Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2009 CUMA
6 HABERLER
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
İki Roman...
Yozluğun, gericiliğin, dinciliğin, her köşeyi tuttuğu
bir dönemde kitaplar -bir ölçüde- kurtarıcı oluyor.
İşte iki roman, ilki de Karl Marx ile ilgili...
Marx ile ilgili bilgimiz, çok kez, onun Engels’le be-
raber yazıp yayımladığı Komünist Partisi Bildirisi’yle
başlar; sermaye üstüne dev eseri de ürküttüğün-
den, başka birkaç hacimsiz kitabı ile yetiniriz.
Belki en büyük eksiğimiz ise, onu, toplum için-
de, somut ilişkileriyle anlatan eserleri okumamış olu-
şumuzdur. Ancak, dilimizde bu konuda çalışmalar
da pek gözümüze çarpmadı.
Ama, artık mazeretimiz yok!
İngilizcede yeni çıkmış bir eser dilimizde: Yazar,
Francis Wheen, bir gazeteci ve kitabı ödüller ka-
zanmış. Kitap, biyografi olarak söylense de roman,
ya da roman tadında. Gül Çağalı Güven’e, usta-
ca çevirisi için teşekkür borçluyuz. E Yayınları da
yürekten kutluyoruz.
Kitabın başta değeri, Marx’ı, “unutulmuş siyasal
tartışmaların sigara dumanlı odalarından kurtarması”
ve çağımızın içine yerleştirmesidir: Eser çıktığında,
liberal şakımalar sürüyordu; yılımızda ise, kapita-
lizm yeni bir bunalım içinde: Ondan günceli de yok-
tur!
Ne var ki, Marx da yazarken, yağlar-ballar için-
de yüzmüyordu: İnanılmaz derecede yoksulluk için-
deydi. Ailesi bunu yaşıyordu. Düşünür, dev azmi ile
çalışırken, “karısı, çocukları ve dostlarıyla tarihsel bir
figürün bir roman kahramanı edasıyla” önümüzde-
dir. Karl Marx, gerçekten Harry Potter’dan daha
popülerdir.
Genç Marx, Hegel ve Feuerbach’tan geçerek
vardığı noktada şu gerçeği görmüştü: “Aslolan dün-
yayı değiştirmektir”. O yıllardan bu yana gelip
durduğumuz noktada, gerçek yine o! Marx daha ya-
kınımızda ve tam da karşımızda oturuyor: Katı olan
her şeyin buharlaştığı bir zamanda, “Mücadeleye
devam” diyor ve katılıyoruz...
Bu kitap, dilimizde tek, gecikmeden de okuma-
lı!
Vedat Türkali’nin Turkuvaz Yayınlar’dan çıkan
“Yalancı Tanıklar Kahvesi” de, çok okunan eserler
arasında ve bir roman.
Yazarını tanıtmaya gerek var mı?
Şair, romancı, senaryo ve oyun yazarı... Sanata
ve yazarlığa adanmış koca bir ömür; içinde, poli-
tika uğruna çekilen acılar da var...
Koca bir ömür sürerken, 90 yaşına da basmış sa-
natçımız bu yıl.
İlk ve en ünlü romanı “Bir Gün Tek Başına”,
1975’te yayımlanmıştı; onu, “Mavi Karanlık” (1983),
“Güven” (1999), “Kayıp Romanlar” (2004) izlemiş-
ti. Bu yıla girerken çıkan “Yalancı Tanıklar Kahve-
si” ile işte bu 90 yaşı da kutluyoruz.
Türkali’nin yeni romanı, 1970’lerin ikinci yarısın-
da başlıyor ve 1980’de 12 Eylül darbesiyle bitiyor.
Roman, 70’lerin Ankara’sını anlatıyor: Dönemin
bütün siyasal çalkantıları, “Yalancı Tanıklar Kah-
vesi”ne yansıyor. Romanının baş kişisi Muhsin,
Ege’nin varlıklı ailelerinden biri ve üniversitede fel-
sefe öğrencisi. Geçim sorunu yok; ancak arka-
daşlarının çoğu sol’da olduğu halde, ilişkileri me-
safeli, ne yapacağını bilmeyen bir tip. Aşkı bile ha-
vada...
Siyasal tartışmalar, sağ-sol çatışmaları, din ve sen-
dikalaşmalar, romanda yerlerini bol bol buluyorlar;
dinin, devrimci mücadeledeki kafa karıştırıcı rolü-
ne vurgu savsaklanmamış; insana dair her şey var
eserde: Aşk, idealler, cinsel dürtüler, korkular...
Bütün bunlar var. Ama Türkali, bir yandan da sol
hareketin neden başarılı olmadığının nedenlerini sor-
guluyor; kitaptaki sorgulamalar da okura yardım-
cı oluyor.
Peki, ya gelecek? Özellikle sol ne yapmalı?
Türkali’nin yeni romanı, 12 Eylül darbesiyle biti-
yor. Darbe ise, öncekilerden farklı olarak, 24 Ocak
kararlarının sonucu olarak “vahşi kapitalizm”e ka-
pıları açarken, sendikalar kapatıldı, işçi sınıfı hare-
keti ve “sol” ezildi. O yetmedi, “Türk - İslam Sen-
tezi”nin doğrultusunda, 1923 Devrimi’nin temelle-
rine saldırıldı.
Yeni bir gençlik yaratmak da gündeme girdi, bu-
gün de gündemde.
Türkiye bunu yaşadı, yaşıyor, daha bir süre ya-
şayacak.
Bu süreçte, “sol” ne yapacaktır?
Vedat Türkali, ilk fırsatta yazacağı bir romanda
buna da yanıt verecektir. Bekliyoruz. Onun 90’lı yıl-
ları, bu fırsatı bol bol verecektir, versin dileriz...
ARTVİN’DEKİ SEL 5 CAN ALDI
ÖMER ŞAN
ARTVİN / RİZE - Artvin’in Borçka ilçesinde
meydana gelen selde yaşlõ bir kadõn boğuldu, heyelan
nedeniyle 3 kişi toprak altõnda kaldõ, enkazdaki bir
kişiyi de arama çalõşmalarõ sürüyor.
Çevre ve Orman Bakanõ Veysel Eroğlu, “Bir ki-
şiyi bulamamışlardı. Onun da hayatını kaybet-
tiğini tahmin ediyoruz. Şu anda 5 vatandaşımız
hayatını kaybetti” dedi.
Bayramõn ilk gününden itibaren bölgede etkisi-
ni sürdüren yoğun ve şiddetli sağanak yağõş, Art-
vin’de ağustostan sonra ikinci felakete neden oldu.
Önceki gün akşam saatlerinde etkisini arttõran ya-
ğõş nedeniyle Borçka’nõn Cihala ve Kamena dere-
leri taştõ. Düzköy Düzhanlar mevki ile Kale köyünde
bazõ evler ile işyerlerini su bastõ. Kale Köyü Camii
ve lojmanõ meydana gelen heyelanda toprak altõn-
da kaldõ. Cami lojmanõnda bulunan cami imamõ ile
misafirleri heyelanõ fark ederek dõşarõ çõkmayõ ba-
şardõ. Şiddetli yağõşõn devam ettiği bölgede Çoruh
Nehri’nin aktõğõ Muratlõ Barajõ’nõn kapaklarõ da açõ-
lõrken Hopa-Borçka karayolu arasõndaki Cankurtaran
geçidinden Borçka yönüne araçlarõn geçişine izin
verilmedi.
Borçka’daki etkili sağanak yağõşlar nedeniyle il-
çeye bağlõ Demirciler köyünden geçen İçkale De-
resi taştõ. Demirciler köyü Ormanlõ Mahallesi’nde
evine sel sularõ giren Nafiye Şimşek (80) boğuldu.
Yõkõlan iki evden birinde enkaz altõnda kalan Gül-
süm Demirci (33), Hacer Demirci (54), Neşe De-
mirci (17) yaşamõnõ yitirdi. 3 yaşõndaki Beyzanur
Demirci ise sabaha karşõ sağ olarak çõkarõldõ. 54 ya-
şõndaki Ali Demirci’yi arama çalõşmalarõ ise sürü-
yor. Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu, arama-
kurtarma ekiplerinin anõnda olay yerine ulaştõrõldõ-
ğõnõ, kötü hava koşullarõ nedeniyle ekiplerin bölgeye
yaya olarak gidebildiğini söyledi.
Rize’de de önceki gece etkili olan sağanak yağõş
sonucu Çamlõhemşin ilçesindeki bazõ köylerde kü-
çük çaplõ toprak kaymasõ meydana geldi.
Giresun’da etkili olan yağõş nedeniyle Bulancak
Durağõ mevkisinden denize dökülen Tabak Dere-
si’nin taşmasõ sonucu trafikte aksamalar yaşandõ.
Tirebolu ilçesinde, aşõrõ yağõş nedeniyle Harşit Ça-
yõ’nda su seviyesinin yükselmesi sonucu dere üze-
rindeki adacõkta mahsur kalan avcõ 2 kardeş, sivil
savunma ve AKUT ekiplerince kurtarõldõ.
İBB’nin yetkisi İSKİ’ye
İstanbul’u vuran sel felaketi sonrasõnda su sevi-
yesi yükseldiği gerekçesiyle kapaklarõ açõlan Bü-
yükçekmece Barajõ’ndaki milyonlarca tatlõ su ba-
lõğõ, suyun akõş kuvvetiyle tuzlu suyun bulunduğu
deniz tarafõna doğru geçti. Barajõn kapaklarõnõn
önünde biriken milyonlarca balõk, suyun tuz ora-
nõnõn fazla olmasõ ve oksijensiz kalmalarõ nedeniyle
ölüyor. Bölgedeki balõkçõ dernekleri ve hayvan-
severler büyük süzgeçlerle topladõklarõ balõklarõ ye-
niden baraja bõrakõyorlar. Büyükçekmece Beledi-
yesi ise baraj kapaklarõ önünde biriken balõklarõn
yenmesinin tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, böl-
gede el oltasõ ve serpme ağlarla balõk toplayan yurt-
taşlarõ uyardõlar. Büyükçekmece Belediye Başkan
Yardõmcõlarõ Zafer Özsayõn, Reşat Akçay ve Adem
Yazõr ise baraj önünde incelemede bulundu.
CHP İstanbul İlçe Kadõn
Kollarõ, selden zarar gören
yurttaşlara destek amacõyla
yardõm kolileri götürdü. CHP
İstanbul Kadõn Kollarõ’ndan
yapõlan açõklamaya göre, için-
de giysi, mobilya, beyaz eşya,
elektronik ev aletleri, ev teks-
tili ürünlerini içeren yardõm ko-
lilerinin bölgelere ulaştõrõldõğõ
belirtilerek, “Böyle bir afetin
tüm ilçelerimizin başına ge-
leceğini düşünerek gereken
hassasiyetle partimizin da-
yanışma ruhunu daha güçlü
yaşatabilmek amacıyla tüm
ilçe kadın kolları başkan,
yönetici, üye ve yurttaşları-
mız oldukça özverili ve di-
siplinli bir şekilde çalışma yü-
rüttüler. Kısa zamanda ger-
çekleşen bu çalışma sonucu
hazırlanan yardım kolileri,
sel mağduru ilçelerimizde il-
çe başkanlıklarımız tarafın-
dan gösterilen yerlere TIR ve
kamyonlarla götürülerek tes-
lim edildi” denildi.
İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da ya-
şanan sel felaketinin ardõndan su baskõnlarõ-
na neden olan derelerin õslah edilmesini ön-
gören yetkinin İBB’den alõnarak İSKİ’ye dev-
redilmesi için yasa değişikliği hazõrlõğõna baş-
landõ. İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural,
2004’te yürürlüğe giren, 5216 sayõlõ Büyük-
şehir Belediye Kanunu’na göre İstanbul’da-
ki dere õslahõ çalõşmalarõnõn İBB’nin yetkisine
verildiğini anõmsatarak, “Büyükşehir Bele-
diye Kanunu’nda yapılacak değişiklikle İs-
tanbul’da İSKİ, İzmir’de İZSU, Ankara’da
ASKİ’nin de aralarında bulunduğu 16 su
kuruluşu dereleri ıslah etme konusunda
yetkili kurum olacak” diye konuştu.
İSKİ’nin dere õslahlarõyla ilgili kanuni bir
yükümlülüğü olmamasõna karşõn İBB ile
İSKİ arasõnda imzalanan bir protokolle bazõ
derelerin õslahõnõn İSKİ tarafõndan yapõldõğõnõ
belirten İSKİ Genel Müdürü Vural, 2004-2009
yõllarõ arasõnda İSKİ’nin 26 bin 554 kilometre
uzunluğunda 14 derenin õslahõnõ yaptõğõnõ ve
yapõlan yatõrõmlarõn bedelinin İBB’ye borç
olarak kaydedildiğini söyledi.
İBB’nin de aynõ dönem içinde 101 bin 446
metre uzunluğunda 34 dereyi õslah ettiğini be-
lirten Vural, 2004’e kadar 203 kilometrelik
yapõlan dere õslahõnõn, 2009’da da 331 kilo-
metreye çõkarõldõğõnõ söyledi. Vural, 1994-
2009 yõllarõ arasõnda dere õslahlarõ için 2 mil-
yar TL yatõrõm yapõldõğõnõ, 2004-2009 yõlla-
rõ arasõnda yapõlan dere õslahlarõ için ödenen
kamulaştõrma bedelinin de 181 milyon 812 bin
TL olduğunu ifade etti.
İBB çark etti
Sel felaketi ardõndan toplanan İBB Mecli-
si’nde görüşülen 572 imar planõ raporunun
112’si İSKİ Havza Koruma Yönetmeliği’ne
uygun olmadõğõ gerekçesiyle ilgili komis-
yonlara ya da müdürlüklere iade edildi. Sel
felaketi öncesi İSKİ’nin itirazlarõna yüzlerce
imar planõ tadilatõ raporu İBB Meclisi’nce
onaylanarak, dere yataklarõ ve su havzalarõ
üzerinde yapõlaşmaya izin verilmişti. İS-
Kİ’nin İBB Meclisi eski üyelerinden Hüse-
yin Sağ’õn soru önergesine verdiği yanõta gö-
re, su havzalarõnda tespit edilen ve bir kõsmõ
kaçak olan yapõ sayõsõ 5 bin 315. İSKİ ayrõ-
ca, Anadolu yakasõnda 38, Avrupa yakasõn-
da ise 27 olmak üzere toplam 65 imar planõ
tadilatõ hakkõnda yasal süreç başlatõrken
2005-2008 döneminde 959 kaçak binanõn yõ-
kõmõ gerçekleştirildi.
Yaşanan sel felaketinin ardõndan su baskõnlarõna neden olan derelerin õslah edilmesini
öngören yetkinin İBB’den alõnarak İSKİ’ye devredilmesi için çalõşmalara başlandõ
CHP’li kadınlardan yardım
CHP İstanbul Kadın Kolları
selden zarar gören yurttaşlara
kolilerle yardım götürdü.
Yurt Haberleri Servisi - Bolu, An-
kara ve Ağrõ Doğubeyazõt’ta meyda-
na gelen trafik kazalarõnda 2 kişi öl-
dü, 73 kişi yaralandõ.
Samsun’dan İstanbul’a giden Sü-
leyman Sırrı Aşıkkutlu yönetimin-
deki yolcu otobüsü, TEM otoyolun-
da, Bolu Doğu Gişeleri’ne 500 met-
re kala, bariyerlerine çarptõğõ orta
refüje düştü. Yan yatan araç, orta re-
füjdeki iki beton arasõna sõkõştõ.
Kazada, otobüste bulunan 46 yol-
cudan 42’si yaralandõ. Yaralõlar olay
yerine gelen sağlõk ekiplerince Bolu
İzzet Baysal Devlet Hastanesi, Kö-
roğlu Devlet Hastanesi ve Abant İz-
zet Baysal Üniversitesi Tõp Fakülte-
si’ne kaldõrõldõ. Polis ekipleri kazayla
ilgili olarak soruşturma başlattõ.
Fethiye’den başkente gelen yolcu
otobüsünün, kente 26 kilometre kala
devrilmesi sonucu da yaklaşõk 40 ki-
şi yaralandõ.
Yaralanan 40 kişiden 12’sinin Ata-
türk Eğitim ve Araştõrma Hastane-
si’nde tedavi altõna alõndõğõ, bu kişi-
lerden 2’sinin durumunun ağõr oldu-
ğu bildirildi. Yaralõlar, Atatürk Eği-
tim ve Araştõrma Hastanesi’nde tedavi
altõna alõndõ.
Gürbulak Sõnõr Kapõsõ’ndan Türki-
ye’ye giren Y.Ö. yönetimindeki
TIR’da Ağrõ’nõn Doğubeyazõt ilçesi-
nin Telçeken mevkisinde henüz be-
lirlenemeyen nedenle yangõn çõktõ. İt-
faiye ekiplerince söndürülen yangõn-
da TIR tamamen yandõ. Ardõndan,
Gürbulak yönüne giden 3 minibüs en-
kaz halindeki TIR’a çarptõ. Kazada ak-
raba iki aileyi taşõyan minibüslerde bu-
lunan İrfan (40) ve Sami Yıldırım
(30) yaşamõnõ yitirdi. Sema, Deniz,
Sevcan, Cihan, Çiler, Özlem, Beri-
van, Çilem, Cihan ve Nehir Yıldı-
rım yaralandõ.
6’sõ çocuk 11 yaralõ Ağrõ Devlet
Hastanesi’ne kaldõrõldõ. İzmir, Konya,
Sõvas, Adõyaman, Gümüşhane, Bur-
sa, Çanakkale, Samsun, Ankara, Gi-
resun, Sakarya, Kahramanmaraş’ta
meydana gelen trafik kazalarõnda da
3 kişi öldü, 36 kişi yaralandõ.
ANKARA, BOLU VE AĞRI
Trafik
kazalarõ can
almaya
devam ediyor
Artvin’in Borçka ilçesin-
de meydana gelen selde
4 kişi yaşamını yitirdi.
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Amerika, Türkiye, İspanya ve İngiltere...
Bu dört ülke Usame bin Ladin’in gazabına
uğradı. ABD’de İkiz Kuleler kamikaze sal-
dırılarıyla yerle bir oldu. İstanbul, 60’tan faz-
la insanın öldüğü 15-20 Kasım 2003’teki
4 intihar eylemiyle sarsıldı. İspanya’da tre-
ne konulan bombalar 200’den fazla insa-
nı öldürdü. Londra ise 2005’teki metro sal-
dırılarıyla şoka uğradı... Peki, El Kaide sı-
raya hangi ülkeyi koydu?..
Alman Der Spigel dergisinin üç muha-
biri geçen haftalarda Cumhuriyet’i ziyaret
etti. Türkiye’deki dinci terör ör-
gütlerinin son durumunu merak
ediyorlardı. Ancak asıl öğrenmek is-
tedikleri El Kaide’nin ne yaptığıydı!
Onlara Almanya’nın içinde bulun-
duğu terör riskini anlatırken ülke-
lerinin şeriatçı yapılanmalara uzun
süredir nasıl hoşgörüyle davrandı-
ğının örneklerini de verdim. Onla-
ra göre ise Alman hükümeti de ar-
tık tehdidin farkındaydı ve gelecek
için kaygı duyuyordu.
Alman basınının son yıllarda başta El
Kaide olmak üzere dinci örgütlerle ilgili ya-
yınları sıklaştırması ise terör kaygısının sa-
dece hükümeti değil, tüm Almanya’yı iyi-
ce sardığını gösteriyordu! Nitekim Frank-
furter Allgemeine Zeitung gazetesi 19
Temmuz tarihli sayısında, Almanya’dan Pa-
kistan’daki El Kaide kamplarına gidenle-
rin sayısının geçen yıla oranla iki katına çık-
tığını yazmıştı! Pakistan’daki kamplara
gidenlerin genelde Türkiye-Suriye-Mısır gü-
zergâhını kullandıklarına dikkat çekilen
haberde, terör eğitimi alan militanların
daha sonra Almanya’ya döndüğüne vur-
gu yapılmıştı.
El Kaide yapılanmalarını Türkiye ile iliş-
kilendiren haberler bununla da kalmadı. Ör-
neğin Almanya’da en büyük terör saldırı-
sını yapmak üzereyken yakalanan ikisi Türk
4 militan için hazırlanan iddianamenin
ucu da Türk istihbaratına dayandırılmıştı!
İddiaları gündeme getiren
Der Spiegel dergisi, El Kai-
decilerden firari zanlı Mev-
lüt K’nin eski bir MİT muh-
biri olduğunu öne sürmüş-
tü! Aynı davada yargılanan
diğer iki Türk ise Atilla Se-
lek ve Adem Yılmaz.
2007 yılının Eylül ayında
, bu dinci militanlara ait
hücre evinde 700 kilo hidro-
jen peroksit ile 26 adet pat-
layıcı düzeneği ele geçirilmişti. İddiana-
meye göre, militanlar üretecekleri bom-
balarla Ramstein Hava Üssü, Frankfurt Ha-
valimanı ve gençlerin gittiği eğlence mer-
kezlerini hedef alacaklardı!
Almanya İçişleri Bakanlığı Müsteşarı
August Hanning ise haziran ayı başında
yaptığı açıklamada, El Kaide’nin, ülkesin-
de 27 Eylül’de yapılacak genel seçimleri
etkilemeye çalışabileceğini söylemişti. Ni-
tekim bu istihbarat doğru çıktı. El Kaide 15
gün içinde ikinci kez Almanya’yı terör teh-
didiyle uyardı.
Önceki gün internet üzerinden yayım-
lanan bir videoda konuşan “Attijat Allah”
kod adlı bir El Kaide yöneticisi, Alman-
ya’daki Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin
(CDU), ABD’nin Irak’taki savaşına destek
verdiğini Sosyal Demokratlar’ın ise (SPD)
savaşa karşı çıktığına dikkat çekti. Attijat,
seçmenlerin Afganistan’daki Alman as-
kerlerini çekecek bir hükümete oy
vermemesi halinde eylemde bulu-
nacaklarını söyledi.
Almanya, Türk Hizbullahı’ndan,
İslami Hareket’e, Cemalettin Kap-
lan grubundan Kürt İslamcılara
ve dünyanın birçok ülkesinde faa-
liyet gösteren geniş bir yelpazedeki
radikal gruplara oldukça hoşgörü-
lü davranıyor. Peki, radikal dincili-
ğin süper devletleri beyninden vu-
rabildiği bir dönemde, Almanya’nın
El Kaide’nin tehdidinden kurtulabilmesi ola-
naklı mı?..
Sorunun yanıtı demokrasinin sınırların-
da gizli!.. Her radikal gruba “demokrasi”
adına göz yuman Almanlar, şeriatın de-
mokrasiyi reddettiğini bir an önce anlamalı
ve zaman geçirmeden önlem almalıdır! Ak-
sine büyüyen tehdit de gösteriyor ki, Al-
manların şansı giderek tükeniyor!
Almanya Vurulacak mı?..
Türk ordusunun Gü-
neydoğu ve Kuzey
Irak’taki operasyonla-
rında doğa tahrip edili-
yormuş!.. Yeraltı ve yer-
üstü zenginlikleri işgal al-
tındaymış!.. Kürtlerin ta-
rihi değerleri yıpratılı-
yormuş!..
Bunlar, kendilerini “Al-
tın Hilal Savaşçıları” di-
ye adlandıran yeni bir ör-
gütün hezeyanları!
Kuruluşunu önceki
gün ilan eden ve Kürtçe
ismi “Şervanên Hîlalê
Zerîn” olan örgüt, ilk bil-
dirisinden de anlaşıla-
cağı gibi çevreci bir kay-
gıyla piyasaya sürülmüş!
Ancak asıl önemlisi bu
örgütün PKK’nin askeri
kanadı HPG içinden çık-
mış olması! HPG’ye sert
eleştiriler yönelten ör-
gütün kuruluş bildirisin-
deki şu satırlar, salt Al-
tın Hilal’in yeni bir grup
olmasını değil, PKK için-
deki bölünmeyi de du-
yuruyor:
“Örgütümüz Kürdis-
tan tarihi, doğası, kültü-
rüne dönük yönelimleri-
ne karşı bir savaş örgü-
tü olarak kurulmuştur.
Bu temelde daha önce
saflarında yer aldığımız,
yıllarca savaştığımız
HPG’nin, saldırılara kar-
şı geliştirdiği mücadele-
yi yetersiz ve zayıf bul-
maktayız. HPG’den ay-
rılma sebebimiz olan bu
yetersizliklerin, örgütü-
müz tarafından ortadan
kaldırılacağını, bu konu-
da Kürtlerin en keskin kı-
lıcı olacağımızı iddia edi-
yoruz.”
Dicle ve Fırat arasında
“Mezopotamya” olarak
adlandırılan coğrafya es-
ki kaynaklarda “Bere-
ketli Hilal” olarak da ta-
nımlanıyor. PKK’nin, ye-
ni örgütüne isim verirken
bu tarihi tanımlamadan
esinlendiği anlaşılıyor.
Ancak anlaşılmayan bir
taraf var; PKK çevreci
örgüt kurarken Güney-
doğu’nun her taşına bu-
laştırdığı kanı nasıl te-
mizleyeceğini de plan-
ladı mı acaba?..
Kürtlerin Yeni Kılıcı!..
Genelkurmay Başkanı Or-
general İlker Başbuğ Şeker
Bayramı’nda Güneydoğu’ya
gitti. Başbuğ bu gezi için
acaba niçin Mardin’i seç-
mişti?..
Mardin çok göze çarpma-
sa da, PKK terörünün en
çok kan akıttığı kenttir. Ka-
muoyu bu kenti Mazıdağı’na
bağlı Bilge köyünde
mayıs ayında 47 ki-
şinin katledildiği
vahşetle tanısa da,
aslında burada geç-
mişte çok daha bü-
yük olaylar yaşan-
mıştı.
Örneğin; PKK’nin
sivillere yönelik 386
katliamının 56’sı
Mardin’de meydana
geldi. Bu katliamla-
rın 15’i Arap köken-
lilerin de yoğun ola-
rak bulunduğu Midyat ilçe-
sinde yaşandı.
Katliamlarda en çok can
kaybı Mardin’deydi. Ölen 2
bin 434 kişinin 345’i Mardin-
liydi. Bu katliamlarda yaşa-
mını yitiren 392 çocuktan
93’ü ve 371 kadından 59’u da
Mardin nüfusuna kayıtlıydı.
Mardin terörde kaybedi-
len erkekler içinde de birinci
sırada! PKK’nin öldürdüğü
1584 erkekten 193’ü de Mar-
din’de can verdi.
Prof. Ümit Özdağ’ın “Pu-
su ve Katliamların Kronoloji-
si” adlı kitabında yer alan
verilerden de anlaşılıyor ki,
PKK terörünün
en büyük acısını
Mardin yaşamış-
tı!..
Terörün bu ka-
dar kan akıttığı
bir kentte birey-
lerin psikolojisi
sağlıklı olabilir
mi?.. Töre şid-
detinin 47 can al-
ması sorgulanır-
ken terörün ya-
rattığı toplum-
sal travmayı da
göz önünde bulundurmak
gerekiyor!..
Ne deniliyordu o ünlü Mar-
din türküsünde?.. “Bir tel
çektim Mardin’den... Bir ah
çektim derdinden... Babisor
suyu gibi... Yaş gelir gözle-
rimden...”
Mardin’in Ah’ı!..
Atilla
Selek
Adem
Yılmaz Çan, ezan, Midyat...