16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 19 EK M 2010 SALI 10 DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR İçi Saman Dolacak Kuş Hangisi? Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 1969’daki başkanlık seçiminde Prof. Dr. Necmettin Erbakan adaydı. Türk Ocağı’ndaki seçimde ülkücüler, Erbakan’a karşıydılar. Bir olay çıktı. Olay yerine gittiğimde ülkücülerin Erbakan’ın yakınlarını dövdüklerini gördüm. Bu arada ben de bir iki yumruk yiyerek kimvurduya gittim! Erbakan seçimi kazandı. Bana bir geçmiş olsun mektubu gönderdi. Mektubu yazdırdığı mini etekli genç sekreteri Nermin Hanım’la evlenerek başını örttürdü. 1969’da Adalet Partisi’nden aday olmak isteyince İstanbul Teknik Üniversitesi’nden sınıf arkadaşı Süleyman Demirel’den “veto” yedi. Konya’dan bağımsız aday oldu ve seçildi. Kurduğu Milli Nizam Partisi’ni Anayasa Mahkemesi kapattı. Milli Selamet Partisi’ni (MSP) kurdu. Bülent Ecevit’in Başbakanlığında yardımcısı iken Kıbrıs harekâtı yapıldı. Adanın tümünün işgalinde Ecevit’i ikna edemeyince partisi güç kaybetti. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra İzmir Uzunada’da bir ay gözaltında yaşadı. MSP’yi “laiklik karşıtı yasadışı bir cemiyete dönüştürmek” savı ile tutuklandı. 1982 Anayasası gereğince 10 yıl siyaset yapması yasaklandı. 1987 halkoylaması ile yeniden siyasete döndü. Refah Partisi’ne (RP) Başkan seçildi. Doğru Yol Partisi ile kurulan koalisyonun başbakanı oldu. “Susurluk Olayı” ile ortaya çıkan “siyasacı, ağa, polis ve mafya” ilişkileri hakkında “fasa fiso” yorumunu yaptı. Ardından sağ kolu Adalet Bakanı Şevket Kazan “aydınlık için bir dakika karanlık” eylemleri hakkında “mum söndü oynuyorlar” dedi. Günümüzde TV’de Mehmet Ali Erbil’in bu sözlerinin nasıl sonuçlandığını göz önüne alacak olursak, RP’nin geleceği de yavaş yavaş belli olmaya başlamıştı. 28 Şubat 1997’de Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından istifa etmek zorunda kaldı. Üç ay sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın önerisi üzerine RP de kapatıldı. Kurucusu olduğu “Milli Görüş Hareketi”nden 2001 yılında ayrılan takıyyeciler iktidar olurken TOBB’den arkadaşı Recai Kutan başkanlığında MSP’deki “M”yi atarak Saadet Partisi’ni kurdurdu ve ardından başına geçti. Siyasa yasağı ve sağlık nedeniyle(!) bu görevden ayrıldı. Devlet bütçesinden partiye verilen trilyonların hesabı için Abdullah Gül ile birlikte yargılandı. Dava sonucunda mahkum oldu. “Sağlık sorunu ve ilerlemiş yaşı” gibi nedenlerle, cezaevinde yatma yerine ev hapsi cezası aldı. Ancak bir süre sonra, “trilyonların” hesabını veremeden Cumhurbaşkanı olan Gül, hocasını affetti! SP içinde dışlanmışlık yaşayan, “siyasal ve dinsel ihtirası” 84 yaşının önüne geçen Erbakan, pazar günü partiyi yeniden ele geçirme genel kurulunda kürsüye özel asansörle çıktı ve başkan olarak indi. Hani sağlıksızdı! Hani yaşı ilerlemişti! Bir hacıyatmaz gibi yatıp kalkan “Hoca”, hedefinin “İçi saman dolu bir kuş” dediği AKP olduğunu açıkladı. Şimdi bakalım AKP mi SP’nin, SP mi AKP’nin içini oyup saman dolduracak? Bu it dalaşından hoca mı, öğrencisi mi galip çıkacak? Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt şöyle buyurmuş: “Hiç kimse 21. yy’da darbe düşüncesinde olmamalıdır. Olanı da normal bulmamak gerekir. Hatta darbe girişiminde bulunduysa yargılamadan önce tımarhaneye götürüp tedavi ettirmeli ve ondan sonra da yargılamalıdır!” 27 Nisan 2007’de “emuhtırasını” kaleme aldığını açıkladığını unutan Büyükanıt, 198688 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı idi. Kimin muhafızlığını yapmıştı? 12 Eylül 1980 darbesini yapan Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in… İki yıl Evren’e “Emredersiniz Sayın Cumhurbaşkanım” tekmilini verdiğini de unutmuşa benziyor. Yoksa Çankaya Köşkü bir tımarhane olduğu için mi darbeci Evren’in muhafızlığını yapıyordu? Işık Kansu, dün köşesinde bir ağa öyküsü yayımladı. Çalıp çırpan bir ağanın yakınları ile helalleşmesi yetmemiş, bir de en sevdiği devesine sordurmuş. Öykü şöyle gelişiyor: “ Hakkını helal ediyor musun? Etmiyorum! Yapma, etme, neden ki? Bu adam bize çok yük vurdu; affettim. Aç bıraktı, affettim. Ama biz elli devenin başına bir eşeği getirdi ya; işte bu yüzden bir türlü affedemiyorum…” Işık, durup dururken bu öyküyü neden anlattın? Lütfen ağzındaki baklayı çıkar! Kimi affetmiyorsun? Kervandaki develer kim, eşek kim? Cumartesi günü 10 dakikalık şiddetli bir sağanak yağış; Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’yı seller götürdü. Oluşan gölleri, felç olan trafiği, sular içinde kalan taşıtları, iflas eden altyapıyı bir yana bırakalım. Atatürk Eğitim Hastanesi’ni de su bastı. Yaralıların değil bu hastaneye taşınması, bu hastanede yoğun bakım servisindeki hastalara takılı araç ve gereçler bile kullanılamadı. Bunun üzerine hastaların başka hastanelere taşınmasına başlandı. Ne var ki, selden ve tıkanan trafikten ambulanslar yoğun bakımdaki hastaları başka hastanelere taşıyamadılar. Pazar günü gazetelerimize baktım. Hürriyet’in birinci sayfada tek sütunluk “Ankara sele teslim” haberi dışında, Cumhuriyet dahil, hiçbir gazete olayı birinci sayfada görmemişti. Çünkü Ankara bir taşra kenti idi! Olay, İstanbul’da yaşansaydı Bizans basını bu haberi sekiz sütun başlığa çıkarmaz mıydı? “Beşikstone” yine kahramanca dövüşe dövüşe ligin sonlarındaki Manisaspor’a, hem de kendi sahasında, 32 yenilmiş. Değişenlerle birlikte “Fiyapı(!)” stadyumunda “Beşikstone”da topu tekmeleyen 14 futbolcusundan ancak beşi Türk sporcusu imiş... Boşuna değil Beşiktaş’ın “Beşikstone” oluşu! Kartallıktan kargalığa yolculukta “Beşikstone”a başarılar… Çeşitlemeler... “Altın” için kullanılan en önemli deyim “som”dur. Katışıksız, ayarı bozuk olmayan altına “som altın” denilir. İki yıllık Genel Yayın Yönetmenliğim döneminde İlhan Selçuk, topu topu dört yazarı kadromuza almayı önermişti. Alındılar. Sonradan biri Feto’nun izinde yürüdüğü ortaya çıkınca, ötekisi de “liboşlaşınca” kendiliklerinden ayrıldılar. Aralık 1993’te başlayan yuvaya yeniden dönen yazarımız “durumun vaziyetini” okurlara bir som altın ayarı ile yazmaya başlamıştı. Yönetmenlik görevimden ayrılınca, onun yanındaki odaya taşındım. Odasında sessiz sedasız oturup araştırır, yazardı. “Birinci” sigarasının dumanının altında ikinci kez “duman altı” olarak çalışırken, gazetede varlığı yokluğu kolay algılanmazdı. Son iki haftadır, bazı okurlarımız telefonla ya da iletilerle sağlık durumunu sorar olmuşlardı. Meraktaydılar… Cuma günü okurlarını meraktan kurtardı, ama kendisini üzerine inatla yürüdüğü o kötü hastalıktan kurtaramadı. Ardında soyadı gibi katıksız bir ad bıraktı Deniz Som! ‘Som’ Altındı! Elmek: [email protected] Belgegeçer: 0312. 442 79 90 AKP niye AB’yi istiyor? ÖZGÜR ULUSOY Türkiye’nin dış politikada ve Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinde nere ye gittiği sorusu Friedrich Ebert Vakfı’nın İstanbul’da düzenlediği toplantıda bir kez daha masaya yatırıldı. Alman Sosyal Demokrat Parti SPD’ye yakınlığıyla bilinen vakfın düzenlediği “Quo Vadis Türkiye? Türkiye’nin Bugünkü Avrupa ve Dış Politikası?” başlıklı toplantıda, AKP’li temsilci, ye ni hükümetle Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerini iyileştirdiğinden söz edip Su riye’yi buna örnek gösterirken, çoğu Avrupa’dan katılımcılar, dış politikada başarı resmine uymayan başlıklara dik kati çektiler. Katılımcılar, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığının hissedildiğini teslim etmek le birlikte Türkiye’nin yine de kendisi ni bölgesel güç olarak tanımlamakta aceleci mi davrandığı sorusunu yönelt tiler. Toplantıda dile getirilen bir konu da AKP’nin, AB ile ilişkilere bakışıydı. Almanya Uluslararası İlişkiler ve Gü venlik Araştırmaları Enstitüsü analist lerinden Heinz Kramer, AKP ile Tür kiye’nin kimlik politikasında yaşanan de ğişikliğe dikkati çekerek “AKP neden AB’ye üye olmak istiyor” sorusunu yö neltti. Kramer, toplantı sonrasında Cum huriyet’e yaptığı açıklamada da Türki ye’de bir kesimin, sözgelimi Kemalist lerin AB’ye üyeliği kimlik politikası çerçevesinde gördüğünü belirterek şöy le konuştu: “Türkiye’nin Avrupalı ül ke olarak kabulü, sanki Atatürk’ün misyonunun taçlandırılması gibi ola caktı. Ancak bu kimlik tanımı AKP için geçerli değil, daha farklı bir Türk lük tanımları var. Çok yönlü bir kim likten söz ediliyor. Türkiye’nin Batı lılaşması AKP politikasının bir parçası değil. Peki öyleyse niye hâlâ AB üye liği isteniyor?” AKP’li yetkililerin Türkiye’yi bölge sel bir güç olarak tanımlarken kullan dıkları söylemle, AB’yi hâlâ dış politi ka önceliği olarak tanımladıkları söylem arasında bir çelişki bulunduğuna dikka ti çeken Kramer, Türkiye niye hâlâ AB üyesi olmak istiyor sorusuna, hep stan dart yanıtlar aldığını ancak bu yanıtları tatmin edici bulmadığını vurguladı. Kramer, Hıristiyan Demokratların AKP’yi hiç eleştirmedikleri, buna karşın Türkiye’nin üyeliğine karşı oldukları, AKP’nin de AB üyeliğini istediğini söy lerken, aslında bu işi yavaştan aldığı yö nündeki yorumlarla ilgili sorumuz üze rine, “Belki iki taraf da ‘gibi’ politikası izlemeye karar vermiştir. Kim bilir” yanıtını verdi. Kramer’a göre, Türkiye’nin dış poli tikasında denge karışık. Resmin bir kıs mına bakıldığında Arap ülkeleriyle ve İran’la iyi ilişkiler görülürken, Türk dış politikasının sacayakları için aynı şeyi söylemek zor: En önemli müttefik ABD ile ilişkiler sallantıda. AB ile ilişkiler neredeyse tıkanmış du rumda; İsrail ile ilişkiler son yılların en dip noktasında; Ermenistan’la son derece umut vaat eden açılışa karşın tıkanıklık yaşanıyor; Yunanistan’la durum iyileş ti denemez, çünkü aslında temel çatış malar hâlâ masada; Kıbrıs’la (Rum Ke simi) aynı; enerjide de, Türkiye strate jik açıdan önemli bir noktada olmasına karşın, son yıllarda atılan büyük adım lar yok. Dış politika iç siyasette kullanılıyor kuşkusu SPD milletvekili, Alman Parlamentosu AB ve Dışilişkiler Komitesi üyesi ve Tür kiye ile Koordinasyon Grubu Başkanı Dietmar Nietan, konuşmasında dış po litikanın iç siyaset için kullanılıp kulla nılmadığı sorusunu yöneltti. Türkiye’nin Mavi Marmara’ya yönelik “korkunç” İsrail saldırısına verdiği yanıtın, ayrıca iç politika için de bir malzeme olup ol madığını soran Nietan’a göre, belki Türkiye’nin Batı’dan uzaklaştığı söyle nemeyebilir ancak dış politikanın iç politikada kullanıldığı konusunda kuş kular var. İsrailli bir katılımcının Türkiye’nin bu saatten sonra yalnızca El Fetih ve Hamas arasında bir arabuluculuk yapabileceği ve Gilad Şalit için devreye girebilece ği yönündeki açıklamasına ise, Hamas’a yakınlığından ötürü Ankara’nın El Fe tih’le Hamas arasında arabuluculukta zorlanacağı itirazı geldi. Buna göre Tür kiye’nin arabuluculuğa soyunmadan önce El Fetih’in güvenini kazanması ge rekiyor. Fransa’da genel grev günü UĞUR HÜKÜM PARİS Fransa’da hükümetin, emeklilik yasasındaki değişiklikler üzerinden çalışanların çeşitli kaza nımlarını törpüleme girişimlerine kar şı bugün genel grev yapılacak. Ey lemler nedeniyle depolarında akarya kıt tükenen benzin istasyonu sayısı ül ke genelinde dün 1000’e yükseldi. Ağır taşıt sektöründeki sendikanın da direnişe destek vereceğini açıklama sının ardından karayollarında TIR ve kamyonlar ‘trafiği yavaşlatma’ eyle mi yaptı. Kamu radyo ve televevizyonlarında günlerdir dönüşümlü süren grevler genelleşirken, yazılı basınyayın bugün tamamen kesilecek. Sendikaların 230 kadar yerleşim merkezinde bugün düzenlemeye ha zırlandığı yürüyüş ve gösterilere en az 3 milyon kişinin katılması bekleniyor. Le Parisien gazetesinde aktarılan tah mine göre eylemler yüzde 71 oranın da destek alıyor. Sivil Havacılık İdaresi de akaryakıt sıkıntısı nedeniyle Paris’in Orly Ha vaalanı’ndan seferlerin yüzde 50 ora nında azaltılmasını istedi. Başkent Paris yakınlarında dün de lise ve üniversite öğrencileriyle polis arasında çatışmalar yaşanırken gençler telefon kulübelerini devirdi. (Fotoğraf: AFP) Deniz Som Büyükanıt Erbakan Friedrich Ebert Vakfı’nın İstanbul’daki toplantısına katılan Alman analist Kramer, AKP’nin dış politikada başarı öyküsünün Arap ülkeleriyle sınırlı olduğunu, resmin bütününe bakıldığında ABD, AB, Ermenistan ve İsrail’le ilişkilerde farklı bir sonuç görüldüğünü belirtti. Kramer, “Türkiye’nin Batılılaşması AKP politikasının bir parçası değil. Peki öyleyse niye hâlâ AB üyeliği isteniyor?” ifadesini kullandı. DEVREN SATILIK MADO CAFE Turgutreis / Bodrum Tel: 0532.282 45 48 Konferansa İran gölgesi ABD’li Bakan Gates, AmerikanTürk Konseyi toplantısında iki ülke arasındaki gerginliğe dikkat çekti ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON Washington’da düzenlenen 29. yıllık AmerikanTürk Konseyi (ATC) toplan tıları ABD ile Türkiye arasındaki İran anlaşmaz lığı gölgesinde başladı. ABD Savunma Bakanı Robert Gates son dönemde iki ülke arasındaki ilişkilerin İran nedeniyle gerilim yaşadığını ifade ederken Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ise Tür kiye’nin İran ile ticaret yapması kadar doğal bir şey olamayacağını söyledi. ATC konferansına katılan Gates “Örneğin Türkiye’nin İran yaptırımlarına yönelik oyu gibi bazı anlaşmazlıklar yaşadık” dedi. Türki ye’yi İsrail ile yapıcı ilişki konusunda teşvik et tiklerini de ifade eden Gates, görüş ayrılıklarına karşın iki ülkenin bölgede temel çıkarları paylaş tıklarını söyledi. Konuşmasında NATO kapsa mında füze savunma sistemine de değinen Gates, bu konuda Türkiye’nin desteğini de bekledikleri ni ifade etti. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gö nül ise bu konuda ABD’nin önerdiği “aşamalı uyarlanabilir yaklaşımın” NATO çatısı altında olmasını memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti. ATC toplantılarının açılış konuşmasını yapan Çağlayan, Türkiye’nin komşularıyla “sıfır sorun” politikasının yanı sıra “sınırsız ticaret” yapma amacı içinde olduğunu belirtti. İran’ın nükleer programına yönelik barışçıl çözüm yanlı sı olduklarını da ifade eden Çağlayan, Türki ye’nin BM yaptırım kararlarına uyacağını ancak bazı ülkelerle ticaretin yasaklanması ya da sınır landırılmaması gerektiği de sözlerine ekledi. ‘ABD ile karşıt amaçlar...’ Konferansta ikili ilişkilere yönelik bir panelde konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Av rasya’dan sorumlu müsteşar yardımcısı Phil Gordon ise Washington’daki “Türkiye’nin İran’a ABD ortaklığından daha çok önem verdiği” yönündeki algının iki ülke arasındaki çalışmaları olumsuz etkilediğini ifade etti. Gor don, “Türkiye’nin ABD ile ‘karşıt amaçlar’ içinde olabileceği yönündeki algının” iki ülke arasındaki ortaklığı zora soktuğunu söyledi. Tür kiye ile ilgili bu algıyı yok sayamayacaklarını belirten Gordon, Türkiye ile ABD arasındaki iliş kilerin “yoğunluğunun” başka hiçbir ülkeyle karşılaştırılamayacağını belirtti. İki ülke arasında İran ve İsrail konusunda görüş farklılıkları da ol duğunu ifade eden Gordon, bu farklılıkları “açık ve düzenli” bir biçimde konuştuklarını söyledi. S LAH ALIMI ABD’L GENERALE EMANET WASHINGTON (Cumhuriyet) Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından kurulan danışmanlık şirketi Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ (STM) önceki gün Washington yakınlarında bir irtibat ofisi açtı. Amerikan Türk Konseyi’nin (ATC) 29. yıllık toplantıları çer çevesinde Washington’da bulu nan Savunma Bakanı Vecdi Gö nül’ün açılışını yaptığı ofisin ba şında daha önce İzmir’de görev yapmış olan ABD’li emekli kor general Lee McFann buluna cak.Virginia, Arlington’da bulu nan ofisin resmi açılışına Genel kurmay Plan ve Prensipler Baş kanı Korgeneral Emin Alpman, Savunma Sanayii Müsteşarı Mu rad Bayar ile ATC Başkanı emekli büyükelçi James Holmes katıldı. Cumhuriyet’e konuşan McFann, ofisin çalışmaları ara sında Türkiye’nin ABD’den ta lep ettiği silahların satışına yöne lik sürecin de bulunacağını açık ladı. ABD yönetimi Kongre’deki Türkiye karşıtı hava nedeniyle Ankara’nın istediği insansız uçaklar ve helikopterler gibi as keri araçların satış sürecini henüz başlatmış değil. McFann tıkanık lığın kolay aşılamayacağı ve ko nunun karmaşık olduğu mesajını da verdi. McFann, yaptıkları iş için “lobicilik” terimi yerine “kolaylaştırma” ifadesini kul lanmayı tercih ettiğini de belirtti. ALMANYA CUMHURBAŞKANI ANKARA’DA Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, 5 günlük sürecek ziyaret kapsamında dün akşam saatlerinde Ankara’ya geldi. Wulff’u, Esenboğa Havalimanı’nda Maliye Bakanı Mehmet Şim şek ve Ankara Valisi Alaattin Yüksel karşıladı. Wulff’a, eşi Bettina Wulff ile birlikte Federal Meclis milletvekilleri ve Alman iş dünyasından çok sayıda temsilci eşlik ediyor. Ankara’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek olan Wulff, bugün TBMM’de de bir konuşma yapa cak. Wulff, İstanbul’da Gül ile birlikte Türk Alman Üniversitesi’nin temelini de atacak. Fotoğraf: AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle