19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 ARALIK 2010 CUMARTESİ 4 HABERLER Erdoğan, Kayseri’deki yolsuzluk iddialarının peşini bırakmayan CHP’ye tepki gösterdi: DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kılıçdaroğlu Kurultayı CHP’nin bugünkü kurultayının anlamı, altı ay önce, yalnız partinin delegeleri tarafından değil ama aynı zamanda, hatta daha da büyük ölçüde kamuoyunca seçilen Kemal Kılıçdaroğlu’na 2011 seçimlerine kadar rahatça çalışacağı kadroyu sağlama girişimi olarak belirtilebilir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun isteklerinin aksine bir karar çıkması, blok liste ile oylamaya gidilmemesi gerçekten çok büyük bir sürpriz olacak, ayrıca böyle bir gelişme partiye fazla bir şey kazandırmayacaktır. Kemal Kılıçdaroğlu CHP’de bir kıpırdanma yaratmıştır. Bu kıpırdanmanın sürüp sürmeyeceğini söylemek için vakit erkendir. Kıpırdanmanın sürekli ve yeterli olması liderin ve kadrosunun önümüzdeki dönemdeki performansına bağlı olacaktır. Ama görünen odur ki, CHP’li delegelerin çoğunluğu Kemal Kılıçdaroğlu’na istediği fırsatı vermek zorunda hissetmektedir kendilerini. Deniz Baykal’ın, Kılıçdaroğlu’nun hazırladığı listeyi kendi açısından dengeli bulmaması halinde çarşaf liste isteyeceği yolundaki kulis söylentilerinin gerçekleşeceğini sanmıyorum. Kurultayın Kemal Bey’e istediği yetkiyi vermesinin otomatik olarak başarının güvencesi olarak kabul edilmesi de yanlış olacaktır. 2011 seçimlerindeki başarı partinin kurultayın hemen ertesinden başlayarak o güne kadar göstereceği performansa bağlıdır. Ayrıca neyin başarı olarak kabul edilmesi gerektiği de ayrı bir tartışma konusu. CHP’nin Kemal Bey gelmeden önce hep yüzde 25 kuşağının altında kaldığı düşünülürse, bunun yüzde 30’ların, 33’lerin üstüne çıkarılması başarı olarak kabul edilebilir. Bunun ötesinde, bir yükseliş için ise parti örgütünün üstün performansına, AKP’nin olası yanlışlarının da eklenmesi gerekecektir. Şu andaki ekonomik eğilimler, yüksek işsizlik ve özellikle genç işsizliğine karşın, seçimde AKP karşıtı büyük bir hava yaratacak gibi görünmüyor. Ancak, uyuşturucu bağımlısı keşler gibi, sıcak para bağımlısı ekonominin çok kırılgan olduğunu da gözden uzak tutmamak gerekir. Bir kez daha belirtmek isterim ki, CHP’nin oy oranını arttırmak için, yalnızca AKP’nin yanlışlarına bel bağlamayıp her alanda politikalarını oluşturarak kamuoyuna sunması, bunları kamuoyuyla paylaşıp destek alması gerekir. Bu politikaların tabandan demokratik tartışmayla oluşturulmasına ise ne seçime kadar kalan az zaman süresi yeterlidir ne de tabandan demokratik örgütlenme modeline henüz kavuşmamış olan partinin yapısı böyle bir oluşumu sağlamaya elverişlidir. Zaten olaya bu açıdan bakıldığında, bugünkü kurultayın partinin esas sorununu çözüp onu iktidara yöneltecek çareleri üretmeyip ancak geçici çözümler getireceğini söylemek gerekir. CHP’nin ana sorunu genel başkanlık makamından Deniz Bey’in gidip yerine Kemal Bey’in gelmesi değildir. Deniz Bey’in genel başkanlığının sakıncası, kendi niteliklerinden, birikiminden, donanımından değil, simgesi olduğu örgütlenme modelinden kaynaklanmaktaydı. Durum böyle olunca, Deniz Bey’in gidip Kemal Bey’in gelmesi, bu sonuncunun kamuoyunun sempatisini kazanmaktaki hünerine karşın yine de yeterli görülemez. Yeni liderin aynı zamanda tabandan demokratik örgütlenmeyi başaracak, partiyi geniş kitlelere açacak, kadınları ve gençleri kucaklayacak, liyakat ve yarışma esasına dayalı bir örgütlenme modelini de gerçekleştirmesi gerekmektedir... Ancak böyle bir örgütlenme ve sağlıklı sosyal içerikli politikalar bir araya gelince, iktidarın yolunun açılması mümkündür. Bu kurultayın gündeminde ise ne yazık ki bütün bunlar yoktur. Genel başkanın kendi kadrosunu oluşturmak için blok liste usulünü yeğlemiş olması bile demokratikleşmenin başka bahara kaldığının kanıtıdır. Bu durumun tek mazereti ancak ve ancak, söz konusu demokratikleşmenin önünü açacak girişimlerin, kurultayın hemen ertesinde seçim çalışmalarıyla birlikte başlatılması olacaktır. Kâğıtlarına inanmayın FIRAT KOZOK BARIŞ YAMAN KONYA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarını gündeme getiren CHP’ye tepki gösterirken “Bunların hiçbir kâğıdına inanmayın, dürüstlük bunların semtine uğramamış” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin hesaplarında 1 trilyon liralık usulsüz harcama tespit ettiğini anımsatan Erdoğan, “CHP önce bunun pisliğini temizlesin” diye konuştu. Şebi arus törenlerine katılmak üzere sabah saatlerinde Konya’ya gelen Erdoğan önce yapımı tamamlanan Otogar Zeki Altındağ Camisi’nin açılışını yaptı. Buradan Mevlana türbesine geçen Erdoğan, daha sonra toplu açılış törenine katıldı. Açılış töre Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarına tepki gösteren Erdoğan, “Birileri Ankara’da sürekli iftira, çamur atıyor. Karalamaya çalışıyor. Bunların hiçbir kâğıdına inanmayın” dedi. nine insan toplamak için seferber olan Büyükşehir Belediyesi, tören alanına tramvaylarla insan taşıdı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarına değindi. “Birileri Ankara’da sürekli iftira, çamur atıyor. Karalamaya çalışıyor. Onlar ellerinde sürekli kâğıt sallarkenbiz Anadolu’nun, Trakya’nın yollarında açılıştan açılışa koşuyoruz” diyen Erdoğan, şöyle konuştu: “Yolsuzluğun olduğu yerde 13 bin 555 km bölünmüş yol olabilir mi, yolsuzluğun olduğu yerde 160 bini aşkın derslik olabilir mi, 80 üniversite, 750 bin bilgisayar, ücretsiz ders kitapları olabilir mi? Yolsuzluğun olduğu yerde 460 bin konut olabilir mi? Bunun 370 bini teslim edildi, diğerleri hızla devam ediyor. Yolsuzluğun olduğu yerde 130 adalet sarayı olabilir mi?” hallesine uğramamış. İşte gelsinler, Konya’yı, Kayseri’yi gezsinler, Gaziantep’i gezsinler. Belediyecilik görsünler. Kocaeli’yi gezsinler. Ankara ortada hepsi ortada. Sadece şebi arus törenlerine katılıp gitmekle olmuyor. İftira attıkları Kayseri’nin nereden nereye geldiğini görsünler. Müfterilerle bir yere gidilmez. Yolsuzluk bunların şuur altına işlemiş. Müflis tüccar eski defterleri karıştırır. Bir yandan eski defterleri karıştırıyor, bir yandan her seferinde baltayı taşa vuruyorlar. İlla yolsuzluk görmek istiyorlarsa gitsinler aynaya baksınlar. Orada İSKİ’yi, ‘Yolsuzluk şuur altlarına işlemiş’ Kendisini dinleyen kalabalığa “Bunların hiçbir kâğıdına inanmayın” diye seslenen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: “Çünkü dürüstlük bunların semtine uğramamış. Bunlar da dürüstler ma Kocaeli’yi, Anayasa Mahkemesi’nin kendileri hakkında verdiği trilyonluk yolsuzluk davasını görürler. Anayasa Mahkemesi tescilledi bunların yolsuzluğunu. Hazine’nin size vermiş olduğu 1 trilyonu nerede harcadınız? CHP önce bunun pisliğini temizlesin. Bu çamurlar bizim üzerimize yapışmaz. Bumerang gibi döner gider iftira sahibini vurur. 6 ayda defalarca ‘U’ dönüşü yaptı, sözünden çark etti, söylediğini yalanladı. Yan çizdi, 67 ay içinde defalarca baltayı taşa vurdu. Özür dilemek, yüzü kızarmak, mahçup olmak yok. Özür dilemek yerine her seferinde pişkinlik içinde kenara çekiliyor. Bunların tutarsızlıkları, ilkesizliklerini devamlı anında ortaya koyacak ve yolumuza devam edeceğiz.” MHP’Lİ OSMAN DURMUŞ Fotoğraflar: BARIŞ YAMAN/AA ‘Her taşın altı yolsuzluk’ vekil Recep Tayyip Bin Ahmet Muzaffer el Daima” (Ahmetoğlu Başbakan Tayyip Erdoğan, her zaman muzaffer) ifadesi dikkat çekti. Erdoğan da işadamı Ahmet Keleşoğlu’na üzerinde ayetel kürsi bulunan levhayı sundu. Erdoğan işadamından bir tane de ilahiyat fakültesi yapmasını istedi. Mevlana Müzesi’ni gezen Kılıçdaroğlu ise elini öpmek isteyen kadına izin vermedi. ERDOĞAN’A TUĞRA Başbakan Erdoğan, Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi ve Meram Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi’ni açtı. Öğrenciler Erdoğan’ı karanfillerle karşıladı. Başbakan da öğrencilerin bu jesti üzerine, “Niye yumurta atmıyorsunuz? Dostun yumurtası karanfilmiş“ diye espri yaptı. Erdoğan’a törende verilen tuğranın üzerindeki “Baş Şebi arusta ‘hırsızlık’ vurgusu Erdoğan ve Kılıçdaroğlu, Mevlana’yı anma programında buluştu. CHP lideri törende yaptığı konuşmada Mevlana’dan yaptığı alıntılarla hükümete mesaj verdi FIRAT KOZOK/BARIŞ YAMAN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, Sağlık Bakanlığı bütçesinin görüşmelerinde MHP’li Osman Durmuş ile Sağlık Bakanı Recep Akdağ arasında “yolsuzluk” tartışması yaşandı. TBMM Genel Kurulu’nda Çevre ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın 2011 bütçeleri kabul edildi. Genel kurulda konuşan MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş yolsuzluk iddialarını gündeme getirerek bakanlıkta her taşın altından “yolsuzluk çıktığını” savundu. AKP’yi seçime kadar “yağma ve soygununu” tamamlamaya çalışmakla suçlayan Durmuş, “Yüce Divan bile bu pisliği temizleyemeyecek” dedi. Bakan Akdağ ise yolsuzluk iddialarını reddederek “Her kim ki bir şey iddia ediyorsa ve bunu ispat etmiyorsa müferidir, yalancıdır. Bu dünyada da ahirette de onun yakasına yapışacağız” dedi. Durmuş ise hakkındaki yolsuzluk iddiası olan bürokratlarla ilgili soruşturmaya Akdağ’ın izin vermediğini savundu. Sakık ile Bakan Gönül atıştı Önceki akşam Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin görüşmelerinde BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile Bakan Vecdi Gönül arasında tartışma yaşandı. Sakık, eski Genelkurmay Bakanı İlker Başbuğ’un, “TSK, PKK’yi 5 kere bitirdi” açıklaması yaptığına dikkat çekerek “Peki, bitirdiyseniz nedir sayın generaller, Sayın Savunma Bakanım? Halen duruyor ve ‘Bitirdim’ dediğiniz bütün alanda var ve arkasında milyonlarca halk da var” dedi. Gönül, “Üslubunuzun Meclis’e yakışmadığını düşünüyorum” deyince bu kez Sakık, “Aslında siz de bu ülkede bakanlık yapmaya yakışmıyorsunuz” sözleriyle karşılık verdi. [email protected] KONYA CHP’nin gündeme getirdiği Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddiaları nedeniyle aralarındaki gerilim artan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mevlana Celaleddini Rumi’nin 737. ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma programında bir araya geldi. Erdoğan ve Kılıçdaroğlu tokalaştı. Erdoğan Konya’da gün boyu süren açılışların ardından akşam Mevlana Kültür Merkezi’ne geçti. Erdoğan’la birlikte, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da Mevlana’yı anma programına katıldı. Erdoğan ve kabine üyeleri salona girişleri sırasında alkış aldı. Erdoğan’ın salondaki yerini almasının ardından bu kez Kılıçdaroğ lu, yardımcıları Gürsel Tekin ve Umut Oran ile Konya Milletvekil Atilla Kart ile birlikte salona girdi. Ahmet Özhan’ın sunduğu dinletinin ardından Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada Mevlana’nın yalnız Allah’a kul olduğunu, asla kula kullak etmediğini, zenginyoksul ayrımı gözetmeden herkese eşit davrandığını vurguladı. ‘Yönetici halka yakın olmalı’ Kılıçdaroğlu, “Mevlana yöneticilerin halka yakın olmasını ve halktan biri gibi davranmasını arzu eder. Zulüm ve haksızlıklardan uzak durması gerektiğini ifade eder” dedi. Kılıçdaroğlu, Mevlana’nın şu sözlerinden alıntı yaptı: “Ey hâkim (yönetici), senin hükmün adalettir, azgınlık değil. Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına nasıl reva görürsün? Çoban ol demişler kurt oluyorsun; bekçilik et demişler hırsızlık yapıyorsun.” Erdoğan konuşmasında Mevlana’nın “Ham dım, piştim, yandım” derken aşkın reçetesini gösterdiğini belirterek, “Bu yoldan gittiğimiz içindir ki bütün dünyanın üstümüze geldiği zamanlarda dahi ruhlarımızı esir almaya kimse muktedir olamıyor” dedi. Şebi arusun sıradan bir gece olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Bu gece hesaba çekilmeden kendimizi hesaba çekmemiz gereken bir gecedir. Unutmayalım ki kaynağından aldığı ışığı bize yansıtan hazreti Mevlana’nın yolu, Kuran’ın yoludur. O bizzat kendi yolunu ‘ben Kuran’ın kölesiyim, Hazreti Muhammed’in ayağının tozuyum’ demiştir” diye konuştu. Anadolu’nun yüzyıllardır bu mirasa sahip çıkması nedeniyle kardeşliğin, sevginin vatanı olduğunu belirten Erdoğan, “Hiçbir güç, hiçbir fitne bu kardeşlik iklimini bozmaya muktedir olamayacaktır” dedi. Erdoğan, “Yalan ve iftirayı, hırs ve tamahı elinin tersiyle itmek, işte asıl iktidar budur” dedi. Konuşmaların ardından gece sema gösterisiyle sona erdi. YARGITAY’IN DİNLEME KARARI SEVİGEN’E TWITTER’DAN TEPKİ EŞİ ÖZER ÇİLLER İLE ANAP KÖKENLİLERİNİN GENEL BAŞKANLIĞINA SOĞUK BAKTIĞI ÖĞRENİLDİ ‘Sızdıranlar bulunsun’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 4. Ceza Dairesi, telefon konuşmalarının basına sızdırılması ve internet sitelerine konulması ile ilgili doğrudan soruşturma yürütülmesi gerektiğine karar verdi. Buna göre savcılıklar, MİT ve emniyet görevlileri hakkında izin almadan soruşturma açabilecek. Daire kararında, dinleme ve izlemelere ilişkin mahkeme kararlarının gizlilik nedeniyle denetlenemediği, bu nedenle TİB, MİT ve polise büyük görevler düştüğü vurgulandı. Eminağaoğlu’nun telefonlarının yasal mahkeme kararıyla dinlendiği gerekçesiyle, soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandırıldığının anlatıldığı kararda, buna karşılık, buralardan yapılan konuşmaların basına nasıl sızdığı, internete nasıl düştüğü araştırılmadan, bu konudaki sorumlular belirlenmeden takipsizlik kararının kaldırılmasının yanlış olduğu kaydedildi. Kararda, gizliliğe riayet etmeyenler hakkında doğrudan soruşturma yürütülmesi gerektiği belirtilerek, bu nedenle, MİT, Emniyet ve TİB yetkilileri hakkında soruşturma izni istenmesinin de hukuka aykırı olduğu vurgulandı. Daire bu gerekçelerle dosyayı Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermeye karar verdi. Karara göre mahkeme, Yargıtay kararında belirtilen hususlarda yeni bir soruşturma yapılmasını sulh ceza mahkemesinden talep edecek. YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, kendisi ve derneğin dinlendiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu. Bağış: Mini kamera getireyim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, yumurta atan öğrencileri şikâyet ettiği için kendisine takım elbise hediye eden CHP’li Mehmet Sevigen’e Twitter’dan yanıt verdi. Sevigen’in “ayıp ettiğini” savunan Bağış, “Mini kamera getireyim, ne yapacaklarını iyi bilirler” dedi. Bunun üzerine Sevigen ise Bağış’a “Gizli kamera konusunda uzman olduğunu da kanıtladı. Paparazzilik yapsın” diye yanıt verdi. Bağış, kendisine takım elbise hediye eden Sevigen’e Twitter’dan yanıt verdi. Bağış, “Sirk eğlencesine uygun performans göstermiş. Takım elbiseyi kabul etmeyeceğim. Aşağılık propaganda ile olay çarpıtılıyor. Sevigen’e buradan her yere saklanan, uzun süre çekim yapabilen mini kamera getireyim. O ve arkadaşları o kamerayı ne yapacaklarını iyi bilir” dedi. Sevigen, TBMM’de Bağış’ın söylediği sözleri değerlendirirken, “Ben bu lafları Sayın Egemen Bağış’a hiç yakıştırmadım” diye konuştu. Bağış’ın eskiden barmenlik yaptığını ve bu kamera işinden de iyi anladığını iddia eden Sevigen, “TRT’de kameraman boşluğu varmış... Bundan sonra milletvekilliği görevini bırakırsa kameramanlık görevini yapmasını tavsiye ediyorum” dedi. DP’de Çiller’in adaylığı sıkıntılı SELDA GÜNEYSU C MY B C MY B ANKARA 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Güniz Sokak’taki evinde yapılan üçlü zirvede, Demokrat Parti’nin (DP) genel başkanlığı için adı ön plana çıkan, eski başbakanlardan Tansu Çiller’in adaylığına iki itiraz geldi. Özer Çiller’in eşinin tekrar siyasete dönmesini istemediği belirtilirken partideki ANAP kökenli yöneticilerin de Çiller’in adaylığına sıcak bakmadığı öğrenildi. DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, geçen günlerde, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in evinde yapılan üçlü zirvede, eski başbakanlardan Tansu Çiller’in yeniden genel başkanlığa adaylığı konusunda, “Çiller’in adaylığı benim için yakın bir ihtimal” açıklamasında bulunmuştu. Ancak partinin önceki gün gerçekleştirilen Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısında, Çiller’in aday lığının Cindoruk’un “Tansu Çiller’in genel başkanlığına karşı çıkacağım dedikoduları yanlıştır, bizim kuşağın seçkin kadın temsilcisidir. DP gerçekten demokrattır. Kim isterse gelsin ve aday olsun” şeklindeki açıklamalarına karşın ANAP kökenli yöneticilerin gelişmelerden rahatsız olduğu öğrenildi. ANAP’lılar istemiyor ANAP’lıların Çiller’in adaylığına sıcak bakmadığı belirtildi. Toplantıda bu konuda bir tartışma yaşandığı ve tartışmaların üzerine de 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal’ın genel başkanlık için aday olduğunu açıkladığı dile getirildi. Cindoruk, dün bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada da partinin hiçbir zaman sahipsiz kalmayacağını, eğer Tansu Çiller aday olmazsa, parti içinden birinin de genel başkan seçilebileceğini kaydetti. Parti için den genel başkan adaylığı için Cindoruk, Başkanlık Divanı üyesi Prof. Dr. Cem Kılıç’ı ve Genel Başkanvekili Salih Uzun’u işaret etti. Bunun yanında Özer Çiller’in de eşinin tekrar siyasete dönmesini istemediği belirtildi. DP Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez ise GİK toplantısında Cindoruk’un “Herkes genel kongreye aday olarak katılabilir” yönündeki sözlerini yinelediğini belirtti. Söylemez, toplantıda DP’nin kapılarının partiye emek veren herkese de açık olduğunun bir kez daha vurgulandığını dile getirdi. Tansu Çiller’in 8 yıldır siyasete mesafeli durduğunu kaydeden Söylemez, “Sayın Çiller eğer genel başkan adayı olmazsa, Sayın Cindoruk partiyi sahipsiz bırakmaz. Bizim için önemli olan bugün AKP’ye karşı muhalefet yapabilecek bir partinin, bir duruşu olan partinin varlığıdır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle