28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 OCAK 2010 CUMARTESİ CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER TÜSİAD’ın Kadınları Arzuhan Yalçındağ seçildiğinde çok dikkati çekmemişti. Sadece büyük aileden, holdinglerden, işin başında babalar, CEO’lardan başkan seçme geleneği kırılmıyor, ikinci, genç kuşaktan temsile kadın kimliği eklenmiş oluyordu. Kadın sorunlarına bulaşık biri olarak daha o zaman içimden gülümsemiş; “Zor işlere kadının öne sürülmesi kuralı TÜSİAD için de geçerli olmuş..” diye içimden geçirmiştim. AKP’nin çoğunluk iktidarının kendi yandaş sermayesini yaratmada geçmiş iktidarları mumla aratacak icraatlarına, Başbakan Erdoğan’ın en küçük bir muhalefete, uyarıya katlanamaz kimliği, öfkesi tuz biber ekiyordu. MÜSİAD’ı güçlendirme, geleneksel sanayicilerin tepe örgütü TÜSİAD’ı hafife alma inadına, üretimden piyasalar düzenine, ticarete, kayıt dışına kayan iktidar politikaları eklenince çıkarlar çatışması kaçınılmazdı. İktidarlar değişse de sözlerinin dinlenmesine alışık TÜSİAD üyeleri, yönetim kadroları, iş dünyasının en sıradan, olmazsa olmaz, iktidara duyurulmasını gerekli gördükleri sorunlarını her açıkladıklarında aldıkları tepkiden şaşkındı. Dahası 12 Eylül sonrası işçi sendikal hareketinin geriye püskürtülmesi, demokratik kitle, meslek örgütlerinin işlevlerinin kırılması, devletin sosyal kimliğinin tepetaklak oluşunda, sesini duyurabilen sivil sermaye örgütü olarak, ülke sorunları üzerinde de görüş söylemek alışkanlığı edinmişlerdi. İşveren penceresinden olsa da ülke sorunları üzerinde olabildiğince saygın bilimsel çalışma raporunun altında imzaları vardı. İşveren meslek birliklerinin daha duyarsız kalmaları, iktidarın suyundan giden, tam destek vermenin ötesinde, yandaşlık ilişkileri ile de bağlantılı tek ses kalıyorlardı. Sınırlı üst sermaye grubunu temsil eden TÜSAD’ın raporları, toplumsal sorunlara ilişkin görüş açıklamaları ister istemez ilgiyi çekiyor, siyasetin üzerinde de yönlendirici oluyordu. Erdoğan hükümetleri sürecinde durum tersine dönünce, Erdoğan hükümetinden gelen tepkiler hırçınlık ölçeğinde büyüdükçe, hele de bire bir şirketlerin zorlanması, baskılar şiddetlenince, kadın başkan besbelli kaçınılmaz gündeme gelmişti.. İşverenlerimizin alınacakları bir durum yok aslında. Dünya siyasal hareketleri, sivil toplum örgütlenmeleri yıllardan bu yana bu işi hep yapıyorlar. Ne zamanki işler sarpa sarıyor, iktidar koltuğunun çekiciliği azalıyor, zorlu günler geliyor... Savaşlarda olduğu üzere, çok doğal bir biçimde boşalan erkeklerin yerlerini kadınlar alıyor. 1980’li yıllarda kadın hareketlerinin güçlenmesi, kadın sorunlarının gündeme gelmesi, kadın hakları savaşımındaki büyük atak kendiliğinden mi oldu sanıyorsunuz? Demokratik olmasa da eşitlik, paylaşım üzerinden eski Boğu Bloku Marksist düzen tehdit algılaması ile ortadan kalktığında, iki kutuplu dünyadan tek kutuplu dünyaya geçişte, akıl almaz bir paylaşım sorunu gündeme geldi. En gelişmiş demokrasileri de kapsayacak biçimde eşitlikten, paylaşımdan, sosyal devletten, sendikal haklardan, örgütlülükten geriye gidiş, hızlı bir yoksullaşma yoksunlaşma yaşandı. İngiltere’de 8 milyon örgütlü, sendikalı işçiden 4 milyon püskürtülmüş bir sendikal düzene geçişte, kimliğini kaybeden sosyal demokrat parti, İngiliz İşçi Partisi, yeni sol rüzgârlarında kadın hareketi ile toparlanmanın yolunu buldu. Madenci grevlerinde keşfedilen kullanılmayan nufusun öteki yarısı, kadın gücü, toplumun her alanındaki haklar savaşımında öne çıkarılırken, meclislere, yönetimlere kadın seçilmesinde büyük özen gösterildi. AB ülkelerinin tümüne, dünyaya sıçrayan bu dinamiğin Türkiye ayağında özel bir hareketlendirme odağı daha vardı.. 12 Eylül’ün yasaklı sürecinde kendilerini ideolojileri ile ifade edemeyen tüm siyasetler, örgütlenmelerde kadınların öne çıkarılması yaşam gerçeği, dayatması olarak gündeme gelmişti. On binlerin cezaevlerinden geçirilmelesi sürecinde kapılarda öne çıkan analar, bacılar kan kaybeden tüm örgütlenmeler için motivasyon olmuş, siyasal İslam hareketi bayrak yaptığı türban savaşımını öne çıkarırken, Özalizmin papatyaları keşfedilmişti. Yasaklı düzende güç kaybetmiş sendikalar yasalar, grevlerle hak alamaz olunca, yükselen direnişlerde yine kadınlar öndeydi. Bahar eylemleri, yaz direnişleri, Zonguldak büyük direnişi, şimdi de Ankara kışının ayazına hapsedilmiş Tekel işçilerinin büyük direnişinde kadınların ne kadar önde, eylemi ayakta tutan, direniş gücünü yükselten güçlerini, etkinliklerini tahmin bile edemezsiniz. TÜSİAD’ın görevden ayrılan başkanı Arzuhan Yalçındağ’ın veda konuşmasını, göreve yeni başlıyan Nazlı Ümit Boyner’in kamuoyuna ilk seslenişini dinlerken kadın olarak, kadın hareketine, direniş gücüne pay çıkarmadan edemedim. Demokrasi açığımızı ortaya koyan, yeni baskı odakları yaratılmamasını isteyen çıkış hem dürsüt hem de yürekliydi... soner@cumhuriyet.com.tr Türkel: Çözüm yoksa ben de açlık grevindeyim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Açlõk gre- vine ara veren TEKEL işçilerinin eylemleri 40. gününde devam ediyor. Tek Gõda-İş Sendikasõ Genel Başkanõ Musta- fa Türkel, 26 Ocak’a kadar çözüm bulunmama- sõ durumunda kendisi de dahil olmak üzere iste- yen tüm işçilerin yeniden açlõk grevine başlaya- cağõnõ açõkladõ. Açlõk grevine ara veren işçilere ses- lenen Türkel, bazõ TEKEL işçilerinin, “Sendikaya rağmen biz açlık grevine devam etmek istiyo- ruz” tavrõnõn sürdürmelerini tasvip etmedikleri- ni kaydederek “Hak-İş ve Memur-Sen’e hiçbir zaman el uzatmazdım ama işçinin mücadelesi için elimi uzattım. Bu mücadele, kişisel duygu ve tepkilerimin üzerinde olacak kadar önem- li” dedi. Açlõk grevini bitiren işçi Hilal Akbulut hastaneye kaldõrõldõ. Çankaya Belediye Başkanõ Bülent Tanık da destek ziyaretinde bulundu. 100’ü aşkõn ülkeden 4 bin mesaj gönderen yabancõ sendikalar 29-30-31 Ocak’õ dayanõşma günleri olarak belirledi Tütün işçisine taraftar desteği OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Başta Avrupalõ işçi ve sendikalarõ ol- mak üzere uluslararasõ emek örgütleri TEKEL işçisini yalnõz bõrakmõyor. Ey- lemin başladõğõ günden itibaren özellikle 15 Aralõk’tan sonra artan destek, bu ayõn son günlerinde yoğunlaşacak. 15 Ara- lõk’tan sonra yaklaşõk 100 ülkeden 4 bi- nin üzerinde mesaj gönderen uluslararasõ sendikal birlikler, ay sonunda Tek Gõ- da-İş istek ve yönlendirmeleriyle birlikte bir dizi eyleme imza atacak. Başta Almanya Gõda İşçileri Birliği NGG, Avrupa Gõda İşçisi Sendikalarõ Federasyonu EFFAT ve Uluslararasõ Gõ- da İşçileri Birliği IUF, Almanya’dan IG Metal ile Forza Livorno, 29-30-31 Ocak’ta “Her yer TEKEL, her yer di- reniş” günleri olarak kabul etti. Berlin, Paris, Viyana, Amsterdam ve Lon- dra’da, Türk konsolosluklarõ, fabrikalar, üniversitelerde TEKEL işçisine destek gösterileri düzenlenecek. Dortmant çağrõsõ olarak adlandõrõlan hareketle tüm meslek örgütlerine, partilere, yerel derneklere, sosyal kurumlara başvu- ruldu, hazõrlaklar başladõ. Eylemler arasõnda sendika temsilcilerinin Türk konsolosluklarõna siyah çelenk bõrak- masõ ve hükümete protesto mektubu bõ- rakmasõ yer alõyor. Taraftar desteği Endüstriyel futbola karşõ duruşu ile tanõnan Forza Livorno, TEKEL işçi- sine dayanõşma çağrõsõ yaptõ ve artõk maçlarõnda enternasyonali TEKEL işçisine atfederek okuyacağõnõ açõkladõ. Maçlarda işçilere destek pankartlarõ- nõn açõlmasõ için tüm tribünlere çağrõda bulundu. 29-30 Ocak tarihli maçlarda destek pankartlarõ açõlacak. 29-30-31 Ocak’ta Berlin, Paris, Viyana, Amsterdam ve Londra’da, TEKEL işçisine destek gösterileri düzenlenecek. 29-30 Ocak’taki maçlarda TEKEL işçisine destek pankartlarõ açõlacak. Erdoğan’ın işçi açılımı: Avucunu yalarsın ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Tayyip Erdoğan, 40 gündür Ankara’nõn ayazõnda gece gündüz eylem yapan TEKEL işçi- lerini ajitasyon yapmakla suçlar- ken; “Genel grev kararı alırsak hükümeti deviririz” diyen Tek Gõda-İş Sendikasõ Başkanõ Musta- fa Türkel’e “Hükümeti devire- cekmiş, avucunu yalarsın avucu- nu. Kaç üyen var, neyle konuşu- yorsun, önce haddini bil” dedi. Erdoğan, il başkanlarõ toplantõ- sõnda TEKEL işçileri ve tam gün ya- sasõna eleştirilere yanõt verdi. Geliri az bulan doktorun önünün tõkanmadõğõnõ anlatan Erdoğan, “Buyrun özel sektöre geçin ya da muayenehaneyi bırak, hasta- nede mesai saati dışında görevini ifa et diyoruz” dedi. TEKEL işçilerinin gösterilerinin hükümete karşõ kõşkõrtmaya dönüş- tüğünü ileri süren Erdoğan, küresel krizle birlikte Türkiye’de işsiz sa- yõsõnõn 4 milyona ulaştõğõnõ, insan- larõn iş sõnavlarõ için kuyruk oluş- turduğunu söyledi. TEKEL işçile- rinin “açız, sefiliz” diyerek ajitasyon yaptõklarõnõ savunan Erdoğan, işçi- lere 2 yõldõr çalõşmadan maaşlarõnõ ödediklerini ileri sürdü. Erdoğan, “Diğer 4-C’de çalışanlar bu ül- kenin evladı değil mi? Şu anda 19 bin dolayında 4-C kapsamında olan işçimiz var” dedi. Kõzõlay’da 8 bin TEKEL işçisinin beklediği yönünde haberler yapõl- dõğõnõ belirten Erdoğan, “Gidin, bu rakamın onda biri yok. Belli bir çadırın içinde medya maha- retini oynuyor” dedi. Erdoğan iş- çilere yönelik, “Boş depolarda duruyorlar, 40 trilyon maaş alı- yorlar. O parayla 3-4 kat işçiyi is- tihdam ederiz” diye konuştu. 8 BİN 300 KİŞİ İŞSİZ Opel, bir fabrika daha kapatõyor Ekonomi Servisi - ABD’li otomotiv şir- keti General Motors’a bağlõ Opel, Belçika’daki fabrikasõnõ kapatacağõnõ açõkladõ. Opel Üst Yöneticisi Nick Re- illy, Belçika’nõn Anvers kentindeki Opel fabrikasõnõ kapatacaklarõnõ, 2 bin 600’ü bu fabrikada, 4 bini Al- manya’da olmak üzere Avrupa’da 8 bin 300 işçiyi çõkaracaklarõnõ söyledi. Reilly, “Para kaybediyoruz ve bir şeyler yapmalıyız. Opel’in çalışma- ya devam edebilmesi için bu tip kararlar almak zorundayız” dedi. Reilly, krizin etkisiyle Avrupa’da bu yõl geçen yõla göre 1.5 milyon adet daha az araç satacaklarõnõ söyledi. Bu arada Opel’in fabrika kapatma ka- rarõna çalõşanlar tepki gösterdi. An- vers’teki otomotiv işçileri sendikasõ- nõn sözcüsü Werner Dillen, “Bazıları ağladı, bazıları en azından bizim du- rumumuz ne olacak, geleceğimiz ne olacak bilelim dediler” diye ko- nuştu. Ahmed Teghmas adlõ işçi de, yönetimin sendikaya sadece muhtemel bir kapatmadan bahsettiklerini belir- terek “Üretimin sürmesi için oyun oynuyorlar” dedi. İyi Tarõm Uygulamalarõ ile yaş sebze ve meyvede AB standartlarõ yakalanacak MİGROS sebzede AB’ye uydu Ekonomi Servisi - Migros Ticaret Yönetim Kurulu Başkanõ Bülend Özaydınlı, yeni dönem- de iyi tarõm uygulama- larõna uygun üretim ya- pan yaklaşõk 2 bin üreti- ciden alõm yaparak, satõn aldõklarõ meyve sebzeyi ilk etapta Migros ve Macrocenter mağazala- rõndan tüketicilere ulaş- tõracaklarõnõ söyledi. Özaydõnlõ, Migros’un, yaş sebze ve meyvede AB standartlarõnõ yaka- layan ‘İyi Tarım Uy- gulamaları (İTU)’ çer- çevesinde Tarõm ve Köy- işleri Bakanlõğõ ile işbir- liğine gitmesine ilişkin düzenlenen toplantõda yaptõğõ konuşmada, Tür- kiye’de tarõmõn çağ atla- yacağõna inandõklarõnõ, bu süreçte öncü rol üst- lenmekten memnuniyet duyduklarõnõ söyledi. Özaydõnlõ, tüm Migros ve Macrocenter mağa- zalarõnda dökme ve pa- ketli satõlan sebze mey- veyi İTU ile sertifika- landõrõlmõş çiftçiden te- min etme kararõ aldõkla- rõnõ belirtti. Yõlda 270 bin ton yaş meyve sebzeyi Migros kalitesi ile tüke- ticilere ulaştõrdõklarõnõ kaydeden Özaydõnlõ, “Türkiye’nin 71 ilinde ve yurtdışında 1589 mağazamız var. Alıcı olmamızın projeye çok önemli katkı sağlaya- cak” dedi. Başbakan Erdoğan’õn veto ettiği ve hükümetten hiçbir bakanõn katõl- mayacağõ Davos Zirvesi’nde Türkiye’yi Merkez Bankasõ Başkanõ Dur- muş Yõlmaz temsil edecek. Yõlmaz’õn, 26 Ocak’da Enflasyon Rapo- ru’nu açõklamasõnõn ardõndan Davos’a gidecek. Davos Zirvesi’ne, bankacõlarõn yanõ sõra, işadamlarõnõn da katõlacağõ belirtiliyor. 27- 31 Ocak tarihleri arasõnda düzenlenecek Dünya Ekonomi Forumu’nun (Davos Zirvesi) 40. yõllõk toplantõsõnõn gündem konusu, küresel eko- nomik krizin verdiği zararõn ve bu zararõn telafi yollarõnõn aranacağõ “Dünyanõn Durumunu İyileştirme: Yeniden Düşünme, Yeni- den Tasarlama, Yeniden İnşa Etme” olarak belirlendi. LIBERTY’DEN AKUT’A KATKI Liberty Sigorta, güvenli yaşam kültürünün ve bilincinin Türkiye’de oluşturulmasõ hedefine katkõda bulunmak için AKUT ve Tiyatro- kare’nin katkõlarõyla hayata geçen ‘Birimiz Hepimiz, Hepimiz AKUT’ isimli çocuk müzikalinin ana sponsoru oldu. İlköğretim okullarõ, özel tiyatrolar ve yerel yönetimlerin mekânlarõnda sahnelenecek oyu- nun, ana sponsoru olan Liberty Sigorta, üç yõl boyunca oyunun tüm basõlõ malzemeleri ve tanõtõm çalõşmalarõnõ yürütecek. Oyu- nu izleyen her çocuğa içeriği AKUT tarafõndan hazõrlanmõş ve deprem, afet durumlarõnda yapõlmasõ gerekenleri anlatan bir bilgilendirme kitapçõğõ ücretsiz olarak dağõtõlacak. MOBİLYACILAR HEDEF BÜYÜTTÜ Geçen yõlõ 1.5 milyar ihracatla kapatan Türkiye mobilya sektörü, İMOB İs- tanbul Mobilya Fuarõ ile 2-6 Şubat’ta CNR Expo Fuar Merkezi’nde dün- yanõn en önemli alõcõlarõyla buluşuyor. İstanbul Fuarcõlõk tarafõndan Tür- kiye Mobilya Sanayicileri Derneği desteğiyle gerçekleştirile- cek fuara 170 ülkeye mobilya ihraç eden 300 firma katõlõyor. MOSDER Başkanõ Nazif Türkoğlu ihracatta hedef büyüt- tüklerini belirterek fuara 6 bini yabancõ toplam 80 bin ziya- retçi beklediklerini söyledi. Türkoğlu, “Krize rağmen 1.5 mil- yar dolar ihracat ve 250 bine yakõn istihdam gücü ile mobilya sek- törü, Türkiye ekonomisinin lokomotifi” dedi. TEKEL işçilerinin Anka- ra’daki direnişine Ege’nin farklı noktalarından destek sürüyor. Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa Kun- dakçı, İzmir’deki sendika şube başkanlarıyla birlikte yaptığı açıklamada, daha önce duyurdukları bir gün- lük açlık grevi kararını ör- güt disiplini gereği 26 Ocak Salı’ya dek askıya aldıkla- rını söyledi. Kundakçı, “Ayrıca AKP İl Başkanlı- ğı’na yapacağımız yürüyüş de askıya alındı” dedi. TEKEL işçilerine destek amacıyla Muğla’da da, AKP il binası önüne açlık çadırı kuruldu. Bülent Özaydınlı ve Tarım Bakanı Mehdi Eker, İTU ile tarım ürünlerinin en yüksek besin ve hijyenik değerde tüketiciye ulaşabilmesi için 236 farklı kriterin yerine getirilmesini öngörüyor. Migros, Tarõm Bakanlõğõ işbirlilği ile iyi tarõm yapan 2 bin tüketiciden aldõğõ sebze ve meyveyi mağazalarda tüketicilerle buluşturacak. İŞÇİLERE EGE’DEN DESTEK DAVOS’TA TÜRKİYE’Yİ YILMAZ TEMSİL EDECEK TEK GIDA-İŞ’TEN YANIT: KAMUOYUNUN BİLİNCİNİ BULANDIRMAYIN Tek Gõda-İş Sendikasõ Genel Başkanõ Mustafa Türkel, TEKEL işçilerini “ajitasyon” yapmakla suç- layan Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Hükümet olarak işçilere iyilik yapıyormuş, fazladan hak ta- nıyormuş gibi bahsederek, kamuoyunun bilinci- ni bulandırmaya çalışmayın” karşõlõğõnõ verdi. Türkel, yaptõğõ yazõlõ açõklama ile dün kendisini ve işçileri hedef alan Başbakan Erdoğan’a yanõt verdi. Erdoğan’õn “haksız ve mesnetsiz açıklamalar” yap- tõğõnõ vurgulayan Türkel, “İşçiler, ücretlerinin dü- şürülmesini, sosyal ve sendikal haklarının kaybını ve kölelik düzeni içinde çalışmayı kabul etmeye- rek, uluslararası ve iç hukuk kuralları çerçeve- sinde hakkını aramaktadır” dedi. Erdoğan’õn TEKEL işçilerinin “ihbar ve kıdem tazminatı”nõn ödenmesini sanki “ulufe” yapõyor- larmõş gibi anlattõğõnõ belirten Türkel, “Sayın Baş- bakan! Bu para işçinin anasının sütü kadar he- lal ve yasal haktır” ifadelerini kullandõ. İşçilerin “ye- tim hakkı yediği” iddialarõnõ reddeden Türkel, kendisine yönelik “Hükümeti devirecekmiş, avu- cunu yalarsın avucunu” diyen Erdoğan’õn sözlerine ise “ Hükümetler seçimle gelir, seçimle gider. Baş- bakan gerçek muhatapları doğrudan dinleme lü- tufunda bulunurlarsa, daha doğru ve gerçek bir şekilde bilgilendirilmiş olacaklardır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle