18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 1 ŞUBAT 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ‘Cumhuriyetçi olmak zordur’ ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Hak- kõ Suha Okay, partisinin Gölbaşõ ilçesi kongresi- ne katõldõ. Okay, Türki- ye’de her kesimin mev- cut durumdan memnu- niyetsiz olmasõna karşõn iktidarõn halen görevde olduğunu söyledi. Gaze- temiz yazarõ Prof. Dr. Muammer Aksoy’un 20 yõl önce öldürüldüğünü anõmsatan Okay, “Cum- huriyet gazetesinde Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kõşlalõ, Mustafa Balbay ile yaşõt birçok köşe yazarlarõ vardõ. Bir çoğu 2. Cumhuriyetçi oldu. Birileri dik duru- şunun bedelini hayatõyla ödüyor, birileri siyasi ödüyor, birileri Siliv- ri’de cezaevinde ödü- yor. Ama birileri de pa- ra babalarõnõn kucağõna oturup onlarõn borazanõ oluyor” diye konuştu. ‘Sermaye el değiştiriyor’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Partisinin İzmir il binasõnda basõn toplantõsõ düzenleyen DSP Genel Başkanõ Masum Türker, “Türkiye’de maalesef tek kale maç yapõlõyor” dedi. Ege gezisinde sorunlarõ yerinde gördüğünü belirten Masum Türker, “Konuşulanlara göre, Başbakan’õn Denizli’yi her ziyaretinin bir iki hafta sonrasõnda önemli sanayi kuruluşlarõ el değiştiriyor. El değiştirmek istemeyen işadamlarõ da tasfiye ediliyor” diye konuştu. Çığırtkan pazarcıya ceza TBMM (AA) - Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Mallarõn Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkõnda Kanun Tasarõsõ, yeni düzenlemelere uymayanlara cezalar öngörüyor. Buna göre semt pazarõ ve hallerde ürünler artõk bağõrarak satõlamayacak. Kurala uymayan pazarcõlara 50 TL ceza kesilecek. Tasarõya göre, halde, toptan satõş miktarõnõn altõnda mal satanlar ve yönetmeliklere aykõrõ davrananlara da 100 TL ceza verilecek. Subaşı’dan açıklama Haber Merkezi - Alevi Çalõştaylarõ’nõn moderatörü Doç. Dr. Necdet Subaşõ, önceki gün gazetemizin 7. sayfasõnda “Alevi Çalõştayõ”yla ilgili haberin içerisinde yer alan Cafer Solgun’un İzzettin Doğan’a yönelik sözlerinin doğru olmadõğõnõ belirterek, çalõştay hakkõnda gazetede yer alan diyaloğun hiçbir şekilde geçmediğini ifade etti. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İlhan Selçuk: ‘Türk Ordusunu Eleştirelim Ama Saldırmayalım!’ [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Yağmurlu ve ılık bir İstanbul sabahı... Gazeteleri okuyup televizyonlarda haberleri izledim. Günlerdir Balyoz, darbe üzerine konuşuluyor, tartışılıyor. Televizyon ekranlarında 12 Eylül’de Kenan Evren’i alkışlayanlar, darbeci paşalara “imambayıldı nasıl yapılır” tarifi yapanlar, bugünlerde sapına kadar demokrat ve özgürlükçü. Her neyse! Giyinip yola çıktım ve İlhan Selçuk’a uğradım... Kız kardeşi Ülfet Ertel, İlhan Ağabey ve ben, “Türkiye nereye gidiyor” sorusuna yanıt aradık... İlhan Ağabey, bir ara “Bu hafta gazeteye geleyim, çünkü çocuklarımı çok özledim” dedi. Ülfet Hanım, “Ağabey doktoruna soralım, izin verirse gidersin” deyip ekledi: “Yeni bir ilaç veriliyor, fizik tedavinin de hiç aksatılmadan yapılması gerekiyor.” İlhan Ağabey, “fizik tedavi denilince” konuyu hemen değiştiriyor. Gözlerine bakıyorum, hınzırca bir gülümseme. İlhan Ağabey bir ara şöyle dedi: “İşin şakası bir yana... Bir iktidar ordunun üzerine bu kadar gitmez. Bu ordu, asker, yani Türk Silahlı Kuvvetleri bizim, işgalci bir yabancı ordu değil. Elbet eleştirelim ama saldırmayalım. Benim gördüğüm, hükümet, askeri ‘darbe yapacak’ gibi gösteriyor kamuoyuna. Bazı çevreler de Türk ordusuna karşı düşmanca davranıyorlar. Daha önce söyledim, bir kez daha altını çizeyim. Darbeler dönemi artık bitti. Ali Baransel’in söylediği gibi, ABD’siz ve NATO’suz darbe yapılmaz. Darbe geliyor diyerek siyaset yapanlar, önce şu demokratik açılımı yapsınlar, görelim. Neredeyse 8 aydır bir açılımdır gidiyor. Ortada hiçbir şey yok. 12 Eylül askeri faşist döneminde çıkarılan Siyasi Partiler ve Seçim Yasası neden değiştirilmiyor? Sen de bu konuyu yazıyorsun sık sık. Önce bu yasalar değiştirilsin ve ilk adım atılsın...” İlhan Ağabey’in keyfi yerindeydi dün pazar günü... Anlatmaya devam etti: “Yeryüzünde üç görkemli devrim, insanlık tarihini değiştiren üç büyük olgudur: 1789... 1917... 1923... 1789, içeriğinde aydınlanmayı, laikliği, cumhuriyeti, uluslaşmayı, demokrasiyi, insan haklarını taşıyor; bu kavramlar birbirleriyle hısım akrabadır ve bütün dünyanın gündemini oluşturuyorlar. 1917, kapitalizmin sömürüsüne karşı bir sosyalist deneyimdi; başarı kazanamadı ama sosyalist fikirlerin ve sosyal adalet bilincinin yeryüzüne yayılmasında işlevi azımsanamaz. Ayrıca her sosyalist devrim, yapısında aydınlanmayı da taşıdığından 1917, Orta Asya İslam toplumuna çağ atlatmıştır.” İlhan Selçuk, “1923’e gelince” dedikten sonra ekliyor: “1923, aydınlanma felsefesinin tarihte ilk kez bir İslam toplumunda devrime dönüşmesidir. Elbet bir sanayi devrimi değildir. Bugün bir milyarı aşkın Müslüman dünyasında aydınlanmacılarla karanlıkçılar çatışmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, bu dünyanın önüne laik demokratik Atatürk Cumhuriyetiyle bir model koydu. Orta Asya Türklüğü bu modeli benimsiyor.” İlhan Ağabey, kökü dışarıdan kaynaklanan saldırganlara gönderilen paraların çok büyük olduğunu söyledikten sonra bir saptama yapıyor: “Kökü dışarıda ‘petrodolar’ların desteğinde palazlanan Cumhuriyet düşmanlığı, ekonomik toplumsal temellerini ülkemizde gün geçtikçe genişletiyor. 1980’lerde devlet ideolojisi Türk-İslam sentezinin faşist odakları, sola karşı İslamcıları beslediğinden, 1990’larda şeriatçılık cumhuriyet tarihimizde görülmemiş biçimde hortladı. 2000’lerde ABD Irak’ı işgal etti, Müslümanları öldürdü. Bizim Müslümanlar ise bu işgali ‘Irak’a demokrasi geliyor’ diyerek destekledi. ABD güdümüne giren bir siyasal iktidar var bugün karşımızda.” İlhan Ağabey, “1923 devrimi gülsuyuyla yapılmadı; bir Lavoisier olayı da yaşanmadı” diyor. İlhan Selçuk, 1789’u benimseyip 1923’ü dışlamanın, çağdaş bir insan için tutarsız ve olanaksız olduğunu söyledikten sonra şöyle diyor: “2010 yılına girdik. Biz hâlâ demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri arıyoruz. Faili meçhul cinayetler bu ülkede sürüyor. Nerede Hrant Dink’i öldürenler. Üç-beş tetikçi mi yoksa devlet içinde yuvalanmış silahlı güçler mi? Hablemitoğlu cinayetinin arkasındaki güçler kimler? Bakın hâlâ tetikçileri bile bulunamadı. Lafta demokrasi ve özgürlük olmaz. Demokrasi bir yaşam biçimidir, hayatım boyunca bunu savundum. Bugün AKP’nin karşısında güçlü, halkla tümleşmiş bir muhalefet olsa AKP ilk seçimde, iktidardan geldiği gibi gider. Şimdi bir darbedir diye tutturmuşlar. Ekonomi ne âlemde? İşadamları ve sanayiciler suspus olmuş, sesleri solukları çıkmıyor. Çünkü korkuyorlar. Konuşursak başımıza bir şey gelir mi, diye susuyorlar! Hani ülkede demokrasi ve özgürlükler olacaktı?” İlhan Ağabey’le sohbetimiz uzun sürdü... Bu haftalık bu kadar! Baykal, ‘değişim’ mesajlarõ veriyor; yönetimdekiler ‘Fiziksel değil, zihinsel değişim’ diyor CHP’de‘değişim’beklentisi TÜREY KÖSE ANKARA - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, mayõs ayõnda yapõlmasõ planlanan ku- rultay öncesinde “değişim” mesajlarõ verirken şu anda yö- netimde yer alan bazõ isimler “Yönetim modeli değişecek, ama yönetimde fazla deği- şiklik olmaz. ‘Fiziksel’ değil, ‘zihinsel’ değişim olur” görü- şünü dile getiriyor. CHP’nin ba- har kurultayõnda seçim hazõr- lõklarõ kapsamõnda somut bir “iktidar programı”nõn ortaya konulmasõ için de hazõrlõklara hõz verildi. CHP’nin son merkez yönetim kurulu (MYK) toplantõsõnda kurultay hazõrlõklarõ gözden geçirildi. Kurultay yaklaşõrken bir “genel başkanlık” yarõşõ görünmüyor. Haluk Koç ve Umut Oran’õn “yeniden” de- nemeye dönük bir arayõş için- de olmadõğõ; ancak “yönetim” için yoğun kulisler yaşandõğõ vurgulandõ. CHP’nin yerel se- çimler öncesinde toplanan ku- rultayõnda tüzük ve program de- ğiştirilmiş, ancak tüzük deği- şiklikleri uygulamaya konul- mamõştõ. Yeni tüzükte genel sekreterin yetkileri sõnõrlandõ- rõlõrken görev alanlarõ tanõm- lanmõş 13 genel başkan yar- dõmcõsõ atanmasõ öngörülüyor. CHP lideri Baykal, Milliyet gazetesinde Devrim Sevimay’a verdiği röportajda “Öymen ve Sav’ı yine sahiplenecek misi- niz” sorusuna, “Siyasette sü- reklilik ve değişim, ikisi de ay- nı anda işleyen süreçlerdir. Hep bu iki isim söyleniyor, ama onlar aslında Türk si- yasetinin gerçekten çok değer taşıyan insanlarıdır. Ben de bu insanları herkesin tanıdı- ğından daha iyi tanıyorum. Gerçeğe baktığımız zaman saygı duymamız, değer ver- memiz gereken insanlar hak- kında bu kadar kolay hü- küm vermememiz lazım” ya- nõtõnõ verdi. CHP kulislerin- de; kurultayda tüzük değişik- likleri yürürlüğe sokularak “yö- netim” modelinin değişeceği, ancak yönetimdeki isimlerle ilgili çok kapsamlõ bir değişik- lik gerçekleşmesinin kolay ol- madõğõ ifade ediliyor. Yöne- timde yer alan bazõ isimler de “Fiziksel değil, zihinsel deği- şim” diyerek bu konudaki bek- lentilerini ortaya koyuyor. Önder Sav’õn “13 genel baş- kan yardımcısından biri” ola- rak yönetimde yer almasõ bek- lenirken CHP Grup Başkanve- kili Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “genel başkan yardımcısı” olarak MYK’ye girmesi bek- leniyor. Bütçenin kapanõşõnda yaptõğõ konuşma büyük ilgi gören Yalova Milletvekili Mu- harrem İnce’nin de MYK’ye girebileceği ifade ediliyor. Bay- kal’õn daha önce genel baş- kanlõk yarõşõnda karşõsõna çõkan Umut Oran’õ parti meclisine alabileceği kaydediliyor. İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da ilçe kongrelerini tamamlayan CHP’de, delege seçimlerinin tartõşmalarõ sürüyor. Birçok ilçede seçimlerin tüzüğe aykõrõ şe- kilde yapõldõğõ yönünde itirazlar olurken Adalar ilçesinde itirazlar il yönetimi tarafõn- dan kabul edildiği halde sonucun itiraz ön- cesindeki gibi kabul edilmesi toplu istifalara yol açtõ. CHP Adalar ilçesinde ikisi ilçe yö- netim kurulu üyesi olmak üzere toplam 177 kişi CHP’den istifa ederek Şişli Belediye Baş- kanõ Mustafa Sarıgül’ün kurulacak olan partisi Türkiye Değişim Hareketi’ne geçti. TDH’ye geçenler arasõnda delege seçimleri ön- cesinde CHP’de ilçe yönetim kurulu üyesi ola- rak görev yapan Hıdır Ünal ile Şaban Gü- nal da bulunuyor. Eski CHP İlçe Yönetim Ku- rulu üyesi Hõdõr Ünal, TDH’nin Adalar İlçe Başkanlõğõ’na getirildi. İstifacõlar, CHP Ada- lar ilçesinde delege seçimlerinde ilçede ika- met etmeyen seyyar satõcõlar ve yazlõkçõlara üye olarak oy kullandõrtõldõğõnõ belirttiler. CHP kulislerinde; kurultayda tüzük değişiklikleri yürürlüğe sokularak “yönetim” modelinin değişeceği ifade ediliyor. A D A L A R C H P ’ D E T O P L U İ S T İ F A IMF-Dünya Bankasõ dayatmalõ tasfiye politikalarõ sektörde istikrarsõzlõğa yol açtõ AKP tarõmda sõnõfta kaldõ ALİ ÖZTÜRK ANKARA - Küresel kriz, düşen ürün fiyatlarõ ve artan gir- di maliyetleri nedeniyle tarõmõ de- rinden etkiledi. 2000’li yõllarõn başõndan bu ya- na uygulanan IMF-Dünya Ban- kasõ dayatmalõ tasfiye politikalarõ, tarõm sektöründe istikrarsõzlõğa yol açtõ. AKP Hükümetleri dö- neminde tarõmõn yaşadõğõ so- runlar şöyle: Buğdaya daha az teşvik: Tür- kiye’nin yõllõk buğday üretim ortalamasõ 20, tüketimi ise 18 milyon ton dolayõnda. Yaşanan kuraklõk nedeniyle buğday re- koltesi 2007’de 17.2, 2008’de ise 17.8 milyon tona geriledi. Top- rak Mahsulleri Ofisi (TMO) 2007’de piyasanõn çok altõnda bir fiyat açõkladõğõ için buğday ala- madõ. TMO, ilk kez fiyat açõk- lamadõ. Bunun yerine 500 ton/TL emanet alõm fiyatõ belirledi. Pamuk üretimi çöktü: 1990’larõn başõnda 500 bin ton olan lif pamuk tüketimi, 3 kat ar- tarak 1.5 milyon tona ulaştõ. An- cak yanlõş politikalar nedeniyle pamuk ekim alanlarõ 10 yõl önce 750 bin hektar iken, günümüzde 500 bin hektarõn altõna düştü. GDO’lu mısır: Türkiye Şeker Fabrikalarõ AŞ’ye ait 25 adet şe- ker fabrikasõndan C portföyün- de yer alan Çarşamba, Çorum, Kastamonu, Kõrşehir, Turhal ve Yozgat fabrikalarõnõn özelleşti- rilme süreci 11 Eylül’de başla- tõldõ. İhalenin nihai pazarlõk gö- rüşmelerinde 606 milyon dolarla üç yõllõk kârõna satõlmõş oldu. Ancak, Şeker-İş Sendikasõ’nõn başvurusu üzerine Danõştay, özelleştirme ihalesinin yürüt- mesini durdurdu. 2008 yõlõnda 3.2 milyar TL kâr eden şeker fabrikalarõnõn tümüyle özelleş- tirilmesi halinde, en az 18-20 fabrika kapanacak. Böylelikle binlerce pancar ekicisi ve şeker işçisi, sektörden dõşlanmõş ola- cak. Yerini, GDO’lu mõsõrlardan şeker üretenler dolduracak. Süt üreticisi zor durumda: Yem fiyatlarõnõn sürekli yük- selmesi, buna karşõlõk çiğ süt fi- yatlarõnõn düşmesi nedeniyle zor günler yaşayan süt üretici- leri ise, bu olumsuzluklara süt tozu ithalatõnõn da eklenmesiy- le iflasõn eşiğine geldi. TEKEL’in son birimi de yok ediliyor: TEKEL’in alkol ve sigara birimlerinin satõlma- sõndan sonra, TTA (Tütün, Tuz ve Alkol İşletmeleri) adõyla iki yõldõr Özelleştirme İdaresi’ne (ÖİB) bağlõ olarak faaliyet gös- teren kurum için de artõk kapa- nõş süreci başladõ. ÇAYKUR özelleştirmenin eşiğinde: Rize Ticaret Odasõ ta- rafõndan hazõrlanan ve halen TBMM gündeminde bulunan Çay Yasa Tasarõsõ, sermayenin çayla ilgili yeni taleplerini gün- deme getiriyor. Fındıkta yeni sömürü politi- kaları: Dünya fõndõk üretiminin yüzde 75’ini, gerçekleştirmesine karşõn Türkiye’de fõndõk üretici- lerinin yüzü bir türlü gülmüyor. 642 bin hektar alanda, 322 bin üretici fõndõk üretimi yapõlõrken, yaklaşõk 2 milyon kişi geçimini fõndõktan sağlõyor. Yeni fõndõk stratejisiyle kamu adõna fõndõk alõmõ yapacak bir kuruluş kal- madõğõ için tüccar ve ihracatçõlar tek belirleyici haline geldi. Küresel kriz tarõm sektörünü ağõr etkiledi. 2008 ve 2009 yõllarõndaki büyümeler de tarõmõ 2006 yõlõ seviyesine getirmeye yetmedi. CHP’den Romanlara destek CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, Roman yurttaşların ağırlıklı yaşadığı Gaziosmanpaşa’daki Sarıgöl Mahallesi’nin kentsel dönüşüm projesi kapsamında yıkılması kararına tepki gösterdi. CHP’nin kentsel dönüşüme karşı olmadığını, ancak “yerinde dönüşüm” projeleriyle, bu bölgelerdeki kültürleri de yaşatacağını belirten Tekin, “AKP dönüşüm değil, rant peşinde. CHP, kentsel dönüşüm projeleriyle mağdur yaratılmasını engelleyecek” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, dün Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamına alınan Roman yurttaşların yaşadığı Sarıgöl Mahallesi’ni ziyaret etti. CHP’li Sevigen, CHP’nin Roman yurttaşların mücadelesine sonuna kadar destek olacağını belirtti. ERZURUM (Cumhuriyet) - Eskişehir Jandarma Alay Komutanõ Kõdemli Albay Recep Gençoğlu, tutuksuz yargõlanmak üzere serbest bõrakõldõ. Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlõğõ İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli astsubay Şenol Bozkurt ise tutuklandõ. Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Sav- cõsõ Osman Şanal’õn talimatõ ile geçen çar- şamba günü gözaltõna alõnan Eskişehir Jan- darma Alay Komutanõ Kõdemli Albay Re- cep Gençoğlu, astsubay Şenol Bozkurt, Erzurum’da ifade vermelerinin ardõndan Er- genekon soruşturmasõ kapsamõnda tutuk- lanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. İkişer avukatla mahkemeye çõkan Al- bay Gençoğlu ile astsubay Bozkurt, suçla- malarõ reddetti. Albay Gençoğlu, tutuksuz yargõlanmak üzere serbest bõrakõlõrken, tu- tuklanan astsubay Bozkurt askeri cezaevi- ne gönderildi. Gençoğlu’nun avukatõ Erol Halka, mahkemenin kararõnõ “hukuk za- feri” olarak nitelendirdi. Kurbanla karşılandı Gençoğlu, Eskişehir’de Arifiye Mahallesi Müftülük Sokak’taki lojmanõnõn önünde, as- keri personel ve yakõnlarõ tarafõndan karşõ- landõ. Otomobilden alkõşlar arasõnda inen Gençoğlu personelle tokalaşõrken bazõ ki- şilerin gözyaşlarõna hâkim olamadõğõ göz- lendi. Gençoğlu için lojmanlarõn önünde kurban kesildi. Herkese teşekkür eden Gençoğlu daha sonra lojmanõna geçti. Yolsuzluğa yasal kılıf MURAT KIŞLALI ANKARA - Hükümet tüm kamu yatõrõmlarõ ve hizmetlerini, “Ka- mu-Özel İşbirliği” (KÖİ) adõ al- tõnda, devlet garantisiyle özel sektöre yaptõracak. Devlet Bakanõ Cevdet Yılmaz, geçen hafta yaptõğõ basõn toplantõ- sõnda, hükümetin 2008 başõnda uy- gulamaya sokmak isteyip sonradan vazgeçtiği Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) yasa taslağõnõ yeniden gün- deme getirmeye hazõrlandõklarõnõ açõklamõş, Devlet Planlama Teşki- latõ’nõn hazõrladõğõ taslak üzerinde son aşamaya geldiklerini ve kõsa sü- re içinde Bakanlar Kurulu’na suna- caklarõnõ söylemişti. Cevdet Yõlmaz’õn, Cumhuriyet’in sorusu üzerine “Son taslağın ha- zırlanmasında temel olarak önce- ki metni aldık” diye ifade ettiği 2008 Ocak’õnda gündeme gelen “Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Ka- mu Kesimi ile Özel Sektör İşbirli- ği Modelleri Çerçevesinde Ger- çekleştirilmesine İlişkin Kanun Tasarısı” şu düzenlemeleri içeriyor:  Merkezi kamu kuruluşlarõ, ye- rel yönetimler ve Kamu İktisadi Te- şebbüsleri (KİT), yatõrõm ve hiz- metlerini, yüzde 49’a kadar ortak ol- duklarõ özel sektör şirketleriyle yap- tõrabilecekler.  Kamu idareleri devletin temel hizmetleri arasõnda sayõlan “eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik” de da- hil pek çok konuda bu ortaklõklarõ ku- rabilecek. Müzakere ve ‘diyalog’  İdareler, bu alanlarda beraber yatõrõm ve hizmet verecekleri şir- ketleri, idarenin belirleyeceği kri- terlere göre “müzakere” ve hatta “diyalog” ile bile seçebilecekler.  Verilecek mal ve hizmetlerin bedeli bundan yararlanan yurttaş- lardan ya da “gölge ücret” adõ al- tõnda devletten alõnacak. Risklerin paylaştõrõlmasõ, tarifelerin belirlen- mesi dahil pek çok önemli konu ida- re ile ihaleyi kazanan şirket arasõn- da imzalanacak sözleşmelere bõra- kõlacak.  İdare, Maliye Bakanlõğõ veya Hazine Müsteşarlõğõ, üretilecek mal ve hizmet bedellerinin miktarõna ilişkin alõm garantisi verebilecek. KAMU-ÖZEL İŞBİRLİĞİ YASA TASARISI Kıdemli Albay Gençoğlu (sağda), Eskişe- hir’de alkışlarla karşılandı. (Fotoğraf: AA) ALBAY GENÇOĞLU SERBEST, ASTSUBAY TUTUKLANDI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle