Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2009 SALI
16 KÜLTÜR
AYNA
ADNAN BİNYAZAR
İçimizden Biri...
Ahmet Taner Kışlalı’nın Kültür Bakanlığı dö-
neminde tanışmıştık Yılmaz Dağdeviren’le. Ben
bakanlıkta Tanıtma ve Yayımlar Dairesi Başka-
nı’ydım. Dağdeviren de o sırada TRT/TV Başka-
nı, aynı zamanda Kültür Bakanlığı “Kültür Yüksek
Kurulu Üyesi” idi.
Yüzü güleç, sesinin tınısı berraktı. İlk karşılaş-
mamızda kırk yıllık dostmuşuz gibi kucaklaşmış-
tık.
Berlin’de bulunduğum yıllardı. Kurul üyelerine
fazla ödeme yapmıştım. Sayıştay’a karşı sorum-
luydum. Benim adıma geri ödeme yapmasıyla suç-
lu duruma düşmekten kurtulmuştum.
Böylece, yüreğim, özünden insan bir dost ka-
zanmıştı...
Elektronik yüksek mühendisiydi.
Çocukluğunda Kuran kurslarından geçerek,
kendi deyimiyle “çeyrek hafız” olduğunu; üniver-
siteyi bitirene değin namaz kılıp oruç tuttuğunu;
nice ilmihaller, dinsel kitaplar devirdiğini...
Kuran’ı Türkçe çevirilerinden okuyarak İslamın
yasakladığı ruhbanın, İslamı nasıl yozlaştırdığı so-
nucuna vardığını...
Nice bilgi aşamalarından geçtikten sonra aklı
inancın önüne geçirerek, düşüncesini bilim-hak
hukuk-doğa-insan-yurt sevgisi temeline oturttu-
ğunu yıllar sonra öğrendim.
Dünyanın neresinde olursa olsun, her gittiği il-
de öncelikle müzeleri geziyor, kitabevlerini dola-
şıyor, sanatsal ve bilimsel etkinlikleri, endüstri fu-
arlarını hiç kaçırmıyordu.
Gözlemlerini anlatırken kendini bilgi yığınları al-
tında bunaltmıyor, üzerinde durduğu konuları çö-
zümsel bir mantıkla yorumluyordu.
Uzun yıllar yurtdışında yaşadığımdan, bu yö-
nelimlerine yakından tanık olamadım. Şimdi her
bir araya gelişte, bunun yansımalarını görüyor, göz-
lemlerini neden yazıya dökmediğini merak edi-
yorum.
Son iki üç yıldır düzenli olarak eleştirel içerikli
iletiler gönderiyor. Özenle hazırladığı her ileti, bu
merakımı daha da arttırıyor.
TRT’de ve TELSİM’de, kendi alanıyla ilgili üst
düzey görevler yüklenmişti. Genç sayılacak yaş-
ta emekli olunca, köşesine çekilmedi, içimizden
biri oldu.
Her gün, temel konusu olan dinselliği nesnel ve-
rilerle algılayıp yorumlamaya yönelik onlarca ile-
ti-yazısıyla kültürel yaşamımıza düşüncenin ışığını
tutuyor.
Umarım, Dağdeviren’in, dinsel aykırılıkları sağ-
lam bilgiler ışığında irdelediği bu iletisel yazıları,
bir kitabın hazırlık denemelerinin öncüsüdür...
Onun şu iki iletisi, ele aldığı konuların yayılış ala-
nını belirlemeye yetiyor:
Yarbay Mustafa Dönmez’e ait olduğu bildiri-
len cephaneler, bazı emekli subayların belirttiği gi-
bi, bulunduğu yere yeni gömülmüş. Kamuoyunu
aldatmaya yönelik silahlar pırıl pırıl, hiçbirinde yıp-
ranma, paslanma yok!
Öyleyse, neden Yarbay Dönmez?..
Dönmez, geçen yıllarda “Askerlik yan gelip yat-
ma yeri değildir!” diyen Sayın Başbakanımızı bu
sözünden dolayı mahkemeye verip, onu “bir
YTL’lik manevi tazminat”a mahkûm ettiren kişidir!
Doğu Anadolu’ya atanarak bir ilçede ev bakan
bir arkadaşa ev sahibi, musluklara ilişkin açıkla-
ma yapar:
“Mutfak musluğu ile banyo musluğu kaçağa bağ-
lı; lavabo musluğu su saatine...”
Arkadaşı şaşkınlıkla sorar:
“Neden ikisi kaçağa bağlı da, lavabo saate?..”
İşte yanıt!
“Evde biz otururken lavaboda aptes alıyorduk;
haram karışmasın diye kaçağa bağlamadık...”
Din ticaretinin hangi kör mantığın ürünü oldu-
ğunu uzun uzun açıklamaya gerek kalıyor mu?..
binyazar@gmail.com
kultur@cumhuriyet.com.tr
‘Canõm Ailem’ dizisi 2008-9 döneminin başõ çekenlerinden...
‘FareliKöy’ünTV’deki ‘kavalcõlarõ’
G
ündelik kaygõlardan ‘kaçış’ alanõm
2000’li yõllardan bu yana televiz-
yon dizileri... Tembelliğe bahane
oluşu, izleme kolaylõğõ, kaçõrõlan bölümlerin
yeniden yayõmlanmasõ, olmadõ internet des-
teği, dizi seyirciliğini yüreklendiren özellikler.
İzlediğim diziler arasõnda ya oyuncularõ, ya
konusu, ya diyalog düzeni ya da görüntü ko-
tarma ustalõğõ nedeniyle tiryakilik yapanlar
da oldu kuşkusuz.
Ne ki bir süre sonra -hele ‘rating’ yük-
seklerdeyse- diziyi uzatmak için, senaristler
başlarõnõ alõp gidiyor, bõktõrõcõ yinelemeler,
olaya yeni insanlarõn katõlõp daha önceki iliş-
kilerin terk edilivermesi, eskiden yaşanmõş
birtakõm durumlarõn bütünüyle unutulmasõ gi-
bi yazarlõk yanlõşlarõ yapõlarak seyirciye
ayõp ediliyor. ‘İkinci Bahar’, bu tür tuzak-
lardan bir oranda uzak durabildiği için ba-
şarõya imza attõ. ‘Bir İstanbul Masalı’ ve
‘Hırsız Polis’ dizilerinin ikinci yarõlarõ ve bi-
tişi ise nasõl da düş kõrõklõğõna uğratõcõydõ...
‘Yaprak Dökümü’ -ille de bir sezon daha
gündemde kalma adõna- epeydir benzer bir
yolda. Ya ‘Elveda Rumeli’?
Geçen dönemin parlayan dizisi ‘Canım Ai-
lem’ 29. bölümden sonra yaz tatiline girmişti.
Şimdilerde ise yeniden yayõmlanõyor. İkin-
ci kez izlemenin çekiciliği, olaylarõn nasõl ge-
lişeceğini değil, senaryonun nasõl biçimlen-
dirildiğini ve oyunculukta nüanslarõn (ayõr-
tõlarõn) nasõl oluşturulduğunu merak et-
mekten kaynaklanõyor. Böylece oyuncunun,
dizi uzadõkça aynõ jest ve mimikleri yine-
lemekten kaynaklanan tekdüzeliğe düşüp
düşmediğini de görüyorsunuz.
İlk bölümü atlamõşõm. İnternette bulup iz-
leyince senaryoyu yazan Selin Tunç’a
hayran kaldõm. Daha sonraki bölümlerle il-
gili düğümlerin ipuçlarõnõn daha ilk bölümde
nasõl metne işlendiğini, böylece gelecekte
yer alacak olaylarõn ‘damdan düşme’ ol-
madõğõnõ gözlemlemek dizi izleyicisi için
mutluluk verici. Çünkü aptal yerine konma-
dõğõnõzõ anlõyor-
sunuz.
Senarist Tunç,
öyküsünü düz-
gün ve kolayca
geliştirilebilecek
bir yapõ üstüne
kurmuş. Dayanõş-
ma gücüne dayalõ
bir dostluk ilişkisi
(Samim-Ali), ana-
larõ babalarõ ölmüş
üç kederli çocukla
(Yiğit, Eda, Mert-
can) beş parasõz
ayazda kalmõş sorumsuz -bir o kadar da se-
vimli- bir dayõ (Samim), 20 yõl önce kendi-
sini düğünde yalnõz koyarak kaçan ve geri
dönmeyen -gemilerde çalõşarak izini kay-
bettiren- Samim’e olan aşkõnõ ve nefretini
unutamamõş -aynõ zamanda çocuklarõn an-
nesinin genç kõzlõk arkadaşõ- olan Meliha,
‘Meloş’un ‘güvenilir’ evlilikler yapmalarõ
için uğraştõğõ iki kõz kardeşi Feride (ve uzat-
malõ erkek arkadaşõ Kenan) ile Seyhan (ve ni-
şanlõsõ Halim)...
Bu kişilerin -raslantõlar sonucu- ‘cam-
dan dikizleme’ olanağõ sağlayan ‘karşı
karşıya’ iki evde konuşlandõrõlmasõyla, 20 yõl
öncesinden bugüne uzanan çeşitli hesaplaş-
malar ve yeni çatõşmalar gündeme geliyor.
Belli başlõ oyun kişilerinden birinin ya da iki-
sinin başõna gelen bir olay, dizinin bir bölü-
müne motorluk etmeye yetiyor. Senarist
Tunç, karakterlerini derinlemesine işlemiş;
bu nedenle, ortaya çõkan ‘olay’larõn içi ‘boş’
değil. Dahasõ, hiçbir olay ‘damdan düşer gi-
bi’ gelmiyor. Bir zamanlar kõzõ Meliha’yla
arkadaşlõk ettiği için Samim’i çifteyle ko-
valamõş olan Adana’daki ‘baba’nõn ‘çeki-
nilmesi’ gereken bir kişi
olduğu ilk bölümden baş-
lanarak duyumsatõlmõş.
Şimdiye dek gösterilen
son birkaç bölümde or-
taya çõkarak Samim ile
Meliha’nõn arasõna giren
Şehnaz’õn varlõğõ bile
ilk bölümde sezdiril-
miş: (Samim’in 8 ay
gemilerde çalõştõğõnõ,
yõlõn 4 ayõnõ da Mar-
maris’te ‘bir arka-
daş’õn pansiyonunda
geçirdiğini daha en
başta biliyoruz.) İlk bölümlerde sõk sõk yer
alan ‘müteahhit’in de bir süre sonra yeniden
ortaya çõkacağõnõ umuyoruz.
Senarist Selen Tunç aynõ zamanda bir di-
yalog ustasõ. Yönetmen Sadullah Celen de
‘ağdalandırma’ tuzağõna düşmeyen sahne-
ler çekmekte usta. Bu nedenle görüntüler de,
oyunculuk da, diyaloglar da su gibi akõp gi-
diyor. Oyuncular mõ? Yalnõz ‘fareli köyün
üç kavalcısı’, Uğur Yücel, Ozan Güven ve
Şebnem Bozoklu değil, öteki oyuncular da
takõyor bizi peşlerine, ha babam gidiyo-
ruz...
Nazar değmesin diyelim...
‘Kansız’ yeniden çekiliyor
Kültür Servisi - Coen Kardeşler’in ilk fil-
mi ‘Kansõz/Blood Simple’ (1984), ünlü Çin-
li yönetmen Yimou Zhang tarafõndan yeniden
çekiliyor. “Kõrmõzõ Fenerler” ve “Altõn Çi-
çeğin Laneti” gibi filmlerden tanõdõğõmõz yö-
netmen Yimou Zhang, en son ‘Pekin Olim-
piyatlarõ’nda açõlõş ve kapanõş törenlerinin sa-
nat yönetmenliğini yapmõştõ. Filmde Çinli ak-
tör Sun Honglei, komedyen Xiao Shenyang
ve aktris Yan Ni rol alacaklar. Yönetmen, son
olarak 2006 yõlõnda “Altõn Çiçeğin Laneti”ni
çekmişti.
KASIMDA GÖSTERİMDE
SON BAŞVURU: 15 AĞUSTOS
Kültür Servisi - Zeki
Demirkubuz’un yeni filmi
‘Kıskanmak’, kasõm ayõnda
gösterime girecek. Çekimleri
Safranbolu’da yapõlan,
başrollerini Nergis Öztürk,
Berrak Tüzünataç ve Serhat
Tutumluer’in paylaştõğõ film,
Nahit Sırrı Örik’in 1956 tarihli
aynõ adlõ romanõndan
beyazperdeye uyarlandõ. Yerli
Film’in yapõmcõlõğõnõ üstlendiği
‘Kıskanmak’õn senaryosu da
Demirkubuz’a ait. Filmin
öyküsü 1930’lu yõllarõn
Zonguldak’õnda geçiyor.
Demirkubuz’un ilk ‘dönem
filmi’ olduğu vurgulanan
‘Kıskanmak’, “kendini çirkin
algılayan bir kadının
duygularını” temel alõyor.
Yönetmen, “Çirkin olmanın
nasıl bir şey olduğu üzerine
çok düşündüm. Günlük
hayatta hiç fark etmediğimiz,
adam yerine bile
koymayacağımız bir insanın,
sıradan hatta çirkin olarak
nitelenecek bir kadının
dünyasında ne olabileceğini
çok merak ettim” diyor.
Zeki Demirkubuz’un
yeni filmi
‘Kõskanmak’
Kültür Servisi - “46. Uluslararası
Antalya Altın Portakal Film
Festivali” için başvurular
sürüyor. Antalya Büyükşehir
Belediyesi’nin desteği ile
Antalya Kültür Sanat Vakfõ
tarafõndan düzenlenen festival,
10-17 Ekim tarihleri arasõnda
gerçekleştirilecek. “Ulusal Uzun
Metraj Film”, “Ulusal Kısa
Film” ve “Ulusal Belgesel
Film” dallarõnda yarõşmaya 1
Ekim 2008 tarihinden sonra
yapõlan, “Uluslararası Film
Yarışması”na ise son iki yõl (24
ay) içinde yapõlmõş filmler
katõlabilecek. Ulusal Uzun Metraj
Film Yarõşmasõ için 17 Ağustos,
Ulusal Kõsa ve Belgesel Film
Yarõşmalarõ için 21 Ağustos,
Uluslararasõ Film Yarõşmasõ için
15 Ağustos’a dek başvurular
yapõlabilecek. Uluslararasõ Film
Yarõşmasõ’na başvuran filmler
seçici kurul tarafõndan
değerlendirildikten sonra,
sonuçlar 24 Ağustos’ta
açõklanacak. Yarõşmalarla ilgili
yönetmeliklere ve başvurulara
“www.altinportakal.org.tr” ile
“www.aksav.org.tr” adlõ web
sitelerinden ulaşõlabilinir.
Altın Portakal’a
başvurular
sürüyor
Kültür Servisi - Tiyatro Kedi’nin üç farklı oyunu Yıldız
Sarayı Mabeyn Köşkü Bahçesi’nde sahnelenmeye
başlayacak. Haldun Dormen, Ebru Cündübeyoğlu,
Tarık Papuççuoğlu’nun oynadığı “Kibarlık Buda-
lası” 12 Ağustos’ta; Nedim Saban, Füsun Önal ve
Atılgan Gümüş’ün oynadığı “Figaro’nun Düğünü”
ise 13 Ağustos’ta izleyici karşısına çıkacak. Dilek Tür-
ker, Deniz Türkali ve Tarık Papuççuoğlu’nun rol al-
dığı “Çalıkuşu” ise 14 Ağustos’ta perdelerini aça-
cak. Tüm oyunların başlama saati 21.00.
Tiyatro Kedi
YõldõzSarayõ’nda
Kültür Servisi- Berlin’deki Martin-
Gropius-Bau Museum, 20.yüzyõlõn
önemli sanat akõmlarõndan Bauhaus
Okulu’nun 90. yõlõnõ müzenin 18
galerisindeki 1000 yapõtõn yer aldõğõ
bir sergiyle kutluyor. Sergi üç
kurumun öncülüğünde; Berlin
Bauhaus Arşivi, the Stiftung Bauhaus
Dessau ve Klassik Stiftung Bauhaus
tarafõndan düzenlendi.
“Bauhaus: A Conceptual Model”
adlõ bu sergide, okulda eğitmenlik
yapan sanatçõ, tasarõmcõ ve
mimarlarõn yapõtlarõ ve öğrenci
çalõşmalarõyla, bugüne dek nadir
olarak sergilenmiş işler de yer alõyor.
Öğrencilerin kâğõt işlerinden
ustalarõnõn tablolarõna uzanan ve bugüne
dek yapõlanlarõn en geniş kapsamlõsõ olan
bu Bauhaus sergisi için üç müzeden
yapõtlar derlenmiş. Metalden heykeller,
seramikler, tablolar, kâğõt işler ve avant
garde tasarõmlarõyla sandalyeden satranç
tahtasõna objeler, bu sergide. Serginin üç
küratöründen biri olan Berlin Bauhaus
arşivi yöneticisi Annemarie Jaeggi, daha
önce böylesine geniş kapsamlõ bir
Bauhaus sergisi yapõlmadõğõnõ söylüyor.
Almanya, Weimar’da kurulduğu 1919
yõlõnda dönemin öncü tasarõmcõ ve
mimarlarõnõ bir araya getiren okul,
kõsa sürede bir eğitim kurumu
olmaktan çok öteye gitmişti.
Bauhaus okulu, sanat tarihinde iz
bõrakan bir üretim ve düşünce
paylaşõm platformu kimliği kazandõ;
yalnõzca mimarlõk, şehir planlama
ve endüstriyel tasarõm alanlarõnõn
değil, güzel sanatlarda da
döneminde önemli bir etkiye sahip
oldu. Okulun en derin etki bõrakan
sanatçõ - hocalarõ arasõnda Vasily
Kandinsky, Lyonel Feininger,
Pauk Klee, Oskar Schlemmer
sayõlabilir. ‘İnsanların
lükslerinden önce, ihtiyaçları’
diyen Meyer gibi, bu okuldaki
birçok tasarõmcõ, mimar ve sanatçõ,
yaptõklarõ işe düşünsel temeli açõsõndan da
yaklaşõyordu. Bauhaus Okulu, 1933’te
Naziler tarafõndan kapatõldõ, okulun
eğitmenleri ve öğrencileri ise dünyanõn
dört bir yanõna dağõldõ.
Bauhaus Okulu 90. yõlõnõ 1000 yapõtõn yer aldõğõ bir sergiyle kutlanõyor
Figaro’nunDüğünü
Berlin’de Bauhaus sergisi...
KOCAELİ 2.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No : 2008/510 Talimat
Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri:
Tapu Kaydõ: Kocaeli ili, İzmit ilçesi, Maşukiye köyü, 4 pafta, 2073 parsel, 760,00 m2 yüzölçümlü arsa nitelikli taşõnmazõn satõşõ yapõlacaktõr.
İmar Durumu: İlgili belediyeden alõnan 26/06/2008 tarih 822 sayõlõ imar durumunda parselin mesken konut alanõnda ve ticaret alanõnda kaldõğõ ayrõk nizam 2 kat inşaat yapõlabileceği kamu teklerinin yapõlma-
sõndan sonra E.0.40 (toplam inşaat alanõ) müsait olduğu anlaşõlmõştõr.
Gayrimenkulün Evsafõ: Kocaeli ili, İzmit ilçesi, Maşukiye köyü, 4 pafta, 2073 parsel, 760,00 m2 yüzölçümlü arsa nitelikli taşõnmaz, Maşukiye Belediyesi, yerleşim olarak Çõnarlõ Mahallesi sõnõrlarõ içinde Ma-
şukiye belediye binasõnõn 50 m. kadar kuzeybatõsõnda Leyla Atakan Caddesi’nin kuzeyinde ve bu caddeye cephelidir. Çõnarlõ Mh. Leyla Atakan Caddesi No: 16 adresinde kalan parsel üzerinde yaklaşõk 3 katlõ (ze-
min+normal+çatõ katõ) betonarme-karkas şeklinde yapõlmõş, zemin ve normal katlarõ mesken olarak kullanõlan 1. normal kata batõ cepheden dõş merdivenle çõkõlan, dört yöne cepheli bina bulunmaktadõr. Her kat-
ta tek daire bulunup daireler 3 oda+salon+mutfak+banyo+wc ve balkon şeklinde olup, pencere doğramalarõ ahşap õsõtma sistemleri sobalõdõr. Meskenin kullanõm alanõ zemin katta 90 m2, normal katlarda 120’şer
m2’dir.
Gayrimenkulün Kõymeti: Bulunduğu yer, halihazõr vaziyeti, civardaki benzer meskenlerin alõm satõm rayiçleri, kõymetine etki eden diğer hususlar ile günün iktisadi koşullarõ da göz önünde bulundurularak, ar-
sa ve binaya toplam 224.903,00 TL (arsanõn değeri: 106.400,00TL + binanõn değeri: 118.503,00 TL) kõymet takdir edilmiştir.
Satõş Şartlarõ:
1-Satõş 15/09/2009 günü, saat: 14,00-14,10 arasõnda, KOCAELİ 2. İcra Müdürlüğü’nde, açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen değerin %60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ
toplamõnõ ve satõş giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla 25/09/2009 günü, aynõ yer ve saatlerde ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr.
Bu artõrmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak üzere artõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok arttõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedeli-
nin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr.
Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir.
2-Artõrmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediğinde 10
günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, alõm harç ve masraflarõ ile tahliye giderleri ve katma değer vergisi alõcõya aittir. Birikmiş vergiler ile tellaliye resmi satõş bedelinden ödenir.
3-İpotek sahibi alacaklõlar ile diğer ilgililerin(*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi
halde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr.
4-İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatlnnamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca te-
merrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tahsil olunacaktõr, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr.
5-Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir.
6-Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/510 Tal. sayõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur.
(İİK 126) (*)İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 43529
SULTAN
KAHRİMAN
1952 – ....
Anneciğim,
Her şeye senin sayende sahip olduğumuzun farkındayız.
Senin yönlendirmen ve dualarınla bugünlere geldik
bizler de sana layık olmaya çalışıyoruz.
Senden sonra sen istiyorsun diye hepimiz
üniversitelerimizi bitirdik ve çalışıyoruz.
Bir eksik olan sensin ama
senin yerin de hiçbir zaman dolmayacak.
Her zaman kalbimizdesin, her gün sana dualar ediyor,
seni torunlarına anlatıyoruz.
Aramızdan ayrılışının 6. yılında
hepimiz seni saygıyla anıyoruz ve
SENİ ÇOK SEVİYORUZ...
Mahmut, Ahmet, Murat, Birgül, Serpil,
Canan, Zülfinaz, Belma, Uğur Taner, Ali Utku,
Murat Berkay Kahriman, Murat Doğan