Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
29 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Ya Partilerin
Demokratikleşmesi?
Yılın en fazla yinelenen sözcüğü “açılım” par-
tilerimizin kapısını ne zaman çalacak? Ve öyle bir
şey düşlerden gerçeğe dönüşecek olursa, baş-
ta iktidardaki olmak üzere, hangisinden, “Bir sa-
niye bekler misiniz? Açıyoruz” sesi duyulacak?
1 Ekim’de yeni yasama yılı çalışmalarına baş-
layacak olan parlamentoda, “sayın” milletvekil-
lerinin yine, birer “lider vekili” olarak görev yap-
malarını kanıksamış olan statükocuların keyfini ka-
çıracak aykırı sesler duyulmaya başlandı.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, üç ay son-
ra toplanması planlanan olağan parti kurultayına
geniş bir tüzük değişikliği önermek için düğme-
ye bastığını söylüyor. Başta milletvekili adayları
olmak üzere, İl Genel Meclisleri ve Belediye
Başkanları ile üyelik adaylarının da bütün partili-
lerin katılımı ile belirlenmesini, örgüt kongrelerinde
ve kurultaylarda delegeleri genel merkezlerin
denetimi altına alan partiler yasası hükümlerinin
değiştirilmesini sağlayacak demokratik bir tüzü-
ğün, özellikle sosyal demokrat partiler açısından
gerekli olduğunu vurguluyor.
Türker’in cumartesi günü bu çalışmaları du-
yurmak amacı ile düzenlediği basın toplantısın-
da söylediklerini, pazar günü İstanbul’da Mus-
tafa Sarıgül’ün de kuracağı yeni partinin vazge-
çilmez kuralları olarak yinelemesini, özellikle
CHP yöneticileri dikkatle izliyor olmalılar.
Sarıgül, yola çıkarken, kendi adını vurgulayan,
portresine yer veren posterleri öne çıkartarak ve
bir yıldır birlikte çalıştığı ekibinin kimlerden oluş-
tuğunu gizlemeyi sürdürerek ilk yanlışını yaptı. Ge-
niş tabanlı yönetimlerde tek adamlılığın geçerli ol-
mayacağını unutmuş oldu.
1980 öncesinde, seçmenin beğenisine sunacağı
milletvekili adaylarını geniş katılımlı yoklamalar ile
belirlemeyi vazgeçilmez bir çalışma kuralı olarak
uygulayan Cumhuriyet Halk Partisi’nde bugün par-
ti içi demokrasinin üstüne bir şal gibi örtülmüş olan
lider egemenliği, grup çalışmalarını da olabildiğince
tekdüzeleştirdiği için, sadece o egemen gücün se-
sinin duyulması öngörülür oldu.
Karşılaştığım eski yol arkadaşlarımdan, ka-
muoyumuzun ana muhalefet partisinde yönetime
yönelen eleştirilerin sahipleri olarak tanıdığı kimi
değerli politikacıların yılgın bir şekilde tribün iz-
leyiciliğini seçmiş olduklarını duydukça, CHP’nin
kamuoyunda hak etmesi gereken yükseliş ivme-
sini niçin bir türlü yakalayamadığının nedenlerini
de öğrenmiş olurum. Parti içinden lider ve onun
yönetimini eleştirmek gibi bağışlanmaz bir günahın
sahibi olanlar için politika, çekiciliğini bu yüzden
yitirmiş sayılıyor.
O yolculuğa umut ve heyecanla başlamış olan
değerler, seçimler yaklaştıkça yeniden aday ola-
mayacaklarını bildikleri için, küskünleşiyor, eski
mesleklerine dönmenin yollarını arıyorlar.
Zira yapılacak seçimde partinin adayı olabilmek
sadece liderin iki dudağı arasından çıkacak “ica-
zet” ile gerçekleşebileceği için, kendisine görevini
halkın beklentileri doğrultusunda yapmadığını
söylemek gibi bir günah işlemiş olan kişi, afaro-
za uğramış kilise müdaviminden farksız bir konuma
düşmüş sayılıyor.
Partinin milletvekili ya da belediye meclisi
aday listelerinde yer alabilecek isimleri, o parti-
nin üyesi olan seçmenler oylama yaparak saptamış
olsalar, muhtemelen ön sıralarda yer alacak olan
onca “değerler”; yerlerini “genel başkanım çok
yaşa”cılara bırakarak dışlanmayı içlerine sindir-
mek durumunda kılıyorlar.
Sadece CHP’de mi?
Bu görüntünün sadece CHP için geçerli oldu-
ğunu söylemek tek kelime ile insafsızlık olur. DSP
nice yükselen değerlerini, niçin ve nasıl yitirmiş-
ti? O yitirmelerin yol açtığı erozyon, bir dönem-
lerin umut partisini bugün umudun, bundan böy-
le tek adamlarda değil, toplumun sorunlarına se-
çenekli reçeteler sunabilecek ekiplerin oluşturul-
ması gerektiği gerçeğini söyletiyor Masum Tür-
ker ve arkadaşlarına.
Ve tabii, “açılım” sözcüğünü politika ajandası-
na yerleştirmiş olan Erdoğan’ın da öncelikle
kendi partisi içinde demokrasinin abc’si olması ge-
reken kuralları, yani parti kongrelerinde birden faz-
la adayın yarışmasından korkulmaması gerekti-
ği kuralını içine sindirmesi gerekmiyor mu?
AKP, adaylarını eğilim yoklaması yöntemi ile be-
lirlediğini söylerken, sadece vitrin aldatmacası yap-
mış oluyor. Liderin her zaman ve koşulda son ve
asıl sözün sahibi olduğunu sadece gizlemeye yö-
nelik olan dolaylı demokrasi alıştırmaları, yurttaşları
yılgınlığa itiyor.
O yılgınlığı umuda döndürecek yeniliklere bu ne-
denle ihtiyaç olmalıdır. Siyasi partiler kendi yö-
netimlerini demokratikleştirmeyi başarmadan,
ülke yönetiminde açılım vaatlerinin inandırıcı ola-
mayacağını anlayacaklardır.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
İÜ’nün açõlõş töreninde konuşan Cumhurbaşkanõ ‘Büyük kuruluşlar daima yenilenmeye ihtiyaç duyar’ dedi
Gül’den ‘reform’ vurgusuİstanbul Haber Servisi - Üniversitelerin
akademik yõl açõlõşlarõ art arda gerçekleşiyor.
İstanbul, Maltepe, Kadir Has ve Kültür üni-
versitelerinin 2009-2010 akademik yõlõ dün
başladõ. İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) açõlõş
törenine katõlan Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, üniversitelerin asli görevinin Türki-
ye’nin meseleleriyle yakõndan ilgilenmesi ol-
duğunu belirterek “Üniversitelerin günlük
siyasi çekişmelerin merkezi olmasının, ge-
rekli fonksiyonlarını gölgelediği kanaatin-
deyim” dedi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ), 2009-2010 aka-
demik yõlõ açõlõşõ, dün İÜ’nün Vezneciler’de-
ki Fen Fakültesi’ndeki Ord. Prof. Dr. Cemil
Birsel Konferans Salonu’nda düzenlenen tö-
renle gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanõ Gül,
törende yaptõğõ konuşmada, Türkiyenin ilk
ve en büyük üniversitesi olan İÜ’nün aslõnda
Türkiye’deki “tüm üniversitelerin anası”
sayõlabileceğini vurgulayarak, mezun olduğu
İÜ’de, öğrencilik yõllarõnda bütün fikir adõm-
larõnõn, düşüncelerinin yeşerdiğini söyledi.
Gül, “Büyük köklü kuruluşlar daima
yenilenmeye ihtiyaç duyarlar. Bu bir ger-
çektir. Reform kelimesi buradan kaynak-
lanmaktadır. Bu, yeri gelir bir ülke için
geçerlidir, yeri gelir bir ticari işletme için,
yeri gelir üniversite için geçerli olur. Böy-
le büyük bir kurumun çağın gereklerine
göre kendisini yenilemesi de kaçınılmaz-
dır. Bu yöndeki bütün çalışmaları sonuna
kadar destekleyeceğim” dedi.
Protesto etti dışarı atıldı
Cumhurbaşkanõ Gül’ün konuşmasõnõ ta-
mamladõğõ sõrada konferans salonunun üst
bölümünde oturan ve Türkiye Gençlik Birli-
ği (TGB) üyesi olduğu belirtilen öğrenciler-
den biri “Sayın Cumhurbaşkanım üniver-
site gençliği, farklılıkları, bölünme için de-
ğil birlik için açılım istiyor” diye seslendi.
Öğrenci, sivil güvenlik görevlileri tarafõndan
salondan çõkarõldõ.
İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet ise de-
mokratik açõlõm konusu ile ilgili olarak
“Farklılıklarımızı zenginlik kabul ettiği-
miz için, mart ayında Kürdoloji Araştır-
ma Merkezi kurulması kararı alarak, de-
mokratik açılım konusunda da öncü ol-
duk” değerlendirmesini yaptõ.
Rektör Prof. Dr. Söylet, İÜ giriş kapõsõnõn
resminin bulunduğu bir tablo ile öğrencilik
dönemine ait üzerinde fotoğrafõ bulunan bel-
geyi Cumhurbaşkanõ Gül’e sundu. Konuş-
malarõn ardõndan İÜ Devlet Konservatuvarõ
Senfoni Orkestrasõ’nõn müzik sunumunu
dinledikten sonra Rektör Prof. Dr. Söylet ile
rektörlük binasõna geçti.
Konuşmasına izin verilmedi
İÜ Öğrenci Konseyi Başkanõ Seda Aker-
dem ise açõlõş töreni sõrasõnda, kendisiyle
birlikte öğrenci temsilcisi 18 kişinin açõlõş
törenine alõnmadõklarõnõ öne sürdü. Aker-
dem, “Her yıl açılış töreninde öğrenci kon-
seyinden birisi konuşma yapar. Ancak bu
yıl İÜ Edebiyat Fakültesi’nden bir öğrenci
konuşma yaptı. Atatürkçü olduğum için
konuşmama izin verilmedi” diye konuştu.
Akardem, daha sonra rektör yardõmcõlarõnõn
da araya girmesi üzerine Prof. Dr. Yunus
Söylet’in konuşmasõnõn yapõldõğõ sõrada salo-
na alõndõ.
Türkiye Gençlik Birliği, İÜ Öğrenci Kollektifleri ve Gençlik
Federasyonu üyesi öğrenciler, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, YÖK
Başkanı Yusuf Ziya Özcan ve İÜ Rektörü Yunus Söylet’i yaptıkları
açıklamalarla protesto ettiler. (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
Üniversite öğrencileri yaptõklarõ üç ayrõ gösteriyle taleplerini dile getirdiler
Açılıma, harçlara, irticaya protesto
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniver-
sitesi’nin (İÜ) öğrencileri, açõlõş törenine katõ-
lan Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Yüksek-
öğretim Kurumu (YÖK) Başkanõ Prof. Dr. Yu-
suf Ziya Özcan ve İÜ Rektörü Yunus Söylet,
üç ayrõ gösteri ile protesto edildi.
İstanbul Üniversitesi’nin akademik açõlõşõnõ
yapmak üzere törene katõlan Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, İÜ Fen Fakültesi kapõsõnda, tö-
renin olduğu saatlerde, Türkiye Gençlik Birli-
ği (TGB) üyesi bir grup tarafõndan protesto edil-
di. “Üniversite kapısı, açılımlara kapalı” slo-
ganlarõyla törenin yapõldõğõ bahçenin önüne ge-
len TGB’liler burada bir basõn açõklamasõ
yaptõ.
TGB İstanbul Şube Başkanõ Adnan Türk-
kan, Cumhurbaşkanõ Gül’ün İÜ’ye geliş ama-
cõnõn, açõlõmlarõnõ üniversitelere kabul ettirmek
olduğunu söyledi. Türkkan şöyle konuştu:
“Bunun için de İÜ’nün seçilmesi anlam-
lıdır. Açılım politikasının bir uygulaması ola-
rak İÜ’de Kürt Dili ve Edebiyat bölümü açı-
lacaktır. Burada amaçlanan Kürt yurttaş-
larımızın en doğal hakları olan tarihlerini,
destanlarını, kültürlerini öğrenmeleri de-
ğildir. Üniversitede açılacak bu bölümle
birlikte açılımlar akademik ortama taşına-
caktır. Anadil tartışmaları bu düzlemde
yürütülecektir. Anadilde eğitim ayrı bir
devlete giden yolda en önemli adımdır.”
İÜ Rektörü Yunus Söylet’in açõlõmlarõ des-
teklemesi halinde istifa etmesi gerektiğini sa-
vunan Türkkan, şunlarõ söyledi:
“Açılımlar için, YÖK tarafından geçen dö-
nem içinde atanan Rektör Söylet’in desteğe
ihtiyacı vardır. Söylet’in en büyük destek-
çilerinden biri de geçen aylarda fahri dok-
tor unvanı verdiği Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’dır. Bugün Tayyip Erdoğan ve Abdul-
lah Gül, atadıkları rektörle üniversitemizi
kendi dergâhları olarak görüyorlarsa büyük
yanılgı içindedirler. Söylet ise açılımları
uygulamaya kalkarsa görevinden istifa et-
melidir.”
İstanbul Üniversitesi Öğrenci Kollektifi üye-
si bir grup ise “AKP defol, üniversiteler bi-
zimdir”, “Gericiler dışarı, üniversiteler bi-
zimdir” sloganlarõ atarak bir protesto gösteri-
si yaptõ.
İÜ Öğrenci Kollektifleri adõna açõklama ya-
pan Burçin Şimşek, “Üniversitelilere kapı-
larını kapatan Söylet, açılış törenine kendi-
ni İÜ’ye rektör olarak atayan Abdullah
Gül’ü davet ediyor. Her yerde AKP’liyim di-
ye gezen Söylet, kendini göreve getirenlere
hiç ihanet etmiyor” dedi.
Harçlara yapõlan zamlarõn altõnda da rektör
Söylet’in de imzasõnõn bulunduğunu anõmsatan
Şimşek, “İÜ öğrencileri kimliğini sattırma-
mak için yakanı bırakmayacağız. Tüm bu
eğitimi özelleştiren, paralılaştıran uygula-
maların son dönemdeki uygulayıcısı AKP ik-
tidarı, onun atadığı Fethullahçı YÖK Baş-
kanı ve üniversite rektörleridir. Paralı eği-
tim ve gericiliği durdurana dek mücadele-
miz sürecek. Üniversitemizin açılış günün-
de ise 25 arkadaşımızın ceza aldığını öğ-
rendik. Bu cezalar 1 ay ile 5 dönem arasın-
dadır. Söylet, Başbakan Erdoğan’a dokto-
ra verirken öğrencilere ceza vermiştir” de-
di.
Gençlik Federasyonu üyeleri de yaptõklarõ
açõklamada, “Geçen sene başlattığımız ‘Üc-
retsiz ulaşõm istiyoruz, alacağõz’ kampanya-
mızı da bu yıl sürdüreceğiz” dediler.
Kurullara belediye başkanlarõ ve sanayi odasõ başkanlarõ da üye olarak katõlacak
Danışma kurulları geliyor
MAHMUT LICALI
ANKARA - YÖK’ün üni-
versitelerde “danışma kurul-
ları” oluşturulmasõnõ öngören
yönetmelik taslağõna göre be-
lediye ve sanayi odasõ baş-
kanlarõ kurul üyesi olarak ulu-
sal ve uluslararasõ akademik
konularla ilgili programlarõ
geliştirecek, üniversitelerin he-
deflerini belirleyecek. Danõşma
kurullarõnda alõnan tavsiye ni-
teliğindeki kararlar üniversite
yönetimine sunulacak.
YÖK, “Bologna Süreci”
kapsamõnda üniversitelerin
akademik faaliyetlerinde ve
stratejik planlamalarõnda yük-
seköğretim kurumlarõ dõşõn-
daki paydaşlarõn da görüşleri-
ne başvurulmasõ, destek ve
katkõlarõnõn alõnmasõ amacõyla
üniversitelerde danõşma ku-
rullarõnõn kurulmasõnõ öngören
yönetmelik taslağõnõ üniver-
site rektörlüklerine gönderdi.
Rektörlüklerden 17 Ekim
2009 tarihine kadar taslak hak-
kõnda görüş ve önerilerini
YÖK’e bildirmeleri istendi.
Yönetmelik taslağõna göre yük-
seköğretim kurumlarõnda eği-
tim programlarõnõn ilke, hedef
ve öğrenci kazanõmlarõnõn de-
ğerlendirilmesi ve gerek ulusal,
uluslararasõ gelişmeler, gerek
yükseköğretim paydaşlarõnõn
ihtiyaçlarõ doğrultusunda prog-
ramlarõn geliştirilmesi ama-
cõyla danõşma kurullarõnõn oluş-
turulmasõ öngörülüyor.
Taslağa göre danõşma ku-
rullarõna rektör, dekanlar, mes-
lek yüksekokulu koordinatörü,
üniversite içerisinde varsa TÜ-
BA üyesi olan öğretim üyele-
ri, üniversitelerin eski rektör-
leri üye olarak katõlacak.
Üniversite mensubu kurul
üyelerinin yanõ sõra danõşma
kuruluna üniversitenin bulun-
duğu ildeki sanayi ve ticaret
odasõ başkanlarõ veya temsil-
cileri; TMMOB’ye bağlõ mes-
lek odalarõnõn başkanlarõ, üni-
versite mezunlar derneği baş-
kanõ; il milli eğitim müdürü ve
diğer kamu kuruluşlarõ içinden
valiliğin belirleyeceği diğer
iki kurumun müdürü; üniver-
site senatosunun önerisiyle
üniversitenin bulunduğu ilde-
ki paydaş olan diğer sivil top-
lum örgütlerinden ikisinin baş-
kanõ; ilin belediye ya da bü-
yükşehir belediye başkanõ ve-
ya temsilcisi de üye olarak
katõlacak.
Yılda en az 2 kere
toplanacak
Üniversite rektörleri danõşma
kurullarõna başkanlõk edecek.
Kurul çalõşmalarõnõn sekretar-
yasõ rektörlük tarafõndan yü-
rütülecek. Üyelerin görev sü-
resi üç yõl sürecek, görev süresi
dolan üyeler tekrar görevlen-
dirilebilecek. Danõşma kurul-
larõ, başkanlõğõn yaptõğõ davet
üzerine bahar ve güz yarõyõllarõ
olmak üzere yõlda en iki kere
toplanacak. Gerekli görüldüğü
hallerde danõşma kurullarõ ola-
ğanüstü toplantõlar yapabilecek.
Danõşma kurullarõnõn gün-
demi, kurul başkanlarõ tara-
fõndan belirlenecek ve üyelere
toplantõdan önce bildirilecek.
Rektörlükler danõşma kurulu
üyelerine üniversitenin vizyo-
nu, misyonu, hedefleri ve il-
keleri; danõşma kurulundan
beklentilere ilişkin birer yazõ
gönderecek.
ODTÜ REKTÖRÜ ACAR:
Ülkenindurumu
endişeverici
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar,
“Ülkemizin yasama, yargı ve yürütme
erklerini temsil eden en önemli kurum-
larını yıpratmaya devam eden iç çatış-
malar, toplumumuzda düşünen, eleşti-
ren kesimleri yıldırma çabaları ve diya-
log eksikliği, önümüzdeki önemli sorun-
ların çözümü konusunda endişe duyma-
mıza neden olmaktadır” dedi.
Yeni akademik yõlõn başlamasõ nedeniyle
ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde dü-
zenlenen törende konuşan ODTÜ Rektörü
Acar, kurumlarda liyakata dayalõ kültürün
desteklenmesi ve tüm Türkiye’de yaygõn kõ-
lõnmasõnõn çok önemli olduğunu ifade ederek
YÖK’ü de eleştirdi. Acar, “Uluslararası bir
İngilizce sınavında, Türk öğrencilerin al-
dıkları puanlar Avrupa ülkeleri sıralama-
sında sondan ikinciyse, bunun çözümü öğ-
rencilerden ve öğretim üyelerinden iste-
nen İngilizce sınav puanlarının düşürül-
mesi olamaz. Çözüm, yabancı dil eğitimi-
ne gereken önemi vermek, etkili İngilizce
eğitim olanaklarını tüm topluma yaymak-
tır” dedi. Öğrenci affõ uygulamasõnõ da eleş-
tiren Acar, askeri okullardan ilişiği kesilen
öğrencilerin Boğaziçi, ODTÜ gibi üniversi-
telere yerleştirilmesine de tepki göstererek,
“Özellikle başka eğitim sistemlerinden
farklı nedenlerle ayrılmış olan kişilerin
bir af yasasıyla, herhangi bir liyakat aran-
maksızın üniversitelere yerleştirilmesi, yi-
ne bildiğimiz kadarıyla dünyada örneği
olmayan, akademik dünyamızı ve kamu
vicdanını son derece rahatsız eden bir ta-
sarruftur” diye konuştu.
KAYAKÖY’DE 6 ÖĞRENCİ EKSİK DİYE OKUL KAPATILIYOR
Kapatmakararõnatepki
KÜTAHYA (Cumhuriyet) -
Kütahya’nõn Gediz ilçesine bağlõ
Kayaköy beldesindeki ilköğretim
okulu 6 öğrenci eksik diye kapatõl-
dõ. Yöre halkõ karara tepki gösterdi.
1924 yõlõnda açõlan Kayaköy İlk-
öğretim Okulu’nun kapatõlma kara-
rõna öğrenciler ve veliler toplanarak
protesto gösterisi yaptõ. Ardõndan
Gediz Kaymakamlõğõ önünde pro-
testolarõnõ devam ettiren yurttaşlara
CHP İlçe Başkanõ Şeref Han da
destek verdi. Gediz Kaymakamõ İs-
mail Çorumluoğlu, göstericilerden
5 kişilik bir heyeti kabul etti.
Eylemde basõn açõklamasõ yapan
Kayaköy Belde Belediye Başkanõ
Erdoğan Dirican, “1924 yılında
açılmış, nice beyinler yetiştirmiş,
geçmişi başarılarla dolu Kayaköy
İlköğretim Okulu’nun altı öğren-
ci eksik diye kapatılması vicdan-
ları sızlatmaktadır” dedi. Okulun
kapatõlmasõyla ilgili sürecin soru
işaretleri bõraktõğõna dikkat çeken
Dirican, “Bu soruların cevapları-
nı Kayaköy, Saruhanlar, Değir-
menköy, Aşıkpaşa ve Soğuksu
halkı bilmektedir. Bu soruların
cevapları 29 Mart 2009 tarihin-
den sonraki süreçte saklıdır” diye
konuştu.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nce
toplanan komisyonun kararõ 27 Ha-
ziran’da vermesi gerekirken, bunu
3 Temmuz seçimlerinden sonraya
bõraktõğõnõ vurgulayan Dirican, ay-
rõca komisyon kararlarõnõn da bir-
kaç kez değiştirildiğini söyledi.
Okulun geçen yõllarda da 6 eksik
öğrencisiyle faaliyette olduğuna
işaret eden Dirican, yetkililerden
“Niçin 29 Mart 2009 seçim süre-
cinden sonra birden kapatma ka-
rarı verilmiştir?” sorusuna yanõt
vermelerini istedi.
Çankaya’da da
akademik yõl başladõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çankaya
Üniversitesi’nde de yeni akademik yõl nedeniyle
tören düzenlendi. Törende konuşan Rektör Prof.
Dr. Ziya Burhanettin Güvenç, dürüstlük, akõl ve
bilimin güzel şeylerin olma olasõlõğõnõ; sahtekâr-
lõk ve cehaletin ise kötülüklerin meydana gelme
olasõlõğõnõ arttõrdõğõnõ belirtti.
Güvenç, “Örnek vermek gerekirse, binaların
orta şiddetli bir depremde bile yıkılması, dere
yatağına evlerin yapılması, deniz kenarındaki
şehirlerin bile sele maruz kalmasının altında iş
ahlakının zayıflığı ve iş bilmezlik yatmaktadır.
Meydana gelen büyük zarar takdiri ilahi değil-
dir” dedi.
Çankaya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Baş-
kanõ Sıtkı Alp ise “Küresel ekonomik kriz-
den etkilenilmemesi için bu öğretim yılın-
dan sonraki iki öğretim yılında, 2010-2011
ve 2011-2012 öğretim yıllarında eğitim öğ-
retim ücretlerine hiçbir şekilde zam yapma-
yacağız” diye konuştu.