23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 25 EYLÜL 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ Hedef Başka, Gerçekleşme Başka… Son 2010-2012 dönemi Orta Vadeli Plan’ın 2010’dan itibaren yüzde 3.5’ten başlayan ve yüz- de 5’e çıkmayı öngören büyüme hedefleri ne ka- dar gerçekçi? Belli dönemlerde, bir hedef belirlemek başka, onu gerçekleştirmeyi başarmak başka bir şeydir. Hedefin tutturulmasında, dış ve iç konjonktür, ekonomik ve siyasi iklim büyük önem taşır. Nitekim, 2009’u ele alalım. Yılın başında 2009’da ekonominin yüzde 3.6 büyümesi hedeflenmişti. Ge- linen yer, yüzde 6 küçülmeye şükretmektir şimdi... Büyük sapma, büyük fiyasko!.. Türkiye’nin “planlı döneme” geçtiği 1960’lardan bu yana, konulan büyüme hedeflerine bazen çok yaklaşıldığı, hatta hedefin üstüne çıkıldığı, ama ba- zen de hedefin çok gerisinde kalındığı çeşitli dö- nemler vardır. Bu bahiste en başarılı dönem 1960’ların iki 5 yıllık plan dönemleridir. Dünya konjonktürünün de istikrarlı seyrettiği bu dönemde, iç pazara dönük ithal ikameci sanayi- leşmenin, kamu yatırımlarının ağırlık taşıdığı büyü- me çizgisi, yüzde 90-95 oranında hedefin tutturul- masını getirmiş ve 10 yılda ortalama yüzde 6.5 do- layında büyüme yaşanmıştır. 1970’li yılların büyüme hedefi ve gerçekleşme inişli çıkışlıdır. 1970’lerin petrol şokunun da etki- siyle 1973-1977 döneminde hedefin ancak üçte iki- si gerçekleştirilirken büyüme yüzde 5 dolayına düşmüştü. Esas önemli olan sonraki yıllardı. Tür- kiye’yi 24 Ocak Kararlarına ve ardından 12 Ey- lül askeri darbesine taşıyan yıllarda hedefin çok gerisinde büyüme performansı yaşandı. 1978 Ec- evit Hükümeti büyüme hedefinin ancak yüzde 20’si- ne ulaşabildi. İkinci MC ve ondan yönetimi alan 12 Eylül askeri diktatörlük döneminde de yüzde 8 bü- yüme hedefine karşılık ancak yüzde 1.7 büyüme gerçekleştirilebildi. Özellikle 1979 ve 1980 sürün- me yıllarıydı. İthal ikameci birikim modelinden dı- şa açılmacı birikim modeline geçiş yıllarının ilk alt döneminde Özal, dış konjonktürün de olumlu seyretmesi ile 1984-1989 arasında görece istik- rarlı büyüme süreci gerçekleştirdi. Kaynak; DPT verilerinden düzenlendi Kamu açıklarının hızla büyümeye başladığı 1990’ların başından 1994 krizine uzanan süreçte , büyüme hedeflerinin ancak yarısı gerçekleşti ve yüz- de 3.5 büyüme yaşanabildi. 1994 krizinden çıkış yı- lında, ihracatın rüzgârıyla da büyüme, hedefin yüz- de 180 üstüne çıktı. AB ile Gümrük Birliği anlaşması ile ticaretin arttığı 1996-2000 döneminde büyüme, hedeflenenin yüzde 63’ü kadar olabildi. Bu düşük performansta 1999 depremi de etkili oldu. Ekonominin yüzde 6’ya yakın daraldığı 2001’den sonra, dünyadaki likidite bolluğunun rüzgârıyla ye- niden büyüme yaşanan 2005’e kadar büyüme, or- talama yüzde 4’ü geçti. 2006-2008 döneminin Or- ta Vadeli Plan’ı, her yıl yüzde 5 büyüme öngörür- ken gerçekleşme 2006’da yüzde 7’ye kadar çıktı ama 2007’de yüzde 4.7’ye indikten sonra 2008’de, kısmen küresel krizin de etkisiyle yüzde 1.1’e ka- dar düştü ve 3 yılın ortalaması yüzde 4.2 olarak ger- çekleşti. Yine de sıcak para rüzgârıyla beslenen bu “lale devri”nde, hedef büyümenin gerçekleşme ora- nı yüzde 84’ü buldu. Şimdi bakalım 2009’daki yüzde 6 küçülme bek- lentisinin ardından hedefler ne kadar tutturulacak, evdeki hesap ne kadar çarşıya uyacak… mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Ekonomi Servisi - Dev- let Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Ali Babacan, daha önce “olmazsa da olur” dediği IMF ile ya- põlacak anlaşmadan sağ- lanacak olasõ kredinin iç borcun ödenmesinde kullanõlacağõnõ söyledi. Birleşmiş Milletler Genel Kurul çalõşmalarõ nedeniyle Başbakan Tay- yip Erdoğan ve beraberinde- ki heyetle birlikte New York’ta bulunan Babacan, TRT 2’nin programõna katõldõ. IMF ile ilişkiler konusunda sorularõ yanõtlayan Babacan, geçen hafta açõklanan Orta Vadeli Programõn (OVP) IMF ile bir anlaşmayõ varsayan bir program ol- madõğõnõ vurguladõ. Anlaşma olumlu olur Ancak, IMF ile yapõlacak bir anlaş- ma ve oradan sağlanacak bir kredinin bu programda öngörülen tabloyu olum- luya götüreceğine işaret eden Bakan Babacan, şunlarõ söyledi: “Yurtdı- şından uygun şartlarda sağlanabi- lecek kaynakların, Türkiye’nin bü- yümesine olumlu etkisi olacak. IMF’den kullanılabilecek kredileri, biz Merkez Bankası’na koyacağız. Karşılığında alacağımız para ile iç pi- yasaya olan borçlarımızı ödeyeceğiz. İç piyasadan borçlanma ihtiyacı- mız azalacak. Böylece iç piyasada pa- ra olacak. IMF’den gelecek her 1 milyar dolar, iç piyasaya bırakılacak 1,5 milyar lira demek. Bu tüketim ve yatırım için kullanılabilecek kaynak olacaktır. Büyümeyi etkileyecektir. 7-8 milyar dolar IMF’ye borcumuz var ve yıllık yüzde 2,1 faiz ödüyoruz. Şu anda Türkiye’nin başka bir kay- naktan bu kadar uygun şartlarda kredi bulması o kadar kolay değil. Ama olmazsa olmaz noktasında da değil... IMF ile anlaşma yaparak fa- izleri, değil 2-3 puan, 0,2 puan bile düşürebiliyorsak, Türkiye’nin ulus- lararası kredibilitesine bir şeyler ilave edebiliyorsak, bunu yapma- manın da bir vebali vardır. Popülizm adına ‘Ben IMF ile birşey yapmam’ demenin de ayrı bir sorumluluğu olacaktır.” HESABI MERKEZ BANKASI DEĞİL, HÜKÜMET VERECEKTİR Babacan, Başbakan Erdoğan’õn Merkez Bankasõ ile ilgili ifadelerinin hatõrlatõlmasõ üzerine de şunlarõ kaydetti: “Yarın Türkiye’de bir şeyler ters gittiğinde kimse dönüp Merkez Bankası’na ‘bu senin yüzünden böyle oldu’ demez. Uygulamaların siyasi sorumluluğu yüzde 100 hükümetin üzerindedir. Merkez Bankamızın da diğer birimlerle ve genel politikayla uyumlu bir çizgi çizmesi önemlidir. Merkez Bankası’nın bağımsızlığının çerçevesi zaten yasada çizilmiştir. Onun ötesinde bir şey değildir. Nihai sorumluluk, bu işin siyasi sorumluluğu hükümettedir.” Beko, Rusya’da ‘en sorumlu’ şirket BETAM’agöre,uzundönemliişsizlerinpayõerkeklerdeyüzde24,kadõnlardayüzde33 İşsiz kadınların umudu tükeniyor Ekonomi Servisi - Çukurova Pamuk, Yerfõstõğõ ve Yağlõ To- humlar Tarõm Satõş Koopera- tifleri Birliği (Çukobirlik), ku- ruma borcu bulunan ortaklarõn gecikme faizlerinde indirim yaptõ. Çukobirlik Yönetim Kurulu Başkanõ Hamza Öztürk, ku- ruma borcu bulunan ortakla- rõn, 15 Eylül tarihinden başla- yarak 30 Kasõm’a kadar bunu ürün teslim ederek ödemeleri halinde tahakkuk eden gecikme faizinin yüzde 40’õnõn, nakit ödenmesi durumunda tahakkuk eden faizin yüzde 20’sinin in- dirime tabi tutulacağõnõ belirtti. Ekonomi Servisi - Arçelik A.Ş’nin Rusya’da faaliyet gös- teren şirketi BEKO LLC, eği- timden spora geniş kapsamda yü- rütttüğü kurumsal sosyal so- rumluluk çalõşmalarõ ile “Yılın Şirketi” ilan edildi. Beko LLC, ödülü- nü, 8. “Ulusal Ekonomi Elit- leri” ödül tö- reni çerçeve- sinde aldõ. Be- ko LLC’nin kurumsal sosyal sorumluluk prog- ramõ; çocuklarõn ve gençlerin sağlõklõ gelişimlerine, eğitimle- rine destek, Vladimir bölgesin- deki okullarõn iyileştirilmesine ve Rus gençlerinin spor alanõndaki faaliyetlerine katkõ gibi geniş bir yelpazede yürüttüğü faali- yetleri kapsõyor. Türkiye’de, umudu kõrõlan kadõnlarõn işsiz kadõnlara oranõ yüzde 32 gibi yüksek düzeyde seyrederken erkeklerde bu oran yüzde 18 seviyesinde kaldõ. Ekonomi Servisi - Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştõrmalar Mer- kezi’nin (BETAM) yaptõğõ araştõrmaya gö- re, uzun süreli işsizlik, her eğitim seviyesi için kadõnlarda daha yaygõn. Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Duygu Güner ve Burak Darbaz tarafõndan 2006 Hanehalkõ İş- gücü Anketi ham verileri kullanõlarak hazõr- lanan BETAM’õn araştõrmasõna göre, TÜİ’in açõkadõğõ Mayõs 2009 işsizlik süreleri istatis- tikleri incelendiğinde bu farklõlaşma görü- lürken işsizler arasõnda uzun dönemli işsizlerin payõ kadõnlarda yüzde 33 iken, erkeklerde yüz- de 24 oldu. Kõsa dönemli işsizlik ise işsiz erkekler arasõn- da daha yaygõn bir durum olarak ortaya çõ- karken erkeklerde kõsa dönemli işsizlerin toplama oranõ, kadõnlardakinden 6 puan da- ha yüksek oldu. Araştõrmada kadõnlarda, uzun süreli işsizlerin toplam içindeki payõnõn erkeklere kõyasla daha yüksek olmasõnõn arkasõnda yatan ne- denler, rezervasyon ücretleri ve işgücü piya- sasõnda olasõ ayrõmcõ eğilimler olmak üzere iki ana çerçevede açõklanabileceği belirtildi. Umudu kõrõlan kadõnlarõn işsiz kadõnlara ora- nõ yüzde 32 gibi yüksek düzeyde seyrederken erkeklerde bu oran yüzde 18 seviyesinde kaldõ. BETAM’õn saptamalarõndan bazõlarõ şöyle:  İşsiz erkekler arasõnda üniversite mezunla- rõnõn payõ yüzde 9.4 iken kadõnlarda bu pay yüzde 21.3 düzeyinde bulunuyor.  İşsiz kadõnlarõn yüzde 39.6’sõ lise mezunu iken aynõ oran erkeklerde yüzde 25.4.  Çalõşan kadõnlarõn erkeklere kõyasla daha bü- yük bir kõsmõ üniversite mezunu. Kadõnlarda bu oran yüzde 30.5, erkeklerde yüzde 13.8. Araştırmada, kadınların işgücü piyasasın- daki durumlarını düzeltmek için daha önce çalışmamış olan kadınların işgücü piyasa- sına uyumunu kolaylaştırıcı politikaların öneminin büyük olduğuna işaret edildi. İş ga- rantili meslek kursları, işverenlere yönelik kadın istihdamı teşvikleri benzeri projeler uy- gulanması önerildi. Erkekler daha tecrübeli çıktı BETAM’õn araştõrma notuna göre, rezervasyon ücretlerinin belirlenmesinde işgücü piyasa- sõnda olanlarõn eğitimi kadar iş tecrübesi de rol oynuyor. İş tec- rübesini doğrudan ölçmek eldeki verilerle mümkün olmasa da kişinin daha önce çalõşõp çalõş- madõğõ bilgisi en azõndan iş tec- rübesi olup olmadõğõnõn gös- tergesi olurken daha önce ça- lõşmõş olmak işsizlik sürelerini oldukça kõsaltõyor. Kadõn işsiz- lerde daha önce herhangi bir iş- te çalõşmamõş olanlarõn oranõ yüzde 36, erkeklerde ise bu oran yüzde 16 oldu. Bu nedenle daha önce çalõşmamõş olanlar için gözlemlenen uzun işsizlik süre- leri özellikle kadõnlarõ etkilerken, bu veriler õşõğõnda, kadõnlarõn iş- sizlik sürelerinin daha uzun ol- masõnda iş tecrübesi eksiklikle- rinin etkili olduğu görülüyor. FASHIONABLE İSTANBUL BY AVEA 23 EKİM’DE Dünya markaları Türkiye’ye geliyor TÜSİAD Başkanõ Yalçõndağ, G20 zirvesi öncesinde Erdoğan’a mektup gönderdi: Ekonomi Servisi - TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanõ Arzu- han Doğan Yalçındağ, G20 zir- vesi öncesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup ile küresel ekonomiye yönelik kilit konular ve bu konularõn Türki- ye’ye yansõmalarõ üzerine görüş- lerini iletti. Finansal krizin ardõn- dan piyasada güveni tesis etmenin önemine değinilen mektupta, eko- nomiyi yeniden yapõlandõrma te- şebbüslerine ve finansal piyasaya yönelik reformlara devam edilmesi gerektiği belirtildi. G20 zirvesi kapsamõnda, küre- sel gözetim, şeffaflõk ve risk yö- netimi gibi hususlarõ geliştirmek için mali reform çalõşmalarõna de- vam kararõ beklendiğini ifade eden Yalçõndağ, bankacõlõk sektöründe de konjonktürel dalgalanmalarõ engelleyecek geleceğe dönük ih- tiyatlõ kurallarõn tesis edilmesi yö- nündeki beklentisini dile getirdi. Yalçõndağ, finansal krizden son- ra ekonomiyi istikrara kavuştur- mak için, devlet yardõmõ ve teşvik planlarõ aracõlõğõyla yapõlan hü- kümet müdahalelerine de değindi. Bu müdahalelerin olumlu etkile- rinin yanõ sõra, adil rekabet üze- rinde olumsuz etki yapma ihtima- lini barõndõrdõğõnõ da belirten TÜ- SİAD Yönetim Kurulu Başkanõ, G20’nin, devlet yardõmlarõnõn ül- keler arasõnda adil rekabeti boz- mayacak kurallar geliştirmesi ge- rektiğini savundu. Korumacõlõğa karşõ mücadeleye yönelik bir önceki G20 taahhütle- rinin arzulanan etkiyi sağlayama- dõğõnõ hatõrlatan Yalçõndağ, G20’nin teşvik politikalarõnõn içe- rebileceği korumacõlõğa karşõ da- ha kararlõ bir tutum benimseme- sinin yararlõ olacağõnõ ifade etti. Arzuhan Doğan Yalçõndağ mek- tupta ayrõca, G20 zirvesinin, iklim değişikliği konusunda Kopenhag Anlaşmasõ’nõn güçlü bir şekilde sa- vunulmasõ için bir fõrsat olacağõnõ da vurguladõ. Yalçõndağ bu bağlamda, AB’nin düşük karbonlu ekono- miye geçiş politikasõ çerçe- vesinde, Türkiye’nin he- deflenen büyüme oranõna bağlõ olarak oluşacak emisyon artõşõnõ azalt- maya yönelik çalõşma- lar yapmasõnõn önem arz ettiğini ifade etti. Mektupta, bu hu- susta, kamu kurum- larõnõn yanõ sõra, ilgi- li tüm paydaşlarõn ve özel sektö- rün işbirliği ha- linde çalõşmasõ gerektiği be- lirtildi. Ekonomi Servisi - Türki- ye’de ilk kez, Avea’nõn öncü- lüğünde 23-25 Ekim tarihle- rinde Dolmabahçe Sarayõ’nda kurulacak çadõrda gerçekleşecek olan “Fashionable İstanbul by Avea” ile dünyaca ünlü ta- sarõmcõlar İstanbul’da buluşu- yor. Türk markalarõnõn yanõ sõ- ra Missoni, Salvatore Ferra- gamo, Vivienne Westwood, Roberto Cavalli ve Gian- franco Ferre gibi dünyaca ünlü markalarõn da katõla- cağõ ve her gün iki defilenin yer alacağõ etkinlik için 2,5 milyon Avro hedef bütçe belirlendiği açõklandõ. Organizasyonun mode- ratörlüğünü yapan Bay- kam&RBM ortaklarõn- dan Raif İnan, Bay- kam&RBM olarak Tür- kiye’yi dünya çapõnda farklõ alanlarda, ön plana çõkaracak ve aynõ za- manda ticari başarõ sağlayacak projeler gerçekleş- tirmek istediklerini söyleye- rek Türk moda sektörünü ve markalarõnõ büyütmenin, onla- rõ moda devleri arasõna taşõ- manõn en büyük hedef oldu- ğunu vurguladõ. Baykam&RBM ortak- larõndan Mehmet Çele- bi de etkinliklerinin iki bölümü olduğunu ve “Genç Tasarõmcõlar Show’unda beğeni- len tasarõmcõlara ün- lü modacõlarõn ya- nõnda stajyer olarak çalõşma imkânõ sağ- layacaklarõnõ açõkladõ. Çelebi, platformlarõnõn Türk markalarõna açõk ol- duğunu ve katõlanlara dün- yaya açõlma fõrsatõ verdik- lerini de ekledi. Organizasyonla Türk moda sektörü ve markalarõ- nõ moda devlerinin arasõna ta- şõmak hedefleniyor. YENİ MUCİTLER ARANIYOR Sabancı Vakfı ‘Fark Yaratanlar’ın peşine düştü Ekonomi Servisi - Sabancõ Vak- fõ, Türkiye’de toplumsal gelişme- ye katkõda bulunanlarõn öyküleri- ni ve çalõşmalarõnõ gündeme geti- rerek onlarõ teşvik etmek amacõy- la ‘Fark Yaratanlar’ projesini hayata geçirdi. Ekonomik gelişme, sağlõk, çev- re, toplumsal adalet, eğitim ve yurttaş katõlõmõ hakkõnda yapõlacak çalõşmalar, değerlendirme kuru- lundan geçerek 4 Ekim’den itiba- ren CNN Türk’te yayõmlanacak. Projeye aday olmak isteyenler www.farkyaratanlar.org web site- sinden online olarak adaylõk baş- vurusu yapabilecekler. Projenin tanõtõm toplantõsõnda konuşan Sabancõ Vakfõ Mütevelli Heyeti Başkanõ Güler Sabancı, “Bu proje ile fark yaratanları görünür kılarak çalışmalarına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Görünürlük arttıkça iyi örnekler çoğalır. Türkiye’de ne kadar çok fark yaratan olursa toplumsal gelişme o kadar hızlı olur” dedi. Yalçõndağ, Başbakan’a gönderdiği mektupta, finansal krizin ardõndan piyasada güveni tesis etmenin önemine değindi. TÜSİAD Başkanõ, ekonomiyi yeniden yapõlandõrma teşebbüslerine ve finansal piyasaya yönelik reformlara devam edilmesi gerektiğini ifade etti. Güven sağlanmalõ, reformlar sürmeli Krizin yaralarõnõ sarmak için kullanõlabileceği umuduyla yolu gözlenen kredinin harcanacağõ adresi Babacan açõkladõ SPOR VE EĞİTİME KATKI Çukobirlik’ten borçluüyeyekolaylõk Halkevlerine, üye kadınlar, daha önce yaptıkları eylemlerde işsizlik ve yoksulluğu boş tencerelerle protesto etmişlerdi. Babacan, Orta Vadeli Programõn IMF ile bir anlaşmayõ varsaymadõğõnõ, ancak, IMF ile bir anlaşma ve oradan sağlanacak bir kredinin bu programda öngörülen tabloyu olumluya götüreceğine işaret etti. IMF’den alõrsak borca yatõracağõz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle