19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ARALIK 2010 ÇARŞAMBA 16 İstanbul PB Edirne B Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir B Manisa B Denizli PB Zonguldak B Sinop B Samsun B Trabzon PB Giresun PB Ankara S 22 22 24 22 24 24 25 24 19 22 24 23 20 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S PB S B B B B B B B S S PB 21 20 18 25 26 25 21 25 22 21 16 15 16 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra B AmsterdamK Brüksel K Paris K Bonn K Münih K Berlin PB Budapeşte K Madrid Y Viyana K 10 6 9 1 4 4 3 3 7 8 1 5 3 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam K B Y B K PB B PB PB PB PB B B 7 12 15 20 3 18 25 16 17 16 20 25 24 Yurtta yağış beklenmiyor. Yurdun kuzeybatı kesimleri parçalı bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Sabah ve gece saatlerinde iç kesimlerde sis görülecek. Hava sıcaklığı Marmara ile Karadeniz kıyılarında 2 ila 4 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Aralık GÜNCEL Baştarafı 1. Sayfada CÜNEYT ARCAYÜREK geçtiği belgelerde yer alan yukarıdaki AKP’li, yazılanları yalanlamıyor; “Bundan sonra ne çıkacak görmemiz lazım” diyor. Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Bakanlar Kurulu’nda yan yana oturduğu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu bir Amerikalı bakana, “çok tehlikeli” diye tanımlıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra’da işadamlarına “suyu ısınan” Doğan Grubu’nun hisse senetlerini hemen satmalarını öneriyor. Gün ışığına çıkan belgeleri her iki bakan yalanlıyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’la 45 dakika baş başa görüştükten sonra… …dünyayı sarsan Wikileaks belgelerinin Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ırgalamadığını, belgelerde yazılanlardan Türkiye’nin “gocunmadığını” ifade eden bir demeç veriyor: “(belgelerin) Türk dış politikasının temel ilkelerinde herhangi bir değişikliğe neden olmayacağı gibi” diyor, “TürkAmerikan ilişkilerine bakışımızda da herhangi bir değişikliğe sebebiyet vermez.” Yeni Osmanlılığıyla ünlenen, sıfır politikanın mucidi ama belgelerde uyguladığı dış politikanın yerden yere vurulduğu, “çok tehlikeli” Ahmet Davutoğlu… ...herhalde devlet adamlığı anlayışına uygun olarak belgelerdeki hakaretleri sindirebilen, işte böyle yüreği geniş bir Dışişleri Bakanı! A’dan Z’ye manzara bu! TV’leri izledinizse görmüş olacaksınız: Kimilerine göre açıklanan belgeler “dedikodu” belgeleriydi. Diğer görüşe göre belgeleri irdelemek gerekliydi. Dedikodu diyenlerin başında Kanal D’de Mehmet Ali Birand, RTE’ye uzun süre basın danışmanlığı yapan Akif Beki geliyor. Belgeleri fazla önemsemez görünen bir başka yıldız daha vardı ekranlarda. ABD’yi de hükümeti de kollayan pek çok konuşmacı gibi “Canım ne var bu belgelerde? Bunlar, herkesin bildiği şeyler” diyen, 12 Eylül Dışişleri Bakanı İlter Türkmen! Ama dersine iyi çalışmış, yayımlanan belgeleri okuduktan sonra canlı yayına katılan diğer bir CHP’li diplomat, eski Dışişleri Müsteşarı Büyükelçi Onur Öymen’in açıklamalarına karşı çıkamadı. Öymen, belgelerin ciddiyetten uzak, dedikodu içeriğinde olduğunu söyleyen ve böylece kimi gerçekleri örtbas etmeye çalışanlara örneğin, ABD Savunma Bakanı’nın Türk Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmeyi içeren kriptoyu anımsattı. Bu belge, (a) İran’a Türkiye üzerinden nükleer gereksinmelerin gittiğini, (b) Füze radarları Türkiye’de kurulması gerçekleşmezse Güneydoğu’nun savunmasız kalacağını söyleyerek Türkiye’yi tehdit ettiğinin, (c) İsrail, İran’la savaşırsa Türkiye’nin bu savaşın dışında kalamayacağını içeriyor. Bir başka belgede adını vermediği bir bakanın AB karşıtı söylemleri yer alıyor. Öymen, “Biz hükümetin bir bütün halinde AB’ye inandığını sanıyorduk” diyor. Cüneyt Özdemir ise 5N 1K programında dedikodu kampanyasına başka açıdan katıldı. İngilizceden tercümesi RTE için “Allah’a inanır ama Allah’a güvenmez” deyişini gündeme taşıdı. ABD’nin Başbakan’ın Müslümanlığına dil uzattığını anımsatmaya çalışan bir tartışma yaratmak istedi. Fakat CHP Milletvekili Şükrü Elekdağ, İngilizce deyişi “Allah’a güvenir ama başkalarına güvenmez veya Allah’a inanır ama işini Allah’a bırakmaz” diye yorumlayarak bu sevimsiz, RTE’yi kollarken ABD’ye vurma serüvenini kapattı. Oysa belgeler kimilerinin çabaladığı gibi hafife alınacak, üzerinde durulmayacak belgeler değil. Her birinin üzerinde durmak gerekiyor. Örneğin ABD, Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyor, ne ki eski günlerdeki kadrolu desteğini esirgiyor. ABD yönetimine yakın Rand Corporation son analizinde “Türkiye’nin AB üyeliğinin ABD’ye zarar vereceğini” yazıyor. Siyasal yaşamımızın geleceğini yakından ilgilendiren RTE ile Çankaya’daki AKP’li arasındaki çekişmenin belgesel ayrıntıları dün gazetelerde yer aldı. ABD’li diplomatların örneğin 2004 yılının Ocak ayında hazırladıkları rapor, “Yukarıdaki ile RTE arasında gerginlik var” diyor. “Hatta Çankaya’dakinin AKP içinde yaptığı görüşmelerde RTE’yi ‘küçümseyici’ ifadeler kullandığı, bir keresinde aynı tavrı dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert’le gerçekleştirdiği bir buluşmada sergilediği belirtiliyor.” Daha önceleri yazdığımız için bize şaşırtıcı gelmeyen şu değerlendirme Çankaya’daki AKP’liyi analiz eden belgelerde yer alıyor: “…RTE’nin aksine Gül İngilizce biliyor ve daha demokrat görünüyor. Ancak bu yanıltıcıdır. …Gül, RTE’den daha ideolog biri ve Batı karşıtıdır…” Yandaşlara, yandaş olmadıklarını iddia eden; ne ki özel uçağında yer aldıktan sonra Çankaya’dakinin davulunu çalan gazeteler ve gazetecilerin bilgisine sunulur! ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açığa çıkan gizli yazışmalarının Türkiye ile ilgili bölümleri, Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarına ilişkin sonuna dek üzerine gidilmesi gereken ciddi iddia ve değerlendirmeleri kadar, Ankara ile Washington arasında stratejik konulardaki müzakerelerin ayrıntılarını ve görüş farklılıklarını da ortaya koyması açısından büyük önem taşıyor. Özellikle ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in Ankara ziyareti öncesi ve sonrasında ABD’nin son Ankara Büyükelçisi James Jeffrey tarafından yazılan iki kripto ile diğer yetkililerin görüşmelerine ilişkin yazışmalardan, Washington’ın TürkAmerikan ilişkilerine bakışında kamuoyunun fazla bilmediği şu noktaların ön plana çıktığını söylemek mümkün: 1. PKK’ye ‘doğrudan’ operasyon beklentisi: ABD tarafının en fazla çekindiği konu, Türk kamuoyunun ve hükümetinin “ABD birliklerinin PKK’ye doğrudan askeri operasyon düzenlemesi” yönünde beklenti ile karşısına çıkması. Bakanlarını ve bürokratlarını görüşmeler öncesinde bu konuda mutlaka uyarıyorlar. Bu yönde gelen talepleri Amerikan tarafının Türkiye’ye verdiği istihbarat (özellikle insansız hava aracı ihtiyacı konusunda) desteğini anımsatarak ve gerekirse bu ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Gizli belgeler ışığında noktada bazı ilerlemeler sağlama sözü vererek geçiştirmeyi tercih ediyorlar. ABD tarafı bu çekinceyi taşırken son dönemde Ankara’nın operasyon beklentisini kendi kendine sınırlamış olması anlamlıdır. Belgelerde ortaya çıkan hassasiyet ışığında Türkiye’nin, ABD’ye Kuzey Irak’taki PKK kampları konusunu gerekirse askeri operasyonla çözmeden Irak’tan çekilmemesi gerektiği yönünde baskı kurması ulusal çıkarlarımız gereğidir. 2. Füze sisteminin asıl sahibi ABD: Hükümet kamuoyuna yeni bir konu gibi sunsa da belgeler, füze savunma sistemi konusunda Ankara ile Washington arasındaki pazarlıkların bir yıldan çok daha uzun bir süredir devam ettiğini ortaya koyuyor. Aslında sistem ABD’nin sistemi ve İran’dan gelebilecek füze tehdidine karşı oluşturuluyor. Ancak ABD yönetimi, Başbakan Erdoğan’ın bizzat Başkan Obama’ya aktardığı talep doğrultusunda bunu ‘NATO ambalajına’ sarmayı kabul etmiş. Müzakerelerin kilitlendiği nokta ise Türkiye’ye konuşlanacak radar meselesi olmuş. ABD, sistemin radarının Türkiye’ye konuşlanmasına izin verilmemesi durumunda, Doğu Anadolu’nun savunma şemsiyesi kapsamında olmayacağı restini çekmiş. Görüşmeler sırasında Washington’ın en fazla çekindiği konu Türklerin, “Kendi ulusal füze savunma sistemi arayışımız ABD’nin ihtiyaçlarıyla çakışıyor” diyerek maliyet pazarlığına girişmesi olmuş. Ancak belgelerden anlaşılıyor ki Ankara buna ağırlık vermek yerine Başbakan Erdoğan’ın ısrarı doğrultusunda “Hedefin İran olduğunun vurgulanmaması” ve “sistemin İsrail’i korumayacağı yönünde güvence alma” noktasında takılmış kalmış. Ulusal çıkarlarımız bundan sonraki görüşmelerde, kendi savunma sistemimizi gerekçe göstererek, ortaya çıkacak maliyet hesabını ABD’nin önüne koymak yönünde olmalıdır 3. AKP içindeki İran çatlağı: Belgeler AKP hükümetinin aynı 1 Mart tezkeresi döneminde olduğu gibi bu kez de İran’ın nükleer programı konusunda ikiye bölündüğünü ortaya koyuyor. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, İran’ın en azından Avrupa’daki müttefiklerimize tehdit olduğunu ve bu nedenle füze savunma sistemine ihtiyaç olduğunu kabul ederek, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’ndan farklı bir çizgiyi benimsemiş gözüküyor. Amerikan tarafı ise Ankara’nın en büyük korkusunun İran’a bir askeri saldırı yapılması olduğunu fark ederek, müzakerelerde ikna için “kendilerinden olmasa bile İsrail’den bir askeri saldırı” seçeneğinin masada olduğunu hep hissetirmiş. Washington’ın bu tartışmalar sırasında Ankara’ya en çarpıcı mesajı ise “Böyle bir çatışma ortamına hazırlık için Türkiye’nin de daha fazla silahlanmaya hakkı olduğu ve bu yönde tereddüt göstermemesi gerektiği” şeklinde olmuş... KESK’TE ‘İSTİFA’ TARTIŞMASI Evren yeniden aday olmayacak MUSTAFA ÇAKIR [email protected] ANKARA KESK’te “taciz” iddiaları ve Sami Evren’in genel başkanlıktan istifasının ardından tartışma devam ederken, Evren haziranda yapılacak genel kurulda aday olmayacağını söyledi. Evren, “KESK’in bir üyesi olarak yoluma devam edeceğim. İstanbul’a dönüp öğretmenlik yapacağım” dedi. Evren, hazirandaki genel kurula kadar yönetim kurulunun içerisinden birisinin başkan olarak seçilebileceğini de bildirdi. KESK tüzüğüne göre genel başkanı 7 kişilik yönetim kurulu seçiyor. İstifaların ardından yedek üyelerin yönetim kuruluna alınması ve yeni genel başkanın seçilmesi bekleniyor. Seçimin perşembe gününden sonra olacağı belirtildi. KESK MYK ile Kadın Sekreterliği yaptıkları açıklamalarla Evren’i eleştirdi. MYK dün gün boyu toplantı yaptı. Toplantı sürerken yapılan açıklamada, “Evren ve arkadaşları, gerçekten bu iddia nedeniyle mi MYK içinde bir dirençle karşılaşmışlardır yoksa özellikle en son anayasa referandumu sürecinde ‘evetçi” tutumlarını örgüte kabul ettiremedikleri için mi bir dirençle karşılaşmışlardır? İstifa eden arkadaşların kadın sorunu ve tacizler konusunda ‘duyarlı olduğu ama MYK’de bir karşılık bulmadığı’ şeklinde yarattıkları hava da tamamen popülizmdir ve doğru değildir” denildi. Tarikat liderinin pankartı Başbakanlık’tan geldiği iddia edilen telefonla yeniden asıldı ‘Herkes taşın altına elini koymalı’ KESK’in önceki genel başkanı İsmail Hakkı Tombul ise “Örgütün bu tür şeylerle anılması doğru değil. Bu saatte iktidar kaygılarından çok örgüte sahip çıkmak gerekir. Herkes taşın altına elini koymalıdır” dedi. Saidi Nursi krizi EMRE DÖKER 3 KİŞİ HAKKINDA DAVA AÇILDI İZMİR İzmir İl Özel İdaresi’ne bağlı Balçova Termal Tesisleri’nde hafta sonu açılan Saidi Nursi sergisinde, Başbakanlık’ın devreye girdiği öne sürüldü. Tesisin kamusal alan olması nedeniyle, “cumhuriyet düşmanının” sergisine izin verilmesine tepki gösteren bazı CHP’liler, Nursi’nin pankartının indirilmesini istedi. İzmir İl Genel Meclisi’nin CHP’li Başkanı Serdar Değirmenci’nin talimatıyla indirilen pankart, Başbakanlık’tan İzmir Valiliği’ne geldiği savlanan telefonun üzerine çevik kuvvet ekipleri eşliğinde yeniden asıldı. Etkinliğe izin verilmesi CHP’yle İzmir Valiliği arasında tartışmaya yol açmıştı. CHP İzmir İl Başkanı Rifat Nalbantoğlu, İzmir Valisi Cahit Kıraç’ı arayarak, serginin iptal edilmesini istemişti. Kıraç ise, “Balçova Termal Otel ticari bir işletme. Bunu kabul edemeyiz” demişti. Savlara göre, Değirmenci CHP grup toplantısında “Başbakanlık’tan gelen telefon nedeniyle Kıraç, serginin yapılacağı yere çevik kuvveti yönlendirdi ve pankartın asılmasını sağladı” dedi. Üyelerin de valiliğin bu uygulamasına tepki gösterdiği öğrenildi. Öte yandan, İzmir İl Genel Meclisi CHP Grubu da karşı bir etkinlik düzenleme kararı aldı. “Atatürk, Cemaatler ve Ayaklanmalar” konulu panelin, gelecek pazar günü aynı yerde düzenlenmesi planlanıyor. Pankartın olduğu yere, Atatürk’ün, “Ey Millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır” sözlerini içeren pankart asılacak. ‘Öldürenler ortada ‘Yakalanırsan hesap veren yok’ intihar et’ emri TEKİRDAĞ (AA) “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmesinin ardından hastanede ölen Kuddusi Okkır’ı tutukluluk sırasında usulüne uygun muayene etmediği ve muayene sonuçlarını uygun kaydetmediği gerekçesiyle 15 doktor hakkında açılan davanın görülmesine Tekirdağ 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Mahkeme kısa süren duruşmanın ardından sanıkların kusur durumlarının değerlendirilmesi için Yüksek Sağlık Şurası’na gönderilen dosyanın beklenmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır, mahkeme çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, eşini öldürenlerin ortada olduğunu ve hiç kimsenin bu hesabı vermek istemediğini söyledi. Davanın 6 ay sonraya ertelendiğini bildiren Okkır, “Adalet böyle mi çalışıyor? Göz göre göre eşimin ölümüne sebebiyet verildi. Bundan hâkimler, savcılar, doktorlar, Cumhurbaşkanı ve Başbakan sorumludur. Hepsinin haberi vardı. Bana lütfen cevap versinler. Çünkü benim öfkem ve acım hiç dinmiyor. Yeter ki benim çektiklerimi diğer insanlar çekmesin. Adalet neKuddusi Okkır den yürümüyor? bunun cevabını ve bu davanın en kısa zamanda sonuçlanmasını istiyorum” dedi. Erdoğan Meclis’te vekilleri denetledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meclis çalışmalarına katılmayan milletvekillerini, geçen hafta sert bir dille uyaran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün gece Meclis’e gelerek, milletvekillerinin Meclis çalışmasına katılımını denetledi. Gece saat 23.00’e kadar çalışma kararı bulunan genel kurula saat 21.00 civarında gelen Erdoğan’ın salona girmesi üzerine AKP sıraları bir anda doldu. Muhalefet milletvekilleri de Erdoğan’ın genel kurula sürpriz gelişine “Başbakan genel kurulu onurlandırdı. Herhalde devamsızlık konusu kendisi için çok önemli” sözleriyle göndermede bulundu. İstanbul Haber Servisi Alanya’da 9 Ağustos 2010’da 2’si turist 3 kişinin yaralanması ile sonuçlanan eylemi gerçekleştirdiği iddia edilen Abuzer Doymaz’ın da aralarında bulunduğu 2’si tutuklu 3 kişi hakkında dava açıldı. İddianamede, savcılık ifadesinde Alanya’daki bombalı saldırıyı gerçekleştirdikten sonra turistlerin yaralanması nedeniyle vicdan azabı ve pişmanlık duyarak örgütü bıraktığını söyleyen Abuzer Doymaz’ın, gizlilik içinde eylemini gerçekleştirmek için keşif yaparak yakalanmadığı takdirde sansayonel nitelikte kanlı bir eylemi gerçekleştirmeyi planladığı öne sürüldü. İddianamede, Doymaz’ın, savcılık ifadesinde 31 Mayıs 2010’da İskenderun’daki Deniz İkmal Komutanlığı’nda bulunan askeri birliğe yapılan saldırıda 7 askerin şehit edilmesi, Hatay’daki maden ocağının basılarak özel güvenlik görevlisinin öldürülmesi ve Osmaniye’de askeri karakol lojmanına roketatarlı saldırı eyleminin talimatının Amanos gücünün komutanı Kemal kod isimli örgüt mensubu tarafından verildiğini ifade ettiği belirtildi. Doktor kod adlı örgüt mensubunun yakalandığında üzerinde ele geçirilen Coxam 500 ibareli hapı kendisine vererek, yakalandığında bu hapı içerek intihar etmesini söylediğini anlattı. Doktor kod adlı örgüt elemanının kendisine İstanbul’da askeri ve polis hedefleri ile askeri ve polis servis araçlarına eylem yapabileceğine dair talimat verdiğini söyledi. DİYARBAKIR’DA BAŞLAYACAK ‘Sıfır Sorun’ Balonu Söndü... Baştarafı 2. Sayfada / Şükrü M. ELEKDAĞ alanında, bölge istikrar ve güvenliğine ciddi yatırımlarda bulundu, bu itibarla yanlış bir karar vererek bu yatırımlarını heba etmeyeceğinden eminim.” Ne var ki, ABD Kongresi’nde bu konuda yapılacak tartışmalarda kalkan sisteminin tamamen İran’a karşı kurulduğunun açıklanması veya Başkan Obama’nın bu yolda beyanlarda bulunmasından sonra, İran’ın bu “tepki vermeyen” tutumunu sürdürmesinin zorlaşacağıdır. İlişkilerde kırılma noktasını ise füze kalkanı sisteminin radar unsurlarının CHP İstanbul Milletvekili BDP, belediyelere eşbaşkan getiriyor Haber Merkezi BDP, eşbaşkanlık sistemini genel merkezden sonra yerel yönetimlere de taşıyor. Uygulama, BDP’nin elinde bulunan tek büyükşehir belediyesi olan Diyarbakır’da hayata geçirilecek. Buna göre, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanvekilliği görevini yürüten Metin Kılavuz yerini bir kadın vekile bırakacak. Resmiyette başkanvekili olacak isim, fiiliyatta ise eşbaşkan olacak. Yeni eşbaşkan, yani başkanvekili, BDP’nin dört alt kademe belediyesinde en çok oyu almış kadın meclis üyelerinden biri olacak. Kulislerde eşbaşkanlığa, Yenişehir Belediyesi Meclis Üyesi ve emekli öğretmen Hafize İpek’in getirilmesi bekleniyor. Hafize İpek, son yerel seçimlerde, belediye meclis üyeleri arasında en çok oy alan isimlerden biriydi. Muttaki’nin ifadeleri Bu noktada altı çizilmesi gereken husus, İran’ın bugünkü yalnızlığı içinde Türkiye’yi kaybet C MY B C MY B Belirttiğimiz bu hususlar, AKP iktidarının bugüne kadar izlediği dış politikanın, gerçekçilikten uzak, hayalperest ve öngörüden yoksun ve ulusal çıkarları gözetemeyen niteliğini ortaya koymuştur. Kısacası, AKP iktidarının “komşularla sıfır balonu” sönmüştür. mek istemeyeceğidir. Bu nedenle, Tahran bir süre, Davutoğlu’nun havayı yumuşatıcı izahatına inanmış görünecek ve tepki göstermeyecektir. Nitekim ben bu yaklaşımı,12 Kasım’da TBMM Dışişleri Komisyonu heyetinin bir üyesi olarak Tahran’da ziyaret ettiğimiz Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki’nin açıklamalarında sezdim. Görüşmede füze kalkanı projesini açarak bu konudaki görüşlerini sordum. Soruma dolaylı bir yanıt veren Sayın Muttaki şunları söyledi: “Türkiye dış politika Türkiye’de konuşlandırılması oluşturacaktır. Bu konuda Başbakan Erdoğan’ın Washington’un baskısına dayanabileceğini tahmin etmiyorum. Sonuç olarak, Lizbon Zirvesi’nde AKP iktidarı gönülsüzce de olsa yeni ortak tehdit değerlendirmesini ve füze kalkanı sistemini onaylayarak, Türkiye’nin Batı sistemi içindeki yerini korumuştur. Ancak bu kararıyla, öngörüden ve gerçekçilikten yoksun, hayalperest dış politikasının iflas ettiği tescil edilmiş ve “sıfır sorun” balonu sönmüştür.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle