19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2010 PAZARTESİ [email protected] 12 Kanun tepeden tırnağa yanlış İnternet yasakları dendiğinde yalnızca youtube’u görmemek lazım. Şu anda internet yasakları ile ilgili var olan kanunun tepeden tırnağa yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu yasa herkese çok büyük baş ağrısı. Ortada bir fil ölüsü şeklinde bir kanun var. O fil ölüsünü kimse nasıl kaldıracağını bilmiyor. Umarız yeni gelecek yasa kuşa çevrilmez. EKONOMİ Tüketim değil üretimi görmek istiyorum Ben teknolojinin tüketim açısından değil de üretime katkısını görmek istiyorum. Önemli olan teknolojiyi her türlü üretime yönelik, ister bireylerin olsun, ister kurumsal üretkenliğe olsun, isterse devletin üretkenliğine olsun nasıl katkıda bulunduğudur. Bence bunun üzerinde durulması gerekiyor. Türkiye bu konuda daha iyi olabilir. Çünkü çok geride başladı. PARAMETAPARA MUSTAFA SÖNMEZ Krizde En Hızlı Düşen de Kalkan da İstanbul’muş!.. Ülkelerin “büyükküresel(?) kent”leri küresel krizden önce nasıl bir büyüme temposuna sahipti, krizden nasıl etkilendiler? En önemlisi kriz sonrası ne kadar toparlanabildiler? İşte bu sorular, London School of Economics ve başkan yardımcılığını Kemal Derviş’in yaptığı Brookings Enstitüsü’nün hazırladığı Küresel Metropol İzleme Raporu’nda (Global MetroMonitor) araştırıldı ve sonuçlar yayımlandı. Rapora göre İstanbul, 53 ülkedeki 150 anakent (metropol) içinde büyümede birinci sırayı aldı. Buraya kadar olan parlak performansı, raporu haberleştiren Anadolu Ajansı (AA) böyle vermişti ama madalyonun öbür yüzündeki gerçeği ise her nedense es geçmişti: Aynı rapora göre, aynı İstanbul, kriz sırasında da en çok küçülen 10 kentten biri idi! 150 kent arasında İstanbul 143. sıraya kadar gerilemişti. Kriz öncesinde, yani 19932007 döneminde ise sırası 44 olarak belirlenmişti. Söz konusu raporu, AKP iktidarının takdirini alacak biçimde cımbızlayan AA’ya, medya mutfaklarımızın hep ihtiyatla yaklaşmaları gerektiğini öteden beri söylerim. Ne yazık ki yine haklı çıktım. Bizim gazete de dahil, herkes AA’nın haberini olduğu gibi kullandı. (*). Küresel Metropol İzleme Raporu (Global MetroMonitor), incelemeye aldığı 150 metropolün nüfusunun toplam ülke nüfuslarının yüzde 12’sini oluşturmalarına karşılık, ülke milli gelirlerindeki payının yüzde 46’ya ulaştığını belirtiyor. Bu da, sermayenin mekâna yayılımında ne kadar büyük bir yoğunlaşma olduğunu, birçok ülkede bölgesel dengesizliğin parmak ısırtan boyuta ulaştığını göstermeye yetiyor. Rapor, kentlerde gelir ve istihdamdaki değişimi ölçüt alıyor. Toparlanma dönemi olan 20092010 döneminde, İstanbul birinci sırayı alırken, bugün AB’deki krizin merkezinde yer alan, Atina, Madrid, Valensiya, Selanik, Barselona, Dublin, 150 kentlik listede son 10’dalar. Rapora göre krizin ardından en iyi toparlanan ilk 10 kent şöyle: 1 İstanbul, 2Şenzen, 3 Lima, 4 Singapur, 5Santiago, 6Şanghay, 7Guangzhou, 8 Pekin, 9Manila, 10Rio de Janeiro. Sıralamada finans kenti New York 77, Washington ise 37. sırada yer aldı. Rapor, küresel kriz öncesi uzun dönemde (19972007) 150 anakent içinde İstanbul’u 44. sırada gösteriyor. Küresel krizin küçülme ve durgunluk dönemine ait (20072010) yılların sıralamasında ise İstanbul, 143. sırada yer alarak en çok küçülen 10 metropolden biri olmuş. Yani krizde en fena etkilenen 7 metropolden biri olmuş. 150 ‘KÜRESEL KENT’ SIRALAMASINDA İSTANBUL Kriz Öncesi: GÖSTERGELER 19932007 150 Kentteki Sırası 44 İstihdamında Değişim,% 2,6 Gelirde Değişim,% 2,5 Kriz: 20072010 143 9,6 5 Toparlanma: 20092010 1 5,5 7,3 Yeni teknolojiler artık bilginin gizlenmesi ihtimalini ortadan kaldırıyor, ülkeler daha samimi hale geliyor Sırada Sdevlet var TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı: Teknoloji ilerledikçe artık bilginin gizlenmesi ihtimali azaldıkça ister istemez devlet samimi olmak zorunda. Artık bilgiyi kenarda tutayım, istediğim zaman kullanayım, yok artık öyle bir şey. skiden liderler peşinden gençleri sürüklerdi şimdi devir değişti, artık siyasiler gençlere daha yakın olmak için onların kullandığı yöntemlere başvuruyorlar. Özellikle gençlere daha yakın olmak isteyen siyasiler ardı ardına demeçlerini sosyal ağlarda açıklıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD Başkanı Obama, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sosyal ağlarda şimdiden yerini aldı. Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Başkanı Faruk Eczacıbaşı’na göre artık mevcut siyasi yapılar gençlerin taleplerini anlayamaz durumda. Başta gençlerle iletişim kurmak isteyen siyasilerin artık sosyal ağları kullanmaya mecbur kaldığını anlatan Eczacıbaşı, “Edevlet konuşuyoruz. Mdevlet konuşuyoruz. Şimdi artık yeni bir anlayış ortaya koyuyoruz. Sdevlet (samimi devlet). Teknoloji ilerledikçe artık bilginin gizlenmesi ihtimali azaldıkça ister istemez devlet samimi olmak zorunda. Artık bilgiyi kenarda tutayım, istediğim zaman kullanayım, yok artık öyle bir şey. Hakikaten geçtiğini görmemiz lazım. Artık bugün birisi karşıda üflesin nefesi burada duyuluyor. Bu böyle durmayacak, daha da ilerleyecek. Kurumların devletin, bireylerin buna adapte olması kolay iş değil” değerlendirmesini yaptı. TBV Başkanı Eczacıbaşı ile Türkiye’de bilişimin geldiği nokta, internet yasakları ve sosyal ağları konuştuk. Türkiye’de teknoloji âşığı bir kitle var. Yeni gelen cihazları hemen alıyorlar, Facebook kullanımında ilk sıralardayız, bunlar Türkiye’nin teknolojik kalkınmışlıkta iyi bir yerde olduğunu mu gösteriyor? Teknoloji kullanımı artıyor. Özellikle sosyal medya, Facebook, Twitter, kullanımı çok arttı. Bu hoş bir şey. Ama ben teknolojinin kullanımına bakıldığında bunun ekonomiye nasıl bir değer getirdiğine bakıyorum. Kullanımın milli hasılaya etkisi nedir, ülkeye ne kadar artı değer yaratıyor? Bunları görmek, rakamlarla anlatabilmek çok zor. Bilmediğimiz bir bomba var Sektörde kaliteli eleman sıkıntısı var deniyor ama TÜİK verilerine göre bu elemanlar işsiz kalıyor. Bu konuda ne diyeceksiniz? Kriz aşıldığında en fazla ihtiyaç duyulacak elemanlar kalifikasyon donanımlı olan insanlar olacaktır. Bugünkü kuşağın bir önceki kuşaktan en büyük farkı kendilerini devamlı yenilemek mecburiyetinde olmalarıdır. İnternet kullanmasını doğru dürüst bilen gençlerin uzun yıllar insanların kendi hayatlarında kazandıklarını sorgular duruma geldiklerini görüyoruz. Gençlerin üretkenliği giderek artarken olgunlaşmış kuşaktan beklentilerin azaldığını görüyoruz. Bugün bütün dünyadaki ekonomik krizde gençler çok zarar görüyor. Gençlere her şeyi yaptırabilirsiniz. İşsiz genç çok büyük bir potansiyel. Bu çok tehlikeli bir şey. Yani bilmediğimiz bir bomba var ortada. E Ortada bir fil ölüsü duruyor İnternet yasakları sürekli Türkiye’nin gündemini meşgul ediyor, bu konuda neden adım atılmıyor? İnternet yasakları dendiğinde yalnızca youtube’u görmemek lazım. Türkiye’de 67 binlerle ifade edilen sitenin yasaklı olduğu söyleniyor. Tam sayıyı biz de bilmiyoruz. Youtube sadece buz dağının görünen onda biri. Şu anda internet yasakları ile ilgili var olan kanunun tepeden tırnağa yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu yasa herkese çok büyük baş ağrısı. Biz bununla ilgili bir kanun önerisiyle gitmek istiyoruz. Bu da hazır durumda. Bunun acilen çıkmasını sağlamamız gerekiyor. Zannetmeyin ki birileri yukarıda şalterleri indirip kaldırıyor. Birileri açıyor. Ortada bir fil ölüsü şeklinde bir kanun var. O fil ölüsünü kimse nasıl kaldıracağını bilmiyor. Umarız yeni gelecek yasa kuşa çevrilmez. Ortaya bir fil çıkacağı muhakkak da bari hareket eden değişebilecek bir fil olsun. Bebek fil olarak da değil büyük fil olarak doğuyor bunlar. Ne bizim mahkemelerimiz bu konuyu tam olarak kavrayabilmiş ne de bugünkü hukuki yapı bunu insana rahat anlatabilecek düzeyde. Türkiye’de her an, her türlü yasaklanma olabilir. Eğer bugün yasaklanma olmuyorsa bürokrasinin içinde de birtakım insanların gösterdiği gayretlerle oluyor. Bu yükten herkesin kurtulması lazım. Hükümet bilişimi vizyon olarak benimsedi; uygulamada bir yavaşlık var mı? Biz bir sivil toplum kuruluşu olarak talep eden tarafta yız. Biz her zaman bu işin yeterli olmadığını söylemek durumundayız. Her zaman örnek olarak gösterilen İsrail, Hindistan Devlet bilişim konusunda iyi ligibi ülkeler var. Bunlar 80’li yılların ba derlik yapıyor mu, talep edenlerin şında vizyonlarını doğru koyan ülihtiyaçları ne derece karşılanıyor? keler. Biz o zamanlar kendi içimizHer kurumda riski alabilen var, aladeki kavgalarla zaman kaybettik. mayan var. Bürokraside de bu mücaTBV’yi kurmamızın da belki ana delenin yürüdüğünü görüyoruz. Bilinedeni buydu. Bir şey yapılmıyor, şimde önemli gelişmeler olduğunda kibari diğer ülkeler neler yapıme müracaat etmemiz gerekir diye düyorlar, bunları anlatmaya şündüğümüzde bazen ciddi zorlanıyoruz. çalışalım dedik. Dünya Bazen Ulaştırma Bakanlığı, bazen Maliye gittikçe küçülüyor, her Bakanı oluyor. Bu alan bazen de açıkçası kes aynı yolda koşu güç gösterilerilerine sahne oluyor. Bunlar yor. Kimi kulvarın ba direkt hükümetin başını ilgilendiren konular. şında, kimi de sonun Tamam sorumlular var ama havada kalıda. Türkiye kesinlikle yor. Hâlâ konunun sorumlularını yeteri kasonlarda değil ama başdar yetkilendirilmesi ve o sorumluluklalarda da değil, kulvarın ortarın anlatılması biraz zaman alıyor. Türsında. kiye’de birkaç tane bilgi stratejisi TBV bu yıl 15. yılını bitiriyor. açıklandı. Başarılı oldu mu; pek olYeni dönemde hangi projeleriniz duğu söylenemez. Rakamlara, heolacak? deflere bakıldığı zaman pek bir Ergenlik çağımıza giriyoruz. Bizim için başarı ortada göremiyoruz. Bir her zaman hedef dalganın önünde kotakım adımlar atıldı. Ama nuşmaya çalışmaktır. Gelecek 15 yılda doğyeterli değil. Bunun öteru alanları bulup onlarla ilgili politikalar üretye taşınması için yolmekle geçecek. ların engelsiz olması lazım. Yollar engelsiz olmalı Futbolun delisiyiz Avea, KOBİ sahipleri ve çalışanlarına yönelik “Biz Futbolun Delisiyiz Avea KOBİ Turnuvası’ düzenleyecek. Turnuva, 19 Şubat3 Nisan 2011 arasında 5 farklı bölge ve 13 ayrı kentte gerçekleştirilecek. Turnuvada 11 bin 520 KOBİ çalışanı 1440 takım halinde mücadele edecek. Avea Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Kaplan, Türkiye’de işletmelerin çoğunluğunun KOBİ’lerden oluştuğunu, futbolun ise ülkenin gündeminden düşmediğini belirterek turnuva ile iki kitleyi bir araya getireceklerini belirtti. Turnuva kayıt ve organizasyon için www.futbolundelisiyiz.com’dan bilgi alınabilecek. Vodafone ilk beşe girdi Vodafone Türkiye, Red Akademy ile Vodafone ülkeleri içinde en iyi insan kaynakları uygulamalarında ilk beşe girdi. Konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, Vodafone Türkiye’nin, tüm çalışanlarını, tedarikçilerini ve bayilerini mobil iletişim sektörünün gerektirdiği teknik bilgiler ile donatmanın yanı sıra, onlara diğer gelişim alanlarında da rehberlik edecek programlar sunmak üzere hayata geçirdiği Vodafone Red Academy’nin, Vodafone ülkelerinin 2009 Çalışan Anketi sonuçlarından aldıkları akisyon planlarını hayata geçirmede gösterdiği başarıda, Vodafone ülkeleri içinde dünya genelinde Arnavutluk, İtalya, İrlanda ve Yeni Zelanda ile birlikte en iyi beş ülke arasında yer aldığı bildirildi. Buraya kadar tamam da insanın aklını kurcalayan birkaç şey var. Bilinir ki, Türkiye’de, İstanbul da dahil olmak üzere, gelirin ve istihdamın illere, bölgelere göre dağılımı hep gecikmeli yayımlanır. Bu iki veriyi de TÜİK hazırlar. Milli gelirin illere ve bölgelere göre dağılımıyla ilgili son bilgi 20042006 yılına aittir. 2001 ve öncesi var ama 2002 ve 2003 bilgileri yok. İşgücüistihdamın ise illere, bölgelere göre dağılımında elimizde 20042009 dönemi verileri var. Dolayısıyla 2010 yok. Demek ki, 2006’dan bu yana İstanbul’un ülke milli gelirindeki payını ve değişim oranlarını bilmiyoruz. 2009 sonrasında da istihdam verileri yok. Bizde bu veriler yoksa raporu hazırlayan London School of Economics ve Derviş’in yönettiği Brookings Enstitüsü’nde nasıl olacak? O zaman, araştırmanın en azından İstanbul ile ilgili kısmı, daha çok ülkenin genelinde yaşanan büyüme ve istihdam eğilimlerinin İstanbul’a uyarlanması ile “üretilmiş”. Ama eğer böyleyse başka türlü olması mümkün değil bunun da, böyle ciddi bilim kurumlarınca metot kısmında ifade edilmesi gerekmez miydi? (*) Raporun tamamı için link: http://www.brookings.edu/~/media/Files/rc/rep orts/2010/1130globalmetromonitor/1130gl obalmetromon [email protected] Trichet’e Şarl ödülü Ekonomi Sevrisi Avrupa’nın birliğinin güçlenmesine katkıda bulunanlara verilen Şarl Ödülü (Karlspreis), 2011’de Avrupa Merkez Bankası Başkanı JeanClaude Trichet’e verilecek. AMB Başkanı Trichet, Avrupa’nın para birliğini zor zamanlarda başarılı biçimde idare etmesi, avronun istikrarını ve Avrupa’nın rekabet edebilirliğini savunmasından ötürü 2011 Şarl Ödülüne layık görüldü. Avrupa’nın en prestijli ödüllerinden biri olan Şarl ödülü’nü alanlar arasında Almanya Başbakanı Angela Merkel (2008), eski ABD Başkanı Bill Clinton, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, Papa 2. Jean Paul, eski İtalya Cumhurbaşkanı Carlo Ciampi, eski Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Havel, İspanya Kralı Juan Carlos, Almanya’nın ilk başbakanı Konrad Adenuer, Hollanda Kraliçesi Beatrix, eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand ve eski Almanya Başbakanı Helmut Kohl bulunuyor. Aachen kenti tarafından 1950 yılından bu yana verilen Şarl Ödülü’ne adı verilen RomaGermen İmparatoru Büyük Şarl (768814), 8. yüzyılda Batı Avrupa’daki Hıristiyan topraklarını fetih yoluyla birleştirmişti. Aselsan’dan 200 milyon dolarlık yatırım ANKARA (A.A) İhracat hacmini büyütmeyi lama modülleri, ayırıcı modülleri gibi çok farklı işhedefleyen Aselsan, Macunköy tesislerinde bulunan levleri yerine getiren mikrodalga modüller kullaMikrodalga Modül Üretim Merkezi’ni yeni yatı nılıyor. Aselsan’ın mikrodalga modül üretimi için sahip olduğu üretim altyapısı, uzay sistemlerinin rımlarla genişletiyor. Mikrodalga modül üretimini Macunköy tesisle gereklerini karşılayan ‘uzay kalifiye’ mikrodalga modül üretimine de olarinde 700 metrekarelik havası özel olarak nak veriyor. filtre edilen bölümlerde gerçekleştiren Halihazırda Türk Silahlı Aselsan, bu tesislere ilave olarak 200 milselsan Ankara’daki yon doları aşan yatırımla Ankara Gölba Macunköy tesislerinde Kuvvetleri’nin ileri teknoşı‘ndaki Radar ve Elektronik Harp Sisbulunan mikrodalga loji içeren sistemlerinde kullanılan bu modüller, iletemleri Tesisi’nde de bu modülleri üreteModül Üretim ri teknoloji ürünü faz dizicek. Böylece Aselsan’ın modül üretim alanı 2 bin metrekarenin üzerine çıkacak. Merkezi’ni 200 milyon li antenlere sahip radar sistemleri ve uçak, helikopter Bu sayede Avrupa’nın en büyük üç mikdolarlık yatırımla gibi hava platformlarında rodalga modül üreticisinden biri haline üç kat genişletti. kullanılan elektronik harp gelecek olan Aselsan, kendi projelerindesistemlerinin vazgeçilmez ki ihtiyacı karşılamanın yanı sıra ihracat da yapacak. Aselsan tarafından geliştirilen radarlarda unsurunu oluşturuyor. Mikrodalga frekanslarında ve elektronik harp sistemlerinde; almaç ve gön çalışan bu modüller, radar ve elektronik harp sisAselsan, yapılan bu yeni yatırımla, 36 ülkeye doğrudan satış yaptığı ürün yelpazesine dermeç modüllerinin yanı sıra frekans indirgeme temlerinin birçok işlevini askeri sistemlerin gemodülleri, frekans yükseltme modülleri, anahtar rektirdiği hassasiyette yerine getiriyor. mikrodalga modülleri de eklemeyi amaçlıyor. A C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle