20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B Yaşar Kemal’e fahri doktora ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Çukurova Üniversitesi’nin (ÇÜ), ünlü yazar Yaşar Kemal’e üniversitenin yeni dönem açõlõş töreninin gerçekleştirileceği 7 Ekim’de “fahri doktora” unvanõ vereceği belirtildi. ÇÜ Basõn Bürosu’ndan yapõlan açõklamada, yeni akademik yõlõn açõlõşõ dolayõsõyla Mithat Özsan Amfisi’nde düzenlenecek ve il yöneticileri ile üniversite rektörü, dekanlar, öğretim görevlileri, öğrenciler ile birçok davetlinin katõlacağõ törende edebiyat dünyasõnõn ünlü isimlerinden Yaşar Kemal’e fahri doktora unvanõ verileceği duyuruldu. Özer’in şiirleri Danca’da Kültür Servisi - Bu yõl 30 Haziran’da yitirdiğimiz şair Kemal Özer’in şiirleri Danimarka’da yayõmlandõ. Aarhus kentinde bulunan Jorinde&Joringel yayõnevince “Kaerlighedsmoder” adõyla yayõmlanan kitap, ozanõn ‘Sevdalõ Buluşma ve Sõnõrlamõyor Beni Sevda’ adlõ kitaplarõndan seçilen 17 şiirden oluşuyor. Murat Alpar ve Peter Poulsen tarafõndan çevrilen kitabõn önsözünüyse geçen yõl Nâzõm Hikmet Şiir Ödülü’nü de kazanan Danimarkalõ şair Eric Stinus yazdõ. Ulusoy’a ikincilik ödülü Kültür Servisi - Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatlarõ Fakültesi Vurmalõ Çalgõlar Ana Sanat Dalõ öğrencisi Can Ünlüsoy İtalya’da katõldõğõ uluslararasõ yarõşmadan ikincilik ödülüyle döndü. Can Ünlüsoy, dünyanõn en önemli vurmalõ çalgõlar yarõşmalarõndan biri olan “Giornate della Percussione”ye katõlan ve aynõ zamanda ödül alan ilk Türk müzisyen oldu. Alfred Brendel 7 Ekim’de Boğaziçi Üniversitesi’nde bir konferans-konser verecek G eçen hafta İstanbul’da müzik sanatõ adõna iki olumsuz olay yaşandõ: Birisi Yõldõz Üniver- sitesi Rektörü’nün Sanat ve Tasarõm Fa- kültesi’ni ansõzõn Edirne yolundaki Da- vutpaşa Kõşlasõ’na göndermesiydi. Diğeri de beş yõldõr Cemal Reşit Rey Salonu’na eski saygõnlõğõnõ kazandõrmaya çalõşan, inanõlmaz ünlüleri art arda İstanbul’a ge- tirten sanat yönetmeni Yalçın Çetin- kaya’nõn işten el çektirilmesi. Bunlar bi- rer cümlede geçiştirilecek olumsuzluklar de- ğil. Kültür yaşantõmõza derin yaralar açacak, düşünülmeden alõnmõş kararlar. Öte yanda İstanbul’da İşSanat, Aksanat, Borusan Fi- larmoni, CKM, Süreyya Operasõ ve Boğa- ziçi Üniversitesi gibi kurumlar yeni sezon için ateşli bir hazõrlõk içindeler. Çağõmõza damgasõnõ vuran birkaç büyük piyanistten biri Alfred Brendel 7 Ekim Çar- şamba gecesi Boğaziçi Üniversitesi’nde bir konferans-konser verecek. Sanatçõ 2009’un Ocak ayõnda 78 yaşõna bastõğõ günlerde Lon- dra’da konser kariyerine veda etmişti. Yaşamõnõn her aşamasõnda olduğu gibi son derece kararlõ, planlõ bir davranõştõ bu. Na- sõl ölmek istersiniz diye sormuşlar bir kez: “En iyi ölüm anını seçmek olanaksız, ama çalmayı bırakma zamanını seçe- bilirsiniz. İyi durumdayken bırakmak! Hayatta yapmak istediğim daha çok şey var. Şimdi onların keyfini çıkartacağım” diyordu. Evet, Brendel, bundan sonra in- sanlarla daha içli dõşlõ olacağõ bir dinleti şekli seçti: Konferans-konserler. Belli baş- lõklar altõnda dünyanõn çeşitli köşelerinde hem anlatacak, hem çalacak. Brendel çok yönlü bir sanatçõ. Felsefeye, plastik sanat- lara ve özellikle edebiyata büyük ilgi duy- muş. Bir müzik düşünürü olarak pek çok makalesi var. Genç yaşõndan beri şiir yaz- mõş, onlarõ ‘One Finger Too Many’ ve ‘Cursing Bagels’ adlõ kitaplarda toplamõş. Bu dönemde çok keyif aldõğõ bir işi de şi- irlerini okuduğu dinletiler. NE BİR HARİKA ÇOCUK NE DE AKADEMİK EĞİTİMİ VAR Brendel bir harika çocuk değildir. Aile- sinde müzisyen de yoktur. Ne çabucak no- tayõ okuyup söken dehalardan birisidir, ne müthiş bir müzik belleğinin sahibidir, ne de akademik bir eğitim almõştõr. 5 Ocak 1931’de Kuzey Moravya’da dünyaya gel- miş, çocukluğunu Yugoslavya ve Avus- turya’da geçirmiş. Küçücük yaşõndan be- ri Mozart benzeri bir gözlemciliğe sahip. Mozart babasõnõn düzenlediği gezilerde tanõştõğõ kişileri öylesine gözlemlemiştir ki, onlarõ sonradan opera karakterlerine dön- üştürür. Brendel de ailesinin işlettiği küçük bir otelde tanõdõğõ insanlardan, dadõsõndan, ilk hocalarõndan yaşam boyu kendisini et- kileyecek dersler çõkarmõş. Babasõ Zagreb’e yerleştiğinde altõ yaşõndaki Alfred burada ilk kez piyano dersi alõr. Aile Graz’a gelip bir otel işletmeye başladõğõnda, o da kõsa bir süre bu kentin konservatuvarõnda okur. Bu- gün Brendel, bu gelenek dõşõ müziksel geç- mişini bir avantaj olarak kabul etmektedir. Bazen bir hocanõn çok fazla etkileyici ol- duğunu düşünürken, kendi kendini yetiş- tirmiş bir müzikçi olarak kendinden baş- kasõna güvenmeyeceğini öğrenmiştir. Bren- del için öğretmenlerden daha değerli olan, üstün piyanistleri ve şarkõcõlarõ dinlemek, şefleri izlemek ve de kendini dinlemektir. Teknik ise her eserin kendi içinden o yapõta özgü olarak doğar; saatler boyu yapõlan tek- nik çalõşmalarõ gereksiz bulur. İkinci Dün- ya Savaşõ’nõ bütün acõlarõyla yaşayan Bren- del, Baumgartner, Steuermann ve Fisc- her’in ustalõk sõnõflarõna katõlmõş, ayrõca Cortot ve Kempff’in etkileri onu yetişti- ren en önemli etmenler olmuştur. Brendel bugün diskografisi en zengin olan piya- nistlerden birisidir. Özellikle Haydn, Mo- zart, Schubert, Beethoven ve Liszt’in yapõtlarõnda odaklaşmõştõr. Doğallõğõ, esprili bakõşõ, yaşama sevin- ci onu ayrõcalõklõ kõlar. Boğaziçi’ndeki dinletisinde klasik müzikte betimleyici unsurlar taşõmayan yapõtlarõn da nükteli ola- bileceğini anlatarak, Haydn ve Beethoven’in piyano yapõtlarõndan örnekler sunacak. [email protected] Doğallõğõ, esprili bakõşõ, yaşama sevinci onu ayrõcalõklõ kõlar. Boğaziçi’ndeki dinletisinde klasik müzikte betimleyici unsurlar taşõmayan yapõtlarõn da nükteli olabileceğini anlatarak, Haydn ve Beethoven’in piyano yapõtlarõndan örnekler sunacak. Kültür Servisi - Dünyadaki karikatür müzeleri arasõndaki iletişimi yaygõnlaştõrmak amacõyla Anadolu Üniversitesi Karikatür Sa- natõnõ Araştõrma ve Uygulama Merkezi ta- rafõndan düzenlenen uluslararasõ toplantõ bugün saat 14.00’te üniversitenin kongre merkezinde başlõyor. Azerbaycan, Belçika, Bulgaristan, Endonezya, İran, Japonya, Lük- semburg, Sõrbistan ve Türkiye’den karika- tür müzesi yöneticileri ile ev sahibi konu- mundaki Anadolu Üniversitesi Eğitim Ka- rikatürleri Müzesi Müdürü Prof. Atila Özer’in katõlõmõyla gerçekleşecek toplantõ- lar sõrasõnda Dünya Karikatür Müzeleri ko- nulu bir sergi de açõlacak. Öte yandan, 17 Bulgar çizerin Bulgaristan- Avrupa Birliği ilişkilerini ele aldõklarõ kari- katürlerden oluşan sergi bugün Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Karikatürleri Müzesi salonunda açõlacak. Bulgaristan’õn aynõ zamanda müze niteliği taşõyan dünya- ca ünlü Gabrovo Mizah ve Hiciv Evi’nin dü- zenlemesiyle gerçekleşen sergi ekim sonu- na kadar açõk kalacak. Sergide Alla-Chav- dar Georgiev, Anatoliy Stankulov, Va- lentin Georgiev, Vaselin Zidarov, Dech- ko Nikolov, Zhivko Tenev, İvalio Tsvet- kov, İvan Kutuzov (Kuti), Ilian Sarkov, Lyubomir Mihailov, Plamen Panev, Ru- men Dragostinov, Svetlin Stefanov, Sto- yan Dechev, Hristo Komarnitski, Tsocho Peev ve Chavdar Nikolov’un 3’er yapõtõ yer alõyor. Arşivinde 460 bin sanat yapõtõ, kütüpha- nesinde 35 dilde 26 bin kitap ve dergi bu- lunduran Gabrovo Mizah ve Hiciv Evi, 1 Ni- san 1973’te kuruldu. Dünya üzerinde 20 bi- ne yakõn sanatçõ, yazar ve araştõrmacõ ile ak- tif iletişimi bulunan kurumun iki yõlda bir dü- zenlediği Uluslararasõ Mizah ve Hiciv Fes- tivali dünya çizerlerinin, satirik heykelci ve yergi yazarlarõnõn sürekli ilgi alanõ içerisin- dedir. Bienalin 1973’te yapõlan ilk yarõş- masõnda, karikatür dalõ büyük ödülünü ül- kemizden Erdoğan Bozok kazanarak Altõn Ezop heykelciğini almõştõ. Mizah öyküsü da- lõnda ise değişik yõllarda Aziz Nesin, Meh- met Semih ve Muzaffer İzgü de Altõn Ezop kazanmõşlardõ. Gabrovo Mizah ve Hiciv Evi, bunlar ya- nõnda mizah ve hiciv içeren heykel, sinema, müzik, dans ve tiyatro çalõşmalarõna da ola- nak tanõmakta, bu alanlarda yeni yorum ve araştõrmalara salonlarõnõ açõk tutmaktadõr. Türkiye’den Atila Özer ve Sadettin Ay- gün’ün üç boyutlu ortak heykel çalõşmala- rõ 2007’de ve bu yõlki bienalde ödüllendi- rilmişti. Müzenin arşivinde Turhan Selçuk, Semih Balcıoğlu, Yalçın Çetin, Tan Oral, Erdo- ğan Bozok, Erdoğan Başol, Kâmil Masa- racı, Semih Poroy, Can Göknil, Gürbüz Doğan Ekşioğlu gibi çizerlerimizin yapõtlarõ bulunmakta. Gabrovo Mizah ve Hiciv Evi’nin düzenlediği sergi bugün Anadolu Üniversitesi Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde açõlõyor. 17 Bulgar çizerin üçer yapõtõnõn yer aldõğõ sergi ekim sonuna kadar açõk kalacak. Çizer gözüyle AB ilişkileri Kültür Servisi - İsviçre’de göz- altõnda bulunan yönetmen Roman Polanski, avukatõnõn açõklamasõna göre gözaltõ sü- reci ve Amerika’ya giriş izni için savaşmak konusunda ka- rarlõ görünüyor. Öte yandan aralarõnda Michael Mann, Wim Wenders, Pedro Al- modovar, Monica Belluc- ci’nin de yer aldõğõ Polans- ki’nin serbest bõrakõlmasõ için imza verenlerin sayõsõ artõyor. Fransa Kültür Bakanõ Fre- deric Mitterrand ise Baş- bakan Sarkozy’nin durumu ciddiyetle takip ettiğini ve Polanski’nin serbest bõrakõl- masõ için Hilary Clinton’a gönderdikleri çağrõ mesajõnõn eğer İsviçre mahkemesi ke- faleti kabul ederse kõsa za- manda bir karara bağlanabi- leceğini söyledi. Yönetmenin ajansõ ise gözaltõnõn şaşõrtõcõ olduğunu çünkü Polanski’nin son 15 yõlda İsviçre’ye defa- larca gittiğini ve hatta orada evi olduğunu belirtti. Ameri- kalõ yetkililerin 40 gün için- de resmi bir iade isteği yap- malarõ durumunda Polans- ki’nin de İsveç mahkemele- rine temyize başvurabileceği belirtilse de Polanski’nin avu- katõ yönetmenin iade isteği- ni reddettiğini belirtti. HÂLÂ GÖZALTINDA Polanski’ye destek yağõyor GÖNÜL DÖNMEZ - COLİN MONTREAL - Kutluğ Ataman’õn video işleri “Fotoğraf Ayı” kapsamõnda Montre- al kentinde sergileniyor. Ataman’õn ‘1+1=1’ adlõ video çalõşmasõ, Kõbrõslõ şair Neşe Yaşin’in geçmişe doğru yol- culuğunu şairin kendi ağzõndan sunuşu daha çok bir monolog ha- vasõnda. Bir köşeye karşõlõklõ yerleştirilmiş iki videonun birinde şair, çocukluk anõlarõ yordamõyla ailenin gü- neyden kuzeye göçe zorlandõğõ günleri yeniden yaşõyor. Bazõ olaylarõ tüm ayrõntõlarõ ile anõmsasa da bel- leğin öznel olduğunun altõnõ çizerek anõla- rõnõn resmi bilgilerin etkisinde değişmiş ola- bileceğini vurguluyor. İkinci video ise ku- zeyden güneye yolculuk üzerine. Yaşin despot, mağdur ve kurtarõcõ rollerinin ko- layca yer değiştirebileceğine dikkati çekiyor ve Kõbrõslõ Rumlarõn despot olduğuna inan- dõğõ yõllarõn ardõndan kuzeyde yaşamaya baş- ladõğõnda onlarõn mağdur duruma düştüğü- ne tanõk oluyor. Özgür olduğuna kendini inandõrabilmek için bir- kaç kez gizlice geçiyor güneye. Tüm bu dene- yimler sõrasõnda kom- şunun komşuyu her za- man korumaya çalõştõ- ğõna tanõk oluyor. Aynõ galeride Ata- man’õn işlerine eşlik eden bir çalõşma ise Zineb Sedira’nõn ‘Anadil’ adlõ video üçlüsü. Cezayir, Fransa ve İngiltere arasõn- da yaşayan sanatçõnõn kõzõ ve annesi ara- sõndaki dil yetersizliğinden doğan iletişim- sizliği ele alan yapõtõ coğrafi ve kültürel uzak- lõklarõn anlayõş ve hoşgörü ile üstesinden ge- linebileceğine işaret ederek bir anlamda Ata- man’õn çalõşmasõnõ tamamlõyor. Kentin de- ğişik semtlerinde meraklõsõyla buluşacak olan ‘Fotoğraf Ayı’ 11 Ekim’e kadar sürecek. Göçveiçyolculuk MİMARLAR ODASI: Bakanõn açõklamasõ ‘subjektifbir değerlendirme’ Kültür Servisi - TMMOB Mimarlar Odasõ, Kültür ve Turizm Bakanõ Er- tuğrul Günay’õn bir basõn toplantõ- sõ sõrasõnda Ankara Atatürk Kültür Merkezi’ni “...çirkin ve estetikten yoksun...” olarak nitelemesi ve “ya- pının yıkılarak yerine 5 katı bü- yüklüğünde yeni bir müze yapıla- cağını” söylemesi üzerine kamuo- yuna bir açõklama yaptõ. Mimarlar Odasõ Genel Merkezi’nce yapõlan açõklamada, “Evrensel ve ulusal mimarlık söyleminde “çirkin” söz- cüğü bulunmadığı” hatõrlatõlarak müze yapõlacağõnõ açõklamasõnõn “gi- derek alıştığımız ardı olmayan, bilgi ve belge ile beslenmemiş, cı- lız bir söylem olmanın ötesine ge- çemediği” belirtiliyor. Bakanõn de- ğerlendirmesinin “subjektif bir de- ğerlendirme” olduğu ve kamusal bir yapõnõn ortadan kaldõrõlmasõ için ye- terli olmadõğõ da vurgulanõyor. Oda, Bakan’õn bina için “Türkiye’nin mimarlık tarihiyle bağdaşmadı- ğı” değerlendirmesini yaparken de tüm tarihsel, sanatsal ve bilimsel doğrularõ bir anda gözardõ ettiğine ve daha sonra gelecek kuşaklarõn “Cum- huriyetin mimarlık yapıtlarına iliş- kin kendi değerlendirmelerini yap- malarına olanak sağlanması ge- rektiği” gerçeğine de dikkat çekiyor. Kültür Servisi - Beyoğlu Belediyesi’nin “Kültürler Arası Sanat Diyalogları” tasarısı çerçevesinde Venezüella’nın önemli fotoğraf sanatçılarından José Carlos Gómez Pacheco’nun “Gü- ney” isimli sergisi yarın Beyoğlu Be- lediyesi Sanat Galerisi’nde açılıyor. José Carlos Gómez’in Türkiye’de açacağı bu ilk sergi 10 Ekim’e dek gö- rülebilir. Sergide, sanatçının Vene- züella’dan insan yüzlerini, ülkenin zenginliklerinden biri olan kakao bit- kisini ve ülkeye özgü daha pek çok de- tayı fotoğrafladığı 23 yapıt yer alıyor. (0 212 251 90 22) Venezüella’nıngözüBeyoğlu’ndaVenezüella’nıngözüBeyoğlu’nda Sergide Ilian Sarkov’un yapıtı da yer alıyor. EfsanepiyanistBrendelBoğaziçi’nde Alfred Brendel
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle