Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLÜL 2009 CUMARTESİ
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
‘Bunda ABD, AB Parmağı
Var’ Diyen Alçak mı?
Ermenistan ile Türkiye arasında, İsviçre’nin
arabuluculuğunda yürütülen görüşmeler, diplo-
matik ilişkilerin kurulması ve Türkiye Ermenistan
sınırının açılmasıyla sonuçlanacak sürecin başla-
tılması kararıyla hedefine ulaşmış oldu.
Gelişmenin Türkiye’deki tepkilerine ve irdelen-
mesine geçmeden önce bir noktayı önemle vur-
gulamak isterim.
Ermenilerin tarihimizdeki yeri yalnızca 93 savaşı
diye bilinen 1877-78 savaşı ve ondan sonra im-
zalanan Ayastefanos ve Berlin Anlaşmalarının do-
ğurduğu 1915 trajedisi ile doruğa varan olaylar ile
sınırlı olmayıp çok daha yoğun ve zengindir.
Ermenilerin tarihimize, kültürümüze, ortak ya-
şamımıza, değerine paha biçilmeyecek katkıları
vardır.
Tarihimize bütün bunları unutarak bakmak ya-
zık olur.
Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerinde bu uzun or-
tak geçmiş perspektifinden bakarak ona uygun bir
statüyü sağlama amacına yönelmelidir. Türkiye’nin
aydınlarına düşen rol de budur.
Ermeni aydınlarının, bu seviyeyi tutturmak is-
tememiş olmaları, bizim de öyle davranmamızı ge-
rektirmez. Bu açıdan Türkiye ile Ermenistan’ın sı-
cak dostluk ilişkilerine ulaşmasını candan temenni
ederim.
Ancak iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini ABD
ve/veya AB’nin tayin etmesini de çok yanlış bu-
lurum.
Kamuoyuna Kürt açılımından sonra takdim
edilen “Ermenistan açılımı” da ne yazık ki, iki ül-
kenin kendi inisiyatiflerinden çok, ABD ve AB’nin
telkin ve hatta baskılarının ürünüdür, tıpkı Kürt açı-
lımı gibi...
Ne var ki, AB ile ABD’nin baskıları, hatta telkinleri
karşısında çok zayıf olan Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, bu gerçekler hatırlatıldığında hemen
sinirleniyor;
- Bu iddialarda bulunup ispat etmeyenler alçaktır,
namussuzdur, diye haykırıyor.
Dilerseniz, şu son Ermeni açılımına bu bağlamda
bir göz atalım.
Anımsanacağı üzere Sovyetler Birliği’nin dağıl-
ması üzerine kurulan Ermenistan’ı ABD’den hemen
sonra, 6 Aralık 1991’de tanıyan ikinci devlet Tür-
kiye olmuştur. Bu tanıma tabii ki, Ermenistan’ın böl-
gede bir istikrarsızlık unsuru olmaması, Türkiye’nin
varlık ve toprak bütünlüğüne yönelik herhangi bir
iddiada bulunmamasına vabesteydi.
Bu koşulların ortadan kalkması, Ermenistan’ın
Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal etmesiyle
bozulmuş, 1993 yılından itibaren Ankara Erivan ile
diplomatik ilişkilerini askıya alarak sınır kapısını da
kapatmıştı.
Evet bir kez daha altını çizelim. 1993’te sınırın
kapatılması ve ilişkilerin askıya alınmasının birin-
ci nedeni, Ermenistan’ın işgal ettiği topraklar.
Nitekim, Başbakan Tayyip Erdoğan da ABD ve
AB’nin baskısıyla başlatılan sürecin Azerbay-
can’da yarattığı tepkiyi yatıştırmak üzere, Bakû’da
yaptığı açıklamada, Ermenistan işgal ettiği top-
raklardan çekilmeden sınırın açılmayacağı konu-
sunda güvence vermişti.
Peki Ermenistan, işgal ettiği topraklardan çekildi
veya çekilme vaadinde bulundu mu?
Hayır!
Tam tersine Ermenistan Cumhurbaşkanı bu Tür-
kiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin geliştiril-
mesinin çekilme ön şartına bağlı olmadığını res-
men açıkladı.
Peki bu durumda ne oldu da Türkiye’nin sınırı
açma konusundaki tavrı değişti?
Ne olduğunu söyleyelim:
AB ve ABD’den gelen baskılar doğrultusunda
Obama, Türkiye ziyareti sırasında diplomatik bir
dille Ankara’ya, sınırı açın dedi. Daha sonra, İs-
viçre’deki görüşmelere Atlantik Derneği’nin Kürt
Açılımı raporunda da imzası bulunan ABD’nin da-
nışmanı David Phillips katıldı.
Türkiye sınırı açma kararı verdi.
Şimdi, “Bu işte ABD ve AB parmağı var” demek,
alçaklık ve namussuzluk mu?
Varın siz karar verin!
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Genelkurmay, uzun aradan sonraki ilk basõn toplantõsõnda İrticayla Mücadele Eylem Planõ’nõ gündeme getirdi
TSK ‘belgeyi’ anõmsattõ
Herkesin birbiriyle kavgalõ hale geldiğini ifade eden Hüsamettin Cindoruk, siyasilerin üsluplarõnõ eleştirdi
‘Hiddetle devlet idare edilmez’ESKİŞEHİR (Cumhuri-
yet) - Demokrat Parti Genel
Başkanõ Hüsamettin Cindo-
ruk, DP hareketinin Cumhu-
riyeti kucaklama ve Misakõ
Milli sõnõrlarõnõ koruma hare-
keti olduğunu ifade ederek
“Sıkıntıları demokratik bir
halk hareketi ile aşacağız.
Hiddet ve şiddet ile devlet
idare edilemez. Kürt-Türk
kavgasını başlatanlar, mil-
leti barıştıramaz” diye ko-
nuştu.
Cindoruk, Eskişehir’de Gar
Düğün Salonu’nda, parti teş-
kilatõnõn düzenlediği toplan-
tõya katõldõ. Yeni yöneticilerin
tanõtõlmasõnõn ardõndan kür-
süye çõkan Cindoruk, yakla-
şõk 1.5 ay sonra Demokrat
Parti ve ANAVATAN bir-
leşmesinin tamamlanacağõnõ
belirterek “Demokrat Par-
ti’nin çatısı altında, kar-
deşçe, birlik ve beraberlik
içinde ANAVATAN ile bir-
leşeceğiz. Bu birleşikliğimiz
demokrasi çerçevesinde si-
yasi akım olarak devam
edecektir” diye konuştu.
Merkezi oluşturmak için yo-
la çõktõklarõnõ vurgulayan Cin-
doruk, şunlarõ söyledi:
“Hepimiz biliyoruz ki, 90
yıllık Cumhuriyet tarihimiz
boyunca, bayrağımızı ve
Cumhuriyetimizi sapasağ-
lam koruduk. Hatalarımız,
yanlışlarımız olmadı mı?
Elbette oldu. Türkiye Cum-
huriyeti’ni muhafaza ettik.
Güçlü orduyu, güçlü de-
mokrasiyi muhafaza ettik.
Bu hareket Cumhuriyeti
kucaklama hareketidir. Bu
hareket Misakı Milli sınır-
larını koruma hareketidir.
Burada görev almak sadece
bir siyasi partide değil, Tür-
kiye’nin geleceğini inşa et-
mekte görev almaktadır.”
Herkesin birbiriyle kavga-
lõ hale geldiğini ifade eden
Cindoruk, siyasilerin üslup-
larõnõ eleştirdi. Cindoruk,
“Bugün herkes barışmayı is-
tiyor. Herkesin birbiri ile
kavga ettiği bir siyaset ol-
maz. Orada fikir var, tar-
tışma var, barış var, hoşgö-
rü var. Bunun için sloganı-
mız barışan Türkiye’dir.
Benden kimse kavga bekle-
mesin. Genel başkanlar kür-
sülerde bağırmasın. Aksine
bizleri kucaklasınlar” dedi.
Tek açılımımız millet
Türkiye’de uzlaşmayõ, sivil
demokratik sağduyuyu ve her-
kesi kucaklayan bir anayasa-
yõ savunmak için işbaşõna
geldiğini ifade eden Cindoruk,
tek hedeflerinin Türkiye’nin
bir karõş toprağõnõ kimseye
vermemek olduğunu söyle-
di. Cindoruk, “Türkiye’nin
içinde bulunduğu sıkıntıla-
rı, bütün vatandaşlarımızı
içine alan demokratik bir
halk hareketi ile aşacağız.
Bunların hepsi gelip geçici-
dir. Kalıcı olan Türkiye’dir.
Bizim bir tek açılımımız
var. O da millete açılım-
dır” diye konuştu.
Türkiye’yi ayakta tutanõn
kendilerinin iktidarda olduğu
dönemdeki çalõşmalar oldu-
ğunu savunan Cindoruk, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
“Bir gün bir DP’li, AP’li,
DYP’li, Anavatan partili
eline silah alıp dağa çıkma-
mıştır. Ortalığı karıştırma-
mıştır. Türk-Kürt kavgası-
nı başlatanlar, millet ile ba-
rışı sağlayabilirler mi? Köp-
rü yaptın, hızlı treni yaptın
diye ülkenin temel kurum-
ları arasında kavga yarata-
mazsın. Bir başbakan çıka-
rak, ‘hiddeti hitabet sanatõ’
sayıyorum diyemez. Hiddet
ve şiddetle devlet idare edil-
mez. Bilgi ve beceri ile dev-
let idare edilir.”
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Genelkurmay Başkanlõğõ, “İr-
ticayla Mücadele Eylem Planı’nı
üretenlerin, sızdıranların tespit
edilmelerini ve adalet önüne çıka-
rılmalarını beklediğini, gelişmelerin
yakından izlendiğini” açõkladõ.
Genelkurmay Karargâhõ’nda yak-
laşõk 2 ay aradan sonra yapõlan basõ-
nõ bilgilendirme toplantõsõnda bazõ
değişiklikler dikkat çekti. Toplantõ
Genelkurmay Genel Sekreteri Tüm-
general Ferit Güler’in başkanlõğõnda
İletişim Daire Başkanõ Tuğgeneral
Metin Gürak ve Genelkurmay Adli
Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuk-
lu’nun katõlõmõyla gerçekleştirildi.
Tümgeneral Güler, ilerleyen hafta-
larda, teknik ve detaylõ bilgilerin ve-
rilmesi gerektiği zaman, ilgili daire
başkanlarõnõn da basõn toplantõsõna ka-
tõlacağõnõ söyledi. Daha önceki top-
lantõlarõ Tuğgeneral Gürak tek başõna
yapõyordu.
Tümgeneral Ferit Güler basõn top-
lantõsõnda, Şanlõurfa’da temizlik sõra-
sõnda meydana gelen olay sonucu iki
askerin hafif yaralandõğõnõ, bazõ basõn
yayõn organlarõnõn “Askerler yangın
çukuruna düştü” şeklinde abartarak
haber yaptõğõnõ, konuyla ilgili hemen
soruşturma başlatõldõğõnõ söyledi. Da-
ha sonra açõklama yapan Genelkurmay
İletişim Daire Başkanõ Gürak, 30
Ağustos Zafer Bayramõ ve Türk Silahlõ
Kuvvetleri (TKS) Günü’nün görkemli
etkinliklerle kutlandõğõnõ, halkõn yoğun
katõlõmla büyük ilgi gösterdiğini kay-
detti.
Gürak, bölücü örgütün “sözde ey-
lemsizlik” döneminde güvenlik güç-
leri ve halka yönelik saldõrõlarõnõ sür-
dürdüğünü kaydetti. Bu dönemdeki
eylemleri sõralayan Gürak, teröristle-
rin 45 kez güvenlik güçleriyle çatõş-
maya girdiğini, 116 adet el yapõmõ ma-
yõnõn etkisiz hale getirildiğini belirt-
ti. Son 2 aylõk dönemde 31 teröristin
kendiliğinden teslim olduğunu anlatan
Gürak, “Teslim olan 31 teröristin
11’i serbest, 10’u tutuksuz yargı-
lanmak üzere serbest bırakılmış, 8’i
tutuklanmış, 2’sinin ise adli soruş-
turması devam etmektedir” dedi.
‘Eylem planı’ anımsatması
Gürak, toplantõda, 12 Haziran
2009’da Taraf gazetesinde “Genel-
kurmay’da hazırlandığı” iddiasõy-
la yayõmlanan “İrticayla Mücadele
Eylem Planı”nõ da gündeme getirdi.
Gürak, Genelkurmay Askeri Savcõlõ-
ğõ’nõn yaptõğõ soruşturmanõn ardõndan
“Doğruluğu ortaya konulamayan
belgeyi üretenler, sızdıranlar ve
yayımlayanlar hakkında gerekli
soruşturmanın yapılması amacıyla
dosyanın İstanbul Cumhuriyet Baş-
savcılığı’na gönderildiğini” anõm-
sattõ. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ-
lõğõ’nõn, belgenin “sahte olarak dü-
zenlenmesine” ilişkin soruşturmanõn
Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ ta-
rafõndan, soruşturma dosyasõndan
sõzdõrõlmasõ ve bir gazetede yayõm-
lanmasõ soruşturmasõnõn ise Kadõ-
köy Cumhuriyet Başsavcõlõğõ tara-
fõndan yürütülmesi gerektiğine işaret
ederek yetkisizlik kararõ verdiğini
belirten Gürak, şu değerlendirmeyi
yaptõ: “TSK, özellikle, iddia edilen
belgeyi maksatlı olarak üreten ve
basın organlarına sızdıran kişilerin
tespit edilmelerini ve adalet önüne
çıkarılmalarını beklemekte, geliş-
meleri yakından takip etmekte-
dir.”
Gürak, Genelkurmay Başkanõ Or-
general İlker Başbuğ’un Avrupa
Müttefik Kuvvetler Komutanõ Or-
amiral James G. Stavridis’e 7 Ey-
lül’de iadei ziyarette bulunacağõnõ, gö-
rüşmede Türkiye-NATO ilişkileri-
nin ele alõnacağõnõ söyledi.
Daha sonra üç komutan gazetecile-
rin sorularõnõ yanõtladõ. Hakkâri’nin
Çukurca ilçesinde 27 Mayõs’ta altõ as-
kerin şehit olduğu mayõn saldõrõsõyla
ilgili soruya Adli Müşavir Çubuklu ya-
nõt verdi. Çubuklu, konunun Çukurca
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca soruş-
turulduğunu, “ölümle sonuçlanan
terör eylemi” kapsamõnda değerlen-
Genelkurmay Karargâhõ’nda yaklaşõk 2 ay aradan sonra yapõlan basõnõ bilgilendirme
toplantõsõna Tuğgeneral Gürak ile birlikte, Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit
Güler ve Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hõfzõ Çubuklu da katõldõ. Toplantõda Taraf
gazetesinde “Genelkurmay’da hazõrlandõğõ” iddiasõyla yayõmlanan “İrticayla Mücadele Eylem
Planõ”nõ gündeme getiren Gürak, “TSK, özellikle, iddia edilen belgeyi maksatlõ olarak üreten
ve basõn organlarõna sõzdõran kişilerin tespit edilmelerini ve adalet önüne çõkarõlmalarõnõ
beklemekte, gelişmeleri yakõndan takip etmektedir” dedi.
dirilerek Van Cumhuriyet Başsavcõ-
lõğõ’na gönderildiğini ve halen yargõ
sürecinin devam ettiğini söyledi.
‘Büyük kıyamet koparıldı’
“İrticayla Mücadele Eylem Planı”
soruşturmasõnda, sürecin gecikmesi
nedeniyle mi konunun yeniden gün-
deme getirildiği yönündeki soruyu
da Çubuklu şöyle yanõtladõ:“Bu eylem
planı 12 Haziran 2009 tarihinde bir
gazetede yer aldıktan sonra çok
büyük kıyamet koparıldı malumu-
nuz. Genelkurmay Askeri Savcılığı
çok süratli bir şekilde hukuka uy-
gun olarak, usul yasalarına uygun
olarak bir hafta içerisinde soruş-
turmayı tamamladı. Biraz önce ka-
rarda neler istendiği açıklandı, o dö-
nemde de açıklanmıştı. Gönder-
dik, zaman zaman basında farklı
bilgiler yer alıyor. Bu bilgileri ber-
taraf etmek ve Genelkurmay Baş-
kanımızın basın toplantısında da
söylediği gibi takipçisi olduğumuzu,
devam ettiğimizi belirtmek için bir
açıklama ihtiyacı duyduk.”
Başbuğ’un NATO ziyareti sõrasõn-
da Afganistan’da Türkiye’ye yeni bir
görev bölgesi verilmesi konusunun
gündeme gelip gelmeyeceği yönün-
deki soruyu yanõtlayan Gürak, Türki-
ye’nin kasõm ayõnda Kâbil Bölge Ko-
mutanlõğõ’nõ üstleneceğini ve bu ne-
denle asker sayõsõnõn artacağõnõ kay-
detti. Gürak, ek bölge ile ilgili kendi-
lerine ulaşan bir şey olmadõğõnõ söy-
ledi.
Adli Müşavir Çubuklu, Elazõğ’da
bir teğmenin pimi çekilmiş el bombasõ
vermesi nedeniyle 4 askerin şehit ol-
masõ olayõnõn hukuki sürecine ilişkin
soruyu şöyle yanõtladõ:“Yapılan so-
ruşturma neticesinde 31 Ağustos
2009 tarihinde iddianame düzen-
lenmiş, mahkemeye gönderilmiştir
ve 3 Eylül 2009 tarihinde de 8.
Kolordu Askeri Mahkemesi tara-
fından kabul edilmiştir. İlk duruş-
ması 14 Ekim’de yapılacaktır.”
Başbakanlõk’ta önceki gün yapõlan
güvenlik zirvesine ilişkin sorulara
yanõt veren Genel Sekreter Güler, ge-
rekli açõklamanõn yapõldõğõnõ, kendi-
lerinin bir eklemede bulunamaya-
caklarõnõ söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eski Başbakan
Bülent Ecevit’in eşi Rahşan
Ecevit, AKP hükümetinin son
günlerde ortaya attõğõ
demokratik açõlõmõn içeriğinin
ne olduğunu bir an önce
açõklamasõ gerektiğini
belirterek belirsizlikten doğan
karmaşaya son verilmesini
istedi.
Rahşan Ecevit, dün yaptõğõ
yazõlõ açõklamada, AKP
hükümetinin başlattõğõ Kürt
açõlõmõ sürecini değerlendirdi.
Güneydoğu halkõnõn sorunlarõ
olduğunu, bölgenin yarõ feodal
bir bölge olduğunu vurgulayan
Ecevit, “Orada yoksulluk,
işsizlik, sömürü, baskı,
adaletsizlik vardır. En
önemlisi geri bırakılmışlık
vardır. Türk asıllısı da, Kürt
asıllısı da, Arap asıllısı da bu
sorunlardan nasibini
almaktadır. Yıllardır artarak
devam eden sorunların
çözümü için bölgeye yatırım
yapılması, özel sektörün
yeterli olmadığı durumlarda
devletin devreye girmesi
gerekmektedir. Son günlerde
ortaya atılan demokratik
açılımın içeriğinin ne olduğu
bir an önce açıklanmalı,
belirsizlikten doğan
karmaşaya son
verilmelidir” dedi.
Açılımın
içeriği
bir an önce
açıklanmalı
Barış, doğum gününde anıldı
SANATÇILAR DA KATILDI - Beyoğlu’nda bir barda öldürülen Barış Dönmez’in annesi Ayla Dön-
mez, dayısı Atilla Coşkun, sanatçı Tarık Akan, Rutkay Aziz’in yanı sıra sanat dünyasından çok sayı-
da isim ve Dönmez’in sevenlerinin katıldığı tören Türkiye’de hayatın her alanında meydana gelen şid-
det olaylarını konu alan bir tiyatro gösterisiyle son buldu. (Fotoğraf: HÜLYA KESKİN)
İstanbul Haber Servisi - Be-
yoğlu’nda bir barda 2004 yõlõnda
düzenlenen saldõrõda yaşamõnõ yi-
tiren Barış Dönmez, doğum gü-
nünde sevenleri, arkadaşlarõ ve sa-
nat çevresinden pek çok kişinin ka-
tõlõmõyla düzenlenen törenle anõldõ.
Dönmez davasõnõn avukatõ Enis
Coşkun, davada hiçbir ilerleme
yaşanmadõğõnõ, bu yüzden de so-
ruşturmaya müdahale edildiği kuş-
kusunun yaşandõğõnõ söyledi.
Taksim’deki Nâzõm Hikmet Kül-
tür Vakfõ’nda 3 Eylül Perşembe ak-
şamõ düzenlenen törende konuşan
Dönmez davasõnõn avukatõ Enis
Coşkun, Türkiye’de toplumun her
alanõnda ölümle son bulan şiddet
olaylarõna rastlandõğõnõ anlattõ. Coş-
kun şiddet olaylarõnõn son bulmasõ
için toplumsal bilincin gelişmesi ge-
rektiğini vurgulayarak “Dönmez de
böyle bir olay sonucu yaşamını yi-
tirdi. Gelinen süreçte ne yazık ki
dava dosyası havada kaldı. Ta-
nıklar bir türlü getirilemiyor” de-
di. Coşkun’un konuşmasõnõn ar-
dõndan şiir dinletisi düzenlendi.
Dönmez’in annesi Ayla Dönmez,
dayõsõ Atilla Coşkun, sanatçõ Ta-
rık Akan, Rutkay Aziz’in yanõ sõ-
ra sanat dünyasõndan çok sayõda
isim ve Dönmez’in sevenlerinin
katõldõğõ tören Türkiye’de hayatõn
her alanõnda meydana gelen şiddet
olaylarõnõ konu alan bir tiyatro gös-
terisiyle son buldu.
Davada gelişme yok
Askere gitme hazõrlõğõ yapan Ba-
rõş Dönmez’in Beyoğlu’nda “Aca-
demy 14” adlõ barda 12 Nisan
2004’te boğazõ kesilerek öldürül-
düğü cinayet bir türlü aydõnlatõla-
mõyor. Mahkeme, ikinci kez dinle-
mek için, davanõn kilit tanõğõ oldu-
ğu söylenen Ecem Çelebi’yi (Ay-
sun Kocatürk) arõyor.
RAHŞAN ECEVİT:
Türkiye’de uzlaşmayõ, sivil demokratik sağduyuyu ve herkesi kucaklayan bir
anayasayõ savunmak için işbaşõna geldiğini ifade eden Cindoruk, tek
hedeflerinin Türkiye’nin bir karõş toprağõnõ kimseye vermemek olduğunu
söyledi. Cindoruk, “Türkiye’nin içinde bulunduğu sõkõntõlarõ, bütün
vatandaşlarõmõzõ içine alan demokratik bir halk hareketi ile aşacağõz. Bunlarõn
hepsi gelip geçicidir. Kalõcõ olan Türkiye’dir. Bizim bir tek açõlõmõmõz var. O da
millete açõlõmdõr” diye konuştu.
12 EYLÜL PROTESTOSU
İzmirliler: Kentimizde
darbeci istemiyoruz
İZMİR
(Cumhuriyet Ege
Bürosu) - “12 Eylül
Yargılanacak”
platformunu
oluşturan sivil toplum
örgütleri, 1980
darbesiyle
yaşananlarõ bir dizi
etkinlikle yeniden
gözler önüne sermeye
hazõrlanõyor. Bu
amaçla bir dizi
etkinlik düzenleyen
kurumlar adõna
yapõlan açõklamada
“12 Eylül’ü
yargılamanın
yalnızca geçmişle
değil, bugünle de
hesaplaşmak
anlamına geldiğine
inanmakta ve 12
Eylül’e karşı
duruşumuzu bugün
de devam eden
düzenle köklü bir
hesaplaşma olarak
görmekteyiz”
denildi.
Etkinlikler, bugün
saat 19.00’da
Alsancak Kõbrõs
Şehitleri Caddesi’nde
yapõlacak basõn
açõklamasõ ve slayt
gösterimiyle
başlayacak. 10
Eylül’de fotoğraf,
resim ve
karikatürlerden
oluşan bir sergi
Ahmet Piriştina Kent
Arşivi ve Müzesi’nde
açõlacak.
12 Eylül saat
15.30’da
“kentimizde darbeci
istemiyoruz”
söylemiyle Kenan
Evren’in evinin
önünde basõn
açõklamasõ yapõlacak.
Etkinlikler, “İzmir
İnciraltı katliamı”
davasõnõn yeniden
görülmesine ilişkin
dilekçenin verileceği
18 Eylül’e dek
sürecek.