09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUM HURİ YET 3  KASIM   2 0 1 0  CARŞAM BA kultur@cumhuriyet.com.tr 20 KULTUR Cumhuriyetin müziğe getirdikleri Ankara  Konservatuvarı ve operanın kuruluşu, yurdun  her köşesindeki korolar,  çağdaş  Türk müziğini  hazırlayan ve kurumsallaştıran adımlar yeni çalgılar ısmarlar, Hamparsum no   ta  sistemiyle  müzik öğretir, Musika ı  3 H ümayun'u yönetir, polifonik korolar  ^ ve  bandoyla  sokaklarda  verdiği  konserlerle halkrn kulağrnı çoksesliliğe  alıştrrır. Ardrndan İ stanbul'un eğlence yerlerindeki tangolar, kantolar, ilk operetler, yurtdışından gelen  opera kumpanyaları polifonik müziği kente tanıtrrlar. Ancak Batı'da  1300'lerden beri gelişip  19. yüzyılda en zengin dönemini yaşamış olan polifonik  yazrnrn eğitimi ve kurumsallaşması  Cumhuriyet  ile  kurumsallaşmaya  başlar. Diğer sanat dallannda Cumhuriyete gelinceye kadar görülen uluslararası akrmlar ve tekniklerin etkisi  müzik sanatında  Cumhuriyet  kurumlarınrn  öğrenci mezun etmesinden sonra kendini gösterecektir. Atatürk'ün ileri görüşüyle önce  müzik  öğretmeni  yetiştirecek kurum,  Musiki Muallim Mektebi kurulur (1924).  İ stanbul'da  1923'ten  itibaren D arülelhan'a  yeni  bir şekil  verilmeye başlanır.  F ransa'da  eğitim  görmekte olan besteci, piyanist ve şef Cemal Reşit Rey İ stanbul'a çağrılrr, bu kuruma öğretmen olur. Atatürk o zamana kadar saraya hizmet veren   Musika i Hümayun'u Ankara'ya çağrrarak Cumhurbaşkanlığı'na  bağlar.  Cumhurbaşkanın  himayesindeki bu topluluk Riyaset i Cumhur  Filarmoni Orkestrası adıyla  1924'ten itibaren düzenli konserlere başlar. Ankara Konservatuvarı'nın kuruluşu, operanrn kuruluşu, yurdun  her layarak ilk kuşak Türk Beşleri ilk dönem yapıtlannda önce Türk halk müziğinin ezgilerini  çokseslendirdiler;  sonraki  dönemlerinde ve sonraki kuşak  bestecilerimiz geleneksel öğeleri ve klasik müziğimizin renklerini soyutlayarak  işlediler. Bugünkü kuşaklarımız  özgün Türk çalgılarının tınısını, makamsal yapıyı ve aksak tartıları kullansa da artık yeni bir  müzik diliyle ve çağdaş Türk bestecisi kimliğiyle imzasını atmaktadır. Polifoni'nin resimdeki perspektif  benzeri bir uygulama olduğu taa 133O'lu yıllarda  Giotto'yu  izleyen  Rönesans müzikçileri tarafından ortaya atılmıştır. Polifonik  doku, perspektifı  olan bir resimdeki derinliğin müzikteki  yansımasıdır. Müziğin çok dokulu zenginliğidir.  Her  ülkede bir yanda tarihi müzik koruma altına alınmış, öte yanda o tarihi müziğin öğeleri  yeni  müziğe  esin  kaynağı olmuştur. Atatürk'ün müzik sanatındaki devrimi,   "muasır medeniyet seviyesi"ne çıkabilme  ülküsünün  bir  göstergesidir. 1940'lardan beri konservatuvarlarımız  onca  besteci ve  yorumcu yetiştirdiyse, dünyanın dört bir yanında bestecilerimizin yapıtları çalınıyor, onlara yeni yapıtlar ısmarlanıyorsa, yorumcularımız giderek en tanınmış salonlarda ve opera evlerinde seslerini duyurabiliyorsa  Cumhuriyet'in müzik sanatına sunduğu kurumlar sayesindedir. umhuriyet sanat dalları içinde en büyük  değişimi  müzik  sanatına  getirmiştir. Diğer dallarda Cumhuriyet'ten önce  bir kurumsallaşma  görülse  de müzik Cumhuriyet  ile  kurumsallaşmıştır.  G üzel Sanatlar'da Sanayii Nefise  1883  'ten  sonra hizmet vermiş,  plastik  sanatlarda  dünya  düzeyinde pek çok sanatçı yetiştirmişti. Edebiyat dalındaki yenileşme Tanzimat dönemiyle gelmiş, ilk romanların, tiyatro, makale ve  eleştiri türlerinin doğmasına, serbestnazımayolaçmıştır.  1914'te kurulan Darülbedayi tiyatrocu yetiştirmektedir. 1916 17'de  kurulan  D arülelhan  (Melodiler Evi) Cumhuriyete kadar teksesli geleneksel  müziğin eğitimini yapmaktadır. Cumhuriyetten önce saraya bağlı topluluklarla icra edilen klasik  Türk müziği ve  Anadolu'da her  yörenin kendine özgü halk müziği egemendi. Türk sanat müziği (klasik Türk müziği) ve yöresel Türk halk müziği tek sesli olarak, kendi  makam  ve usul yapısı içinde yaşam  sürmüşlerdir. Batı'da yüzyıllar boyu egemen olmuş polifonik müziğin  hazırlıkları  1828'de  Donizetti Paşa'nın katkılarıyla başlar. II. Mahmut Yeniçeri ocağını dağıtıp yerine yepyeni bir ordu olan Asakir i  Mansure i  Muhammediye'yi  kurunca bandoyu da yenilemeye karar verir ve İ talya'dan Giuseppe Donizetti'yi getirtir. 0 da İ talya'dan DEFNE GOLGESİ TURGAY  Fİ ŞEKÇİ Büyümek Son zamanlarda sıkça yinelenen  bir söz var: Avrupa, Amerika yerinde sayarken Türkiye, dünyanın  en hızlı büyüyen ülkeleri arasında. Bu matematik gerçekten yola çıkıp, onların durumu çok kötü, bizimki  harika sonucuna varılıvermesi  karşısında şaşırıp kalıyorum. Geçenlerde İ talya'ya  giden bir gazetemizin genel yayın yönetmeni de dönüşünde aynı izlenimleri dile getirdi. Dışardan  bakınca Türkiye  bambaşka görünüyormuş. Nedeni de  onlar büyüyemiyoruz  diye  yakınırlarken biz hızla büyüyormuşuz. Bir olguyu bütün tarihsel ve toplumsal koşullarından  koparıp tek  başına değerlendirmeye kalkarsanız  varılacak  nokta böyle garip bir yer olur. * * * Öncelikle sanırım  şu soruyu  sormalıyız: Büyüyenler  neden büyüyor,  büyüyemeyenler neden  büyüyemiyor? Gelişmiş  ülkelerin büyüyememe nedenlerini küresel krize bağlamak, bana gerçekçi görünmüyor. Temeldeki sorun bu ülkelerin artık daha fazla  büyümek için önlerinde gidecek yolun kalmamış olması. Zaten yeterince büyümüşler. Kişi  başına ulusal gelirleri otuz  kırk bin dolara ulaşmış. Y urttaşlarının temel insani gereksinimleri büyük ölçüde çözümlenmiş. Daha fazla büyümeleri için neden yok. Buna karşın öteki ülkeler büyümek zorunda çünkü insanları yeterince  karınlarını doyuramıyor, eğitim, sağlık,  altyapı hizmetlerinden yararlanamıyor,  insanca yaşayamıyor.  Bunların sağlanabilmesi  için yüksek  büyüme hızlarına gereksinimleri var. Öteyandan  belli birdoygunluk noktasından sonra ekonomik büyüme yeryuvarlağının  ne denli hayrına  bu da tartışmalı  bir durum. Çünkü  yeryüzünün bütünü bugünün gelişmiş ülkeleri düzeyine ulaşır ve aynı oranda tüketirse dünyamız  bu ihtiyaca cevap veremeyecek  kadar küçük. Bir değil, birkaç dünya gerekiyor ki,  bütün insanlar diyelim Amerikan toplumu kadar tüketebilsin. O zaman  büyümenin önüne bir başka engel daha çıkıyor, o da yeryüzü kaynaklarının  sınırlılığı. * * * Dünya sosyalist düşüncelerle 1  tanıştığında,  barış ve refah içinde bir insanlıkailesinin  kurulabileceği  inandırıcı biçimde ortaya çıktı. Aradan geçen yaklaşıkyüz elli yılda, sermaye sahiplerinin egemenliğindeki ileri kapitalist ülkeler, sosyalist  düşüncelerin egemenlik  alanlarına dokunmayacak olanlarını  kendi halkları için gerçekleştirdiler. Bugün ileri kapitalist ülkeler halkı, o ülkede sosyalizm  de olsa kavuşacakları  hakların çoğuna kavuştular. Y ani bir anlamda sosyalizme  gereksinimleri kalmadı.  İ talyan unan halkı da ileri bir halkı da, komşumuz Y refah düzeyinde  yaşıyor. Sosyalizmin  yıkılmasından  sonra bir Bulgar yurttaşı ilk kez yurtdışına  çıkmış. Y unanistan'a, Almanya'ya,  Hollanda'ya gitmiş ve dönüşünde izlenimlerini şöyle aktarmış:  "Biz burada yıllardır sosyalizmi kurmaya uğraştık. Adamlar çoktan sosyalizme geçmişler." Konumuza dönersek, Çin elbette yüksek büyüme hızına gerek duyacak. Çünkü ülkede milyonlarca yoksul, insanlıktan uzak  koşullarda yaşayan  var. Türkiye elbet yüksek  büyüme hızına gerek duyacak. Çünkü insanları yoksul. Sadaka kuyruklarının  sonu gelmiyor. Âlın size durumu çok iyi denilen Türkiye'ye ilişkin son raporlardan biri:  "Legatum Institute adlı merkezi Londra'da bulunan uluslararası düşünce kuruluşunun yayımladığı '2010 Refah  Listesi'ne göre, Türkiye 110  ülke arasında 80'inci sırada yer alıyor.  Kişisel özgürlüklerde ise Türkiye 95. sırada yer aldı." Bütün bunlar ortadayken  kalkıp Türkiye'nin  durumu çok iyi, İ talya, Y unanistan berbat demek, körlük değilse iktidara hoş görünme çabasından  başka nedir? turgay@fisekci.com C Cemal Reşit Rey,  İ dil Biret ile birlikte. köşesindeki korolar, çağdaş Türk müziğini hazırlayan ve kurumsallaştıran adımlardır. T Ü R K  MÜZİ Ğİ NDE  POÜFONİ Türk müziği  19. yüzyıl  sonlarından başlayarak Avrupa'nın  nice periferik  ülkesinde olduğu gibi kendine özgü renklerini Batı polifonik sistemi  içine yerleştirmiştir.  1930'lardan  baş CinSelKitaplarsabah  'rnuzır'bulundu, akşam Uluslararası YayıncılarBirliği'nin ÖzgürlükÖdülü'nüaldı muzır, gece ozgur. Kültür  M erkezi   Sel  Yayıncılık,  dün önce "CinSel  Kitaplar"  dizisinden  yayımlanan üç kitabıyla  Sultanahmet 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandı, ardından 29.  İ stanbul Kitap  Fuarı'nda Uluslararası Yayıncılar Birliği tarafından verilen  "2010 Özgürlük Özel Ödülü"ne değer görüldü.. TCK'nin 226.  maddesine göre açılan dava, dün sabah Sultanahmet 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Bilirkişi raporuna göre 'edebi eser', Baş bakanlık Çocukları Muzır Neşriyattan Koruma  Kurulu'nca da 'müstehcen' kabul edilen kitaplarla ilgili mahkeme, kurulun raporunu haklı buldu. IPA  Yayın Özgürlüğü Komitesi Direktörü   Alexis Krikorian,  IPA Başkanı Herman P. Spruijt ile Başkan Yardımcısı İ brahim El Moallem'den oluşan bir heyetin  "gözlemci" olarak izlediği davada Çevbir (Çevirmenler Birliği) temsilcileri ve Türkiye Yayıncılar  Birliği Genel Sekreteri Metin Celal de Sel Yayıncılık'a  destek için mahkemede bulundu. Sel Yayıncılık'ın  avukatı Yeditepe ve Galatasaray üniversitelerinin bilirkişi raporuna göre  eserlerin edebi olarak kabul edildiğini hatırlatarak mahkemeye yazılı savunma sunmak için ek süre istedi. 7 Aralık  2010  saat  11.00'e ertelenen mahkemede sanıklar, yayıncı İ rfan Sancı ve çevirmen  İ smail Yerguz'a  son sözün daha sonra verilmesine karar verdi. Ben Mila'nın "Perinin Sarkacı", Guillaume Apollinaire'in "Genç Bir  Don Juan'ın Maceraları",  Fransız P.V. 'nin  yayına hazırladığı  "Görgülü ve Bilgili Bir Burjuva  Kadınının  Mektupları" kitaplarına açılan dava Eylül 2009'dan bugüne beş mahkeme süreci geçirdi. Duruşmanın gözlemcilerinden Krikorian, daha önce  1999'da Türkiye'de  çevirisi  yayımlanan   Apollinaire'in "On Bir Bin Kırbaç" isimli kitabına aynı nedenle açılan davayı hatırlatarak şöyle konuştu: "On  Bir Bin Kırbaç'a açılan davada Türkiye kitabı mahkum  etmiş  ama  Avrupa İ nsan Hakları  Mahkemesi Şubat 2010'da Türkiye'yi haksız bulmuştu. Bu nedenle bu davayı Sel Yayıncılık'a açılan davaya emsal olarak kabul ediyoruz ve bu  yönde karar verilmesini diliyoruz." 29. İ stanbul Kitap Fuarı'nda düzenlenentörende  ise "Uluslararası Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Ödülü"ne,  Dosh Dergisi genel yayın yönetmeni İ srapil Shovkhalov değer görülürken  "kitap yayınlama özgürlüğüne yönelik mevcut tehditlere karşı sergilediği cesareti ödüllendirmek"  amacıyla  verilen   "2010 Özgürlük Özel Ödülü" ise İ rfan Sancı'ya verildi. Sancı ödülünü alırken kendi ülkesinde cezalandırıldığı  bir meseleden  dolayı  IPA  tarafından ödüllendirilmekten mutlu olduğunu belirterek "Bu bir hükümet sorunu değil. Türkiye'deki durum bir devlet refleksi. Sabah yargılandım bu  saatte ise ödül verildi. Durum bu, kısacası." dedi.  IPA  Yayınlama  Özgürlüğü  Kurul Başkanı Bjorn Smith Simonsen ise "Havada potansiyel bir politik sansür kokusu var.  Bu kabul edilemez bir durum.  Bu nedenle uluslararası yayıncılık topluluğu Sel Yayıncılık'ın beraatine karar verilmesini talep ediyor" dedi. Ödüller sahiplerini buldu Kültür  Servisi   Tüyap  Fuar ve  Kongre Merkezi,  önceki  akşam  29.  İ stanbul Kitap Fuarı ve 20. Sanat Fuarı ödüllerinintörenine ev sahipliği yaptı. Fuarın bu yılki 'onur yazarı'  Prof.  Dr.  Doğan  Kuban'a  "Onur Ödülü" TÜYAP  Yönetim  Kurulu Başkanı Bülent Ünal tarafından sunuldu. Konuşmasına;  "İ nsanın  çalışmalarının ödüllendirmesi bir  güven duygusu veriyor; 'Bazı kişiler varlığından haberdar olmuşlar, boşuna  yaşamamışsın'  diyor  insan  kendi kendine" sözleriyle başlayan Kuban, ömrünü yapılara âşık olarak geçtiğini, en büyük iki aşkınınsa  Selimiye ve Divriği Ulu Cami olduğunu belirtti. 20.  İ stanbul  Sanat  Fuarı ARTİ ST  2010, "Sanatçı Onur Ödülü"nü heykeltıraş Prof. Ali  Teoman Germaner,  MSGSÜ Rektörü Prof. Rahmi Aksungur'un elinden alırken Prof. Dr. Ayla  Ödekan'a ise  "Eleştirmen Onur Ödülü"nü Doğan Hasol sundu. "Koleksiyoner Onur Ödülü" İ pek ve  Ahmet  M erey'e, Baksı Müzesi'ne verilen "Sanatsever Kurum Onur Ödülü"nü ise müzenin kurucusu  Prof. Hüsamettin Koçan, Doğan Hızlan'ın elinden aldı. Koçan;  "Baksı uzak. Bu ödül uzakta olup, halen  merkezi üretiyor olmanın bir nişanesidir, diye  düşünüyorum" sözleriyle  teşekkür etti. Deniz Kavukçuoğlu, Doğan Kuban, Ayla Ödekan, Ali Teoman Germaner, Bülent Ünal, Hüsamettin Koçan, İ pek ve Ahmet M erey. (021 2)293 89  78 KÜLTÜR*  SANAT www.perareklam.com.tr Bir  Odada On  Naif Resim Sergisi ULUSALI 21.30 EN  MUTLU  Kİ M Tiyatronun büyüsünde canlanan anılarınız, kimi zaman Meddah, kimi zaman Karagöz, kimi zaman Keloğlan'adönüşecek. En mutlu kim? En güçlü kim? En büyük kim?.. Aradığınız soruların cevaplarını hikâyelerinde saklayan kahramanlarımız, size çok  ama  çok  önemli bir  şeyin sırrını verecekler. "İ nsanlar yaşlandıkları için oyun oynamaktan vazgeçmezler, oyun oynamaktan vazgeçtikleri için yaşlanırlar." YOLSUZLUK  VE  YOKSULLUK Tuncay  M ollaveisoğlu'nun  konukları Doğan Akça M ehmetArpacık Şebnem Çamdalı SemaÇ ulam H ikmet Karabucak ZeynepSan N ilıal Sıralar Bsra Sirman SelçukTogul BengisuYıldınm 12 Ekim   06 Kasım 2010 ODA Hüsrevgerede  Cad. G A L E R I Fırın Sk.N:2/B Teşvikiye Tel:  0212 259 22  08 www.galerioda.com Pazar   Pazartesi haric hergun 12.00 19.00 arası açıktır. Yazan > Y avuz Pekman Yöneten >  Hayrettin Arslanoğlu Yön.  Yardımcısı>  Özdemir Çiftçioğlu >  Matrak Sanat Dekor Kostüm >  Funda Çebi M üzik > Deniz Noyan Koreograf >  Maral Ceranoğlu Iştk >  ilhami Gürsoy >  Erdal Doğan Ses Oyuncular>  Hayrettin Arslanoğlu > Özdemir Çiftçioğlu > Sibel Altan > Sarp Aydınoğlu >  Ümit ilban >  Merve Dizdar AV.   M EHM ET CENGİ Z İ P  Genel  Başkan Yrd. ALİ   KILIÇ CHP  Eski  MYK  Üyesi YÜZYILIN  YOLSUZLUK DAVASI DENİ Z FENERİ TURKSAT  2 A  .  D SM ART  131  .  Tİ Vİ   BU  2 1 .  KANAL ulusalkanal. com. tr  /  24 SAAT  CANLI YAYIN 6>13>27 Kasım Cumartesi Saat:  11.30 KÜLTÜR ve SANAT İ LANLARINIZ  İ Çİ N (0212)293 89  78 TAM 6  TL ÖĞRENCİ 3  TL Bİ LET SATIŞ NOKTALARI www.biletix.com Çağn Merkezi >  0216  556  98  00 >  Akbank Sanat >  0212  252  35  0 0 / 0 1 >  www.akbanksanat.com >  İ stiklal  Cad.  No: 8 34435  Beyoğlu, İ stanbul Etkinliklerin gerçekleştiMleceğİ salonlara girebilmek İ çin davetiye veya biletferin önceden alınmış olması gerekmektedir. AKBANK SANATB U C  M  B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle