Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
29 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
Küresel kriz nedeniyle krize girmiş
işyerleri için kolaylık olması bakımın-
dan Resmi Gazete’nin 13.01.2009 ta-
rih ve 27109 sayılı nüshasında “Kı-
sa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödene-
ği Hakkında Yönetmelik” yayımlan-
mıştı. Bu ödenekten kimler yararlan-
dı, nasıl yararlanılacak hatırlamakta
yarar var. Çünkü son sel felaketi ne-
deniyle büyük zarara uğrayan işlet-
meler söz konusu. Ayrıca çalışanlar ve
işletmeler arasında ekonomik sıkıntı-
ya girersem İŞKUR işçilerin parasını
ödüyormuş gibi yanlış bir kanaat de
oluşmuş durumda. Bu yönetmeliğe
göre 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Ka-
nunu’na göre sigortalı sayılan kişile-
ri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran
işverenin, genel ekonomik kriz veya
zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık
çalışma sürelerini geçici olarak önem-
li ölçüde azaltması veya işyerinde faa-
liyeti tamamen veya kısmen geçici
olarak durdurması hallerinde, ba-
kanlıkça taleplerin uygun görülmesi
şartıyla işçilere kısa çalışma ödene-
ği ödenir.
Kısa çalışma ise şöyle tanımlanıyor:
En fazla üç ay süreyle; işyerinde uy-
gulanan çalışma süresinin geçici ola-
rak en az üçte bir oranında azaltılması
veya en az dört hafta süreyle işye-
rindeki faaliyetin tamamen veya kıs-
men durdurulması kısa çalışmadır.
Zorlayıcı sebeplerse, işverenin ken-
di sevk ve idaresinden kaynaklan-
mayan, önceden kestirilemeyen, bu-
nun sonucu olarak bertaraf edilmesine
olanak bulunmayan, dışsal etkilerden
ileri gelen, geçici olarak çalışma sü-
resinin azaltılması veya faaliyetin ta-
mamen veya kısmen durdurulması ile
sonuçlanan deprem, yangın, su bas-
kını, salgın hastalık, seferberlik ve ben-
zeri nedenler olarak sayılıyor.
İşveren bu hallerden biri içinde ise
İŞKUR’un belirlediği formatta işçiler-
le ilgili ve diğer istenen bilgileri İŞ-
KUR’a ve iş müfettişlerine vererek ta-
lepte bulunur. İş müfettişleri durumu
inceleyerek kısa çalışma ödeneğinin
verilip verilmeyeceğini tespit ederek
bir rapora bağlayarak kuruma verir-
ler.
Kısa çalışma ödeneği işsizlik öde-
neği miktarı kadardır. Yani işçinin
kısa çalışma ücreti alabilmesi için
4447 sayılı kanunun 50. maddesine
göre çalışma süreleri ve işsizlik si-
gortası primi ödeme gün sayısı bakı-
mından işsizlik ödeneğine hak ka-
zanmış olması gerekmektedir.
Bu şartları şöyle sıralayabiliriz:
- Bir kere işyerinde son 120 gün sü-
rekli çalışıyor olması,
- Son üç yılda 600 gün işsizlik pri-
mi ödeyerek sürekli çalışmış olması,
gerekmekte,
- Verilen ücret, prim ödeme gün sa-
yılarına göre aylık 400-800 TL ara-
sında değişmektedir.
Bugüne kadar İŞKUR bu yılın ilk 8
ayında ekonomik kriz sebebiyle ‘işten
atılma’ noktasına gelen 326 bin 584
işçiye maaş ödedi. Öte yandan İs-
tanbul’da sel felaketiyle kapanma
noktasına gelen Basın Ekspres Yolu
üzerinde faaliyet gösteren ve selden
büyük zarar gören 11 işverenin, 1026
işçinin maaşının İşsizlik Sigortası Fo-
nu’ndan ödenmesi talebini de kabul
etti. Bu da aylık yaklaşık 40 bin-80 bin
lira, altı ayda 300-500 bin liralık bir
katkıyı ifade etmektedir.
Peki bu olanağı sağlayan işsizlik
fonu ne âlemde diye bakarsak
31.08.2009 tarihi itibarıyla şu bilgi-
lere ulaşmaktayız: Fonun girişler
toplamı; 15 milyar 99 milyon TL İş-
çi ve İşveren primi, 5 milyar 116 mil-
yon TL Devlet Katkısı, 15 milyon
621 bin TL İdari Para Cezası, diğer
gelirler 461 milyon 718 bin TL olmak
üzere toplam 48 milyar 515 milyon
TL olarak gerçekleşmiştir. İşsizlik
Sigortası Fonu toplam varlığı, çı-
kışlar toplamı 5 milyar 573 milyon
TL düşüldükten sonra 42 milyar 942
milyon TL’dir. İşsizlik sigortasının
uygulamaya başlandığı Mart 2002
tarihinden 31.08.2009 tarihine ka-
dar sisteme 1.890.828 kişi başvu-
ruda bulunmuş, 1.641.916 kişi iş-
sizlik ödeneği almaya hak kazan-
mıştır. Mart 2002 tarihinden Ağus-
tos 2009 tarihine kadar toplamda
yaklaşık 2.6 milyar TL İŞKUR öde-
me yapmıştır.
İşsizlik fonuna kanca atılmazsa
İŞKUR iyi işler yapabilecek gibi gö-
züküyor.
Kriz ve Doğal Felaketlerde İşçiye Ücretini İŞKUR ödüyor
M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
Özal’ın en güçlü olduğu günlerde, ABD’de BM top-
lantısı görüntülü, Başbakan Erdoğan’ınkine çok ben-
zer, ikili görüşmelerin ağır bastığı, önemli gündem mad-
deleri olan gezinin görüşmeleri sürerken tamamen rast-
lantısal biçimde Türkiye masasının en yetkili kişisiy-
le olan randevumuz nedeniyle görüşüyorduk. Soru-
yu kendisi sorup, yine kendisi yanıtladı; Özal’ın pek
çok önemli konuda pek çok beklenti söz konusu iken,
ABD’deki üst düzey görüşmelerinden en önemli ya-
rarın, nelerin olamayacağını öğrenmesi olacağını
söyledi. Kibarca Türkiye cephesinin büyük beklenti-
leri üzerine soğuk su içilmesini tavsiye etti...
Tabii ki o günden bugüne köprülerin altından çok
sular aktı. Yine de çok daha sorunsuz bir dönemde,
ABD’nin bir dediğini iki etmemiş bir iktidarın, ABD için
bedeli yokmuş sayılabilecek ölçekte kimi kararlarla
Türkiye ekonomisinin zıplatılması, Özalizmin geleceğe
dönük çok anlamlı desteklenmesi beklentilerinin
üzerine bir bardak soğuk su içtirilmesinden söz edi-
yoruz... Gerçi Türkiye masasının en yetkili kişisi, so-
rusu ve yanıtları ile ABD siyasi iktidarının sorunu ol-
mayan bir iktidarı bile kendi ülkesi koşulları, demo-
kratik düzeni içinde istediği gibi destekleme lüksü-
nün olmadığı mazeretlerini saymayı, gerekçelendir-
meyi amaçlamıştı. Doğrusu yeterince inandırıcı de-
ğildi. Kişisel kanım, 12 Eylül darbe yönetiminin,
Özalizmin yeterince kullanıldığı, etkili işlevlerinin bit-
tiği yönünde olmuştu...
Emre Kongar Hoca’nın dünkü ve bugünkü yazı-
larını okumadan, “Başbakan Erdoğan’ın ABD seya-
hatinin en önemli yararı nelerin olamayacağını öğ-
renmesi olmuştur” anlamına gelen, dönemin Türki-
ye ile ilişkilerde görevli ABD’nin en yetkili ağzından
çaldığım söylemi, bugünkü yazımın başlığı yapmayı
daha önceden kararlaştırmıştım. Emre Hoca’nın iki
yazısı, değerlendirmeleri bana yol gösterici oldu...
Obama’nın ABD karşıtlığı politikaları ister tehdit, is-
ter uyarı amaçlı “Amerika’nın ulusal çıkarlarını koru-
duğumuz için kimseden özür dileyecek değiliz” söy-
lemi, Emre Hoca’nın da altını çizdiği üzere gelişme-
lerin en ders verici-alıcı özeti.
Satır arası bir ayrıntı; Obama’nın giderayak Baş-
bakan Erdoğan’a seslenip ikili, kısa süreli bir görüş-
meye alması. Kimi önceden gündeme gelmiş proje-
lerin ne aşamada olduğunu sorgulamak, anlamaya
çalışmak olabilir mi? Başbakan Erdoğan’ın ABD’den
ayrılırken yaptığı basın toplantısındaki söyleminde
Irak’tan, yaşananlardan ders alınarak İran’a saldırı-
ya karşı durmasını, diğer nükleer silahlanan ülkeler
gerçeğini anımsatmasını, Gazze’de fosfor kullanımı-
nın kitle imha anlamına geldiğini anımsatmasını des-
teklemiş. Erdoğan’ın Türkiye’ye dönüşünde ABD fa-
tihi olarak karşılanmadığının da altını çizmiş.
Değişen dünya dengelerinde, ABD’nin kaçınıl-
maz proje değişikliklerinde, Türkiye’nin çıkarlarına yö-
nelik kimi olumlu gelişmelerin olması, bunlardan ya-
rarlanmak başka; iktidarının selameti uğruna Türki-
ye’nin çıkarlarını bir kenara atıp, dahası çıkarlarımızla
çatışma pahasına ABD çıkarları uğruna yeni projelerde
rol üslenmek çok başka...
Başbakan Erdoğan’ın BM konuşması ya da G20’ler
ortamında Türkiye’nin çıkarları ile çatışan konularda,
Türkiye’nin zorlanmasına karşı duruş sergileyememesi
bir zaaf olsa da. Basın toplantısının içeriği daha faz-
la zorlandığı noktalarda nelere evet diyemeyeceğinin
altının çizilmesi gibi bir yanıt, uyarı çabası olabilir mi?
Doğrusu daha ilkeli bir duruş izlenimi veren basın
toplantısı içeriğinin de, Erdoğan hükümetlerinin Tür-
kiye için asıl riskli konularda izlediği politikaları içer-
diği kanısını taşımıyorum. Türkiye’ye dönerken onur-
lu bir duruş sergileme vitrini gibi. Malum vitrin için ABD
bile, barış masası sayılamasa da İsrail’i Filistinlilerle
ortak toplantıya zorlamıştı. İran’da yeni nükleer ça-
lışmalarla ilgili raporlar karşısındaki çıkışının ise za-
ten Rusya onaylı, nükleer füzelerden vazgeçme
ödünü karşılığı olduğunu dünya öğrendi. Konuşma-
nın sertliğine karşın kimse ABD’nin gündeminde İran
saldırısı olabileceğine ciddi gözle bakmıyor.
Türkiye’nin Kürt-Ermeni açılımları, Kıbrıs, NA-
TO’da yeni roller, Afganistan görevlendirmeleri, Pa-
kistan projelerinde, Irak yönetimi ile ilişkilendirmede,
Ortadoğu’yla ilgili yeni stratejilerde biçilen rolleri, hat-
ta gündemimizden çıkmış gibi gözükse de hep gün-
demimizde olan AB üyelik ilişkilerinde.. biçilen rollerle
ülke çıkarlarının önceliği arasındaki dengeler çok da-
ha önemli ve anlamlı. Başbakan Erdoğan’ın ABD ge-
zisinden bu konulara ilişkin herhangi bir ipucu yok.
İkili görüşmelerde hangi çizgilere gelindi, neler istendi,
neler verildi, nelerde kırmızı çizgiler çizilebildi.. Hiç-
bir fikrimiz yok..
Türkiye’nin bölgesindeki gücü, siyasi dengelerdeki
rolü, komşularıyla sınır kavgalarının bitirilmesi büyük
barış projeleri üzerinden abartılı umutlar pompalan-
dıkça, gerçekler üst düzey düşler olarak pazarlan-
dıkça.. kaçınılmaz kaygılarımız sürüyor, büyüyor...
soner@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Neyin Olamayacağını
Öğrenmek..
Zarar ya da sõfõr gelir beyan eden binlerce doktor ve eczacõya 6 ay sürecek vergi incelemesi geliyor
ANKARA (AA) - Maliye Bakan-
lõğõ, 1 Ekim Perşembe gününden iti-
baren Türkiye’deki bütün doktor,
avukat ve eczacõlarõ vergi inceleme-
sine alacak. Gelir İdaresi Başkanlõ-
ğõ’ndan edinilen bilgilere göre, vergi
denetim elemanlarõ, perşembe gü-
nünden itibaren 6 ay boyunca 38 bin
590 avukat, 23 bin 814 eczacõ, mua-
yenehane ve özel sağlõk kuruluşlarõnda
çalõşarak gelir vergisi beyannamesi ve-
ren 12 bin 458 doktor nezdinde sek-
tör incelemesi yürütecek.
Denetimler sõrasõnda Sağlõk Ba-
kanlõğõ, Adalet Bakanlõğõ, icra daire-
leri, Gelir İdaresi Başkanlõğõ Veri
Ambarõ ve ilgili diğer kuruluşlarõn ve-
rilerinden de yararlanõlacak.
Gelir İdaresi Başkanlõğõ’nõn, ince-
leme öncesi doktor, avukat ve ecza-
cõlarõn bu yõl verdiği gelir vergisi be-
yannamelerini değerlendirmeye al-
masõnõn ardõndan avukatlarõn yüzde
17.3’ünün, doktorlarõn yüzde 11.6’sõ-
nõn, eczacõlarõn da yüzde 4.3’ünün za-
rar ya da sõfõr gelir beyan ettiği gö-
rüldü.
Avukatlarõn yüzde 34’ü, doktorla-
rõn yüzde 28.2’si, eczacõlarõn ise yüz-
de 6.7’si, vergide yüzde 15’lik orana
tabi ilk dilim olan 7 bin 800 liranõn al-
tõnda gelir elde ettiğini bildirdi.
İlk sonuçlardan sonra
yerinde inceleme
Bütün doktor, avukat ve eczacõla-
rõn yõllõk gelir ve kurumlar vergisi be-
yannameleri, ‘Veri Ambarı’ndaki
diğer bilgilerle çapraz kontrole tabi tu-
tulacak, bunlara ilişkin risk analizle-
ri yapõlacak. Elde edilen sonuçlar da
vergi dairesi başkanlõklarõ ile defter-
darlõklara gönderilecek. Her ilde oluş-
turulacak ekipler, gelen bilgiler õşõ-
ğõnda harekete geçecek.
Analiz çalõşmalarõ sonucunda risk-
li bulunan doktor, avukat ve eczacõ-
lar yerinde incelemeyle denetime ta-
bi tutulacak.
İncelemeler sonucunda vergi kaçõ-
ranlar hakkõnda raporlar düzenlenecek
ve cezalõ tarhiyata başvurulacak.
38 bin 590 avukat, 23 bin
814 eczacõ, muayenehane ve
gelir vergisi beyannamesi
veren 12 bin 458 doktor
incelenecek. Vergi
kaçõranlar hakkõnda raporlar
düzenlenecek ve cezalõ
tarhiyata başvurulacak.
PİLOT ÇALIŞMA YAPILDI
5.2 milyar Avro’luk
satõn alma
İlaç fiyatındaki düşüş yüzde 40’ı bulur
Ekonomi Servisi - Resmi Gazete’nin 18 Ey-
lül’deki sayõsõnda yayõmlanan Sağlõk Uygulama
Tebliği’nde, bazõ ilaç gruplarõnda uygulanacak in-
dirim oranlarõnõn kapsamõ genişletildi. Tebliğde-
ki değişiklikten önce, ilaçlarõn baz iskonto oran-
larõ orijinal ve jenerik ayrõmõ yapõlmaksõzõn yüz-
de 11 olarak uygulanõyordu. Değişiklikle beraber,
yüzde 11’lik indirime ek olarak, “20 yıllık olarak
belirlenmiş ilaçlar arasında olan eşdeğer gru-
bunda olup perakende satış fiyatı 10 TL’nin
üzerinde olan ve jeneriği olmayan orijinal
ilaçlara yüzde 24 indirim” yapõlacak.
Tebliğde, Yurtdõşõ İlaç Fiyat Listesi’nde fiyat de-
ğişikliği yapõlan ilaçlarla listeye eklenen ilaçlar da
yayõmlandõ. Tebliğin yurtdõşõ fiyat ve ilaç listesi-
ne ilişkin hükümleri 14 Eylül 2009 tarihinden ge-
çerli olmak üzere yürürlüğe girdi. İlaçlardaki is-
kontolara ilişkin hükümler ise tebliğin Resmi Ga-
zete’de yayõmlanmasõndan 45 gün sonra yürürlüğe
girecek. İlaçlarda indirimlere ilişkin hükümlerinin
yürürlüğe girmesiyle neredeyse bütün ilaçlarõn fi-
yatlarõnda yüzde 40’a varan düşüşler olmasõ bek-
leniyor. Konuyu AA muhabirine değerlendiren
Konya Eczacõlar Odasõ Başkanõ Harun Kızılay,
şunlarõ kaydetti: “Neredeyse bütün ilaçlarda yüz-
de 40’a varan bir fiyat düşüşü yaşanacak.
Bunu Türkiye’deki 24 bin eczanenin karşıla-
yabilmesi mümkün değil. Kira ve personel gi-
derleri çok arttı. Türkiye’de 24 bin eczanede
yaklaşık 100 bin kişi çalışıyor. Eczacıları çok
sıkıntılı günler bekliyor. Bunlar çok sayıda ec-
zanenin kapanması demektir.”
4kişilikaileninaçlõk
sõnõrõ 750 TL
Ekonomi Servisi - Türk-İş, eylül
ayõnda 4 kişilik bir ailenin açlõk sõ-
nõrõnõ 750, yoksulluk sõnõrõnõ 2 bin
442 TL hesapladõ.
Türk-İş’ten yapõlan yazõlõ açõk-
lamada, elektriğe yapõlan yüzde
10’a ulaşan zammõn henüz harca-
malara yansõmadõğõ kaydedildi. Bu-
na göre, eylülde dört kişilik bir ai-
lenin sağlõklõ, dengeli ve yeterli
beslenebilmesi için yapmasõ zo-
runlu gõda harcamasõ (açlõk sõnõrõ)
bir önceki aya göre yüzde 1.32
oranõnda artarak 749.81 TL’ye çõk-
tõ. Gõda ile birlikte yapõlmasõ zorunlu
olan kira, yakacak, elektrik, su gi-
bi konut, ulaşõm, giyim, sağlõk,
eğitim gibi harcamalar da dikkate
alõndõğõnda yoksulluk sõnõrõ bir ön-
ceki aya göre 29 TL yükselerek 2
bin 442,39 TL oldu.
Ekonomi Servisi - Belçikalõ kim-
ya devi Solvay, ana işlerine yoğun-
laşmak için ilaç birimini 5.2 milyar
Avro’ya ABD’li Abbott Laboratori-
es’e satma kararõ aldõ.
Brüksel merkezli Solvay’dan yapõ-
lan açõklamada, Abbott’un, geçen
yõlki cirosu 2,7 milyar Avro’yu bulan
ve dünya genelinde 9 binden fazla ça-
lõşanõ bulunan Solvay İlaç için 4,5 mil-
yar Avro nakit ve performansa bağlõ
olarak 300 milyon Avro ek ödemede
bulunacağõ ve yaklaşõk 400 milyon
Avro borcu üstleneceği belirtildi.
Satõş işlemlerinin 2010’un ilk çey-
reğinde tamamlanmasõnõ beklediğini
bildiren Solvay, kimya ve plastik
sektöründe büyüyeceğini açõkladõ.
Balõkçõnõn ‘kaykay’ kabusu
Hattuşa Astyra kapılarını açtı
Ekonomi Servisi - Avrupa’nõn en büyük termal
tesisi olma hedefiyle yola çõkan Hattuşa Astyra Ther-
mal Resort & Spa, Edremit’in Güre beldesinde 50
milyon Avro’luk yatõrõmla hizmete açõldõ.
Kaz Dağlarõ’nõn eteğinde yer alan tesiste toplam
1500 yatak kapasiteli otel, devre tatil apartlarõ ve sağ-
lõk kür merkezleri bulunuyor. 5 yõldõzlõ otelde kalanlar
sağlõk taramalarõnõn ardõndan kür programlarõna yön-
lendirilirken, spa, fizik tedavi ve rehabilitasyon
merkezi, tedavi amaçlõ gelenlere hizmet veriyor. Tür-
kiye Jeotermal Enerji Kaynaklarõnõ Araşõrma ve Ko-
ruma Vafõ Başkanõ ve Hattuşa AŞ Yönetim Kuru-
lu Başkanõ Mehmet Ali Doğan, tesisin fiziki bü-
yüklük ve imkânlarõ ile Avrupa’nõn en büyüğü ol-
duğunu belirtti. Doğan, “Kuzey Ege hava kalitesi
ve termal zenginlikleri ile Türkiye’nin gelecek-
teki turizm cennetidir. Yakında açılacak Akçay
Körfez Havaalanı ile bölge Avrupa’nın termal
başkenti olmaya adaydır” dedi.
Marmara’da ‘kaykay’ olarak adlandõrõlan
jelimsi tabaka, balõkçõlarõn kâbusu haline gel-
di. Gemlik Balõkçõlar Derneği Başkanõ Hü-
seyin Dalarel, 1 Eylül’de denize açõldõkla-
rõnõ, ancak eli boş döndüklerini kaydetti. Bir-
çok balõkçõnõn teknelerini satmayõ planladõ-
ğõnõ dile getiren Dalarel, yetkililerden çözüm
bulmalarõnõ istedi. Dalarel, şöyle devam et-
ti: “Marmara’da kâbus haline gelen kay-
kay, yine en büyük sorunumuz oldu. Kay-
kay yüzünden balık avı sağlıklı yapılamı-
yor. Balıkçılar, daha geniş aralıkları bu-
lunan ağlarla denize açılmak için hazırlık
yapıyor. Diğer ağları kaykay yüzünden de-
nizden bile çıkaramıyoruz. Geniş aralık-
lı ağlarla da sonuç alacağımızı sanmıyoruz
ama denemekte fayda var. Kaykay yü-
zünden Marmara Denizi’nde balıkçılık so-
na erecek. Çelik halatların bile kopması-
na yol açıyorlar. Direkleri kırıyorlar, ma-
karaları koparıyorlar. Hatta büyük bir ba-
lıkçı teknesi kaykay yüzünden neredeyse
batıyordu. Ağlar kaykay ile dolunca balık
tutamıyoruz. Her gün hortumlarla ağlar-
dan jel temizliyoruz.”
Marmara Denizi’nde, bilim adamlarõnõn
bir deniz anasõ türünün sebep olduğunu bil-
dirdikleri, balõkçõlarõn ‘salya’ veya ‘kay-
kay’ diye adlandõrdõğõ avlanmayõ olanak-
sõz hale getiren beyaz jelimsi tabaka, ağ-
larõ ağõrlaştõrarak dibe doğru çekiyor ve gö-
zeneklerini tõkõyor. (AA)
Maliye avukatlarõn peşinde
Gelir İdaresi Başkanlõğõ, 3 sektöre yö-
nelik kapsamlõ vergi incelemesi önce-
sinde eczacõlarla ilgili olarak Antalya,
Gaziantep ve Tokat’ta pilot inceleme-
de bulundu. İncelemelerde eczanelerin
çok büyük bölümünde katkõ paylarõy-
la ilgili belge düzenlenmediği, bu şe-
kilde katkõ paylarõnõn katma değer
vergisi (KDV), gelir ve kurumlar ver-
gisinin devletten kaçõrõldõğõ saptandõ.
Aynõ şekilde stoklarõn olduğundan
fazla gösterildiği de belgelendi.
Gaziantep’deki pilot incelemede 381 ec-
zanenin sadece 67’sinde her şeyin
düzgün olduğu anlaşõldõ. 312 eczane-
nin vergisel yükümlülüklerini tam ola-
rak yerine getirmediği, 2’sinde de
belgelerin eksik olduğu tespit edildi.
Gaziantep’teki eczanelerde vergi ka-
çağõ oranõ da yüzde 46.4 olarak he-
saplandõ.
Gelir İdaresi Başkanlõğõ’nõn değerlen-
dirmeye aldõğõ gelir vergisi beyanna-
melerine göre de avukatlarõn yüzde
17.3’ü, doktorlarõn yüzde 11.6’sõ, ec-
zacõlarõn da yüzde 4.3’ü zarar ya da sõ-
fõr gelir beyan etti.
Her 100 eczacõnõn 49’u, yõllõk gelir
vergisi beyannamesinde 44 bin 701 li-
ra ve daha üstünde gelir bildirimi
yaptõ. Bu düzeyde gelir bildiren avu-
kat sayõsõ yüzde 12.3’te, doktor sayõsõ
ise yüzde 22’de kaldõ.
Sağlõk Uygulama Tebliği’nin
değiştirilmesi sonucu, ilaçta fiyat düşüşü
bekleniyor. Eczacõlar, kârlõlõk oranõnõn
zaten düşük olduğunu ve uygulamanõn,
sektörü çok zorlayacağõnõ belirtiyor.
Beyanlar inandõrõcõ
bulunmadõ
SOLVAY’INİLACIABBOTT’A