23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU ‘Yeni Normal’ - II Davos tartışmaları “Yeni Normal”in 30 yıllık alışkanlıklarda önemli değişiklikleri zorlayacağını düşündürüyor. Örneğin, Davos’ta 30 Ocak günü yapılan “Küresel Ekonomiye Bakış” başlıklı, küresel ekonominin en ağır toplarını bir araya getiren panelde, “ihracata dayalı büyüme modeli” sürdürülemez, “kapasite fazlası” çok ciddi bir sorun,“bankaları denetlemek gerekir” gibi konularda adeta bir mutabakatın oluştuğu söylenebilir. Diğer bir deyişle, geçen 30 yılın neo- liberal küreselleşme modelinin ihracat ve finansallaşma gibi iki temel bileşeni artık, bizzat dünya ekonomisinin zirvesindekiler tarafından sorgulanıyor. İç pazara dönüş... “Küresel Ekonomiye Bakış” panelini, dünyada iş çevrelerinde en çok saygı duyulan ekonomi yazarı olarak anılan Martin Wolf (Financial Times) yönetiyordu. Panel, Deutsche Bank Yönetim Kurulu Başkanı Ackerman, ABD Ulusal Ekonomik Konseyi Başkanı, Obama’nın başdanışmanı Summers, Fransız Ekonomi Bakanı Lagarde, IMF Direktörü Straus-Khan, Çin Merkez Bankası Direktör Yardımcısı Zhu Min, Hindistan Ulusal Planlama Komisyonu Başkanı Ahluwalia, Japonya Ulusal Politika Bakanı Sengoku’dan oluşuyordu. Wolf açış konuşmasında, “Batı modelinin gözden düştüğünü” vurguladı. Straus-Khan ekonomik büyümenin farklı hızlarda ilerlediğini, çok kırılgan olduğunu, devlet desteğinin çekilmesinin zamanlamasının büyük riskler taşıdığını, ülkeler arası eşgüdüm yokluğunu vurguladı. Lagarde’a göre, mali desteği çekme zamanı ve bankaların toparlanmasının zamanıyla halkın bankacılara kızgınlığının artış hızı arasında bir uyumsuzluk vardı. Diğer bir deyişle halkın sabrı taşıyordu... Ahluwalia, “Yeni normal bize büyüme için gerekli ihracat pazarını sunamayacak, bu yüzden iç talebe, özellikle altyapı yatırımlarına dayanmayı planlıyoruz” dedi. Sengoku da dış talebe dayanmaya çalışmamanın, iç tüketimi güçlendirmenin önemini vurguladı. Martin Wolf araya girerek, bugüne kadar küresel büyümenin yüzde 72’sinin ihracata dayalı ülkelerden kaynaklandığının altını çizdi. Zhu-Min, gelir dağılımını, sosyal güvenlik ağını, eğitim ve sağlık yapılarını güçlendirerek iç talebi teşvik etmekte olduklarını söyledi. Zhu-Min’e göre “ihracata dayalı büyüme sürdürülemez noktaya gelmişti”. Summers, “ihracata bağımlı ülkelerin ihracata devam etmek istediklerini ancak borçlu ülkelerin borçlarını azaltmayı planladıklarını” hatırlatırken, ihracata dayalı modelin önünün tıkandığını vurgulamış oluyordu. Straus-Khan da ABD daha az tüketiyor, Çin iç pazara daha çok dayanıyor; “krizden sonra yeni bir büyüme modelimiz olacak” diyordu. Tehlikeli sularda… Panelistlerin iç pazara dönüş eğilimine ek olarak, mali sermayenin, yeni kurallarla ve Tobin vergisi (mali işlemlerden vergi) benzeri bir önlemle denetlenmesi, sınırlanması gerektiğinde de anlaştıkları anlaşılıyordu. Sengoku bu talebi açıkça dile getirdi. Wolf, “Fransa ile aynı görüştesiniz” dedi. İç pazara dönüş, mali sermayenin gücünün kırılması gibi olasılıklar, kapasite fazlası sorunuyla birleşince, uluslararası piyasalarda rekabet sertleşirken korumacılık eğilimlerinin artacağını düşündürüyor. Tüm konuşmacılar, kapasite fazlasının yükünden yakındılar. Özellikle Çin, demir-çelik sektöründe, Avrupa’nın tüm üretim kapasitesine eşit bir kapasite fazlası olduğuna “korkutucu bir durum” nitelemesiyle değinildi. Zhu-Min de ağır sanayi yatırımları büyüme hızı yüzde 22 düzeyindeyken hafif sanayi yatırımları büyüme hızının yüzde 12 düzeyinde kalmasının getirmekte olduğu basınca işaret etti. Bu tartışmaların, geleceğe ilişkin daha da korkutucu senaryolara işaret eden boyutu da refah dağılımında yaşanması beklenen gelişmelere ilişkindi. Tüm konuşmacılar, dünya ekonomisinin dengelenebilmesi için Batı’da özellikle ABD’de tüketimin kısılması, buna karşılık Doğu’da artması gerektiğine işaret ettiler. Bu, merkez ülkelerin halklarının yoksullaşmayı kabul etmeye zorlanması anlamına geliyor. Merkez ülkelerin halkları yoksullaşmayı kabul etmedikleri takdirde, oluşacak siyasi basınç, kapasite fazlası sorunu, iç pazara dönüş eğilimi ile birleşince, korumacılığın, dış pazarlara, kaynaklara ulaşma çabasının (emperyalizmin) güçleneceği anlamına geliyor. Mali sermayenin temsilcisi olarak Ackerman’ın konuşması madalyonun öbür yüzünü oluşturuyordu. Ackerman’a göre “kimi sektörlerde daralmanın yüzde 40’lara ulaşması, yüzde 7-8 büyüme hızının bizi kriz öncesi noktaya götüremeyeceğini gösteriyor; varlık enflasyonu sürüyor, gayrimenkul fiyatları hâlâ çok yüksek, Carry trade, devlet iflası riskleri artıyor. Bu yüzden mali piyasalar çok tedirgin. Ackerman, “tek bir süper gücün çok kutuplu bir dünyayı denetlemeye çalışıyor olmasının, piyasalarda dalgalanmaları arttıracağını” düşünüyor. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com AKP grup toplantısına Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanlığı’na seçilen AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte katılan Başbakan Erdoğan, muhalefetin Çavuşoğlu’nu kutlamamasını eleştirdi. (Fotoğraf: AA) Erdoğan, darbe iddialarõna karşõ neden 7 yõl beklediği sorusuna yanõt verdi ‘Şartlar bugün olgunlaştı’ MHP lideri Bahçeli, Başbakanlõk’ta kurulan Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü’ne dikkat çekti Psikolojik harekât kuşkusuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bah- çeli, Başbakanlõk Başmüşavirliği so- rumluluğunda oluşturulan “Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü” ile ilgili açõklanan görevleri dõşõnda çok ciddi “kuşkuları” olduğunu belir- terek “Başbakan kaynaklı olarak yurtiçine yönelik bir psikolojik harekât faaliyeti mi söz konusu- dur” diye sordu. Bahçeli, partisinin grup toplantõ- sõnda gündeme ilişkin gelişmeleri değerlendirirken 30 Ocak 2010 tari- hinde Resmi Gazete’de yayõmlanan bir genelge ile Başbakanlõk Başmü- şavirliği bünyesinde “Kamu Diplo- masisi Koordinatörlüğü” ihdas edil- diğine dikkat çekti. “Devlet çapında psikolojik harekâtın planlanma- sı, uygulamaların koordine ve kont- rol edilmesi görevi”nin daha önce Milli Güvenlik Kurulu “uhdesin- de” bulunduğunu belirten Bahçeli, 2003 yõlõnda bir yasayla bu uygula- manõn iptal edildiğini anõmsattõ. Bu faaliyetlerin koordinatörünün Baş- bakanlõk Başmüşaviri olmasõnõn ön- görüldüğüne işaret eden Bahçeli, “Başbakan kaynaklı olarak yurti- çine yönelik bir psikolojik harekât faaliyeti” olabileceği kuşkusunu di- le getirdi. Bahçeli, “Başbakan’a doğrudan bağlı ve telefon dinleme faaliyetleri ile kuşkular uyandı- ran Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ile bu koordinatörlüğün ortak çalışması düşünülmekte mi- dir” diye sordu. Erdoğan’õn son ulu- sa sesleniş konuşmasõnda vatandaşa yedi yõl öncesine göre aldõğõ yumur- tayõ, yağõ, peyniri sorduğunu kayde- den Bahçeli, Başbakan’a şu sorularõ yöneltti: “Yedi yıl öncesine göre, ge- mi alabilecek imkânınız bugün ne ölçüde artmıştır? İktidara gelme- den önce takalara, kayıklara, tek- nelere ilgi gösterenler, bugün nasıl olur da şileplere sahip olmuşlardır ve bu kirli paranın kaynağı nere- den sağlanmaktadır? Bugün düne göre banka hesaplarınızdaki sıfır- lar ne yönde değişmiştir?” Erdoğan’a ‘ruh ikizi’ tepkisi Başbakan Erdoğan’õn MHP’nin duruşunu “adice bir suçlama” ile “ırkçı ajitasyon” olarak tanõmladõ- ğõnõ belirten Bahçeli, kendisini CHP lideri Deniz Baykal ile “ruh ikizi” olmakla itham ettiğine dikkat çekti. Erdoğan’õn da Baykal’õn da “mille- tin evlatları” olduğunu belirten Bah- çeli, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlla ki bir ikiz olma hali yakıştırılacak ise Sayın Baykal’la ve Sayın Erdo- ğan’la ruh ikizi olmaya razı olabi- liriz. Ancak bir başbakan olarak Türk düşmanlarının, İmralı cani- sinin, Peşmerge reislerinin, Müs- lüman katillerinin, küresel zalim- lerin, İslam karşıtlarının, soykırım iddiacılarının, sömürgecilerin ruh ikizi olmaktan utanç duyarız.” Abdi İpekçi’nin kõzõ programda katillerin kahraman yapõlmasõna isyan etti Babasõnõn kanlõ gömleğine sarõldõ İstanbul Haber Servisi - Gazeteci Abdi İpekçi’nin katledilişinin 31. yõldönümü ne- deniyle NTV’de yayõnlanan Canlõ Gaste programõna katõlan İpekçi’nin kõzõ Nükhet İpekçi, babasõnõn öldürüldüğü sõrada üzerin- de olan kanlõ ve delik deşik gömleğini gösterdi. Babasõnõn kanlõ gömleğine sarõlan İpekçi, “Ben de şov yapabilirim; delirme noktala- rına geliyorlar. Ben babamın buraya ge- tirdiğim, şimdi çok rahatlıkla tuttuğumu gösterebileceğim gömleğiyle geldim. 31 yıl bununla yaşadım. O yüzden dehşete kapı- lıyorum. Biz hâlâ aynı şeyleri konuşuyor- sak, aynı gömleği taşıyan birileri varsa bi- zim artık falanca kurumun zedelenmesi, iti- barının kaybedilmesi veya falanca kişiyi gö- recek halimiz yok” dedi. Nükhet İpekçi, babasõnõn katili Mehmet Ali Ağca’nõn hapisten çõktõğõ gün yapõlan davul- lu zurnalõ karşõlamaya şaşõrmadõğõnõ belirte- rek “Birilerinin katili birilerinin kahramanı oluyor” diye konuştu. Ağca’nõn 4 yõl önce- ki yanlõş tahliyesine değinen İpekçi, bütün ola- caklarõ tahmin ettiğini söyledi. Bazõ hukuk- çularõn ağzõndan bile “Onun için canımızı ve- ririz” lafõnõ duyduğunu vurgulayan İpekçi, sa- dece babasõnõn katili Ağca’nõn değil Hrant Dink’in katili Ogün Samast’õn da taraftarlarõ olduğunu ifade etti. Katiller arasõndaki daya- nõşmaya dikkat çeken İpekçi “Niçin bizler ta- rafsızız. Niye hukukçular veya gazeteciler aynı birlikteliği göstermiyor” diye sordu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakan Tayyip Erdoğan, hukuk dõşõ giri- şimlere, kirli senaryolara karşõ boyun eğ- mediklerini belirterek “Neden yedi yıl beklediniz diye soruyorlar. Türkiye, bu demokratik olgunluğa bugün ulaşmıştır, şartlar bugün olgunlaşmıştır” dedi. Yü- rütülen demokrasi mücadelesinin kurumlar arasõnda işbirliği ve koordinasyonla yapõl- dõğõnõ belirten Erdoğan, içerden ya da dõ- şardan kurumlarõn yõpratõlmasõna izin ver- meyeceklerini söyledi. Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantõsõnda gündemdeki konulara iliş- kin değerlendirmelerde bulundu. AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavu- şoğlu’nun Avrupa Konseyi Parlamen- ter Meclisi Başkanlõğõ’na seçilmesi karşõsõnda muhalefet partilerinin tavrõ- nõ eleştiren Erdoğan, muhalefet partisi temsilcilerinin Çavuşoğlu’nu engelleme sürecine girdiklerini ileri sürdü. Erdoğan, muhalefet liderlerinin Çavuşoğlu’nu arayõp tebrik etmediklerini belirterek “Hani mil- liyetçiydiniz ya, nerede?” dedi. AKP iktidarõyla birlikte Türkiye’de bir şeylerin değişmeye başladõğõnõ, karanlõk id- dialar ve kirli senaryolarõn açõk açõk tartõ- şõldõğõ, özgürce eleştirildiği ve bunlarõn hukukun konusu olduğunu kaydeden Er- doğan, CHP’nin her zaman olduğu gibi so- runun üzerine örtmeye ve farklõ yerlere çek- meye çalõştõğõnõ söyledi. Erdoğan, “Sayın Baykal, bunların tek hedefi AKP iktida- rı değildir, Türk demokrasisidir, sivil si- yasettir. AKP’yi gözden düşürecek ka- ranlık hesaplar sanma ki senin önünü açar, seni iktidara taşır. Bırak bu tür ucuz hesaplar yapmayı da bir kez olsun de- mokrasiyi, hukuku, sivil siyaseti savun” dedi. Baykal’õn işaret fişeğini yakmasõyla medya içindeki bazõ kişilerin aynõ istikamette yazõp çizmeye başladõğõnõ, tersi uçta yer alan- larõn hükümeti gaza getirip devletin ku- rumlarõyla çatõşma içine girmesini istedik- lerini belirten Erdoğan, “Niye rahatsız oluyorsun? Biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz, hassas, serinkanlı davranmak zorundayız” diye konuştu. Erdoğan, Bay- kal’õn takõndõğõ tavrõn tarihe kara bir leke ola- rak kazõnacağõnõ, asla unutulmayacağõnõ ve siyaset derslerine konu olacağõnõ ileri sür- dü. Baykal’õn Ergenekon davasõyla ilgili ola- rak bugüne kadar “skandal, fiyasko, tuzak, pusu, intikam operasyonu, Cumhuriyet- le hesaplaşma” gibi tanõmlar yaptõğõnõ be- lirten Erdoğan, “Çetelerin avukatı oldu- ğunu ilan etti. Arkadaşları gidip avu- katların sırasında duruşma izledi. Da- nıştay’a saldıran saldırganların savu- nulduğu tarafta CHP’nin ne işi var. Her fırsatta Atatürk’ün partisiyiz diye övü- nüyorlar, o zaman Atatürk’ün partisini o sıralara taşımaya ne hakkınız var? Ta- rih, kimin, nerede durduğunu mutlaka kaydedecek” diye konuştu. Bazõ darbe planlarõndaki fişleme iddiala- rõna değinen Erdoğan, hiç kimsenin dili, ren- gi, etnik kökeni, din ve mezhebi ne- deniyle tehlikeli olarak görüle- meyeceğini, adõnõn yanõna not düşülemeyeceğini ve fişleneme- yeceğini söyledi. Suç işleyenlerin bağõmsõz mahkemelerde yargõla- nacağõnõ kaydeden Erdoğan, is- tihbarat yapõlabileceğini, ancak bunun kendi vatandaşõnõ potansi- yel tehdit görerek yapõlamayacağõnõ, geç- mişte bu konuda yanlõşlar yapõlmasõnõn teamül haline getirilemeyeceğini söyledi. “Neden bugün, neden yedi yıl beklediniz” sorularõnõn yöneltildiğini belirten Erdoğan, “Türkiye, bu demokratik olgunluğa bu- gün ulaşmıştır. Şartlar bugün olgunlaş- mıştır. Buraya kolay gelmedik. Onun için bugün bu konuları ele alıyoruz. Bunu ya- zan çizenlere de ayrıca söylüyorum. 10 yıl önce köşende böyle yazı yazabiliyor muy- dun? Ferman buyurdunuz efendim, di- yordunuz” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Kosova Cumhurbaşkanõ Fatmir Sejdiu ile Çankaya Köşkü’nde düzenlediği ortak basõn toplantõsõnõn ardõndan gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Gül, EMASYA Protokolü’ne ilişin soruya, “Ben de bugünkü hukuk anlayışımız ve geldiğimiz hukuk standartları çerçevesinde buna gerek olmadığı kanaatindeyim. İçişleri Bakanlığı ve TSK nasıl ortak imzaladılarsa ortak imzalarıyla buna son vermelerinin doğru olduğu kanaatindeyim” yanõtõnõ verdi. Cumhurbaşkanı Gül de EMASYA’da taraf oldu Nükhet İpekçi, program sırasında “Benden şov mu istiyorsunuz ben de şov yapabilirim” diyerek babasının kanlı gömleğini gösterdi. CHP’yi kirli senaryolarõn üzerini örtmeye çalõşmakla suçlayan Erdoğan, Baykal’õn işaret fişeğini yakmasõyla medya içindeki bazõ kişilerin aynõ istikamette yazõp çizmeye başladõğõnõ savundu. GÜNDEM MAHMUR KAMPI Odierno Ankara’da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Terörle mücadele için Türkiye-ABD-Irak arasõnda başla- tõlan üçlü mekanizmanõn dõşõnda Türkiye-ABD ikili olarak bugün masaya oturuyor. Ankara’da yapõlacak toplantõya ABD’nin Irak’taki güçleri- nin komutanõ General Ray Odierno katõlacak. Ankara ayrõca hafta sonu da ABD Savunma Ba- kanõ Robert Gates’i konuk edecek. Gates’in gündeminde Irak ve Afganistan bulunuyor. Türkiye-ABD ve Irak arasõnda başlatõlan üçlü mekanizma bu kez ikili toplanõyor. Bu çerçevede ABD’nin Irak’taki güçlerinin komutanõ General Odierno dün Ankara’ya geldi. İçişleri Bakanõ Be- şir Atalay’õn daveti üzerine Ankara’ya geldiğini anõmsatan Odierno, “Türkiye ABD’nin güçlü bir müttefikidir; terorizmle mücadelede bir- likte çalışma taahhüdümüz devam etmekte- dir” dedi. Odierno, terör örgütü PKK’nin terör eylemlerini “şiddetle kınadığını” belirterek, “ABD terorizmle mücadelede ve Türk vatan- daşlarını korumak için Türkiye’nin yanında- dır” dedi. ABD-Türkiye-Irak arasõnda 2008 yõ- lõnda varõlan anlaşmayla kurulan üçlü komitenin Türkiye ve Irak arasõndaki sorunlarõn yasal bir çerçevede çözülmesini ve PKK terörünü sonlan- dõrmayõ amaçladõğõnõ kaydeden Odierno, sözleri- ni şöyle sürdürdü: “Terörle mücadele konusun- da geniş kapsamlı çözümler üzerine konuşma- yı umut ediyoruz. Şiddetin kökenleri üzerinde ortak bir anlayış birliğinin geliştirilmesi önem- lidir, bu sayede Türkiye ve Irak’ın güvenliğini ve emniyetini artırmaya katkı sağlayabilecek siyasi, ekonomik ve güvenlik önlemlerinin be- lirlenmesi hususunda yardımcı olabiliriz.” Öte yandan diplomatik kaynaklar, üçlü meka- nizma çerçevesinde ikili toplantõlara da gerek du- yulabileceğini dile getirdi. Görüşmelerde Türki- ye’nin her fõrsatta terör örgütünün yuvasõ olduğu gerekçesiyle kapatõlmasõnõ istediği Mahmur Kampõ ile ilgili gelişmeler ele alõnacak. Ankara hafta sonu da ABD Savunma Bakanõ Gates’i de konuk edecek. İstanbul’da yarõn başlayacak NA- TO gayriresmi Savunma Bakanlarõ toplantõsõna katõlmak üzere Türkiye’ye gelecek olan Gates bu- radaki toplantõnõn ardõndan Ankara’ya geçecek. İDDİANAME TAMAMLANDI 1 Mayıs eylemine 55 yıl hapis istemi İstanbul Haber Servisi - Taksim’de 1 Ma- yõs’ta “ev ve işyerlerine zarar vermek” iddia- sõyla suçlanan bir araştõrma görevlisi ile biri Amerikalõ 3 üniversite öğrencisi hakkõnda 55 yõla kadar hapis istemiyle dava açõldõ. Polise taş, sapan gibi aletlerle mukavemet eden sanõk- lardan araçlarõ zarar gören 4 kişi ve “çiçek sak- sıları zarar gö- ren” Beyoğlu Be- lediyesi şikâyetçi oldu. İddianame- de, Hacettepe Üniversitesi Araştõrma Görev- lisi Ulaş D.’nin gösterici gruplarõ yönlendirdiği üniversite öğren- cileri Dilay A., Baran N. ve Christopher W.S.’nin de poli- se defalarca taş attõğõ belirtildi. TAKSİM YİNE YASAK İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da bu yõl ger- çekleştirilecek toplantõ, gösteri ve yürüyüş alan- larõ belirlendi. Taksim Meydanõ gösteri alanla- rõ içinde yer almazken, Kadõköy İskele Meyda- nõ, Çağlayan Meydanõ, Kazlõçeşme Meydanõ ve Kartal Meydanõ gösteri alanõ olarak seçildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP; AKP’nin EMASYA protokolünü kaldırma, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin (MGSB) içeriğini değiştirme girişimini “temkinli” karşıladı. Partisinin Başkanlık Divanı’nda konuyla ilgili ilk kez açıklamalarda bulunan Bahçeli, protokolün OHAL’in kal- dırılmasının ardından oluşan hukuki boşluğu doldurmak amacıyla hazır- landığına dikkat çekerek, “Doğu ve Güneydoğu’daki bazı önemli operas- yonların hukuki dayanağı da kalmayacak” dedi. Bahçeli, EMASYA kal- dırılınca yerine ne konulacağının yanıtlanması gerektiğini belirterek MGSB’nin içeriğinin değiştirilmesinde ise aceleci davranıldığını söyledi. MHP EMASYA’NIN KALDIRILMASINA TEMKİNLİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle