20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA DOĞU ANADOLU2 CMYB C M Y B D icle Nehri’ni on adõmda aşan tarihi “On Gözlü Köprü”den geçtikten sonra yemyeşil bah- çelerin arasõndan ilerleyerek Diyar- bakõr’a ulaşõrmõş zenginlik yüklü kervanlar. Bir zamanlarõn Amida’sõna. Bugün de kentin en etkileyici manzarasõnõ sunuyor güney tarafõ. Kendisine doğal bir kaide oluşturan bazalt kütlesinin üzerine kurulmuş olan Diyarbakõr, surlarõyla gelen geçene meydan okur gibi durmuş yüzyõllar boyunca. Kenti, 4.5 kilo- metre boyunca saran bu kalõn ve yük- sek duvarlar delinmez bir zõrh oluş- tururken taşõn siyah rengi ürkütücü bir görünüm ortaya çõkarmõş. Boşu- na ‘Kara Amida’ dememişler. Binlerce yõllõk geçmişi olan Di- yarbakõr milattan sonra 4.yüzyõlda, Roma döneminde inşa edilmiş olan surlarõyla doğu ve batõ dünyasõnõn or- tasõnda bir sõnõr kenti karakterine bü- rünmüş. Zengin kervanlarõn konak- ladõğõ bu kent giderek farklõ dillerin, inançlarõn, geleneklerin birlikte ya- şadõğõ bir bölge merkezine dönüş- müş. Suriçi’ne yayõlan camiler, ki- liseler, hanlar bu zengin geçmişin ta- nõklarõ günümüzde. 16.yüzyõlõn sonuna kadar çok par- lak bir geçmişe sahip olan Diyarba- kõr, geçtiği güzergaha zenginlik sa- çan İpek Yolu’nun işlevini giderek yitirmesi, buradan geçen kervanla- rõn sayõlarõnõn azalmasõyla gerilemiş, giderek yoksullaşmõş. 20. yüzyõlõn ortalarõna kadar da kent, surlarõn dõ- şõna taşmadan kalakalmõş. Ancak 1950’lerden sonra genişleyen Di- yarbakõr’õn ortasõnda bir müze-kent görünümü sunuyor bugün tarihi şe- hir. Heybetli surlarõ kente güçlü bir karakter veriyor. 4.5 kilometreyi aşan bir uzunluğa sahip bu kapkara duvar neredeyse tamamõna yakõn bir bölümü ile ayakta. Burçlarõna çõk- tõğõnõzda Diyarbakõr’õ yüksekten gö- rebiliyorsunuz. Dağkapõ, Dicle Ka- põsõ, Urfa Kapõsõ ve türkülere konu olan Mardin Kapõsõ... İşte bu kapõdan çõkõlarak yine türkülerde anõlan Ga- zi Köşkü’ne gidiliyor... KENTİN MERKEZİ ULUCAMİ Hristiyanlõk döneminde kentin di- ni merkezi konumunda olan Mar Tu- ma Kilisesi 7.yüzyõldan itibaren Ulucami’ye dönüştürülmüş. Sel- çuklular ve Artukoğullarõ dönemle- rinde yapõlan düzenlemelerle bu- günkü görünümüne kavuşan Uluca- mi hala şehrin merkezi durumunda. Namaz saatlerine doğru kalabalõk- laşmaya başlayan avlusu ilginç gö- rünümler sunuyor. Ulucami’nin karşõsõnda bulunan Hasan Paşa Hanõ ise görkemli geç- mişin izlerini yansõtõyor. Uzun bir sü- re ihmal edilen bu 16.yüzyõl yapõsõ kõsa süre önce bitirilen restorasyo- nundan sonra cõvõl cõvõl bir mekâna dönüş- tü. Bir zaman- lar birbirine sõr- tõnõ dönmüş Suriçi ve Sur- dõşõ’nda tüm Diyarbakõrlõla- rõ bir araya ge- tiren kafeterya- lar, binayõ can- landõran dük- kânlar insanla- rõn tarihi doku ile tanõşmasõnõ ve bunun key- fini sürmelerini sağlõyor. D i y a r b a - kõr’õn taş evle- rine Uluca- mi’ye açõlan dar sokaklar- dan ulaşõlõyor. Her türlü tahribata, sa- yõlarõ rahatsõz edici şekilde çoğalmõş olan beton apartmanlara rağmen çok sayõda asõrlõk ev zengin ve özenli bir sivil mimari geleneğini gözler önüne seriyor. Ama bir ko- şulla. Evlerin sokağa cephesini oluş- turan sağõr duvarlarõ aşmak gereki- yor. Bu duvarlar aynõ zamanda özel yaşantõyõ dõşarõdan ayõrarak mahre- miyet sağlamaktaymõş. Diyarbakõr evlerine en güzel ör- neklerden birisi ünlü şairimiz Cahit Sõtkõ Tarancõ’nõn ailesine ait olanõ. Bugün müzeye dönüştürülmüş bu mekân kentleri özensiz yapõlarla çirkinleştirenlere adeta ders verir gibi. Yerel malzeme olan bazalt ta- şõ kullanõlmõş. Hayat adõ verilen, gün- lük yaşamõn önemli bir bölümüne mekân olan avlunun dört tarafõ bir- birinden farklõ özelliklere sahip ya- põlarla çevrili. Avlunun kuzeyinde bulunan alçak yapõ kõşõn arkadan soğuk esen kuzey rüzgârõna sõrtõnõ dönerken, güne- yinde bulunan yüksek ve geniş ey- vanlõ yapõ da yüzünü yaz ortamõnda serinliği kucaklayabilecek şekilde kuzeye dönmüş. Avlunun etrafõndaki dört kanadõn her birisi dört mevsimin gereklerine göre inşa edilmiş. Aile, gerçi dört duvar arasõnda göçebelik yapmõş ama rahat yaşamõş. Mima- rinin bölgenin iklim özelliklerinin dikkate alõnarak gerçekleştirilmesi, insanlarõn konforunun, rahatõnõn dü- şünülmesi ve tüm bunlarõn estetik yo- rumlarla güçlendirilmesi kentin zen- gin bir mimari geleneği olduğunu gösteriyor ancak günümüzde ya- põlanlarõ da gö- rünce insan ister istemez hayõfla- nõyor. Yine biraz ilerideki Ziya Gökalp evi de bu tarihi evlere bir diğer örnek.... Ara sokaklar- da yürürken kili- seler ve camiler biri biri ardõna sõ- ralanõyorlar. Iz- gara ciğer koku- larõ arasõnda yü- rürken keşfedile- bilecek olan Dört Ayaklõ Minare boşlukta duruyor izlenimi verirken, hemen bitişiğin- deki Mor Petyun Keldani Katolik Kilisesi ilginç iç me- kânõ ile dikkat çekiyor. Biraz ileri- deki Ermeni Kilisesi bir zamanlar Di- yarbakõr’a hakim olan etnik ve mez- hepsel çeşitliliğin bir başka örneği... Süryani Kadim Ortodoks mezhebi- ne ait olan Meryem Ana Kilisesi ise Diyarbakõr’õn en eskilerinden. Hris- tiyanlõğõn ilk dönemlerinden kalma bu kilise günümüzdeki görünümüne 18.yüzyõldaki onarõmõn ardõndan sa- hip olmuş. Yine daracõk sokaklarda yürürken karşõnõza çõkabilecek Behram Paşa Camisi mahalle arasõna sõkõşmõş bir mücevher gibi. Osmanlõ devrinin taşradaki en zarif eserlerinden. Ya- kõnlardaki Hüsrev Paşa Hanõ da bir zamanlar Hicaz yolundaki hacõlarõn çeşitli yerlerden gelerek toplandõklarõ ve yollarõna devam ettikleri bir tari- hi nokta imiş... Gerçekte Suriçi, kentin bugün kü- çük bir bölümünü oluşturuyor. 1950’li yõllardan beri özellikle kuzey ve ba- tõ yönünde genişleyen Diyarbakõr son 20 yõlda yaşanan göçlerle kala- balõk bir ana kente dönüşmüş. Hali vakti yerinde olan Diyarbakõrlõlarõn çeşitli batõ kentlerine göç ettiğini söylüyor kentin yerlileri. Yine de son birkaç yõldõr ciddi bir toparlanma gö- ze çarpõyor. Daha çok göçle gelen, olanaklarõ sõ- nõrlõ ailelerin yaşadõğõ tarihi kent ba- kõmsõzlõğa terk edilmiş halinden gi- derek sõyrõlõyor. Tarihine, türküleri- ne, geleneklerine yakõşõr bir görünü- me sahip olma yolunda ilerliyor. Gi- derek genişleyen parklarõ, bakõmlõ caddeleri ile Diyarbakõr yerlilerine ve dõşarõdan gelenlere keyifli mekânlar sunuyor. Bunlardan birisi de “Sanat Sokağõ”. Özellikle gençlerin doldurduğu so- kaktaki kafeteryalar bir huzur orta- mõna işaret ediyor. Sõcak Diyarba- kõr’õn insanlarõ açõk hava mekânlarõ çok seviyorlar. Özellikle de akşam sa- atlerinde... Yeme içme kültürü açõsõndan da zengin Diyarbakõr. Kaburga dolma- sõndan õzgara ciğere, kendine özgü iç- li köftesinden nefis helvasõna, kar- puzuna, nefis tatlar sunuyor. Zengin tarihi eserlerin, ilginç yerel mimarinin, insanõ halaya çağõran ha- reketli türkülerin, unutulmaz lezzet- lerin kenti Diyarbakõr. Görülmeyi fazlasõyla hak ediyor... [email protected] TYD Mardin’de toplanıyor Turizm Yatõrõmcõlarõ Derneği aylõk toplantõsõnõ Mardin’de yapacak. Perşembe günü başlayacak toplantõda bölge yatõrõmlarõ görüşülecek. TYD Başkanõ Turgut Gür bölgenin büyük turizm potansiyeli olduğunu ifade ede- rek şunlarõ söyledi: “İnaç turizmi için dünyada bu bölgeden daha iyi bir böl- ge düşünülemez. Ancak açõkça belirte- yim ki bu konuda çok geç kalõnmõştõr. Mardin’deki toplantõ sonrasõnda bir ta- kõm yerleri gezecek, yerel halkla görü- şeceğiz, inanç turizminin oluşmasõ için yatõrõm politikasõnõ konuşacağõz, Mid- yat’ta da bir butik otelin açõlõşõnõ yapa- cağõz. Önemli olan hem turizme yeni bir ivme vermek hem de istihdam ko- nusunda bölge insanõna kucak açmak istiyoruz”.TYD Yönetim ve İcra kuru- lu üyeleri ayrõca Mardin’de 1 Ekim 2009 Perşembe günü Fest Travel’ın sonbahar turları Fest Travel Ekim ayõnõ kapsayacak olan yurtiçi turlarõnõ açõkladõ. Buna göre; İstanbul’da Tekkeler ve Mevl- evihaneler 3 Ekim, Kariye Müzesi, Tekfur Sarayõ‘ndan Fethiye Camisi’ne Bizans-Osmanlõ Yapõlarõ 4 Ekim, Yer- altõndaki İstanbul 10 Ekim, İstanbul Medreseleri 10 Ekim, Köşe Bucak Ha- liç 11 Ekim, Seyrek Süleymaniye 11 Ekim, Yuvacõk Barajõ Havzasõ-Beşka- yalar-Menekşe Yaylasõ 11 Ekim, Çi- lingöz- Malatra-Kastro Koylarõ-Lon- gos ormanlarõ-Kõyõköy 17 Ekim, Bo- ğaziçi Yalõlarõ 18 Ekim, Kayõp Bir De- miryolunun İzinde-Kağõthane, Sada- bad, Kemerburgaz 24 Ekim, Trakya Menhir ve Dolmenleri 24 Ekim, Ha- liç’in Doğu Kõyõlarõ-1 Kasõmpaşa’dan Hasköy’e 25 Ekim, Mavisiyle Yeşiliy- le Likya Turu 26-31 Ekim’de gerçek- leştirilecek. (www.festtravel.com) Ali Bey en iyiler arasına girdi Ali Bey Resorts’larõn Manavgat’taki tesisleri, dünyanõn önde gelen tur operatörlerinden TUI’nin 10 bin otelde konaklattõğõ müşterisi arasõnda yaptõğõ an- ketle belirlediği “Dünyanõn En İyi 100 Oteli” arasõna girdi. Ali Bey Resorts Ge- nel Koordinatörü Ahmet Kolukõsa, Ali Bey Resorts Park ve Ali Bey Resorts Ma- navgat’ õn “Turizmin oskarlarõ” olarak ka- bul edilen TUI’nin söz konusu listesine girmesinin önemli olduğunu vurgulaya- rak şunlarõ söyledi: “ Listeye girmiş ol- mak, yerel bir firma olan Ali Bey Re- sorts’larda konaklayan misafirlerimize dünya standartlarõnda hizmet sunduğu- muzu kanõtlõyor.” Geçmişte ve bugünde DİYARBAKIR Zengin tarihi eserlerin, ilginç yerel mimarinin, insanõ halaya çağõran hareketli türkülerin, unutulmaz lezzetlerin kenti Diyarbakõr. Görülmeyi fazlasõyla hak ediyor... 2010 programõnõ yapmõş, katalog- larõnõ bastõrmõş, hatta rezervasyonlara başlamõş, biz 2009 sarsõntõsõnõ yaşõ- yoruz. Yeni zamlar geliyor, petrol fi- yatlarõ, elektrik, su, artõ mutfak gider- leri artacak; hükumetin turizm için ge- çen sezon olduğu gibi bu sezon da iyi şeyler düşünmediği belli, sanõrõm kor- ku ve endişe bundan. Korkunun ecele faydasõ yok; o za- man yeni projeler üretilmelidir. Antalya bile hâlâ markalaşmaya çalõşõyor. An- talya tek başõna marka olma yolunda bile değil. Milyarca euro’nun sahipleri beş yõldõzlõ saray yavrusu otelleri, bi- reysel olanaklarõ ile tanõtmaya çalõşõ- yor. Müşterilerine değişik ve özendi- rici sunum veremiyorlar. Bir örnek; Antalya sahillerindeki şahane oteller- de 10 veya 15 gün hatta bir hafta ka- lan bir turist aynõ mutfağõ aynõ havu- zu aynõ denizi hatta diskodaki aynõ şo- vu izlemekten bõkmaz mõ. Hele hava koşullarõ (geçen hafta olduğu gibi) kö- tü olursa gelen turist odasõnda sõkõntõ- dan patlamaz mõ? Bunu elbette otel iş- letenler bilirler ama mutfaktan başla- yarak, animasyona ve diskodaki şov- lara dek değişim şart. Siz Paris’e git- seniz her gece meşhur Lido’ya gider misiniz, haftanõn her günü Eyfel’e çõ- kar mõsõnõz. O zaman ortak bir orga- nizasyon düşünmek gerek. Bu ucu açõk bir öneri sadece. Bu konuda uz- manlarõn elbette görüşleri olmalõdõr. Turizm yatõrõmlarõ Anadolu’ya ka- yacakmõş. Turizm Yatõrõmcõlarõ Der- neği (TYD) işe Mardin’den başlõyor. Yarõn Mardin’de yapõlacak yönetim kurulu toplantõsõnda bölgeye yapõlacak turizm yatõrõmlarõ görüşülecek. Top- lantõya Mardin Ticaret ve Sanayi Oda- sõ temsilcileri de katõlacak. Din ve kül- türlerin buluştuğu Mardin, peygam- berler kenti Şanlõurfa, Hristiyanlõğõn doğduğu Antakya’nõn inanç turizmine uygun rakipsiz bir bölge olduğunda dü- şünce birliğine varan TYD Yönetim Kurulu bölge halkõyla da görüşecek. TYD Başkanõ Turgut Gür “Mardin’de ilgili kişilerle konuşacağõz, Midyat’ta bir otelin açõlõşõna katõlacağõz ve izle- nimlerimizi değerlendireceğiz” diyor ve turizm yatõrõmlarõnõn Anadolu’nun başka bölgelerine de kaydõrõlacağõndan da söz ediyor. Ankara’dan gelen ha- berlere göre turizmde teşvik paketle- ri hazõrlanõyormuş. Haber ciddi kay- naklardan. Umarõz hükumet bu proje- yi de kendi adamlarõna kõyak çekmek için değil ülkenin turizminde yeni ufuklar açmak için uygular. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yönetmen: Abdülkadir Yücelman Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Zarife Selçuk Ek Koordinasyon: Özlem Kızıltepe Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişli-İstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya [email protected] Tel: 0 212 251 98 74-75 Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri turizm cumhuriyet.com.tr Almanya’da Türkiye yükseliyor A lman pazarõnda kõş döne- mi satõşlarõnõn durumunu ele alan araştõrma kuru- luşu Gfk, genelde yüzde 20’den fazla düşüşün yaşandõğõ pazarda yalnõzca Türkiye’nin yükselişte olduğunu ortaya koydu. Öte yan- dan önde gelen tur operatörlerin- den TUI, Thomas Cook ve Re- we’de satõşlarõn iki haneli gerile- me içinde olduğu da vurgulan- dõ.Kasõm 2009- Nisan 2010 dö- nemini ele alan tatil rezervas- yonlarõ verilerine göre satõşlardaki düşüş yüzde 22,5 olarak açõkla- nõrken, en büyük gerilemenin yüzde 34 ile aralõkta olduğu be- lirtiliyor. Türkiye yüzde bir artõşta Alman pazarõnda kõş dönemi satõşlarõnõn durumunu ele alan Gfk, genelde yüzde 20’den fazla düşüşün yaşandõğõ pazarda yalnõzca Türkiye’nin yükselişte olduğunu ortaya koydu. Kõş satõşlarõ gerileyen destinasyonlar içinde yüzde 42 ile Tayland, yüzde 33 ile Maldivler, yüzde 31 ile Mõsõr ve yüzde 24 ile Kanarya en yüksek gerileme oranlarõnõ yaşarken, yükseliş eğiliminde olan tek ülke Türkiye’nin yüzde dolayõnda artõşta olduğu belirtiliyor. Yapõlan çalõşmaya göre kõş dönemi için operatörlerin ayõrdõklarõ kapasitelerin genelde geçen yõl ile aynõ olduğu da belirtilirken, bazõlarõnda ise azaltma olduğuna işaret edildi. Diğer yandan kõş satõşlarõnda ciddi bir sorun olup olmadõğõnõ görmek için henüz zaman olduğunu belirten bazõ uzmanlar da kõsa ve orta mesafeli tatil seçeneklerinde son dakika eğilimlerinin belirleyici olabileceğini vurguluyorlar. TUR - İZM Abdülkadir Yücelman [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle