18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 22 OCAK 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Erdoğan Duyarsız Kalmayı Sürdürecek mi? TEKEL işçilerinin açlık grevinde, 39 günlük direnişin en kritik olması gereken kavşağına girildiğini bildiren haberler birbirini izliyor. Kış koşullarına dayanamayarak soğuk algınlığına yakalananların iki bin sayısını aştığı, Türk-İş binasının giriş katında sahra hastanesine benzer bir revirin oluştuğu, bu yazının yazılmaya başlandığı perşembe günü öğlen saatlerinde, açlık grevindeki emekçilerden beşinin su kaybı nedeni ile hastaneye kaldırıldığı, geride kalanlardan da sevimli olmayan belirtilerin görüldüğü haberleri geliyor. O belirtiler, en az on beş gündür kendisini gösterdiği halde, hükümetin sorunu ciddiye almayışını anlamak gerçekten zordur. Sendikal haklarını kaybetmek istemeyen işçiler, İstanbul’da başlattıkları direnişi hükümetin, dahası tüm politikacıların duymasını sağlamak için, başkente taşıdılar. Ama bırakınız politikacıları, kendilerinin çatı örgütü olan işçi konfederasyonuna, Türk-İş’e bile attıkları adım için ne kadar kararlı olduklarını anlatamadılar.Türk-İş Genel Başkanı da, hükümet üyeleri ve çoğu politikacılarımız gibi bu son olayı, o eski göstermelik eylem girişimlerinin sonuncu versiyonu gibi algılamış olmalılar ki, TEKEL direnişine katılmış olan insanlarımızın eylemini, birkaç gün Abdi İpekçi parkında içlerini dökecek, televizyon haberlerine malzeme olacak, az biraz biber gazı ile münasip miktarda basınçlı suya hedef olduktan sonra geldikleri gibi döneceklerini sandılar. Seyirlik bir oyun değil ki... Oysa sürdürülen direniş, sözlük anlamında olduğu gibi, kendilerine yöneltilen haksızlığın düzeltilmesini sağlamayı amaçlıyorsa, bir seyirlik oyun olmadığını anlatmayı sağlamak için elbette sonuna kadar sürdürülmeliydi. O aşamada, muhalefet partilerinin, yer yer sağladığı destekler elbette önemsenmelidir. Ama Rahşan Ecevit’in önceki geceyi, direnişçiler ve çocukları ile birlikte geçirmiş olması, CHP, MHP, DSP, DP, SP liderleri için büyüteç altına alınarak incelenecek, bu partilerin yetkili kurullarında enine boyuna tartışılacak bir olgudur. 87 yaşındaki Bayan Ecevit, yaşasaydı merhum Bülent Ecevit’in gözünü kırpmadan uygulayacağı bir yöntemi ileri yaşına karşın kamuoyuna taşırken sıcak yataklarında yatan öteki liderlere de sorunları daha geniş kitlelere taşıyabilmek için nelerin, nasıl yapılması doğrultusunda anlamlı bir uyarı dersi de vermiş olmalıdır. Başbakan’ı, bu dersin öğrencileri arasında düşünmek gerekmiyor. Erdoğan, gündem oluşturmayı çok iyi biliyor. Ayrıca, bırakınız sosyal demokrat olmayı; Prof. Dr. İzzettin Önder’in dün CNN Türk’te söylediği gibi “sermaye sınıfına hizmeti öne aldığı için” TEKEL işçilerinin geleceklerini düşünmek istemiyor. Tam aksine, başkentte toplanmış olmalarını, kendilerini kışkırtmak isteyen çevrelere bağlıyor ve bir an önce geldikleri yerlere dönmeye çağırıyor. Başbakan kendisini aldatıyor Bence, Başbakan kendisini aldatmaktadır. TEKEL özelleştirilmesinde, çalışanların sırtından verilen ödünlerin bedelini daha da çoğaltarak onların geleceklerinden tahsil etmeyi sürdürmekte ısrar, AKP iktidarının daha da aleyhine gelişecektir. Hükümet, açlık grevini ölüm orucu eylemine döndürmeye de kararlı işçilerin aralarından, Tanrı esirgesin yaşam savaşını yitirenler olursa, onlara tabut yapmak için hazır bekleyen kovboy filmlerindeki fırsat kollayıcı marangozların durumuna düşmek istemiyorsa, bir an önce bu uykudan uyansın. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] Genelkurmay: İddialarõ aklõ ve vicdanõ olan hiçbir kimsenin kabul etmesi mümkün değildir Darbe değil tatbikat senaryosuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ge- nelkurmay Başkanlõğõ, Taraf gazetesi- nin gündeme getirdiği Birinci Ordu Ko- mutanlõğõ’nda 2003 yõlõnda gerçekleş- tirilen plan seminerine ilişkin ortaya atõ- lan iddialarõ “aklı ve vicdanı olan hiç- bir kimsenin kabul etmesinin müm- kün olmadığını” bildirdi. Genelkurmay Başkanlõğõ’ndan yapõlan 5 maddelik açõklamada, Taraf gazetesi- nin gündeme getirdiği ve dün basõn ya- yõn organlarõnda geniş yer alan haber- lere dikkat çekildi. Açõklamada şöyle denildi: 1 . Birinci Ordu Komutanlõğõ tarafõn- dan 5-7 Mart 2003 tarihleri arasõn- da icra edilen plan seminerine iliş- kin çeşitli iddialar ve değerlendirme- ler medyada yer almaktadõr. 2 . Söz konusu plan semineri, Ge- nelkurmay Başkanlığı 2003-2006 yılları tatbikatlar programında bu- lunmaktadır. 3 . Plan seminerinin gayesi, dõş tehdide ilişkin olarak hazõrlanan harekât planlarõnõ geliştirmek ve ilgili per- sonelin eğitimlerini sağlamaktõr. Plan semineri, giderek tõrmanan bir gerginlik dönemini kapsayan bir senaryo içeri- sinde uygulanmõştõr. Birinci Ordu Ko- mutanlõğõ sorumluluk bölgesinde icra edilen bu plan seminerinde, ordu geri bölge emniyeti ve savaş hali, savaşõ ge- rektirecek bir durumun baş gösterme- si halinde de uygulanan sõkõyönetim ko- nularõ üzerinde de durulmuştur. 4 . Bu plan seminerine ilişkin olarak ortaya atılan iddiaları, aklı ve vic- danı olan hiçbir kimsenin kabul et- mesi mümkün değildir. 5 . Söz konusu iddialarõ ciddiye alarak üzerinde yorumlar yapõlmasõnõn ve bilgi kirliliği yaratõlmasõnõn; özellikle toplumumuzda tedirginlik yaratmak isteyenlerin amacõna hizmet edeceği de- ğerlendirilmektedir. ‘FAYDALANILACAK’ VE ‘TUTUKLANACAK’ GAZETECİLER TEPKİ GÖSTERDİ: AKP’yi yine kurtardılarİSTANBUL/ANKARA (Cumhu- riyet) - Taraf gazetesinin ortaya attõ- ğõ yeni darbe planõ iddiasõnda “fay- dalanılacak” ve “tutuklanacaklar” gazeteciler listesinde adõ geçen gaze- teciler, listeye ve listenin yayõmlan- masõna sert tepki gösterdi. ? Altemur Kılıç: Ben bu listede ol- masam üzülürdüm, ama şunu söyle- yeyim bütün olay hakkõnda büyük bir hücum var Türk ordusuna... Türk or- dusunda harp oyunlarõ oynanõr, bütün ihtimaller ortaya atõlõr. Bundan önce oynanan oyunlara bakõlõrsa, ABD ile Almanya ile harp çõkartmõş olabiliriz. Bunlar en olmayacak senaryolarõ oy- narlar. Böyle bir senaryo da yapõlmõş olmasõ muhtemel. Fakat hangi aklõ ba- şõnda insan Türk ordusunun bir camiyi bombalayõp, uçağõnõ düşürebileceğini tasavvur edebilir. Ben edemiyorum. ? Ali Baransel: Herhalde Türk ba- sõnõnõn yarõsõndan çoğu bu listede var. Yorum yapmayõ bile gereksiz görüyorum. Ben 12 Eylül harekâtõn- dan sonra Cumhurbaşkanlõğõ’nda gö- rev aldõm. En katõ dönemlerde bile Köşk ile basõn arasõnda sağlõklõ ilişki kuran bir insan diye geçerim. ? Esin Dalay: Saçma sapan bir olay. Bunu hazõrlayanlarõn kafasõ karõşmõş. ? Emin Çölaşan: Değerlendirme için daha erken ama tahmin ediyorum bunda da çok büyük bir abartõ payõ var. Bunlarõn bütün amacõ Türk ordusunu yõpratmak. AKP medyasõ, Fethullah medyasõnõn bir adõmõ... Melih Aşık: Taraf gazetesi ne bu- lursa darbe planõ diye piyasaya sürü- yor. Sözü geçen listede adõ bulunma- yan gazeteci yok gibi. Benim adõmõn bulunmasõ çok olağandõşõ bir durum değil. Bence önce bu planõn ne menem bir şey olduğu ortaya çõkarõlmalõ. ? Metin Uca: Bunu, at izinin it izi- ne karõştõğõ toz duman ortasõnda adõ ge- çen tüm gazetecilere yönelik bir sal- dõrõ olarak değerlendiriyorum. Bu- nun gerçek olduğunu düşünmek bu ga- zetecilerin şu ana kadar yaptõklarõ iş- lere hakaret olduğunu düşünüyorum. ? Murat Çelik: Ben böyle 2 liste ol- duğuna inanmõyorum. Kaldõ ki gaze- tecileri ‘bizden’ ya da ‘bizden ol- mayanlar’ gibi kategorize etmeye prensip olarak karşõyõm, bunu yapan kim olursa olsun. ? Saygı Öztürk: Bizim dõşõmõzda birileri böyle planlar yapõyorsa, benim gerçek gazeteci olduğumu unutuyor- lar demektir. ? Ruşen Çakır: Bu listeleri yapmak ne kadar çarpõk bir zihniyetse, bu lis- teleri böyle paldõr-küldür yayõmla- mak da bir başka çarpõk zihniyet. Türkiye’de bir linç kültürü var. ? Ayşenur Arslan: Böyle listelerin yayõnlanmasõ bu mesleği bitirir. Bu mesleğin saygõnlõğõnõ, güvenirliğini yok ede. Lütfen mesleğimize sahip çõ- kalõm, medyanõn haysiyetini, onurunu ayakta tutabilmek için aynada kendi- mize bakarak ne yapõyoruz sorusunu sormamõz lazõm. ? Leyla Umar: Kahkahalarla gül- dü diye yazõn. Ben mi darbeye yardõm edecekmişim? Bunlar benim 81 ya- şõmda olduğumu da unutuyorlar gali- ba... Doğan kadar vatanõnõ seven bir adama şimdiye dek çok ender rastla- dõm. Asla vatanõna karşõ kötü bir gi- rişimde bulunacak kişilikte değil. Taraf’õn haberinde, “tutuklanma- sı düşünülen” 36 gazeteci arasõnda is- mi geçen bazõ gazetecilerin değerlen- dirmeleri de özetle şöyle: ? Abdurrahman Dilipak: Bu plan yeni ortaya çõkan, artõk kanõksadõğõmõz, mide bulandõran utanç verici bir dar- be planõdõr. Tutuklanacak gazeteciler arasõndaki 8 kişinin Vakit yazarõ ol- masõ da dikkat çekicidir. Burada asõl vahim olan tutuklanacak gazeteciler- den önce, sayõlarõ 137 olarak açõkla- nan kendileri ile işbirliği yapõlabilecek gazetecilerdir. Burada utanmasõ gere- kenler, darbecilerin kendilerini po- tansiyel dost ve işbirlikçi kadrosu içinde görmeleridir. ? Nuh Gönültaş: Konuya iki fark- lõ açõdan bakõyorum. Bu listede yer al- mak bir anlamda şeref. Listede yer alan diğer isimlere bakõnca demokrat çiz- gide olmuş insanlar olduğunu, sivil- leşmeyi, demokratikleşmeyi savunan kişiler olduğunu görüyoruz... Böyle bir listede yer almanõn bir anlamda iyi ol- madõğõnõ da düşünüyorum. Devletin seni düşman listesine koymuş olmasõ hoş değil. O dönemde Tercüman’da çalõşan bütün yazarlar listede var. Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanõ Ahmet Abakay da gezete- cilerin zan altõnda bõrakõldõğõnõ belir- terek “Gazetecilik mesleği zedelen- mektedir” dedi. E M E K L İ O R G E N E R A L Ç E T İ N D O Ğ A N İ D D İ A L A R I Y A L A N L A D I ‘İktidar seçimle devrilir’İstanbul Haber Servisi - Taraf gazetesinde 2 gündür yayõmlanan “Balyoz Eylem Planı”nõn altõnda imzasõ olduğu iddia edilen dönemin 1. Ordu Komutanõ emekli Orgene- ral Çetin Doğan, darbe iddialarõnõn, askerlerin sivil mahkemelerce yar- gõlanmasõnõn önünü açan yasal dü- zenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafõndan esastan görüşüldüğü za- manda gündeme getirilmesinin dik- kat çekici olduğunu söyledi. Doğan, “Anayasa Mahkemesi’nin kara- rını etkilemek için harekete ge- çilmiş olabilir. Yazdığım yazılar bazı çevrelerin bamteline basmış olabilir” dedi. Darbe planõ kapsa- mõnda gazetecilerin de fişlendiği haberlerini de değerlendiren Doğan, “Bunlar hasta dimağların, hasta- lıklı ürünleridir” dedi. Doğan, dün Habertürk televizyo- nunda konuya ilişkin sorularõ ya- nõtladõ. Başkanõ olduğu Batõ Çalõş- ma Grubu’nun görevinin irticai faa- liyetleri takip edip bilgi toplamak ve bu bilgileri yetkili organlara iletmek olduğunu belirten Doğan, “2002’de bir harp oyunu, bir seminer ya- pıldı. İsmi Balyoz değildi.Böyle saçma sapan, korkutucu isimli seminer planı olmaz” dedi. Hare- kât Başkanõ olduğu dönemde İçişleri Bakanlõğõ’yla EMASYA protokolü imzaladõklarõnõ anlatan Doğan, pro- tokolün kolluk kuvvetinin asayişi sağlayamadõğõ dönemde, sivil ikti- darõn rõzasõyla yönetimin askere geçtiğini anõmsatarak, “Bu proto- kolde benim imzam var. Bu pro- tokol çerçevesinde, asayişe karşı olaylar büyüyünce önlemek için askeri güç çağırılır” diye konuştu. Taraf gazetesinin, söz konusu plana ilişkin orijinal kayõtlarõ ve CD’leri yayõmlayacağõ sorusuna Doğan, ca- milere yönelik bombalama gibi planlarõn tamamõyla uydurma oldu- ğunun altõnõ çizerek, “Kayıtlarda benim veya başka bir arkadaşımın şurayı bombalayacağız sözünü bulurlarsa onların alınlarını ka- rışlarım. Cami bombalansın de- diğimi yayınlasınlar. Hodri mey- dan diyorum. Benim böyle bir be- yanıma hiçbir yerde rastlaya- mazlar” dedi. Sadece 1960 ihtila- linde yer aldõğõnõ belirten Doğan, 28 Şubat müdahalesinin halkõn bütün- leşmesi için sadece bir “uyarı” ol- duğunu söyledi. “İhtilal” sözü edil- diğinde, kendisinin her zaman “hal- kın getirdiğini, halk kendi götür- meli” dediğini vurgulayan Doğan, “Hükümetle ilgili sakıncalı gör- düğüm noktalar var ama hükü- meti devirmenin yolu askeri dar- be değil seçimdir. Aksi halde kah- raman yaratırız” dedi. Özden Ör- nek’in günlüklerinin var olup ol- madõğõ konusunda şüphe içerisinde olduğunu belirten Doğan, Örnek’in de günlükleri reddetmesine dikkat çekti. Doğan, “Demokrasi yalnız seçim değildir. Kuvvetler vardır, kurumlar vardır. Anayasa, hü- kümetin nasıl iktidar olacağını or- taya koyar” şeklinde konuştu. Doğan, gündüz saatlerinde gel- diği HABERTÜRK binasõndan akşam saatlerine kadar ayrõlmadõ. Taraf gazetesinin yöneticileri Ah- met Altan ve Yasemin Çongar ile haberin altõnda imzalarõ olan Meh- met Baransu ve Yıldıray Oğur’u canlõ yayõnda tartõşmaya davet et- ti. Taraf gazetesi yöneticileri ise, “Yarınki gazeteyi yetiştirmeye çalışıyoruz” diyerek, Doğan’õn davetini reddetti. Doğan, akşam saatlerinde katõl- dõğõ ikinci canlõ yayõnda iddialar- larla ilgili olarak, savcõlarõn çağõr- masõ halinde ifade vermeye gide- ceğini belirterek, “Ergenekon sav- cılarını dava ettim. Gerçek ol- mayan bir belgeyi iddianameye koydular. Bunu Taraf da kul- landı. Aynı haltı ikinci kez yapı- yorlar” dedi. Hrant Dink’i tanõ- madõğõnõ söyleyen Doğan, “Ama konuşmalarını dinledim, çok candan, samimiyetle söylüyo- rum hüzünlendim.” dedi. Çiçek’ten ‘Balyoz’ yorumu Taraf muhabiri adliyede Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu da adliyeye gelerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Turan Çolakkadı’ya Balyoz Güvenlik Harekât Planõ’na ilişkin belgeleri verdi. Çõkõşta basõn mensuplarõna açõklama yapan Baransu, bugün yapõlan suç duyurusundan sonra Çolakkadõ ile görüştüğünü belirtti. ‘TGB 2003’te ortada yoktu’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyesi bir grup, Taraf’õn Ankara Bürosu önünde toplanarak gazeteyi protesto etti. TGB Genel Başkan Yardõmcõsõ Mustafa Kaya, “Balyoz Güvenlik Harekât Planı”na ilişkin haberlerde “Koordinasyon sağlanacak kurumlar arasında TGB’nin de sayıldığı” belirtti. Kaya, “2006 yılında kurulan TGB, nasıl olur da 2003 yılı içindeki darbe planlarına iştirak edebilir” şeklinde konuştu. ? Bekir Coş- kun: AKP ikti- darı tam çuval- ladı, gitti gidi- yor. Askerler bu sefer de AKP’yi yine kurtardılar. Saçmalık... Zor durumda bir işe yarayacağımı öğrenmiş oldum. ? Nazlı Ilıcak: Böyle bir darbe olur- sa, ben hep kendimi tutuklanacaklar ara- sında görüyorum. Olmasam üzülür- düm. Yazdığım ya- zılar ve pozisyonum belli. Planın bir se- naryo olduğunu dü- şünmüyorum. ? Fikret Bila: Bu- nunbirsenaryool- duğuGenelkurmay tarafındanaçıklan- dı,böylebirlistenin yapılmasından bi- zimdebilgimizyok. Ayrıcabasınınböy- le kategorize edil- mesini doğru bul- muyorum. ‘12 Eylül’den ders aldõk...’ 12 Eylül ihtilalinden ders aldõkla- rõnõ dile getiren Doğan, “Biz nor- mal usullerle iktidara gelemeyecek, iktidara susamõş bazõ politikacõlarõn TSK’yi nasõl kullandõklarõnõ, nasõl ülkede acõ şeyler yaşattõğõnõ gördük. Bunlarõn tekrarlanmasõnõ onaylamõ- yoruz. TSK, 12 Eylül’den sonra, ya- põlan yanlõşlara karşõ her zaman yasal platformda tepkisini dile ge- tirmeyi seçmiştir. Mutlak iktidar yoktur. Yargõ vardõr ve bağõmsõzdõr. Kanunun dõşõna çõktõğõnõzda yargõ sizi cezalandõrõr. Silahlõ kuvvetlerin iktidarõ cezalandõrma hakkõ yoktur. Sadece rahatsõzlõğõnõ bildirir” dedi.Çetin Doğan İddiaya suç duyurusu İstanbul Haber Servisi - Sanatçõ Lale Mansur’un da ara- larõnda bulunduğu “Darbelere karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu” üyeleri, emekli orgenerallar Çetin Doğan, İbrahim Fırtına ve Ergin Saygun ile Oramiral Özden Örnek hakkõnda Taraf gazetesinde yayõmlanan haber- de yer alan “Balyoz Güvenlik Harekât Planı yaparak hükümeti devirmek” iddiasõnõ gerekçe göstererek suç duyurusunda bulundu. Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Balyoz darbe planõ iddialarõnõ araştõrmak üzere iki savcõ görevlendirdi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelerek İstanbul Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bulunan grup adõna açõklama yapan Lale Mansur, dilekçeyi İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Turan Çolakkadı’ya sun- duklarõnõ, dilekçelerinin işleme konulduğunu ifade etti. ‘Bu anlayış çağın gerisinde kaldı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, Taraf gazetesinde yer alan “Balyoz Planı” iddia- larõnõ değerlendirirken “İktidarların gelişi de gi- dişi de vatandaşın iradesiyle olur. Onun dışın- daki hiçbir çabayı bizim kabul etmemiz müm- kün değil” diye konuştu. Bakanlar Kurulu toplantõsõnõn ardõndan açõkla- malarda bulunan Çiçek, Türkiye’de saydamlõğõn arttõrõlmasõ ve yolsuzlukla mücadelenin güçlendi- rilmesi ile ilgili stratejinin kurulda benimsendiği- ni söyledi. Gazetecilerin sorularõnõ da yanõtlayan Çiçek, “Taraf’ın ortaya attığı iddialarla ilgili Genelkurmay açıklamasını tatmin edici buldu- nuz mu” sorusu üzerine şunlarõ söyledi: “Eksiği vardır, noksanı olabilir ama biz de- mokrasiyi mevsimlik tercih olarak almadık. Dolayısıyla zaten hükümet olarak da bizim ça- bamız, gayretimiz Türkiye demokrasiyi daha da kurumsallaştırmaktır. Türkiye’nin geliş- mesi de demokrasi konusuna olabildiğince vurgu yapması ve bunun tüm kurallarıyla, ku- rumlarıyla işlemesini temin etmesine bağlıdır. Bunun da yolu iktidarları vatandaşın iradesi belirler. Gelişi de gidişi de vatandaşın irade- siyle olur. Onun dışındaki hiçbir çabayı bizim kabul etmemiz mümkün değil. Zaten bu çağda bu tür anlayışlar da çağın gerisinde kalan an- layışlardır. Türkiye bir hukuk devletidir. Hu- kukun üstünlüğünü temin etmek hepimizin görevidir ve hepimizin yararınadır.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle