Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
5 EYLÜL 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Feodal Yapı...
Öğle saatlerinde gazeteden çıktım Şişli’de
dolaştım, alışveriş merkezine gidip bir kahve iç-
tim...
Son iki aydır alışveriş merkezinde Suriye, Irak
ve İran’dan gelen turistler alışveriş yapıyorlar.
Gruplar halinde dolaşıyorlar... Kimileri kara
çarşaflı, kimileri başı açık...
Erkekler kadınlar, ayakkabı, gömlek, takım el-
bise alıyorlar durmadan...
10-15 çift kundura, gömlek, pantolon, tişört alan
erkekler, bir o kadar giysi, ayakkabı alan kadın-
lar...
Sigara yasağı alışveriş merkezlerindeki ka-
feleri, lokantaları etkilemişti. Buna çözüm bulundu.
Alışveriş merkezleri açık alanları hemen kullanı-
ma açtılar. Böylece beklenmedik bir gelir elde et-
tiler.
Beklenmedik gelir, kriz döneminde işe yaradı!
Ben buna “sigara açılımı” diyorum...
Kış aylarında ne olacak, orası belli değil, ama
konuştuğum bazı işletme sahipleri, brandayla
üzerini örtüp, elektrik sobaları koyacaklarını
söylediler.
Alışveriş merkezinde bazı firma yetkilileriyle ko-
nuştum. İşlerin beklenenin üzerinde olduğunu,
Arap ülkelerinden gelen turistlerin kendilerini
kurtardığını anlattılar.
Kahvemi açık havada bir kafede yudumlarken
tanıdık garson yanıma yaklaşıp sordu:
“Ağabey ne olacak bu Kürt açılımı? Şimdi de Er-
meni açılımı çıktı?”
Garsona, “Sen nerelisin?” dedim. Garson, “Ai-
lem Batmanlı, Kürt kökenliyiz. Ama ben İstanbul’da
doğdum. Doğma büyüme İstanbullu.”
Garson 20 yaşlarındaydı ve İstanbul Hukuk Fa-
kültesi’nde okuyordu.
Babası belediyede işçi olarak çalışıyordu.
Anlatmaya devam etti:
“Ben okumak için çalışmak zorundayım. Beş kar-
deşiz. Bir ağabeyim doktor ve Ankara’da görev-
li. Ben de hukuk okuyorum. Üç kız kardeşim de
ilköğretimde okuyor.”
Genç, işsizlikten, yoksulluktan ve yolsuzluktan
söz etti...
Dedim ki:
“Sen ne diyorsun Kürt açılımına?”
Gülerek yanıt verdi:
“Ağabey, önce karnım doymalı benim. Gerisi fa-
so fiso... Bazı Kürt gençleri biliyorum, lastik ya-
kıp eylem yapıyorlar, belediye otobüslerini ya-
kıyorlar. Bunların hepsi işsiz-güçsüz. Yapacak bir
şeyleri yok. Onun için de bu tür eylemlere girişi-
yorlar. Ama ülkeyi yönetenler bu gerçeği bilmiyor.”
Ülke gerçeklerini bilmeyenler salt yöneticiler mi?
Son günlerde yazılıp çizilenlere, TV ekranların-
da yorum yapan kimi sözde liberallere bakıyorum
“Güçlü Ordu-Güçlü Türkiye” afişlerinden ra-
hatsızlık duyuyorlar.
Bunun ırkçılık olduğunu, hiçbir Avrupa ülkesinde
ordunun böyle bir afişleme yapamadığını söylü-
yorlar.
Askere karşı acımasız bir saldırı var...
Askeri yıpratmak kimin işine yarar?
Elbet asker eleştirilmeli, JİTEM sorgulanmalı,
90’lı yıllardaki faili meçhul cinayetlerin üzerine gi-
dilmeli, devlet içindeki çeteler asker-sivil gö-
zetmeksizin çökertilmeli!
Öteden beri Ergenekon soruşturmasının önem-
li olduğunu, ancak işin giderek sulandırıldığını, bun-
dan da gerçek suçluların yararlanacağını yazıyo-
rum.
Cumhuriyet’e atılan bombalar, Danıştay bas-
kını, Hrant Dink cinayeti, Malatya Zirve Yayın-
evi katliamı.
Türkiye’de insan hakları ihlallerinin sürdüğünü,
hukukun üstünlüğü ilkesinin çiğnendiğini, de-
mokrasi ve özgürlüklerin bir yaşam biçimi olma-
sı gerektiğini bunca yıldır konuşuyoruz.
Bir milim yol aldık mı?
Orhan Bursalı’nın yazısını okudunuz. TSK
okullarından atılan öğrenciler, sınavsız üniversi-
teye alınıyor, kimi DTP’liler, Şeyh Sait, Dersim, Ağ-
rı isyanlarının hesabını soruyor... Nurcular, Kürt so-
rununun Said Nursi’nin çizdiği yol haritasıyla çö-
zümleneceğini açık açık söylüyor.
Ülkemin Türk ve Kürt gençleri üniversitede
okurken garsonluk yapıyor...
Türk ve Kürt gençleri ekmek, aş peşinde, üni-
versite harçlarını yatıramamanın acısı içinde.
Güneydoğu’da okul var öğretmen yok, hasta-
ne var doktor yok!
Hakkâri ve çevresindeki hastalar, tedavi olmak
için İran’a gidiyorlar...
Sanatın içine tükürüldüğü, kadın heykellerinin
kaldırıldığı, feodal yapının egemen olduğu ül-
kelerde ne sınıfsal ne de toplumsal bilinç geli-
şir...
[email protected]
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Çağlayan: Kasıt
değil, işgüzarlık
İstanbul Haber
Servisi - Devlet Bakanõ
Zafer Çağlayan,
İstanbul’dan uçakla
İzmir’e hareketinden önce
Atatürk Havalimanõ’nda
gazetecilere yaptõğõ
açõklamada, Çin Halk
Cumhuriyeti’nden ayrõlõşõ
sõrasõnda Urumçi
Havaalanõ’nda yaşanan
gerginliğe ilişkin,
“Urumçi Havaalanõ’nda
bir kasõt söz konusu değil.
Sadece orada bir
işgüzarlõk, iş bilmezlik
var” dedi. Çağlayan, Çin
ve Türkmenistan’a yaptõğõ
ziyaretleri değerlendirerek
çok yararlõ görüşmeler
yaptõklarõnõ söyledi.
Savcılar hakkında
suç duyurusu
İstanbul Haber
Servisi - İkinci Ergenekon
davasõnõn tutuklu
sanõklarõndan emekli
Tuğgeneral Levent
Ersöz’ün avukatõ Ali Rõza
Dizdar, soruşturmayõ
yürüten savcõlar Zekeriya
Öz, Ercan Şafak, Fikret
Seçen ve Murat Yönder
hakkõnda suç duyurusunda
bulundu. Dizdar, Adalet
Bakanlõğõ’na ulaştõrõlmak
üzere hazõrladõğõ 6
sayfalõk suç duyurusu
dilekçesini,
Sultanahmet’teki İstanbul
Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na verdi.
Dilekçede, soruşturmayõ
yürüten savcõlarõn “görevi
kötüye kullanmak”,
“haber alma hakkõnõ
kõsõtlamak”, “mahkemeyi
ve kamuoyunu yanõlgõya
sokmak”, “delilleri
lüzumsuz karartmak”
suçlarõnõ işledikleri iddia
edildi.
Şehitlikte açılım
gerginliği
İstanbul Haber
Servisi - Emekçi Kadõnlar
Derneği üyeleri
Edirnekapõ Şehitliği’nde
bir araya gelerek “Artõk
yeter. Çocuklarõmõz
ölmesin. Onurlu bir barõş
istiyoruz” pankartõ açtõ ve
“demokratik açõlõm”
çalõşmalarõna destek
verdiklerini söylediler.
Burada bulunan bazõ şehit
yakõnlarõ ise açõklama
yapan gruptan şehitliği
terk etmesini isteyerek
“Şehitler ölmez vatan
bölünmez, sizi burada
istemiyoruz” sloganlarõ
attõ. Gruba müdahale
etmek isteyen şehit
yakõnlarõ, çevrede yoğun
önlemler alan polislerce
engellendi. Basõn
mensuplarõ için hazõrlanan
bülteni yõrtan Gökhan D,
kimlik tespiti yapõlmak
üzere emniyete götürüldü.
Avukatlar eylem
yapacak
BURSA (AA) - Bursa
Barosu avukatlarõnõn yeni
adli yõla eylemle
başlayacağõ bildirildi.
Bursa Barosu Başkanõ
Avukat Zeki Kahraman,
yaptõğõ açõklamada, adliye
yerinin belirlenmesi
konusundaki talep ve
önerilerini ilgili
makamlara ve kamuoyuna
duyurmak amacõyla 7
Eylül’de eylem
yapacaklarõnõ kaydetti.
Eyleme katõlacak
avukatlarõn Bursa Adliye
Sarayõ önünden başlayõp
Kent Meydanõ’na kadar
yürüyeceğini ifade eden
Kahraman, eyleme Ahenk
ve Hukuk Derneği,
Çağdaş Hukukçular
Derneği ve Hukuki
Araştõrmalar Derneği’nin
de destek verdiğini
kaydetti.
Diyarbakır’da 10 yaşındaki kız çocuğunun arkadaşlarıyla oyun olarak başlat-
tığı Kürtçe dersler, savcılık takibinde.
İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Barosu Başkanõ Mu-
ammer Aydın, AKP hükü-
metinin “Yargı Reformu
Strateji Taslağı” çalõşmala-
rõ hakkõnda İstanbul Baro-
su’nun görüşünü almadõğõnõ
belirterek “Yargı bağımsız-
lığı kavramı her günkünden
daha da geriye gitmiş ve si-
yasi iktidarın ‘el atmasõ’
noktasına gelmiştir. İktidar
yargı reformu adı altında
Hâkimler ve Savcılar Yük-
sek Kurulu (HSYK), Ana-
yasa Mahkemesi, Danıştay
ve Yargıtay’ın yapısını de-
ğiştirerek, kendi anlayışı-
na uygun dilediği kişileri
yüksek yargıya yerleştire-
cektir” uyarõsõnda bulundu.
Muammer Aydõn, 7 Eylül
Pazartesi günü başlayacak
olan yeni yargõ yõlõna ilişkin
Beyoğlu’ndaki İstanbul Ba-
rosu Orhan Apaydõn Konfe-
rans Salonu’nda dün basõn
toplantõsõ düzenledi.
Aydõn, AKP hükümetince
hazõrlõklarõ süren Yargõ Re-
formu Taslağõ’nda yer alan
Anayasa Mahkemesi ile
HSYK üyelerinin TBMM
tarafõndan belirlenmesi yö-
nündeki çalõşmalarõn yargõ
bağõmsõzlõğõnõ zedelediğini
belirterek “TBMM’nin çı-
kardığı yasa ve kararları
denetleyen yüksek mahke-
me üyelerinin, yine Meclis
tarafından seçilmesi hu-
kukla bağdaşmaz. Hâkim
ve savcıların yasal ve de-
mokratik sesi olan YAR-
SAV’ı kapatmak için uğraş
veren anlayış, YARSAV
Başkanı hakkındaki asıl-
sız iddiaları dikkate ala-
rak soruşturma açarken
hakkında yüzlerce yakınma
olan savcı ve hâkimler için
hiçbir işlem yapmıyor. Bir-
kaç savcı ve yargıcın yer-
lerinin değişmemesi için si-
yasi iktidar, HSYK’yi ki-
litlemeyi dahi göze alır ha-
le gelmiştir” dedi. Muammer
Aydõn, 2005’te yürürlüğe gi-
ren Türk Ceza Kanunu
(TCK) ve Ceza Muhakeme-
si Kanunu’ndaki (CMK) ki-
mi uygulamalarõn Yargõtay
denetiminden geçmemiş ol-
masõna karşõn tüm davalarda
uygulandõğõnõ belirterek şöy-
le devam etti:
“Birçok savcı ve yargıç
kendine özgü usuller, yön-
temler oluşturarak kovuş-
turmalar yapıyor. CMK’ye
göre duruşma salonunda
her türlü görüntü ve ses
kaydı yapan aletler kulla-
nılamaz. Bu hüküm mah-
keme heyetini de bağlar.
Ancak Silivri’de duruşma
salonunda hâkimler, savcı-
lar ve avukatların önlerin-
deki her tür evrakı kayıt al-
tına alan bir sistem kurul-
du. Kayıtlar ise 3 hafta-
dan önce tutanaklara iş-
lenmeyerek, şüpheli ve sa-
nıkların savunma hakları
kısıtlanıyor. Silivri’de görev
yapan meslektaşlarımızın
cep telefonlarına duruşma
günlerinde el konularak,
aileleri, müvekkilleri ve bü-
rolarıyla tüm iletişimleri
kesiliyor. Avukatların ofis-
leri, konutları yasadışı din-
lenerek, dinleme kayıtları
iddianamelere konuldu.
Hâkim ve savcılarımız bu
yolla, baskı, sindirme, kor-
ku ve yıldırmaya maruz
bırakılmaktadır.”
Hukukçulara çağrı
Hükümetin “Demokratik
Açılım” çalõşmalarõnõ da de-
ğerlendiren Muammer Ay-
dõn, “Türkiye bir yandan
laiklik ve çağdaşlık karşıtı
hareketlerle diğer yandan da
etnik bölme ve parçalamayı
hedefleyen güçlerle karşı
karşıyadır. Siyasal iktidar
bu durumu görmekten uzak
politika sergiliyor” dedi. Yar-
gõ mensuplarõna Atatürk il-
kelerini, laik, sosyal hukuk
devleti anlayõşõnõ cesaretle sa-
vunun çağrõsõnda da bulunan
Aydõn, şunlarõ dile getirdi:
“Bugün, milyonların ka-
tıldığı Cumhuriyet Mi-
tingleri, ‘sözde’ toplumsal
refleks olarak nitelendiri-
lerek, dava iddianamele-
rine konulmaktadır. Ana-
yasanın 3’üncü maddesinin
kaldırılmasını söylemeye
cesaret edemeyenler, bu-
gün ‘Türkiye Cumhuriyeti
AKP hükümetince hazõrlõklarõ süren Yargõ Reformu Taslağõ’nda yer alan
Anayasa Mahkemesi ile HSYK üyelerinin TBMM tarafõndan belirlenmesi
yönündeki çalõşmalarõn yargõ bağõmsõzlõğõnõ zedelediğini belirten Muammer Aydõn,
“TBMM’nin çõkardõğõ yasa ve kararlarõ denetleyen yüksek mahkeme üyelerinin,
yine Meclis tarafõndan seçilmesi hukukla bağdaşmaz” dedi. Aydõn, yargõ
mensuplarõna “Laik, sosyal hukuk devletini cesaretle savunun” çağrõsõnda bulundu.
devletinin ülkesi ve milleti ile
bölünmez bir bütündür’ hük-
münün kaldırılması ge-
rektiğini ileri sürüyorlar.
Sosyal ve laik hukuk dev-
leti yerine basit çizgileriy-
le bir ‘polis devleti’ inşa
edilmiştir. Üniversiteler,
cemaatler ve yandaşlarıy-
la doldu. YÖK, deyim ye-
rindeyse ‘YOK’ olmuştur.
Bir kısım basın yalan, ifti-
ra ve karalama kampan-
yalarıyla toplumu bölmek
için var gücüyle çalışmak-
tadır.”
Baro hukuk
dışı davranmaz
Aydõn, bazõ yayõn organla-
rõnda yer alan ve İstanbul
Barosu’nun Teknik Takip
Komisyonu kurarak Ergene-
kon davasõnõ etkilemek iste-
diği yönündeki haberleri sert
bir dille eleştirerek baronun
hukuk dõşõ oluşumun içinde
bulunmayacağõnõ söyledi.
Aydõn, “İstanbul Baro-
su, davayı yalnızca yönetim
kurulu üyeleri aracılığıyla
izliyor. Baroda kayıtlı 25
bin 500 avukat kendi çalış-
ma gruplarını kurabilir.
Levent Ersöz’ün avukatı-
nın da içinde bulunduğu
birkaç avukat da bir çalış-
ma grubu kurarak, med-
yada yer alan bir rapor
hazırlamışlar. Rapor, bize
2 Eylül’de ulaştı, ancak he-
nüz incelemedik” dedi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Hakkõn-
da Adalet Bakanlõğõ tara-
fõndan inceleme başlatõlan
Sincan 1. Ağõr Ceza Mah-
kemesi Başkanõ Osman
Kaçmaz, kendisi üzerin-
den yargõnõn yõpratõlma-
ya çalõşõldõğõnõ belirte-
rek, “Engizisyon yargı-
lamasına döndü bu iş”
dedi.
Kaçmaz dün NTV’nin
sorularõnõ yanõtladõ. Kaç-
maz, “Cumhurbaşkanı
ve Başbakan’la ilgili
verdiğiniz kararın he-
men ardından görev-
den alınmamız istendi.
Bunun ardından da bir
teftiş süreci başladı ve 2
aydır devam ediyor. Ne-
ler yaşanıyor Teftiş Ku-
rulu ve sizin aranızda”
sorusuna şu yanõtõ verdi:
“Valla bilemiyorum
ama engizisyon yargıla-
masına döndü bu iş. Be-
nim üzerimden yargının
yıpratılmasına çok üzül-
düm, çok kırgınım. Yar-
gı benim üzerimden yıp-
ratılıyor. Bunu hazme-
demiyorum. Neden
ben? Bugünkü basın-
dan gördüğüm, izledi-
ğim kadarıyla görüyo-
rum ki gerçekten hedef
seçilmişim. Ama verdi-
ğim kararların hepsi-
nin arkasındayım. Bun-
dan sonra vereceğim
kararların da arkasın-
dayım. Ben hukukun
dışına hiçbir zaman çık-
madım, çıkmayacağım
da.”
“Verdiğiniz kararlar
nedeni ile mi hedef se-
çildiniz” sorusuna Kaç-
maz, “Bugün basındaki
haberleri görünce öyle
düşünüyorum: Birta-
kım medya bu konuda
yayınlar yapıyor. Be-
nim o yayınlara karşılık
bunların hangi dayana-
ğa, hangi belgeye da-
yandığını bilmek için,
istediğim halde bana ve-
rilmeyen belgeler maa-
lesef hem de imzasız bir
şekilde basına sızdırıl-
mış. Bunu halkımızın,
kamuoyunun takdirine
sunuyorum” yanõtõnõ
verdi. Kaçmaz, “Başba-
kan ve Cumhurbaşkanı
ile ilgili kararlarınızın
arkasında mısınız” so-
rusu üzerine, “Kesinlik-
le. Herkesle bunu tartı-
şırım. Zaten gerçek hu-
kukçular bunun doğru
olduğuna inanıyorlar,
biliyorlar” yanõtõnõ verdi.
Benim
üzerimden
yargı
yıpratılıyor
KAÇMAZ:
Yol haritasõ yõlan hikâyesine dönüşen PKK lideri hem suçladõ hem tehdit etti
Öcalan DTP’lileri de eleştirdi
DİYARBAKIR (Cumhuri-
yet Bürosu) - PKK lideri Ab-
dullah Öcalan’õn 20 Ağustos’ta
cezaevi yönetimine verildiği
açõklanan “yol haritası” yõlan hi-
kâyesine döndü. Avukatlar bu
hafta da yol haritasõnõ alamadõ.
Yol haritasõnõn devlette olduğu-
nu belirten Öcalan ise ayrõntõ ver-
meden çözüm önerilerinin altõ
başlõk altõnda olduğunu, üç mad-
delik de eylem planõ bulundu-
ğunu ifade etti.
Fõrat Haber Ajansõ’nõn habe-
rine göre Öcalan, avukatlarõyla
son görüşmesinde son siyasi ge-
lişmeleri değerlendirdi. Hükü-
metin çok zorlandõğõnõ ileri süren
Öcalan, “Hükümetin açıkla-
malarından hâlâ ortada bir
şeyin olmadığı anlaşılıyor. Yol
haritası devletin elindedir, in-
celiyorlardır herhalde” dedi. Ne
söyleyeceğinin herkes tarafõn-
dan merak edildiğini belirten
Öcalan, “Sadece DTP değil, di-
ğerlerini de bir noktada aşacağı
görülüyor. Benden ne bekli-
yorlar, bundan sonrasını be-
nim üstlenmemi bekliyorlar
herhalde. Benden bir şeyler
isteniyorsa, bana sorumluluk
yükleniyorsa önümün açılma-
sı gerekir” diye konuştu.
“Şu andaki süreçte bir şey
geliştirilmezse, Demirel döne-
mindeki gibi bir yeşil ışık ya-
kılması durumunda ortalık
kan revan olur” diyerek tehdit
eden Öcalan, “Herkesin bu ko-
nuda uyanık olması gerekir. İş-
te demokratik çözüm geliş-
mezse, toplu katliamlar yaşa-
nır. Urfa’daki, Silopi’deki kat-
liamlar gibi. DTP’liler de öl-
dürülebilirler, nasıl öldürül-
düklerini bilemeyebilirler” de-
di.
Hükümetin adõm atmamasõ
halinde diğer hükümetler gibi da-
ğõlacağõnõ öne süren Öcalan,
PKK’nin de kendisini savunabi-
leceğini belirterek şunlarõ söyle-
di:
“Demokratik çözüm geliş-
mezse Türkiye 1990’larda,
2005’te ortaya çıkan savaştan
çok daha yüksek seviyede bir
savaşla yüz yüze kalabilir.
Kürtlerin sorunu ulus sorunu
değildir, varlık sorunudur. Ay-
rıca Türkiye’nin sorunu, Tür-
kiye’nin bütünlüğü sorunu de-
ğildir. Bu DTP’liler de bazen
ne konuştuklarını bilmiyor-
lar. Bir taraf diyor ‘Aman bö-
lündük, bölecekler bizi’.. öbür
taraf da diyor ki ‘Ayrõlma, bö-
lünme tartõşõlõr’. Hayır böyle
değil, ikisi de değil. Benim sun-
duğum çözüm, Türkiye’nin
uzun vadeli geleceğini kazanma
projesidir. Sayın Erdoğan’dan
rica ediyorum. Bizim bu soru-
nun çözümünde engel olma
durumumuz olmaz. Tam tersi..
elimizden gelen desteği vere-
ceğimizi belirtiyoruz.”
Yol haritasõnda altõ başlõk al-
tõnda çözüm önerileri sunduğu-
nu dile getiren Öcalan, birinci-
sinin giriş kõsmõ olduğunu ve il-
kelerin yer aldõğõnõ söyledi. Öca-
lan ayrõca yol haritasõnda üç
maddelik de eylem planõ oldu-
ğunu ifade ederek “Bunları bu-
rada ayrıntılarıyla anlatma-
yacağım. Galiba basında söy-
lediklerim cımbızlanarak
aleyhte propagandaya dönüş-
türülüyor. Geçsinler bunları,
biraz dürüst olsunlar. Böyle
ucuz yaklaşımlara girmesinler”
diye konuştu.
Konuşmasõnda Tuncelilileri
Aleviliği bilmemekle suçlayan
Öcalan, burada Alevi Kültür
Merkezi kurulmasõnõ, Şanlõur-
fa’da dinler araştõrmasõ yapõl-
masõnõ, Diyarbakõr’da ise “ken-
dilerine yakın olanların” İsla-
mi Kültür Derneği kurmalarõnõ
önerdi.
İmralõ’ya mahkûm getirilece-
ğine ilişkin de konuşan Öcalan,
“Eğer basına yansıdığı gibi
İmralı’ya getirilecek olanla-
rın içinde Türk Solu, Hizbul-
lah, İBDA-C ve çete suçların-
dan hüküm giyenler olacaksa
bu o zaman imha amaçlı bir
yaklaşımdır” dedi.
Hazõrladõğõ yol haritasõnõn devlette
olduğunu söyleyen PKK lideri,
“Demokratik çözüm gelişmezse
Türkiye 1990’larda, 2005’te ortaya
çõkan savaştan çok daha yüksek
seviyede bir savaşla yüz yüze kalabilir”
dedi. Öcalan, avukatlarõna yaptõğõ
açõklamada kendisini çözümün
taraflarõndan biri olarak gören DTP’liler
için de “Bazen ne konuştuklarõnõ
bilmiyorlar” yorumunu yaptõ.
İstanbul Barosu Başkanõ Aydõn, ‘Yargõ Reformu Taslağõ’ çalõşmalarõnõ sert bir dille eleştirdi
Yargõyacesaretçağrõsõ