24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 1 ŞUBAT 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI AB ile İlişkilerde, Aydınlarımızın Sorgulaması Gerekenler... Türkiye’de hukuktan, Cumhuriyetten, uygarlıktan, demokrasiden, haktan yana olan yazarlarımız ve düşünürlerimizin büyük bir bölümü AB’den (ve Avrupa’dan) tarafa bir tutum sergilerler. Haklı olarak, düşündükleri şeyler şunlardır: - Bizde de demokrasi Avrupa ülkelerinde olduğu gibi işlemeli, bireysel ve toplumsal haklar geliştirilmeli. - Ortak çağdaş değerlere Türkiye de katılmalı. Kadın-erkek eşitliğinden sanata, gıda standartlarından çevrenin korunmasına kadar her alanda Avrupa’ya yakınlaşırsak daha iyi olur. - Çiftçimiz, işçimiz, memurumuz ve sanayicimiz Avrupa’daki gibi korunmalı, çalışanlar için sosyal güvence esas alınmalı. Bu niyetler ve kriterlerle büyük çoğunluk Türkiye-AB ilişkilerine olumlu yaklaşır ve haklı olarak “Ben de Türkiye’nin AB üyeliğinden yanayım” der ve ekler; “AB sürecinden geri dönmemeliyiz yoksa demokrasiden ve uygarlık ölçütlerinden uzaklaşmış oluruz.” Haklı sanılan (ve görülen) bu ifadenin arkasında bir çelişkiler yumağı vardır; sanki Türkiye’nin önünde “AB’ye girmek ya da onu dışlayarak başka yerlere gitmek” gibi iki seçenek varmış da, “ben AB’den yanayım” diyerek diğer alternatife arkalarını dönüyorlarmış gibi gerçekdışı durum ortaya çıkar. Bu seçenekler AB üyesi olmayan Norveç veya İsviçre için doğrudur ama Türkiye için kesinlikle doğru değildir. Çelişkilerin nedenleri Neden doğru olmadığını görelim: 1) Önce AB’nin Türkiye politikalarını ve uygulamalarını iyi bilmek gerekir. AB Türkiye’yi Yunanistan, Polonya ya da İspanya’ya yaptığı gibi normal bir üye gibi içine almak istiyor mu? Berlin duvarı yıkıldıktan sonra AB’nin Türkiye politikasını biraz bilenler bunun yanıtını verirler. AB Türkiye’yi normal bir üye gibi içine almak değil, “özel bir statüde” denetimi altına sokmak istiyor ve bu yolda ilerliyor. Brüksel açısından, bunun haklı nedenleri vardır. Bu haklı nedenleri sadece, “AKP iktidarı varken zaten bizi almazlar” diyerek basit ve sığ bir zemine sokmak, AB’nin Türkiye politikalarını bilmemekle eşanlamlıdır. İktidarda CHP de MHP de olsa hiç fark etmez, yine almayacaklar. 2) İkinci olarak AB ile Ankara arasında imzalanan dört belge ile oluşan “AB sürecinin” hukuki, iktisadi, siyasi ve kültürel olarak ne anlamlara geldiğini ve mekanizmaların fiilen nasıl işlediğini bilmek gerekir. - 6 Mart 1995 Gümrük Birliği belgesi niçin diğer adaylarla yapılmamıştır; Türkiye’nin egemenlik hakları, tek taraflı olarak nasıl “içinde olmadığımız kurumlara devredilmiştir”; AB dışı dünya ile ilişkilerimiz nasıl AB’nin ipoteği altına alınmıştır? - 1999 Helsinki adaylık belgesi, nasıl Türkiye’yi diğer adaylardan farklı kılan bir durum yaratmıştır? Türkiye bekleme odasına nasıl zincirlenmiştir? - 2004 ve 2005 çerçeve ve müzakere süreci anlaşmaları, nasıl Türkiye’yi “üyeliğe değil de özel statüye götürmektedir?” 2004-2010 döneminde Türkiye, diğer aday ülkelerden tamamen ayrı değerlendirilip tek yanlı yükümlülükler altına nasıl sokulmaktadır? Bütün bunların düşünür ve yazarlarımız tarafından iyi bilinip değerlendirilmeleri gerekir. Bunlar yapılmadan “Ben AB’den yanayım” ya da “Ben AB’ye karşıyım” benzeri ifadeler hiçbir anlam taşımaz. Örneğin şunlar söylenebilir: 1) Ben Türkiye’nin AB üyeliğinden yanayım; ancak içinde yaşadığımız AB süreci bizi üyeliğe değil özel statüye, Türkçesi “arka bahçe” olmaya doğru götürüyor. Bu nedenle, bugünkü sürece karşıyım, bu durum kesinlikle değişmelidir. 2) Ben AB’nin değerlerini (ve ölçütlerini) benimsiyorum; AB Türkiye’yi içine almak istemiyorsa, biz yine de onların hukuki, siyasi ve iktisadi çağdaş kriterlerine benzemeye çalışmalıyız. Demokraside, sosyal hukuk düzeninde, günlük yaşam tarzında ulaşım ve konut standartlarında, kısacası demokrasi ölçütlerinde benzemeye çalışmalıyız. AB Türkiye’yi içine almayacaksa “Ben AB üyeliğinden yanayım” demek fazla safça bir yaklaşım olmaz mı? Verheugen’i yine haklı çıkarmak için söylemiyorum ama adam Alman medyasına ne demişti? “Biz Türkleri AB’ye almayacağımızı akıllı insanların anlayacağı bir biçimde zaten söylüyoruz!” AB değerlerini savunan iyi niyetli yazar ve düşünürleri çok iyi anlıyorum. Ama lütfen “AB’den yana” ya da “AB karşıtı” gibi kavramlara itibar etmeyelim. Çağdaş olan Avrupa değerlerini savunmak başka şey, ben AB üyeliğinden yanayım demek bambaşka bir şey. Çünkü bunu yaptığımız zaman, bugünkü “tek yanlı AB sürecini” desteklemiş oluyoruz. Bu da bizi “AB değerlerine değil, arka bahçe değerlerine götürür”... Yoksa, hiçbir zaman yapılmayacak medeni nikâh yerine, bize dayatılmakta olan imam nikâhını, farkında olmadan biz de destekler duruma düşeriz... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali TC BERGAMA 2.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZLARIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2009 / 734 Tal. 1 - TAPU KAYDI: İzmir ili Bergama ilçesi Zafer Mahallesi Dikili Sultan mevkiinde bulunan 461 ada, 10 parselde kayõtlõ, kat irtifakõ kurulu, 10/32 arsa paylõ, zemin kat, 1 bağõmsõz bölüm numaralõ, batar katlõ dükkân vasõflõ taşõnmazõn tamamõ açõk artõrma suretiyle satõşa çõkartõlmõştõr. ÖZELLİKLERİ: Taşõnmaz İzmir ili Bergama ilçesi Merkez Zafer Mahallesi Dikili Sultan Bayõrõ mevkii Atatürk Bulvarõ No:88/A ve 88/B adres- lerinde bulunmakta olup, batar katlõ dükkân olarak kullanõlmaktadõr. Taşõnmazõn zemin kaplamalarõ karo mozaik plaka kaplamalõdõr. Ön cephe doğ- ramalarõ alüminyum doğramadõr. Batar kata içeriden demir merdivenle çõkõlmaktadõr. Batar kat kaplamalarõ ahşap olup, camlõdõr. Burada 2 büro, mut- fak, banyo ve WC bulunmaktadõr. Oturma raporuna göre batar dahil 166 m2’dir. Dükkân ön cephesine bakan apartman giriş kapõsõ yanõnda 8 m2’lik küçük bir büro vardõr. Dükkân PVC doğrama ve PVC lambiri ile bölünmüştür. Giriş cephesi alüminyum doğrama olup, zemini karo plakadõr. İMAR DURUMU: Bergama Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 21.08.2009 tarih ve 6021 sayõlõ imar durumu yazõsõna göre taşõnmaz imar planõ içerisinde konut ve ticaret alanõnda kalmakta olup, blok nizam, 4 kata imarlõdõr. Ön bahçe mesafesi. 5,00 mt ve yan bahçe mesafesi bitişik ve arka bahçesi 3,00 mt olduğu bildirilmiştir SATIŞ SAATİ: 10.00-10.05 arasõ MUHAMMEN BEDELİ: 85.000,00 TL 2. TAPU KAYDI: İzmir ili Bergama ilçesi Zafer Mahallesi Dikili Sultan mevkiinde bulunan 461 ada, 10 parselde kayõtlõ, kat irtifakõ kurulu, 6/32 arsa paylõ, birinci kat, 2 bağõmsõz bölüm numaralõ, mesken vasõflõ taşõnmazõn tamamõ açõk artõrma suretiyle satõşa çõkartõlmõştõr. ÖZELLİKLERİ: Taşõnmaz İzmir ili Bergama ilçesi Merkez Zafer Mahallesi Dikili Sultan Bayõrõ mevkii, Atatürk Bulvarõ No: 88 Kat: l Daire 2 ad- resinde bulunmaktadõr. Taşõnmaz mesken olarak kullanõlmaktadõr. Taşõnmazõn oturma raporuna göre 150 m2 kullanõm alanõ bulunmaktadõr. Daire gi- riş kapõsõ çelik kapõ olup, koridor zeminleri, banyo, mutfak, WC ve balkon zeminleri beyaz mermer kaplõdõr. Ön cephe doğramalarõ ahşap görünüm- lü PVC olup, çift camlõdõr. Mutfak bankosu mermer olup, alt ve üst dolaplar hazõr mutfak dolabõ olarak yapõlmõştõr. Duvarlar tavana kadar fayanstõr. Salon ve yanõndaki oturma odasõ zeminleri ahşap parke olup, cilalõdõr. Oturma odasõ zeminleri halõ kaplamadõr. Salon, koridor ve odalarda alçõ kar- tonpiyer vardõr. Duvarlar saten boyalõdõr. İç kapõlarõ ahşaptõr. Dairede merkezi sistem kalorifer tesisatõ vardõr. Asansör bulunmayan binada merkezi õsõtma sistemi vardõr. İMAR DURUMU: Bergama Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 21.08.2009 tarih ve 6021 sayõlõ imar durumu yazõsõna göre taşõnmaz imar planõ içerisinde konut ve ticaret alanõnda kalmakta olup, blok nizam 4 kata imarlõdõr. Ön bahçe mesafesi 5.00 mt ve yan bahçe mesafesi bitişik ve ar- ka bahçesi 3,00 mt olduğu bildirilmiştir. SATIŞ SAATİ: 10.20-10.25 arasõ MUHAMMEN BEDELİ : 93.000,00 TL SATIŞ ŞARTLARI: 1-Satõş 15.03.2010 günü yukarõda belirtilen saatler arasõnda BERGAMA ADLİYE BİNASI ZEMİN KAT, 2. İCRA MÜ- DÜRLÜĞÜ ÖNÜ SATIŞ YERİ BERGAMA adresinde açõk artõrma suretiyle ayrõ ayrõ yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen değerin, %60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş ve paylaştõrma giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedele alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla 25.03.2010 günü aynõ yer ve saatler arasõnda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da rüçhanlõ ala- caklõlarõn alacaklarõ toplamõnõ, satõş ve paylaştõrma giderlerini geçmesi ve artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ lazõm- dõr. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2-Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi ve- ya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediğinde l0 günü geçmemek üzere me- hil verilebilir. İhale damga vergisi, tapu harç ve masraflarõ ile KDV ve taşõnmazõn tahliye ve teslim giderleri alõcõya aittir. Birikmiş vergiler ve bele- diye rüsumu (tellaliye) satõş bedelinden ödenir. 3-İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin(*) bu taşõnmaz üzerindeki haklarõn hususiyle faiz ve mas- rafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaştõrmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4-Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra İflas Kanunu’nun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasõndaki farktan ve %10 faizden alõcõ ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edi- lecektir. 5-Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderile- bilir. 6-Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dos- ya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. İşbu ilan tebligat yapõlamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 18.01.2010 İİK . m. 126 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 6018) İngilizce’yi İngilizce kaynaklardan öğrenin... Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Business Administration’da master yapmış, ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH ? Gramer, konuşma, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık ? İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce iş görüşmelerine (Interview) hazırlık Bahariye-Kadıköy / İstanbul 0532 701 80 41 - (0216) 418 94 51 Berlusconi İsrail’i eleştirdi Dış Haberler Servisi - İtalya Başbakanõ Silvio Berlusconi, Filistin top- raklarõndaki Yahudi yer- leşimlerinin “barõşa engel oluşturabileceğini” söyle- di. İsrail’de yayõmlanan Haaretz gazetesine konu- şan Berlusconi “İsrail hal- kõna ve hükümetine bir dost olarak söylemek iste- rim ki bu politikada õsrar etmek bir hata” dedi. ‘Hakimullah Mesud gömüldü’ Dış Haberler Servisi - Hakkõnda ölüp ölmediği- ne ilişkin tartõşmalar sü- ren Taliban’õn Pakistan li- deri Hakimullah Me- sud’un gömüldüğü iddia edildi. Pakistan televizyo- nu, Hakimullah Me- sud’un gömüldüğünü du- yururken, Taliban iddiala- rõ yalanladõ. Yemen’de ateşkes umudu Dış Haberler Servisi - Yemen, hükümete karşõ savaşan Şii isyancõlarõn hükümetin 6 maddelik koşullarõnõ kabul etmeleri halinde ateşkes yapõlabi- leceğini açõkladõ. Konsey- den yapõlan yazõlõ açõkla- mada, “Hükümet, direniş- çilerin Suudi Arabistan topraklarõna saldõrmamasõ ve vakit geçirmeksizin Yemenli ve Suudi esirleri bõrakmasõ dahil koşullarõ yerine gelmesi halinde as- keri operasyonlarõ kesme- ye hazõrdõr” denildi. 4 yıl sonra birleştiler Dış Haberler Servisi - Riyad’daki Yüksek Ada- let Konseyi’nin Mansur el Timani ile karõsõ Fati- ma’nõn evliliklerinin ipta- line ilişkin kararõ geçersiz kõldõ. Fatima’nõn akraba- larõ, Timani’nin kendileri- ne kökenleri hakkõnda ya- lan beyanda bulunarak evlendiği gerekçesiyle mahkemeye başvurup bo- şanma kararõ aldõrmõştõ. Bu karardan habersiz çift 2006’da tutuklanmõş ve evlilik dõşõ ilişkiyle suç- lanmõştõ. Timani şartlõ tahliye edilmiş, karõsõ ise kocasõyla bir araya gel- meden hapisten çõkmayõ reddederek, 2 çocuğuyla hapiste kalmõştõ. ABD, olasõ İran saldõrõsõna karşõ silah satõşõna ve füze savar konuşlandõrmaya hõz verdi Körfez’de ‘sessiz’ silahlanmaDış Haberler Servisi - ABD’nin, olasõ İran saldõrõlarõnõ önlemek amacõy- la körfez bölgesindeki müttefiklerine silah satõşlarõnõn hõzlandõrõlmasõ ve pet- rol terminalleri ile diğer önemli altyapõ tesislerinde savunma sistemlerinin güç- lendirilmesi için Suudi Arabistan ve di- ğer körfez ülkeleriyle “sessizce” çalõş- malar yaptõğõ ileri sürüldü. ABD’de yayõmlanan Washington Post gazetesi, aralarõnda Türkiye’nin de bu- lunduğu ülkelerde nükleer santral inşa- sõ çalõşmalarõna destek verildiğini, bu ça- lõşmalarõn “görünürde” enerji ihtiyacõnõ karşõlamaya yönelik olduğunu, ancak ola- sõ bir İran nükleer tehdidi karşõsõnda “se- çeneklerin yeniden değerlendirilebi- leceğini” de yazdõ. Gazeteye göre, Or- tadoğulu askeri ve istihbarat yetkilileri, “ABD ile savunma konusunda işbir- liğinin arttırılması fikrini memnuni- yetle karşıladıklarını” söyledi. Nükleer silahlanma Gazete, “İran’ın nükleer silah elde etme yolunda ilerlemesinin bölgede si- lahlanma yarışına yol açacağından ve bunun atom bombası üretmeye kadar genişleyeceğinden endişe edildiğini” belirterek şunlarõ yazdõ: “Bu kaygıları arttıracak şekilde, bazı petrol ve doğalgaz zengini Arap ülkeleri, ‘görünürde’ iç enerji ihtiyaç- larını karşılama gerekçesiyle nükleer reaktör ya da elektrik santralı inşa et- me yönünde yeni girişimlerde bulu- nuyor. BAE, ABD’nin desteğiyle, ilk nükleer enerji reaktörünü inşa et- mek için anlaşmalar imzaladı. Buna benzer adımlar atan ya da atmayı dü- şünen diğer ülkeler Mısır, Suudi Ara- bistan, Türkiye, Kuveyt, Ürdün ve Ye- men. Batılı ve Ortadoğulu uzmanlar, bu ülkelerin herhangi birinin açıkça nükleer silah peşine düşmesinin pek olası olmadığını, böyle bir hareketin büyük olasılıkla Batı’nın yardımları- nın askıya alınmasını beraberinde getireceğini belirtiyor. Ancak hükümet yetkilileri ve uzmanlar, İran’ın nük- leer bir aygıt test edecek olması ha- linde, tüm bu ülkelerin ellerindeki se- çenekleri yeniden gözden geçirebile- ceğini söylüyor.” Gazeteye göre, emekli bir Arap general de böyle bir durumda bölge- deki her ülkenin dosyalarõnõ yeniden açacağõnõ ve ne yapacağõna karar ve- receğini belirterek, “Eğer bir dünya gücü olmaya uzanan yol nükleer si- lahlardan geçiyorsa bu, neden biz olmayalım” diye konuştu. Füze savarlar yerleştiriliyor Amerikan New York Times gazetesi de ABD’nin Körfez bölgesine füze sa- var sistemleri konuşlandõrõlmasõna hõz verdiğini yazdõ. Gazete, ABD’nin İran kõ- yõlarõ açõklarõnda özel donanõmlõ gemi- lerin yanõ sõra Katar, Bahreyn, Kuveyt ve BAE’ye füzeleri algõlayan radar sis- temleri konuşlandõrdõğõnõ bildirdi. NEWSWEEK: Erdoğan, ABD politikasına direniyor Dış Haberler Ser- visi - ABD’de yayõm- lanan Newsweek der- gisinde çõkan bir ma- kalede ABD’nin “hay- dut” olarak adlandõrõ- lan ülkelere yönelik po- litikasõnõn iflas ettiği savunulurken, Türkiye gibi yükselen devletle- rin “Amerika’nın hay- dut karşıtı diplomasi- sine direnişlerine” dik- kat çekildi. Makalede “Bugün Batı değerleri ile ta- nımlanan ‘uluslararasõ toplum’un hayal ol- duğu açıktır ve birçok devlet için ‘haydut’ ta- nımı, izole etmeyi amaçladığı hainler için olduğu kadar, ABD için de kullanı- labilir” yorumu yapõl- dõ. Makalede, Brezilya Devlet Başkanõ Lula da Silva ve Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn İran’a yönelik açõklamalarõ hatõrlatõ- larak “Onlar İran’ın yanında saf tutmuyor, bilakis haydutların kim olduğu ve onlar- la nasıl baş edilmesi gerektiği konusunda söz sahibi olma niyet- lerini ve daha önemli- si, kabiliyetlerini ka- nıtlıyorlar” denildi. İsrail’de yayõmlanan Haaretz gazetesi de Türkiye, Suudi Arabis- tan, İran ve Suriye’nin Ortadoğu’da kendi po- litikalarõnõ oluşturdu- ğunu, bu nedenle ABD’nin bu ülkeler için değil, bu ülkelerin ABD için gündem oluş- turduğunu yazdõ. Ga- zetenin yorumunda, “Türkiye, Arap dün- yası ve Orta Asya nez- dindeki etkisini ve bağlarını genişletme kararı aldı; Suudi Arabistan, Ortado- ğu’da atılacak adım- ları dikte ediyor; İran ise, kendisini bir güç haline getirdi. Suri- ye, Lübnan üzerinde- ki kontrolünü geri ka- zandı ve şimdi Arap- İsrail barış sürecinin geleceği konusunda önemli bir etkisi var” denildi. Haiti’de depremin ardından 31 çocuğu kaçırmaya çalışan 10 Amerikalı yakalanarak gözaltına alındı. Kurtarılan çocuklar polis korumasına alınırken, ABD merkezli bir kiliseye yakın bir gruptan oldukları söylenen Amerikalıların, çocukların deprem yüzünden yetim kaldıklarını ya da çocukları ülkelerine götürebileceklerini gösteren herhangi bir belgeye sahip olmadıkları ve ka- çırdıkları çocukları Dominik Cumhuriyeti’ndeki bir yetimhaneye götürmeyi planladıkları belirtildi. ABD’nin geçen çarşamba günü Haiti’den Florida’ya ağır yaralıların nakliyesi için yapılan uçuşla- rı ödenek yetersizliğinden dolayı askıya alması yüzünden 24 saat ya da iki gün içinde ağır yaralı yak- laşık 100 kişinin hayatını kaybedebileceği de bildirildi. (Fotoğraf: REUTERS) Çocukkaçõran10Amerikalõyakalandõ Ban Ki-mun Kıbrıs’taDış Haberler Servisi - Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Kõbrõs’taki müzakerelerde “önemli ilerleme kaydedildiğinin” açõklanmasõnõn ardõndan Kõbrõs’õ ziyaret ediyor. Ban Ki-mun’un Kõbrõs Özel Temsilcisi Alexander Downer daha önce yaptõğõ açõklamada, görüşmelerde sağlanan ilerlemenin BM Genel Sekreteri tarafõndan Kõbrõs ziyareti sõrasõnda açõklanacağõnõ duyurmuştu. BM Genel Sekreteri’nin bugün hem KKTC Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat hem de Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile önce ayrõ ayrõ sonra birlikte görüşmesi bekleniyor. Rum basõnõ, Ban Ki-mun’un taraflara müzakerelerde ilerleme sağlanmasõ için baskõ uygulayacağõnõ, ancak arabuluculuk yapmayacağõnõ yazõyor. Müzakerelerde, dönüşümlü başkanlõk ve bakanlõklar konusunda ilerleme sağlandõğõ bildiriliyor. PROTOKOLLER GÜNDEMDE YOK ERİVAN (ANKA) - Ermenistan Parlamentosu Başkanlõğõ Basõn Müşaviri Nairi Petrosyan, Türkiye ile imzalanan protokollerin parlamen- tonun ilkbahar oturumlarõ gündeminde bulun- madõğõnõ açõkladõ. Ermenistan Anayasa Mah- kemesi’nin kararõnõn ardõndan Türkiye ile Er- menistan arasõndaki ilişkilerin normalleşmesi- ne ilişkin protokollere ilişkin tartõşma sürer- ken, protokollerin cumhurbaşkanlõğõnda bulun- duğu ve henüz parlamentoya gönderilmediği bildirildi. Geçen ekim ayõnda Zürih’te imzala- nan protokollerin her iki ülkenin parlamentola- rõnda onaylanmasõ gerekiyor. Türkiye, proto- kolleri, imzalanmasõndan çok kõsa bir süre son- ra parlamentoya sevk ederken Ermenistan, ilk olarak Anayasa Mahkemesi’ne götürmüştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle