16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 25 EK M 2010 PAZARTES 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Seçime Giderken (2) CHP İstanbul Haber Servisi Türki ye’de toplumsal yaşamda kitabın yerinin olmadığı belirtiliyor. Bi reysel ve toplumsal gelişme ölçüt leri arasında yer alan okuma alış kanlığı, yıllardan beri ülkemizde bir türlü çözümü bulunamayan sorun olarak karşımıza çıkıyor. Öğretim üyeleri, ülkemizde okumanın ya şamın bir parçası olarak görülme mesinin nedenlerini genel anlamda bir kültür politikasının mevcut ol maması, eğitim sisteminin okuyan insan tipi yetiştirmemesi, görsel basının yaptığı bazı dizi ve filmle ri ile halkı olumsuz etkilemesi ve okuma alışkanlığından uzaklaştır ması olarak değerlendirdiler. Boğaziçi Üniversitesi FenEdebi yat Fakültesi Türk Dili ve Edebiya tı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol Köroğlu, ülkemizde de rinlemesine olmayan, araçsal bir düşüncenin hâkim olduğunu belir terek “Öncelikleri medya ve düze nin sahipleri belirliyor, bunu kit lelere kabul ettiriyor. Bugün bu öncelikler bol para getiren bir meslek sahibi olmak, cinsellikten yeme içmeye kadar her konuda çıl gınca tüketmek, fazla emek har camadan edilgen bir konumda tü ketmek. Hal böyle olunca oku mak zor ve tercih edilmeyen bir şey oluyor” dedi. Okuyan toplum ol manın birinci koşulunun düşünebil mek olduğunu vurgulayan Köroğlu, “Bu koşul her türden olumsuz ez ber ve korkudan insanları özgür kılacak düşünme eğitiminin veril diği okullarla sağlanır. Bu okulları kurmak hiç zor değildir ama ön celikle korkmamak gerekir. İkti darın temel özelliği ise korkmak ve korkusunu yönetilenlere yaymak tır” diye konuştu. Köroğlu, gezici kütüphanelerini Don Kişot’un yel değirmenleriyle savaşmasına ben zeterek “Gezici kütüphane akıntı ya kürek çeken bir pratik bence. Hem Don Kişot’unki gibi soylu bir niteliğe sahip, hem de okuma isteği uyandırıyor. O kütüphanede ça lışmayı da, onu ziyaret eden bir ço cuk olmayı da isterdim” dedi. ‘Diziler okumayı olumsuz etkiliyor’ Çağımızın vazgeçilmezi olan in ternet ve televizyonun okuma alış kanlığımızı olumsuz yönde etkile diğini vurgulayan Mimar Sinan Gü zel Sanatlar Üniversitesi Fen Ede biyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Baş kanı Prof. Dr. Abdullah Uçman ise “Televizyonda yayımlanan Türk romanlarından uyarlama diziler yüzünden biz fakültede öğrenci lerimize Türk yazarlarının ro manlarını doğru dürüst okutamı yoruz. Ayrıca ödevlerini de yine yalan yanlış bir şekilde internetten kopya çekip hazırlıyorlar. Bunu engellemek bugün için herhalde mümkün değil” diye konuştu. Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğre tim Üyesi Doç. Dr. Mete Ka an Kaynar da, üniversite eği timi dahil olmak üzere eğitim sisteminin araştırma okuma odaklı olmaktan uzak olduğunu, üniversitelerde bile hemen he men her dersin hoca tarafın dan verilen bir kitabının ol duğunu ve öğrenciden bu ki taptaki bilgileri hafızasına kaydederek sınavlardan yük sek puan alması beklendiği ni söyledi. Kaynar, şöyle de vam etti: “Eğitim sisteminin nere deyse her aşamasına sinmiş olan sınavlar da okuma alış kanlığının önündeki en büyük engellerden birisidir. Başarının ‘doğru şıkkı işaretlemek’ olduğu bir sınav sistemi düşünmeyi ve anlamayı değil elemeyi, yanlış şık ları eleyerek doğrunun ne oldu ğunu ‘tahmin’ etmeyi gerektir mektedir. Böylesi bir ‘kalite/başa rı’ anlayışının hâkim olduğu sis temde okumak gerçekten de za man kaybıdır.” Shell’in dünya genelinde lise, teknik lise ve üni versite öğrencilerini, yarının çevreci otomobil lerini bugünden üretmeye teşvik etmek amacıyla başlattığı “Shell EcoMarathon 2011” için başvuru lar başladı. Shell Türkiye’nin de son 8 yıldır katılarak başarılı sonuçlar elde ettiği Shell EcoMarathon’a katılmak isteyen gençler, 31 Ekim 2010 tarihine ka dar http://www.shell.com/home/content/ecomarat hon adresinden başvurularını yapabilir. Shell’in sür dürülebilir enerji konusunda bilinç yaratmak ve yakıt verimliliğini teşvik etmek amacıyla 27 yıl önce hayata geçirdiği Shell EcoMarathon’da; dünyanın dört bir yanından lise, teknik lise ve üniversite öğrencileri, kendi tasarladıkları araçları kullanarak en az yakıtla en uzun mesafeyi kat edebilmek için yarışıyor. Okuma alışkanlığı kazanmak için öneriler  Okuma alışkanlığı önündeki en önemli engel olan test, eğitim sistemin den tamamen çıkarılmalıdır  Temel eserler öğrencilere parasız olarak verilmeli, eserlerin okunup okun madığı denetlenmeli.  Kütüphanelerdeki eleman eksikliği gi derilmeli ve kütüphanelerin çalışma saat leri arttırılmalı.  MEB Yayınevi kitapçıları yakın zama na dek öğrencilerin (başta da üniversite öğrencilerinin) ucuza klasik kaynakları edinebilecek leri önemli bir hizmetti. Bu uy gulamaya yeniden etkinlik ka zandırılmalı.  Gezici kütüphaneler, il ve il çelerdeki okulları düzenli olarak ziya ret etmeli. MNG Kargo, 600 tondan fazla kargo poşetini geri dönüştürerek MEB ile birlikte Bitlis’te ilköğretim okulu yaptırdı Poşetleri okula dönüştürdüler T KAV bursuna başvurular Türkiye İnsan Kaynakları Vakfı (TİKAV) burslarına başvurular başladı. Bu yıl sadece Elazığ – Fırat Üniversitesi öğrencilerine açık olan burs programına, www.tikav.org.tr adresi üzerinden 15 Kasım 2010 tarihine ka dar başvurmak gerekiyor. Program kapsa mında; üniversite öğrencileri, birinci sınıftan başlayarak dördüncü sınıfın sonuna kadar çok sayıda seminer, eğitim, söyleşi, proje, staj ve gezi faaliyetlerine katılarak bilgi ve becerilerini zenginleştiriyor. TARKAN TEMUR BİTLİS MNG Kargo’nun, “Kargo Po şetleri Kutuya, Çocuklar Okula” projesiy le 600 tondan fazla kargo poşetini geri dön üştürerek Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile birlikte Bitlis’te yaptırdığı ilköğretim okulu törenle açıldı. Ergezen Mahallesi’nde inşa edilen 8 ders likli 250 öğrenci kapasiteli MNG Kargo Bit lis Merkez İlköğretim Okulu’nun açılış töre ninde konuşan MNG Kargo Genel Müdürü Aslan Kut, projeyi bundan 2 yıl önce baş lattıklarını, ilk günden beri projeye artan sa yıda kişi ve kurumun destek verdiğini söyle di. Binlerce kurumda atık kargo poşetlerinin geri dönüşüm kutularında biriktirildiğini be lirten Kut, projelerine şirket ve iş merkezle rinden destek arttıkça, daha kısa sürede daha çok okul yaptırmalarının mümkün olacağını belirtti. Kut, “Projenin yürümesi için gerekli olan tüm masrafları kendi bütçemizden karşılıyor, atık poşetlerden elde ettiğimiz gelirin tamamını ise hiçbir kesinti yap maksızın açtığımız ‘Okul Hesabı’na akta rıyoruz” diye konuştu. Projeye çevreye ve ya şama duyarlı 20 bin firma çalışanının katıl dığını belirten Kut, Türkiye genelinde 30 bi ni aşkın noktada atık kargo poşeti toplama ça lışmalarını sürdürdüklerini ve projeye destek arttıkça yeni okullar açmaya devam edecek lerini kaydetti. Çöpe atılan kargo poşetlerini ekonomiye geri kazandırarak ülke kaynakla rını verimli kullanmayı hedeflediklerini an latan Kut, “İşyerlerinde kâğıt atıkların toplanması alışkanlık haline gelmişken, ekonomik değerinin düşük olması nedeniyle kargo poşetleri ve naylon torbalar çöpe atı larak doğaya terk edilmektedir. Bu değe ri bugün bir okula dönüştürmüş olmanın gururunu, projeye destek veren on binlerce çevre dostuyla birlikte yaşıyoruz. Bu okul da eğitim gören pırıl pırıl çocuklarımızın umut dolu gözlerine baktığımızda, bu ör nek projenin çok daha iyilerini çocukları mızın kendi alanlarında yapacaklarına inanıyorum” diye konuştu. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sadettin Sabaz ise Bitlis’in, bölgede 2003 yılından bu yana eğitim yatırımlarında en iyi payı alan illerden biri olduğunu söyledi. Sabaz, “Bit lis’te bütün okul türleri mevcuttur. Eği time yüzde 100 desteğin yanında, bilgi sayarlı eğitime destek kampanyalarıyla 8 yıllık ilköğretim okulları ve ortaöğretim kurumlarının tamamında bilgisayar la boratuvarları kurulmuş olarak, hepsin de geniş bant ADSL bağlantısı mevcuttur” dedi. Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz da Bit lisli öğrencilerin 2010 LYS elde ettiği ba şarının Bitlis’in yüzünü güldürdüğünü söy ledi. Öğrenciler tarafından şiirlerin okunduğu törende, halkoyunları ve okulun anasınıfı öğ rencilerinin gösterileri sunuldu. Törenin ardından protokol üyeleri kurdeleyi keserek okulun açılışını yaptı. 169 öğrencinin eği time başlayacağı okulda, bir bilgisayar oda sı ve kütüphane de bulunuyor. Kavram MYO’da çorap bölümü Kavram Meslek Yüksekokulu ve Çorap Sa nayicileri Derneği (ÇSD) arasında imzalanan protokole göre, okulda 20112012 öğretim yı lında Çorap Moda ve Tasarım İşletmeciliği Bölümü açılacak. Bölümün öğrenci sayısı ilk aşamada 60 olarak planlandı. Bu öğrencilerin yarısı burslu okutulacak. MYO ve ÇSD işbir liği sayesinde açılacak önlisans programını tercih edecek öğrenciler mezun olduklarında işyerlerini kendileri seçebilecek. İmzalanan protokolle, önlisans programının yanı sıra çorap sektöründe faaliyet gösteren firmalara yönetim danışmanlığı hizmeti ve sektör çalı şanlarının sertifikasyonu da sağlanacak. İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyet Başkanı Bahattin Dur muş, Türkiye’de meslek yüksekokulları nın, reel sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünü yetiştirmeyi amaç edinmesi ge rektiğine dikkat çekti. ÇSD Başkanı Hüse yin Öztürk de, “Avrupa’da tek olan Ço rap Moda ve Tasarım İşletmeciliği’nden mezun olan beyaz yakalılarımız, sadece teorik anlamda yeterli olmayacak, kura cağımız atölyelerde de pratik alanda uz manlaşacak. Yani okuldan mezun olan öğrenci hem her anlamda donanımlı ola cak hem de mezun olduklarında işleri hazır olacak” dedi. Yücel NYU mütevelli heyetinde Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, New York Üniversi tesi (NYU) Steinhardt Eğitim Fakültesi Mü tevelli Heyeti ile yaptığı ilk kurul toplantı sında, mütevelli heyetinin Uluslararası İliş kilerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı’na seçildi. Mütevelli heyetinin ilk yabancı üye si olan Yücel toplantıda, Steinhardt Eğitim Fakültesi için daha global bir vizyon gelişti rilmesine yönelik strateji ve önerilerini an lattı. Toplantıda, Enver Yücel’in, küresel bir çaba olarak global vatandaşlık eğitimi müf redatı oluşturulmasına yönelik girişimi baş latma önerisi de kabul gördü. Öğretmen eği timinde sadece ulusal değil, uluslararası far kındalığın da geliştirilmesinin önemi üzerin de durulan toplantıda, Amerika’nın da Tür kiye’nin eğitim birikimlerinden çok şey öğ renebileceği ve bu paylaşımın NYU kanalıy la yapılabileceği vurgulandı. Bitlis’in Ergezen Mahallesi’nde inşa edilen 8 derslikli, 250 öğrenci kapasiteli MNG Kargo Bitlis Merkez İlköğretim Okulu törenle hizmete açıldı. 7. Uluslararası Bilişimci Martılar pro jesinde dereceye giren öğrencilere ödül leri ENKA Okulları’nda düzenlenen tö renle verildi. Sarıyer Kent Konseyi ve Sarıyer Bele diyesi’nin işbirliğiyle yapılan törende, Hindistan, TekirdağVelimeşe, Antakya, Burdur, Muğla, İzmir ve İstanbul’dan ka tılan ekipler, önce projelerini görsel bir şölenle sundu, ardından da ödül ve serti fikalarını aldı. Genel kordinatörlüğünü Dr. Hayal Köksal’ın yaptığı ve bu yıl “Nitelikli İnsan Yetiştirmek İçin Sanat Gerekli” sloganıyla yola çıkan projede aralarında Hindistan’dan üç, Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nden de bir İmece Hal kası’nın yer aldığı toplam 20 halka ve 200 öğrenci görev aldı. Dr. Hayal Köksal, Bilişimci Martılar projesinin felsefesine göre; aralıkhaziran ayları arasındaki proje sürecini tamamla yan her ekibin, “başarılı bir kazanan” olduğunu vurguladı. Dr. Köksal’ın verdi ği bilgilere göre, yıl boyu sürdürülen ça lışmalar, blog ve web tasarımlarıyla pay laşıma ve “sürekli iyileştirme”ye açık tutuluyor. Böylece “kalite felsefesi”ne uygun olarak karşılıklı öğrenmeöğretme zincirine yeni halkalar ekleniyor. Tekirdağ, ÇorluVelimeşe İlköğretim Okulu Ana Sınıfı Burdur Bahçelievler İlköğretim Okulu İzmir Kemalpaşa İlköğretim Okulu Çorlu Velimeşe İlköğretim Okulu Antakya Bedii Sabuncu İlköğretim Okulu İzmir Işık Kent İlköğretim Okulu Ağrı Diyadin YİBO. Muğla Turgut Reis Lisesi Özel Irmak Lisesi Sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesi Muğla Üniversitesi, Eğitim Fakültesi öğ rencileri Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği City Montessori School (Lucknow, Hin distan) Little Angels High School ÖDÜL KAZANAN OKULLAR Shell Eco Marathon’a başvurular başladı Okuma alışkanlığı önündeki en önemli engel olan ‘test’in, eğitim sisteminden tamamen çıkarılması gerektiği belirtildi ‘Okuyaninsantipiyetişmiyor’ [email protected] Dilek başka, görünen köy başka. Öncelikle, düş görmek isteyen CHP’lileri uyarayım baştan; herkesin önce nesnel durumla karşılaşıp, dileklerini bunun üzerinde inşa etmesi tavsiye edilir! Bugünkü iktidar ve ülke koşulları altında, dünkü yazımda dediğim gibi, olağanüstü yeni bir durum ortaya çıkmazsa, 7 ay sonraki seçimlerde CHP’nin ciddi bir varlık göstermesini beklemiyorum. Bazıları “bunu çözersen halkın gönlünde taht kurarsın, demokrat olursun..” gibi palavralarla ve elbirliğiyle CHP’yi türbanlama konusunda başarıyla ilerliyorlar. Halkımız, doğrusu, ilkokul düzeyinde ortalama eğitimi ile, dünyanın demokrasiyi sindirmiş ve bu kriterlere göre hareket eden en gelişmiş, en aydınlanmış, en bilinçli halkıdır! Bu nedenle “göbeğini kaşıyan adam” (Hoşgeldin Cumhuriyet’e Bekir!) oylarını verirken ölçeğe vuracak, CHP kaç kantar demokrat diye bakacak!!! Göbeğini kaşıyan adam ve yardakçıları entel takım, AKP’yi kantara vurdu ve orada müthiş bir demokrasi gördü, yüzde 50 ile ülkemizin yargısını ve hukukunu Avrupa’nın en gelişmişleri arasına soktu! Bu mantıkla, CHP’nin, AKP’nin savunduğunun 10 katı fazla demokrasi (yani daha bağımlı, tam köle yargı reformu gibi örneğin) savunması gerekmektedir! Bu yetmez: CHP, AKP’nin yarım bitirdiği işleri tamamlamalı, örneğin Romanları iyice dağıtmalı ve köklerini kurutmalıdır! Alevilere Osmanlı kılıçları göstermelidir! O zaman bakın oylarını nasıl katlayacaktır! O kadar da yetmez, bazı zekâ özürlü veya kasıtlı düşmanların örgütlerine, Tayyiplerin ağabeylerine kulak vermeli, Blair okumalıdır! Ondan, Irak’ta 1 milyon insanın ortak katilinden, ABD’ye nasıl küresel uşaklık yapılır dersleri almalıdır! Hatta, Blair CHP’ye din dersleri vermelidir! Heyyyy, bırakın bu palavraları! Sahtekârlıkları! Aptallıkları! CHP’nin üst yönetimine, halkın aydın ama dar ve orta gelirli çalışanlarından, her kesimde fiilen üreten insanlar gelmeli! CHP, Swissotel’lerde bizim gibi kafayı üst yapısal kültürel ve siyasal kurumlara ve söylemlere takmış insanlarla “kendini bulma veya yeniden tanımlama” için arama konferansları düzenleyeceğine, kafalarını bizlerin söylemleriyle ütüleyeceğine, bildiği şeyleri bin kez daha dinleyeceğine... Biz gazeteci yazar, medya mensupları gibi denge gözeten, yarın kazığını atacak kimselerle toplanacağına... a) Parti Merkez Yönetimi’ne veya Parti Meclisi’ne, hatta Başkan’a, sürekli “danışmanlık” yapacak, bilgi verecek ve üretimde yol gösterecek bir “Üreticiler Meclisi” kurmalıdır! Hayvan üreticisi orada olmalı; buğday, pamuk, domates, pancar, tütün, fındık, çay, ayçiçeği, süt... üreticileri –gerçek kişiler olarak– orada olmalıdır! Onlara kulak vermeli! b) Yine kültürel farklılılar, anlayışlar, diller, etnisiteler ayrı bir mecliste orada olmalıdır! c) KOBİ’ler.. yeni toplumsal üretici kesimleri oluşturan bilgi toplumu üreticileri... yeni teknolojilerin öncüleri ve üreticileri, partide en yüksek katta olmalı! d) Gençlik, öğrenci ve çalışan gençlik ayrı bir meclis olarak, en yüksek katta bulunmalı! e) Kadınlar, kızlar... onların sorunları sürekli partiye en yüksek düzeyde aktarılmalıdır! Bunların hepsi ayrı ayrı, en çok 50’şer kişilik, olmalıdır! Aynı sepetlere konmamalıdır! Demek istiyorum ki, bizlerden iş çıkmaz, Kılıçdaroğlu! Ey, Sav ve diğer muhterem yüksek zevat! Biz yazıp çizerek CHP’yi iktidar yapamayız, seni gerektiğinde mezara bile gömeriz! Birçoğumuz belkemiksizdir! Ama yukarıda saydıklarım seni iktidar yapacak olanlardır! Oy onların elinde! Üretip satamayanlar, pazarlara giremeyenler, girip çıkamayanlar, girip büyüyemeyenler, çalışıp sürünenler, hizmet sektörlerinde, AVM’lerde ve daha bir dizi yerde günde 12 saat çalışan köleler, cemaatlerin kapanlarına sürüklenenler; okuyamayan, okuyup da iş bulamayan gençler ve yetişkinler... Dert onların elinde! Oy da! Parti iktidarınızı resmen ve fiilen, onlarla paylaşırsanız, onları baştacı ederseniz, hep birlikte iktidar olursunuz! Onlara onur verin, kişilik verin, yönetime ortak edin, dertlerini ve sorunlarını partinin temel sorunları edinin.. İktidar olun! Yoksa siz de ayvayı yiyeceksiniz, Türkiye de! Not: Yarın resepsiyon için Cumhurbaşkanı’na açık mektup yayımlayacağım. Öbür gün ise Seçimlere Doğru’ya devam! Okur Notu: Seçimlere Doğru yazınızda yaptığınız tespitlerin tamamına katılıyorum. Burada biz sosyal demokrat ya da sol düşünen aydınların göremediği çok yalın bazı gerçekler var. Türkiye’de 9.600.000 emekli, (yüzde 40’ının maaşları 600/900 TL arası); 9.300.000 yeşil kartlı, 100.000 korucu, 2.500.000 FakFukFon’lardan yardım alan ve 6.000.000 BDP seçmeni olmak üzere, bir şekilde iki partiye odaklanmış 27.500.000 seçmen var. Ayrıca belediyelerden günlük iaşe bedeli alarak siyasi iktidara sempati ile bakanlar var. CHP bu seçmenlerin yaklaşık yüzde 20’sinden oy alma şansını yakalasa iktidar olur. Türbandı, aftı gibi konularda uğraşmaktan, ekonomik talep ve projeleri toplumun önüne getirmek CHP’ye oy kazandırır. Duyarlı kesim zaten CHP’ye oy verirken önemli olan, yukarıdaki seçmen kitlesini kendine bağlayacak yeni projeler yaratmak ve uygulama alanlarını insanlara göstermektir. İnsanların öncelikli tercihleri ekonomik olup, özellikle Doğu ve Güneydoğu halkının komşu ülkelerle yapacağı ticarete getirilecek kolaylıklar ve uygulamalarla bu bölgedeki üretici halkın CHP’ye bakışı değişebilir. Basri Koyuncuoğulları Not 3: Dün yanlış adres verdim. Doğrusu: http://orhanbursali.blogspot.com/ 7. Uluslararası Bilişimci Martılar ödül töreni ENKA Okulları’nda yapıldı ‘Martı’lar ödüllerini aldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle