Katalog

SAYFA 12 EK M 2010 SALI 4 CMYB C M Y B T rakya düzlüğünde gözlerden uzak güzel bir kenttir Kırkla reli. Halk, gürültüsüz, barış içinde yaşamayı özellikle seçmiş. Seçimler öncesi siyasi partiler bile propaganda çalışmalarını birbirleri ne saygı çerçevesinde yürütmüş. Dü zenli yaşamın mutluluğu bölgedeki yaşanlara yetiyor. Yerli üreticilerin de dışa açılmak için çok fazla çabaları yok. Kırklareli için mutluluğun ili diyebiliriz. Bunu sokakta yürürken, çay bahçelerinde oturanların yüzün deki ifadeden, gülümseyen bakış lardan anlayabiliyorsunuz. Bölgenin turizm açısından yeni yeni keşfedilen şehri Kırklareli, do ğası ve tarihiyle ilgi çekiyor. Kırk lareli nin turistik yerlerinin çarpık kentleşmeden ve sanayiden uzak olu şu, burayı cazibe merkezi haline ge tiriyor. Eski hükümetlerin yanlış ulaşım politika larıyla demiryoları ge liştirilmedi. Bugün bu nun en iyi örneklerden birini Kırklareli nde görmek mümkün. İs tanbul Edirne demir yolu hattında Babaes ki ve Alpulu üzeri bağlanan Kırklareli demir yolu çalışmıyor. Fransızlar ın inşa et tiği istasyon bugün belediye tarafında restore edilmiş, çay bahçesi olarak faa liyet gösteriyor. İstasyo nun raylarla kaplı geniş alanında marka olmuş Kakava Şenlikleri ya pılıyor. Kırklareli nde tarihle günlük yaşam yan yana, iç içe. Mimari izler size Kırklareli nin geçmiş yıllardaki çeh resine dair ipuçları veriyor. 1363 yı lında, Kırklareli yi Osmanlılar tara fından alınırken şehit olmuş kırk be yin, tarihteki söylenişiyle Kırk Ki mesne kimse nin anısına dikilmiş abide, uzak zamanlardan bırakılmış bir menkıbeyi bize taşıyor. Kırklareli deki ilk yerleşim Yayla Mahallesi. Kırklareli de yaşayan Musevi ailelerin ve mübadele önce si RumBulgar azınlığın evleri, mi mari çizgileri ile hemen kendini bel li eder. Çarşı içinde ilerlerken önü nüze çıkacak müzede geçmişten bi ze kalanları gözleyebilirsiniz. Avcı Mehmet gibi bazı padişahların yılın üç dört ayını geçirdikleri bu şehirde yürüdükçe, önünüze bazı tarihi ya pıların kalıntıları görmek mümkün. Şehrin merkezindeki Hızırbey Kül liyesi ise en önemli tarihi yapıları bünyesinde barındırıyor. Kırklareli merkezindeki bir yüksek noktada ise Kırklar Şehitliği Abidesi yer alıyor. I. Murat zamanında, Türk Ocağı binasında duva rındaki tanıtım levhasından başka parlayan bir şey kalma mış. Bizde tarihi korumak, do ğanın tahribine bırakmak ve tek çivi bile çakmamak olarak algılandığı için, şimdi durum iç ler acısı. Şehrin hafızası demek olan bu evler maalesef yosun bağlamaya yüz tutmuş durumdadır. Binalardan tek tük restore edilenler ve kullanı lanlar varsa da, çoğunluğu vahim du rumda. Oraya uzanacak, bu ahşap bi naların çürüyüp yok olmasını önle yecek bir el gerekli. Çünkü tarih, ancak eserler ve bel gelerle gelecek kuşaklara aktarılabi lir; yoksa unutulur.Vali Faik Üstün İlköğretim Okulu olarak kullanılan, ön cephesi mermer bina, bir yangın sonrası bugün harabeye dönüşmüş. Yan tarafında Defterdarlık lojmanı olarak kullanılan tarihi evin durumu insana acı veriyor. Kırklareli nin turistik yerlerinin çarpık kentleşmeden ve sanayiden uzak oluşu, burayı cazibe merkezi haline getiriyor Enez deki Lagün Gölleri Islah Edilecek Mi?.. GEN Ş AÇI Bugünlerde Edirne nin Enez ilçesinde bulunan Lagün Gölleri nin ıslah edilerek balık üretimine yönelik çalışmaların başlatılması ile ilgili bazı sıkıntılar yaşanıyor. Bücürmene, Dalyan ve Taşaltı Lagün Gölleri nin ıslah edilerek yılda 500 ton balık üretim kapasitesine ulaşacağı açıklanırken, Enez Balıkçılık ve Su Ürünleri Kooperatifi bu gölleri almak ve balık üretimi yapmak için bir proje hazırladı. Ancak kooperatifin hazırladığı bu proje bakanlıkça kabul edilmedi. Saroz Deniz ve Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönetim kurulu üyesi ve Su Ürünleri Mühendisi Muammer Çakıroğlu, yaptığı açıklamada 1997 yılında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Japonya Hükümeti, Dünya Bankası ve Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi nin lagün göllerinin ıslah edilmesi konusunda ortak bir proje hazırladıklarını ve projenin de bakanlıkça onaylandığını dile getirdi. Çakıroğlu, bu göllerin ıslah edilmesi amacıyla ihaleye çıkarıldığını belirterek, Saroz Deniz ve Tarım Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi nin bir proje hazırladığını ve bu projenin de onaylandığını belirterek Enez in Bücürmene, Dalyan ve Taşaltı göllerinde tamamen doğal yöntemlerle Kefal,çipura,levrek,dil,mırmır,karagöz,yılan ve mercan balıklarını üretmeyi hedefliyoruz. şletmede 173 kişi çalışacak.Bunlar yöre balıkçıları olacak.Üretimimiz 3 yıl içinde 500 tona ulaşacak. Ürettiğimiz balıkların yüzde 80 ini işlenmiş olarak yurt dışına ihraç edeceğiz.Toplam yatırımımız 4 milyon TL olacak. Türkiye de 15 Lagün gölün bulunduğuna işaret eden Çakıroğlu, bunların 3 tanesinin Enez de bulunmasının bölge için büyük bir avantaj olduğuna işaret ederek,uygulayacakları proje ile ülke ekonomisinin kazanacağını kaydetti. Kooperatife yıllığı bin 250 TL ye kiralanan göller şimdi yıllığı 159 bin TL ye kiralama aşamasına geldi. Şirket burada lagün göllerini ıslah edecek ve yılda 500 ton balık rezervine ulaşacak. Şimdi şirketin hazırladığı projenin ardından yapılacak ihale bekleniyor. Edirne l Özel idaresi tarafından yapılacak ihale ile bu 3 göl ıslah edilmek üzere kiralanacak. l Genel Meclisi de 15 Ekim tarihleri arasında yapılacak toplantılarda ele alınacak ve son aşamaya doğru gidecek. Enez de bu işe firmanın girmesiyle Enezli balıkçılar bu firmanın devletten krediyi alarak bu işi yarım bırakacağını ve şirketin alacağı krediyi kullanacağını dillendiriyorlar. Oysa şirket yetkilileri bu işi kendi bütçeleri ile karşılayacağını açıkça dile getirirken ayrıca burada istihdam edilecek 170 kişinin de Enez den seçileceğini ve bu proje ile Enez de 170 kişinin de istihdamının sağlanacağını belirtiyorlar. Yılda 15 tona kadar düşen balık rezervi yine doğal yöntemlerle önce 500 tona daha sonra da yukarılara çıkacak. Firma balıkların yüzde 80 ini de işlenmiş olarak yurt dışına ihraç edecek. Öte yandan bu işler olup biterken Enez Su Ürünleri ve Balıkçılık Kooperatifi nin sessiz bekleyişi de sürüyor. nsan da şunu düşünüyor, acaba bu sessizliğin sebebi ne? Bakalım bekleyelim ve görelim bu konu nasıl sonuçlanacak ve kazanan ve kaybeden kim olacak hep beraber göreceğiz. Erdoğan DEM RErdon DEM RErdoğan DEM RErdoğan DEM RErdoğan DEM R Tarih kokan bir kent: Kırklareli 2. ULUSLARARASI KIRKLARELİ, YAYLA, BOLLUK, BEREKET, HASAT VE BAĞBOZUMU ŞENLİĞİ Kırklareli Valisi Muammer Muşmal, üzümün endüstrileşmesi için butik şarapçılık ve üzüm konsantre fabrikaları kuracaklarını söyledi. Kırklareli Kent Konseyi nin 2425 Eylül tarihlerinde düzenlediği 2. Uluslararası Kırklareli, Yayla, Bolluk, Bereket, Hasat ve Bağ Bozumu Şenliği için Vilayet Meydanı nda tören korteji oluşturuldu. Yürüyüşte sembolik olarak at arabasının üzerinde üzümler yerleştirildi ve burada temsili bağ bozumu canlandırıldı. Yayla Parkı na kadar süren yürüyüşün ardından konuşan Vali Muşmal, Kırklareli Üzüm Üreticileri Birliği nin 55 üyesi az olduğunu belirterek, Kırklareli nde üzüm yetiştirmekle kalmayacağız. Bunun endüstrileşmesini sağlayacağız. Butik şarapçılık, üzüm konsantre fabrikaları, üzüm entegre tesisleri kurmalıyız diye konuştu. Kırklareli Belediye Başkanı Cavit Çağlayan ise festivali küçük bir bütçeyle gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, Bütçemiz küçük, fakat büyük olan emeklerimizdir dedi. Kent Konseyi Başkanı Nurcan Tezer de, Doğu Trakya nın şimdilik bilinen en büyük tarih öncesi yerleşim yeri olan Aşağı Pınar ın Kırklareli nin binlerce yıldır bolluk ve bereketin önemli merkezlerinden biri olduğunu gözler önüne serdiğini anlattı. Tezer, Günümüze kadar uzanan bolluk ve berekete ulaşmayı istediğimiz hıdrellez kutlamaları gibi hasat ve bağ bozumunu da canlandırmayı, geleceğe aktarmayı hedefliyoruz diye konuştu. Konuşmalardan sonra Bulgaristan ın Burgaz kenti ve Kırklareli Belediyesi nin halk oyunları ekipleri bir gösteri yaptı. Daha sonra Vali Muşmal ve beraberindekiler stantları gezdi, Kırklareli Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği nin, Yaşayan Tarihi Evler sergisinin açılışını yaptı. Etkinlik, gecede çeşitli aktivitelerle devam etti. Şenlik kapsamında Yayla Mahallesi nde Lüleburgaz a bağlı Ertuğrul köyü sakinlerinden Fatma Efe nin 194045 yıllarına ait kıyafetler, üniversite öğrencileri tarafından sergilendi. Defilenin ardından Bulgaristan Istranca Halk oyunları ekibi gösteri yaptı, şairler şiirlerini okudu, yerli sanatçılar Kırklarelilere müzik ziyafeti çekti. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü nden Prof. Dr. Mehmet Özdo ğan ve ekibi tarafından bölgede yapılan kazılarda çeşitli dönemlere ta rihlenen katmanlar içerisinde en eskisi M.Ö. 6500 4300 arasında bu böl gede yerleşimin olduğu sonucuna varılmıştır. Üzüm şehri Kırklareli nde bir dönem çok yay gın olan bağcılık sonradan zaa fa uğramış ama bugün yeniden can lanıyor. Kırklareli de üretilen üzüm lerin yüzde 9 luk bölümünün, şarap lık, yüzde 91 lik bö lümünün ise sofra lıktır. Burası daha önce diye anılırmış. Bu bölgede üzüm lerin şırasından ya pılan hardaliye ise buraya özgü bir içe cek. Şıranın şaraba ya da sirkeye dö nüşmesini önlemek amacıyla vişne yaprağıyla birlikte ezilip çatlatılmış hardalla fıçılara basılan az ezik üzüm den yapılan bu içecek başka yerde yok... Hardaliye aslında Türkiye lez zet haritasına Kırklareli den işaretli, olgunlaşmış üzümlerden elde edilen alkolsüz, buruk içimi ve ferahlatıcı özellikleriyle karakteristik bir içe cektir. 20 Kasım 1930 yılında Kırk lareli ziyareti sırasında kendisine ik ram edilen hardaliye hakkında Mus tafa Kemal Atatürk görev telakki edilesi şu cümleleri sarfeder: Ne yazık ki onun bu is teğinin üzerinde ge rekli ilgi gösterile memiştir. Seneler ce birkaç kişi etra fında ev üretimi ola rak varlğını sürdüren hardaliye, şu sıralar sesini yükseltmeye çalışan girişimlerle eski görkemli günlerine dönmeye çalışıyor. Rumlar ve Yahudi azınlık daha çok üzümü iç ki üretmek için değerlendirmişlerdir. Müslüman ahali ise üzümü pestil, pek mez, pelte, beyaz şıra, kehribar ren ginde kükürtlü şıra yapımında, yap rağını sarmalık olarak kullanmak su retiyle değerlendirmiştir. Şenliklere büyük ilgi