25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 5 EYLÜL 2009 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Bunda ABD, AB Parmağı Var’ Diyen Alçak mı? Ermenistan ile Türkiye arasında, İsviçre’nin arabuluculuğunda yürütülen görüşmeler, diplo- matik ilişkilerin kurulması ve Türkiye Ermenistan sınırının açılmasıyla sonuçlanacak sürecin başla- tılması kararıyla hedefine ulaşmış oldu. Gelişmenin Türkiye’deki tepkilerine ve irdelen- mesine geçmeden önce bir noktayı önemle vur- gulamak isterim. Ermenilerin tarihimizdeki yeri yalnızca 93 savaşı diye bilinen 1877-78 savaşı ve ondan sonra im- zalanan Ayastefanos ve Berlin Anlaşmalarının do- ğurduğu 1915 trajedisi ile doruğa varan olaylar ile sınırlı olmayıp çok daha yoğun ve zengindir. Ermenilerin tarihimize, kültürümüze, ortak ya- şamımıza, değerine paha biçilmeyecek katkıları vardır. Tarihimize bütün bunları unutarak bakmak ya- zık olur. Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerinde bu uzun or- tak geçmiş perspektifinden bakarak ona uygun bir statüyü sağlama amacına yönelmelidir. Türkiye’nin aydınlarına düşen rol de budur. Ermeni aydınlarının, bu seviyeyi tutturmak is- tememiş olmaları, bizim de öyle davranmamızı ge- rektirmez. Bu açıdan Türkiye ile Ermenistan’ın sı- cak dostluk ilişkilerine ulaşmasını candan temenni ederim. Ancak iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini ABD ve/veya AB’nin tayin etmesini de çok yanlış bu- lurum. Kamuoyuna Kürt açılımından sonra takdim edilen “Ermenistan açılımı” da ne yazık ki, iki ül- kenin kendi inisiyatiflerinden çok, ABD ve AB’nin telkin ve hatta baskılarının ürünüdür, tıpkı Kürt açı- lımı gibi... Ne var ki, AB ile ABD’nin baskıları, hatta telkinleri karşısında çok zayıf olan Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, bu gerçekler hatırlatıldığında hemen sinirleniyor; - Bu iddialarda bulunup ispat etmeyenler alçaktır, namussuzdur, diye haykırıyor. Dilerseniz, şu son Ermeni açılımına bu bağlamda bir göz atalım. Anımsanacağı üzere Sovyetler Birliği’nin dağıl- ması üzerine kurulan Ermenistan’ı ABD’den hemen sonra, 6 Aralık 1991’de tanıyan ikinci devlet Tür- kiye olmuştur. Bu tanıma tabii ki, Ermenistan’ın böl- gede bir istikrarsızlık unsuru olmaması, Türkiye’nin varlık ve toprak bütünlüğüne yönelik herhangi bir iddiada bulunmamasına vabesteydi. Bu koşulların ortadan kalkması, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal etmesiyle bozulmuş, 1993 yılından itibaren Ankara Erivan ile diplomatik ilişkilerini askıya alarak sınır kapısını da kapatmıştı. Evet bir kez daha altını çizelim. 1993’te sınırın kapatılması ve ilişkilerin askıya alınmasının birin- ci nedeni, Ermenistan’ın işgal ettiği topraklar. Nitekim, Başbakan Tayyip Erdoğan da ABD ve AB’nin baskısıyla başlatılan sürecin Azerbay- can’da yarattığı tepkiyi yatıştırmak üzere, Bakû’da yaptığı açıklamada, Ermenistan işgal ettiği top- raklardan çekilmeden sınırın açılmayacağı konu- sunda güvence vermişti. Peki Ermenistan, işgal ettiği topraklardan çekildi veya çekilme vaadinde bulundu mu? Hayır! Tam tersine Ermenistan Cumhurbaşkanı bu Tür- kiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin geliştiril- mesinin çekilme ön şartına bağlı olmadığını res- men açıkladı. Peki bu durumda ne oldu da Türkiye’nin sınırı açma konusundaki tavrı değişti? Ne olduğunu söyleyelim: AB ve ABD’den gelen baskılar doğrultusunda Obama, Türkiye ziyareti sırasında diplomatik bir dille Ankara’ya, sınırı açın dedi. Daha sonra, İs- viçre’deki görüşmelere Atlantik Derneği’nin Kürt Açılımı raporunda da imzası bulunan ABD’nin da- nışmanı David Phillips katıldı. Türkiye sınırı açma kararı verdi. Şimdi, “Bu işte ABD ve AB parmağı var” demek, alçaklık ve namussuzluk mu? Varın siz karar verin! asirmen@cumhuriyet.com.tr Genelkurmay, uzun aradan sonraki ilk basõn toplantõsõnda İrticayla Mücadele Eylem Planõ’nõ gündeme getirdi TSK ‘belgeyi’ anõmsattõ Herkesin birbiriyle kavgalõ hale geldiğini ifade eden Hüsamettin Cindoruk, siyasilerin üsluplarõnõ eleştirdi ‘Hiddetle devlet idare edilmez’ESKİŞEHİR (Cumhuri- yet) - Demokrat Parti Genel Başkanõ Hüsamettin Cindo- ruk, DP hareketinin Cumhu- riyeti kucaklama ve Misakõ Milli sõnõrlarõnõ koruma hare- keti olduğunu ifade ederek “Sıkıntıları demokratik bir halk hareketi ile aşacağız. Hiddet ve şiddet ile devlet idare edilemez. Kürt-Türk kavgasını başlatanlar, mil- leti barıştıramaz” diye ko- nuştu. Cindoruk, Eskişehir’de Gar Düğün Salonu’nda, parti teş- kilatõnõn düzenlediği toplan- tõya katõldõ. Yeni yöneticilerin tanõtõlmasõnõn ardõndan kür- süye çõkan Cindoruk, yakla- şõk 1.5 ay sonra Demokrat Parti ve ANAVATAN bir- leşmesinin tamamlanacağõnõ belirterek “Demokrat Par- ti’nin çatısı altında, kar- deşçe, birlik ve beraberlik içinde ANAVATAN ile bir- leşeceğiz. Bu birleşikliğimiz demokrasi çerçevesinde si- yasi akım olarak devam edecektir” diye konuştu. Merkezi oluşturmak için yo- la çõktõklarõnõ vurgulayan Cin- doruk, şunlarõ söyledi: “Hepimiz biliyoruz ki, 90 yıllık Cumhuriyet tarihimiz boyunca, bayrağımızı ve Cumhuriyetimizi sapasağ- lam koruduk. Hatalarımız, yanlışlarımız olmadı mı? Elbette oldu. Türkiye Cum- huriyeti’ni muhafaza ettik. Güçlü orduyu, güçlü de- mokrasiyi muhafaza ettik. Bu hareket Cumhuriyeti kucaklama hareketidir. Bu hareket Misakı Milli sınır- larını koruma hareketidir. Burada görev almak sadece bir siyasi partide değil, Tür- kiye’nin geleceğini inşa et- mekte görev almaktadır.” Herkesin birbiriyle kavga- lõ hale geldiğini ifade eden Cindoruk, siyasilerin üslup- larõnõ eleştirdi. Cindoruk, “Bugün herkes barışmayı is- tiyor. Herkesin birbiri ile kavga ettiği bir siyaset ol- maz. Orada fikir var, tar- tışma var, barış var, hoşgö- rü var. Bunun için sloganı- mız barışan Türkiye’dir. Benden kimse kavga bekle- mesin. Genel başkanlar kür- sülerde bağırmasın. Aksine bizleri kucaklasınlar” dedi. Tek açılımımız millet Türkiye’de uzlaşmayõ, sivil demokratik sağduyuyu ve her- kesi kucaklayan bir anayasa- yõ savunmak için işbaşõna geldiğini ifade eden Cindoruk, tek hedeflerinin Türkiye’nin bir karõş toprağõnõ kimseye vermemek olduğunu söyle- di. Cindoruk, “Türkiye’nin içinde bulunduğu sıkıntıla- rı, bütün vatandaşlarımızı içine alan demokratik bir halk hareketi ile aşacağız. Bunların hepsi gelip geçici- dir. Kalıcı olan Türkiye’dir. Bizim bir tek açılımımız var. O da millete açılım- dır” diye konuştu. Türkiye’yi ayakta tutanõn kendilerinin iktidarda olduğu dönemdeki çalõşmalar oldu- ğunu savunan Cindoruk, söz- lerini şöyle sürdürdü: “Bir gün bir DP’li, AP’li, DYP’li, Anavatan partili eline silah alıp dağa çıkma- mıştır. Ortalığı karıştırma- mıştır. Türk-Kürt kavgası- nı başlatanlar, millet ile ba- rışı sağlayabilirler mi? Köp- rü yaptın, hızlı treni yaptın diye ülkenin temel kurum- ları arasında kavga yarata- mazsın. Bir başbakan çıka- rak, ‘hiddeti hitabet sanatõ’ sayıyorum diyemez. Hiddet ve şiddetle devlet idare edil- mez. Bilgi ve beceri ile dev- let idare edilir.” ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Genelkurmay Başkanlõğõ, “İr- ticayla Mücadele Eylem Planı’nı üretenlerin, sızdıranların tespit edilmelerini ve adalet önüne çıka- rılmalarını beklediğini, gelişmelerin yakından izlendiğini” açõkladõ. Genelkurmay Karargâhõ’nda yak- laşõk 2 ay aradan sonra yapõlan basõ- nõ bilgilendirme toplantõsõnda bazõ değişiklikler dikkat çekti. Toplantõ Genelkurmay Genel Sekreteri Tüm- general Ferit Güler’in başkanlõğõnda İletişim Daire Başkanõ Tuğgeneral Metin Gürak ve Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuk- lu’nun katõlõmõyla gerçekleştirildi. Tümgeneral Güler, ilerleyen hafta- larda, teknik ve detaylõ bilgilerin ve- rilmesi gerektiği zaman, ilgili daire başkanlarõnõn da basõn toplantõsõna ka- tõlacağõnõ söyledi. Daha önceki top- lantõlarõ Tuğgeneral Gürak tek başõna yapõyordu. Tümgeneral Ferit Güler basõn top- lantõsõnda, Şanlõurfa’da temizlik sõra- sõnda meydana gelen olay sonucu iki askerin hafif yaralandõğõnõ, bazõ basõn yayõn organlarõnõn “Askerler yangın çukuruna düştü” şeklinde abartarak haber yaptõğõnõ, konuyla ilgili hemen soruşturma başlatõldõğõnõ söyledi. Da- ha sonra açõklama yapan Genelkurmay İletişim Daire Başkanõ Gürak, 30 Ağustos Zafer Bayramõ ve Türk Silahlõ Kuvvetleri (TKS) Günü’nün görkemli etkinliklerle kutlandõğõnõ, halkõn yoğun katõlõmla büyük ilgi gösterdiğini kay- detti. Gürak, bölücü örgütün “sözde ey- lemsizlik” döneminde güvenlik güç- leri ve halka yönelik saldõrõlarõnõ sür- dürdüğünü kaydetti. Bu dönemdeki eylemleri sõralayan Gürak, teröristle- rin 45 kez güvenlik güçleriyle çatõş- maya girdiğini, 116 adet el yapõmõ ma- yõnõn etkisiz hale getirildiğini belirt- ti. Son 2 aylõk dönemde 31 teröristin kendiliğinden teslim olduğunu anlatan Gürak, “Teslim olan 31 teröristin 11’i serbest, 10’u tutuksuz yargı- lanmak üzere serbest bırakılmış, 8’i tutuklanmış, 2’sinin ise adli soruş- turması devam etmektedir” dedi. ‘Eylem planı’ anımsatması Gürak, toplantõda, 12 Haziran 2009’da Taraf gazetesinde “Genel- kurmay’da hazırlandığı” iddiasõy- la yayõmlanan “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nõ da gündeme getirdi. Gürak, Genelkurmay Askeri Savcõlõ- ğõ’nõn yaptõğõ soruşturmanõn ardõndan “Doğruluğu ortaya konulamayan belgeyi üretenler, sızdıranlar ve yayımlayanlar hakkında gerekli soruşturmanın yapılması amacıyla dosyanın İstanbul Cumhuriyet Baş- savcılığı’na gönderildiğini” anõm- sattõ. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ- lõğõ’nõn, belgenin “sahte olarak dü- zenlenmesine” ilişkin soruşturmanõn Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ ta- rafõndan, soruşturma dosyasõndan sõzdõrõlmasõ ve bir gazetede yayõm- lanmasõ soruşturmasõnõn ise Kadõ- köy Cumhuriyet Başsavcõlõğõ tara- fõndan yürütülmesi gerektiğine işaret ederek yetkisizlik kararõ verdiğini belirten Gürak, şu değerlendirmeyi yaptõ: “TSK, özellikle, iddia edilen belgeyi maksatlı olarak üreten ve basın organlarına sızdıran kişilerin tespit edilmelerini ve adalet önüne çıkarılmalarını beklemekte, geliş- meleri yakından takip etmekte- dir.” Gürak, Genelkurmay Başkanõ Or- general İlker Başbuğ’un Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanõ Or- amiral James G. Stavridis’e 7 Ey- lül’de iadei ziyarette bulunacağõnõ, gö- rüşmede Türkiye-NATO ilişkileri- nin ele alõnacağõnõ söyledi. Daha sonra üç komutan gazetecile- rin sorularõnõ yanõtladõ. Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde 27 Mayõs’ta altõ as- kerin şehit olduğu mayõn saldõrõsõyla ilgili soruya Adli Müşavir Çubuklu ya- nõt verdi. Çubuklu, konunun Çukurca Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca soruş- turulduğunu, “ölümle sonuçlanan terör eylemi” kapsamõnda değerlen- Genelkurmay Karargâhõ’nda yaklaşõk 2 ay aradan sonra yapõlan basõnõ bilgilendirme toplantõsõna Tuğgeneral Gürak ile birlikte, Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler ve Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hõfzõ Çubuklu da katõldõ. Toplantõda Taraf gazetesinde “Genelkurmay’da hazõrlandõğõ” iddiasõyla yayõmlanan “İrticayla Mücadele Eylem Planõ”nõ gündeme getiren Gürak, “TSK, özellikle, iddia edilen belgeyi maksatlõ olarak üreten ve basõn organlarõna sõzdõran kişilerin tespit edilmelerini ve adalet önüne çõkarõlmalarõnõ beklemekte, gelişmeleri yakõndan takip etmektedir” dedi. dirilerek Van Cumhuriyet Başsavcõ- lõğõ’na gönderildiğini ve halen yargõ sürecinin devam ettiğini söyledi. ‘Büyük kıyamet koparıldı’ “İrticayla Mücadele Eylem Planı” soruşturmasõnda, sürecin gecikmesi nedeniyle mi konunun yeniden gün- deme getirildiği yönündeki soruyu da Çubuklu şöyle yanõtladõ:“Bu eylem planı 12 Haziran 2009 tarihinde bir gazetede yer aldıktan sonra çok büyük kıyamet koparıldı malumu- nuz. Genelkurmay Askeri Savcılığı çok süratli bir şekilde hukuka uy- gun olarak, usul yasalarına uygun olarak bir hafta içerisinde soruş- turmayı tamamladı. Biraz önce ka- rarda neler istendiği açıklandı, o dö- nemde de açıklanmıştı. Gönder- dik, zaman zaman basında farklı bilgiler yer alıyor. Bu bilgileri ber- taraf etmek ve Genelkurmay Baş- kanımızın basın toplantısında da söylediği gibi takipçisi olduğumuzu, devam ettiğimizi belirtmek için bir açıklama ihtiyacı duyduk.” Başbuğ’un NATO ziyareti sõrasõn- da Afganistan’da Türkiye’ye yeni bir görev bölgesi verilmesi konusunun gündeme gelip gelmeyeceği yönün- deki soruyu yanõtlayan Gürak, Türki- ye’nin kasõm ayõnda Kâbil Bölge Ko- mutanlõğõ’nõ üstleneceğini ve bu ne- denle asker sayõsõnõn artacağõnõ kay- detti. Gürak, ek bölge ile ilgili kendi- lerine ulaşan bir şey olmadõğõnõ söy- ledi. Adli Müşavir Çubuklu, Elazõğ’da bir teğmenin pimi çekilmiş el bombasõ vermesi nedeniyle 4 askerin şehit ol- masõ olayõnõn hukuki sürecine ilişkin soruyu şöyle yanõtladõ:“Yapılan so- ruşturma neticesinde 31 Ağustos 2009 tarihinde iddianame düzen- lenmiş, mahkemeye gönderilmiştir ve 3 Eylül 2009 tarihinde de 8. Kolordu Askeri Mahkemesi tara- fından kabul edilmiştir. İlk duruş- ması 14 Ekim’de yapılacaktır.” Başbakanlõk’ta önceki gün yapõlan güvenlik zirvesine ilişkin sorulara yanõt veren Genel Sekreter Güler, ge- rekli açõklamanõn yapõldõğõnõ, kendi- lerinin bir eklemede bulunamaya- caklarõnõ söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Başbakan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit, AKP hükümetinin son günlerde ortaya attõğõ demokratik açõlõmõn içeriğinin ne olduğunu bir an önce açõklamasõ gerektiğini belirterek belirsizlikten doğan karmaşaya son verilmesini istedi. Rahşan Ecevit, dün yaptõğõ yazõlõ açõklamada, AKP hükümetinin başlattõğõ Kürt açõlõmõ sürecini değerlendirdi. Güneydoğu halkõnõn sorunlarõ olduğunu, bölgenin yarõ feodal bir bölge olduğunu vurgulayan Ecevit, “Orada yoksulluk, işsizlik, sömürü, baskı, adaletsizlik vardır. En önemlisi geri bırakılmışlık vardır. Türk asıllısı da, Kürt asıllısı da, Arap asıllısı da bu sorunlardan nasibini almaktadır. Yıllardır artarak devam eden sorunların çözümü için bölgeye yatırım yapılması, özel sektörün yeterli olmadığı durumlarda devletin devreye girmesi gerekmektedir. Son günlerde ortaya atılan demokratik açılımın içeriğinin ne olduğu bir an önce açıklanmalı, belirsizlikten doğan karmaşaya son verilmelidir” dedi. Açılımın içeriği bir an önce açıklanmalı Barış, doğum gününde anıldı SANATÇILAR DA KATILDI - Beyoğlu’nda bir barda öldürülen Barış Dönmez’in annesi Ayla Dön- mez, dayısı Atilla Coşkun, sanatçı Tarık Akan, Rutkay Aziz’in yanı sıra sanat dünyasından çok sayı- da isim ve Dönmez’in sevenlerinin katıldığı tören Türkiye’de hayatın her alanında meydana gelen şid- det olaylarını konu alan bir tiyatro gösterisiyle son buldu. (Fotoğraf: HÜLYA KESKİN) İstanbul Haber Servisi - Be- yoğlu’nda bir barda 2004 yõlõnda düzenlenen saldõrõda yaşamõnõ yi- tiren Barış Dönmez, doğum gü- nünde sevenleri, arkadaşlarõ ve sa- nat çevresinden pek çok kişinin ka- tõlõmõyla düzenlenen törenle anõldõ. Dönmez davasõnõn avukatõ Enis Coşkun, davada hiçbir ilerleme yaşanmadõğõnõ, bu yüzden de so- ruşturmaya müdahale edildiği kuş- kusunun yaşandõğõnõ söyledi. Taksim’deki Nâzõm Hikmet Kül- tür Vakfõ’nda 3 Eylül Perşembe ak- şamõ düzenlenen törende konuşan Dönmez davasõnõn avukatõ Enis Coşkun, Türkiye’de toplumun her alanõnda ölümle son bulan şiddet olaylarõna rastlandõğõnõ anlattõ. Coş- kun şiddet olaylarõnõn son bulmasõ için toplumsal bilincin gelişmesi ge- rektiğini vurgulayarak “Dönmez de böyle bir olay sonucu yaşamını yi- tirdi. Gelinen süreçte ne yazık ki dava dosyası havada kaldı. Ta- nıklar bir türlü getirilemiyor” de- di. Coşkun’un konuşmasõnõn ar- dõndan şiir dinletisi düzenlendi. Dönmez’in annesi Ayla Dönmez, dayõsõ Atilla Coşkun, sanatçõ Ta- rık Akan, Rutkay Aziz’in yanõ sõ- ra sanat dünyasõndan çok sayõda isim ve Dönmez’in sevenlerinin katõldõğõ tören Türkiye’de hayatõn her alanõnda meydana gelen şiddet olaylarõnõ konu alan bir tiyatro gös- terisiyle son buldu. Davada gelişme yok Askere gitme hazõrlõğõ yapan Ba- rõş Dönmez’in Beyoğlu’nda “Aca- demy 14” adlõ barda 12 Nisan 2004’te boğazõ kesilerek öldürül- düğü cinayet bir türlü aydõnlatõla- mõyor. Mahkeme, ikinci kez dinle- mek için, davanõn kilit tanõğõ oldu- ğu söylenen Ecem Çelebi’yi (Ay- sun Kocatürk) arõyor. RAHŞAN ECEVİT: Türkiye’de uzlaşmayõ, sivil demokratik sağduyuyu ve herkesi kucaklayan bir anayasayõ savunmak için işbaşõna geldiğini ifade eden Cindoruk, tek hedeflerinin Türkiye’nin bir karõş toprağõnõ kimseye vermemek olduğunu söyledi. Cindoruk, “Türkiye’nin içinde bulunduğu sõkõntõlarõ, bütün vatandaşlarõmõzõ içine alan demokratik bir halk hareketi ile aşacağõz. Bunlarõn hepsi gelip geçicidir. Kalõcõ olan Türkiye’dir. Bizim bir tek açõlõmõmõz var. O da millete açõlõmdõr” diye konuştu. 12 EYLÜL PROTESTOSU İzmirliler: Kentimizde darbeci istemiyoruz İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - “12 Eylül Yargılanacak” platformunu oluşturan sivil toplum örgütleri, 1980 darbesiyle yaşananlarõ bir dizi etkinlikle yeniden gözler önüne sermeye hazõrlanõyor. Bu amaçla bir dizi etkinlik düzenleyen kurumlar adõna yapõlan açõklamada “12 Eylül’ü yargılamanın yalnızca geçmişle değil, bugünle de hesaplaşmak anlamına geldiğine inanmakta ve 12 Eylül’e karşı duruşumuzu bugün de devam eden düzenle köklü bir hesaplaşma olarak görmekteyiz” denildi. Etkinlikler, bugün saat 19.00’da Alsancak Kõbrõs Şehitleri Caddesi’nde yapõlacak basõn açõklamasõ ve slayt gösterimiyle başlayacak. 10 Eylül’de fotoğraf, resim ve karikatürlerden oluşan bir sergi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde açõlacak. 12 Eylül saat 15.30’da “kentimizde darbeci istemiyoruz” söylemiyle Kenan Evren’in evinin önünde basõn açõklamasõ yapõlacak. Etkinlikler, “İzmir İnciraltı katliamı” davasõnõn yeniden görülmesine ilişkin dilekçenin verileceği 18 Eylül’e dek sürecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle