13 Mart 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Yazıişleri Müdürleri: Güray Öz (Sorumlu) Dış Haberler: Özgür UluMurat Ataş Miyase İlknur (Ek Yayınlar) soy Kültür: Celal Üster Spor: Arif Kızılyalın Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara BilgiBelge: Edibe Buğra Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: (0322) 3631211, Faks: (0322) 3631215 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 İdare Müdürü: Hüseyin Gürer Mali İşler: Bülent Yener Satış: Fazilet Kuza Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.22 Güneş: 6.53 Öğle: 11.57 İkindi: 14.25 Akşam: 16.49 Yatsı: 18.13 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 23 KASIM 2010 Efsane karakter 007 Mustafa Kemal’i takip eden ajan Dunderdale’dan etkilenerek yaratılmış IŞIL ÖZGENTÜRK Gergedan Bahçesinde Dolaşıyordu (1) İçinde bulunduğum 40 kilometre hızla giden cip ansızın durdu. Çünkü yolunun üstüne beyaz derili dev bir gergedan çıkmıştı. Cip durdu ve dev gergedan ağır aksak yürüyüşüyle karşıdan karşıya geçti ve bize yol verdi. Daha doğrusu bahçesinde dolaşmamıza izin verdi. Yolumuza devam ettik, tozlu yolun iki yanına dizilmiş Babun cinsi maymunlar; büyükbabalar, büyükanneler, teyzeler, halalar, amcalar, genç çiftler, yeni doğmuş torunlar bizi seyrediyorlar. Kimisi kafasını kaşıyor, cipin içindeki kendisinden bir kuşak sonraki türdeşlerinin ellerinde kocaman fotoğraf makineleri, dürbünler ne yapmaya çalıştıklarını merak ediyor. Eder de, ne işleri var burada? Cip ilerliyor, sabahın erken saatleri, geniş arazinin bir kısmı pus içinde ve az ötede bir aslan ailesi topluca dinlenmekte ve yanı başlarından geçen araba umurlarında bile değil. Gece avlandılar, daha doğrusu dişi aslanlar avlandı ve yiyeceği önce yelelerini savura savura gelen erkek aslana ikram ettiler, sonra çocuklar karınlarını doyurdu, sonra asla avlanmayı sevmeyen ama av etine bayılan sırtlanlar geldiler, ardından sıra dişi aslanlara geldi. Geriye kalanlar ise akbabaların. Yani aslanlar çok yorgun, en az yirmi saat dinlenmek zorundalar. Bu nedenler çeşit çeşit geyikler sürüler halinde aslanların yattığı yerin hemen yamacında sabah kahvaltılarını ediyorlar. İhtimal dün gece içlerinden biri aslanlara yem oldu, akşam olunca biri daha yem olacak ama şimdilik rahatlar ve yeni başlayan günün tadını çıkarmaya çalışıyorlar. Hemen yan taraftaki zebralar da öyle ama zebralara sineklerden rahat yok, bu nedenle kuyruklarını sürekli sallayıp bir yandan otlanıyorlar bir yandan da arada sırada iki sevgili gibi birbirlerinin sırtlarını okşuyorlar ama mesele aşk değil, gene sinekler. böylece birbirlerinin sırtından yapışan sinekleri kovuyorlar. Sürüler halinde dolaşan bufaloların da biz de bunlara camız denir sineklerle başları dertte ama onların işleri daha kolay, dünyanın en renkli kuşları onların sırtında yorulmak bilmeden fazla mesai istemeden ha babam sinek topluyorlar. Aslında iyi bir işbirliği, herkese yararlı. O da ne Binlerce Afrika antilopu tek sıra olmuş, başları önlerinde bir şefin eşliğinde ilerliyorlar. Canlı olduklarını düşünmezseniz kendinizi bir bilim kurgu filminde geçit resmi yapan robotları seyrettiğinizi sanırsınız. Bu antiloplar Tanzanya’ya doğru ilerliyorlar, KenyaTanzanya sınırındaki büyük nehri geçip illa Tanzanya’ya varacaklar, 4 bin antiloptan 3 bini burada telef olacak. Çünkü aslanlar, timsahlar, leoparlar onları tam nehrin kıyısında bekliyorlar, avlanmak için en uygun yerde. Vakit öğleden sonra kayaların üstüne yan gelip yatmış dört leopar tek sıra halinde geçen antiloplara uzun uzun bakıyorlar. Belli ki karınları tok aksi halde bir saldırı gerçekleştirirler ama içlerinden biri bir oyun oynamak istiyor, öbürlerini de kandırıyor ve dört leopar yıldırım hızıyla antilop sürüsünün içine dalıyor, antiloplar anında birleşip bir yuvarlak çiziyorlar, onların da savaş taktiği bu, birleşmek ve leoparları hiç de yumuşak olmayan boynuz darbeleriyle uzaklaştırmak. Leoparlar durumu görünce çekilmeye karar veriyorlar, bu kadar korkutmak yeter, enerjilerini daha çok acıktıkları zamana harcamak için gene kayaların üstüne uzanıveriyorlar. Çok pozcular, cipin içinde sürekli fotoğraf makineleri çalışıyor ve onlar birer heykel gibi hiç istiflerini bozmadan öylece duruyorlar. Evet, cip yeniden duruyor, bu kez bir zürafa yoldan geçiyor, inanılmaz güzel yürüyor podyuma çıkmış bir manken gibi ve geçip gidiyor. Ve dalların arasından bir çıta ok gibi bir görünüp bir kayboluyor. Onun kadar hızlısı yok ve onun kadar da yalnızı. Tek başına takılmayı acayip seviyor. Çitayı hisseden bir yaban domuzu yeni doğmuş yavrularını korumak amacıyla birden adeta bir aslan kesiliyor ama çitanın da karnı tok fırlayıp gidiyor. Yaban domuzu rahatlıyor, yavrularınsa hiçbir şeyden haberleri yok, oynayıp duruyorlar. Bu cip nerede, ben nerede miyim? National Geograhpic belgesellerine meraklı olanlar hemen durumu çaktılar, bu cip Kenya’nın Masai Mara doğal parkında ilerliyor. Binlerce hayvan hikâyesinin yaşandığı parkta. Şimdilik hiçbir kanlı macera yok ama bir başka doğal park olan Lake Nakuru’da beni otel odasının balkonundaki bir leopar yavrusunu kedi sanan bir ben karşılayacak. Şimdilik Afrika’dan bu kadar. isilozgenturk@gmail.com Bond Atatürk’ü izlemiş Daha iyi yarınlar için İstanbul Haber Servisi Sabancı Vakfı, “Birleşmiş Milletler (BM) Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Ortak Programı” kapsamında 20092010 yılında gerçekleştirdiği 13 projeyi, “2009 Hibe Programı öyküleri” ismiyle kitaplaştırdı. Vakıftan yapılan yazılı açıklamada Sabancı Vakfı hibe programı kapsamında bugüne kadar 6 ilde 34 projenin desteklendiği ifade edilerek özetle şöyle denildi: “Yerel eşitlik eylem planlarının hayata geçirilmesiyle doğrudan 13 bin, dolaylı 300 bin kişiye ulaşıldı. İnanıyoruz ki, her bir öykü, daha iyi yarınlar için çalışmaktan vazgeçmeyen insanlar için ilham verecektir.” Jeffrey’nin açıklamalarına göre Dunderdale, tıpkı James Bond gibi son derece şık ve iyi giyinen biri. Çok cesur bir karaktere sahip fakat belki de en önemlisi ve bu iddiayı doğrulayan unsurlar şunlar: Güzel kadınlarla ve hızlı arabalarla çok ilgili. İnsan embriyosu ile kök hücre tedavisine izin ANKARA (AA) ABD İlaç ve Gıda İdaresi (Food and Drug AdministrationFDA), çocuklarda kalıcı görme bozukluğunun giderilmesi amacıyla insan embriyosu kök hücreleri temelinde deneysel tedavi yapması için bir Amerikan firmasına izin verdi. FDA, böylece hem umut vaat eden hem de tartışma yaratan embriyo kök hücre tedavisi için ikinci kez klinik deneye izin vermiş oldu. Çekiçkafalar azalıyor Dış Haberler Servisi Okyanuslardaki beslenme piramidinin tepesinde bulunan ve sanayi tipi avlanma nedeniyle 1.3 milyonu ölen köpekbalıkları arasında en büyük darbeyi çekiçkafaların aldığı duyuruldu. Doğayı Koruma Uluslararası Birliği, Atlantik Okyanusu’ndaki çekiçkafalı köpek balıklarının yüzde 99, beyaz uçluların da yüzde 70 oranında azaldığını açıkladı. Köpekbalıklarının büyük bölümü pahalı restoranlarda satılan bir çorba için öldürülüyor. Boğaz’dan elektrik üretmeye çalışıyoruz Dış Haberler Servisi Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler (UCLG) zirvesinde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Boğazı’ndaki akıntıdan enerji elde edilmesiyle ilgili çalışmalar yaptıklarını söyledi. 100’den fazla ülkeden yaklaşık bin yerel temsilcinin katıldığı zirvenin ardından önceki gün, sera gazı salımlarının gönüllü olarak azaltılması için pakt imzalandı. Haber Merkezi Yüzyıllık bir tarihi olan İngiliz Gizli Servisi MI6, arşivlerinin kapılarını ilk kez İrlandalı Profesör Keith Jeffrey’ye açtı. Arşivlerde Mustafa Kemal’i izleyen İngiliz casuslarla ilgili belgeleri inceleyen Profesör Jeffrey, James Bond karakterinin Atatürk’ü izleyen bir ajandan etkilenilerek yaratıldığı gerçeğini ortaya çıkardı. Hürriyet gazetesinde yayımlanan habere göre Profesör Jeffrey, James Bond karakterinin, zamanında Mustafa Kemal’i izleyen İngiliz ajan Dunderdale’dan etkilenilerek yaratıldığını iddia ediyor. Jeffrey bu iddiasını da “Benim bu dediğimi ilk ağızdan James Bond karakterinin yaratıcısı olan Ian Fleming doğruladı. James Bond’u Mustafa Kemal’i 1920’li yıllarda izleyen ajan Dunderdale’dan esinlenerek yarattığını kendisi de belirtti. Ajan Dunderdale, Fleming’in arkadaşıydı. Yıllar sonra o dönemdeki casusluk çalışmalarını Bond’un yaratıcısıyla paylaşıyor. Ve böylece Bond karakteri ortaya çıkıyor” sözleriyle James Bond karakterinin yaratıcısı olan Ian Fleming’e dayandırıyor. Keith Jeffrey yaptığı araştırmanın sonucunda MI6’nın Osmanlı’nın son dönemi ve Atatürk dönemlerinde yoğun bir şekilde casusluk operasyonlarına ağırlık vermesini ve İngiliz casusların Mustafa Kemal’i takip etmesini ise Atatürk’ün o dönem İngiltere için çok büyük bir tehdit Sean olarak görülmesine Connery bağlıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle