Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                CMYB  C M Y B  SAYFA CUMHUR YET 2 EK M 2010 CUMARTES  6 HABERLER  CUMARTESİ  YAZILARI  ATAOL BEHRAMOĞLU  Bir 12 Eylül  Mağdurunun Notları  1   Kişinin kendisinden söz etmesinin hoş  karşılanmadığı bir kültürden geliyoruz.  Doğrusu da budur.  Fakat kimi kez kendinizden söz etmenin  kaçınılmaz olduğu zamanlar ve durumlar da  vardır.  Gazetemizde 12 Eylül 1980 faşist darbesinden  sonra yaşanan acıların anlatıldığı, 12 Eylül  mağdurlarından hayatta olanların tanıklıklarının  belgelendiği diziyi ilgiyle okudum.  Bunların çoğunu biliyorduk.  Yine de okurun ve özellikle de yeni kuşakların  bilgisine topluca sunulmuş olmaları kuşkusuz ki  yararlı oldu.  Diziyi okurken zaman zaman kendi yaşantı ve  deneyimlerim de zihnimden ve gözlerimin  önünden geçti.  Bunlardan kimilerini, konu henüz sıcaklığını  korumaktayken, sizlerle paylaşmak istedim...  12 Eylül öncesindeki boğuntulu süreci en  yakınından yaşamış olanlardan biriyim.  Neredeyse her gün, aydın, yazar, gazeteci,  sanatçı, siyasetçi, bir arkadaşımızın katledildiği  günlerdi.  O dönemde genel sekreteri olduğum Türkiye  Yazarlar Sendikası nın Cağaloğlu nda birkaç  metrelik bir odadan ibaret genel merkezindeki  toplantılarımız sırasında her an bir saldırıya  uğrayabilir, öldürülebilirdik.  Gece evde uyurken baskına uğrayarak  öldürülme olasılığına karşı kendimce bir yöntem  bulmuştum.  İçerden kapımızın önüne bir sandalye koyuyor,  üstüne de üst üste iki İpragaz tüpü  yerleştiriyordum.  Güya, saldırganlar kapıyı bir biçimde açarak  içeri girmek istediklerinde tüpler yuvarlanacak,  böylece gürültüden uyanarak hiç değilse uykuda  öldürülmemiş olacaktım...  Bugün bana da çocukça gelen bu korunma  yönteminden, o günlerde yaşanmakta olan ortamı  daha iyi anlatabilmek için söz ediyorum   12 Eylül sabahı Kuşadası nda bir barış  şölenindeydim.  İstanbul a dönmeyip bir süre İzmir çevresinde  arkadaş evlerinde kaldım.  Nitekim Göztepe deki baba evinden aranmışım.  Aynı semtte oturan sevgili A. Kadir e, gözaltına  alındığında beni de sormuşlar.   A.Kadir  Hasdal  kışlasında kırk gün süren  gözaltı anılarını sonradan  Silahlı Kuvvetler in  Güvencesi Altında  adıyla kitaplaştırdı. 12 Eylül  zulmünden söz eden yazı ve araştırmalarda bu  büyük ve aynı ölçüde de alçakgönüllü şairin 12  Eylül anıları atlanmamalıdır.   Bir süre sonra İstanbul a döndüm. Arayan soran  olmadı. Bu arada yurtdışında davet edildiğim bir  toplantıya bile katıldım. Toplantı bitiminde  yakınlarımın ve arkadaşlarımın uyarılarına karşın  ülkeye dönmekte tereddüt etmedim. Bir süre  sonra bu iş  benim bakımımdan  kapanmış ya da  hiç değilse yatışmış gibiydi. İlk darbe beklenmedik  bir yerden, sivil bir mahkemeden geldi. Daha  önceki yıllarda yayımlanan  Ne Yağmur  Ne  Şiirler  adlı şiir kitabımın yeni bir basımının   toplatılmasına ve imhasına  karar verilmişti   Selimiye Kışlası nda bir hafta gözaltında  tutuldum... 12 Eylül sonrasındaki bu ilk  tutukluluğun öyküsünü ayrıntılarıyla ayrıca yazmak  gerekir. Sinemasal yanları vardır. Gözaltına alınan  her çeşit insanın haklarındaki kararı bekledikleri  mahzenimsi bir büyük odada akşama doğru  kimlerin kışlada kalacakları belli olduğunda,  sandalye ya da tabure gibi yükseltiler üzerine  çıkarak tutukluları çember içine alan görevli erlerin  ellerindeki coplarla tehdit edip dürterek  aralarında  bulunduğum  bu insanları bir koyun sürüsü gibi  hizaya sokmaları şu anda da gözlerimin  önündedir   Yayınevi basılarak el konulan şiir kitaplarım,  bana ve hakkımda karar verilecek olan Selimiye  Kışlası na gözetimi altında gönderildiğim sivil  polise taşıtılarak aynı mahzenimsi odada bir  köşeye yığılmış, parçalanan paketlerin birinden  çevreye kitaplar saçılmıştı   Görevli erlerin en faşisti olduğu ve sivil  yaşamında da bu işlerin içinde bulunduğu besbelli  birinin, üzerine çıkmış olduğu yükseltide bu  kitaplardan birini eline alıp sayfaları rastgele  çevirerek, dişlerini gıcırdatarak, yüksek sesle ve  yalan yanlış bir şeyler okumasından, aramızda  geçen gerilimli diyalogdan, yukarıda yazdığım gibi,  ayrıca ve ayrıntılı söz etmek gerekir   Bir hafta süren tutukluluk,  bir daha asla geri  alınamayacak olan  kitapların,  ancak bizde  rastlanabilecek garip bir paradoksla , Selimiye  Kışlası ndaki askeri mahkemece ilk duruşmada  beraat ettirilmesi, benim salıverilmem, sonrasında  ise tutukluluk süresinden de uzun sürecek  zatürree şiddetinde bir soğuk algınlığı ile yatağa  serilmemle sona erdi   Barış Derneği davası henüz açılmamıştı  Çok öncelerden planlanmış olduğu besbelli 12  Eylül darbecilerinin belli ki acelesi yoktu   Bundan önümüzdeki hafta söz edeceğim.  ataolb@cumhuriyet.com.tr  Faks:  0212  343 72 64   Siyaset dili yenilenmeli ANKARA  Cumhuriyet Büro  su   Cumhurbaşkanı Abdullah  Gül TBMM de yeni yasama yılı açış  konuşmasında  Bugünün Türki  yesi sivil, demokratik ve çoğulcu  bir anayasaya ihtiyaç duymakta  dır. Kuşkusuz bunun zamanla  masına siyaset kurumu karar ve  recektir. Fakat yeni anayasanın  toplumun bütününün beklenti  lerine yer verecek bir katılım ve  ortak anlayışla çıkarılması ge  rektiğini belirtmek istiyorum   mesajı verdi. Gül, Kürt sorunuyla il  gili olarak  Çare, etnik odaklı si  yaset dili değil, daha fazla de  mokrasidir. Tüm meşru muha  taplarla sorun çözme yöntemi ge  liştirilmelidir. Sorunların çözü  münü ertelersek, gelecek nesille  ri çok daha çetrefilli bir sorunlar  yumağı ile karşı karşıya bırakırız.  Bu sorunu büyük bir kararlı  lıkla biz çözmeliyiz  dedi.   Yargılama sürecindeki ge  cikmelerin, sebebi ne olursa  olsun, tutukluluğu fiili  bir mahkumiyet duru  muna dönüştürmemesi ge  rekir  diyen Gül,  gör  evin bizzat yargı siste  mine düştüğünün  altını  çizdi. Cumhurbaşkanı Gül,   TBMM de siyasi temsilin de  rinleştirilmesi ve çeşitlendirilme  si ve siyaset dilinin yenilenmesi   gereği üzerinde de durdu.  Gül ün TBMM de yaptığı ko  nuşmada verdiği mesajlar şöyle:  Temsilin derinleştirilme  si: TBMM de siyasi temsilin de  rinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesi,  kendi içimizdeki tüm farklılıkları  siyasete yansıtacaktır. Ülkenin tüm  önde gelen siyasi akımlarının temsil  edilmediği bir Meclis, eksik bir Mec  lis olacaktır. İkinci önemli husus, ka  tılımın daha da teşviki ve güçlendi  rilmesi meselesidir. Sadece siyasi  partilerin değil, sivil toplum kuru  luşları aracılığıyla toplumun tama  mının siyasi süreçlere katılımı, Tür  kiye nin temel sorunlarının çözü  münü kolaylaştıracaktır. Kimlik tar  tışmaları, demokratik standartların  yükseltilmesi, yeni anayasa yapılması,  din, devlet ve toplum ilişkisine yö  nelik tartışmalar, iktidar olsun, mu  halefet olsun tüm tarafların, Meclis dı  şındaki siyasi partiler ve sivil toplu  mun tüm unsurlarının da katılımını ve  ortak bir anlayışa varmasını gerek  tirmektedir.  Siyaset dili: Demokratik sis  temin kendini yenilemesi ve vizyo  nunu küresel standartlara yükselte  bilmesi için siyasetçilere düşen çok  önemli bir görev daha var. Bu görev,  siyaset dilinin yenilenmesi görevi  dir. Günümüz sorunlarına, geliş  melere cevap veremeyen eski siya  set dilinin, yeni, dinamik, hoşgörü  lü bir siyaset dili ile yer değiştirmesi  gereği, bugün dünya çapında siya  set bilimcilerin ve düşünce insan  larının önemli gündem maddeleri  arasındadır. Tüm milletvekillerinin  bu yeni siyaset dilinin kurulmasına  katkıda bulunması gerekir.  Referandum: Farklı bakış  açılarını  kutuplaşma  olarak gör  mek, olgunlaşmamış bir demokra  tik anlayışın tezahürüdür. Bu fark  lılıklar dışlama, tahkir etme, yok say  ma, kültürel bölünme değil, tam ter  sine demokratik zenginliğin bir gös  tergesi olarak alınmalıdır.  Demokrasi dışı planlar:  Milletin bu çatı altındaki temsilcileri,  demokratik düzen çerçevesinde mil  letin iradesinin tecellisi konusunda  çok dikkatli olmalı ve milletin sesini  bastıracak, iradesini askıya alacak gi  rişimlere karşı durmalıdır.  KCK operasyonunda 32 gözaltı  DİYARBAKIR  Cumhuriyet Bürosu    Şanlıurfa da terör örgütü PKK nin kent  yapılanması olan KCK Türkiye Meclisi ne   KCKTM  yönelik operasyonda BDP il  eşbaşkanları İbrahim Ayhan ve Adile  Fidan ile BDP yöneticilerinin de  aralarında bulunduğu 32 kişi gözaltına  alındı.  Terör örgütü propagandası  yapmak  suçundan yargılandığı davada  ifade vermediği için önceki gün gözaltına  alınan Şırnak ın Balveren Belde Belediye  Başkanı Abdurrezzak Yıldız ise ifadesi  alındıktan sonra serbest bırakıldı.  AYŞE SAYIN  ANKARA  TBMM nin yeni yasama  yılının açılış törenlerine, CHP deki  ta  vır değişikliği  damgasını vurdu. CHP li  deri Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki  CHP liler, Cumhurbaşkanlığı na seçildi  ğinden bu yana ilk kez Cumhurbaşkanı  Abdullah Gül ü genel kurula girişinde   ayakta  karşılarken arka sıralarda otur  mayı tercih eden eski Genel Başkan De  niz Baykal ve kendisine yakın milletve  killerinden Onur Öymen, Canan Arıt  man, Nesrin Baytok, Mustafa Özyü  rek in de aralarında bulunduğu bazı mil  letvekilleri  oturmayı  tercih etti. TBMM  Başkanı Mehmet Ali Şahin in verdiği re  sepsiyonda da, CHP ilk kez  genel baş  kan  düzeyinde temsil edildi.   CHP, AKP nin iktidara geldiği 2002  seçimlerinden bu yana ilk kez  genel baş  kan  düzeyinde resepsiyona katıldı. Kı  lıçdaroğlu, resepsiyona katılma gerekçe  si konusunda  CHP, cumhuriyetin ku  rucu partisidir. Halkın iradesini temsil  ediyor, geleceğiz, resepsiyona katıla  cağız  açıklaması yaptı.   Genel Kurul daki törenlere, Genel  kurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner  ve kuvvet komutanları, geçen yıl olduğu  gibi bu yıl da tam kadro katıldı. Anayasa  Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Sa  yıştay Başkanı Recai Akyel, YÖK Baş  kanı Yusuf Ziya Özcan, Yargıtay Cu  muhriyet Başsavcısı Abdurrahman Yal  çınkaya da locada yer aldı.   TBMM, yeni yasama  fiziki  olarak  baştan aşağı  yenilenerek  girdi. İktidar  ve muhalefet kulislerine lacivert, dış ko  lislere de bordo renkli  deri koltuklar   konuldu. Meclis, tanesi 150 bin liradan alı  nan ve kendi sulamasını yapan, bitkinin su  gereksinimini karşılayan  akıllı sak  sı larla donatıldı.   TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin,  bütün milletvekillerinin masalarına kır  mızıbeyaz karanfiller koydurdu.  YEN  YASAMA YILI  BAŞLADI  Demokratik  zeminde  çözülmeli  Uzun yılların bir realitesi olan ve  demokratik standartlarımızın ye  tersizliğinden kaynaklanan Kürt  sorununu, bölücü terörden ayrıştı  rarak çözmemiz gerekmektedir. Si  vil bir irade geliştirerek yanlışlık  larla yüzleşmemiz ve sorunu temel  prensipler etrafında birleşerek de  mokratik bir zeminde çözmemiz ge  rekmektedir. Güvenlik güçlerimize  ve vatandaşlarımıza yöneltilen tek  bir silah olduğu müddetçe bunun ce  vabı en sert şekilde verilecektir. So  runun demokratikleşmeyle ilgili bo  yutunun muhatabı da çözüm zemi  ni de TBMM dir. Toplumun bütün  farklı kesimleri, sivil toplum kuru  luşları, dernekler, siyasi gruplar ve  meşru tüm muhataplar, sıfatlarına  ve kimliklerine bakılmaksızın dahil  edilerek geniş kapsamlı bir sorun  çözme yöntemi geliştirilmelidir.  Çare etnik odaklı siyaset dili değil,  daha fazla demokrasidir. Çözümü  ertelersek, gelecek nesilleri çok da  ha çetrefilli bir sorunlar yumağı ile  karşı karşıya bırakırız.  Beklentilere  cevap vermeli  1982 Anayasası, millet iradesine  kısıtlamagetirenbirmüdaheleninar  dından, o dönemin şartlarının oluş  turduğu kadrolar tarafından hazır  lanmıştır. Bugüne dek yapılan de  ğişikliklikler maalesef Türkiye nin ih  tiyacı olan yeni anayasa talebini tam  olarak karşılamamaktadır. Bugünün  Türkiyesi, sivil, demokratik ve ço  ğulcu bir anayasaya ihtiyaç duy  maktadır. Kuşkusuz, bunun zaman  lamasına siyaset kurumu karar ve  recektir. Fakat Cumhurbaşkanı ola  rak, yapılacak yeni anayasanın top  lumun bütünün beklentilerine yer ve  recek bir katılım ve ortak anlayışla  çıkarılması gerektiğini belirtmek is  tiyorum. Yeni yasama yılının yeni  anayasa tartışmasına yer vermesini,  geniş bir tartışma imk nı ve alanı  oluşturması gerektiğini düşüyorum.  KÜRT SORUNU  YEN ANAYASA  Yargı bağımsızlığı: En sert tartışmaların yar  gının bağımsızlığı ve tarafsızlığı etrafında sürdürülmüş  olduğunu ve bu konuda bir saflaşmanın ortaya çıktı  ğını gördük. Bu tartışma ortamının en büyük riski,  mül  kün temeli  olduğuna inandığımız  adalet in işleyinde  küçük de olsa bir sapma veya aksamanın ortaya çık  ma ihtimalidir. Bu konudaki hassasiyet, bütün siya  setçilerden beklendiği gibi yargı mensuplarından da  beklenmelidir. Yargılama sürecindeki gecikmelerin, se  bebi ne olursa olsun, tutukluluğu fiili bir mahkumiyet  durumuna dönüştürmemesi gerekir. Bu tür aksaklık  ların düzeltilmesi ve  geç tecelli eden adaletin ada  letsizlikten farklı olmadığı  anlayışı ile gerekli yasal  düzenlemlerin en kısa zamanda hayata geçirilmesi bü  yük önem taşımaktadır. Bu sorunun sadece bir yasal  düzenleme konusu olmadığı, adalet mekanizmasının et  kinliğinin arttırılmasının da gerekli olduğu ve bu gör  evin bizzat yargı sistemine düştüğü açıktır.  TUTUKLULUK FİİLİ BİR MAHK MİYETE DÖNÜŞMEMELİ  CHP DE TAVIR  DEĞ Ş KL Ğ  ANKARA  Cumhuriyet Bürosu    TBMM nin yeni yasama yılının başlaması ne  deniyle TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin in  verdiği resepsiyonda, Genel Başkan Selahattin  Demirtaş başkanlığındaki BDP liler, yolunu kes  tiği Başbakan Erdoğan ile ayaküstü görüşerek ta  leplerini iletti. BDP liler, partililerine yönelik   KCK operasyonu  siteminde bulundu.  BDP Genel Başkanı Demirtaş, Başbakan  Tayyip Erdoğan ın Meclis resepsiyonundan ay  rıldığı sırada çıkışta bekleyerek KCK operas  yonlarını sordu. Erdoğan ın, AKPBDP arasın  da geçtiğimiz günlerde yapılan görüşmeyi kas  tederek,  görüşmeyi iyi götürdün  dediği De  mirtaş,  Görüşme çift taraflı olursa daha iyi  olur  yanıtını verdi. Erdoğan ise  Götürürüz,  tek taraflı demiyoruz zaten çift taraflı  dedi.  Bunun üzerine Demirtaş, Erdoğan a,  Biz bu iş  için uğraşırken bir yanda da Urfa da parti  mize operasyonlar var. Gözaltılar var. Yine  siyasi operasyonlar var  diyerek KCK ope  rasyonu nedeniyle sitem etti. Erdoğan ise  Si  yasi operasyon olmaz. Ama niye alınmış  de  di. Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da ko  nuşmaya katılarak,  Hanefi Avcı üzerinden bir  operasyon yapılıyor. Örneğin siz referan  dumdan sonra demokratikleşme, özgürleşme  olacak dediniz. Bunun bir karşılığı olmalı Sa  yın Başbakan  diyerek sözlerini sürdürdü.  Erdoğan ise  Bak şimdi, bir şeyi gerçekçi gö  receğiz. Eğer böyle bir operasyon varsa, bu  operasyon kim vasıtasıyla yapılır. Yargı bir  talimat verdiği zaman bu talimatın gereğini  yürütme yerine getirmek durumundadır.  Eğer Avcı yla ilgili böyle bir şey varsa bunun  ilintili. Bağlantıları nelerdir? Bunların hep  sini araştırmak durumundadır. Durup du  rurken yoldan geçen birisini almıyorlar. De  ğil mi?  dedi. Birdal ın tutukluluk sürelerinin  uzunluğundan yakınması üzerine de Erdoğan,   O da yine yargının takdirindedir  karşılığını  verdi. Bunun üzerine Demirtaş, Terörle Müca  dele Yasası nda bazı problemli maddeler oldu  ğunu söyleyince Erdoğan,  Hiç kimse geciken  adaleti savunamaz. Geciken adalet nokta  sındaki tavrımız zaten belli bir tavırdır. 18  20 sene süren dosyalar var. Suç yargıda, kad  ro istediler. Eyvallah dedik, kemarayla mü  lakat dediler. Bu süreçlerin kısaltılabilmesi  için neler yapılabilir, bunların üzerinde du  rulur, buna göre adım atılır  dedi. Gazete  cilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, İçişleri Ba  kanı Beşir Atalay ın  Biz sorunları çözeceğiz,  çözdükçe BDP bitecek  sözlerini eleştirerek,   Bu sorunları çözmeyeceğiz demektir  dedi.  TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ise Ana  yasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ın ana  yasanın değiştirilemez maddeleriyle ilgili açık  lamalarıyla ilgili sorular üzerine  Müspet an  lamda, daha da güçlendirme bakımından  yapılacak değişiklikler için bir fikir beyan et  ti, anladığım kadarıyla  dedi.  Resepsiyonda sürpriz zirve  KCKoperasyonlarınatepkigösterenDemirtaş aErdoğan Durupdururkenyoldangeçeniiçerialmıyorlar yanıtınıverdi  Cumhurbaşkanı Gül genel  kurula girişinde CHP li  ler tarafından ayakta alkış  landı. Gül, yeni anayasa, Kürt  sorunu, referandum, yargı ve  siyasal katılım konularında  mesajlar verdi. Gül ün ko  nuşmasında  siyasi temsilin  derinleştirilmesi ve çeşitlen  dirilmesi, tüm farklılıkların  siyasete yansıtılmasını  ifa  delerine, bazı BDP liler  al  kışla  karşılık verdi.  BDP den  alkışladestek   ATALAY, CUMHUR YET TAR H N OKUSUN   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,  İçişleri Bakanı Be  şir Atalay, Güneydoğu sorununun eski CHP den kaynaklan  dığını söyledi. Bu konuda ne diyorsunuz?  yönündeki soruyu  yanıtlarken  Kendi tarihine iyi baksın. Yakın Cumhuriyet ta  rihini, Sayın Atalay ın bir daha okumasını isterim. Yakın ta  rihi bilmeden, CHP yi hedef alan suçlama bir bakana yakış  mıyor. Bir bakan, daha ciddi, daha tutarlı konuşmalar yap  malı. Hele İçişleri Bakanı...  diye konuştu. Kılıçdaroğlu resepsi  yonda Cumhurbaşkanı Gül ile bir süre sohbet etti. Kılıçdaroğlu,  Cumhurbaşkanı Gül ün konuşmasıyla ilgili olarak beklentilerinin  bir bölümünü karşıladığını söyledi. Kılıç ın sözleriyle ilgili  olarak Kılıçdaroğlu,  Sayın Haşim Kılıç a şunu öneririm:  Kurucu irade nedir önce bir okumasını isterim  dedi.   CMYB  C M Y B  SAYFA CUMHUR YET 2 EK M 2010 CUMARTES  6 HABERLER  CUMARTESİ  YAZILARI  ATAOL BEHRAMOĞLU  Bir 12 Eylül  Mağdurunun Notları  1   Kişinin kendisinden söz etmesinin hoş  karşılanmadığı bir kültürden geliyoruz.  Doğrusu da budur.  Fakat kimi kez kendinizden söz etmenin  kaçınılmaz olduğu zamanlar ve durumlar da  vardır.  Gazetemizde 12 Eylül 1980 faşist darbesinden  sonra yaşanan acıların anlatıldığı, 12 Eylül  mağdurlarından hayatta olanların tanıklıklarının  belgelendiği diziyi ilgiyle okudum.  Bunların çoğunu biliyorduk.  Yine de okurun ve özellikle de yeni kuşakların  bilgisine topluca sunulmuş olmaları kuşkusuz ki  yararlı oldu.  Diziyi okurken zaman zaman kendi yaşantı ve  deneyimlerim de zihnimden ve gözlerimin  önünden geçti.  Bunlardan kimilerini, konu henüz sıcaklığını  korumaktayken, sizlerle paylaşmak istedim...  12 Eylül öncesindeki boğuntulu süreci en  yakınından yaşamış olanlardan biriyim.  Neredeyse her gün, aydın, yazar, gazeteci,  sanatçı, siyasetçi, bir arkadaşımızın katledildiği  günlerdi.  O dönemde genel sekreteri olduğum Türkiye  Yazarlar Sendikası nın Cağaloğlu nda birkaç  metrelik bir odadan ibaret genel merkezindeki  toplantılarımız sırasında her an bir saldırıya  uğrayabilir, öldürülebilirdik.  Gece evde uyurken baskına uğrayarak  öldürülme olasılığına karşı kendimce bir yöntem  bulmuştum.  İçerden kapımızın önüne bir sandalye koyuyor,  üstüne de üst üste iki İpragaz tüpü  yerleştiriyordum.  Güya, saldırganlar kapıyı bir biçimde açarak  içeri girmek istediklerinde tüpler yuvarlanacak,  böylece gürültüden uyanarak hiç değilse uykuda  öldürülmemiş olacaktım...  Bugün bana da çocukça gelen bu korunma  yönteminden, o günlerde yaşanmakta olan ortamı  daha iyi anlatabilmek için söz ediyorum   12 Eylül sabahı Kuşadası nda bir barış  şölenindeydim.  İstanbul a dönmeyip bir süre İzmir çevresinde  arkadaş evlerinde kaldım.  Nite
            
    
