Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 30 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Almanya’da Ne Oldu?
Almanya’da beklenen oldu. Karl Marx’ın ku-
rucularından olduğu Almanya Sosyal Demokrat
Partisi ağır bir yenilgi daha aldı. Birinci Dünya Sa-
vaşı yıllarından bu yana Marksizmden sürekli uzak-
laşan SPD’nin bu son yenilgisinin temel nedeni ise
Marksizmden koparak şekillendirdiği sosyal de-
mokrasiye de ihanet etmiş olmasıdır.
SPD bu kez, neoliberalizmi sosyal demokrasi-
ye tercih ettiği için yenildi.
Bu yenilgiden herkes için dersler çıkabilir.
Rezervlerimizi bir yana bırakarak diyelim ki,
1959’da Bad Godesberg’de “eli yüzü düzgün”
bir sosyal demokrat program oluşturan SPD, epey
bir zaman sonra koalisyonlarla da olsa iktidar yü-
zü gördü. Willy Brandt, Helmut Schmidt dö-
nemleri öyle ya da böyle sosyal demokrasinin ge-
nel ilkelerine sadık kalındığı, bu yönde çaba
harcandığı dönemlerdi.
Sonra Gerhard Schröder geldi. Kısa süren ik-
tidarında partinin Willy Brand ekolünden gelen Os-
kar Lafontaine’i bir kenara iten Schröder, dümeni
hızla sosyal demokrasiden neoliberalizme kırdı.
Partiyi soldan kopardı.
Partiyi terk eden Oskar Lafontaine önce bir ki-
tapla yanıt verdi Schröder’e: “Yürek Solda Atar”
dedi.
Ama Schröder’in kalbi sağdaydı. Neoliberal po-
litikalar SPD’yi işçilerden kopardı. Yalnızca sen-
dika bürokrasisinden destek alan partiden istifa-
lar hızlandı. Hıristiyan Demokrat Birlik ile koalis-
yonlar kuran SPD kendi çöküşünü kendi elleriy-
le hazırladı.
Tarih bazen hızlanıyor.
Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin Sovyetler
Birliği’nin çöküşünü de çabuklaştıran dağılışı sı-
rasında, doğunun iktidar partisi Sosyalist Birlik Par-
tisi SED, Demokratik Sosyalizm Partisi’ne dönüştü.
Demokratik Sosyalizm Partisi, Birleşik Almanya’nın
Doğu eyaletlerinde ikinci büyük parti olarak var-
lığını korudu. Ama korumakla kalmadı Batı eya-
letlerine de uzandı.
Alman Sosyal Demokrat Partisi neoliberal bir
partiye dönüşünce partiden ayrılan Oskar La-
fontaine, sendikal hareketin aktif unsurları ve De-
mokratik Sosyalizm Partisi birleşerek yeni bir par-
ti oluşturdular, adına da Die Linke - Sol Parti de-
diler.
Bu son seçimlerde batı eyaletlerinde de bara-
jın üstüne çıkan, doğuda ise ikinci parti olma ko-
numunu koruyan Sol Parti, Almanya’da işçiler için,
sol için umut olmayı sürdürüyor.
Krizde yumuşak geçişi gerçekleştirmek gibi bir
görev üstlenen, bu misyonla işçi haklarının sürekli
budanmasına boyun eğen Sosyal Demokrat Par-
ti ise neoliberalizmden kopmayı başaramazsa
Marx’la başlayan yolculuğunun da sonuna gelmiş
olacak.
Peki anlatmaya çalıştığımız bu kısa tarihten Tür-
kiye için Türkiye’nin solcuları, sosyal demokrat-
ları, aydınları için bir ders çıkar mı?
Ders çıkarmaya niyetli olana çıkar.
Birinci ders, liberalizmden, onun boyalı bi-
çimlerinden uzak durmaktır.
İkinci ders, halktan, işçilerden uzaklaşma-
mak, onları kandırmamaktır.
Üçüncü ders, halka yakınlaşmadan onların ko-
şullarını, peşine düştükleri anlayışları doğal bul-
mayı anlamamak, “ne yapalım halk böyle isti-
yor” dememektir.
Dördüncü ders, işçinin, köylünün gücü elinde
tutan hasmını bir yana bırakıp başka düşmanlar
icat etmemek, en azından öncelikleri iyi bilmek-
tir.
Ve son ders, her gün biraz daha suyunu ısıtıp
despotizme, geriliğe alıştırıyorlarsa halkı, ayağa
kalkıp “yeter!” diyebilmektir.
Alman sosyal demokrasisi neoliberalizme tes-
lim olmayı seçmişti.
Bizim aydınlarımızın pek çoğu da böyle derin bir
teslimiyetin hazzını yaşıyor. Bu durumdaki ay-
dınlarımız Alman seçimlerinden, yenilen SPD’den,
ayağa kalkan Sol Parti’den ders çıkarabilirler mi
dersiniz.
Çok, ama çok zor, çünkü onların gözleri gittik-
çe koyulaşan karanlığı görmüyor, kulakları yük-
selen despotizmin ayak seslerini duymuyor.
Konuştukları, yazdıkları ise ne yazık ki, AKP’nin
ümük sıkan “reformlarına”, içi boş “açılımları-
na” övgü düzmekten başka bir şey değildir.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi Selahattin Demirtaş ve Emine Ayna için kararõnõ verdi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ankara 11. Ağõr Ceza Mahke-
mesi, başka illerde açõlan davalar
kapsamõnda talimatla ifadelerinin
alõnmasõ için DTP Grup Başkanve-
kili Selahattin Demirtaş ile DTP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Emine
Ayna’nõn zorla mahkemeye getiril-
mesini kararlaştõrdõ.
Milletvekilleri ve avukatlarõ dün de
duruşmalara katõlmadõlar. Cumhuriyet
Savcõsõ Mustafa Bilgili, Demirtaş ve
Ayna hakkõnda “PKK terör örgü-
tünün propagandasını yapmak”
suçlamasõyla başka illerde dava açõl-
dõğõnõ anõmsattõ. Bilgili, mahkemele-
rin, Demirtaş ve Ayna’nõn sorgu ve sa-
vunmasõnõn alõnmasõ için Ankara 11.
Ağõr Ceza Mahkemesi’ne talimat
yazdõğõna işaret etti. Bilgili, Yargõtay
9. Ceza Dairesi’nin kararlarõnda, Te-
rörle Mücadele Yasasõ’nõn 7/2. mad-
desinde tanõmlanan “terör örgütünün
propagandasını yapmak” suçunun,
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasõ’nõn
14. maddesinde öngörülen “devletin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bü-
tünlüğünü bozmaya yönelik suç-
lardan olduğu” belirtildiğinden, usu-
lüne uygun tebligat yapõldõğõ halde du-
ruşmaya gelmeyen sanõklar Demirtaş
ve Ayna’nõn, zorla duruşmaya geti-
rilmesini istedi. Mahkeme heyeti,
Demirtaş ve Ayna’nõn duruşma günü
savunmalarõnõn alõnabilmesi amacõy-
la haklarõnda zorla getirme müzek-
keresi düzenlenmesini kararlaştõrdõ.
Mahkeme, bu işlemlerin talimat mah-
kemesine bildirilmesine de karar ve-
rerek duruşmalarõ 29 Aralõk 2009’a bõ-
raktõ. Bu karara göre Demirtaş ve Ay-
na’nõn kendi istekleriyle gelmemele-
ri durumunda güvenlik güçleri tara-
fõndan zorla mahkemeye götürülme-
leri gerekiyor. “Terör örgütünün
propagandasını yaptıkları” iddia-
sõyla Demirtaş hakkõnda Diyarbakõr 5.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nde, Ayna
hakkõnda ise Adana 8. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde dava açõlmõştõ.
Duruşma 29 Aralık’ta
Hakkõnda İstanbul 9. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde “PKK terör örgü-
tünün propagandasını yapmak”
suçundan dava açõlan DTP Genel
Başkanõ Ahmet Türk’ün talimat du-
ruşmasõ da Ankara 11. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde görüldü. Savcõ Bilgili,
Türk’e, usulüne uygun tebligat ya-
põlmasõnõ, bu tebligata rağmen du-
ruşmaya gelmediği takdirde duruş-
maya zorla getirilmesini istedi. Mah-
keme, Türk’e daha önce çõkarõlan
tebligatõn, bildirilen ikamet adresinden
taşõnmõş olmasõ sebebiyle iade edil-
diğini dikkate alarak TBMM’deki
adresi ile genel başkanlõğõnõ yaptõğõ
DTP Genel Merkezi’ne ayrõ ayrõ teb-
ligat çõkarõlmasõna karar verdi. Heyet,
duruşmayõ 29 Aralõk 2009’a bõraktõ.
DTP Diyarbakõr Milletvekili Aysel
Tuğluk hakkõndaki, “suçu ve suçlu-
yu övdüğü” iddiasõyla açõlan dava da
dün görüldü. Ankara 11. Ağõr Ceza
Mahkemesi Başkanõ Hasan Şatır,
Tuğluk hakkõnda müzekkere yazõlan
TBMM Başkanlõğõ’nõn mahkemeye
cevap gönderdiğini bildirdi. Şatõr, ce-
vapta, Tuğluk’un sekreterinin almak-
tan imtina etmesi nedeniyle yazõnõn
teslim edilemediğini, ilgili tutanağõn
da mahkemeye gönderildiğini açõkladõ.
Mahkeme, önceki celse, Tuğluk’un 22
Mart 2007’de Van’da yaptõğõ iddia
edilen konuşmayla ilgili Van Cum-
huriyet Başsavcõvekilliği’ne müzek-
kere yazarak konuya ilişkin tutanak
düzenlenip düzenlenmediğini, soruş-
turma açõlõp açõlmadõğõnõ sormuştu.
Mahkeme heyeti, Van 4. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nin dosyasõnõn incelen-
mek üzere istenilmesini, Tuğluk’un sa-
vunmasõnõn alõnõp alõnmamasõ husu-
sunun bu dosyanõn incelenmesinden
sonra karara bağlanmasõnõ kararlaştõ-
rarak duruşmayõ erteledi.
Mahkeme heyeti, savcõ Mustafa Bilgili’nin usulüne
uygun tebligat yapõldõğõ halde duruşmaya gelmeyen
sanõklar Selahattin Demirtaş ve Emine Ayna’nõn zorla
getirilmesi isteğini kabul etti. Bu karara göre Demirtaş ve
Ayna kendi istekleriyle gelmezse güvenlik güçleri
tarafõndan zorla mahkemeye götürülecekler.
‘Mahkemeye
gitmeyeceğiz’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DTP milletvekilleri, Ankara 11. Ağõr Ce-
za Mahkemesi’nin zorla getirme kararõ-
na sert tepki gösterirken mahkemeye
gitmeyeceklerini açõkladõlar.
Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin
DTP Grup Başkanvekili, Diyarbakõr
Milletvekili Selahattin Demirtaş ile
DTP Genel Başkan Yardõmcõsõ Emine
Ayna hakkõnda verdiği zorla mahkeme-
ye getirme kararõ DTP’lileri kõzdõrdõ. DTP
Genel Başkanõ Ahmet Türk, kararõn ta-
mamen hukuksuz olduğunu, anayasanõn
14. maddesiyle hiçbir ilgisinin olmadõğõnõ
savundu. Türk, şunlarõ söyledi: “14.
maddeye göre, Türkiye’nin bölünmez
bütünlüğü aleyhine işlenen suçlarla il-
gili fiil bir durum varsa, bu konu
gündeme gelir. Ancak parlamento
gerçekten düşüncelerini ifade eden si-
yasetçilere, milletvekillerine sahip çı-
kacak bir duruşu ortaya koymamıştır.
Hukuktan, yargıdan kaçma gibi du-
rumumuz yok. Bütün dokunulmaz-
lıkların kaldırılmasını istiyoruz. Ve-
remeyecek hesabımız yok. Ama fark-
lı düşündüğümüz için Türkiye’de de-
mokrasiyi, özgürleşmeyi, tartışma or-
tamını yarattığımız için Kürt sorunu-
nu Türkiye gündemine getirdiğimiz
için adeta parlamento tarafından sa-
hiplenilmeyen, ötekileştirilen bir tutum
ve davranışla karşı karşıyayız. Zorla
götürürlerse diyeceğimiz bir şey yok.
Bunun haksız bir uygulama olduğuna
inandığımız için bugüne kadar gitme-
dik. Bundan sonra böyle bir yöntem
ortaya çıkarsa Türkiye kaybeder, bi-
zim kaybedecek bir şeyimiz yok.”
‘Uzlaşmaya zarar verir’
Türk, kararõn açõlõm sürecini etkileyip
etkilemeyeceğinin sorulmasõ üzerine,
“Tabii ki açılım sürecinde diyalog,
uzlaşı ve ortak aklın ortaya çıkması için
çaba gösterirken, bu uzlaşıyı ortadan
kaldıracak bir yaklaşım biçimi Tür-
kiye’ye zarar verecektir, hepimize za-
rar verecektir” dedi. Hükümetten bir
adõm bekleyip beklemediklerinin sorul-
masõ üzerine de Türk, bu konudaki mu-
hataplarõnõn TBMM olduğunu söyledi.
‘Çözümsüz yaklaşım’
DTP Genel Başkan Yardõmcõsõ Emine
Ayna, milletvekillerinin düşüncelerinden
dolayõ yargõlanmasõnõn “demokrasi ayı-
bı” olduğunu belirterek, kararõn uygula-
nabilmesi için öncelikle dokunulmaz-
lõklarõn kaldõrõlmasõ gerektiğini söyledi.
Ayna dokunulmazlõk varken mahkeme-
nin sürüp gidiyor olmasõnõn bir hukuki
skandal olduğunu savundu. Ayna, “Be-
nim elime tebligat geçti, ancak bu
çarpıklığı teşhir etmek için 29 Aralık’ta
da mahkemeye gitmeyeceğim” dedi.
DTP’li Aysel Tuğluk, yaşananlarõn dev-
letin Kürt sorununa çözümsüz yaklaşõ-
mõnõn bir sonucu olduğunu savundu.
Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyeleri, ileri derecede kanser hastası
hükümlü Güler Zere’ye destek vermek için Beyoğlu Galata Kulesi’nde eylem yaptı. Kule’ye “Gü-
ler Zere serbest bırakılsın” pankartı asmak isteyen 3’ü kadın 4 eylemci gözaltına alındı. Eylemci-
lerin gözaltına alınmasını protesto etmek için kule önünde toplanan bir grup TAYAD’lı ise basın
açıklaması yaptı. TAYAD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Gürel, cezaevlerinin ölüm kampına
dö- nüştüğünü belirterek “Evlatlarımızın katledilmesine seyirci kalmayacağız. Hasta tutukluların
sesi olmaya devam edeceğiz. Tecrit ve ölüm politikalarına karşı mücadelemiz sürecek” dedi.
Güler Zere için Galata Kulesi’ne pankart
DTP’liler anayasanõn 14.
maddesi kapsamõnda yargõlanõ-
yorlar. Anayasanõn “Yasama
Dokunulmazlığı” başlõklõ 83.
maddesinde, “Seçimden önce
veya sonra bir suç işlediği ile-
ri sürülen bir milletvekili,
Meclis’in kararı olmadıkça
tutulamaz, sorguya çekilemez,
tutuklanamaz ve yargılana-
maz. Ağır cezayı gerektiren
suçüstü hali ve seçimden önce
soruşturmasına başlanılmış
olmak kaydıyla anayasanın
14. maddesindeki durumlar
bu hükmün dışındadır” deni-
liyor. Anayasanõn 14. maddesi
ise, “Anayasada yer alan hak
ve hürriyetlerden hiçbiri, dev-
letin ülkesi ve milletiyle bö-
lünmez bütünlüğünü bozmayı
ve insan haklarına dayanan
demokratik ve laik cumhuri-
yeti ortadan kaldırmayı
amaçlayan faaliyetler biçi-
minde kullanılamaz” hükmü-
nü düzenliyor. DTP’li Demirtaş
ve Ayna hakkõndaki davalar
anayasanõn 14. maddesi kapsa-
mõnda bulunuyor. Haklarõndaki
davalarõn soruşturmalarõna da
seçimden önce başlandõğõ için
dokunulmazlõk kapsamõnda bu-
lunmuyor. TBMM Anayasa-
Adalet Karma Komisyonu’nda,
milletvekilleri hakkõnda 439 do-
kunulmazlõk dosyasõ bulunuyor.
Bu dosyalardan 270’ini DTP’li
milletvekilleri hakkõndaki dos-
yalar oluşturuyor.
ANAYASA
NE DİYOR?
DTP’liler zorla getirilecek
DTP’Lİ TÜRK, AYNA VE TUĞLUK’TAN TEPKİ
‘Emniyet bariyer kuruyor’
İstanbul Haber Servisi - Gaze-
teci Hrant Dink cinayetinde poli-
sin ve istihbarat birimlerinin ihmal
ve hatalarõnõ anlatan “Dink Cinayeti
ve İstihbarat Yalanları” adlõ kita-
bõn yazarõ ve Milliyet Gazetesi mu-
habiri Nedim Şener’in yargõlandõ-
ğõ davaya devam edildi. Şener,
Dink cinayetini aydõnlatmak ile so-
rumlu olan Emniyet Genel Müdür-
lüğü’nün, davaya müdahil olmak is-
teyerek cinayetin aydõnlamasõnõn
önüne bariyer kurduğunu söyledi.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahke-
mesi’nde, Dink’e suikast düzenle-
neceği ihbarõnõn yapõldõğõ dönemde
Trabzon Emniyet Müdürlüğü İs-
tihbarat Şubesi’nde görevli olan
polis memuru Muhittin Zenit, Em-
niyet Genel Müdürlüğü İstihbarat
Başkanõ Ramazan Akyürek, İs-
tanbul Emniyet Müdürlüğü İstih-
barat Şube Müdürü Ali Fuat Yıl-
mazer’in suç duyurularõ kapsa-
mõnda görülen davaya Şener katõ-
lõrken, müştekiler duruşmada yer al-
madõ. Duruşmada Emniyet Genel
Müdürlüğü adõna Hazine Vekili da-
vaya müdahil olarak katõlma tale-
binde bulundu. Mahkeme Emniyet
Genel Müdürlüğü’nün dosyada ve
iddianamede ihbar eden konumda
bulunduğu gerekçesiyle talebi red-
detti. Mahkeme Akyürek ve Zenit’in
davaya müdahil olarak katõlmasõnõ
kararlaştõrarak duruşmayõ erteledi.
Duruşmanõn ardnõdan gazetecile-
re açõklama yapan Şener, emniyetin
görevinin cinayeti aydõnlatmak ol-
duğunu belirterek “Ancak emniyet
cinayeti aydınlatmak isteyen bir
gazetecinin yargılanmasını isti-
yor” dedi. Hakkõnda açõlan davala-
ra değinen Şener, “Beşiktaş ve İs-
tanbul Adliyesi’nde yargılandığım
davalarda 28 yıl hapis cezası is-
teniyor. Bakırköy Adliyesi’nde
de dava açıldı. Ayrıca MİT gö-
revlisi olan ve Ergenekon sanığı
Bedrettin Dalan’a ‘kaç’ diyen,
Dink’e de ‘öldürüleceksin’ şeklin-
de uyarı yapan Özel Yõlmaz’ın adı-
nı yazdığım için Bakırköy Adli-
yesi’nde soruşturma açıldı. Eğer
bu soruşturmaya davaya döner-
se 38 yıl hapis cezası ile yargılan-
mış olacağım. Bu dava Türki-
ye’deki hukuksuzluğu gösteren
en güzel örnektir” diye konuştu.
Hrant Dink cinayetinde polis ve istihbarat birimlerinin ihmallerini yazdõğõ için
yargõlanan gazeteci Şener, davaya emniyetin müdahil olma istemini eleştirdi
19 Ocak
2007’de
meydana gelen
Hrant Dink
suikastına
ilişkin emniyet
ve istihbarat
birimleri
hakkında çok
sayıda ihmal
iddiası
gündeme geldi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par)
Onursal Başkanõ ve eski milletvekili Ab-
dülmelik Fırat yaşamõnõ yitirdi.
Uzunyõllardõr“MultipleMyelom”adõ
verilen kan hastalõğõyla mücadele eden
Fõrat,birsüreönceböbrekyetmezliğige-
lişince Güven Hastanesi’nde tedavi altõ-
na alõnmõştõ. Önceki gün sabah solunum
ve yutma problemi ortaya çõkmasõ üzeri-
ne yoğun bakõm servisine kaldõrõlan Fõ-
rat,dünsaat13.55’tesolunumvedolaşõm
yetmezliği sonucu yaşamõnõ yitirdi.
1934’te Erzurum’da doğan Fõrat, Di-
yarbakõr Sosyal Bilimler Meslek Yük-
sekokulu’ndan mezun oldu. 1957’de Er-
zurum’dan DP, 1991’de Erzurum’dan
DYP milletvekili seçilen Fõrat, kurucusu
olduğuHakveÖzgürlüklerPartisi’ninde
onursal başkanõydõ. Şeyh Sait’in torunu
olan Abdülmelik Fõrat, bir dönem Türki-
ye’nin en genç milletvekiliydi.
ALDÜLMELİK FIRAT YAŞAMINI YİTİRDİ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Tayyip Erdoğan, bir köşe yazõsõna konu olan de-
mecinde, “kişilik haklarına saldırıda bulundu-
ğu” iddiasõyla CHP lideri Deniz Baykal aleyhin-
de açtõğõ davada, 5 bin TL manevi tazminat ka-
zandõ. Erdoğan’õn, Baykal hakkõnda CHP grup
toplantõsõnda yaptõğõ konuşmaya ilişkin açtõğõ 50
bin TL’lik manevi tazminat davasõ ise reddedildi.
Erdoğan, Ergenekon davasõ kapsamõnda tutuklu
bulunan yazar Ergün Poyraz ve kitabõn yayõncõ
şirketinden ise 4 bin TL manevi tazminat kazandõ.
İKİ KAZANDI, BİR KAYBETTİ
5 ayda 645
çocuk kayboldu
İstanbul Haber Servisi - Emniyet Genel
Müdürlüğü verilerine göre, 2009 yõlõnõn ilk 5
ayõnda 43 ilde kaybolan 645 çocuk henüz
bulunamadõ. Kayõp olaylarõnõn en çok İz-
mir’de yaşandõğõ belirlendi.
Kayseri’nin Talas ilçesinde bayramda şe-
ker toplamak için evlerinden ayrõlan 3 çocu-
ğun kaybolmasõ, gözleri diğer kayõp çocuk-
lara çevirdi. Emniyet kayõtlarõna göre yõlõn
ilk 5 ayõnda kaybolan çocuk sayõsõ, 2008’de
kaybolan 528 sayõsõnõ geride bõrakõrken,
2009’daki kayõp olaylarõ 2007’deki kayõp sa-
yõsõ olan 210’u 3’e katladõ.
Kayõp çocuk olaylarõnda başõ çeken Ege
Bölgesi’nde kayõp çocuk sayõsõ geçen yõla
göre yüzde 50 arttõ. Ege illerinde ilk beş ay-
da 144 çocuk hakkõnda kayõp kaydõ tutulur-
ken, bölgedeki en çok kayõp 88 olayla İz-
mir’de yaşandõ. İzmir’i İstanbul, Mersin,
Ankara, Kahramanmaraş takip ederken, Tür-
kiye’de kayõplarõn yüzde 75-80’i ilk 15 gün
içinde bulunurken, geri kalan yüzde 20-
25’lik kesim ise ya hiç bulunamamõyor ya da
yõllar sonra bulunabiliyor.
TÜRKİYE’DE KARA TABLO