Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
26 AĞUSTOS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Balbay’ın Suçu Ne?..
Tek suçu asker-sivil bürokratlarla yaptığı soh-
betlerde not tutmak Mustafa Balbay’ın...
Hangi gazeteci not tutmaz böyle özel sohbet-
lerde?
Tüm gazetecilerin, özellikle ulusal gazetelerin
Ankara temsilcilerinin yaptığını yaptı Mustafa.
Balbay neredeyse altı aydır Silivri Cezaevi’nde
yatıyor.
Daha ne kadar tutuklu kalacağı belli değil!
Mustafa’nın otuzu aşkın kitabı var... O bir gez-
gindir... Yıllar önce yıllık izinlerini yurtdışına çıka-
rak geçirmiştir... Kimi zaman trenle, otobüsle,
uçakla, kimi zaman otostop yaparak.
Orta Asya Cumhuriyetleri’ni dolaşan Mustafa,
bir ara Çin’e gitti, ordan Amerika’ya geçti... Av-
rupa’yı baştan sona dolaştı, Madrid’de soyuldu,
parasız kaldı.
Yazımı sonbaharı anımsatan esintili bir ağustos
sabahında yazarken, Perulu şair Carlos Oguen-
to de Amat’ın o çok sevdiğim “Melek Gül”ünün
dizelerini anımsamaya çalışıyorum.
Galiba şöyleydi şiir:
“Meleğin sesi yükseldi
gül teni denize bakan bir melek
bir gül kolu büyüyor küçük bir kız ağlamakta
tomurcuğunu buldum dün parkta çok bakıyor-
dum
zebrayı bir hayvan sanıyor çocuk
zebra sebzeden bir sabundur
gül sedef bir düğmedir
denize melek çizilmiş bir serçedir.”
Mustafa çoktan uyanmıştır Silivri’de... Te-
levizyonlarda haberleri izlemiş, gazeteleri oku-
muştur.
Belki yarın görüşmeci günüdür... Karısı Gülşah’ı,
çocukları Yağmur ve Deniz’i beklemektedir.
Yazı masamın başında düşünüyorum...
Balbay’ı nasıl anlatmalıyım?
Önce şu soru takılıyor aklıma:
“Balbay terör örgütü üyesi olabilir mi? Yaşamı
boyunca asker ve sivil faşizme karşı kalemiyle, dü-
şünceleriyle demokrasi mücadelesi veren bir ga-
zeteci hükümeti yıkma eylemine girer mi?”
Hafif bir esinti çiçeklerin boynunu büküyor... Es-
ki anılarım canlanıyor.
Balbay’ın öğrencilik yıllarına gidiyorum... Ga-
zeteciliğe başladığı ilk yılları görür gibi oluyorum.
Mustafa niçin altı aydır içeride?
Bilgisayarına yazdığı ve daha sonra sildiği not-
lar yüzünden...
Farklı yıllarda yazılmış hepsi!
Sonra bunları silmiş Mustafa, “işe yaramaz” di-
yerek.
Bir hukuk devletinde böylesine karmaşık,
bazıları değiştirilmiş, eklemeler yapılmış notlar,
bir hükümeti ortadan kaldırmak için kanıt oluşturur
mu?
Evet tüm bunlar “Balbay’ın darbe günlükleri” di-
ye ortaya atıldı, dinci, tarikatçı ve yandaş medya
tarafından.
Evet, bu günlük suç kanıtı ve Balbay yaklaşık
altı aydır tutuklu...
Orhan Bursalı bu konuda ilginç bir saptama
yaptı bir yazısında:
“Ben buna ancak modern engizisyon yöntemi
derim!”
Ben de öyle derim!
Mustafa, olayın siyasi olduğunun bilincinde...
Bir başka gerçek daha var, daha önceleri de-
ğindim...
Emekli Oramiral Özden Örnek’in “darbe gün-
lükleri” mi önemli, yoksa Mustafa Balbay’ın ga-
zetecilik gereği tuttuğu notlar mı?
Hangisi?
Örnek amiral görülen davada ne sanık, ne kuş-
kulu, ne de tanık!
Hukukçular bu gerçeği görmüyor mu?
Gazetelerin Ankara temsilcileri, yazarlar, bi-
lim insanları, sendikalar, demokratik kitle ör-
gütleri, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü niçin
Mustafa’ya destek vermiyorlar?
Bir gazetecinin günlüğü suç öğesi sayılamaz.
Eğer sayılırsa o ülke hukuk devleti değil polis
devletidir...
Mustafa’nın silahı kalemi!
O kalemiyle ve düşünceleriyle bugünlere geldi.
Tek suçu yurtsever olması, emekten yana ta-
vır koyması, demokrasiyi ve özgürlükleri yaşam
biçimi olarak görmesi.
Mustafa’yı 30 yılı aşkın süredir tanırım... Üni-
versite yıllarından bugüne dek...
Eğer Türkiye bir hukuk devletiyse, hukuk faz-
la yıpratılmadan, Mustafa Balbay özgürlüğüne
kavuşmalıdır.
Balbay, PKK itirafçılarıyla çete mi kurmuş,
evinden cephanelik mi çıkmış, toprak altına sui-
kast silahı mı gömmüş?
Ne yapmış Balbay?
Balbay, Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi ola-
rak, asker-sivil bürokratlarla görüşmüş, not tut-
muş...
Bu suç mudur?
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
ÇYDD, TBMM
gündeminde
İstanbul Haber
Servisi - CHP İstanbul
Milletvekili Çetin
Soysal, Ergenekon
soruşturmasõ
kapsamõnda
ÇYDD’den burs alan
öğrencilerin emniyet
tarafõndan
araştõrõlmasõnõ soru
önergesi ile TBMM’ye
taşõdõ. Soysal soru
önergesinde şu sorularõ
yöneltti: “ÇYDD eski
başkanõ merhum
Türkan Saylan’õn
evinde bulunan öğrenci
listeleri ile ilgili olarak
örgüt bağlantõlarõnõn
hangi usule göre
soruşturulmasõ
istenmiştir? Doğu ve
Güneydoğu’da burs
veren başka kurum,
kuruluş ve derneklerin
bursiyerleri ile ilgili
olarak da bu tip
araştõrmalar yapõlmõş
mõdõr?”
Atatürk Maskı
açılıyor
İZMİR
(Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Buca
Belediyesi tarafõndan
Yeşildere’de yaptõrõlan
42 metre
yüksekliğindeki dev
Atatürk Maskõ’nõn,
CHP Genel Başkanõ
Deniz Baykal’õn
katõlõmõyla 28 Ağustos
Cuma gecesi saat
21.00’de açõlacağõ
bildirildi. Buca
Belediyesi’nden
yapõlan açõklamada,
yapõmõ 3 yõlda
tamamlanan ve 3.6
milyon lira harcanan 42
metre yüksekliğindeki
Atatürk Maskõ’nõn
açõlõşõnda ses, õşõk
gösterilerinin
düzenleneceği
kaydedildi.
Kürtçe bilen
memur dönemi
BATMAN
(Cumhuriyet) -
Batman Emniyet
Müdürlüğü, 155 Polis
İmdat hattõnda Kürtçe
bilen bir personel
görevlendirdi. Batman
Emniyet Müdürü Hasan
Ali Bilim, Türkçe
bilmeyen yurttaşlarõn
ihbarlarõnõ
değerlendirmek için
155 Polis İmdat
hattõnda Kürtçe bilen
bir personel
görevlendirdiklerini
kaydederek 24 saat
aralõksõz olarak hizmet
veren 155 Polis İmdat
hattõnda görev yapan
memurlardan en az
birinin Kürtçeyi iyi
konuşup tercüme
edebildiğini ifade etti.
Koç’ta yeni
rektör İnan
İstanbul Haber
Servisi - Koç
Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Attila
Aşkar’õn, görevini Prof.
Dr. Umran İnan’a
bõrakacağõ belirtildi.
Üniversiteden yapõlan
yazõlõ açõklamada,
Rumeli Feneri
Yerleşkesi Sevgi Gönül
Kültür Merkezi’nde 31
Ağustos tarihinde
düzenlenecek törende 8
yõldõr rektörlük
görevini sürdüren Prof.
Dr. Attila Aşkar’õn,
görevini Stanford
Üniversitesi’nden Prof.
Dr. Umran İnan’a
devredeceği bildirildi.
Savcılık talimatıyla Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden burs alan kız ço-
cukları hakkında “terör incelemesi” yapılmış.
Genelkurmay Başkanõ Başbuğ, Kürt açõlõmõ konusunda TSK’nin görüşlerini açõkladõ
Üniter devlet vurgusuANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Genelkurmay Baş-
kanõ Orgeneral İlker Başbuğ,
AKP tarafõndan yürütülen
“Kürt açılımı” konusunda
Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin
(TSK) “düşünce” ve “duru-
şunu” madde madde sõraladõ.
Başbuğ, Zafer Haftasõ do-
layõsõyla yayõmladõğõ mesa-
jõnda Ebedi Başkomutan
Mustafa Kemal Atatürk’ün
önderliğinde gerçekleştirilen
bağõmsõzlõk mücadelesinin
son halkasõ olan Büyük Za-
fer’in 87. yõldönümünü kut-
lamanõn coşkusunu yaşadõk-
larõnõ belirtti. Zafer Hafta-
sõ’nõn 26 Ağustos 1922 günü
sabahõ Kocatepe’den yapõlan
topçu ateşleriyle başladõğõnõ
ve 9 Eylül günü Türk ordula-
rõnõn İzmir’e girişi ve İzmir’in
kurtuluşu ile sona erdiğini
belirten Başbuğ, mesajõnda
Atatürk’ün Büyük Taarruz’u
ve Büyük Zaferi şu şekilde an-
lattõğõnõ kaydetti:
“Türk milletinin burada
kazandığı zafer kadar kesin
neticeli ve bütün tarihe, yal-
nız bizim tarihimize değil,
dünya tarihine yön vermek-
te kesin tesirli böyle bir mey-
dan muharebesi hatırlamı-
yorum. Hiç şüphe etmeme-
lidir ki yeni Türk devletinin,
genç Türk Cumhuriyeti’nin
temeli burada sağlamlaştı-
rıldı. Ebedi hayatı burada
taçlandırıldı.”
Büyük Taarruz ve Büyük
Zafer’in, Türkiye Cumhuri-
yeti’nin doğuşu ve gelişimine
yol açan devrimin başlangõcõ
olduğunu ifade eden Başbuğ,
Atatürk’ün yoksul bir halktan
hem bir ordu, hem de bir mil-
let yaratarak gerçekleştirdiği
inanõlmaz devrimin, Türkiye
Cumhuriyeti’ne laik, sosyal,
demokratik ve hukuk devleti
niteliklerini kazandõran bir
devrim olduğunu vurguladõ.
Başbuğ, başta Atatürk ve kah-
raman silah arkadaşlarõ olmak
üzere bu mücadelede hayatla-
rõnõ kaybeden ve bugün eşsiz
zaferin kazanõmlarõnõ Türki-
ye’nin her karõş toprağõnda
canlarõnõ vererek koruyan aziz
şehitlerin ve kahraman gazi-
lerin önünde saygõyla eğildik-
lerini belirtti. Mesajõnda ad
vermeden Kürt açõlõmõ ile ilgili
olarak da değerlendirmelerde
bulunan Başbuğ, şunlarõ kay-
detti:
“Anayasanın değiştirilmesi
teklif bile edilemez olan 3’ün-
cü maddesinde ifade edildi-
ği gibi ‘Türkiye devleti, ülke-
si ve milletiyle bölünmez bir
bütündür. Dili Türkçedir’.
TSK, Atatürk tarafından
bizlere emanet edilen ve ana-
yasanın 3’üncü maddesin-
de de belirtildiği şekilde;
Türkiye Cumhuriyeti’nin
ulus-devlet ve üniter-devlet
yapısının korunmasında ta-
raftır ve taraf olmaya da
devam edecektir. Ülkelerin
ve milletlerin bütünlüğünün
korunmasının bir bedeli var-
dır. TSK; bu bedelde kendi-
sine düşen tarihi görev ve so-
rumlulukların bilinci içeri-
sindedir. Bugüne kadar bö-
lücü terör örgütü ile müca-
delesinde 5003 evladını şehit
veren TSK, anayasa ve ya-
salar çerçevesinde, bölücü
terör örgütüne karşı bugüne
kadar dünyada eşine hiç
rastlanmayan bir başarı ve
özveriyle yürüttüğü müca-
deleye bundan sonra da ar-
tan bir kararlılıkla devam
edecektir.”
TSK’nin bölücü terör örgü-
tüne karşõ yürütülen mücade-
leyi kararlõlõkla sürdürürken
güvenlik alanõnõn dõşõnda ka-
lan ekonomi, sosyo-kültürel
ve uluslararasõ alanlarda da
devlet tarafõndan gerekli ted-
birlerin alõnmasõnõn önemli
olduğuna inandõğõnõ belirten
Başbuğ, TSK’nin bu konular-
la ilgili görüşlerinin bilinmekle
Orgeneral İlker Başbuğ, Zafer Haftasõ dolayõsõyla
yayõmladõğõ mesajõnda, TSK’nin terörle mücadelede
güvenlik alanõnõn dõşõndaki kõrmõzõ çizgilerini sõraladõ:
TSK terör örgütü ve destekleyicileriyle ilişki kurmaz,
TSK ulus-devlet ve üniter-devlet yapõsõna zarar
verilmesini kabul edemez,
TSK kültürel farklõlõklarõn siyasallaştõrõlmasõnõ mevcut
anayasa içinde mümkün görmez,
TSK tartõşõlacak konularõn, devleti çatõşma ortamõna
sokmayacak konular olmasõna inanõr.
birlikte, Büyük Zafer’in
kutlandõğõ hafta münase-
betiyle bu konulara ilişkin
“düşünce” ve “duruşu-
nun” bir kez daha ifade
edilmesinde yarar görül-
düğünü bildirdi. Başbuğ,
TSK’nin görüşlerini şöy-
le sõraladõ:
“TSK;
- Ulus-devlet ve üniter-
devlet yapısına hiçbir
gerekçeyle zarar veril-
mesini kabul edemez.
- Kültürel farklılıkla-
ra saygılıdır. Ancak kül-
türel farklılıkların siya-
sallaştırılmasını, başka
bir ifadeyle siyasal tem-
sil aracı olmasını, top-
lumsal siyasal kimlik
unsuru haline getiril-
mesini, Türkiye Cum-
huriyeti anayasası için-
de mümkün göremez.
- Terör örgütü ve des-
tekleyicileriyle ilişki ku-
rulmasına yol açabilecek
hiçbir faaliyet içinde bu-
lunamaz.
- Demokrasinin sun-
duğu fırsat alanlarını
kullananların, bireyle-
rin en temel hakkı olan
yaşam hakkını hedef
alan terör faaliyetlerini
hiçbir nedenle hoş gör-
melerini kabul edemez.
- Usul ve yöntem esa-
sı belirler noktasından
hareketle takip edilecek
usul ve yöntemlerde
özenli olunmasının ge-
reğine inanır.
- Her konuyu tartışa-
bilme özgürlüğünün,
devletin varlığını riske
sokacak, ülkeyi kutup-
laşmaya, ayrışmaya ve
çatışma ortamına soka-
cak konuları içermeme-
si gerektiğine inanır.
TSK; Türkiye Cum-
huriyeti’nin temel ni-
telikleri olan laiklik,
demokrasi, sosyal ve
hukuk devleti ilkelerine
yürekten bağlılığı, üs-
tün disiplin anlayışı,
köklü gelenekleri, iti-
dalli ve kararlı yakla-
şımı, hepsinden önem-
lisi Türk milletinden
aldığı güçle dün olduğu
gibi bugün de ve yarın
da üstlendiği her görevi
başarıyla yerine getir-
meye devam edecektir.
Şüphesiz ki; ‘Güçlü Or-
du, Güçlü Türkiye’dir’.
Türkiye Cumhuriyeti,
bulunduğu hassas coğ-
rafyada birlik ve ülke-
sine sadakat içinde va-
tanını ve milletini seven
insanlarıyla çağdaş top-
lumlar arasında hak
ettiği yeri almalıdır.”
Koyu harf vurgusu
Başbuğ’un mesajõnda
“Türkiye devleti, ülkesi
ve milletiyle bölünmez
bir bütündür. Dili Türk-
çedir” ve “Güçlü Ordu,
Güçlü Türkiye’dir” ifa-
delerinin siyah koyu harf-
lerle vurgulanmasõ dik-
kat çekti.
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Kürt açõlõmõ çerçeve-
sinde yurtiçinde gö-
rüşmelerini büyük
oranda tamamlayan
İçişleri Bakanõ Beşir
Atalay, şimdi de te-
rörle mücadele eden
ülkelerin yetkilileriy-
le görüşmeye hazõrla-
nõyor.
Atalay, bu kapsam-
da ETA terörüyle mü-
cadele eden İspan-
ya’nõn deneyimlerini
dinlemek için İspanya
İçişleri Bakanõ Alfre-
do Perez Rubalca-
ba’yõ Türkiye’ye da-
vet etti. Rubalcaba’nõn
eylül ayõnda Anka-
ra’ya gelmesi bekle-
niyor.
Kürtçe eğitim için
model arayõşlarõ da
devam ediyor. Ağõr-
lõklõ görüşlerden biri
Kürtçenin tõpkõ diğer
yabancõ diller gibi seç-
meli olmasõ. Ancak
bunun için altyapõ so-
runu var. Öncelikle
fakültelerde Kürt Dili
ve Edebiyatõ bölümleri
açõlarak öğretmen ye-
tiştirilmesi gerekiyor.
DTP’de hayal kırıklığı
Hükümetin Kürt açõlõmõ konusunda bilinen resmi söylemlerin dõşõna
çõkamadõğõnõ belirten parti yöneticileri ‘AKP, muhalefete çanak tutuyor’ dedi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DTP, Kürt açõlõmõ çer-
çevesinde AKP’nin sergilediği
tutumun “kaygı duyulacak bir
yaklaşım halini” aldõğõnõ belir-
terek “Son MGK bildirisin-
den ve Genelkurmay’ın açık-
lamasından da anlaşılacağı
üzere AKP’nin açılım dediği
şey aslında bilinen resmi söy-
lemin allanıp pullanmasından
ibaret kalmaya adaydır” açõk-
lamasõnõ yaptõ.
DTP Grup başkanvekilleri
Gültan Kışanak ve Selahattin
Demirtaş yaptõklarõ açõklamada,
AKP hükümetinin Kürt açõlõmõ
sürecinde izlediği tutumu eleş-
tirdi. Hükümetin, çalõşmalarõn
başlangõcõnda üslup ve yöntem
konusunda hassasiyetleri öne
çõkararak DTP’nin de desteğini
aldõğõ belirtilen açõklamada, ge-
linen aşamada ise üslubu bir
kenara bõrakmakla kalmayõp,
çözümü zorlaştõracak girişimle-
re de imza atmaya başladõğõ
kaydedildi. CHP ve MHP’nin
açõlõmõn “bölücü talepler” ol-
duğu yönündeki DTP’ye yöne-
lik eleştirilerine AKP’nin de ay-
nõ üslupla yanõt vererek “pro-
vokatif ve saygısızca tutuma
ortak olduğu” kaydedilen açõk-
lamada, “AKP hükümeti bu ta-
leplerin bölücü olmadığını tam
tersine 80 yıldır inkâr edilen
Kürtlerin demokratik hakla-
rı olduğunu savunmak yerine,
ürkek ve korkak bir yakla-
şımla ‘Zaten biz de sizin gibi dü-
şünüyoruz’ diyerek muhalefe-
tin haksız tutumuna ortak ol-
makta ve çanak tutmaktadır”
denildi.
Açõklamada, “sayın” diye
söz edilen Abdullah Öcalan’õn
ölüm cezasõnõn infaz edilme-
mesiyle ilgili AKP ve MHP’nin
yürüttüğü tartõşmanõn da “sevi-
yesiz ve çirkin” boyuta ulaştõ-
ğõ savunularak idamõn infazõnõ
durduranõn MHP, DSP ya da
ABD değil, “halk desteği” ol-
duğu ileri sürüldü. Açõklamada,
“Kaldı ki açılımdan söz eden
bir hükümetin kalkıp da idam
cezasının kaldırılmasını eleş-
tirmesi ve bunu bir politik
malzeme olarak kullanması
tam anlamıyla siyasi faciadır”
denildi. AKP hükümetinin bir
yandan operasyonlarõ sürdürüp
diğer yandan Kürt halkõnõn de-
ğerlerine dil uzatarak Kürtlerin
sorunlarõnõ çözmeye çalõşmasõ-
nõn “trajik” bir yaklaşõm oldu-
ğu savunulan açõklamada, şu
görüşlere yer verildi:
“Son MGK bildirisinden ve
Genelkurmay’ın açıklama-
sından da anlaşılacağı üzere
AKP’nin açılım dediği şey as-
lında bilinen resmi söylemin al-
lanıp pullanmasından ibaret
kalmaya adaydır. DTP’yi ve
Kürtleri sorumlu bir dil ve üs-
lup kullanmaya davet eden
ve karşılıklı hassasiyetlerden
söz eden kesimlerin de bu se-
viyesiz yaklaşımlar karşısın-
daki suskunluğunu anlamak
mümkün değildir. Şüphesiz
ki 72 milyon yurttaşın hassa-
siyetinden söz ederken bu 72
milyonun içinde Kürtlerin de
olduğu unutulmamalıdır. Bu
çerçevede AKP hükümetine
bir kez daha hatırlatıyoruz
ki; demokrasi mücadelesi il-
kesel ve vicdani bir duruşu ve
elbette ki bedel ödemeyi göze
almayı gerektirir, eğer bu ce-
sareti ortaya koymaktan ka-
çacaksanız halkı boş yere
umutlandırmaktan vazgeçin,
aksi takdirde en çok kaybeden
siz olursunuz.”
Kürt açõlõmõndan söz eden hükümetin
Öcalan’õn idam cezasõnõn kaldõrõlmasõnõ
eleştirmesini siyasi facia olarak nitelendiren DTP,
AKP’nin Genelkurmay’õn açõklamasõnõn ardõndan
takõndõğõ tutumu da ‘ürkek ve korkak bir yaklaşõm’
olarak değerlendirdi.
KÜRT AÇILIMI
AKP
ETA’yı
inceliyor