23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 “B en bir milletin mevcudiye- tini kurtarmak için işe baş- larken ne yazık ki Suri- ye’yi, Irak’ı, bütün İslam dünyasını, za- ruri olarak biraz müsamaha etmek mec- buriyetinde kalmıştım. Çünkü bu âlemi toplayan büyük imparatorluğun enkazı- nı, bizim kadar dostlarımız ve dindaşla- rımızın da görmüş olduklarını biliyo- rum… Ben şahsen bütün camia için gay- ret sarf etsem bile bazı kitlelerde hâsıl ol- muş bulunan zihniyetler, bizi, birbirimi- ze yaklaştırmayacak kadar mühim iş. Bu sebeple, ben bütün kuvvetimi ve kudre- timi, yalnız bu imparatorluk içindeki Türk olan unsura hasretmek mecburi- yetinde kaldım. Ancak ben bu işi yapar- ken çok emindim ki asırlardan beri be- raber yaşamış, dindaşlık yapmış insanlar ayrılamazlar. Yalnız, imparatorluğun yarattığı birtakım suitefehhümlerin unu- tulabilmesi ve nihayet beraber yaşamış bu insanların birbirlerini anlayabilmesi için muayyen bir zaman geçmesi lazımdı. Bugünün henüz gelmiş olduğuna itiraf ederim ki kani değilim. Fakat o dediğim gün gelecektir… Ben söylüyorum ki İslam âlemi ve Suriye milleti ve devleti tama- miyle ve katiyen müstakil olmalıdır. Bu- nu, burada söylediğim gibi, Fransızların ve dünyanın önünde tekrar etmek, benim için şeref ve zevktir… Fransızlar bir gün hakikati görmeye ve onu olduğu gi- bi kabul etmeye mecbur olacaklardır…” “Hatay meselesi şahsım için yeni bir me- sele değildir. Mösyö Franklen Buyyon ile çok uzun görüştükten sonra ben birtakım şeraiti mahsusa ile Hatay’ı bıraktım. Bı- rakmayabilirdim. Fakat bıraktım. İki şey için bıraktım. Bunu açıkça söyleyeyim. Bir kere Suriye mevcudiyetini az çok kuv- vetli hale getirmek için. İkincisi Türkiye ve Suriye birbirlerini anlayacaklardır, bir gün makus hareketler zail olacaktır, biz Suriyelilerle kolaylıkla anlaşırız diye bı- raktım... Fransızlar bizi baş başa bırak- sınlar, biz anlaşırız… Hatay nedir? Kü- çük bir şey. Ben onu bize verin demiyo- rum. Ama bu mesele benim için bir na- mus meselesidir. Biz orayı muharebe ile kaybetmedik… Fransızlara veremem…” 21 Aralõk 1937’de Suriye Başbakanõ Ce- mil Merdan ile Çankaya Köşkü’nde yaptõğõ görüşmede Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri böyle idi… (Bilal Şimşir, “Atatürk’ün Yabancı Devlet Adamlarıyla Görüşmeleri”, Bel- leten, C: VLV/1, Sayõ: 177, Ocak 1981, s.203–206) Diplomatik ziyareti Sezer başlattı 11 Haziran 2000 yõlõnda Hafız Esad’õn ya- şama veda etmesiyle, cenaze törenine katõl- mak üzere, Türkiye’nin yakõnlaşmaya ver- diği önemin en güzel göstergesi olarak dö- nemin Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Se- zer’in Şam’a gidişi iki ülke arasõndaki dip- lomatik ziyaretlerin başlangõcõ olmuştu. O gün bugündür ticaret, kültür, turizm alanõn- da yapõlan ortak çalõşmalar ve alõşverişler- le kendini göstermeye devam ediyor. Ata- türk’ün dediği gibi ‘biz anlaşırız’ evet, biz anlaşõrõz... Aramõzdaki en büyük sorunlardan, ‘Hatay, su ve güvenlik’ sorunlarõnõn gide- rilmesi ile o gün bugündür, giderek artan komşuluk ilişkileri ile daha da pekişiyor… Türkiye’deki çalışmaları örnek almak istiyorlar Suriye Kadõn Birliği, yaptõğõ çalõşmalar- da Türkiye’deki çalõşmalarõ örnek almak is- tiyor. Restorasyon çalõşmalarõnda Suriye, Türkiye ile işbirliği yapõyor. Kültür, turizm, ticaret derken eğitimde de ortak çalõşmala- rõnõn olmasõ arzular arasõnda… Ortadoğu Siyasi Tarihi ve Uluslararasõ İliş- kiler Ana Bilim Dalõ, Ortadoğu Araştõrma- larõ Enstitüsü, Marmara Üniversitesi doktora öğrencisi araştõrmacõ yazar Yasin Atlıoğlu, Suriye ile son yõllardaki yakõnlaşmalarõ şöyle özetliyor: “Türkiye ve Suriye, ta- rihsel ve coğrafi yakınlıklarına rağmen uzun yıllar psikolojik önyargılar ve gü- venlik kaygılarıyla hareket ederek siya- si ve ekonomik olarak uzak kalmışlardır. Bu dönemde yaratılan sorunlar, iki ül- kenin siyasi ve ekonomik güç kaybına yol açmakla kalmamış, Ortadoğu coğrafya- sında düşmanlıkları ve istikrarsızlığı da körüklemiştir. 1998’den günümüze iki ül- kenin iyi niyet, işbirliği ve dostluğu vur- gulayan dış politika davranışlarıyla bir- birine yaklaşması, siyasi ve ekonomik po- tansiyeli tekrar canlandırmıştır. Tarihsel derinliğe ve sürekliliğe sahip olan Tür- kiye-Suriye ilişkileri ve Suriye’nin siya- si varlığını sürdürmesi, Türkiye’nin Or- tadoğu’da bölgesel bir güç olarak etkin şe- kilde var olabilmesi ve Anadolu’nun gü- venliği için gereklidir.” Çok fazla devlet işlerine girmeden Suri- ye ile dostluğa, ticarete, kültüre, yaşama ba- kacak olursak, kendimize daha da yakõn his- sediyoruz en uzun sõnõr komşumuz Suriye’yi ve halkõnõ... Suriye’ye son gidişimde, daha önce hiç duymadõğõm bir atasözü duydum. Ve yü- zümde bir tebessümle ağzõmdan düşmez ol- du… Atasözü şöyle: “Bundan iyisi Şam’da kayısı”. Bence kayõsõya eşdeğerde, hatta da- ha da iyi şeyler var.. Kültürü, kadõnlarõ, erkekleri, romantizm, aşk, eğitim, müzik, masallar, yasemin, nar- gile ve kakule kokulu sokaklar, kahveha- neler, yemekler, hepsi ayrõ ayrõ keyifli… Suriye tadında yaşam Kültürü, kadõnlarõ, erkekleri, romantizm, aşk, eğitim, müzik, masallar, yasemin, nargile ve kakule kokulu sokaklar, kahvehaneler, yemekler, hepsi ayrõ ayrõ keyifli K asyon Tepesi’nin eteklerinde yer alan Şam’õn modern, depreme dayanõklõ, 800.000 Amerikan Dolarõ’na alõcõsõ bulunan lüks binalarõn olduğu Kefersusa’da Cham City Center’de, Cham Gril’de brunch’ta- yõz… Hafta içi olmasõndan dolayõ daha çok ka- dõn ve çocuklarõn katõldõğõ brunch’ta karşõlaş- tõğõmõz İman Sincap, türbanlõ, güler yüzlü bir bayan. Birbirimize yakõnlaşõp İngilizce kõsa bir sohbet yapõyoruz. Sincap “48 yaşındayım, ta- rih öğretmeniyim. Eşim Türkiye ile de iş ya- pan bir işadamı. Çocuğumuz yok, eşimin bü- tün iş seyahatlerinde yanındayım, dünyanın dört bir yanını birlikte geziyoruz” diye anla- tõrken aynõ masadaki yoga öğretmeni Gadah Sa- neh ile birlikte dersleri bitince brunch’a gel- mişler. Gadah ise “Emekli ilkokul öğretme- niyim ve 65 yaşındayım. Dubai’de Hintli ho- camdan öğrendiğim yoga-nefes- meditasyon derslerini 15 yıldır Suriye’de veriyorum. Kimi zaman evlerde özel ders, ki- mi zaman ise bir salonda” diye anlatõyor. Taksim’e benzeyen Bab-Toma... Her zaman sõcaklar fakat samimiyeti fark eder- lerse Suriyeliler daha da sõcaklar. Bir gece res- toranda tanõştõğõm Mouma Rasoul telefonunu verip evine davet etti. Ben de fõrsatõ kaçõrmak istemedim. Evdeki yaşamõnõ çok merak edi- yordum. Telefon açtõğõmda bizim Taksim gibi Eski Şam’da Bab-Toma’da bir kafede buluşup Kasyon Tepesi’nde bulunan evine gittik. Du- vardaki resimler, dünyanõn dört bir yanõndan he- diye gelen heykelcikler ve biblolarla dolu evi, Amerikan mutfak ve loş ortam ‘Yeni Şam’da- sõn, dedirtti bana… Çok içten, modern bir ka- dõn olan Mouma Rasoul’le, kendi hazõrladõğõ Su- riye mutfağõndan aperitif bir şeyler atõştõrõp, Fran- sõz şarabõmõzõ yudumlarken kendisini kõsaca şöy- le anlatõyordu: “2000 yılında 3 çocuklu, dul ve türbanlı bir kadındım. Hobi gibi olsa da fo- toğrafçılık yapıyordum. Birlikte çalıştığım Avusturyalı fotoğrafçı, türbanlı olup gece gündüz çalışmama, ailemle yaşadığım evime davet etmeme çok şaşırırdı. ‘Mouma, sen be- nim Müslüman kadõna bakõş açõmõ değiştirdin’ derdi. Bunu da kitabında yazdı. Sonra Avus- turya’ya gitti ve 3 yıl sonra geri geldiğinde be- nim gazeteci-yazar Sait Berguti ile evlendiği- mi gördü, o zaman türbanımı da çıkarmıştım. Şimdi Halep ve Şam’da ofisi olan İşçi Sen- dikası’nda organizasyondan sorumlu başkan yardımcısı ve sağlık biriminin başkanı olarak çalışıyorum” diyor. Düşük belli, yırtık bluecinli kız... Gece saat 11 olmuştu, kapõ çaldõ, ilk eşinden kõzõ Sera içeri girdi. Sera cin gibi bir kõz, iki iş- te çalõşõyor. Düşük belli, yõrtõk modelli blucini, takõlarõ, şifon atlet body’si ile pek moderndi. Onunla kõsa bir sohbet edip tanõmak istedim. Se- ra Tabra, “Güzellik merkezinde çalışıyorum, makyaj uzmanıyım. Epilasyon, solaryum, makyaj, manikür, pedikür yapıyorum. Ba- şörtülü başörtüsüz her kesimden bayan ge- liyor merkezimize. Suriyeli kadınlar mak- yajdan çok hoşlanıyor, bunun için para har- camaktan çekinmezler ve ülkemizde çok gü- zellik salonu var. Gündüzleri yaptığım ikin- ci bir işimse İsviçre saatleri satan bir dük- kânda satış elemanı olarak çalışmak. Mak- yaj uzmanlığımı akşamları güzellik merke- zinde yapıyorum” diye anlatõp uyumaya git- meden önce kendine ait kartvizitini uzatõyor, ile- tişimde kalmak istiyordu. Çalõşma hayatõnda tanõdõğõm kadõnlardan bi- ri de arkadaşõm İlkay Aktaş Oduncu. Şimdi- lerde altõ aylõk hamile. Doğumunu Şam’da ya- pacak. Suriye’deki iş hayatõnõ ve eğitimini kõ- saca şöyle anlatõyor Oduncu: “Ben Türkiye ve Suriye arasında gidip gelenlerdenim. Hem Antakya’da hem de Şam’da evimiz var. Şam Üniversitesi’nde diş hekimliğini 3. sını- fa kadar okudum, sonra ayrıldım. Daha sonra aynı üniversitede Arapça dil eğitimi al- dım. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Or- tadoğu’da Türkçe-Arapça turist rehberi- yim.” Kasyon Tepesi’nden kuşbakışı Şam. O kuma yazma oranõnõn yüzde 86 olduğu Suriye’de eğitimli kadõn sayõsõ erkeğe oranla da- ha fazla… Dünyaya açõlma çalõşmalarõ içinde olan Suriye’de kadõnlar da atakta. Su- riye’nin, 1957 yõlõndan bu yana faaliyet gösteren tek kadõn kuruluşu olan ‘Suriye Kadınlar Birliği’ çalõşmala- rõna hõz veriyor. Suriye’nin 14 ilinde şubele- ri olan Suriye Kadõnlar Birli- ği’nin başkanõ Eczacõ Majda Kutait, Geliştirme ve İdari Bi- rimden sorumlu Ibtisam Al- dıbs, Basõn ve Enformasyon- dan sorumlu Jumana Rama- dan, Planlama ve Mali İşlerden sorumlu Aida Irej, Nüfus Plan- lama Biriminden sorumlu ise Harbie Al Bida. “Biz çeşitli inanç ve farklı milliyette insanlarla birlikte yaşayan bir ülkeyiz. Ama bi- zi terörist bir ülke olarak gö- rüyorlar. Bu yanlış imajı sil- meye çalışıyoruz. Ortadoğu’da olanlarla ilgili haklı gerçekle- rimiz var. Bundan dolayı sabit ve onurlu duruşumuzu sür- dürmeye devam ediyoruz. Bu da Arap Sosyalist Baas (Diri- liş) Partisi’nin temel ideoloji- sidir. Özellikle Golan Tepele- ri’nin işgali ile ilgili” diyen Ku- tait, Çocuk Sağlõğõ, Üretim Pa- zarlama, Kadõn Haklarõ, Basõn- Enformasyon Planlama, Çevre ve Sosyal Gelişim birimleri bu- lunan birliğin çalõşmalarõnõ şöy- le anlatõyor: Çocuk Sağlõğõ: Suriye’de 400 çocuk yuvasõ ve birliğimizin bir de tõp merkezi var. 1 aylõktan 6 yaşa kadar çocuklarla ilgileniyoruz. Bizde eğitim- li kadõn oranõ, erkeğe göre çok yüksek. 2001 yõlõndan bu yana da 9 yõllõk zorunlu eğitim var. Şimdilerde de Milli Eğitim Bakanlõğõmõz okulöncesi zorunlu eğitim için çalõşmalar yapõyor. UNICEF ve JAI- KA (Japonya Çocuk Gelişim Örgütü) ile beraber bu konu da çalõşmalarõmõz var. Kendi öğretmenlerimizi de bu konuda eğitiyoruz. Üretim Pazarlama: Kadõnlarõmõza el becerisi ve hobiler kazandõrma, doğal ha- yatõ koruma, atõk maddelerden geri dö- nüşüm sağlama konusunda da merkez- lerimizde eğitim veriyoruz. Kadõnlarõn projelerini de destekliyoruz. Bir örnek verecek olursak, onlarõn bir inek alma- larõnõ destekliyoruz; ondan elde ettikleri sütü ve süt ürünlerini satarak paraya dön- üştürüyorlar. Temel amacõmõz kadõnõn iş hayatõna girmesini sağlamak. Türk ve Suriyeli kadõnlar beraber Gazzeli ço- cuklar için birliğimizde üretilenlerle bir kermes düzenledik. Kadõn Haklarõ: Kadõnlarõn haklarõnõ koruyup onlarõ bilinçlendirme çalõşma- larõmõz da var. Daha çok kõrsal kesim- de yaşansa da, ülkemizde İslama göre bir erkek resmen 4 kadõnla evlenebilir. Gençler arasõnda evlilikler ise genel- de 17-18 yaşõndan önce olmuyor. Basõn - Enformasyon Planlama: Bu birimizde TV ve radyo programlarõ ya- põp kadõnlarõ bilinçlendiriyoruz. Ay- rõca aylõk bir kadõn dergisi çõkarõyo- ruz. Çevre ve Sosyal Gelişim: Çevreyi ve doğayõ koruma ve sosyal yaşama uyum sağlama konularõnda bilin- çlendirme çalõşmalarõ yapõyoruz. Kutait sözlerini şöyle tamamlõyor: “Türkiye Cumhuriyeti Cumhur- başkanı Sayın Abdullah Gül ve Su- riye Devlet Başkanımız Beşşar Esad arasındaki özel ve güzel di- yalog halka da yansıdı, bunun için çok mutluyuz. Biz iki ülke Türkiye ve Suriye’yi bir aile gibi görüyoruz. Çalışmalarımızda da Türkiye ile işbirliği yapıp sizi ör- nek almak istiyoruz.” Suriye Kadõnlar Birliği’nin çalõş- malarõ sonucu, Şam’da 22 Ağus- tos’ta Kadõn - Çocuk Araştõrma ve Geliştirme Merkezi açõldõ. Açõlõş- larõnõ ise Arap Sosyalist Baas (Di- riliş) Partisi Kadõn Kolu Başkanõ ve Popüler Organizasyonlar Ofis Baş- kanõ Şahnaz Fakuş (Shahnaz Fa- kush) yaptõ. Ayrõca aynõ gün, Suriye tarihin- de kadõnõn gelişimi, ulusal müca- delelerde erkeğin yanõnda oluşu ile ilgili fotoğraf ve kitaplarõn yer aldõğõ, Su- riye’de bir ilk olan ‘Kadın Müzesi’ açõl- dõ. Gelenek ve görenekleri gösteren kõ- yafet ve ev aletlerinin de yer alan mü- zede etnografik çalõşmalar da gerçek- leştirilecek. SÜRECEK 11 Haziran 2000 yõlõnda Hafõz Esad’õn yaşama veda etmesiyle, cenaze törenine katõlmak üzere, Türkiye’nin yakõnlaşmaya verdiği önemin en güzel göstergesi olarak dönemin Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer’in Şam’a gidişi, iki ülke arasõndaki diplomatik ziyaretlerin başlangõcõ olmuştu. Suriyeli kadõnlar atakta Sera Tabra; Suriyeli kadınlar makyajdan çok hoşlanıyor, bunun için para harcarlar. SURİYE’DE EĞİTİMLİ KADINLARIN ORANI ERKEKLERDEN FAZLA Suriye’nin 14 ilinde şubeleri olan Suriye Kadınlar Birliği’nin başkanı eczacı Majda Kutait. (Fotoğraflar:YILDIZÇELİK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle