20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 EYLÜL 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Livaneli’den mektup “Sevgili Ataol, Yazını okuduktan sonra sana bu mektubu yaz- maya ve mümkünse köşende değerlendirmeni ri- ca etmeye karar verdim. Çünkü cevaplarımı saygıdeğer Cumhuriyet okurlarının da öğrenmesini istiyorum. Benim için kullandığın güzel sözlere teşekkür ederim. Senin hem dost hem de şair olarak hayatımdaki önemini ve değerini zaten biliyorsun. Tekrarla- mama bile gerek yok ama dostluğuyla her zaman gurur duyduğum bir avuç insan arasındasın. Gelelim tavrıma: Bu konuda yazdığım yazıyı AKP’nin ne idüğü be- lirsiz açılım politikasına destek olarak değil, mef- hum-u muhalifiyle, yani sol olması gereken CHP niye bu konularda adım atmıyor, hatta engelliyor yakınmasıyla yorumlamak gerekir. Benim AKP ile ne gibi bir ilgim olabilir!.. Onlar- dan ne kadar canım yandığını ortaya koyan ya- zım ise bu konudaki bazı haksız kuşkuları gider- mek içindir. Çünkü bildiğin gibi bazı sevgili ar- kadaşlarımız bu yazımı ‘dönüş sinyali’ olarak al- gılamak basiretsizliğini gösterdiler. Onlar her gün adam ve mesafe kazanırken bi- zim kesim yıllardır birbirini kuşkuyla süzüyor ve acaba bugün kimi çarmıha gersek duygusuyla uyanıyor her sabah. AKP’yi topa tutan yüzlerce yazı yazıyorsunuz; konserlerde, televizyonlarda alarm çanları çal- dırmaya çalışıyorsunuz; bu uğurda ‘değiştiler’ di- yen birçok kişiyle kavga ediyorsunuz; sonra gü- nün birinde ‘Kürtlere insan hakları ve kültürel hak- lar verilmesi kırk yıllık mücadelemizdir; onlar söy- ledi diye biz fikirlerimizden vaz mı geçeceğiz?’ di- ye yazıyorsunuz, kıyamet kopuyor. ‘Türkiye’de rejimin değişeceği tarih’, yazımın in- ternette dolaştığı günler, Uğur Mumcu, Türkan Saylan ağıtları ne çabuk unutuldu? Sevgili Ataol, Bundan on beş yıl önce ‘Sağ ve sol kutuplar eri- yor, yerine üç kutuplu bir Türkiye oluşuyor.’ diye yazmaya başladım. Bana göre bu üç kutup ‘İs- lamcılık, Kürtçülük ve Milliyetçilik’ kutuplarıydı. Bu tehlikeyi yüzlerce kez vurguladım. CHP par- ti meclisinde söyledim, Baykal’a anlatmaya ça- lıştım. Tehlike; CHP’nin bu etkiyle milliyetçilik kutbu- na yani MHP eksenine kayması ve ‘kardeşlik, ba- rış, eşitlik’ gibi sol değerlerden uzaklaşmasıydı. Ne yazık ki öyle oldu. Ne olur dinamik bir tahlil yapalım ve 2002’den beri geçen duruma bakalım. AKP 7 yılda nereden nereye geldi, toplumu nasıl dönüştürdü? Bu işin bir yedi yıl daha sürdüğünü düşün. Kim bilir hangi noktalara sürükleneceğiz? Karanlık hızla artıyor ve biz bir türlü kendimizi eleştirmeyi, ‘Nerde hata yapıyoruz’ sorusunu ce- vaplamayı başaramıyoruz. Bunun yerine her gün birbirimizin ‘imanını’ sorguluyoruz. Kimse korkmasın, başımı kesseler, idam seh- pasına götürseler Mustafa Kemal aydınlığından taviz vermem. Sorun bu değil. Ama Türkiye’yi kaybediyoruz. Atatürk ilkeleri ter- sine çevriliyor, tevhid-i tedrisat deliniyor, genç be- yinlerin üstüne kapkara bir örtü çekiliyor. Ne yapacağız sevgili Ataol? Ne yapacağız? Diyelim ki Zülfü kusurludur, yanlışları vardır, ha- talıdır; tamam itirazım yok. Ama sorun bu değil ki? Ne yapacağız? Bu ülkeyi göz göre göre teslim mi edeceğiz? ‘Erdoğan’ı başbakan yapmak için mücadele ver- miş’ bazı siyasilerin ihtirasına kurban mı gidecek ülke? Ülkenin tek kurtuluşu olacağını düşündüğüm ‘sol’dan tamamen mi vazgeçtik? Kusura bakma, fazla uzattım galiba ama son bir söz de Ergenekon konusunda. İlhan Abi’nin yanında olduğumu belirten yazı- lar yazdım, onu ziyaret ettim ama beni kimse Ve- li Küçük’lerle, Kerinçsiz’lerle aynı safta göremez. Biz yıllarca Susurlukçulardan çekmedik mi? Ve- li Küçük Susurluk’un en önemli ismi değil mi? AKP’ye karşı olduğumuz için gün gelecek ye- di TİP’linin katili Abdullah Çatlı’larla, Haluk Kır- cı’larla da mı aynı safta olacağız? Geçenlerde seninle ne güzel bir türkü söyle- miştik. Hisarlı Ahmet’in ’Ben kendimi gülün dibinde buldum’ türküsünü. Umarım yakında gülün dibinde türkü söyleye- ceğimiz günlere yeniden kavuşuruz sevgili kar- deşim. Zülfü” *Değerli dostum Zülfü Livaneli’nin geçen haf- taki yazımla ilgili elektronik mektubu böyle. Ben de ona benim hakkımdaki içtenlikli sözleri için teşekkür ederim. Mektuptaki kaygılar ve so- rular kuşkusuz ki hepimizindir. Tartışılabilecek bazı noktalar üzerinde ise önümüzdeki hafta- larda dururuz. [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 Bakan Nimet Çubukçu, eski Bakan Hüseyin Çelik döneminde atanan kadrolarõ tasfiye etmeye başladõ MEB’de yaprak dökümüMAHMUT LICALI ANKARA - Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çubukçu, eski Bakan Hüse- yin Çelik döneminde atanan bazõ üst düzey bürokrat ve yöneticileri gö- revden almaya hazõrlanõyor. Çubuk- çu’nun aralarõnda genel müdürlerin de bulunduğu görevden alma kararlarõnõn ilk aşamada 7-8 kişiden oluştuğu ve bugün ya da yarõn yayõmlanmasõnõn beklendiği öğrenildi. Görevden alõnan isimlerin Çelik döneminde atanmasõ Milli Eğitim Bakanlõğõ (MEB) içinde “Çubukçu Çelik’in izlerini siliyor” yorumuna neden oldu. MEB görevini Mayõs 2009’da Hü- seyin Çelik’ten devralan Nimet Çu- bukçu, kendi kadrosunu oluşturmaya başladõ. MEB kulislerinden edinilen bilgiye göre, aralarõnda genel müdür ve müsteşar yardõmcõlarõnõn da oldu- ğu görevden alma kararlarõyla ilgili ya- zõlar Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün onayõna sunulmak üzere Çan- kaya Köşkü’ne gönderildi. İlk aşamada 7-8 kişiden oluşan görevden alma ve atama kararlarõnõn bugün ya da yarõn Resmi Gazete’de yayõmlanmasõ bek- lenirken, ikinci aşamada bazõ daire baş- kanlarõ ve şube müdürlerinin gör- evinden alõnacağõ ve bu kişilerle bir- likte Çelik döneminde atanan toplam 20-25 üst düzey yönetici ve bürokra- tõn mevcut görevlerine son verileceği kaydedildi. Görevden alınan isimler Edinilen bilgiye göre görevden alõn- masõ beklenen isimlerin başõnda EGİ- TEK Genel Müdürü Nizami Aktürk geliyor. Aktürk 2003 yõlõnda Çelik dö- neminde EGİTEK Genel Müdürlüğü görevine getirilmişti. Görevden alõnan diğer bir ismin ise İstanbul İl Milli Eği- tim Müdürü Ata Özer olduğu belir- tilirken, Özer’in yerine Talim ve Ter- biye Kurulu Başkan Yardõmcõsõ Mu- ammer Yıldız’õn getirildiği kayde- dildi. Müsteşar Yardõmcõlarõ Salih Çelik, Abdüssamet Arslan, Remzi Kaya ve Sadettin Sabaz’õn da gö- revlerine son verileceği kaydedildi. Remzi Kaya, 2007 yõlõnda Personel Genel Müdürlüğü görevinden Müs- teşar Yardõmcõlõğõ’na getirilmişti. Sa- dettin Sabaz 2008 yõlõnda Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürü gör- evinden Müsteşar Yardõmcõlõğõ’na atanmõştõ. Personel Genel Müdürlü- ğü’ne 2008 yõlõnda atanan Necmettin Yalçın’õn da görevden alõnacağõ be- lirtilirken eski Bakan Çelik’in danõş- manõ olan Hamza Aydoğdu’nun ise Çubukçu’nun görevi devralmasõnõn ar- dõndan getirildiği Personel Genel Mü- dür Yardõmcõlõğõ görevine de son ve- rileceği öğrenildi. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü görevine Şubat 2009’da getirilen Emin Gürkan’õn da Çu- bukçu tarafõndan görevinden alõnaca- ğõ dile getirildi. MEB’de huzursuzluk var Aralarõnda üst düzey yönetici ve ge- nel müdürlerin de olduğu kişilerin gö- revden alõnacağõna ilişkin duyumlar MEB içinde rahatsõzlõk yaratõrken görevden alõnan kişilerin Çelik’e ya- kõnlõklarõyla tanõnmasõ da bakanlõk içinde “Çubukçu Çelik döneminin izlerini siliyor” yorumuna neden ol- du. Üst düzey bazõ bürokratlar Çelik’in altõ yõl yürüttüğü Milli Eğitim Ba- kanlõğõ döneminde oluşturduğu kad- rolarõn Çubukçu tarafõndan dağõtõl- masõna tepki gösterirken bazõ büro- kratlar ise yeni bakanõn yeni bir kad- royla çalõşma istemine saygõ gösteril- mesi gerektiğini dile getirdi. ‘4 aydır bir şey yapılmıyor’ MEB’de görevden alõnmasõ bekle- nen üst düzey bir yetkili, bakanlõkta ne- den gizli bir çalõşma yürütüldüğünü an- layamadõğõnõ belirterek, “Bana ‘Biz si- zinle çalõşmak istemiyoruz’ denilse ben görevimden hemen ayrılırdım” dedi. Yetkili, yeni bakanõn yeni bir kadroyla çalõşma isteğine saygõ duy- duğunu fakat MEB’de hiçbir zaman bu kadar büyük bir revizyon yaşanmadõ- ğõnõ savundu. Yetkili, “Eğer insanlar böyle rencide edilecekse bu kadro bir an önce değişmeli. Eğitim bu ka- dar uzun bir alışma devresine gel- mez. Son 3,5 - 4 aydır doğru düzgün bir şey yapılmıyor. Koordinasyon yok. Yarın okullar açıldı mı her yer kaynamaya başlar. Eski ekip ve yeni ekip koordineli hale getirilme- li” diye konuştu. MEB görevini Mayõs 2009’da Hüseyin Çelik’ten devralan Nimet Çubukçu, kendi kadrosunu oluşturmaya başladõ. İlk aşamada 7-8 kişiden oluşan görevden alma ve atama kararlarõnõn bugün ya da yarõn Resmi Gazete’de yayõmlanmasõ beklenirken, bazõ daire başkanlarõ ve şube müdürlerinin görevinden alõnacağõ, toplam 20-25 üst düzey yönetici ve bürokratõn mevcut görevlerine son verileceği kaydedildi. Ordu Valisi Ali Kaban’õn camilerdeki pisuvarlarõ ‘İtikadõmõza ters’ diyerek kaldõrmasõ büyük tepki görmüştü Tartışmalı valiler merkeze çekildi Yurt Haberleri Servisi - Cami tuva- letlerinde pisuarlarõ “itikadımıza ters” diyerek kaldõrtan Ordu Valisi Ali Ka- ban, Ardahan’õn ÖSS’deki başarõsõzlõğõ- nõn ardõndan AKP Ardahan Milletvekili Saffet Kaya’nõn “Çekip gitmelidir” dediği Ardahan Valisi Selim Cebiroğlu ve İzmir Belediye Başkanõ Ahmet Pi- riştina’nõn ölümden sonra yeni başka- nõn seçilmesi için kulis yapõlmasõ gerek- tiği yönünde dönemin İçişleri Bakanõ Abdülkadir Aksu ile yaptõğõ konuş- mayla gündeme gelen Rize Valisi Zeke- riya Şarbak merkeze alõndõ. Resmi Gazete’de yayõmlanan atama kararlarõna göre, Ardahan Valisi Selim Cebiroğlu, Ordu Valisi Ali Kaban ile Rize Valisi Zekeriya Şarbak merkez va- liliğine alõndõ. Başbakanlõk Müsteşar Yardõmcõsõ Seyfullah Hacımüftüoğlu Rize Valisi, Kültür ve Turizm Bakanlõğõ Kültür Varlõklarõ ve Müzeler Genel Mü- dürü Orhan Düzgün Ordu Valisi oldu. Ardahan Valiliği’ne İçişleri Bakanlõğõ Müsteşar Yardõmcõsõ Mustafa Tekmen, Tokat Valiliği’ne de İçişleri Bakanlõğõ Personel Genel Müdür Yardõmcõsõ Şerif Yılmaz atandõ. Uygulalamaları tepki gördü Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Dõşişleri Bakanlõğõ döneminde Ulusal Güvenlik Danõşmanõ olarak görev ya- pan, ardõndan da Başbakanlõk Müsteşarõ Efkan Ala’nõn özel danõşmanlõğõna ata- nan Ali Kaban, geçen yõl Ordu Valili- ği’ne atanmõştõ. Kültür ve Turizm Baka- nõ Ertuğrul Günay’õ hacda olduğu için karşõlayamayan Kaban, Günay’õn tepki- sini çekmişti. Kaban, yaz aylarõnda ya- põlan kömür ihalelerini sonbahara ala- rak kamu kurumlarõnõn kömürün tonuna 250 dolar daha fazla ödemesine neden olmuştu. Devletin 4.5 milyon TL zarar ettiği olayla ilgili çok sayõda AKP’li yargõlanmõştõ. Kaban, cami tuvaletlerin- de pisuarlarõ “İtikadımıza ters” diyerek kaldõrtmasõyla kamuyonun gündemine gelmişti. Kaban, en son çağdaş uygarlõk için “Saçma sapan kavram” ifadesini kullanmõş, kamu çalõşanlarõna da “Tek- dir ile uslanmayanın hakkı kötektir” ifadesiyle göz dağõ vermişti. Kaban’õn yerine, Kültür ve Turizm Bakanlõğõ Kültür Varlõklarõ ve Müzeler Genel Mü- dürü Orhan Düzgün atandõ. Vekille polemik valiyi yedi Ardahan’õn ÖSS’de son sõralarda yer almasõ nedeniyle Milli Eğitim Bakanlõğõ uzmanlarõ tarafõndan düzenlenen toplan- tõya yõllõk iznini kullandõğõ için katõlma- yan ve AKP Ardahan Milletvekili Saffet Kaya’nõn “Çekip gitmelidir” dediği Vali Selim Cebiroğlu da merkeze alõ- nõrken yerine İçişleri Bakanlõğõ Müste- şar Yardõmcõsõ Mustafa Tekmen’in atandõ. İçişleri Bakanlõğõ müsteşar yardõmcõ- sõyken 2004’te yaşamõnõ yitiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanõ Ahmet Pi- riştina’nõn ölümünün ardõndan belediye başkanlõğõ için dönemin İçişleri Bakanõ Abdülkadir Aksu ile yaptõğõ kulis ko- nuşmalarõ ile gündeme gelen Rize Valisi Zekeriya Şarbak da merkeze çekilen va- liler arasõnda yer aldõ. Göreve gelişinin ilk haftasõnda kentteki içme sularõnda “norovirüs” tespit edildiğini açõklayan Şarbak, AKP’li Belediye Başkanõ Halil Bakırcı’yla karşõ karşõya gelmişti. 2003-2009 yõllarõ arasõnda Yalova Valiliği yapan Doç. Dr. Yusuf Erbay da Danõştay kararõyla yeniden Yalova Valiliği’ne döndü. Erbay, geçen ocak ayõnda merkeze alõnõnca Danõştay’a baş- vurmuştu. Öğretmenler Danıştay’da kazandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Eğitim-Sen Genel Başkanõ İsmail Koncuk, Danõştay’õn, sendikanõn açtõğõ davada, ayda 4 günü geçmeyen sevklerde ek ders ücretinin kesilmeyeceğine karar verdiğini bildirdi. Koncuk yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn 2007’de yaptõğõ düzenlemeyle öğretmenlerin ek ders almamasõ esasõ üzerine yeni bir ek ders hesaplama yöntemi getirildiğini belirtti. Koncuk, “Sendikamõz, Danõştay’a açtõğõ davayõ kazanmõştõr. Buna göre, ayda 4 günü geçmemek üzere ayakta tedavi için sevk alan öğretmenlerin ek ders ücreti kesilmeyecektir” dedi. Koncuk, 10 Mayõs 2008 tarihinden bu yana, 4 sevkten fazla almadõğõ halde ek ders ücretleri kesilen tüm öğretmenlerin, kesilen ek ders ücretlerini yasal faiziyle birlikte idareden talep edebileceklerini bildirdi. ORTAKLIK YAPISI SAVUNMASI BakanAkdağ’dan Sancak’õnşirketine korumaiddiasõ AYŞE SAYIN ANKARA - Başba- kan Tayyip Erdoğan’õn yakõn arkadaşõ, Star ga- zetesi ve Kanal 24’ün sahibi Ethem Sancak’õn ve ailesinin ortak oldu- ğu MT şirketi tarafõndan ithal edilen ve “Çin ma- lı” olduğu belirtilen bir tõbbi cihazõn, bir hastanõn yaşamõnõ yitirmesine ne- den olduğu, Sağlõk Ba- kanlõğõ’nõn bu cihazõ toplatõrken piyasaya ar- zõnõ da “geçici” olarak durdurduğu ortaya çõktõ. Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ, ithalatçõ firma- nõn “ortaklık yapısını” soran CHP’li Atilla Kart’a, “şirketlerin or- taklık yapılarının bah- se konu olayla doğru- dan bağlantısı bulun- mamaktadır” yanõtõnõ verdi. CHP Konya Millet- vekili Atilla Kart, yeşil- kart sahibi Hatice Kun- dakçı isimli bir hastanõn, boğazõna takõlan “wic- romed” marka solunu- mu kolaylaştõran “tra- keostomi kanülün” ta- kõlmasõndan 1 gün son- ra yaşamõnõ yitirmesini soru önergesiyle Meclis gündemine taşõdõ. Has- tayõ muayene eden dok- torun tõbbi malzemenin hastanõn boğazõndan kopmuş olarak çõkarõl- dõğõ yolunda rapor dü- zenlediğini anõmsatan Kart, MT firmasõnõn yö- netiminin Murat, Tu- ran, Ethem, Abdül- rezzak ve Münir San- cak ile Mehmet Erdo- ğan’õn da aralarõnda bu- lunduğu isimlerden oluş- tuğunu bildirdi. Kart, Mehmet Erdoğan’õn Başbakan Erdoğan’la akrabalõk ilişkisi olup olmadõğõ ve cihazõn ölü- me neden olmasõnõn ar- dõndan, firma hakkõnda işlem yapõlõp yapõlma- dõğõ, firmanõn “wicro- med” adõ altõnda üretti- ği diğer tõbbi sarf mal- zemelerinin de “risk” taşõdõğõ için toplatõlõp toplatõlmayacağõ konu- sunda bilgi istedi. ‘Ortaklık yapısı bağlantısız’ Soru önergesine Baş- bakan Erdoğan adõna yanõt veren Sağlõk Ba- kanõ Akdağ, ölüm ola- yõnõn ardõndan, satõş yet- kilisi Öztürk Medikal ve MT firmasõna piyasa gözetimi ve denetimi gerçekleştirildiğini be- lirten Akdağ, yönetme- lik uyarõnca, söz konusu cihazlarõn “kullanımı- nın ve piyasaya arzla- rının ihtiyaten yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren durdurulma- sı” kararõ alõndõğõnõ bil- dirdi. Akdağ, “Şirket- lerin ortaklık yapıları- nın bahse konu olayla doğrudan bağlantısı bulunmamaktadır. (...) Bir ürünün uygunsuz olması, diğer ürün gruplarının yasaklan- masını gerektirmediği gibi böyle bir yaptırım mevzuata uygun de- ğildir” dedi. Kart, olayla ilgili Bey- koz Cumhuriyet Savcõ- lõğõ’nca dava açõldõğõnõ da bildirdi. Yazarkasalıprotestocuçöpçüoldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bü- lent Ecevit’in Başbakan olduğu dönemde yazar kasa fõrlatarak gündeme gelen Ah- met Çakmak, Etimesgut Belediyesi’nde çöpçü olarak işe başladõ. Geçen zaman di- liminde ekonomik açõdan birçok sõkõntõ çektiğini kaydeden Çakmak, dükkânõnõ 1.5 yõl önce kapattõğõnõ, daha sonra başladõğõ bilgisayar işinde de başarõlõ olamadõğõnõ söyledi. Dõşarõdan bu işi yaptõğõnõ duyan- larõn farklõ tepkiler verdiğini kaydeden Çakmak, “Yaptığım işten çok memnu- num. Evime, çocuklarıma ekmek götü- rebilmenin derdindeyim. Aylık düzenli gelire ihtiyacım vardı, belediye başkanımızın sayesinde bu işe başla- dım. Bugüne kadar yediğim ekmeğin hesabını yapıyorum. Şu anki yediğim ekmeğin hesabını yapıyorum. Hayatım boyunca yediğim en helal ekmeği kaza- nıyorum” dedi. Sekiz yõl önce yaptõğõ davranõşõ şu anda tekrarlamasõnõn mümkün olmadõğõnõ belirten Çakmak, “Yaşım ke- male erdi. Artık tek amacım işime bak- mak. İnsanların aferin demesi, alkışla- ması, her gün gündeme gelmek, televiz- yonlara çıkmanın hiçbir faydası yok. Şu anki derdim ve amacım ekmeğimi ka- zanmak. Dün dünde kaldı, artık yeni şeyler söylemek lazım” diye konuştu. Çakmak, Ecevit hükümeti döneminde Başbakanlık önünde yazarkasa ile eylem yapmıştı. Sõvas Kongresi’nin 90’õncõ yõldönümünde açõlõm tartõşmalarõ sürdü Mesajlarda açõlõm ve birlik vurgusu Haber Merkezi - AKP hü- kümetinin “Kürt” ve “Er- meni açılımları” tartõşma ya- ratõrken Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül ve Başbakan Tay- yip Erdoğan, Sõvas Kongre- si’nin 90. yõldönümü nede- niyle yayõmladõklarõ mesaj- larda “birlik-beraberlik” me- sajlarõ vermeye özen gösterdi. Sõvas ve İstanbul’da da et- kinlikler düzenlendi. Cumhurbaşkanõ Gül, me- sajõnda, Sõvas Kongresi’nin 90. yõldönümünde, bir taraftan büyük bir gurur yaşarken di- ğer yandan da “birlik ve be- raberlik içinde, ülkenin her alanda yükselmesi için omuz omuza çalıştıklarını” bildir- di. Gelecek nesillere hak et- tikleri koşullarõ sağlamak için herkesin üstün gayreti gös- terdiğini savunan Gül, “Top- lumun tüm kesimlerinin bu süreçte, birliğimizi koru- manın, devletimizin sürek- liliğini sağlamanın, ecdadı- mıza ve gelecek nesillere karşı en önemli borcumuz olduğunun şuuruyla hareket etmesi, yarınlara güvenle bakmamızı mümkün kıl- maktadır” dedi. Başbakan Erdoğan da me- sajõnda, “En zor anlarda bi- le umutsuzluğa kapılmayan aziz milletimiz, bütün im- kânsızlıklara rağmen, Sı- vas Kongresi’nde ortaya koyduğu inanç ve kararlı- lıkla, tek yürek halinde sür- dürdüğü İstiklal Mücadele- si’ni zaferle neticelendir- miştir. Bugün de milletçe ay- nı ruh ve şuurla ortak Cum- huriyet değerlerimiz etra- fında kenetlenmiş olarak yürüyüşümüze devam edi- yor, ülkemizin aydınlık ge- leceğine güvenle bakıyoruz. İnanıyorum ki bu birlik ve beraberliğimizi hiçbir güç bozamayacak, milletçe Cumhuriyetimizi nice yeni başarılarla taçlandıracağız” dedi. ‘Bölünmezlik vurgusu’ CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal mesajõnda, milli mü- cadelenin siyasi özünün, siyasi temelinin Sõvas Kongresi’yle atõldõğõna dikkat çekerek, şun- larõ kaydetti: “Sıvas Kongresi Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek bağımsız bir devlet olarak yaşatma kararlılığıdır. Top- lumumuzun gündemindeki konular Sıvas Kongresi’nde alınan kararlarla, benim- senen ilkelere daha büyük bir özenle sahip çıkılmasını, Cumhuriyet projesinin ilk günkü heyecanla benim- senmesini gerektirmekte- dir. O nedenle, Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek bağımsız bir devlet olarak yaşatma kararlığımızı tek- rarlıyor, Sıvas Kongresi an- layışından uzağa düşmüş olanlara da kongrenin ‘Mil- li sõnõrlar içinde vatan bir bü- tündür, ayrõlamaz’ hükmünü bir kez daha hatırlatıyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Sıvas Kongresi üyelerini saygıyla, minnetle anıyorum.” Sõvas Hizmet Vakfõ İstanbul Şubesi üyeleri, Taksim’deki Cumhuriyet Anõtõ’na çelenk bõraktõ. Vakõf üyeleri Cum- huriyet Anõtõ önünde saygõ du- ruşunda bulunup, İstiklal Mar- şõ’nõ okudu. Sıvas’ta ilk tören Atatürk Anıtı’nda düzenlendi. Bu- radaki törene TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okun- masının ardından Sıvas Kongresi’nin yapıldığı ta- rihi binaya geçildi. Şahin, burada PTT Genel Mü- dürlüğü tarafından düzenlenen pul sergisini açtı. Bakanlar pul sergisi açtõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle