Katalog

İstanbul Haber Servisi - Türk-İş’e bağlõ sendikalar ve çok sayõda demokratik kitle ör- gütü, Saraçhane’de günlerdir eylem yapan itfaiye işçilerine destek verdi. Türk-İş Genel Baş- kanõ Mustafa Kumlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanõ Kadir Topbaş’a seslenerek, “Bu hatadan vazgeçin” dedi. Türk-İş’in önderliğinde çok sayõda sendika üyesinin de ka- tõlõmõyla Türk-İş İstanbul Bölge Temsilciliği binasõ önünden İs- tanbul Büyükşehir Belediye- si’nin (İBB) önüne kadar slo- ganlar, türküler ve alkõşlar eşli- ğinde kortej halinde yürüyüş düzenlendi. “İstanbul uyuma itfaiyene sahip çık”, “Yangın- da can kayıpları artacak so- rumluluk Kadir Topbaş’ın olacak” yazõlõ pankartlarõ taşõ- yarak, “Yaşasın sınıf dayanış- ması”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap ve- recek”, “İstanbul yanıyor Top- baş bakıyor” sloganlarõnõ atan gruba daha sonra kefen giyen ve ellerinde ekmekle gelen TE- KEL işçileri de katõldõ. Yürü- yüşün ardõndan basõn açõkla- masõ yapan Kumlu, “İstan- bul’da itfaiye işçileri, Anka- ra’da TEKEL işçileri... Ya- şadıklarınız ve yaşattıkları- nızla Türk çalışma hayatının içinde bulunduğu durumun aynası oldunuz. Size verilen destek gün geçtikçe büyüyor Mücadelenizle İstanbul anla- dı ki yangınlar sahipsiz değil” dedi. Sesini duyurmaya çalõşan işçilere tazyikli su ile müdaha- le edilmesini, biber gazõ kulla- nõlmasõnõ kõnadõklarõnõ belirten Kumlu, “Seçim zamanı geldi- ğinde kapımızı aşındıranlara sesleniyorum. Bugünlerin ya- rınları da var. Siz bugün biz- lere kulaklarınızı tıkarsanız, bizler de yarın sizleri görme- yiz” ifadelerini kullandõ. Basõn açõklamasõnõn son bulmasõnõn ar- dõndan sendika temsilcileri, Sa- raçhane Parkõ’nda eylemde olan itfaiye işçilerini ziyaret etti. CMYB C M Y B SAYFA 6 OCAK 2010 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Ocak Oslo K -13 Helsinki K -4 Stockholm B -6 Londra K 1 AmsterdamK -1 Brüksel B -1 Paris B 0 Bonn B -1 Münih B -4 Berlin B -4 Budapeşte K 0 Madrid Y 8 Viyana K 0 Belgrad Y 13 Sofya Y 13 Roma Y 14 Atina Y 19 Zürih B -1 Moskova B -11 Aşkabat K 5 Taşkent Y 12 Bakû Y 6 Bişkek Y 12 Tiflis Y 5 Kahire B 20 Şam B 17 İstanbul PB 15 Edirne Y 16 Kocaeli S 16 Çanakkale Y 18 İzmir Y 17 Manisa PB 17 Denizli PB 14 Zonguldak PB 15 Sinop PB 15 Samsun PB 14 Trabzon PB 10 Giresun PB 13 Ankara S 9 Eskişehir S 11 Konya S 12 Sıvas S 5 Antalya PB 18 Adana PB 16 Mersin PB 16 Diyarbakır B 10 Şanlıurfa B 12 Mardin B 7 Siirt B 9 Hakkâri B 4 Van B 4 Kars S -1 Ülkemizin batı ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, Mar- mara’nın batısı ve Kıyı Ege sağanak yağmurlu, diğer yer- ler az bulutlu ve açık geçecek. Yurdun iç ve doğu kesimlerin- de gece ve sabah saatlerinde buzlan- ma ve don olayı bir- likte yer yer sis ha- disesi görülecek.Ül- kenin batı kesimle- rinde günaybatı yönlerden lodos kuvvetli esecek. Financial Times, ABD’nin stratejik ortağõnõn Çin ve İran’a yakõnlaştõğõnõ savundu Türkiye kaybediliyorDış Haberler Servisi - Fi- nancial Times gazetesindeki yo- rumda ABD’nin stratejik ortağõ Türkiye’yi kaybettiği belirtildi. ABD’ye “Titre ve kendine gel, yoksa Türkiye’yi kaybe- diyorsun” başlõklõ Gideon Rachman imzalõ yazõda ABD’nin 1945 yõlõndan bu yana sürdürdüğü özgür dünyanõn lideri unvanõnõ yavaş yavaş kaybettiği, Latin Amerika, Afrika, Asya ve Ortadoğu’nun en önemli ülkele- ri olan Brezilya, Güney Afrika, Hindistan ve Türkiye’nin ABD’ye sõrt çevirdiği ileri sü- rüldü. Özellikle Brezilya, Hin- distan, Güney Afrika ve Türki- ye’nin ABD dõş politikasõna gi- derek daha ters düşen politikalar uyguladõğõnõn ileri sürüldüğü ya- zõda, bu ülkelerin uluslararasõ konularda ABD’nin yanõnda dur- mak yerine Çin ve İran gibi oto- riter ülkelerin yanõnda durmayõ tercih ettiği belirtildi. ABD kaygılı Yazõda, “Soğuk Savaş’ta ABD’nin en önemli müttefik- lerinden birinin Türkiye, dün- yadaki tek Batı yanlısı laik ve Müslüman demokrasi örneği. Ancak artık Batı için güvenilir bir partner değil. Irak sava- şından sonra yapılan tüm an- ketlerde ülkede büyük bir an- ti-Amerikancılık olduğu gö- rülüyor. Ilımlı İslamcı AKP hükümeti Hamas, Hizbullah, İran gibi Amerika’nın bölge- deki düşmanlarıyla ilişki ku- ruyor ve İsrail konusunda her gün artan düşmanca tutu- muyla Amerikalıları kaygı- landırıyor” görüşü savunuldu. Brezilya, Hindistan, Güney Afrika ve Türkiye’deki iktidar partilerinin kendilerini hem ken- di ülkelerinde hem de küresel dü- zeyde toplumsal adaletin liderleri olarak gördüğü yorumunun ya- põldõğõ yazõda şunlar kaydedildi: “Obama, Bush’un ardından büyük bir pozitif gelişme ola- rak kabul ediliyor. Ancak ne olursa olsun o bir ABD başka- nı. Küresel güç olmak yolunda ilerleyen gelişmekte olan ülke- ler Brezilya, Hindistan, Güney Afrika ve Türkiye, demokratik ABD’den çok, Çin ile daha çok ortak yanları olduğunu hissediyor olabilir.” İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir’de, kapatõlan DTP’nin düzenlemeyi düşündü- ğü miting öncesi parti konvoyu- na yönelik saldõrõlar üzerine, “İzmir faşizmin başkenti ol- muştur” diyen Taraf gazetesi yazarõ Rasim Ozan Kütahya- lı’yla Milliyet gazetesi yazarõ Hasan Cemal hakkõnda, İzmir İl Genel Meclisi’nin 49 üyesi 1 li- ralõk tazminat davasõ açtõ. Dava dilekçesinde, İzmir’in faşizmle ilgisi olamayacağõ vurgulanarak “Yayın hakkı sınırlarının en önemlisi gerçeklik öğesidir. Haber gerçeğe uygun olmalı- dır” denildi. İzmir İl Genel Meclisi Başkanõ Serdar Değirmenci, dava açma düşüncesi gündeme geldiğinde, meclisin AKP’li üyelerinin de da- vaya taraf olacaklarõnõ bildirdikle- rini, ancak sonrasõnda geri adõm attõklarõnõ söyledi. Değirmenci, meclisin 49 üyesinin sembolik amaçlõ 1 liralõk tazminat davasõ açtõğõnõ vurgulayarak, “AKP’liler dışındaki diğer üyelerin, vekâlet toplandığı sırada nüfus cüzdan- ları yanında değildi. Onun için davaya taraf olmadılar. Fikir olarak yanımızdalar. İzmir üzerinde oynanan oyunların önüne geçebilmek amacıyla bu davanın açılması uygun gö- rülmüştür. Yapılan yayınlar gerçeklerle bağdaşmamaktadır. İzmir, bu tür yayınları hak et- memektedir” diye konuştu. Di- lekçede, İzmir’de, yüzyõllardan bu yana çeşitli dil, din, õrka ait birey- lerin birlikte yaşadõğõ, İzmir’in fa- şizmle birlikte anõlmasõnõn kabul edilemeyeceği belirtildi. GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Şudur herhalde; yargı ile yönetimdeki tek başına AKP iktidarı arasında ve... AKP iktidarının yargıyı siyasallaştırmayı amaç edinen davranış ve de tutumlarıyla ortaya çıkan “uyumsuzluğu -olası ise- gidermeye çalışmak”! Köşk’teki toplantı, uyumsuzluğu giderecek uyum toplantısı! Çankaya’daki AKP’li acaba uyumsuzluğun kaynağı nedir diye hiç düşündü mü?.. Yoksa uyumsuzluğun gerçek kaynağını partisine bağlantılı görmeyen bir anlayışla... yargı başkanlarıyla toplantıda Başbakan’ı ile aynı telden çalarak... ...“demokratik yaşamı geliştirmek” gibi durmadan yinelenen malum martavalla mı açıklıyor? Çankaya’dakine göre yargı ile uyumsuzluk “demokrasiyi geliştirme çabalarının” bir ürünü. Ya da medyada yayımlanan yargıyla ilgili kimi yerde şaşırtıcı haberlerin üzerine gitme, içeriğine eğilme zahmetine katlanmış mıdır Çankaya’daki AKP’li? Çankaya’dakinin huzurunda yargı içinde göze çarpan kimi açmazları kimi örneklerle kamuoyuna duyurmaya çalışan “tecrübeli” tek bir gazeteci yok! Ha Çankaya’daki de Başbakan’ı da ve tabii “tecrübeli” gazeteciler de yasal açıdan yargıya intikal eden konuları konuşmanın olanaksızlığından söz ederek susmuş da olabilirler. Oysa örneğin; Seferberlik Ankara Bölge Başkanlığı’nda “kozmik bilgilere” ulaşıp inceleyen Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Kadir Kayan’ın; her sabah sefertası ile görev başı yaptığını görünce... asker ocağında zehirlenme korkusu yaşayan, askere böylesine bir güvensizlik gösteren bir yargıcın davranışını eleştirmek yasalara aykırı diye algılanabilir mi? Ya da bir konuda dava açıldıktan sonra, ancak o davayla ilgili kozmik belgelerin mahkeme kararıyla irdelenmesine karşın kozmik belgelerin hemen hepsi günlerdir Hâkim Kayan’ın önünde. Hâkim Kayan, yasa engeliyle kozmik belgelerin aslını ve kopyasını alamıyor. Ne yapıyor? Yalanlanmayan gazete haberlerine göre, kozmik belgeleri inceliyor ve... yüzlerce sayfa notlar alıyor! Hâkim Kayan’ın onca titizliğine karşın evine, bürosuna giren şu veya bu niyetli “herhangi bir hırsız” belgelerin notlarını alıp götürebilir mi? Memleketimizde görülen bu türden hırsızlık olayları neden olmasın? Nitekim bu olasılığı göz önünde tutan 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Genelkurmay’ın araştırmanın durdurulması istemini reddederken... “iddia edilen suçla ilgili arama yapılmaktadır.Yoksa bizatihi devlet sırrı niteliğindeki belgeleri incelemek ve tutanağa geçirmek değildir” diye uyarıcı ve kozmik araştırmayı dizginleyen bir karar aldı. Şeytanın avukatlığını yaparsak; bu karardan sonra Hâkim Kayan’ın aldığı notlar ne olacak? İmha edilmeyecek mi? Özellikle dönme sanatında hayli “tecrübeli iki yazı erbabının” -birinin sık sık kullandığı tabirle gazeteci esnafının- bir pazar günü sıkıcı sorularla rahatsız etmemeye özen gösterdikleri yukarıdaki AKP’li; “Türkiye’de kurumlar arası çatışma yok, demokrasi ve hukuk açısından bir normalleşme var, bir değişim süreci yaşanmakta... bundan tedirginlik duymak da gereksiz...” buyurmuş! Çankaya’daki yargıya müdahale, yargıyı etkilemek gibi her sıkışanın sarıldığı savunmaya sarılmazsa... artık yadsınamaz konumdaki kimi gerçeklere -yorumdan vazgeçtik- bakış açısını lütfedip açıklayarak... ...kamu ve toplum vicdanının rahatlamasına neden hizmet etmiyor? Örneğin birinci ve ikinci savcılık iddianamelerinde ve savcılığın elinde; şüpheli veya sanık olarak içeride yatanlara yüklenen hükümeti düşürmeye teşebbüs suçlamasını kanıtlayacak tek belge emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in günlükleri... Evet ama emekli komutan -zaten delil olmayan- günlüklerin kendisine ait olmadığını söylüyor ve reddediyor. Savcılık bugüne dek günlüklerin varlığını kanıtlayacak yeni kanıtlar açıklamadı. Ama sanık avukatları; “böyle bir günlüğün var olabileceği düşünülse dahi atılı eylemlerle ilgili hiçbir somut belge ve bilgiyi ortaya koyamadığını” açıklıyorlar. Bu olguları izleyenler için: Çankaya’daki AKP’li lütfen söyler misiniz? Başbakan’la aynı doğrultuda beyan buyurduğunuza göre, “demokrasi ve hukuk açısından normalleşme” bugün yaşadıklarımız mı? Çankaya’da baba rolü kesen söylemlerle halka seslenme dönemi geride kaldı. Söylemlerinizin doğruluğunu içinizin ve halkın sindirmesini istiyorsanız; emrinizdeki denetim kuruluna, yargı sisteminin -iddia ettiğiniz gibi- olumlu bir değişim sürecinde olup olmadığını inceletiverin! Köşk, böylece hem gerçek durumu saptamış olur, hem de partinizi, kamuoyunu aydınlatma, belki uyumsuzluğa çare arama olanağını sağlamış olursunuz! Yoksa? Umut dağın ardında mı? Bulgaristan’a ‘tehcir’ tavizi İnalcık, büyükelçiler konferansında Tazminatın önünü AKP açtı Diplomatlara ‘tarih’ öğüdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - “De- mokrasi, Güvenlik ve İstikrar: Dünyada ve Türk Dış Politikasında 2010’a Bakış” tema- sõyla Ankara’da toplanan Türkiye’nin yurtdõ- şõnda görevli 200’e yakõn büyükelçisinin katõl- dõğõ ikinci büyükelçiler konferansõnõn, Kürt açõlõmõ, terörle mücadele ve Mahmur Kampõ konularõnõn da ele alõndõğõ bölümüne MİT Müsteşarõ Emre Taner de katõldõ. Edinilen bilgilere göre Dõşişleri Bakanlõğõ Müsteşarõ Feridun Sinirlioğlu başkanlõğõnda düzenlenen genel oturumda, 2009’a damgasõnõ vuran olaylar ele alõndõ ve “nereye gidiyoruz” sorusunun yanõtõna bağlõ değerlendirmeler ya- põldõ. Bu bağlamda, NATO ve AGİT gibi ku- ruluşlara ilişkin gelişmeler, AB’ye tam üyelik süreci, Ortadoğu ve Afrika gibi dõş politika gi- rişimleri konuşuldu. Aynõ oturumda kitle imha silahlarõ da ele alõndõ. Bu konunun 2010’da yo- ğun bir şekilde ele alõnmasõnõn beklendiği gö- rüşü öne çõktõ. Ayrõca, ünlü tarihçi Halil İnal- cık da bir konuşma yaparak, diplomatlara çe- şitli öğütler verdi. İnalcõk, tarih bilgisinin dip- lomasinin ayrõlmaz parçasõ olduğunu anlattõ. MİT Müsteşarı toplantıda Öğleden sonra çalõşma gruplarõna geçildi. Çalõşma gruplarõ içinde İçişleri Bakanõ Beşir Atalay ve MİT Müsteşarõ Emre Taner’in ka- tõldõğõ bir oturum da yapõldõ. Bu oturumda, te- rörle mücadele, Kürt açõlõmõ ve bunlarõn dõş yansõmalarõ konuşuldu. Atalay, atõlmakta olan adõmlar ve gelecek dönemde yapõlabilecek mevzuat çalõşmalarõ konusunda bilgi verdi. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Bulgaristan, 1878’deki Osman- lõ-Rus, 1912’deki Balkan savaşlarõ sonrasõnda Türkiye’den göç eden Bulgarlarõn, ülkede bõ- rakmak zorunda kaldõklarõ mal ve mülkleri için 10 milyar dolarlõk tazminatõ gündeme getirme- sinin arkasõndan, AKP’nin 2008 yõlõ sonunda Sofya yönetimine verdiği skandal taviz çõktõ. Cumhuriyet, 1 Ocak 2009’da Sofya yöneti- minin bu kritik konuda atacağõ olasõ adõmõ, “Erdoğan ‘Bulgar tehcirini’ resmen kabul et- miş. Komşudan 10 milyarlık fatura yolda. AKP’den skandal taviz” başlõğõ ile duyur- muştu. Cumhuriyet’in haberinden tam bir yõl sonra yurtdõşõndaki Bulgarlardan sorumlu Dev- let Bakanõ Bojidar Dimitrov, bu konuyu gün- deme taşõyõp 10 milyar dolarlõk tazminatõn ödenmemesi durumunda Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin Bulgaristan tarafõndan engel- leneceğinin sinyalini verdi. Erdoğan öneriyi kabul etti Güney Kõbrõs Rum Yönetimi, Yunanistan, Fransa ve Almanya’nõn ardõndan Bulgaris- tan’õn da Türkiye’ye karşõ AB kozunu kullan- masõna neden olan süreç şöyle gelişti. 1877- 1878 Osmanlõ Rus ve Balkan savaşlarõ sonra- sõnda Trakya’dan göç eden Bulgarlarõn malvar- lõğõ konusu ilk olarak 31 Ocak 2002’de döne- min Başbakanõ Bülent Ecevit’in Sofya’ya yap- tõğõ ziyaret sõrasõnda gündeme geldi. Bulgaris- tan konuyu, Erdoğan’õn 27 Mart 2008’de Sof- ya’ya yaptõğõ ziyarete kadar gündeme getirme- di. Bulgaristan’õn AB içinde Türkiye karşõtõ cephe içinde yer almasõnõ göze alamayan Erdo- ğan da “Bulgar tehcirini” kabul ettiği gibi, konunun iki ülke arasõndaki sorunlarõn çözümü için kurulmasõ kararlaştõrõlan komisyonun gün- demina alõnmasõna da “evet” dedi. Daha sonra, 16 Aralõk 2008’de Cumhur- başkanõ Georgi Pırvanov’un Ankara ziya- retinde de söz konusu komisyonun daha fazla yetkilendirilmesi üzerinde mutabakata varõl- dõ. Mutabakatta, komisyonun ele alacağõ baş- lõklar arasõnda “Trakya’dan göç ettirilen Bulgarların geride bıraktıkları malların tazmini” konusu da yer aldõ. ‘Faşist İzmir’ ifadesine tazminat davası Topbaş’a ‘vazgeç’ çağrısı İtfaiye işçilerine destek ziyaretinde bulunan Türk-İş Başkanõ Kumlu, “Seçim zamanõ geldiğinde kapõmõzõ aşõndõranlara sesleniyorum. Bugünlerin yarõnlarõ da var” dedi İŞÇİLERDEN KÖPRÜDE EYLEM İstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn, TEKEL işçilerinin eylemini ideolo- jik olarak nitelemesinin ardõndan TEKEl işçileri Boğaz Köprüsü’nde zincirli eylem yaptõ. Kendi- lerini köprü korkuluklarõna zincirleyen işçilere polis müdahale etti. İşçilerin eylemi nedeniyle köprü de trafik durma noktasõna geldi. TEKEL işçileri, Boğaziçi Köprüsü’ne geldikleri sõrada otobüsten inerek köprünün yan bölümüne geçti. Yaklaşõk 100 kişilik gruptan 20 işçi, kendilerini korkuluklara zincirledi. “Direniş var yılgınlık yok”, “İş ekmek yoksa barış da yok”, “Direne direne kazanacağız”, “Başbakan şaşırma sab- rımızı taşırma”, “Ölmek var dönmek yok” ve “Yan gelip yatmadık vatanı satmadık” slogan- larõ attõ. Hükümeti protesto eden yazõlarõn bulun- duğu önlükler giyen ve ellerine Türk bayrağõ alan işçiler, seslerini duyurmak için böyle bir ey- lem yaptõklarõnõ söyledi. İşçiler, haklarõnõ alana kadar eylemlerine devam edeceklerini söyledi.Türk-İş Başkanı Kumlu ve sendikacılar işçilerin yaktığı ateşin başında oturdu. Türk-İş’in önderliğinde çok sayıda sendika üyesinin de katılımıyla Türk-İş İstanbul Bölge Temsilcili- ği binası önünden İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önüne kadar sloganlar eşliğinde yürüyüş düzenlendi. TEKEL işçileri sandığa gidiyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Tek Gıda-İş Sendika- sı, 23 gündür süren TEKEL eylemine devam edip etme- meyi işçilere danışacak. Ey- leme katılan işçilerin çalış- tıkları tüm TEKEL işyerle- rinde bugün sandık kurula- rak işçilerin görüşleri alına- cak. Sendikanın Başkanlar Kurulu, çıkacak karar doğ- rultusunda eylem takvimini belirleyecek. Sendika yetki- lileri, “eylemin ideolojik ol- duğu” yönündeki eleştirile- rin yersiz olduğunu göster- mek için referandum kararı alındığını, işçilerin iradesi doğrultusunda hareket edi- leceğini belirtti.