23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 1 ARALIK 2010 ÇARŞAMBA ‘Evren’in 2010 versiyonu’ İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP ortaya konmazsa Sayın Başbakan bu iddiaGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Wi ların altında kalır. 3 general olayı: Erdoğan, yargı bekiLeaks belgelerinin çok ciddi olduğunu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın id nim istediğim gibi karar vermezse yasa çıkaracağım, diyor. Yeni yadialara açıklık getirmesi sa çıkarırım onlara gösterigerektiğini vurguladı. Üç rim, diyor. Nedir bu? Şangeneralin açığa alınmasıytaj. Şantaj hukuku dönemi la ilgili olarak “Asker kışbaşladı. Bununla Türkiye’yi lasında olmalı, siyasetin çağdaş uygarlığa değil, çağemrinde olmalı ama asker dışına itersiniz. Bu anlayış siyasetin oyuncağı da oltam bir totaliter anlayıştır. mamalı” diyen KılıçdaBu anlayış aynı zamanda 12 roğlu; “Evren Paşa’nın Eylül anlayışıdır, Evren Pa2010 versiyonu” sözleriyşa’nın 2010 versiyonudur. le de Başbakan Erdoğan’ı Başbakan’a sormak lazım. hedef aldı. Senin anlayışınla Evren’in Kılıçdaroğlu’nun grup anlayışı arasında ne fark toplantısında gündemdeki var? Ben, “Bunlar 12 Eyolaylarla ilgili yaptığı de‘GÖRÜŞÜM ÖNSEÇİM lül’ün beslemeleri” değerlendirmeler özetle şöyYAPMAK’ Helikopterle dim, vay nasıl dersin dile: Bursa’ya giden Kılıçdayorlar. Onlar sizi büyüttüler, WikiLeaks belgeleroğlu, araçtan inerken beslediler, iktidara getirdiri: Başbakan’ın ilk tepkiayağının takılması sonucu düşme tehlikesi geçirdi. ler. Ordu siyasetin içinde olsini gördük. Taşlar döküCHP lideri katıldığı bir mamalıdır. Asker onuruyla lünce, ağırlığı ne olur götoplantıda da milletvekili görev yapacaktır ama kışreceğiz. Ama benim bildiadaylarının nasıl belirlenelasında. Güncel siyasete ğim kadarıyla demokrasisi ceği sorusuna “Görüşüm, girmemeli, asker kışlasında gelişmiş, insan hakları geve düşündüğüm, ağırlıklı olmalı, siyasetin emrinde ollişmiş, ahlaki değerleri geolarak önseçim yapmaktır. malı. Ama siyasetin oyunlişmiş, inançlara saygılı bir Ama sadece delegeler decağı da olmamalı. ülkede adı yolsuzluklara ğil, bütün üyelerin katılıKılıçdaroğlu TBMM’dekarıştı diye bir kişi korumıyla önseçim” dedi. ki makam odasında gazenuyorsa; o taşlar ister kaya tecilerin sorularını yanıtolsun Başbakan’a hiçbir şey olmaz, yerinde kalır. Bunlar onlar için larken, herkese kapılarının açık olduğunu sıradanlaştı. Ahlaki değerler, hukuk, yerlerde vurguladı ve “Ama, milletvekili olma beksürünüyor ancak her söylediği alkışlanıyor. lentisiyle geleceklerse hiç gelmesinler. Sayın Başbakan’ın çok net, kamuoyunu Çalışmak, partiye hizmet etmek için getatmin edecek açıklamalar yapmasını bek liyorlarsa kapımız açık. Yarın, milletveliyoruz. Suçlamıyoruz, “bu iddiadır” di kili olamadık diye küseceklerse hiç gelyoruz ama iddiaya karşı net, somut bilgiler mesinler” mesajı verdi. Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın ‘yargı kararına karşı yasa çıkarma’ girişimine sert tepki gösterdi GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Kötü Bir Şey Bu Tarafa Doğru Geliyor Pazartesi günü Avrupa’da yayılma eğilimi gösteren mali krize değinmiştim. Bu konu üzerinde biraz daha durmak istiyorum. Biliyorum, bugünlerin en önemli konusu WikiLeaks. Bu yüzden, önce, bu konuyla ilgili düşüncelerimi paylaşmaya çalışacağım. ‘De omnibus dubitandum est’ Decartes’ın, “De omnibus dubitandum est” (Her şeyden şüphe edilecektir) deyimi, eleştirel aklın tüm olasılıklarını radikal bir biçimde önümüze koyar. WikiLeaks denen şeye de bu deyimin ışığında yaklaşmak gerekiyor. “Açıklananların” anlamı üzerinde bir karar vermeden önce en azından iki noktayı göz önüne almakta yarar olabilir. Birincisi, karşımızda yazılı metinler var. Öyleyse, “Kim bu metinlere hangi siyasi projelerle yaklaşacak; bu metinlerden çıkarılacak hangi anlamlardan neler bekleyecek” sorularını mutlaka sormamız gerekiyor: “Bu metinlerin içerikleri hangi yönde yorumlanırsa ne gibi sonuçlar yaratır?” İkincisi, her metni (önümüze bir toplumsal, ekonomik, siyasi, ideolojik anlam vaat ederek gelen bir bilgiyi) belli bir tarihselsiyasal bağlam içine oturtarak anlamlandırmadan önce, “Bu metin neden var? Neden şimdi var? Nasıl oldu da karşımıza gelebildi?” diye sormamız gerekiyor. Biliyorum, bunlar çok ballı metinler. Üstelik karşımızda, bunları, dünyanın en güçlü askeri, siyasi üstelik de kendi meşruiyet sınırlarını kendi çizebilen aparatına sahip ve gerilemekte olduğunun bilincinde bir hegemonyacı gücün, ulusal çıkarlarına zarar vereceğini bilerek ve bu güce rağmen ortaya getiren, getirebildiği var sayılan bir “tavizsiz isyancı” var. Diğer taraftan, bugüne kadar birçok kişiyi, salt bir şüphe ile sokaktan, evinden toplayıp, kayıtsız uçaklarla dünyanın adı olmayan işkence yerlerinde süründürebilen, bir şüphe ile uzaktan kumandalı uçaklarla dünyanın öbür ucunda yargısız infazlar gerçekleştiren, gerçekleştirirken masum insanları da öldürmekten çekinmeyen bir siyasi, askeri irade, istihbarat, espiyonaj aygıtı, bu belgelerin yayımlanmasına, “ulusal çıkarlarıma zarar veriyorsun, insanların hayatıyla oynuyorsun, dünya düzenini bozuyorsun” demekle yetinerek, seyirci kalıyor... Bu belgelerin anlamı üzerinde karar vermeden önce, en azından yukarda değindiğim kimi sorulara cevap aramaya çalışmakta yarar olabilir. namikzafer@yahoo.com YENİ YAPILANMA Ülkeler farklı ama kriz aynı Tanrıkulu, Oktay ve Seyman CHP’li ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’de kadın kolları ve gençlik kolları başkanları değişirken; emek, engelliler ve emekliler birimleri kurulması için de düğmeye basıldı. Seçimlere kadar 1.5 milyon üyeye ulaşmayı hedefleyen CHP’nin son MYK toplantısında eski bakanlardan Seyfi Oktay ile eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu ve sendikacı Yaşar Seyman da CHP’ye üye yapıldı. CHP MYK’nin son toplantısında Gençlik Kolları Başkanı Umut Tunç görevden alındı ve yerine İrfan İnanç Yıldız atandı. Kılıçdaroğlu, Tunç’un ekibi tarafından 29 Ekim’de CHP Genel Merkezi’nde açılan “AKP Eziyetleri” adlı sergiye tepki göstermiş, sergi kısa bir süre sonra kaldırılmıştı. CHP’de geçen hafta da Kadın Kolları Genel Başkanı Asuman Çakmakçı görevden alınarak yerine Zuhal Samlı getirilmişti. MYK toplantısında 81 ilde emek büroları kurulması da kararlaştırıldı. Yeni yapılanmaya ilişkin bilgi veren Genel Başkan Yardımcısı İzzet Çetin, “Engelliler, emekliler ve yaşlılar birimleri de oluşturulacak. Emek bürosunu aralık ayında 81 ilde ve bazı büyük ilçelerde de kuracağız. Amacımız çalışma yaşamının genel ve güncel sorunlarını izlemek ve emek örgütleriyle kopukluğu gidermek” dedi. Bu arada MYK toplantısında tüzüğün “MYK kararıyla doğrudan üyelik”le ilgili 12. maddesine dayanarak aralarında eski adalet bakanlarından Seyfi Oktay ile eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, sendikacıeski genel başkan yardımcılarından Yaşar Seyman, SODEV Genel Sekreteri Mehmet Tüm CHP’ye üye yapıldı. Avrupa’ya dönersek, ekonomik yapıları birbirinden çok farklı ülkelerin birbirine çok benzeyen kriz dinamikleriyle yüzleştiklerini görüyoruz. Karşımızda, servis edilemeyecek ölçüde büyümüş ve sürekli sıcak parayla döndürülerek büyümeye de sonsuza kadar devam etmesi olanaksız bir döngünün kırılmasından kaynaklanan gelişmeler var. Bu ülkelerin hemen hepsinde, bankaların sırtındaki kredi balonuna ek olarak, bu kredileri emerek büyümüş bir inşaat piyasası balonu da söz konusu. Krediyi alanın (firma veya kurum) borcunu servis edebilecek ve belli bir birikimi yapmaya devam edebilecek bir büyüklükte “artı değer” (kâr, faiz ve rant buradan kaynaklanır) üretebiliyorsa, borçlanmaya devam etmesinde bir sakınca olmayabilir. Ancak, bir aşırı üretim/talep yetersizliği, krizi ortamında, yetersiz talep sorununu kısmen dış kaynakla, kısmen de ihracatla aşmaya (ötelenmeye) dayalı bir model, ihracat talebini ve risk algısını olumsuz yönde etkileyen gelişmeler karşısında, borcunu servis etme olanaklarını kaybetmeye başlar. Önce, borçlarını yeni borçlarla çevirme sürecine girer. Bu borç yükünü daha da büyüten süreç sonsuza kadar süremez! Yukarda değindiğim ülkeler farklı yollardan geçerek gelip bu noktada buluştular. Ancak, “artı değer” üretimine değil de, mali sermayenin baskısıyla yöneldikleri borç servisine öncelik veren çözümlerin talebi daha da daraltıcı etki yapması, bu borç krizinin de siyasi sonuçlarıyla birlikte, dalgalar halinde yayılması kaçınılmaz görünüyor. Türkiye uzun bir süredir benzer bir ekonomik modeli sürdürmeye çalışıyor. Gelinen noktada, bu modelin sürdürülebilmesinin, sıcak para girişine bağlı hale geldiği görülüyor (Aziz Konukman, Birgün, 28/11; Mustafa Sönmez, Cumhuriyet. 29/11). Financial Times, dünya ticaretinin yeniden yavaşlamaya başladığını, ihracata dayalı ekonomileri zor günler beklediğini bildiriyor (25/11). Ekonomik yorumcular, Türkiye’nin dış ticaret açığına, borçlarına, borsasının ulaştığı düzeye ilişkin kaygıları dile getiriyorlar. Bu sırada, dünya piyasalarındaki risk algısı yeniden, sıcak para girişini olumsuz etkileyebilecek bir yönde değişmeye başlıyor... Kötü bir şey bu yöne doğru geliyor... erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com Veysel Yavuz anıldı Eski CHP Çatalca İlçe Başkanı Veysel Yavuz ölümünün 1. yılında anıldı. Sabah mezarı başında anılan Yavuz için akşam da dostları, anısına kadeh kaldırdı. Anmaya eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, eski Bakan Bahattin Alagöz, eski milletvekilleri Ahmet Güryüz Ketenci, Yüksel Çengel, eski CHP İstanbul İl Başkanı Ali Özcan, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, eski belediye başkanları Fırat Aykut, İsmail İp, Gürbüz Çapan, Şevket Arıkan, CHP Silivri İlçe Başkanı Selami Değirmenci, eski SHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Göğüş, eski SHP İl Başkanı Beyzade Özkahraman, eski CHP Büyükçekmece İlçe Başkanı Dr. Ali Şeker katıldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle