28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2009 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Haberal Haklı mı? International Society Of Burn Injury ISBI, (Ulus- lararası Yanık Derneği) gelecek yıl İstanbul’da ya- pılması planlanan 15. kongresinin Ergenekon soruşturmasının yarattığı güvensizlik ve ekonomik sorunlar yüzünden başka yere kaydırılması ihti- malini gündeme alınca, ülkemizin ve dünyanın ön- de gelen tıp otoriteleri, aynı zamanda da, söz ko- nusu kuruluşun, 2006-2008 yılları arasında baş- kanlığını yapmış olan, Prof. Dr. Mehmet Haberal tepki göstermiş. Prof. Dr. Mehmet Haberal, dernek yöneticileri- ne gönderdiği mektupta, şunları söylemiş: - Şu anda yaşanan sorunlar tamamen benim ve ülkemin sorunlarıdır. Nasıl ki, sizlerin ülkeleriniz- de yaşananlar beni ilgilendirmez ise benim ül- kemde yaşananlar da sizleri ilgilendirmez. Olayı, haber olan, ilginç kılan yön ise Sayın Ha- beral’ın Ergenekon soruşturması dolayısıyla tutuklu statüsünde olmasıdır. Bu durumda, olay daha dramatik ve de epik bir nitelik kazanıyor. Ama emin olun ki, olayın bu yönü olmasaydı da- hi, benim açımdan uzun uzun üzerinde durulma- sı gerekiyordu. Şu anda tutuklu statüsüyle hastanede bulunan Prof. Haberal’ın çıkışı, kimilerince göz yaşartıcı bir yurtseverlik örneği olarak görülüp, çok beğenilmiş olabilir. Ne yazık ki, ben olaya hiç de öyle bakamıyor, Sayın Haberal’ın haklı olduğunu düşünemiyorum. Hatta daha da ileri giderek, bu davranışın ben- de yurtseverlikle ilgili çağırışımlar yapmayıp, da- ha ziyade şovenist bir izlenim uyandırdığını be- lirtmek isterim. Sayın Haberal’a hak veremiyorum, çünkü insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularının uzunca bir süredir, devletlerin, ülkelerin, milletlerin içişle- ri sınırları dışına çıkarılmış olduğunu biliyorum. Hiçbir devlet, hukukun üstünlüğü ilkesini ayak- lar altına alırken, “Bu benim içişim sana ne!” di- yemez. Hiçbir ulus kendi ülkesinde insan hakları ihlal- leri karşısında “Ben memnunum size ne oluyor!” diye çıkışamaz. Bu gibi ahvalde, hem başkalarının bizim işimi- ze karışabileceğini, hem de bizim başkalarının bu ihlallerine karşı durma hakkımız olduğunu bilme- miz gerekir. Ergenekon soruşturması ile birçok insanın te- mel hak ve özgürlüklerini çiğnemiş, hukuka aykı- rı davranışlardan dolayı insanların hakları gasp edil- miş ve nihayet kimileri bu soruşturma sırasında canlarından olmuşlardır. Bütün bunlar bütün bir ülkenin, bütün dünyanın ilgilenmesi gereken sorunlardır. Doğrusu insan hakları konusunda pek saygılı ol- duğunu ileri süren AB’nin bu dava karşısında üç maymunu oynamasıdır asıl eleştirilecek olan, bir ihlale insanca tepki verilmesi değil... Yakında Ergenekon duruşması ile ilgili olarak, AİHM nezdinde açılmış davalar birbirini izlerse bu- na şaşmayalım. Ve bunları yapacak olanlar, Tür- kiye’yi dışarıya gammazlamış kişiler olmayacak, olsa olsa, hakkını arayan kişiler olarak nitelene- ceklerdir. Ulusalcı duygular bir insanın kendi ülkesinde- ki, ister kendisine yönelik olsun, ister başkasına hukuk ihlallerini görmezden gelmesine neden ol- maz olmamalıdır. Tam tersine ulusalcılık kendi ülkesinde hukukun üstünlüğü ilkesi ile temel hak ve özgürlüklere say- gılı olunmasını istemeyi içerir. Ülkesindeki insan hakları ve hukuk ihlalleri kar- şısında sessiz kalan insan yurtsever değildir, çünkü yurtseverlik o toprakların insanlarını sevmeyi zorunlu kılar. Kendi insanını sevmeyen yurtseve- rin sevgisi totem tutkusundan öteye geçmez. Kendi ülkesindeki insan hakları ihlallerini örtmek şovenizmdir. “Benim insanım, benim devletim neyi yaparsa iyi yapar, doğru yapar” zihniyeti şovenizmdir. Bütün bu nedenlerden dolayı Sayın Haberal’ın tepkisinin haklı olduğunu sanmıyorum. asirmen@cumhuriyet.com.tr Yaş çaydaki kota ve kontenjan uygulamalarõ ile düşük fiyat ve ödeme politikalarõnõ eleştirdiler ÜreticidenErdoğan’aprotesto ÖMER ŞAN RİZE - Çay üreticileri Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan’õn dünkü programõ öncesi protesto eylemleri düzenledi. Rize il Kon- gresi’nde konuşan Erdoğan’a bir kadõn “Ekonomik kriz ne oldu Sayın Başbakan?” diye bağõrdõ. Önceki gün Trabzon’da bir di- zi programa katõlan Başbakan Erdoğan, Rize’ye geçerken Trab- zon’un Araklõ ilçesinde durarak yurttaşlarla bir araya geldi. Bu sõ- rada Erdoğan’a sevgi gösterisin- de bulunmak isteyen Turan De- mir, yanlõşlõkla Başbakan’õn ka- rõn boşluğuna yumruk attõ. Canõ yandõğõ gözlenen Erdoğan, bu sõrada “ah” dedi. Korumalar ta- rafõndan uzaklaştõrõlan Demir, yanlõşlõkla çarpõştõğõnõ iddia etti. Erdoğan, Rize il sõnõrõnda da partililerce 40 pare top atõşõyla karşõlandõ. Erdoğan burada ko- nuşmasõnõn ardõndan gençlerin arasõna girerek horon oynadõ. Er- doğan, daha sonra Rize Güney- su’ya geçti. Burada da kõsa bir ko- nuşma yaptõktan sonra evine ge- çen Erdoğan, dün de partisinin Ri- ze İl Kongresi’ne katõldõ. Erdoğan’õn dünkü programõ öncesinde de çay üreticileri pro- testo eylemleri düzenledi. Pazar ve Ardeşen’de basõn açõklamasõ yapan üreticiler yaş çaydaki ko- ta ve kontenjan uygulamalarõ ile düşük fiyat ve ödeme politikala- rõnõ protesto ettiler. Erdoğan, kongredeki konuşmasõ sõrasõnda da protestoyla karşõlaştõ. Konuşmasõnda ekonomiden söz ederken dinleyiciler arasõndan bir kadõn, “Ekonomik kriz ne ol- du Sayın Başbakan?” diye ba- ğõrdõ. Protestocu kadõnõn sesini da- ha fazla yükseltmesi ve “Sayın Başbakan ekonomik kriz yok mu?” diye bağõrmasõ üzerine alandaki kalabalõktan destek al- kõşlarõ geldi. Bunun üzerine Er- doğan şunlarõ söyledi: “Bu salonun içine girenlerin danışma meclisinin içinde ol- maları söz konusu değil. Eko- nomik kriz nedir ne değildir sorsan tanımlamaktan aciz olan insanlar bunlar. Kestiğin çayın parasını erken almaya başla- dığın için mi ekonomik kriz var? Bu paraları erken aldığı- nızdan dolayı mı krizden bah- sediyorsunuz? Rize’de Çay- kur’a birçok yavrumuz alındı- ğı için mi ekonomik krizden bahsediyorsunuz? Tahriklere, provokasyonlara, karalamala- ra asla boyun eğmedik. 8 yıl sonra bugün aziz milletimizin karşısına alnımız açık çıktık.” ERTOSUN Başsavcılık telekulağı soruşturacak ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi Ali Suat Erto- sun’un, dinlenildiği ve ta- kip edildiği iddialarõnõn araştõrõlmasõ ve sorumlu- larõn cezalandõrõlmasõ is- temiyle yaptõğõ suç du- yurusu üzerine soruşturma başlattõ. Başsavcõlõk, Ertosun’un suç duyurusu dilekçesini işleme koydu. Soruşturma, Basõn Suçlarõ Soruştur- ma Bürosu tarafõndan yü- rütülecek. “Özel hayatı- nın gizliliğinin ihlal edil- diği” gerekçesiyle suç du- yurusunda bulunduğunu belirten Ertosun, HSYK’nin yaz kararna- mesi çalõşmalarõ sõrasõnda basõnda yer alan fotoğ- raflarõn, dinlenildiği şüp- helerini güçlendirdiğini, fotoğrafta birlikte görül- düğü kişilerin de dinleni- lip dinlenmediğinin ve ta- kip edilip edilmediğinin tespit edilmesini istemiş- ti. Dinlemenin hâkim ka- rarõna dayanmasõ gerekti- ğini ifade eden Ertosun, “Şayet böyle bir şey yok- sa, Türk Ceza Kanu- nu’nun (TCK) 133, 134, 135, 136. ve 137. mad- deleri ile ‘özel hayatõn gizliliği ve korunmasõnõ’ düzenleyen anayasanın 20. maddesine muhalefet edildiğini” kaydetmişti. Ertosun, soruşturma so- nucunda, bu eylemleri gerçekleştirenlerin kim- ler olduğunun, bu kişiler devlet görevlileri ise mah- keme kararlarõ olup ol- madõğõnõn belirlenmesini istemişti. ÜSKÜL, ATK’Yİ ZİYARET ETTİ ‘Kurum baskı altındakalıyor’ Üskül, “Tutuklu ve hükümlülerin içinde gerçekten çok ağõr hastalõkla mücadele edenler var’ dedi. İstanbul Haber Servisi - TBMM İnsan Haklarõ Komisyonu Başkanõ Zafer Üskül, ATK’nin içinde yetkili kişilerin, kurullarõn baskõ altõnda kalmasõnõn zaman zaman söz konusu olduğunu belirtti... Çok ağõr hastalõkla mücadele eden tutuklu ve hükümlülerin, cezalarõnõn ertelenmesi ya da tutukluluk kararlarõnõn yeniden değerlendirilmesinin yaşam haklarõnõn korunmasõ bakõmõndan önemli olduğunu ifade eden Üskül, Adli Tõp Kurumu (ATK) Genel Kurulu’nun 27 Ağustos’ta toplanacağõnõ ve kanser hastasõ DHKP/C davasõ hükümlüsü Güler Zere’nin de durumunun görüşüleceğini belirtti. Yenibosna’daki ATK’yi dün ziyaret eden Üskül, kurum Başkanõ Doç. Dr. Haluk İnce ve diğer yetkililerle birlikte incelemelerde bulunduktan sonra basõn mensuplarõyla bir araya geldi. Üskül, Zere’nin tedavi gördüğü Çukurova Üniversitesi Tõp Fakültesi Hastanesi’nin koşullarõna dair birtakõm iddialarõ araştõrmak için geçen cuma günü Adana’ya gittiğini anõmsattõ. Zere’nin hastanede kadõnlar koğuşunda yalnõz kaldõğõnõ vurgulayan Üskül, tedavi koşullarõnõn bir tõp fakültesi hastanesinde olmasõ gerektiği gibi sürdüğünü gözlemlediğini kaydetti. Üskül, şöyle devam etti: “Ancak Güler Zere ile ilgili sonrasında ‘ne olacak’ sorusu var. Işın tedavisi sona erdiğinde hastanın taburcu edilmesi gerekir. Taburcu edilmesi halinde Elbistan Cezaevi’ne geri gönderilecektir. Oradaki koşulların daha sonraki tedavi sürecinin sürdürülmesi bakımından elverişli olmayacağı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ATK Genel Kurulu’na yapılan itiraz önümüzdeki günlerde görüşülecek.” Üskül, önceki gün de İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’õ ziyaret ettiğini ve Münevver Karabulut cinayeti ile ilgili de bilgi aldõğõnõ anõmsattõ. Üskül, “Cinayetin çözülmesi, daha doğrusu cinayet büyük ölçüde çözüldü ama zanlının yakalanması için gereken tüm çalışmaları yapmakta olduğunu ve bundan sonra da yapmaya devam edeceğini belirtti. Cinayette ATK de üzerine düşeni hiçbir şeyi gizlemeden yapmıştır” diye konuştu. ATK’nin eleştirilere de maruz kaldõğõnõ anõmsatan Üskül, kurum içinde yetkili kişilerin, kurullarõn baskõ altõnda kalmasõnõn da zaman zaman söz konusu olabildiğini belirtti. GÜNAY BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ Aram Tigran’ın ailesi Belçika’ya başvurdu DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Atina’da yaşamõnõ yitiren Kürt müziğinin duayeni Ermeni sanatçõ Aram Tigran’õn ailesi İçişleri Bakanlõğõ izin vermeyince Tigran’õ Brüksel’de toprağa vermek için harekete geçti. Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay ise Tigran’õn ailesine başsağlõğõ diledi. Geçirdiği rahatsõzlõk sonucu 6 Ağustos’ta Van Gelismos Hastanesi’ne kaldõrõlan Tigran, 8 Ağustos’ta yaşamõnõ yitirdi. Tigran’õn vasiyeti üzerine ailesi cenazesinin Diyarbakõr’da toprağa verilmesi için Türkiye’ye başvurdu. Ancak bütün girişimler sonuçsuz kaldõ, İçişleri Bakanlõğõ talebi reddetti. Tigran ailesi de usta müzisyeni 16 yõl yaşadõğõ Atina yerine oğlunun yaşadõğõ Brüksel’de toprağa vermek için girişimlere başladõ. Belçika hükümetine başvuran aileye bugün yanõt verilmesinin beklendiği belirtildi. Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay ise Aram Tigran’õn vefatõ dolayõsõyla başsağlõğõ mesajõ yayõmladõ. Günay, mesajõnda Tigran’õn vefatõndan duyduğu üzüntüyü ifade ederek ardõnda onlarca önemli eser bõrakan ozan Aram Tigran’a rahmet, yakõnlarõna ve sevenlerine başsağlõğõ diledi. Erdoğan partisinin Rize İl kongresi’ndeki konuşmasõ sõrasõnda, “Tahriklere, provokasyonlara, karalamalara asla boyun eğmedik” dedi. Kaçmaz, kararõnõn doğru olduğuna inandõğõnõ söyledi ‘Beni hiç kimse yıldıramaz’ SAMSUN (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün “Kayıp Trilyon” dava- sõyla ilgili olarak “sahtecilik”ten yargõlanmasõna karar veren, Ada- let Bakanlõğõ müfettişlerince te- lefonlarõnõn dinlendiği iddiasõyla Sincan Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’na suç duyurusunda bulunan Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Osman Kaçmaz, ken- disine gönderilen tozlu zarf ve teh- ditlerle ilgili olarak “Beni hiç kimse yıldıramaz” dedi. Eşi Dilek Kaçmaz’õn ailesini ziyaret etmek üzere Samsun’da bulunan Kaçmaz, HSYK Üyesi Ali Suat Ertosun’un ardõndan kendisine de “tozlu zarf” gön- derilmesiyle ilgili açõklamalarda bulundu. Aldõğõ kararlarõn doğru olduğuna inandõğõnõ ve kimseden çekinmediğini belirten Kaçmaz, “Allah’ın verdiği canı Allah’tan başka kimse alamaz. Bütün bu yaşananlardan dolayı hiçbir şeyden çekinmiyorum. Karar- larımın doğru olduğuna inanı- yorum. Beni hiç kimse yıldıra- maz” diye konuştu. Tozlu zarftaki maddenin ilk incelemelere göre deterjanda kul- lanõlan bir madde olduğunu ifade eden Kaçmaz, “Ben doğru ol- duğuna inandığım kararları al- maya devam edeceğim” dedi. Başbakan Erdoğan, Güneysu’dan kongrenin yapıldığı yere giderken yurttaşlarla sohbet etti. (AA) Zafer Üskül. Dilekçe vermek isterkengözündenoldu ANKARA (AN- KA) - Eğitim-Sen An- kara 2 No’lu Şube üyesi Dengiz Sön- mez, 5 Haziran tari- hinde dilekçe vermek üzere bir grup eğitim çalõşanõyla birlikte Milli Eğitim Bakanlõ- ğõ’na yürürken polisin müdahalesiyle karşõ- laştõ. Cop, biber gazõ ve göz yaşartõcõ bom- baya hedef olan Den- giz Sönmez, o tarihten bu yana 2 kez ameli- yat geçirmesine karşõn görme yetisini büyük ölçüde kaybetti. KESK Ankara Şu- beler Platformu Dö- nem Sözcüsü Hasan Karakaya, “Bir ar- kadaşımız, anayasal hakkını kullanmak istediği için şiddete maruz kaldı ve göz- lerinden 2 ameliyat geçirmesine karşın sağlığına kavuşama- dı. Şimdi 3’üncü kez ameliyat olacak. Bu olaya yol açan polisin bulunmasını, gerek- li işlemin yapılması- nı talep ediyoruz. Po- lisin bu faşizan tutu- munu şiddetle pro- testo ediyoruz.” KESK Ankara Şu- beler Platformu Dö- nem Sözcüsü Karaka- ya, demokratik bir mücadele verip kamu çalõşanlarõnõn hakkõnõ savunan KESK üye- lerine yönelik baskõ- larõn son zamanlarda arttõğõnõ da ifade ede- rek, “Son aylarda KESK Genel Mer- kezi dahil sendika- larımızın birçok il- deki şubeleri güven- lik güçleri tarafın- dan basılmıştır. Bu baskın ve arama iş- lemlerinin Ceza Mu- hakemeleri Kanu- nu’nun ilgili madde- leri gereği savcı ta- rafından yürütülme- si gerekirken jan- darma tarafından yapılması dikkat çe- kicidir” dedi. ÖĞRETMENE DAYAK CMYB C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle