19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ARALIK 2010 PERŞEMBE 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, Sav ve Baykal’ın görüşlerini alacağını ancak PM listesini bizzat kendisinin yapacağını söyledi DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN WikiLeaks Gerçekleri Yabancı bir ülkedeki internet sitesine bakarak, AKP hakkında hüküm vermeyiz, bunu iç politika malzemesi olarak kullanmayız... Biz AKP’yi tanıyoruz bu konuda kaynağa ihtiyacımız yoktur. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu sözlerinin altına imzamı atarım. Ne şekilde sızdığı ve açıklandığı hâlâ tam olarak belirlenmemiş bu belgeler ile ilgili bazı tehlikelere şimdiden dikkat etmemizde yarar var. Bunların sızma şekilleri üzerindeki şüpheleri bir yana bıraksak bile, söz konusu belgelerin kimi Amerikan diplomatlarının değerlendirmeleri olduğunu unutmamamız gerek. ABD diplomatlar ordusu ve diplomasisinin, kullandıkları yüksek teknolojiye karşın zaman zaman ne fahiş hatalara düştüklerini yakın tarihin örneklerinde sık sık gördük. Demek ki, değerlendirmelerin kaynaklarının çok sağlam olamayabileceğini, değerlendirmelerin öznelliğini gözden uzak tutmamak gerek. Ayrıca değerlendirmelerde ölçütün Amerikan çıkarları olduğu, ona göre şartlanmış kişilerin, bu noktadan yola çıktıklarını unutmamalıyız. Bu belgelerde, iyi diye nitelenen politikacıyı bizim nasıl değerlendirmemiz gerekir? Montaigne aklının kendisini yanılttığını anladıktan sonra, artık ona güvenemeyeceğini belirtir, ardından da, söylediklerinin tersini geçerli sanmanın da yanılmanın bir uzantısı olacağının altını çizer. Amerikan belgelerinde iyi denen bir politikacının bizim için de iyi olduğunu düşünmek nasıl bir aymazlık ise, “kötü” denenin de, illa iyi olduğunu düşünmek aynı derecede büyük bir yanılgıdır. Hem bugün iyi diye nitelenenin yarın, tutumunu değiştirmesi veya geçici bir davranışı yüzünden kötüye dönüştürülmesi mümkündür. Bu yüzden her ikisine de güvenilmemesi gerekir. Bir ülkenin aklı başında insanlarının kendi politikacılarını kendi kendilerine değerlendirecek, kendi ölçütleri olması gerekir. Kendi siyasetçisini başkasının kantarına vuran toplumlar hüsrana uğramaya mahkumdurlar. İsterseniz bir örnekle açmaya çalışalım. AKP’nin hangi dış desteklerle kurulduğu ve desteklenip iktidar olduğunu gayet iyi bilmekteyiz. Şimdi Amerikan diplomatlarının değerlendirmelerine bakarak, bu gerçeği görmezden mi geleceğiz? Yahudi kahramanlık nişanını taşıyanların, antiSiyonist tavırlarına, arkasında ne olduğuna bakmadan onay mı vereceğiz? Belgelerdeki bilgilere kuşkuyla yaklaşmak, övgüler kadar, yergileri de, kendi değerlendirmelerimizin hareket noktası yapmamak durumunda olmalıyız. Bu konuda çifte standarda gerek yok. Amerikan belgelerinde Başbakan’ın İsviçre’de hesapları olduğu yazılı olabilir. Bu konuda zaten daha önce de yaygınlaşmış söylentiler vardı. Amerikan belgesini de, somut bir belge içermediği sürece, Tayyip Bey’e yönelik bir suçlamanın mesnedi yapamayız. Yapmak yanlış olur. Diplomatların bu belgelere konu olan değerlendirmelerinin dayanağı olan bilgi ve kanaatleri nasıl edindikleri ayrı bir konudur. Sanırım gazeteciler, bu alanda önemli bir kaynak oluşturmaktadırlar, tıpkı diplomatların da gazeteciler için bir bilgi kaynağı olmaları gibi... Yıllar önce, genç bir gazeteciyken, yabancı diplomatlarla görüşmelerde neleri, nereye kadar anlatmanın doğru olduğu konusunda, benden bir iki yaş büyük, okul arkadaşım, çok parlak bir diplomata sormuştum: Ömerciğim, sen de diplomatsın bu işleri bilirsin, gazeteci olarak diplomatlarla konuşurken nasıl davranmalı? Ölçüyü kendin bulacaksın, demiş ve eklemişti: Belki de, anlattıklarının yazdıklarının çerçevesi içinde kalması en iyi ölçüdür. Yıllar önce parlak bir genç diplomattan aldığım bu dersi genç meslektaşlarım için aktarıyorum. [email protected] CHP kurultayı 18 Aralık’ta LEVENT GENCELLİ BURSA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 18 Aralık’ta olağanüstü kurultay yapacaklarını açıkladı. Eski Genel Başkan Deniz Baykal ve eski Genel Sekreter Önder Sav ile görüşerek, düşüncelerini alacağını belirten Kılıçdaroğlu, “Ancak şunun altını özenle çizmek isterim. Parti Meclisi listesini bizzat ben kendim yapacağım” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa gezisinin 2. gününde 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın Gemlik ilçesindeki mezarını ve müzeyi ziyaret etti. Bayar’ın Türk siyasi tarihinde önemli bir yeri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu şunları söyledi. “‘Atatürk, seni sevmek ibadet Kılıçdaroğlu, kimseyi ötekileştirmeyeceklerini ve partiyi iktidara taşımak için çalışan herkese kapılarının açık olduğunu söyledi. “Daha demokratik bir tüzük” sözünü olağan kongrede hayata geçireceğini belirten CHP lideri, milletvekili adaylarının seçimine ilişkin olarak da “Düşünce olarak tüm üyelerin katılımıyla bir önseçimin ağırlıklı olarak gündeme geleceğini şimdiden söyleyebilirim” dedi. tir’ sözü Celal Bayar’a aittir ve bizim 3. Cumhurbaşkanımız, ilk sivil Cumhurbaşkanı’dır. Bu müze ve kabriyle ilgili özel bir yasa var. Yasanın gerekleri maalesef yerine getirilmiyor.” Kahvehanede yurttaşlarla görüşen Kılıçdaroğlu, Umurbey’in yeniden belediye olacağı sözü verdi. Partisinin Bursa İl Başkanlığı’nda düzenlenen 1769 kişinin CHP’ye katılım töreninde konuşan Kılıçdaroğlu, CHP’nin 18 Aralık’ta olağanüstü Kurultay yapacağını açıkladı. Kurultay öncesinde, eski Genel Başkan Deniz Baykal ve eski Genel Sekreter Önder Sav ile görüşeceğini ve düşüncelerini alacağını belirten Kılıçdaroğlu, “Ancak şunun altını özenle çizmek isterim. Parti meclisi listesini bizzat ben kendim yapacağım” dedi. Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı: “Geçmişte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa’nın Kemalpaşa ilçesine bağlı Ovaazatlı beldesinde yurttaşlara hitap etti. (Fotoğraf: AA) şu veya bu şekilde bir genel başkanın bir genel sekreterin yanında yer alınabilir. Bunlar hiç önemli değil. Önemli olan şudur; bu partiye gelip partinin iktidar olması için çaba harcayan her partilimize kapımız sonuna kadar açıktır. Biz herkesi kucaklayacağız. Kişilerin çalıştıkları, ürettikleri, halka ulaştıkları sürece başımız üstünde yerleri var.” CHP’yi daha demokratik bir yapıya kavuşturmak için tüzük değişikliği yapacağı sözü verdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Bu söylemimin arkasındayım. Önümüzdeki kurultayda yani normal yapacağımız kurultayda göreceksiniz bunların tamamını gerçekleştireceğiz.” Kılıçdaroğlu, 2011’de yapılacak genel seçimler için aday belirleme yöntemi ile ilgili olarak milletvekili sayısı 10’un üzerindeki illerde önseçim yapılacağı iddialarının anımsatılması üzerine bu konuya ilişkin il bazında henüz bir kararları olmadığını söyledi. Sadece özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki belli illerde merkez yoklaması yapılması yönünde bir düşüncenin olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Biz bütün illerin katılımıyla listenin oluşmasının yolunu açabilirsek daha demokratik, daha güvenli, partinin iç dinamiklerini harekete geçiren bir yöntem olduğunu düşünüyoruz ama herhangi bir karar vermiş değiliz. Düşünce olarak tüm üyelerin katılımıyla bir önseçimin ağırlıklı olarak gündeme geleceğini şimdiden söyleyebilirim.” CHP’DE YENİ VİTRİN ARAYIŞI Ekibe değil çalışkanlığa bakılacak TÜREY KÖSE Af paketiyle devlet Başbakan’ın arkadaşlarına açtığı davalardan da feragat edecek Yandaşa özelleştirme affı MURAT KIŞLALI ANKARA Hükümetin Meclis’e gönderdiği seçime dönük Af Tasarısı’ndan, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) hükümet yandaşlarına sattığı ancak Danıştay’ın “kamu yararı ve hukuka aykırı” bularak iptal ettiği özelleştirmeler için “yandaşlar lehine” af çıktı. Danıştay tarafından iptal edilmesine karşın, hükümetin af paketine eklediği özelleştirmelerle ilgili süreçler şöyle: Seydişehir Eti Alüminyum: Başbakan’ın Rizeli arkadaşı Mehmet Cengiz’e Haziran 2005’te peşin 290 milyon dolara verildi. Cengiz’e, Eti Alüminyum ile beraber Oymapınar santralının da verildiği ve bu santral için ayrıca bir bedel alınmadığı ortaya çıkınca Danıştay, satışı 2007’de iptal etti. Enerji Bakanı Taner Yıldız, CHP’li Hüsnü Çöllü’nün soru önergesine verdiği yanıtta, iade edilmeyen Eti Alüminyum’da, Oymapınar üzerinden kamunun 268 milyon lira zarar ettiğini açıkladı. Seka Balıkesir: ÖİB, Cumhuriyet’in ele geçirdiği değer tespit raporuna göre, 51.2 milyon dolarlık piyasa değeri olan SEKA Balıkesir’i 1.1 milyon dolara Başbakan Erdoğan’a yakınlıklarıyla tanınan Yeni Şafak gazetesinin sahibi Albayrak ailesine verdi. Bursa 2. İdare Mahkemesi satışı iptal etti, Danıştay da bu kararı “yerindedir” gerekçesiyle onadı. Tüpraş’ın yüzde 14.76’sının satışı: ÖİB, Erdoğan başkanlığındaki Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun (ÖYK) kamuya açıklanmayan bir kararını dayanak leştirildiği fiyat üzerinden yapılan hesaplamada, kamunun 750 milyon dolar zarar ettiği hesaplandı. Kuşadası Limanı: ÖİB’nin 2003 yılında yaptığı ihalede de İhale Komisyonu, “Liman’ın işletme hakkının en yüksek teklifi veren Limaş’a verilmesine, bu şirketin yükümlülüklerini yerine getirememesi durumunda ise ihalenin iptal edilmesine” karar verdi. İhaleyi bu şekliyle Danıştay’ın şaibeli satışlara ilişkin iptal kararları Af Tasarısı’yla kaldırılıyor. Tasarıya eklenen 93. maddeyle, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Danıştay’ın özelleştirmelerini iptal ettiği; Seydişehir Eti Alüminyum, Tüpraş’ın yüzde 14.76’lık hissesi, SEKA Balıkesir ve Çeşme Limanı için açtığı davalardan feragat edecek. alarak Tüpraş’ın yüzde 14.76’sını, kurumun tamamının özelleştirmeye çıkılmasından 6 ay önce, başka hiçbir aracı kuruluşa haber vermeden Mehmet Kutman’ın sahibi olduğu Global Menkul Değerler aracılığıyla, İsrailli işadamı Sami Ofer’e ait 6 fona, üstelik o günkü borsa değerinin yüzde 8 altında bir fiyata sattı. Danıştay işlemi iptal etti ve hisselerin geri alınmasını istedi. Altı ay sonra Tüpraş’ın kalan bölümünün özelonaylaması gereken Erdoğan başkanlığındaki ÖYK, kararı değiştirerek ihalede ikinci sırada gelen ama komisyon kararında yer almayan, Sami OferMehmet Kutman ortaklığını sıralamaya soktu. Limaş ödemeyi yapmayınca, Liman OferKutman’a kaldı. Danıştay ihaleyi iptal etti. Çeşme Limanı: 2003 yılında Yılmaz Ulusoy’un başında bulunduğu gruba 30 yıllığına verilen limanın özelleştirmesi, Da nıştay tarafından 2005’te “Rekabet Kurumu’nun görüşünün alınmamış olması” nedeniyle iptal edildi. Ancak Ulusoy Liman’ı geri vermedi. Tasarının 93. maddesi ile Özelleştirme Yasası’na “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla özelleştirme işlemleri tamamlanarak devir işlemleri sonuçlandırılan ve devralan tarafından özelleştirme öncesi duruma dönülmesine imkân vermeyecek şekilde devredilen kuruluş için üretim amaçlı yatırım ve buna bağlı ticari, mali ve hukuki tasarruflarda bulunulmuş olanlara ilişkin; mahkemelerce verilen iptal ve yürütmeyi durdurma kararlarıyla ilgili olarak idarece herhangi bir işlem tesis edilmez, bu konuda açılan davalardan feragat edilir” hükmü eklendi. Tasarının Seydişehir Eti Alüminyum, SEKA Balıkesir, Çeşme Limanı, Kuşadası Limanı ve Tüpraş’ın yüzde 14.76’sının satışını kapsadığı öğrenildi. Tüpraş’ın yüzde 14.76’sının satışının, Özelleştirme Yasası gereği bir kuruluş satışı olarak tanımlandığı ve hisse satışı olmasına karşın 93. maddenin bu satışı da kapsadığı ifade edildi. ANKARA CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partiyi genel seçimlere taşıyacak “vitrin”i “blok liste ile ve bizzat” belirleme kararı alırken; gözler Deniz Baykal ve Önder Sav’la yapacağı görüşmelere çevrildi. Baykal ve Sav PM’ye girmeyecek, ancak ekiplerinin PM’den dışlanmamasını istiyorlar. Kılıçdaroğlu ise listesini hazırlarken “ekipçiliği değil; çalışkanlığı ve dışa dönük mücadeleyi” esas alacak. Kılıçdaroğlu, günlerdir beklenen açıklamayı Bursa’da yaparak 18 Aralık’ta kurultay kararını açıkladı. Kurultay 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası için inşa edilen Ankara Arena’da yapılacak. Kılıçdaroğlu “çarşaf liste” konusundaki vaadini bir sonraki “olağan” kurultaya ertelerken “tüzük değişiklikleri”nin de seçim sonrasına kalacağı kesinleşti. Kılıçdaroğlu, “blok liste” kararı alarak Baykal ve Sav ekiplerinin anahtar listesini “delik deşik etme” olasılığını devre dışı bıraktı. Tüzüğe göre “Kılıçdaroğlu’na rağmen” çarşaf listeyle seçimlere gidilmesi yolu açık. Delegelerin onda birinin imzasıyla verilecek önergeyle ve üye tamsayısının salt çoğunluğunun kararı ile organ seçimlerinde çarşaf liste kullanılabiliyor. Ancak, seçimlere gidilirken “Genel başkana rağmen” delegelerin salt çoğunluğunun oyunu almak kolay görünmüyor. “Dengeli, kucaklayıcı bir blok liste”de uzlaşma sağlanamaması durumunda, yeni blok listeler çıkarılmasının gündeme gelebileceği belirtiliyor. PM seçimlerinde listeye “çizik” atmaya hazırlananların hedefinde ise Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile listede yer alması durumunda PM üyesi Enver Aysever yer alıyor. Baykal ve Sav’ın kendilerine yakın isimlerin yaygın temsili için çaba gösterecekleri kaydedildi. Baykal’ın yakın çevresinde Kılıçdaroğlu’nun önceki gün kullandığı “kanaat önderleri” sözü tepkiyle karşılanırken, “Sav’la aynı kefeye konulması da incitici” bulundu. Kılıçdaroğlu’nun Bursa’da “duayen” sözcüğünü kullanması dikkati çekti. Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresinde Baykal ve Sav’la “liste pazarlığı”nın söz konusu olmayacağının altı çizildi. Kılıçdaroğlu’nun listeyi hazırlarken “çalışkanlığı” esas alacağı ve ekiplerdeki “sivri” isimlere yer vermeyeceği vurgulandı. Baykal’ın Yılmaz Ateş, Osman Kaptan, Mehmet Sevigen, Nur Serter gibi bazı isimlerin PM’ye alınmasını istediği belirtiliyor. Kılıçdaroğlu’nun ise daha önce Baykal ve Sav’a yakın olan Faik Öztrak, Bihlun Tamaylıgil gibi bazı isimlere daha sıcak baktığı ve PM listesinde yer verebileceği ifade ediliyor. Kılıçdaroğlu’nun listesinde yeni üye yapılan eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu ile sendikacı Yaşar Seyman gibi isimlere yer vermesi bekleniyor. CHP kulislerinde, Kılıçdaroğlu’nun Sav’a yakınlığı bilinen Hakkı Süha Okay’ı da listesine alabileceği ifade ediliyor. Sav’a YDK mesajı Kurultay gündeminde Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) seçimlerinin yer almaması “Önder Sav’a mesaj” olarak yorumlandı. YDK’de Sav’ın ekibinin ağırlıkta olduğuna dikkat çekilirken kulislerde “Genel Başkan ‘Tasfiyeye niyetim yok. Kimseyi de dışlamayacağım’ mesajı veriyor” yorumu yapıldı. CHP’li Akif Hamzaçebi tasarıdaki şaibeleri gündeme getirdi ‘Affın içinde rant var’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, AKP’yi, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını öngören Torba Tasarısı’na rant projeleri yerleştirmekle suçladı. Hamzaçebi, tasarıdaki vergi ve prim borçlarının yapılandırılmasına olumlu baktıklarını, ancak 113 maddelik tasarıda ilgisiz birçok düzenlemenin yer aldığına dikkat çekti. Tasarıya eklenmiş olan 93. maddenin olağanüstü ölçüde vahim sonuçlar yaratabilecek bir düzenleme olduğunu belirten Hamzaçebi, “Hükümet bu düzenleme ile özelleştirme konusunda çeşitli özelleştirme işleri ile ilgili olarak, ihaleleri ile ilgili olarak suç işlediğini kabul etmekte ve bunun çözümünü bu suçları ortadan kaldırmakta bulmaktadır. 93. madde esnafın, vatandaşın vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili olumlu bir düzenlemenin arkasında saklanmıştır. Bu madde anayasaya aykırıdır” dedi. Tasarıda rant projeleri olduğunu da söyleyen Hamzaçebi, bu projeleri şöyle sıraladı: “Vakıfbank, Sermaye Piyasası Kurulu, BDDK, Türkiye Kalkınma Bankası’nın İstanbul’a taşınması projesi burada yer almaktadır. Bunun amacı bu kurumların merkezini İstanbul’a getirmek suretiyle orada yapılacak olan inşaat projelerinin paylaşılmasıdır. Ekonomik başkenti İstanbul’a taşıyarak Ankara’yı zayıflatmak gibi ikincil bir amacın olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ama temel amaç bir rant projesi yaratmak ve bunu hükümetin kendi yakınlarına aktarmasıdır, paylaştırmasıdır.” Hamzaçebi, TBMM Başkanlığı’na verdiği yazılı soru önergesinde de Başbakan Erdoğan’a, Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminali ihalesinin ardından kâr payının artırılması için İsviçre’de bir şirketin kurulup kurulmadığını sordu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle