Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Demokrat Kimdir,
Neye Benzer?
Son ayların en hararetli tartışması kimin daha
“demokrat, özgürlükçü”, kimin “darbeci,
cuntacı” olduğu şeklinde tezahür etti efendim.
Gazetelerde yer alan “yararlanılacaklar-
tutuklanacaklar” listeleri de bu tartışmaya ayrı
bir renk kattı. Basınımızın değerli mensupları
arasındaki bu çok derin tartışmanın söz konusu
gazeteci kardeşlerimizin geçmişlerine kadar
uzanması ise acaba “hafıza-i beşer, gerçekten
nisyan ile mi maluldür” yoksa “arşiv asla
unutmaz mı” noktasına geldi dayandı mirim.
Yalnız kafama bir şey takıldı, onun içinden
çıkamıyorum.
Kim daha demokrat, kim daha özgürlükçü
tartışırken, elimizdeki ölçütün ne olduğu
konusunda sarih bir fikre varamadım muhterem
kardeşlerim.
Sözgelimi 12 Eylül darbesini, cuntasını,
faşizmini “canım o günlerde de ortalama
günlük kıyam 20 kişi civarındaydı” diyenlerle,
“ama o kıyamın arkasında zaten cuntacılar,
derin devletçiler, kontracılar vardı” diyenler
arasındaki bir tartışma çok anlaşılır bir şeydir.
Onu anlayabiliyorum.
Hiç kuşkusuz darbecileri alkışlamak için bin
dereden su getirenlere “özgürlükçü”,
“demokrat” payesi verecek değiliz. Ama o
günlerin darbeye karşı çıkanlar ya da çıktıklarını
iddia edenler arasında da bir ayrım yapmak, kim
ucuz kahramandır, kim gerçekten cefasını
çekerek darbecilerle cebelleşmiştir ayırmak
gerekmez mi?
Gerekir.
Soruyu doğru soracaksınız.
Darbeye karşı çıkanlar, çıkmayanlar ayrımı
eksiktir, eksik olduğu için de yanlıştır. Sorunun
doğrusu “Düşünce ve örgütlenme özgürlüğü
konusunda, Komünist Partisi’nin legal, yasal
çalışma hakkı konusunda kim ne demişti, kim
ne tutum almıştı?” sorusudur.
Hafıza-i beşer nisyan ile malul değilse, arşiv
orada duruyorsa, ben, Türkiye Komünist Partisi
ile aynı görüşleri paylaşmayan, bunu açıkça ilan
eden, partinin sözcüleriyle polemiklere giren,
ama Komünist Partisi’nin, komünistlerin düşünce
ve örgütlenme özgürlüğünü, TCK’nin 141-142.
maddelerinin kaldırılmasını sonuna kadar
savunan, bunun için savaşan pek çok gerçek
demokrat tanıyorum. Örnek olsun diye, ölümüyle
de mücadelesi kanıtlanmış birinin ismini
söyleyeyim:
Uğur Mumcu.
Peki şimdinin pek kahraman, pek özgürlükçü
yazar ve gazetecileri o zaman ne yapıyor, neler
yazıyorlardı?
“O günün ağır koşullarında Demirel’i savunmak
özgürlükçü olmaya yetiyordu” derseniz, bir şey
diyemem size efendim, ama demokratlığın,
liberalliğin ölçütü bu kadar dar olabilir mi?
Aslında Batı’nın bazı demokratlarında da
demokrasinin ölçütü bu kadar dardır. Ben yine
izninizle tanığı olduğum bir hadiseyi arz edeyim
efendim:
Berlin duvarı yıkılmış, Doğu-Batı birleşmiş,
Demokratik Alman Cumhuriyeti dağılmış, fakat
ne hazindir ki! Doğu yine komünistlere oy
vermeye devam ediyor, adlarını değiştirseler de
bir avuç komünist Federal Alman Parlamentosu
Bundestag’a girmeyi başarmış.
Ne oldu dersiniz? Pek demokrat Almanya’nın
hükümet ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik’in (CSU)
Başkanı, Bavyera Eyaleti’nin Başbakanı Theodor
Waigel ağzından köpükler saçarak bağırmaya
başladı meclis kürsüsünde; “bu komonistler
(Alman dilinde, ama aynen böyle söylüyordu)
meclisimizi kirletemezler. Hepsini dışarı
atalım”. Tabii atamadılar, meclisin çoğunluğu bu
hızlı “demokrat” ve dehşetli anti komünisti
ciddiye almadı.
Demem o ki, Batı demokrasisinde de şimdi
bizde görüldüğü gibi demokratlığını Demirel’i
savunmakla “kanıtlayan” ve bu kanıtı yeterli
gören ve onları pek beğenenlere benzeyen
zamane evlatları olmuştu, bundan sonra da
olacaktır, çünkü “Batı demokrasisinin” de bir
tahammül sınırı vardır, değil mi efendim! Allah
aslan demokratlarımızı, demokrasilerimizin ve
bizim anlı şanlı medyamızın başından, sonundan,
kenarından, zinhar köşesinden eksik etmesin
efendim.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AKP hükümetinin uzlaşmaz tavrõ ne-
deniyle Türkiye genelinde işçi ve
memurlar, TEKEL işçilerine destek ol-
mak amacõyla yarõn bir günlüğüne iş
bõrakacaklar. Eylemden sonra da 5 Şu-
bat’ta, konfederasyonlar tekrar bir
araya gelerek, sonraki süreçte yapõla-
caklarõ kararlaştõracaklar.
TEKEL işçilerinin özlük haklarõy-
la birlikte başka kamu kurum ve ku-
ruluşlarõna geçmek amacõyla Türk-İş
Genel Merkezi önünde başlattõklarõ ey-
lem bugün 51. güne ulaştõ. Eylemin 50.
günü olan dün, Türk-İş, Hak-İş, DİSK,
Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve
KESK yöneticileri, Türk-İş Genel
Merkezi’nde bir araya gelerek, daha
önce aldõklarõ eylem kararõnõ gözden
geçirdi. Türk-İş Genel Başkanõ Mus-
tafa Kumlu, toplantõnõn ardõndan
yaptõğõ açõklamada, konfederasyonlar
olarak, TEKEL işçilerinin sorunu-
nun masa başõnda çözülmesi için di-
yalogdan yana olduklarõnõ ifade ede-
rek sorunun diyalogla neticelenmemesi
halinde bugün “Üretimden Gelen
Gücü Kullanma” eylemi yapacakla-
rõnõ açõkladõklarõnõ anõmsattõ. Önceki
gün geç saatlere dek yaptõklarõ mü-
zakerelerden olumlu bir netice ala-
madõklarõnõ, müzakerelerin anlaş-
mazlõkla sonuçlandõğõnõ ifade eden
Kumlu, ancak 4/C statüsünde belli bir
noktaya gelinmiş olmasõnõ ise önem-
sediklerini söyledi.
Kendilerinin TEKEL işyerleri ka-
patõldõğõ için daha önceki örneklerde
olduğu gibi buradaki işçilerin başka
kamu kuruluşlarõna geçirilmesini is-
tediklerini dile getiren Kumlu, bu ko-
nuda hükümeti bir türlü ikna edeme-
diklerini kaydetti. Hükümetle arala-
rõndaki görüş farklõlõğõnõn işçilerin
yeniden nasõl istihdam edileceği ko-
nusundan kaynaklandõğõnõ ifade eden
Kumlu, “üretimden gelen gücü kul-
lanma” eylemini gerekli hazõrlõklarõ
yaptõktan sonra bugün yerine yarõn
yapmayõ kararlaştõrdõklarõnõ bildirdi.
Kumlu, eylemin 08.00 ile 17.00
saatleri arasõnda gerçekleştirileceğini
kaydetti. Kumlu, bu eylemin ardõndan
5 Şubat Cuma günü saat 14.00’te
KESK Genel Merkezi’nde tekrar bir
araya gelerek daha sonra yapõlacaklarõ
planlayacaklarõnõ belirtti.
‘Diyalogdan yanayız’
Kumlu, şunlarõ söyledi:
“4 Şubat’ta (yarın) üretimden
gelen gücün kullanılmasından son-
ra oturup ne yapacağımızı konfe-
derasyonlarla değerlendireceğiz.
Konfederasyon başkanı arkadaşla-
rımızın altını çizdiği husus; biz her
zaman masa başında bu işin biti-
rilmesi için diyalogdan yana oldu-
ğumuzu her fırsatta söylüyoruz.”
Kumlu, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn işçi ve memur konfede-
rasyonlarõnõn birleşmesi yönündeki
çağrõsõnõn anõmsatõlmasõ üzerine de bu
öneriyi televizyondan duyduğunu,
Memur-Sen Konfederasyonu’nun
yaptõğõ bir toplantõda Başbakan Er-
doğan’õn bu çağrõyõ yaptõğõnõ anõm-
sattõ. Kumlu, bunu kendi aralarõnda
değerlendirmediklerini ifade etti.
Bir gazetecinin, yarõnki bir günlük
iş bõrakma eylemine katõlõmõn ne bo-
yutta olacağõ sorusuna Kumlu, “En et-
kili şekilde uygulamaya çalışacağız”
yanõtõnõ verdi.
“Başbakan Erdoğan’ın Türk-İş
önündeki eyleme 1 aylık süre tanı-
dığı aksi takdirde müdahale edile-
ceğini söylediği” anõmsatõlan Kumlu,
“O bizim işimiz değil. O hükümetin
yapacağı bir şey. O konuda müda-
haleyi yapacak ben olsam, ‘şu şöy-
le olacak’ diye sizinle paylaşırım.
Müdahaleyi edecek veya etmeyecek
hükümet. Onun kararını hükümet
verecek” diye konuştu.
İstanbul Haber Servisi - DİSK, TÜRK-İŞ, KESK,
Kamu-Sen, TMMOB İstanbul şubeleri, İstanbul Ta-
bip Odasõ, İstanbul Eczacõ Odasõ ve İstanbul Diş He-
kimleri Odasõ üyeleri, Ankara’da 50 gündür direniş-
te olan TEKEL işçilerine destek olarak, 4 Şubat Per-
şembe günü genel grevi destekleyeceklerini açõkladõlar.
Taksim Meydanõ’nda toplanan kalabalõk grup, sa-
ğanak yağõşa karşõn “4-C’ye son verelim”, “Güvenceli
iş güvenli gelecek” dövizleri taşõyõp “İşçi, memur el
ele genel greve”, “Söz bitti sıra eylemde”, “Durmak
yok eyleme devam” sloganlarõ atarak Galatasaray
Meydanõ’na kadar yürüdü. Grup adõna açõklama ya-
pan DİSK Genel Başkan Yardõmcõsõ Ali Cancı,
AKP iktidarõnõn özlük haklarõ elinden alõnan TEKEL
işçilerine özlük haklarõnõ vermek yerine işçileri, 50
gündür sokağa ittiğini belirterek, “TEKEL işçileri hü-
kümetten daha fazla para alabilmek için sokağa
dökülmedi. Açlık grevini para ve kendi ikbali için
yapmadı. TEKEL işçisi, işçi olarak ve kadrolu ça-
lışmak istiyor. Üstelik ücretlerinde indirim yapıl-
masının dahi tartışılabileceğini söylüyorlar” dedi.
İktidarõn uyguladõğõ sömürü düzenine karşõ 4 Şubat
Perşembe günü genel greve gideceklerini açõklayan
Cancõ, “Haklarımızı aramak için 4 Şubat tarihin-
de genel eylem-genel grevde olacağız. Bütün emek
dostlarını da yan yana olmaya, emek cephesini ge-
nişletmeye, ortak çıkarlarımız için birlikte müca-
dele etmeye çağırıyoruz” diye konuştu.
Taksim’deişçileredestekyürüyüşü
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Hükümetin, işçilerini,
“kapatılacak” gerekçesiyle işten çõ-
kardõğõ TEKEL’e bu yõl 11.7 milyon
liralõk kamu yatõrõmõ yapacağõ ortaya
çõktõ. Yatõrõmõn 6 milyon liralõk kõs-
mõ “ambalaj makinelerini”, 5.7
milyon liralõk kõsmõ ise yeni “ida-
me-yenileme” yatõrõmlarõnõ kapsõ-
yor. Hükümet daha önce de dönemin
Maliye Bakanõ Kemal Unakıtan
aracõlõğõyla TEKEL işçilerine, çalõş-
tõklarõ Yaprak Tütün İşletmeleri’nin
kapanmayacağõ sözü vermiş, buna
karşõn işletmelerin kapatõlmasõna ka-
rar verilmişti.
TEKEL işçilerinin 50 gündür ey-
lem yapmasõna neden olan gelişme-
ler, TEKEL’in özelleştirilmesi sonu-
cu, kamuda kalmak isteyen işçilerin
kuruma bağlõ Yaprak Tütün İşletme-
leri’ne geçmeleri ile başladõ. Başba-
kan Tayyip Erdoğan’õn bu süreci
TRT-1’de yaptõğõ konuşmada
“2004’te biz özelleştirme nedeniyle
dışarıda açıkta kalan olmasın diye
4-C olayını gündeme getirdik. Sen-
dikalar, bunu gündeme getirdiği-
mizde başta Türk-İş olmak üzere
bize teşekkür ettiler. Enteresan
olan 4-C’yi kabullenirken bizi al-
kışlayanlar, sevenler şimdi ‘4-C’yi
istemezük’ diyorlar” şeklinde açõk-
lamasõna karşõn, hükümet özelleştir-
me sürecinde TEKEL işçilerini mev-
cut özlük haklarõyla beraber işlerini
kaybetmeyecekleri taahhüdüyle ikna
etti. Bunun kanõtõ da dönemin Mali-
ye Bakanõ Unakõtan’õn CHP Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut’un 6
Ağustos 2008 tarihli soru önergesine
verdiği “Yaprak Tütün İşletme
müdürlüklerinin satılması ya da
kapatılması öngörülmemektedir”
yanõtõydõ.
Hükümetin 2008’in sonuna doğru
verdiği bu taahhüde karşõn, yine
Başbakan Erdoğan’õn başõnda bulun-
duğu ve şimdiki Maliye Bakanõ
Mehmet Şimşek’in de yer aldõğõ
Özelleştirme Yüksek Kurulu çeşitli
gerekçeler göstererek 2 Kasõm 2009
tarihinde “Yaprak Tütün İşletme
müdürlüklerinin, Yaprak Tütün
İşleme fabrika ve atölyelerinin,
Yaprak Tütün Bakım amirlikleri-
nin belli bir program dahilinde ka-
patılmaları”na karar verdi.
Kapatılacak işletmeye
yeni yatırım
Ancak hükümetin “2010 Yılı Ya-
tırım Programı”nda, kapatõlacağõ
söylenen Yaprak Tütün işletmeleri-
nin bağlõ olduğu ve adõ Tütün, Tütün
Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri
(TTA) AŞ olarak değiştirilen TE-
KEL’e 11.7 milyon liralõk yatõrõm
yapõlacağõ öngörüldü. Hükümetin
yatõrõm programõna göre TTA
AŞ’ye yapõlacak yatõrõmõn 6 milyon
lirasõ ambalaj makinelerini kapsar-
ken 5.7 milyon lirasõ ise “makine
teçhizat idame-yenilemesi”ni içe-
ren yeni yatõrõmlardan oluşuyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- TEKEL işçilerinin, önceki gün hü-
kümet tarafõndan kendilerine sunulan
öneriyi kabul etmemelerinin ardõnda,
hükümetin 4-C kapsamõnõ 11 ay 22
gün olarak verip 12 aya tamamla-
mayarak işçileri her yõl sonunda
kadrosuz kalma tehdidiyle karşõ kar-
şõya bõrakmasõ ve ücretlerini ortala-
ma bin TL düşürmek istemesi yatõyor.
Hükümetin önerileri ile TEKEL iş-
çilerinin istekleri şöyle:
Hükümetten özelleştirme rüş-
veti: Hükümet, özelleştirme yap-
mak istediği devlet kurumlarõnda
çalõşan işçilerin direncini kõrmak
için bu işçilerden özelleştirilen şir-
ketlerde çalõşmak istemeyip ka-
muda kalmak isteyenlerin 657 sa-
yõlõ Yasa’nõn 4-C maddesi kapsa-
mõna girmelerine yönelik düzenle-
me yapmõştõ.
İşçiye 4-C dayatması: Sigara iş-
letmeleri özelleştirilen TEKEL’deki
işçileri önce aynõ haklarla Yaprak Tü-
tün’e geçiren hükümet, daha sonra
Yaprak Tütün işletmelerinin kapa-
nacak olmasõ gerekçesiyle bu işçile-
re “Ya işten çık ya da 657 sayılı Ya-
sa’nın 4-C maddesi kapsamına
gir” seçeneği sundu. 657 sayõlõ ya-
sanõn 4. maddesinin “Geçici Perso-
nel” başlõklõ C fõkrasõ “1 yıldan az
süreli veya mevsimlik hizmet ol-
duğuna Bakanlar Kurulu’nca ka-
rar verilen görevlerde sözleşme
ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan
kimselerdir” hükmünü kapsõyor.
TEKEL işçilerinin mevcut du-
rumu: TEKEL işçileri hem mevcut
ücretlerini üçte birine çekecek, hem
de sosyal haklarõnõ ellerinden alacak
bu öneriyi reddetti. Yaprak Tütün’de
çalõşan TEKEL işçileri 7.66 TL’lik
saat ücreti üzerinden 1723 TL brüt
aylõk ücreti alõyorlar. Yõllõk ikrami-
ye ile birlikte bu rakam brüt 2 bin 259
TL’ye çõkõyor. Bunun kabaca neti
1700 TL’ye geliyor. Bu ortalama üc-
ret kõdem ve pozisyona göre değişe-
biliyor. Sosyal yardõmlarla biraz da-
ha artõyor.
4-C kapsamındakilerin duru-
mu: 4-C kapsamõndaki geçici işçiler
ise yõlda 11 ay çalõşõyorlar. Bu ne-
denle ertesi sene kadronun yenilenip
yenilenmemesi hükümete bağlõ. Bu
işçilerden ilköğretim mezunlarõ ayda
772 TL, lise mezunlarõ ayda 856 TL,
yükseköğrenim mezunlarõ ise ayda
938 TL maaş alõyor. Yõllõk izin hak-
larõ olmayan 4-C kapsamõndaki işçi-
lerin sadece ayda 2 gün izni var. Sen-
dikaya üye olma, toplu sözleşme, kõ-
dem tazminatõ haklarõ yok.
Hükümetin son önerisi: Hükümet,
önceki gün yaptõğõ son öneriyle 4-C
kapsamõnõ biraz daha iyileştirdi. Bu-
na göre en fazla 11 ay çalõşabilen 4-
C’liler yapõlacak yasal değişiklikle 11
ay 22 gün çalõşabilecek. Eklenen 22
günlük süre izin olarak kullandõrõla-
cak. Ayrõca bu işçilerin “kıdem ve ih-
bar tazminatı” haklarõ kullandõrõla-
cak.
İşçi 4-C’yi istemiyor: Daha önce
işçi kadrosuyla alõnmalarõ halinde, ça-
lõşacaklarõ kurumdaki ücret skalasõ-
na uyacaklarõnõ beyan eden işçiler ise
hükümetin 4-C kapsamõndaki õsrarõ-
nõ kabul etmedi. Buna gerekçe olarak
ücretlerinin düşmesi ve sosyal hak-
larõnõ kaybetmelerinin yanõ sõra 4-C
kapsamõnõn 1 yõllõk çalõşmaya ta-
mamlanmamasõ nedeniyle her yõl
sonunda kadrolarõnõ kaybetme tehli-
kesiyle karşõ karşõya kalacak olmalarõ
gösterildi.
TEKEL emekçisine destek için işçi ve memurlar Türkiye genelinde yaşamõ durduracak
Yarõn büyük eylem günü
İşçiler kapatõldõğõ gerekçesiyle kapõ önüne konurken kuruma 11.7 milyon lira yatõrõm yapõldõğõ belirtildi
Tekel’de yatırım çelişkisi
Taleplere karşõlõk hükümetin verdikleri arasõndaki uçurum anlaşmayõ güçleştiriyor
İşçi ne istiyor, hükümet ne veriyor ?
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - TEKEL
işçilerinin, özlük haklarõ
ile başka kamu kurum-
larõna geçirilme talebiy-
le başlattõklarõ eylem,
51. gününde sürüyor.
Sendika yetkililerinden
edinilen bilgiye göre, iş-
çilerden 31 Ocak itiba-
rõyla iş akdi feshedilen 8
bin 364’ünden sadece
28’i, 4/C sözleşmesini
kabul etti.
Sadece 28
fire verdiler
Fotoğraf:CİHANORUÇOĞLU
ÇELEBİ’DEN
ÇEMEN TEKSTİLE
ZİYARET
BEKİR ŞAHİN
GAZİANTEP - DİSK Ge-
nel Başkanõ Süleyman Çele-
bi ve DİSK Tekstil Genel
Başkanõ Rıdvan Budak, Ga-
ziantep’te 23 gündür grevde
olan Çemen Tekstil işçilerini
ziyaret etti. AKP hükümeti-
nin emekçi düşmanõ politika-
larõnõn ülkeyi emekçiler için
yaşanmaz hale getirdiğini ifa-
de eden Çelebi, sendika ayrõ-
mõ gözetilmeksizin mücade-
lenin ortaklaştõrõlmasõnõn ka-
çõnõlmaz olduğunu belirterek,
“Biz DİSK olarak nasıl TE-
KEL işçilerinin direnişini
destekliyorsak Türk-İş’e
bağlı sendikaların şubeleri
de Antep’te Çemen Tekstil
işçilerine destek olmalı. Biz
bugün bu mücadeleyi yü-
rütmezsek çocuklarımıza
bunun hesabını veremeyiz”
dedi.
Daha sonra Çelebi ve Bu-
dak, Çemen Tekstil patronu
Kamil Çetinkaya ile görüş-
tü. Budak, Çetinkaya’nõn
grevin yasadõşõ olduğu iddia-
sõyla açtõğõ davanõn sonucunu
beklediğini ifade ederek
“Patron 11 Şubat’taki
mahkeme sonunda ne ka-
rar çıkarsa çıksın masaya
oturmaya söz verdi” diye
konuştu.
İzzettin Doğan:
Tepkisiz kalmayız
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cem Vakfõ Başka-
nõ İzzettin Doğan, cemevleri-
ne yasal statü verilmemesine
tepki göstererek “Diyanet’in
genel bütçeden aldığı pay-
dan Aleviler bir kuruş al-
mamaktadır. Bu tablo kar-
şısında Aleviler bugüne ka-
dar sokağa dökülmedilerse
birtakım teşebbüslere girmedilerse, bu girme-
yecekleri anlamına gelmez” dedi.
Alevilerin taleplerini reddeden Başbakanlõk
kararõnõn iptal istemini reddeden Ankara 6. İda-
re Mahkemesi’nin kararõnõn temyiz duruşmasõ
Danõştay’da yapõldõ. Doğan, uluslararasõ anlaş-
malarõn “bir kişinin inancını dilediği şekilde
icra edebileceğini, propagandasını yapabile-
ceğini” öngördüğünü belirterek kararõn hukuki
olmadõğõnõ savundu. Duruşmaya Başbakanlõk
adõna katõlan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fa-
kültesi’nden Prof. Saim Yeprem ibadethane
statüsünün Aleviliğin din gibi algõlanmasõna
neden olacağõnõ söyledi.
CEMEVLERİNİN STATÜSÜ
Fotoğraf:AA