Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2009 SALI
6 SÖYLEŞİ
CMYB
C M Y B
IBM Türkiye Genel Müdürü Eray Yüksek: Katma değerli, konusunda uzman
insanlarõ istihdam etmek, yetiştirmek ve seçilmiş alanlarda proje yapmak istiyoruz
ÖZLEM YÜZAK
“Küresel ekonomi hızla değişiyor. Bireyin
giderek ön plana çıktığı, üretim modellerini
bile altüst ettiği bir yapıya doğru gidiyoruz.
Genetik kodlar, yeni teknolojiler, yeni ilaç-
lar, nano, teşhis ve tedavi…
Bütün bunlara bakıldığı zaman birçok şe-
yin değişmekte olduğunu anlıyoruz. Bu de-
ğişimler sayesinde yaşamlar uzuyor. Giderek
üretim için harcadığımız zaman da kısalacak.
Yaşamı kaliteli hale getirmek son derece
önem kazanacak. Kitlesel üretimlerden, bü-
yük hacimli işlerden bireye yönelik ürün ve
hizmete dönüş yaşanacak. Her şey gerçek an-
lamda bireye dönecek. O zaman tek tek bi-
reyleri kazanmak zorunda kalacaksınız. Gı-
danın kalitesinden, sporun kendi bedeninize
uyanından, ilacın genetik kodunuza eşlene-
ninden tutun.. bunların her birini araya-
caksınız. Üreticiler ve hizmet vericiler buna
çözüm bulmak ve bulurken de hızlı olmak zo-
runda kalacaklar…” IBM Türk Genel Müdürü
Eray Yüksek bunlarõ söylerken bilgiyi kullan-
manõn ve nitelikli insan kaynağõnõn önemine dik-
kat çekti. Eray Yüksek ile değişen dünyayõ, top-
lumlarõn yapõsõnõ, IBM’in yõllar içinde bu de-
ğişime göre belirlediği stratejileri ve bu küresel
dev şirketin Türkiye uygulamalarõnõ konuştuk.
Birey odaklı üretime yönelişten bahsedi-
yoruz. Siz, “Üreticiler ve hizmet vericiler bu-
na çözüm bulmak ve bulurken de hızlı olmak
zorunda kalacaklar…” dediniz. Burada iti-
ci mekanizma ne olacak?
İnsan tabii… Ama nitelikli insan. Geleceği bir
süre bõrakõp bugüne dönelim. Boşa harcadõğõ-
mõz enerji, tedarik zincirlerimizin verimsizliği,
problemli trafik sistemlerimiz ve her geçen gün
kuruyan su kaynaklarõmõz göz önünde bulun-
durulduğunda daha akõllõ ve vizyoner iş yapõş şe-
killerine ihtiyacõmõz olduğu ortada. 20 sene ön-
ce istediğimiz renk ve model arabayõ satõn ala-
bilmek için aylarca beklediğinizi hatõrlõyor mu-
sunuz? Bugün sizden 20 sene daha genç olan-
lar aynõ işlem için 2 gün beklerler mi? Saniye
beklemezler. Bir yandan da bilgi bombardõma-
nõ içindesiniz. 2014 yõlõna bütün dünyanõn üret-
tiği bilginin sadece 8 saat içinde üretildiğini dü-
şünün... İçinden hangi işinize yarayan bilgiyi, na-
sõl alacaksõnõz ve onu geleceğe yönelik nasõl kul-
lanacaksõnõz?
Bu yüzden dönüp dolaşõyoruz.. yine insan yi-
ne insan diyoruz.
- IBM’in bu bağlamda küresel stratejisi ne?
- IBM daima insana yatõrõm yapan bir vizyo-
na sahip oldu. 1992 yõlõnda şirketin faaliyetle-
ri içinde donanõm ve yazõlõmõn payõ yüzde
70’ler civarõndaydõ, şimdi ise yüzde 9’larda. Asõl
ilgi odağõmõzda projeler ve danõşmanlõk hiz-
metleri bulunuyor. Bu çerçevede 70 bini aşkõn
çalõşan dünya çapõnda hizmet veriyor.
IBM mart ayõnda “Akıllı Dünya” vizyonu-
nu açõkladõ. Üstelik bunu İstanbul’da birçok ço-
kuluslu şirketin CEO’sunun katõlõmõyla yaptõ.
- 2008’de IBM’in dünya çapında aldığı ye-
ni strateji doğrultusunda Türkiye’nin sade-
ce icracı bir ülke olmaktan çıkıp tüm bölge
için bir yatırım üssü olarak konumlandırı-
lacağı açıklandı. Yatırım üssü derken ne kas-
tediyorsunuz?
- Biz IBM olarak fabrika açmayacağõz. İnsa-
na yatõrõm yapacağõz. Çünkü bizim işimizde fab-
rika açmanõn Türkiye’ye bir katkõsõ yok ve ay-
rõca bizim işimiz de değil. Biz üs derken, arsa,
yatõrõm ve vergi teşviki alõp 5 akõllõ adam, 5 de
paketleyici istihdam edip depolama yapmaktan
ve bölgeye sevkõyattan bahsetmiyoruz.
Bunlar ne istihdama çözüm olur, ne de Tür-
kiye’nin bir yerden bir yere atlamasõna... Biz ne
yaptõk?
Yatõrõm üssü kararõndan sonra aralõk ayõ so-
nunda IBM Global Services diye bir firma kur-
duk. Katma değer konusunda uzman insanlarõ
istihdam etmek ve yetiştirmek ve seçilmiş alan-
larda proje yapmak istiyoruz. 4 ana alan belir-
ledik: Enerji, telekomünikasyon, sağlõk ve sa-
vunma. Bu konularda proje geliştirmek istiyo-
ruz. Şimdiye kadar 130 kişiyi işe aldõk ve sürekli
olarak büyüyoruz.
- Neden Türkiye?
- Türkiye gerek konumu gerekse genç ve di-
namik nüfusu açõsõndan son derece önemli. Dü-
şünün, 4 saat uçuş mesafesinde dünya gelirle-
rinin yüzde 70’ine ulaşabiliyoruz. Doğu ve
Güneydoğu komşularõmõza bakalõm…
Bu kadar yakõn olup da ticaretin bu kadar dü-
şük olduğu başka bir ülke bulamazsõnõz. Kim-
bilir koyunu Latin Amerika’dan, peyniri bilmem
nereden alõyorlardõr. Telekomu ve Türkiye’nin
sahip olduğu bilgi birikimini de bizden alma-
dõklarõ kesin. Neden biz Irak’a, Suriye’ye,
İran’a yüksek katma değerli mal ve hizmet sat-
mayalõm, proje üretim danõşmanlõk hizmeti
vermeyelim ki? Bir süre sonra doğal olarak bu
talep gelebilir. Bizim ülke olarak buna hazõrlõklõ
olmamõz gerek.
- Ne tür projeler üretiyorsunuz?
- Genelde talep geliyor. Veya örneğin bir ban-
kaya gidiyor ve yöneticisiyle sohbet ediyoruz.
İsteklerini anlatõyor: Riskimi kontrol etmem, fi-
nansman üretimini düzeltmem ve iş prosesleri-
mi iyileştirmem lazõm, bunun sonucunda da kâr-
lõlõğõmõ arttõrmam lazõm diyor. “Harcama ya-
pınıza bakalım” diyoruz. En ilkel ve kolay yön-
tem ama en zararlõsõ: Harcama kalemlerine
bakarsõnõz ve en yüklü kalem olarak karşõnõza
çalõşan ücretleri çõkar. İşe buradan başlarsanõz
şirketin geleceğine ateş etmiş olursunuz.
1961 yõlõnda doğan Eray Yüksek,
yükseköğrenimini İstanbul Teknik
Üniversitesi Elektronik Mühen-
disliği Bölümü’nde tamamladõ ve
Rotterdam Erasmus Üniversitesi’nde İş İdaresi Yüksek
Lisansõ yaptõ. İş hayatõna 1984’te başladõ. 1987’de gir-
diği IBM Türk’te sõrasõyla Müşteri Temsilciliği, Banka-
cõlõk Sektörü Satõş Müdürlüğü, Bankacõlõk Sektörü Bö-
lüm Müdürlüğü, Finans, İletişim, Kamu ve Dağõtõm Sek-
törleri Bölüm Müdürlüğü, Sistem & Teknoloji Grubu e-
Server Satõş Müdürlüğü görevlerini yürüttü. 2003–2005
arasõnda Londra’da IBM EMEA Bölgesi Finans Sektörü
On Demand Business Stratejileri Üst Düzey Yöneticiliği
görevlerinde bulundu. 2006’nõn Temmuz ayõndan bu ya-
na IBM Türk’ün Genel Müdürlüğü’nü sürdüren Eray
Yüksek, bu görevinden önce İspanya Madrid’de IBM’in
SPGIT bölgesinden sorumlu Yazõlõm Grubu Direktörlü-
ğü’nü yürütüyordu. Evli ve bir kõz babasõ olan Eray
Yüksek, kõş sporlarõnda oldukça iddialõ.
IBM daima insana yatõrõm yapan bir vizyona sahip oldu.
1992 yõlõnda şirketin faaliyetleri içinde donanõm ve
yazõlõmõn payõ yüzde 70’ler civarõndaydõ, şimdi ise
yüzde 9’larda. Asõl ilgi odağõmõzda projeler ve
danõşmanlõk hizmetleri bulunuyor. Bu çerçevede 70 bini
aşkõn çalõşan dünya çapõnda hizmet veriyor.
PORTRE
- Bu kadar fırsatlardan bah-
settiniz, Türkiye’de iş dünyası siz-
ce bu durumun ne kadar far-
kında?
- Bankalarõ, telekomünikasyon
şirketlerini ve birkaç büyük oyun-
cuyu çõkartõrsanõz bilgi teknoloji-
lerine neredeyse hiç yatõrõm yapõl-
mõyor. Ben İSO’nun açõkladõğõ ilk
500 firmanõn bilançolarõnõ merak
ediyorum. Bu kadar gelir ve bu ka-
dar kâr var... Tamam.. memnun ola-
bilirsiniz ama bu kâr sonsuza kadar
sürmeyecek. Küresel oyuncular dõ-
şarõdaki pazara doyduğu ya da yet-
mediği zaman buradaki pazara da
saldõracaklar, pay almaya baka-
caklar. Yerli oyuncu olarak sahip
olduklarõ avantajõ sürdürebilmek
için yatõrõm yapmak zorundalar. Ör-
neğin ilk 500 büyük şirketin için-
de petrol şirketleri de var. Peki on-
lar rakipleri ile başedecek kadar bil-
gi teknolojilerine yatõrõm yapõyor-
lar mõ? Ben 10’da 1 oranõnda bile
yapmadõklarõnõ düşünüyorum.
Ama önemini anlayõp yatõrõm
yaptõklarõ zaman Karadeniz’de 200
milyon dolarlõk deliği delmeyi ba-
şarabilecekler. O deliği delmenin
öncesinde ciddi bir yatõrõm yapmak,
danõşmanlarla çalõşmak, bilgiyi
doğru teknoloji ile birleştirip kul-
lanmak lazõm. Biz işte IBM Türkiye
olarak bu tür işlerde uzman nitelikli
insan gücünü istihdam edip yetiş-
tiriyoruz.
Bizim işimiz bilişim endüstrisi-
ni geliştirmek değil.. asõl işimiz Tür-
kiye’deki endüstrileri geliştirmek.
Örneğin öyle bir bankacõlõk siste-
mi kuracaksõn ve bilgi güvenliğini
de öyle bir sağlayacaksõn ki, bura-
daki bankalar örneğin Suriye’deki,
Irak’taki açõlmamõş bankalarõn ye-
rine ev sahipliği yapacaklar, sade-
ce şubelerini oraya götürecekler. Bu
neden mümkün olmasõn ki?.
Telekomünikasyon sektörüne ba-
kalõm. Ortadoğu ve hatta Afri-
ka’ya hizmet verecek hale neden
gelmesin? Bizim işimiz o endüs-
trileri desteklemek olmalõ ki onlar
büyük küresel oyuncu olabilsinler.
‘İş yapma biçimi değişiyor’
Türkiye’de bilgiye yatırım yapılmıyor
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Cemal Tutar, Güneydoğu’da İslami
Kürt devleti kurmayı hedefleyen radikal
dinci Hizbullah örgütünün önemli yö-
neticilerinden biridir. Örgüt lideri Hü-
seyin Velioğlu,17 Ocak 2000’de İs-
tanbul Beykoz’daki hücre evinde polisle
çatışırken yanında Edip Gümüş’le bir-
likte Tutar da vardı. Velioğlu o evde öl-
dürüldükten sonra Tutar elindeki Ka-
laşnikofla örgütün bilgisayar-
larını imha etmeye çalıştı. 9
yıldır cezaevinde bulunan Tu-
tar, mahkemelerdeki savun-
malarında hem örgütün yapısını
anlatıyor hem de ilginç itiraf-
larda bulunuyor!
1972 yılında Diyarbakır’ın Çı-
nar ilçesine bağlı Ovabağ kö-
yünde dünyaya gelen Tutar,
Dicle Üniversitesi’ne bağlı Ur-
fa Meslek Yüksekokulu’nda
öğrenim görürken örgütü ya-
pılandırmak için de mücadele etti. 9 yıl-
dır Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlik-
li Cezaevi’nde tutuklu bulunan Tutar,
geçen günlerde Diyarbakır 6 No’lu
Ağır Ceza Mahkemesi’ne 100 sayfalık
bir savunma verdi.
Tutar örgütün mahalle, köy ve okul-
lardaki faaliyetlerini anlatırken cami
örgütlenmeleriyle ilgili de çarpıcı itiraf-
larda bulundu. Tutar’ın anlattıkları, ge-
çen cuma günü bu köşede Hizbullah’ın
camilerde nasıl büyüdüğüne ilişkin
yargı mensuplarının saptamalarına ade-
ta yanıt niteliğindeydi! İşte Hizbullah’ın,
enjektör ve satır ikileminde işlevinden
uzaklaştırılan camilere bakış açısı:
“Diyarbakır’da bulunan Ali Paşa,
Behram Paşa, İskender Paşa gibi eski
tarihi camilerin büyük avluları, mahalle
serserileri ve berduşlarının top
oynadığı ve diğer zamanlarda
buluşup yeni mel’anetlerini
planladıkları bir toplanma mer-
kezi haline gelmişti. Cami hüc-
releri, esrarkeş ve içkicilerin
âlem yaptığı izbe yerler halini
almış, cami tuvaletleri madde
bağımlılarının, kendilerine
uyuşturucu enjekte ettikleri
mekânlara dönüşmüştü. İşte
böyle bir ortamda, Hizbullah
cemaati, camilere el atıp tek-
rar İslamın kutsal mekânları haline ge-
tirmek için canla başla çalıştı!”
Mahkemeler Hizbullahçıların camileri
“kışla”ya çevirdiğini söylüyor, terör ör-
gütü yöneticileriyse bu mekânları ser-
serilerden temizlediklerini iddia edi-
yor! Ne ilginçtir ki Hizbullah dosyalarında
örgüt içinde tetikçi olarak kullanılan çok
sayıda yankesici, hırsız ve tinerci olduğu
da yazıyor! Şaşırtıcı değil mi?..
Enjektör, Satır, Temizlik!..
Kürt siyasetinin iki Said’e olan
hayranlığı bilinir. Bu Said’lerden il-
ki “Genç Hadisesi” olarak da bi-
linen 1925 yılındaki Kürt isyanının
lideri Şeyh Said’dir. Doğu Ana-
dolu’da rejime karşı başlatılan
geniş çaplı ayaklanmanın önde-
ri olan Said, Diyarbakır’daki Şark
İstiklal Mahkemesi’nce 47 arka-
daşıyla birlikte idama
mahkûm edilmişti!..
Kürtlerin hayranlık
duyduğu ikinci isim
ise Said Nursi’dir.
Kürtler onu “Said-i
Kürdi” diye adlandırır.
1878’de Bitlis’in Hi-
zan ilçesine bağlı Nurs
köyünde dünyaya ge-
len Nursi, Nurculuk
akımının kurucusudur.
1960’ta Urfa’da yaşa-
mını yitiren Nursi, son yıllarda Kürt
siyasetinin etnik ve dini yorumla-
rı içinde de öne çıkmaya başladı.
PKK ve DTP mitinglerinde onun
posterleri taşındı.
Ancak Nursiye hayranlık duyan,
hatta onu referans alan Hizbulla-
hi bir kesim var ki kimseye yara-
namıyorlar! Nurcularsa şiddeti
dayatan bu grubun Nursi ile iliş-
kilendirilmesine hep karşı çıkı-
yorlar. Cemal Tutar mahkemeye
verdiği savunmasında, Hizbul-
lahçıların iki Said’e olan hayran-
lıklarını da anlattı. Kürt isyancı
Şeyh Said’le ilgili olarak, “Bizim
için bir mücadele ve direniş ör-
neğidir. Haksızlık ve zulme baş-
kaldırının sembolüdür” diyen Tu-
tar, Nurcuların ısrarla
reddettiği Hizbullah-Sa-
id Nursi ilişkisini ise şöy-
le dile getirdi:
“Hizbullah cemaati bir
İslam dâhisi olan Said-
i Nursi Hazretlerinden
çokça istifade etmiş ve
edecektir. Üstadın çile-
li hayatının meyvesi olan
Risale-i Nur Külliyatı,
Hizbullah için paha bi-
çilmez bir eser niteli-
ğindedir. Fikri anlamda beslendi-
ğimiz bir şeyler aranıyorsa risale-
lerin ilk sırada yer aldığını söyle-
yebiliriz.”
Hep merak edilir, Nurculuğun
bir kolu olan Fethullahçılık, Hiz-
bullahçılara niçin saldırıyor di-
ye?.. Said Nursi belli ki paylaşı-
lamıyor! Hem de şiddet ve ‘hoş-
görü’ adına!..
Nurculuk, Şiddet, Hoşgörü!..
Son günlerde Kürt soru-
nuyla ilgili açılım tartışmaları
sırasında dikkatler PKK ve
DTP üzerinde yoğunlaşı-
yor. Oysa bir dönem 20
bin kişilik silahlı gücü ve 100
bin kişiyi aşan sempatizan
kadrosuyla Güneydoğu’da
önemli bir güç haline gelen
Hizbullah örgütü de Gü-
neydoğu konusunda söz
sahibi olduğunu iddia edi-
yor.
Hizbullah’ın üniversiteler
sorumlusu olan Cemal Tu-
tar’ın, “Etnik Milliyetçilik ve
Hizbullah Cemaatinin Kürt
Sorununa Yaklaşımı” başlı-
ğı altında görüşleri de var.
Tutar şöyle diyor:
“Hizbullah cemaatinin çok
büyük bir çoğunluğu, Kürt-
lerden oluşmuştur. Cemaat
içinde, Kürtlerden sonra en
fazla çoğunluğu teşkil eden
Zaza kardeşlerimiz, sonra-
sında Türk, Arap ve Çeçen
kardeşlerimiz gibi çok fark-
lı milletlerden Müslümanlar
bulunmaktadır. Cemaatin
Kürtçülük yapmaması, Kürt-
lerin ezilmesine seyirci kal-
dığı anlamına gelmemeli-
dir.”
Tutar, Kürt kökenlilerin
yaşadıkları sorunları da “Köy
boşaltmalar, ekonomik ge-
ri bırakılmışlık, altyapı ve
sanayileşmeye önem veril-
memesi, bölgenin sürekli
sıkıyönetim altında kalması
ve Kürtçenin yasaklanması”
diye sıralamıştı!
Kürt sorunu tartışmaları-
na, Hizbullah’ın propagan-
da birimlerinde faaliyet gös-
teren yöneticileri de katıldı.
Son günlerde örgütün yayın
organlarında Kürt açılımı
konusunda üç yazı yayım-
landı. “Cudi Nuhoğlu” im-
zalı yazıda şöyle denildi:
“Referansları İslam olma-
yanlar, Müslüman Kürt hal-
kının sorununu hangi refe-
ranslar temelinde çözüme
kavuşturabilirler? Kürt me-
selesi; tarihi, siyasi ve ulus-
lararası bir mesele oldu-
ğundan, birkaç kültürel hak
verilerek çözüme kavuştu-
rulamaz.”
“İbrahim Fırat” imzasıy-
la Hizbullah kaynaklarına
yansıyan yazıdaysa şu gö-
rüşlere yer verildi:
“Rejim, problemi çözme
eğilimindeyse bütün Kürt-
lerin temsil edildiği bir olu-
şumu muhatap almalıdır.
Müslüman Kürtlerin hakla-
rının pazarlık konusu yapıl-
ması, temsildeki problem-
den dolayı sağlıklı sonuçlar
doğuramayacağı gibi Müs-
lüman Kürtlerin muhalefe-
tiyle karşılaşacaktır.”
Örgüt kaynaklarındaki
son yazı ise “M. Ali Nur”
imzalıydı:
“Sorunu sadece etnik
kimlik ve dil çerçevesinde
ele almak, Müslüman Kürt
halkının gerçek sorunlarıyla
alakalı olmayan siyasi ar-
zulardan ibarettir. Kürtlerin
sorunu, hem dini ve hem de
milli boyutuyla bir bütün-
dür.”
“Açılım” adı altındaki tar-
tışmalarda belli ki “devletin
Kürt sorunu” ve “PKK’nin
Kürt sorunu”ndan sonra bir
de “Hizbullah’ın Kürt soru-
nu” karşımıza çıkacak! Han-
gisi çözülecek acaba?..
Hizbullah’a Göre Kürt Sorunu!
Cemal Tutar. Said Nursi.
Tuncay Güney festivalde
TORONTO (AA) - Yaptõğõ açõklamalarla
Ergenekon soruşturmasõnõn başlamasõna ne-
den olan Tuncay Güney, Toronto Türk Festi-
vali’ne katõldõ. İstanbul Fatih Belediyesi meh-
ter takõmõnõn gösterisini izleyen Güney, Fatih
Belediyesi standõnda hatõra fotoğrafõ çektirdi.
Kanada’da Musevi olan Güney’in kipasõnõ
başõndan çõkarmadõğõ dikkati çekti.
‘Ergenekon’ dolandırıcılığı
BURSA(Cumhuriyet) - Bursa’nõn Keles il-
çesinde yaşayan Emin Kayõr (47), ‘Kõzõn Er-
genekon’dan aranõyor’ denilerek, cep telefo-
nundan arayan kişilere 10 binin üzerinde kon-
tör göndererek dolandõrõldõ. Kayõr’õn duru-
mundan şüphelenen kontör bayii ve köy muh-
tarõ Hüseyin Kaçar durumu polisi bildirince,
dolandõrõcõlõk ortaya çõkarõldõ. Kayõr, “O ka-
dar çok korkmuştum ki ne yapacağõmõ şaşõr-
dõm. 2 bin liranõn üzerinde borç aldõm” dedi.
Trafik kazaları 35 can aldı
Yurt Haberler Servisi - Yurt genelindeki
trafik kazalarõnda 35 kişi öldü, 155 kişi ya-
ralandõ. Edirne’nin Keşan ilçesinde meyda-
na gelen zincirleme trafik kazasõnda ölenle-
rin sayõsõ 8’e yükseldi. Kazada yaşamlarõnõ
yitirenlerin isimlerinin Gülsüm Çekiç, Ünzi-
le Yalçõnkaya, Ali Yalçõnkaya, Nazike De-
len, Derya Gökalp, Emrah Adalõ, Funda De-
len ve Seval Keskin olduğu öğrenildi. Muğ-
la’nõn Fethiye ilçesinde ciple otomobilin
çarpõşmasõ sonucu 9 kişi yaralandõ.
39 kişi zehirlendi
EDİRNE (AA) - Edirne’nin Uzunköprü ilçe-
sinde, düğünde yedikleri tavuklu pilav yeme-
ğinden zehirlendikleri belirtilen 39 kişi hasta-
neye kaldõrõldõ. Atatürk Mahallesi’ndeki bir
düğüne katõlan 39 kişi, düğün yemeğinde ta-
vuklu pilav yedikten bir süre sonra fenalaştõ.
Mide bulantõsõ, baş dönmesi ve kusma şikâ-
yetleriyle Uzunköprü Devlet Hastanesi’ne gi-
den 39 kişiden 37’si gõda zehirlenmesi teşhi-
siyle tedavi altõna alõndõ. Tedavileri tamamla-
nan 35 kişinin taburcu edildiği, durumlarõ
ağõr olan 2 kişinin ise hayati tehlikeyi atlattõğõ
ancak tedavilerinin sürdüğü öğrenildi.
Haraç çetesine baskın
KAYSERİ (AA) - Kayseri’de bazõ işyerleri
ve iş adamlarõndan silah tehdidiyle haraç al-
dõklarõ iddia edilen 11 kişi tutuklandõ. Ka-
çakçõlõk ve Organize Suçlarla Mücadele Şu-
besi ekipleri silah tehdidiyle haraç topladõk-
larõ iddia edilen A.U, E.T, Ş.B, Ö.D, H.D,
S.Y, N.Ö, M.C, Ş.R, S.H. ve E.T’yi gözaltõ-
na aldõ. Suç işlemek amacõyla örgüt kurmak
suçlamasõyla mahkemeye sevk edilen 11 ki-
şi tutuklanarak cezaevine gönderildi.
5 kişiye 36 biner TL
ANKARA (AA) - On Numara oyununun bu
haftaki çekilişinde kazanan numaralar “2, 4,
7, 8, 10, 13, 17, 21, 29, 30, 34, 40, 45, 50,
54, 62, 63, 69, 72, 73, 75 ve 76” olarak belir-
lenirken, 10 bilen 5 kişi, 36 bin 159 TL 10’ar
Kr ikramiye kazandõ. Çekilişte 9 bilenler 861
TL 35’er Kr, 8 bilenler 71 TL 10’ar Kr, 7 bi-
lenler 9 TL 95’er Kr, 6 bilenler 1 TL 85’er
Kr, hiçbir numarayõ doğru tahmin edemeyen-
ler ise 1 TL 35’er Kr ikramiye kazandõ.