından tapularını da-
ğıtacakları müjdesini verdi.
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, EMASYA konusunda Genelkurmay Başkanõ
Orgeneral İlker Başbuğ ile görüşme yaptõklarõnõ belirterek “Bunun ortak imza ile
yine yürürlükten kaldõrõlmasõnõ kararlaştõrmõştõk” dedi.
TBMM Başkanlõğõ, Meclis’te dijital santral sistemine geçti. Ancak bazõ milletvekilleri,
“dinlenme” kuşkusuyla cihazlarõ geri veriyor. CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, yeni
sistemin bilgisayar üzerinden iletişim olanağõ sağladõğõnõ, bu nedenle de tüm görüşmelerin
kayõt altõna alõnabileceğini söyledi. Ana kutuya kadar dinlemeyi önlemek için kripto sisteminin
getirildiğini belirten Seyhan, “Ancak kutudan çõkõştan sonra büyük bir güvenlik zafiyeti var.
Bilgisayar üzerinden görüşme yapõldõğõ için dinlemeye takõlabilir” dedi. Seyhan, cihazõ geri
vermediğini, ancak kendisinin manuel telefonu kullanmayõ tercih ettiğini belirtti.
SOLDA YENİ OLUŞUM
‘10Aralık’partileşme
sürecindençekildi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP, eski
ÖDP Genel Başkanõ Ufuk Uras ve bazõ Alevi
kesimlerle birlikte yürütülen yeni oluşum içinde-
ki anlaşmazlõklar 10 Aralõk Hareketi’nin kopma-
sõna yol açtõ. 10 Aralõk Hareketi Yürütme Kurulu
adõna yapõlan açõklamada bu konuda şu görüşlere
yer verildi: “Katıldığımız toplantılar ve yürüt-
tüğümüz müzakere sürecinde gelinen nokta-
da; umudumuz ve amacımız olan yenilenme,
bileşenlerin süreç içinde kendilerini aşması yo-
luyla oluşturulabilecek yeni bir dayanışma ve
paylaşma anlayışı, arkasından da güçlü bir
bütünleşmeye ulaşılması olanağının tüketildi-
ğini düşünüyoruz. Bugünkü tablodan, kendi
içinde grupsal tutum ve davranışları aşarak
güven ortamı yaratmış, ilkeli, tutarlı ve geniş
kitlelere umut - güven verecek iktidar adayı
bir partiye ulaşılması umudunun yitirildiği so-
nucuna vardığımızdan, bu süreçte daha fazla
yer almayı ve sorumluluk taşımayı 10 Aralık
Hareketi olarak doğru bulmuyor, partileşme
süreci görüşmelerinden çekiliyoruz.”
Baştarafı 1. Sayfada
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ İÇİN DÜZENLEME
‘Cemaat liderine
avantaj’ tartışması
AYŞE SAYIN
ANKARA - Cumhurbaş-
kanlõğõ seçim esas ve usullerini
düzenleyen yasa tasarõsõnda,
cumhurbaşkanõ adaylarõnõn
harcamalarõna limit konulma-
masõ ve harcamalarla ilgili
denetimin seçim sonrasõna bõ-
rakõlmasõ, “Çankaya Köş-
kü’ne haciz” ve “cemaat
liderine avantaj” tar-
tõşmasõ başlattõ.
TBMM Anayasa
Alt Komisyonu’nun
önceki günkü toplantõ-
sõnda konuşan CHP’li ko-
misyon üyesi İsa Gök ba-
ğõşlarda sõnõrlama olmama-
sõnõn özellikle güçlü serma-
ye sahiplerinin veya cema-
atlerin desteklediği adaylarõ
avantajlõ duruma getirebile-
ceğine dikkat çekti.
Gök, “Diyelim ki, Fethul-
lah Gülen aday olsa, cemaat
üyeleri 1000’er lira bağışla-
sa, yapacağı kampanya ile
Türkiye’ye bile gelmeden
cumhurbaşkanı seçilir. Bu
ülkede Jet Fadõl olayı ya-
şandı, adam parasını bastı-
rıp milletvekili seçildi” uya-
rõsõnda bulundu. Bunun üze-
rine, gelecek hafta yapõlacak
toplantõda, adaylarõn alacaklarõ
yardõm ve bağõşlara belli limit
koyulmasõ ya da Hazine
yardõmõ yapõlmasõ seçe-
neklerinin yeniden de-
ğerlendirilmesi karar-
laştõrõldõ.
Komisyonda bir baş-
ka tartõşma konusu da
adaylarõn yapacaklarõ harca-
malarla ilgili denetim konu-
su oldu. CHP’li İsa Gök,
“Harcanmayan miktarı
zimmetine geçiren aday
cumhurbaşkanı seçilirse, o
zaman parayı tahsil etmek
için Çankaya Köşkü’ne ha-
ciz mi göndereceksiniz?”
uyarõsõnda bulundu.
TUNCELİ’DE BEYAZ EŞYA DAĞITILMASI
Vali Yaman için
soruşturma izni
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Danõştay, Tunce-
li’de 29 Mart yerel seçimle-
ri öncesinde Sosyal Yardõm-
laşma ve Dayanõşma Vakfõ
aracõlõğõyla ücretsiz beyaz
eşya dağõtan dönemin Tunceli
valisi olan Giresun Valisi
Mustafa Yaman hakkõnda
soruşturma açõlmasõ
talebini kabul etti.
CNNTÜRK’ün ha-
berine göre, Yüksek
Seçim Kurulu’nun
(YSK) “seçim rüşve-
ti” olarak değerlendir-
diği 29 Mart yerel se-
çimleri öncesi Tunce-
li merkez ve ilçelerinde dağõ-
tõlan beyaz eşyalar, dönemin
valisi Mustafa Yaman hak-
kõnda soruşturma açõlmasõna
neden oldu. YSK tarafõndan 2
kez Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’na yapõlan suç duyurusu
üzerine, İçişleri Bakanlõğõ ko-
nunun incelenmesi için 2 mü-
fettişi görevlendirmiş ve mü-
fettişler hazõrladõklarõ raporda,
soruşturma açõlmasõna gerek
olmadõğõna karar vermişti. Mü-
fettişlerin raporunu inceleyen
Yargõtay Cumhuriyet Başsav-
cõlõğõ, Yaman hakkõnda soruş-
turma açõlmasõ gerektiğine
hükmederek Danõştay’a iti-
razda bulundu. Da-
nõştay’õn ilgili daire-
sinde yapõlan duruş-
mada İçişleri Bakan-
lõğõ müfettişlerinin ha-
zõrladõğõ raporun ye-
tersiz olduğunu ve Ya-
man hakkõnda yeni-
den soruşturma açõl-
masõ kararõ verildi. Danõştay’õn
kararõndan sonra müfettişlerin
Tunceli Valiliği’nden beyaz
eşya alõmõyla ilgili ihalelerin ve
dağõtõmla ilgili yapõlan bütün
çalõşmalarõn belgelerini istediği
ve valiliğin talep doğrultusun-
da belgeleri İçişleri Bakanlõ-
ğõ’na gönderdiği öğrenildi.
Mustafa Yaman.