19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 18 KÜLTÜR CUMHURİYET 2 ARALIK 2010 PERŞEMBE [email protected] Dolmabahçe Saat Müzesi’ndeki saatler Türkiye’nin ilk kadın saat tamircisi Şule Gürbüz’e emanet Batman’ın son filmi 2012’de Kültür Servisi “Batman Kara Şövalye” serisinin yönetmeni Christopher Nolan, üçüncü film ‘The Dark Knight Rises’ ile birlikte serinin biteceğini açıkladı. Önümüzdeki yıl çekilecek üçüncü filmin senaryosu oyunculara ocak ayında teslim edilecek. Çekimleri mayıs ve kasım ayları arasında yapılacak The Dark Knight Rises 2012’de gösterime girecek. Saatlerin arasında geçen zaman CEREN ÇIPLAK Porselen masa saati, 19. yüzyıl sonu Fransa yapımı. Müzede sergilenmeye hazır hale gelene dek Dolmabahçe Sarayı Saat Atölyesi’nde Şule Gürbüz (üstte) ve ustası Recep Gürgen’in elinden geçti saatler. ANTİK AŞ’NİN DÜZENLEYECEĞİ MÜZAYEDEDE NAZMİ ZİYA’NIN ESERİ DE SATIŞTA Fotoğraf: UĞUR DEMİR olmabahçe Sarayı’nda saat tıkırtıları... Hem saatlerin hem de müzenin onarımı için 2009 yılında 1 yıllığına kapatılan Dolmabahçe Saat Müzesi, şimdi ziyaretçilerini bekliyor. Dolmabahçe Sarayı Harem Bahçesi’nde bulunan eski İç Hazine binasındaki müze, önüne yapılan çiçek saati ve cephe saati ile tam bir “saatleri ayarlanmış enstitü”. İçinde Milli Saraylar koleksiyonundan aralarında Süleyman Leziz’in astronomik saati, Mehmet Şükrü’nün türbülon eşapmanlı saati, George Prior’un otomatlarının da yer aldığı 75 saat sergileniyor. Çoğu müzikli, kronometre, eşapmanlı, çeyrek çalarlı, otomat, yarı otomat ya da astronomik saatler. D “16. yüzyıldan 20. yüzyıl başına kadarki saatleri tamir ediyoruz. Bütün eksik parçalarını aslına uygun, onu ilk yapan ustaya tabi olarak aynı şekilde yapıyoruz. Büyük bir egoyla yapılmış bir şeyi, büyük bir tevazuyla diriltmeye çalışıyor, elinizin değdiğini belli etmeden arkasına saklanıyor, görünmez bir insan gibi yaşıyorsunuz. Bu, bana güzel geliyor. ” yüzde 93’ü Dolmabahçe’de. Dolmabahçe’deki saatlerin özelliklerinden bahseder misiniz biraz? 19. yüzyıl mekanik saatin doruğu bir dönem. O yüzden burada çok üst örnekler, komplike saatler var. Müzikli ve otomat saatler çok fazla. Dolmabahçe’nin saatleri genellikle 150200 yaşında. Daha çok 19. yüzyıl Fransız, İngiliz, Avusturya, çok az miktarda da Amerikan, ayrıca Mevlevi ustaların yaptığı kıymetli Osmanlı saatlerinden oluşuyor. Saatleri tamir ederken nasıl bir yöntem izliyorsunuz, mesela saati yapan ustanın izini sürüyor musunuz? Biz 16. yüzyıldan 20. yüzyıl başına kadarki saatleri tamir ediyoruz. Bütün eksik parçalarını aslına uygun, onu ilk yapan ustaya tabi olarak aynı şekilde yapıyoruz. Büyük bir egoyla yapılmış bir şeyi, büyük bir tevazuyla diriltmeye çalışıyor, elinizin değdiğini belli etmeden arkasına saklanıyor, görünmez bir insan gibi yaşıyorsunuz. Bu, bana güzel geliyor. Peki, bir saati tamir etmek ne kadar zamanınızı alıyor? Mekanik bir saatin tamiri en az 1 hafta, en çok da 1 yıl kadar devam eder. Saat tamircisi olmak istiyorsam bende hangi özelliklerin bulunması gerekir. Herkes saat tamircisi olabilir mi? İnsanı kısan, darlatan, kendi çapının darlığı, yetersizliği. Dolayısıyla zanaat sadece el marifetinden ibaret değil. Belli özellikler gerekli elbet, ama daha çok usta çırak ilişkisiyle gelişen, çilesine talip olunması gereken bir iş. Siz de sizi yetiştiren Recep Gürgen gibi birilerini yetiştiriyor musunuz? Şu an yok, ama elbet yolu buralara düşen birileri olacaktır. Türkiye’de mekanik saate ihtiyaç duyulmadığı için, saat tamircisine de ihtiyaç yok gibi görünüyor. 100 senelik bir saati atıp yerine uyduruk pilli bir makine takılmasına rıza gösterenler, iyi şeylerin neslinin tüketilmesi ihtiyacını gözden kaçırıyor. Biz elimizden geldiğince bazı kule, cephe ya da meydan saatlerini parasız yapmaya talip oluyoruz. Peki, saatlerle ‘zaman geçiren’ biri olarak zaman kavramı size ne ifade ediyor? Saat, insanların günleri düzene sokabilmek için icat ettiği bir şey. Zaman aslında tek bir parça, biz onun içeresinden geçip gidiyoruz. Benim de zaman algılayışım günlerle, haftalarla sınırlı değil. Saat mekanik, dünyaya ait bir şey. Bense zamanı sadece bu dünyaya aitmiş gibi algılamıyorum. 1985’TE KURULAN ROCK GRUBU NOIR DÉSIR DAĞILDI ‘Kara Arzu’nun son durağı UĞUR HÜKÜM PARİS Fransız rock grubu Noir Désir topluluğunun sözcüsü, baterist Denis Barthe, önceki gün yaptığı basın açıklamasıyla 15 yıllık grubun dağıldığını açıkladı. Adı “Kara Arzu” anlamına gelen grup, 1985’te Bertrand Cantat öncülüğünde kurulduğu günden beri pek çok badire ve acı olay atlattı. Anarşist ve özgürlükçü söylemleriyle kısa sürede geniş bir hayran kitlesine sahip olan ve 8 albüme imza atan grup, Cantat’ın 1 Ağustos 2003’te sevgilisi sinema ve tiyatro oyuncusu Marie Trintignant’ı döverek öldürmesinin ardından solistsiz ve lidersiz kaldı ve çalışmalarına zorunlu olarak ara verdi. Cantat, 8 yıla mahkum edildikten sonra, 2007’de iyi hal nedeniyle şartlı tahliye oldu. Tutukluluğu süresince Cantat’ı yalnız bırakmayan topluluk üyeleri, Cantat tahliye olduktan sonra yeniden bir araya gelip çalışmaya başladı. Albüm hazırlığındaki grup, 2008’de iki yeni parçasını internet üzerinden müzik dünyasına sundu. Cantat’ın eşi ve iki çocuğunun annesi Krisztina Rady ise Ocak 2010’da kendini asarak intihar etti. Temmuz 2010’da tamamen özgürlüğüne kavuşan Cantat ise geçen ekim ayında iki kez sahneye çıktı. Bu süreçte topluluk içi anlaşmazlıklar da basına sızmaya başladı ve grup albüm hazırlığı içindeyken ilk açıklama 29 Kasım’da grubun gitaristi Serge TeyssotGay’den geldi. “Uzun yıllardır grupta var olan belli bir uygunsuzluk duygusuna, Bertrand Cantat ile aramıza giren duygusal, insani ve müzikal anlaşmazlıklar da eklenince Noir Désir’de kalmanın bir anlamı olmadığına karar verdim” diyen TeyssotGay’in ardından önceki gün de Barthe’ın açıklaması Noir Désir serüveninin, bir “hikâye”nin tümüyle sona erdiğini duyuruyordu. Grup elemanları şimdi tek tek ya da ikili olarak birlikteliklerini sürdürmeyi düşünüyorlar, fanları ise bundan böyle Noir Désir’in 8 albümlük şarkılarıyla yetinmek zorunda. Akatlar Kültür Merkezi’nde ‘Oğlunuz Erdal’ belgeseli Kültür Servisi Henüz 17 yaşındayken yaşı büyütülerek, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından idam edilen Erdal Eren’in hayatını anlatan “Oğlunuz Erdal” belgeseli, bugün saat 20.00’de Akatlar Kültür Merkezi’nde ücretsiz gösterilecek. Yönetmenliğini Tunç Erenkuş’un yaptığı, Sosyal Araştırmalar Vakfı (SAV) ve 7483 Çalışma Grubu’nun yapımcılığını üstlendiği belgeselin röportajlarını da Tevfik Taş yaptı. Nazmi Ziya’nın yapıtı, kendi rekorunu kırmaya aday Kültür Servisi Antik AŞ’nin 5 Aralık’ta İstabul Swissotel’de saat 14.00’te gerçekleştireceği 264. müzayedesinde Nazmi Ziya’nın “Kırmızı Giysili Çoban” konulu eseri 600 bin TL ile satışa çıkıyor. Müzayede kapsamındaki eserler, Antik AŞ’de 4 Aralık Cumartesi gününe kadar 09.0019.00 saatleri arasında görülebilecek. Türkiye’nin en önemli empresyonist sanatçılarından Nazmi Ziya’nın başyapıt niteliğindeki tuval üzerine yağlıboya çalışması, sanatçının rekorunu kırmaya aday. Nazmi Ziya’nın “Langa Bostanı’nda Sabah” adlı eseri, geçen haziran ayında Antik A.Ş’de 1 milyon 10 bin TL’ye satılmıştı. Müzayede kapsamında, ayrıca özel koleksiyonlardan seçilmiş değerli tablolar ve antikalar da satışa sunuluyor. Boğaziçi’nden görünümleri ile ünlü ressam Hikmet Onat’ın “Küçüksu’dan Boğaziçi’ne Bakış” konulu triptik çalışması ile İbrahim Çallı’nın nü çalışması ve natürmortlarının yanı sıra, Naci Kalmukoğlu’nun aykırı bir çalışması ilk kez sanatseverlerle buluşacak. Halil Paşa, Hoca Ali Rıza, Sami Yetik, Feyhaman Duran gibi Türk resminin önemli sanatçılarının eserlerinin yer aldığı müzayedede dünyaca ünlü oryantalistler Fabius Brest ve Prieur Bardin’in “İstanbul” konulu yapıtları da satışa sunulacak. Türk hat sanatının ekol isimlerinden Kazasker Mustafa İzzet, Mahmud Celaleddin ve Hamid Aytaç’ın Hilyei Şerifeleri de müzayedenin en önemli eserleri arasında. Müzayedeyi, Antik AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Artam yönetecek. (www.antikas.com, www.artam.com 0212 236 24 60) ‘Felsefe Tarihinde Yapılan Yaygın Yanlışlar’ Kültür Servisi Türkiye Felsefe Kurumu (TFK) ile Yeditepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nün düzenlediği “Felsefe Tarihinde Yapılan Yaygın Yanlışlar” başlıklı seminer bugün ve yarın Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonu’nda yapılacak. Seminer saat 10.30’da TFK Başkanı İoanna Kuçuradi ve Yeditepe Üniversitesi Felsefe Bölümü Başkanı Saffet Babür’ün açış konuşmalarıyla başlayacak. Harun Tepe, Yusuf Örnek, Doğan Özlem ve Betül Çotuksöken oturumlarda antik çağdan bugüne farklı filozof ve kavramları içeren konuşmalar yapacaklar. Müzede sergilenmeye hazır hale gelene dek Dolmabahçe Sarayı Saat Atölyesi’nde Şule Gürbüz ve ustası Recep Gürgen’in elinden geçti saatler. Felsefe ve sanat tarihi eğitimi alan Şule Gürbüz, aynı zamanda Türkiye’nin ilk kadın saat tamircisi. Gürbüz ,1997’de Dolmabahçe Sarayı’nda çalışmaya başladığında bütün saatlerin bozuk olduğunu, saat tamiratıyla ilgili de bir atölye olmadığını fark etmiş. Önceki yıllarda Wolfgang Mayer’in onarımından geçen saatler, onun vefatından sonra Recep Gürgen’e emanet edilmiş, Gürbüz de işte bu dönemde Gürgen’den kendisini yetiştirmesini istemiş. Bu işe talip olmasının nedeni ise mekaniğe olan hayranlığı ve yalnız kalma isteği... Gürbüz’le Dolmabahçe Sarayı’ndaki saat atölyesinde konuşuyoruz... Milli Saraylar bünyesinde toplam 284 saat var. Bunun Dört Türk yazar İspanyolcada Kültür Servisi Dört Türkiyeli yazarın kitapları aynı anda İspanya ve Latin Amerika’da 4 farklı yayınevi tarafından yayımlandı. Mehmet Murat Somer’in “Peygamber Cinayetleri” Ediciones B, Perihan Mağden’in “İki Genç Kızın Romanı” Planeta, Ayşe Kulin’in “Veda”sı, Ediciones Ambar ve Buket Uzuner’in “İstanbullular”ı Edebe yayınevleri tarafından piyasaya çıktı. Nazmi Ziya’nın “Kırmızı Giysili Çoban” konulu eseri müzayedede 600 bin TL ile satışa çıkıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle