17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 12 EK M 2010 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Toz Bulutunun Altında Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkartamamış günlerine geldik galiba. Her gün gazeteleri, televizyonları açtığımızda yeni iddialar, yeni suçlamalar, ortaya çıkartılan sırlar, ifşaatlar, itiraflar, gizli konuşma kayıtları birbirini kovalıyor. Artık kim ne söylüyor, hangisi doğru, hangisi yalan, o da karıştı. Eğer birileri tam bir dezenformasyon harek tı başlattıysa kesinlikle başarılı oldular. Üstelik bunlarla ilgili kurumlardan bir açıklama da yapılmıyor. Bir emniyet müdürü oturdu yüzlerce sayfalık kitap yazdı, isim isim emniyetçileri, savcıları ihbar etti, kimseden bir açıklama duyamadık. Bir emekli albay çıkıyor, inanılmaz şeyler anlatıyor, ne jandarmadan ne İçişleri nden ne Genelkurmay dan bir açıklama var. Bir itirafçı çıkıyor, onu bunu adres göstererek bir sürü eylemi tarif ediyor. Kimse bu açıklamalardan, suçlamalardan, itiraflardan filan alınmıyor anladığım kadarıyla. Bu iş televizyonlara yaradı. Bol bol tartışma konusu çıkıyor. Çıkıyor ama konunun ilgilileri konuşmuyor, onların dışında herkes konuşuyor. Zaten konuşmak isteyip kendini temize çıkartmaya çalışanları da dinleyen yok. Bu açıklamalar üzerine birtakım davalar açılıyor ama görülebildiği kadarıyla bu kadar uzun süreleri kapsayan ve karmakarışık bilgilerden oluşan davaların bir sonuca ulaşması da zor görünüyor. Üstelik artık herkes olup bitenlerin ardında başka şeyler aradığı için adalete güven de sarsılmış durumda. Yani bir davadan bir sonuç çıksa da, birilerine göre doğru birilerine göre yanlış olacak. Bütün bu komplo teorilerinin, iddiaların, itirafların, kirli çamaşırların ortalara dökülmesinin sonucu tam bir bilgi kirliliği ve kafa karışıklığı oldu. Susurluk tartışmaları sırasında da aynı şey olmamış mıydı? Önce herkes ışıkları açıp kapatarak temiz toplum heyecanlarına kapıldı. Sonra iş giderek büyüdü, genişledi, olayla ilgili ortadaki kişilerin bile konuşmadığı ama herkesin çağırılıp ifadesinin alınmaya çalışıldığı komisyonlar kuruldu. Bu komisyonların üyeleri işin çok büyük ve karışık yerlere uzandığını söylediler. Herkes muğlak, delillendirilemeyen, söylentiden ibaret kalan birtakım garip hik yeler anlatmaya başladı. Her şey o zaman da, bu kimin kim olduğunun anlaşılamadığı, kimin yönettiğinin belirlenemediği, derin ve muğlak terimlerle tanımlanan bir çetenin üstüne yıkıldı ama bu çete kimdir, nedir, ne yapmıştır kimse anlayamadı. O zaman da şimdiki gibi herkes yazılar yazmış, uzun uzun tartışmalar yapılmış, kitaplar yayımlanmıştı. Bilgiler, açıklamalar, itiraflar geldikçe bir şeyler açığa çıkacağına aksine her şeyin üstü daha da örtülüyor, toz bulutunun altında gerçekte ne olduğu görülmez hale geliyor. [email protected] Avcı ya tepki gösteren Fethullah Gülen, devletteki cemaat kadrolaşması iddialarına yanıt verdi Sızma değil teşvikmiş FIRAT KOZOK ANKARA Fethullah Gü len, Haliç te Yaşayan Si monlar adlı kitabında devlet teki Gülen kadrolaşmasını anla tan, olay yaratan kitabın ardından Devrimci Kararg h Örgü tü kapsamında tutuklanan eski Eskişehir Emniyet Müdürü Ha nefi Avcı ya Allah taksiratı nı affetsin. O mum uzun sür mez, sürse bile yatsıya kadar sürer ve söner diye tepki gös terdi. Gülen, kendisine yakınlığıyla bilinen herkul.org adlı sitede referandum sonuçlarını ve Ha nefi Avcı nın kitabıyla bir kez daha gündeme gelen devletteki cemaat örgütlenmesini değer lendirdi. Gülen, referandumdan evet çıkmasına milletin gele ceği adına çok sevindiğini be lirtti. Fethullahçı örgütlen me haberlerine de değinen Gü len, Fethullahçı yakıştırma larından çok rahatsız olduğunu söyledi. Gülen, Şayet milleti mizin bu harekete sahip çık ması illa bir şekilde tarif edi lecekse, Muhammed ruhun toplumun sinesinde yeniden can lanması denilebilir dedi. Gü len, şöyle devam etti: Fethullahçı gibi yakıştır malar yapılmasını ve o türlü mülahazalara sapılmasını la netliyorum. Eğer öyle bir me seleye sahip çıkıyorsak, Allah bizi yerin dibine batırsın; yok sa, benim şefkat, mülayemet ve merhametim, bizi öyle bir isnad altında bırakanlar hak kında Allah onları yerin dibine batırsın dememe cevaz ver miyor onları Allah a havale ediyorum. Allah taksiratını affetsin Açıklamasında isim verme den Avcı ya da tepki gösteren Gülen, şunları kaydetti: Son günlerde emniyet teşkilatın dan birisinin falan yerde kad rolaşma gibi çok yakışıksız iddiaları oldu. Allah taksiratını affetsin, Allah insanları ce henneme gitme yoluna düşür mesin, sukut ettirmesin. Hiç kimse için öyle bir akıbeti di lemem. 50 senedir aleyhimde yazı yazan birisi için bile Ce hennemle cezalandırılması ak lımdan geçince odama girip ağlamış ve Hayır ya Rabbi, öyle yapma; hidayet et, Cennet e gitsin demişimdir. Kimse hak kında olumsuz konuşmam. Nalına mıhına gitmiş insan, as lında kendi değerine mıh ça kıyor, kendi kıymetine bir nal vuruyor demektir. O mum uzun sürmez; yalancı demi yorum, terbiyem müsaade et mez; fakat, o mum uzun sür mez, sürse bile yatsıya kadar sürer ve söner. Teşvike sızma denilemez Pensilvanya dan yaptığı açık lamada kendisinin özbeöz Ana dolu çocuğu olduğunu savunan Gülen, Bir insanın, kendi mil let fertlerini yine kendi mem leketindeki bazı müesseselere girmeleri için teşvik etmesine sızma denilemeyeceğini söy ledi. Gülen, şöyle devam etti: Teşvik edilen insanlar da, o müesseseler de bu ülkeye ait. Kastedilen manadaki sız mayı belli bir dönemde bu milletten olmayanlar yaptılar. Evet, bir milletin ferdi, ken di milleti için var olan mües seselere sızmaz; hakkıdır, gi rer oraya; Mülkiye ye de gi rer adliyeye de, istihbarata da girer Hariciye ye de. Unu tulmamalıdır ki, kadrolaş ma, sızma, çoğalma türünden iddiaları ortaya atanlar ve bunlarla vazifeperver insan ları sindirmeye çalışanlar, hemen her devirde bu iftira larının arkasına saklanarak ve hedef şaşırtarak kendi fel sefeleri adına belli yerlere sızmış, kadrolaşmış ve ço ğalmış kimselerdir. SDP VE TOPLUMSAL ÖZGÜRLÜK PLATFORMU İstanbul Haber Servisi Türkiye sosyalist hareketinin önderlerinden Dr. Hikmet Kıvılcım lı, ölümünün 39. yılında Topkapı daki mezarı başında düzenlenen törenlerle anıldı. Törende yurtseverlerin, CIA operasyonu ile cezaevine konulduğu kaydedildi. İlk olarak Sosyalist Dayanışma Platformu SODAP tarafından düzenlenen törende konu şan Kezban Konukçu, Hikmet Kıvılcımlı nın bir çok devrimci gencin bilinçlenmesinde büyük bir payı olduğunu belirterek Kıvılcımlı, gençli ğin dinamizmini işçi sınıfı ile buluşturmayı sağlayan antiemperyalist bir liderdi. Hayatı ve eserleri ile bize bu politik süreçte daha çok ışık tutacaktır. Kürt sorunun çözümünde de Kıvılcımlı nın fikirleri bizim için rehberdir dedi. Daha sonra Kıvılcımlı nın gömütü başına gelen Halkın Kurtuluş Partisi üyeleri adına açıklamayı okuyan Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şahbaz, Kıvılcımlı nın 39 yıl önce kendisini sosyalizm ve halkların kurtuluşu için feda etmiş bir devrimci lider olduğunu söyledi. Şahbaz, 50 yıllık siyasi yaşamının 22.5 yılını cezaevinde geçirmiş, bu süre içinde yakalan dığı kanser hastalığına karşı emperyalizme ve faşizme karşı mücadeleden vazgeçmemiştir dedi. Konuşmanın ardından, Devrim şehitleri ölümsüzdür , Gün gelecek, devran dönecek. Tayyipgiller halka hesap verecek , Kıvılcım lı yaşıyor, partimiz savaşıyor , Kahrolsun ABD ve AB emperyalizmi sloganları atan Halkın Kurtuluşu Partililer, Kıvılcımlı nın meza rına karanfiller bıraktı. Fotoğraf: ALİ AÇAR Dr. Kıvılcımlı törenlerle anıldı NEW YORK ANKA İrticayla Mü cadele Eylem Planı nı hazırladığı iddiasıy la tutuklu bulunan Albay Dursun Çiçek in ABD de Columbia Üniversitesi nde doktora eğitimi yapan oğlu Deniz Çiçek, savcıların mahkeme heyetine eksik bilgi vererek mah kemenin seyrini kasıtlı olarak değiştirdikle rini açıkladı. Deniz Çiçek, Babamın bir buçuk ay daha fazladan hapiste kalması nın nedeni daha sözde İrticayla Mücadele Eylem Planı ortada bile yokken Erzin canErzurum arasındaki Tercan ilçesinde cep telefonu sinyalinin belirlenmiş olma sıydı. Dursun Çiçek adına kayıtlı cep tele fonundan İstanbul da bir numara ile Ka ra Kuvvetleri ne ait başka bir numara aranmıştı. Babama mahkemede sormak zahmetinde bile bulunmayan mahkeme heyeti bu iddianın araştırılması için mah kemeyi bir buçuk ay sonrasına, 18 Ekim tarihine erteledi dedi. Babasının görüş meyi yaptığı dönemin 2008 in aralık ayı ol duğunu aktaran Çiçek, o dönemde ailecek Doğu AnadoluGürcistanAzerbaycan gezi sine çıktıklarını, geziye de Sivas a giderek başladıklarını aktardı. Çiçek, savcıların bu geziyi mahkemeyle paylaşmayarak tutuklu luk süresini uzatmayı amaçladıklarını ve bunu başardıklarını söyledi. Gülen, kadrolaşma iddiaları konusunda Bir insanın, kendi millet fertlerini yine kendi memleketindeki bazı müesseselere girmeleri için teşvik etmesine sızma denmez dedi. İçerde tutmak için bilgi sakladılar Bilgi sızdıranlara suç duyurusu İstanbul Haber Servisi Sosyalist De mokrasi Partisi SDP ve Toplumsal Öz gürlük Platformu üyeleri, Devrimci Ka rarg h operasyonu kapsamında araların da SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan ın da bulunduğu 13 kişinin tutuklanmasıyla il gili yürütülen soruşturma dosyasında bu lunduğu savunulan bilgileri medyaya sızdı ran emniyet görevlileri ve İstanbul Özel Yetikili Ağır Ceza Mahkemesi nde görevli Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık hak kında suç duyurusunda bulundu. Sultanah met teki İstanbul Adliyesi önünde toplanan eylemciler adına basın açıklaması yapan avukat Züleyha Gülüm, operasyon kapsa mında evleri aranan kişilerin ve ailelerinin mağdur edildiğini, ifade sırasında da ifade tutanağının örneğinin avukatlara verilmedi ğini belirtti. Gülüm Bazı medya kuruluş larında yer alan haberlerde masumiyet karinesi ihlal edilerek müvekkillerimiz kamuoyuna suçlu olarak gösterilmiş ve gerçeğe aykırı, asılsız haberlerle çeşitli suçlamalara konu edilmişlerdir dedi. ERDEM GÜL ANKARA Adalet Ba kanı Sadullah Ergin, Av rupa İnsan Hakları Mah kemesi nin uzun tutuk luluk gerekçesiyle Türki ye aleyhine 436 ihlal ka rarı verdiğini açıkladı. Ergin, uzun tutukluluk larla ilgili kararlarda ka mu görevlilerini kusurlu görmediğini belirtti. Ergin, CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öz türk ün, uzun tutuklu luklarla ilgili soru öner gesine verdiği yanıtta, bu konuda AİHM tarafından verilen kararların nasıl yorumlanacağı konusun da yeni tartışmalara yol açacak değerlendirmele re yer verdi. Kamu görevlileri kusurlu değil Bakan Ergin yanıtında, uzun tutuklulukların Av rupa İnsan Hakları Söz leşmesi nin Özgürlük ve güvenlik hakkı başlıklı 5. maddesi içinde yer aldığı nı vurguladı. Ergin, Mali ye Bakanlığı ndan aldığı bilgiyi de aktararak AİHM tarafından veri len ihlal ve dostane çö züm kararlarında, ka mu görevlilerine ilişkin herhangi bir kusur de ğerlendirmesi yapılma dığı nı belirtti. Bakan Er gin, uzun tutukluluklarda kamu görevlilerinin ku surlu olmadıklarını ve hak larında dava bulunmadı ğını açık biçimde ifade ederken, sorumlunun ya salar ya da yasal düzenle meleri yapmakla sorumlu olan siyasetçiler olup ol madığı konusuna açıklık getirmedi. Ergin, AİHM kararları nedeniyle öde nen tazminat miktarları ve hangi olaylar nedeniyle tazminata hükmedildiği konularında da istatistiksel bir verinin bulunmadığını kaydetti. Bakan Ergin, uzun tu tukluluk sürelerine ilişkin soruya şu yanıtı verdi: AİHM nin kurulduğu yıl olan 1959 yılından günümüze kadar ülkeler aleyhine verilen ihlal ka rarlarını maddeler ba zında gösteren istatistik lerden uzun tutukluluk halini de kapsayan 5. maddesine ilişkin olarak ülkemiz aleyhine toplam 436 ihlal kararı verildiği, ancak 5. maddesinin ih lali kapsamındaki ka rarların nedenlerine gö re özel olarak sınıflandı rılmadığı, dolayısıyla bu kararların kaç tanesinin soru önergesinde belirti len nedenlere dayalı ola rak verildiğini saptama olanağının bulunmadığı bildirilmiştir. Adalet Bakanı, uzun tutuklulukta kamu görevlilerinin kusurlu olmadığını öne sürdü AİHM den 436 ihlal kararı İstanbul Haber Servisi Tedavi gördüğü GATA Haydarpaşa Eği tim ve Araştırma Hastanesi nde kalp yetmezliği sonucu 4 gün ön ce yaşamını yitiren emekli Orge neral Necdet Öztorun 86 , İstan bul da toprağa verildi. Öztorun un Türk bayrağına sa rılı cenazesi dün öğle saatlerinde Selimiye Camisi ne getirildi ve burada tabutun başında askerler tarafından saygı nöbeti tutuldu. Öztorun un eşi Mefanet Öztorun da cami avlusunda taziyeleri ka bul etti. Emekli Orgeneral Özto run un cenaze namazına, Genel kurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner in yanı sıra aralarında eski Genelkurmay başkanların dan emekli orgeneraller Yaşar Büyükanıt, Hüseyin Kıvrıkoğlu ve Necdet Uruğ, eski bakanlardan Nevzat Ayaz, eski kuvvet komu tanlarından Necati Özgen, Hasan Iğsız ve kuvvet komutanları ile çok sayıda kişi katıldı. Burada kı lanan cenaze namazının ardından askerlerin omuzları üzerinde bir süre taşınan Öztorun un cenazesi daha sonra top arabasına konula rak askeri kortej eşliğinde yürün dü. Öztorun un cenazesi götürül düğü Karacaahmet Mezarlığı nda toprağa verildi. Fotoğraf: AA Öztorun toprağa verildi stanbul Haber Servisi Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, Devrimci Kararg h örgütüne yardım ettiği iddiasıyla tutuklanan Emniyet Müdürü nın ofisinde telefon görüşme ka yıtları bulunduğu gerekçesiyle ifade verdi. Aynı konuda ifade veren Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı, 8. Cumhurbaş kanı ın oğlu , Türkiye de bazı oyunlar oynanıyor ama kime ne oynanıyor artık yavaş ya vaş bunlar ortaya çıkacaktır dedi. Eymür, dün saat 10.40 sıralarında Beşik taş taki İstanbul Adliyesi ne geldi. H kim ve savcıların kullandığı kapıdan aracıyla adliye bahçesine giren Eymür, Devrimci Kararg h örgütü soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık a ifa de verdi. Adliyede yaklaşık iki saat kalan Eymür, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Avcı nın ofisinde bulunduğu söylenen ka yıtların çok eski olduklarını ifade ederek, ele geçen çok sayıda dinleme kaydının ol duğunu belirtti. Savcılıkta şik yetçi oldu ğunu ifade eden Eymür, kendisine ait ka yıtlarda özel hayatıyla ilgili görüşmelerinin de olduğunu bu nedenle şik yetçi olduğu nu belirtti. Ahmet Özal da ifadesinin ardından yap tığı açıklamada, kayıtları dinlediğini, çoğu nun çok saçma sapan şeyler olduğunu söyledi. Ağırlıklı olarak siyasi konuşmaları nın kaydedildiğine dikkat çeken Özal, De mokratik bir ülkede yaşamak istiyorsak çok özür dilerim, beni babamın oğlu da dinlese şik yetçi olurum dedi. Eymür ve Özal şik yetçi oldu Özal ve Eymür, Avcı nın ofisinde telefon görüşme kayıtlarının bulunduğu gerekçesiyle ifade verdi. AA MEHMET AL B RAND: Ç ÇEK N OĞLUNDAN SUÇLAMA Jandarma Yeşil i peşime taktı İstanbul Haber Servisi Gazeteci Meh met Ali Birand, 199398 yıllarında Jandar ma ya bağlı bir grubun kendisini öldürmek istediğini, bu amaçla Yeşil adıyla bilinen JİTEM tetikçisi Mahmut Yıldırım ın peşi ne takıldığını, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ın kendisine söyle diğini ifade etti. Hanefi Avcı nın bürosunda ele geçirilen ses kayıtlarına ilişkin olarak mağdur sı fatıyla 8 Ekim Cuma günü ifade veren Ka nal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Bi rand, Taraf gazetesinde Genel Yayın Yö netmen Yardımcısı Yasemin Çongar a verdiği röportajda Ağar ın Jandarma ya bağlı bir grubun kendisini öldürme ka rarında olduğunu söylediğini aktardı. Birand şunları aktardı: O dönemde evime de gelmişler hatta. Biz, burada değildik. Ama evde çalışanlar vardı. Bir adam ge lip, Ben emlak komisyoncusuyum. Bu eve talip var demiş. Almışlar içeri. Sonra ay nı adam, bizim Kuşadası ndaki eve de gitmiş. Tam o günlerde, Yeşil gidip Meh met Ağar a, bana yönelik operasyondan bahsetmiş. O iş bitiyor demiş. Birand, röportajda Yeşil i kim durdurdu soru sunu, Onu da yine Mehmet Ağar söyle di, Biri bu işi durdurdu dedi ama kim ol duğunu bilmiyor. MİT beni korumaya başladı diye yanıtladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle