19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 2010 CUMARTESİ EKONOMİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 13 Başkan Boyner, TÜSİAD tarihinde bir ilke imza atarak Kürt sorununun merkezinde Kürtçe çıkışı yaptı Diyarbakır bizim evimiz Katılımcıları Kürtçe selamlayan TÜSİAD Başkanı, Kürt sorununun çözümü için yeni bir dil geliştirilmesi gerektiğini belirterek, köy isimlerinin birer birer iade edilmesi gerektiğini söyledi. ŞEHRİBAN KIRAÇ / MAHMUT ORAL İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER * Sanal Demokratlar İyi ki CHP kurultay yapıyor... Kursaklarının bir yerlerinde demokrasi hevesi kalmış, biat ettikleri iktidar partisi, cemaatler, medya patronları karşısında el pençe, eleştiriyi unutun, demokrasinin alfabesinde yeri olamayacak en antidemokratik icraat ve çıkışlara alkış tutmak zorunda kalan, ne kadar aydın geçinen varsa... Aldılar sazı ellerine CHP’yi demokratik kriterler adına tepeden yönetme, yönlendirme sevdasında, günlerdir fetvalar verip durmaktalar... Kimileri gerçekten demokrat görünme hevesi ile belki iyi niyetli, kimileri kavramkafa karışıklığının ürünleri, kimileri akıllarınca kandırma, kazıklama hevesli... Öneriler, daha doğrusu kendinden menkul fetvalar sıralamaktalar... CHP’nin demokratlığını, çağdaşlığa, demokrasiye açılımını, Kılıçdaroğlu’nun liderlik sınavını, Baykalcılar, Savcılar liste ağırlıkları ile parmakla saymaya kalkışıyorlar. Daha ürkütücüsü Türkiye’nin çözüm bekleyen ne kadar yaşamsal sorunu varsa... Sosyal devlet yaklaşımı, paylaşım düzeni, Kürt Alevi azınlıklar sorunlarına çözüm arayışlarını... “İşverensendikacı, Kürt, Alevi, azınlık, kadın, genç, sanatçı...” bireysel kimlikleri yine parmakla sayarak, liste üzerinden “olumlu ya da olumsuz” fetvasını vermeye bakacak. Gerçek demokrasiye, sosyal demokrat parti kimliğine, sanal vitrin üzerinden not vererek en büyük kötülüğü yapmaya bakacaklar... AKP’de, aslında ülkemizdeki çoğunluk partide uç noktalarda oynanan sanal demokrasi oyunu, diktatoryal yapının her şeye rağmen tam oturtulamadığı, sürekli kavgaları, kurultayları ile sabit CHP’nin de sanal demokrat, kimliksiz, düzen partisi haline getirilmesine katkıda bulunacaklar. Yanlış anlaşılmasın CHP’nin sürekli iç çatışmalar yaşayan, liderlik, kadrolaşma sorunları olan, kurultaylar yapan parti görünümü elbette en çok kendisine zarar veriyor. Elbette koltuk hırsı, çıkarlar ekseninde, çağımızda, özgür insan kimliğini yaralayan ırkçıdinci ayırımcılıklar güdülemesinde, cepheleşmeler, siyasal tutkular, önyargılar... CHP içindeki hizipleşmelerde de çok önemli rol oynuyorlar... CHP’nin içinde de Türkiye’nin her yaşamsal sorunlarına dönük çok önemli görüş ayrılıkları, yaklaşım farklılıkları var... Ama ne de olsa CHP’de siyaset yapanlar, oy verenler dört dörtlük, kendi kimliği, aklı ile hareket eden bağımsız birey olamasalar da.. cemaat, tarikat, medya patronu, aşiret, ırk, siyasal İslam, mezhep liderleri güdülemesinde, emre itaat eden kişilikten oldukça uzaktalar... CHP’ye en büyük kötülük CHP siyasetini diğerlerine benzetmek, hakların özleri üzerinden değil, aidiyetler üzerinden kelle hesabı saydırmak olur... Tabii ki kadınlar yönetimde olmalı. Kadınların, gençlerin, engellilerin, hakları gasp edilenlerin, azınlıkların, ezilenlerin temsil güçleri çok önemli. Ölçüsü Kürtler adına kaç büyük aşiretten adam alınmış, kaç Alevi, kaç engelli, kaç kadın, kaç genç, kaç şundanbundan olursa yandık gitti... Umarım CHP kurultayına dönük bu anlamda, sanal demokratiklik adına, aslında parti kimliğini gerçekten yok edebilecek, sanal demokratik vitrin yapma yolundaki mahalle baskısı, medyatik değerlendirmeler, CHP’nin bundan sonraki yapılanmasında tartışmanın odağına oturtulmaz. Bugün çatısı oluşmuş parti yöneticileri, delegeler, parti üyeleri, seçmen bundan sonraki adımların atılışında, biat kültüründen gelmemiş olmanın ayrıcalıklarını daha anlamlı kullanabilir, ayırımcı tuzaklardan kendilerini olabildiğince ayrıştırarak, gerçek sosyal demokrat kimliğine uygun çıkışlarla, CHP’nin gerçekten demokratik adımlar atabilmesine katkıları ile, halkımız için gerçekten umut olabilmesini sağlayabilirler. Demokratiklik, hakların savunulmasının ölçütü, günümüz kavram kargaşasında pazarlandığı üzere kelle hesabından olsaydı, kadın haklarında en bağnaz şeriat yorumlarının geçerli olduğu, hâlâ recm gündemde olan İran molla rejiminde, üniversiteye girecek öğrenciler arasında kadınlara yüzde 65 kota tanınıyor olmasının anlamlı bir sonucu olurdu. Kadını çarpık şeriat yorumu ile geriye püskürten düzende, rejimin gücünü kadından alması, molla rejiminin gücü, direnişi, sokak eylemlerinde baştan ikinci sınıf insan sayılan kadının önde olması kendi başına bir başka çarpıklık değil mi? Özetle CHP’nin kurultay sonuçlarına, muhalefet, sosyal demokrat parti olarak toplumumuz için ne kadar anlamlı, umut, güvence olabileceğine, parti yönetim listesinin insan olarak seçemeyecekleri özellikleri ile bakmak, aptalca bir tuzağa düşmek olur. Listede kaç kadının olduğundan çok, listede yer alan kadınların, kadın hakları üzerinden verebilecekleri hak savaşımının gücü, sadece kadın sorunlarına takılıp kalmaktan öte, sosyal demokrasinin anlamlı tüm kimlik değerleri, ülkenin yaşamsal sorunları üzerinde duruşları, savunacakları ilkeler, çalışmaları ve katkılarının bir anlamı olacak... Sadece CHP’nin gidişine değil, yaşama dair her gelişmeye, insan, demokrat olmanın gerçek kriterleri üzerinden bir bakabilirsek... [email protected] Baydemir: Diyarbakır’ın esamisi okunmuyor Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, konuşmasına TÜSİAD Başkanı Boyner’e yürekten teşekkür ederek başladı. Baydemir, “Böylesi bir duygu 15 yıl önce burada olsaydı bu kadar yılı kaybeder miydik? Bu duygu kuzeyden güneye umarız bütün insanların ortak duygusu olur” dedi. Türkiye’de her bakanlığın ayrı ayrı strateji belgeleri ürettiğini aktaran Baydemir, Turizm Bakanlığı’nın 2023’e kadar uygulayacağı strateji belgesinde Diyarbakır’ın sahip olduğu tarih ve turizm değerlerinin göz ardı edilerek esamesinin bile okunmadığını söyledi. DİYARBAKIR Türk Sanayiciler ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner Türkiye’nin en yakıcı sorunu olan Kürt meselesinin merkezinde Kürtçe çıkışı yaptı. Boyner katılımcıları Türkçe “Barış için, kardeşlik için, eşitlik için hepinize merhaba”, Kürtçe “Ji bo biratîyê, Ji bo aşitîyê, Ji bo wekhevbunê Diyarbekir mala meye (Kardeşlik, barış ve eşitlik için Diyarbakır bizim evimizdir)” sözleriyle selamladı. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) Diyarbakır’da düzenlediği ‘14. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nin açılışında konuşan Boyner, Türkiye’nin en yakıcı sorunun merkezinde olduklarını belirterek yatırım ortamı için altyapı, insan kaynağına yatırım dediklerini “Ama en önemli ihtiyacımızı unutmayız. O da demokrasi açığımızdır” dedi. Boyner, demokrasi açığını kapatmadıkça, toplumsal barışı sağlamadıkça enerjilerini ekonomik, siyasal ve sosyal anlamda gelişmiş bir toplum olmak için harcayamayacaklarını söyledi. Konuşmasının büyük bölümünü Kürt sorununa ayıran Boyner’in dikkat çektiği konuların ana başlıkları şöyle: Devlet ve kimlik ilişkisi yeni anayasa çerçevesinde mutabakata varılarak çözülmesi gereken önemli bir demokratikleşme eksenidir. Diyarbakır Organize Sanayi İşadamları Derneği’nin ev sahipliğinde yapılan genel kurula, TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel (Solda), Diyarbakır Beyediye Başkanı Osman Baydemir(sağda) ve çok sayıda iş adamı katıldı. ‘Köy isimleri tek tek iade edilsin’  Temel mutabakat konularında tartışma ortamı devam ederken küçük adımlarla güven ortamı neden arttırılmasın? Meclis’te temsil adaletinin sağlanabilmesi için yüzde 10 barajının indirilmesi; ifade özgürlüğü ile ilgili düzenlemeler Türkiye demokrasisi için ancak kazanımlar olur. Diyarbakır hapishanesinde olanlar için özür dilense; köy isimleri bir bir iade edilse. Bu gerçeği kabul etmemiz gerekiyor.  Hiçbir evladımızın kendi vatanlarında birbirlerine kıymalarına, bu dağlarda şehit olmalarına, hiçbir evladımızın dağ başında, duasız, namazsız gömülmesine artık tahammülümüz yok. Geçmişin yaklaşımı, dili, bakışı ve hele hele yöntemleriyle gelecek kuramayız.  Şunca yıl tükettikten, şunca can kaybettikten, şunca kahır çektikten, bir hesaba göre 100 küsur milyar dolar harcadıktan sonra, nihayet meselenin adını koyabileceğimiz noktaya gelebildik.  Akılla bulunabilecek bu noktaya bir an önce varabilmemiz için ülkesinin tüm insanlarını seven, barışı ve kardeşliği bayrak edinmiş cesur kişiler bizi uyardılar. Çabaları kulak ardı edilmekle kalmadı; onları cezalandırdık da. Kimini hapisle, kimini sürgünle, kimini ölümle.  Birbirimizi duymamak, duysak da anlamamak, anlasak da kabullenmemek sarmalına girdik. Bu arada da haram parayla servetler edinildi, güya düşman olanlar arasında çıkar çarkları kuruldu. Bunların gündem belirleme gücüyle körleştirildik.  Olan bağrıyanık ailelere, şiddet kültüne kurban edilen masumlara, adaletten mahrum bırakılanlara oldu. (* Diyarbekir mala meye) ‘70 yıldır Kürt sorunu demedik’  Geçen 30 yıl boyunca, belki de 70 yıl boyunca maalesef Kürt meselesine Kürt meselesi dememek, meselenin insani ve vatandaşlık haklarıyla ilgili boyutlarını görmemek, birliğini ancak gönüllülük ve rızaya dayalı bir dayanışmanın sağlayacağını kavramamak için büyük gayret sarf ettik. DİSK’e göre, eşi çalışmayan iki çocuklu bir asgari ücretli öğün başına 2.3 TL ayırabiliyor AKP, yumurtaya mahkum etti Sabancı: Türkiye’nin iki katı büyürüz Ekonomi Servisi Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “Sabancı Topluluğu olarak bu yıl, Türkiye’nin büyümesinin iki katı kadar, yüzde 1516 oranında büyüyeceğiz” dedi. Türkiye’de, teknoloji perakendeciliği sektöründe yüzde 40’ın üzerinde pazar payını elinde bulunduran Teknosa, İstanbul, Ankara ve Adana olmak üzere 3 farklı ilde üçboyut teknolojisini (3D) kullanarak 4 mağazasını aynı anda açtı. Toplu açılış için Cevahir AVM’deki Teknosa mağazasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Sabancı, Teknosa’nın 10 yıl önce herkes için teknoloji diye yola çıktığını belirtti. Teknosa’nın 10. yılında sektörünün tartışmasız lideri olduğunu dile getiren Sabancı, Teknosa’nın 260 mağazaya ulaştığını ve 3 binin üzerinde Teknosa çalışanı olduğunu anlattı. Sabancı, Türkiye’nin çok başarılı gittiğini ifade ederek şunları kaydetti: “OECD’ye göre Türkiye 2010’u yüzde 8’in üzerinde bir büyüme ile kapatır. Artık gelişmekte olan ülkeler içinde bir yıldızdır Türkiye... Topluluk olarak bu başarıdan payımızı alıyoruz, desteğimizi veriyoruz. Sabancı Topluluğu olarak biz de bu yıl, Türkiye’nin büyümesinin iki katı kadar, yüzde 1516 oranında büyüyeceğiz.” Bakan Şimşek’in memurunu 2002’ye göre daha fazla yumurta almasıyla övündüğü tabloyu ortaya koyan araştırmaya göre, veriler alım gücünü değil alım gücünün olmadığının göstergesi... Ekonomi Servisi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSKAR) tarafından açıklanan raporda, 2 çocuklu bir asgari ücretlinin gıda için ayırabildiği paranın aylık 211 TL, günlük 7 TL, öğün başına 2.3 TL olduğunu ifade edilerek Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Yumurta fiyatlarını alım gücü karşılaştırmasında kullanması büyük bir talihsizliktir” denildi. Raporda şu noktalara dikkat çekildi: 2003’te ocakta, ortalama kira bedeli asgari ücretin yüzde 74’ü iken bugün bu oran yüzde 81’e yükseldi. Bu asgari ücretlinin kira karşısında alım gücünü yüzde 9 kaybetmesi anlamına geliyor. 2003’te 76 TL’lik bir gıda bütçesi ile başka hiçbir gıda harcaması yapmadan 9 kilo koyun eti alabilirken bugün bu miktar asgari geçim indirimi dahil bekâr bir asgari ücretli için 7 kilo 700 grama, eşi çalışmayan, iki çocuklu bir asgari ücretli için 8 kilo 50 grama geriledi. İşçinin ailesi ile birlikte gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir. Asgari ücret aileleri ile birlikte 20 milyon kişiyi doğrudan etkiliyor. Raporda, bu sefaletin son bulması için asgari ücretin, işçinin ailesi ile birlikte tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, insan onuruna yakışan bir düzeyde tespit edilmesi gerektiği vurgulandı. Geleceğin gündemi İstanbul’dan belirleniyor Ekonomi Servisi Vodafone’un desteğiyle oluşturulan “Future Agenda” (Geleceğin Gündemi) global tartışma platformunun çalışmalarını somutlaştıran Future Agenda: 2020 Yılında Dünya kitabının global lansmanı İstanbul’da yapıldı. Santral İstanbul Enerji Müzesi’nde düzenlenen tanıtım toplantısında, Vodafone Grup İcra Kurulu Üyesi Matthew Kirk, bir iletişim şirketi olarak böyle bir program başlatma nedenlerine değindiği konuşmasında, “Birçok şirket geleceğin kendileri için ortaya çıkaracağı engelleri görmeye çalışır. Biz Vodafone Grup olarak bu konuda çalışırken bu sorunların birçoğunun birbirine bağlı olduğunu gördük. Yalnızca kendi geleceğimize, telekomünikasyonun geleceğine bakmak yerine çok daha geniş bir bağlamda sorunları ele almamız gerekir diye düşündük” dedi. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray da büyük fırsatların yanı sıra büyük zorluklar getirecek olan gelecek için iyi hazırlanmak, bugünden planlamalara başlamak gerektiğini belirterek, global etkileri olan zorlukların çözümü için yerel inisiyatiflerin de zorunlu olduğunu vurguladı. Timuray, “Hedefimiz 10 yıl içerisinde Türkiye’nin karşısına çıkacak büyük sorunları ele alarak, fikir önderlerini ve çözümün ortağı olabilecek tüm paydaşları bir araya getiren çapraz disiplinli ve benzeri olmayan bir platform sağlamaktır” dedi. CACHAREL 9 ÜLKEDE AYDINLI’NIN Ünlü Fransız moda markası Cacharel’in 28 ülkede erkek hazır giyim lisansörlüğünü yürüten Aydınlı Grup, markanın 9 ülkedeki erkek giyim marka hakkını satın aldı. Aydınlı Grup, yurtiçi ve yurtdışında 44 olan Cacharel mağaza sayısını 5 yıl içinde 100’e, toplam hazır giyim grup cirosunu 2011’de 400 milyon liraya çıkarmayı hedefliyor. Yeni iş ortaklığını duyurmak üzere düzenlenen toplantıya katılan markanın kurucusu ve Dünya Başkanı Jean Bousquet, anlaşmanın hem Cacharel’i hem de Aydınlı’yı büyüteceğine inandığını belirtti. Aydınlı Grup Yürütme Kurulu Başkanı Ahmet Said Kavurmacı da uluslararası markalar ile ortaklık ve satın almaların artması gerektiğini kaydetti. KUZEY AFRİKA’NIN EN BÜYÜK STADI RÖNESANS’TAN Rönesans Holding AŞ Avusturyalı ortağı PORR AG ile Libya’nın başkenti Trablus’da Kuzey Afrika’nın en büyük stadyumunu inşa edecek. Temeli, Libya lideri Muammer Kaddafi’nin oğlu Dr. Muhammed Kaddafi’nin katılımıyla atılan stadyum, 2013 yılında yapılacak Afrika Uluslararası Kupası için hazırlanıyor. UEFA standartlarına uygun olarak inşa edilecek 50 bin kişilik stadyum, 200 milyon Avro’ya mal olacak. 10 bin araçlık park yeri yapılacak stadyumda, VIP ve basın mensupları için iki ayrı alan yer alacak. Stadyum, mimari özelliğini Trablus’un kaynağı olan Oea, Leptis ve Sabratha antik kentlerinden alacak. Stadyum, bu kentleri sembolize eden yüksekliği 100 metreyi bulan çelikten yapılmış 3 kemer arasına inşa edilecek. ‘TCGS GÜVEN’ GEMİSİ DENİZDE RMK Marine’in, Milli Savunma Bakanlığı’nın Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın ihtiyacı çerçevesinde açtığı 4 adet sahil güvenlik arama ve kurtarma gemisinin inşa ihalesi kapsamında inşa ettiği ikinci gemi olan “TCSG Güven” denize indirildi. Törende konuşan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, savunma sanayisinde özel sektörün kendisinden beklenen performansı göstermesi gerektiğini belirtti. Sahil güvenlik için siparişini aldıkları 4 gemiden ilki olan “Dost” gemisini haziranda denize indirdiklerini hatırlatan Koç, her 2 geminin inşasının programa uyumlu gittiğini ve 2011’de üçüncü geminin indirileceğini söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle