Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Devlet Beyin Sırları
Devlet bir beydir ve kuşkusuz onun sırları
vardır. Sırsız devlet mi olurmuş. Ama pek
çoğumuzun sandığı gibi bu sırlar, 1 Mayıs
katliamında, Sular İdaresi’nin yüksek
duvarlarının arkasından, artık adı değişmiş olan
otelin pencerelerinden namlusu görünen
silahların hangi yerli, yabancı CIA ajanlarına ait
olduğu, Susurluk’taki kazada ortaya çıkamayan
ilişkilerin arkasında nelerin gizli kaldığı, ABD’ye
yıllar boyu yapılan resmi, gayri resmi gezilerde
nelerin konuşulduğu, hangi pazarlıkların
kotarıldığı gibi sırlar değildir. Bunlar öğrenilir,
gazeteciler bunları bilirler, bildirirler. Kimse de
aldırmaz. Devlet sırrı değildir bunlar.
Devletin sırrı bizatihi onun varlığına
mündemiçtir, içkindir.
Pek mi karışık oldu?
Değildir aslında.
Devletin sırrı kavramlarda, kavramları ifade
eden sembollerde gizlidir.
Örneğin adaleti ele alalım. Adalet devletten
ayrılmaz, ayrı düşünülemez bir güçtür. O da
erkektir. Ama gözleri bağlı, ellerinde terazi ve
kılıç tutan kadın olarak yontulmuş,
resmedilmiştir. Neden? Sır olduğu için. Meram
edip aynanın arkasına bakarsanız, onun alımlı
bir kadın değil, kahredici bir erkek ve devletin
bizatihi kendisi olduğunu görürsünüz. “Adalet
mülkün temeli”dir denmiyor mu? Mülkten
kasıt devlet, peki yalnızca devlet midir? Mülk
dediğin mülkiyete çıkmaz mı? Adaletin yasaları
ve anayasaları da devletin bir başka sırrıdır. Bu
sırrın üstü bütün devletlerde nasıl oluyor da
hemen hemen aynı kelimelerle, aynı cümlelerle
örtülüyor, yazılıyor bir türlü kavrayamazsınız.
Sır nerede?
Sır bir türlü kendini göstermeyen, gizleyen
sistemdedir. Gerçek adı, her şeye gücü yeten
ve her şeyi kendine yontan bu zalim sistemin
adı, zamanımızda çeşitli kılıklarda karşımıza
çıkan kapitalizmdir de, sır olduğu için kendisini
“demokrasi” olarak göstermektedir.
Üstelik de sizi kendisi için mücadele etmeye,
kendisini kazanmaya mahkûm etmiş, kendisine
meftun kılmıştır.
Şu sıralarda herkes askerin sırlarını merak
ederken, kimi akıllı yazıcıların, gazetecilerin
“yahu ne oluyoruz, demokrasi falan derken
sivil bir diktatörlüğe doğru ilerliyor
olmayalım” demesi, hiç değilse kuşku
belirtmesi, bu kadim sırrın azıcık
aralanmasından ibarettir ve çok önemlidir.
O kadar çok önemlidir ki, vakti zamanın
kontracılarının kılık kıyafet değiştirdiklerini,
Ergenekon kovalayan Ergenekoncu kâtipler,
yazıcılar, gazeteci kılıklı cengâverler olduklarını
bir türlü anlayamayanlara anlatmak belki de
artık mümkün olacaktır. Sırlarla dolu güzel
devletimizin TEKEL işçilerine, Nakliyat-İş
yöneticilerine neden bu kadar kızdığını,
demokrasi diye diye beynimizde tamtam çalan
gazete kılıklı varakparelerin de neden onlardan
söz etmemeyi yeğlediklerini belki de
anlayabileceğiz böylelikle.
Şu sıralarda biliyorsunuz, dünya dolusu insan
Dan Brown denilen sözüm ona sır avcısının
kitaplarını okumakta, parasını kaptırmakta ve
eski zamanların sırlarını çözdüğünü sandıkça
zevkten dört köşe olmaktadır. Aslı astarı
yoktur. Sır yaşadığımız günlerdedir.
Yaşadığımız günlerin sırlarını yazacak olanlarsa
her türlü devlet gücüyle yoldan çıkartılmakta,
etkisi büyük bir uyuşturucu olan “demokrasiye
doğru koşar adım gidiyoruz, bak eski
zamanların kontralarını da açığa
çıkarıyoruz, bak açılıyoruz, bak Apo’yu da
dize getiriyoruz, bak kuş da uçuyor” laflarıyla
heyecandan heyecana sürüklenmektedir.
Siz de tam “işte çözüldü devletin sırrı”
derken yeniden sırlara gark oluyor, sistemin,
sırlarını sevdiğim devletin sağlam ellerine
kendinizi teslim ediyorsunuz.
Ama ben artık söyleyeyim de ruhumu
kurtarayım; devlet sırrı diye bir şey yoktur,
devletin bizatihi kendisi sırdır. Bu herkesin
bildiği, ama söyleyemediği sırrın esrarı da işte
tam burada yatar. Bir şeyi hem biliyor, hem
söyleyemiyorsanız, o sırların en büyüğüdür.
İşte zamanı geldi, ben de öteki yazıcılar gibi
cesaretimi topladım da söylüyorum:
Devlet bir erkektir ve onun sırrı bizatihi
kendisidir. Her zaman kılık değiştirmeye
muktedirdir ve illa da üniformalı sır ararsanız
yanılırsınız...
Genellikle sivildir.
e-posta: [email protected]
HSYK Başkanvekili Özbek, Adalet Bakanlõğõ ile kurul arasõnda yaşanan ‘krizi’ Cumhuriyet’e değerlendirdi
‘Kilitlenmeyi aşmalõyõz’İLHAN TAŞCI
ANKARA - Hâkimler ve Savcõ-
lar Yüksek Kurulu (HSYK) Baş-
kanvekili Kadir Özbek, Yargõ-
tay’õn boş bulunan 33 üyeliği için
seçim sürecinin Adalet Bakanlõğõ ile
görüş ayrõlõklarõ nedeniyle “kilit-
lendiği” iddiasõnõ, “Biz kilitlenmeyi
aşarız, aşmak zorundayız. Hukuk
devletinde kilitlenme diye bir şey
söz konusu olamaz. Bunlar aşı-
lacaktır” sözleriyle değerlendirdi.
En geç kasõm-aralõk ayõnda ta-
mamlanmasõ gereken yargõç ve
savcõ atamalarõnõ içeren güz ka-
rarnamesi ilk kez bir sonraki yõla
sarktõ. Yargõtay’õn boş 33 üyeliği
için de halen seçimler tamamlan-
madõ. Yaşananlarõn yargõyõ “kilit-
lenme” noktasõna taşõdõğõ belirti-
lirken, Yargõtay Başkanõ Hasan
Gerçeker de seçim yapõlmamasõ
nedeniyle çalõşmalarda aksama ya-
şandõğõnõ, durumun sürmesi ha-
linde de müzakerelerin yapõlama-
yacağõ uyarõsõnda bulunmuştu.
Yargõtay Yasasõ uyarõnca, boşalan
üyelik sayõsõ 10’u bulunca en geç iki
ay içinde seçim yapõlmasõ gerekiyor.
Ancak bu tarihin üzerinden 8 ay
geçmesine karşõn seçim yapõlmadõ.
HSYK Başkanvekili Kadir Özbek,
yaşanan gelişmeleri Cumhuriyet’e
değerlendirdi. Güz kararnamesinin
ilk kez bir sonraki yõla sarkmasõnõ
“Benim görev yaptığım dönemde
de olmamıştı” sözleriyle değer-
lendirdi. Yargõtay üyelikleri için
sayõ fazlalaştõkça, adaylarõn çoğal-
masõ, değişik branşlarda seçime
katõlacak kişilerin artmasõ nede-
niyle incelemenin zaman aldõğõnõ ve
gecikme yaşandõğõnõ belirten Özbek,
şu değerlendirmeyi yaptõ:
“Biz dedik ki, öncelikle Yargı-
tay üye seçimini yapalım. Arka-
sından kararnameyi gündeme
getirelim. Çünkü Yargıtay seçi-
mindeki harekete bağlı olarak
özellikle büyük yerlerde birtakım
oynamalar olabilecek. Bu neden-
le Yargıtay seçimine öncelik ver-
meyi düşündük. Bu bağlamda, se-
çimlere yönelik çalışmalarımızı
sürdürürken... Türkiye’nin gün-
demini yakından takip ediyorsu-
nuz. Yargıyla ilgili konulara du-
yarsız kalmamız da mümkün de-
ğildi. Onlar da bizim uzun uzun
zamanımızı aldı. Bazı çalışmala-
rımız oldu. Son zamanlarda her
gelen başvuruları, dilekçeleri ay-
rıntılı olarak inceliyoruz. Sadece
kurul gündeminde rutin işler
yok. Bunlar dışında yargılamalar
sebebiyle bize intikal eden baş-
vurular da var. Onları da göz ar-
dı etmemek gerekiyor.”
Özbek, geçen haftaki kurul top-
lantõsõnda, Adalet Bakanõ ve müs-
teşarõ ile seçilmiş üyeler arasõnda,
Yargõtay’a seçilecek üyeler konu-
sunda farklõ görüşler ortaya çõkmasõ
nedeniyle kriz yaşandõğõ savlarõna
ilişkin olarak da, “Birtakım çe-
kinceler, değişik tercihler söz ko-
nusu olabilecektir. Her gelen, ge-
tirilen öneri üzerinde bir değer-
lendirme yapılır. İşin kendi doğası
da bunu gerektirir” diye konuştu.
Bakanlõğõn HSYK’yi kilitlediği
tartõşmasõyla ilgili olarak da Özbek,
“Biz aşarız onu. Kilitlenmeyi aşa-
rız, aşmak zorundayız, öyle bir
şey olmaz. Hukuk devletinde ki-
litlenme diye bir şey söz konusu
olamaz. Bunlar aşılacaktır. Şu
oldu, bu oldu demek bu aşamada
yanlış olur. Çünkü bu, gizli olan
toplantı ve görüşmelerin açık-
lanması anlamına da gelir. Rutin
sürecinde devam ediyor çalışma-
lar diyeceğiz” diye konuştu.
Gerçeker: Sorun var
Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçe-
ker ise dün CNN Türk’e yaptõğõ
açõklamada, boş Yargõtay üyelikle-
riyle ilgili olarak, “Atamalar bir an
önce yapılmalı, sorun var” dedi.
Boş olan üye sayõsõnõn dün 33’ten
34’e çõktõğõnõ belirten Gerçeker,
atamalarõn bir an önce yapõlmasõ ge-
rektiğini söyledi.
Kadir Özbek, Yargõtay’õn boş bulunan 33 üyeliği için seçim sürecinin Adalet Bakanlõğõ
ile görüş ayrõlõklarõ nedeniyle “kilitlendiği” iddiasõnõ, “Hukuk devletinde kilitlenme diye bir
şey söz konusu olamaz” sözleriyle değerlendirdi
NURAY MERT
‘Tek parti
rejimine
gidiliyor’
Siyaset bilimci, yazar Nuray
Mert, “Ergenekon adõ altõnda isnat
edilen planlarõ ciddi bir darbe
hazõrlõğõ olarak görmüyorum” dedi.
İstanbul Haber Servisi - Siyaset bilimci,
yazar Nuray Mert, Türkiye’nin, emniyet
ve istihbarat güçlerinden destek alarak bir
tür sivil otoriter tek parti rejimine doğru git-
tiği uyarõsõnda bulundu. Mert, Ergenekon
davasõnõn iktidar tarafõndan muhalifleri sin-
dirme amaçlõ kullanõlmasõnõn yanõ sõra ay-
nõ zamanda gerçek sorunlarõn üzerinin
örtülmesini ve konuşulmamasõnõ sağlayan
bir “şal” olarak da kullanõldõğõnõ söyledi.
Mert, Vatan gazetesinde iki gündür ya-
yõmlanan röportajõnda, Ergenekon soruş-
turmasõndan Cumhurbaşkanlõğõ seçimine
dek birçok konuyu değerlendirdi. Darbe dö-
nemlerinin kapandõğõnõ ve uluslararasõ si-
yasette artõk yeri olmadõğõnõ belirten Mert,
“Darbenin uluslararası konjonktürde
bir karşılığı yok. Bir zamanlar, uluslar-
arası konjonktürde göz yumuldu Türki-
ye’nin darbeler ülkesi olmasına” değer-
lendirmesinde bulundu.
Mert’in, değerlendirmelerinden bazõ bö-
lümler şöyle:
“İyi gidiş diye takdim edilen şey, bir
tür sivil otoriter tek parti rejimine
doğru bir gidiş. Demokratikleşiyoruz
diye başladığımız değişimde, büyük bir
savruluş yaşanıyor. Bir taraftan top-
lumda inanılmaz gerilim, diğer taraf-
tan da bu karanlık tab-
loyu örtmek üzere ha-
rekete geçen ve ikti-
dar gücünü böyle kul-
lanan bir siyaset tab-
losu var. Medya bu so-
runları sizin istemedi-
ğiniz bir şekilde dile
getirebilir, abartır da
hatta ama bunların yo-
lu o medya kurumları-
nı yok etmek veya sus-
turmak mıdır? İşin kö-
tüsü medyanın da bir
kısmı olan bitene kafa yormak yerine
sadece ve sadece Ergenekon davasın-
dan söz edip, iktidarı destekliyor ve
Türkiye’nin sorunlarından diğer mes-
lektaşlarını sorumlu tutuyor.
Ben Ergenekon adı altında isnat edilen
planları, ciddi bir darbe hazırlığı olarak
görmüyorum. Türkiye’de arbede çıkar-
mak isteyenler her zaman vardır ama
bunların Genelkurmay’ı temsil ettiğini hiç
düşünmüyorum. Varolan tüm bu çete-
leşmelerin fazlasıyla abartılarak bir dar-
be tehlikesi yaratıldığını düşünüyorum.
Sindirme, susturma, imkânını engellemek
için, olanı biteni örtmek için Ergenekon
gerekçesinin arkasına sığınıldığını dü-
şünüyorum. Bu sindirmenin etkili ola-
bilmesi için darbe ihtimalinin çok gerçek
ve çok büyük olduğu iddiasına ihtiyaç var.
Daha da önemlisi diğer taraftan darbe
tehlikesi iktidara yakın medya tarafından
iktidara toz kondurmamak için ve hiçbir
sorundan bahsetmemek için gerekçe olu-
yor. Diğer sorunların üzerine bir şal gi-
bi örtüldüğünü düşünüyorum.”
Benzer toplantõlarõn yõlda iki kez yapõlmasõ kararlaştõrõldõ
Köşk’te80dakikalõkzirve
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül yasama, yürütme ve
yargõ organlarõnõn başkanlarõna
yeni yõl yemeği verdi. Yemek bo-
yunca Cumhurbaşkanlõğõ’na ait
sinyal kesici bir araç, Dõşişleri
Konutu’nun çevresinde tur atar-
ken toplantõ sonrasõ yapõlan açõk-
lamada, uyumlu çalõşmanõn üze-
rinde durulduğu belirtildi.
Gül’ün ikamet ettiği Dõşişleri
Konutu’ndaki yemeğe TBMM
Başkanõ Mehmet Ali Şahin,
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan, Anayasa Mahkemesi Baş-
kanõ Haşim Kılıç, Yargõtay Baş-
kanõ Hasan Gerçeker, Danõştay
Başkanõ Mustafa Birden, HSYK
Başkanõ sõfatõyla Adalet Bakanõ
Sadullah Ergin, Sayõştay Baş-
kanõ Recai Akyel, Uyuşmazlõk
Mahkemesi Başkanõ Ahmet Ak-
yalçın, Askeri Yargõtay Başkanõ
Hâkim Tuğgeneral Ahmet Alkış
ve Askeri Yüksek İdare Mahke-
mesi Başkanõ Hâkim Tuğgeneral
Tuğrul Arıbal’õn yanõ sõra Cum-
hurbaşkanlõğõ Genel Sekreteri
Mustafa İsen ve Genel Sekreter
Yardõmcõsõ Emin Kuz da katõl-
dõ. Yemek, davetlilerin Dõşişle-
ri Konutu’na gelmesinin ardõndan
Gül’ün, Çankaya Köşkü’nden
konuta geçmesiyle başladõ.
‘Görüşler paylaşıldı’
Dõşişleri Konutu’ndaki ye-
mek yaklaşõk bir saat 20 daki-
ka sürdü. Yemekte, zeytinyağ-
lõ enginar dolma, yufkada ham-
si, çoban salata, dana kaburga-
sõ, kabak tatlõsõ, çay, kahve ve
şarap ikram edildi. Yemek bo-
yunca Cumhurbaşkanlõğõ’na ait
sinyal kesici bir araç, Dõşişleri
Konutu’nun çevresinde tur attõ.
Yemek sonrasõ Çankaya Köş-
kü’nden yapõlan yazõlõ açõkla-
mada, toplantõda yasama, yürüt-
me ve yargõ ile ilgili temel ko-
nularõn ele alõndõğõ ve karşõlõklõ
görüşlerin paylaşõldõğõ belirtildi.
Bu çerçevede öncelikle devlet or-
ganlarõnõn düzenli ve uyumlu
çalõşmasõnõn önemi üzerinde du-
rulduğuna dikkat çekilen açõkla-
mada, şunlar kaydedildi: “Özel-
likle, yargı hizmetinin daha
kaliteli ve etkin şekilde sunul-
masını sağlayacak çalışmaların,
ilgili bütün tarafların katılımı
ile gerçekleştirilmesinin yara-
rı üzerine mutabık kalınmıştır.
Katılımcılar bu tür toplantıla-
rın faydası üzerinde durarak
daha sık yapılması temennisi-
ni dile getirmişler ve sayın
cumhurbaşkanımız bu öneri
üzerine, bu toplantının yılda bir
yerine iki kez yapılmasını ka-
rarlaştırmışlardır.”
ÇHD’LİLER
Başbakan
için suç
duyurusu
İstanbul Haber
Servisi - Çağdaş Hu-
kukçular Derneği
(ÇHD) İstanbul Şubesi
üyesi avukatlar, Edir-
ne’deki protesto eyle-
mine ilişkin Başbakan
Recep Tayyip Erdo-
ğan ve İçişleri Bakanõ
Beşir Atalay’õn da
aralarõnda bulunduğu
11 kişi hakkõnda suç
duyurusunda bulundu.
İstanbul Adliyesi
önünde toplanan grup
adõna basõn açõklamasõ
yapan avukat Hülya
Deveci,“27 Aralık
2009’da Edirne’deki
tutuklamaları protes-
to eden gençler polisin
gözü önünde saldırıya
uğradı. Edirne’de ba-
sın açıklaması yap-
mak isteyen başka bir
grup da kent merkezi-
ne alınmadı. Polis, sal-
dırgan gruba müda-
hale etmedi” dedi.
Avukatlar açõklama-
nõn ardõndan dilekçele-
rini İstanbul Cumhuri-
yet Savcõlõğõ’na sundu
Oturma eylemi
Halk Cephesi üyesi bir
grup da dün akşam saat-
lerinde Galatasaray Mey-
danõ’nda oturma eylemi
başlattõ. Burada grup adõ-
na açõklamayõ okuyan
Bahar Kurt, “Yaşanan
olayların sorumlusu po-
listir. Edirne polisi linç
güruhunu engellemek
yerine onları destekle-
yerek saldırmalarına
göz yumdu” dedi.
Hezil Çayı’nda ceset aranacak
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarba-
kõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, yurtdõşõnda
yaşayan ve 1990’larda bölgede tercümanlõk
yaptõğõ belirtilen Yõldõrõm Beğler’in “Hezil
Çayõ’na yaklaşõk 100 kişi ayağõna taş veya
ağõr bir şey bağlanarak atõldõ” iddialarõ üze-
rine Hezil Çayõ’nõn bazõ bölgelerinde kazõ
yapõlmasõnõ kararlaştõrdõ. Kazõnõn önümüz-
deki günlerde yapõlacağõ bildirildi.
‘Kontenjan sistemi hukuk dışı‘
ANKARA (ANKA) - Eski Adalet Bakan-
larõndan Oltan Sungurlu, Yargõtay’a üyelik
seçimlerinde Adalet Bakanlõğõ’nõn 33 üye-
lik için 10 kontenjan istediği yönündeki id-
dialarõ değerlendirirken “Bu bakana bu ka-
dar kontenjan, bu üyeye şu kadar kontenjan
olmaz. Kontenjan usulü ile seçilmenin bir-
çok sakõncasõ var” dedi. Kendi bakanlõğõ
döneminde kontenjan sistemini kabul et-
mediğini belirten Oltan Sungurlu, böyle bir
uygulamayõ “zararlõ ve hukuk dõşõ” olarak
niteledi. Oltan Sungurlu, “Böyle konularõ,
her zaman yargõ kendi çözmelidir. Şimdi
de böyle yapõlmalõdõr” diye konuştu.
Nuray Mert.
Çankaya’daki zirveye yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanları katıldı. (AA)
FIRTINA HABERLERİNE SORUŞTURMA
‘Demirel’in haberi
var mı’ sorusu
İstanbul Haber Servisi - Eski Hava Kuvvetleri Komu-
tanõ emekli Orgeneral İbrahim Fırtına’nõn “Ergenekon”
soruşturmasõ kapsamõnda alõnan ifadesinin basõnda yer al-
masõ nedeniyle inceleme başlatõldõ. Beşiktaş’taki İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõ Vekilliği’nin, Fõrtõna’nõn ifadesinin
yayõmlanmasõnõ, “soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçu
kapsamõnda incelemeye aldõğõ öğrenildi.
Fõrtõna’nõn basõna yansõyan ifadelerinde, savcõlarõn
“Sarıkız”, “Ayışığı”, “Yakamoz” ve “Eldiven” dar-
be planlarõ hakkõndaki sorularõnõ “Bir darbe suçla-
ması kapsamı içerisinde bana soru yöneltilmesini
üzüntü ile karşılıyorum, lanetliyorum ve reddedi-
yorum” yanõtõnõ verdiği kaydedildi. Savcõlarõn, “Sa-
rıkız kod adlı plandan ve bu plan çerçevesinde yü-
rütülen çalışmalardan Süleyman Demirel’in haberi
var mıydı” sorusuna Fõrtõna’nõn “Bilgi sahibi deği-
lim” karşõlõğõnõ verdiği kaydedildi.
5 Aralõk’taki, ifade işlemi sõrasõnda, savcõlarõn Özden
Örnek ile emekli oramiral Aytaç Yalman’õn mahkeme
kararõyla dinlendikleri de ortaya çõktõ. Yalman ile Ör-
nek’in, “Birbiriyle çelişen ifadeler vermemek üzere”
sözleştikleri iddia ediliyor. Yalman ve Örnek’in, Fõrtõna ile
benzer görüşmeler yapmamasõ dikkat çekiyor.
200 KİŞİNİN DOĞULU-BATILI KAVGASI
Mersin’de tehlikeli
gerginlik
MERSİN (Cumhuriyet) - Mersin’in Akdeniz ilçe-
sinde 2 lise öğrencisi arasõnda başlayan kavga ailele-
rin de karõşmasõyla Doğulu-Batõlõ tartõşmasõna dön-
dü. Yaklaşõk 200 kişinin karõştõğõ kavgada 6 kişi ya-
ralandõ. Polis ekiplerinin güçlükle yatõştõrdõğõ kavga
sonrasõ 15 kişi gözaltõna alõndõ.
Kazanlõ Mahallesi’ndeki lisede meydana gelen olayda,
biri Mersinli, diğeri Güneydoğulu 2 öğrenci arasõnda bi-
linmeyen nedenle tartõşma çõktõ. Kõsa süren tartõşma bir
anda kavgaya dönüştü. Çocuklarõnõn kavga ettiğini haber
alan aileler ve yakõnlarõ da okula akõn etti.
Çevrede “Doğulu çocuklar Türk çocukları dövmüş”
dedikodusu da kulaktan kulağa yayõldõ. Bunun üzerine
okula gelen aileler arasõnda yaşanan gerginlik meydan
kavgasõna dönüştü. Yaklaşõk 200 kişinin karõştõğõ kavga-
da, karakol ekipleri yetersiz kalõnca takviye kuvvet isten-
di. Panzerli ekipler, taraflarõ güçlükle ayõrdõ.
Taş ve sopalarõn kullanõldõğõ kavgada 6 kişi çeşitli yerle-
rinden yaralandõ. Yaralõlardan durumlarõ ağõr olan 4 kişi
hastanelere kaldõrõldõ. Kavganõn çõktõğõ okulda mahsur ka-
lan çok sayõdaki Doğu kökenli öğrenci polis araçlarõna bin-
dirilerek bölgeden uzaklaştõrõldõ.
Polis, olayla ilgili 15 kişiyi de gözaltõna aldõ.