Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
8 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
A
vrupa Birliği’nin 16 Nisan 2003’teki
Atina zirvesinde Kõbrõs Rum kesimi
AB’ye giriş sözleşmesini imzaladõ. Bu
gelişmenin sonrasõnda Yunanistan Başbakanõ
Kostas Simitis, 18 Nisan’da Rum kesimini
ziyaret etti ve Rum kesiminin AB’ye giriş söz-
leşmesini imzalamasõyla ilgili olarak “Enosisi
başardık” ifadesini kullandõ.
Simitis, 19 Nisan’da KKTC’deki bazõ muha-
lefet partilerinin yetkilileriyle Rum
kesimindeki Yunan Büyükelçiliği binasõnda
görüştü. Bu, adanõn yeni bir dönemin başõnda
olduğunun en önemli göstergesiydi.
Bu gelişme sonrasõ KKTC’den kritik bir dip-
lomatik manevra geldi. KKTC Bakanlar
Kurulu, 21 Nisan 2003’te yaptõğõ olağanüstü
toplantõda, KKTC ile Rum kesimi arasõndaki
geçişlerin serbest bõrakõlmasõ yönünde tarihi
bir karar aldõ.
Rumlar böyle bir karara hazõrlõksõz yakalan-
mõştõ. Rum yönetimi, Türk tarafõnõn böyle bir
adõm atmasõnõ beklemiyordu. Rum Ulusal
Konseyi, 22 Nisan’da toplandõ ve KKTC’nin
serbest geçişlerle ilgili kararõnõ tanõmadõğõnõ,
ancak geçişleri engellemeyeceğini duyurdu.
KKTC Bakanlar Kurulu’nun 21 Nisan’da
aldõğõ karar, 22 Nisan’da Resmi Gazete’de
yayõmlandõ ve 23 Nisan sabahõ KKTC ile Rum
kesimi arasõnda, belli kurallara bağlõ olarak
serbest geçişler başladõ.
RUMLAR KKTC’YE GEÇMEK İÇİN
SAATLERCE KUYRUKTA
İlk günlerde, beklenenlerin aksine, sõnõr kapõ-
larõna Kõbrõslõ Türkler değil, Rumlar yõğõldõ.
Rumlar, KKTC’ye geçmek için saatlerce uzun
kuyruklarda beklemeyi göze aldõ.
İlk iki haftada, gün içinde KKTC’ye geçen
Rumlarõn sayõsõ 30 bine kadar çõktõ.
KKTC Bakanlar Kurulu, 29 Nisan’da da
Rumlarõn KKTC’deki otellerde 3 gün konakla-
masõna izin veren kararõ aldõ.
Rumlarõn yoğun şekilde KKTC’ye geçmeleri
ve buradaki otellerde konaklamalarõ, Rum yet-
kilileri rahatsõz etti. Diplomatik alanda mevzi
yitirmekte olduklarõnõ anlayan Rumlar, karşõ
hamle yaptõlar. Rum milletvekilleri, KKTC’de
eski sahibi Rum olan otellerde konaklayan
Rumlara para ve 2 yõl hapis cezasõ verilmesini
öngören yasa tasarõsõnõ Rum meclisine sundu.
Bu noktada Türk tarafõ bu kez uluslararasõ
alanda diplomatik bir manevra yaptõ. KKTC
Bakanlar Kurulu da mayõsta Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn ziyareti öncesinde yine bir
dizi karar aldõ. Kararlar uyarõnca, KKTC’nin
Temmuz 2000’den bu yana BM Barõş Gücü’ne
uyguladõğõ bazõ kõsõtlamalar kaldõrõldõ.
TÜRK TARAFINDA YENİ AÇILIMLAR
Sayõsõ daha sonra belirlenmek üzere, Rum
öğrencilere KKTC’deki üniversitelerde burs
verilmesi öngörüldü. Telekomünikasyon Daire-
si’ne Rum tarafõ ile telefon irtibatõnõn
sağlanmasõ yönünde girişim yapmasõ için yetki
verildi, KKTC’de faaliyet gösteren GSM şirket-
lerinin Rum tarafõyla “rooming” anlaşmalarõ
yapmalarõna “yeşil ışık” yakõldõ. Bütün bu açõ-
lõmlar, Türk tarafõnõn “uzlaşmacı” tavrõnõn
göstergesi olarak ortaya kondu.
Başbakan Erdoğan, 9 Mayõs’ta KKTC’ye
yaptõğõ ziyarette, Ledra Palace Sõnõr Kapõsõ’nõ
da ziyaret ederek, Yeşil Hat’a kadar gitti ve
KKTC’ye giriş yapmak için bekleyen bazõ Rum
ailelerle sohbet etti. Kõbrõs Rum yönetimi ise
Erdoğan’õn ziyaretinden kõsa bir süre önce Kõb-
rõslõ Türklere yönelik önlemlerini açõklamõştõ.
AB Komisyonu da 3 Haziran’da kendi pake-
tini açõkladõ. Bu pakette Rumlarõn izi açõkça
görülebiliyordu. KKTC, AB paketini, “Rum
patenti taşıyan paket” olarak niteledi.
AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu
üyesi Günter Verheugen, 17-18 Haziran’da
Kõbrõs Rum Kesimi’ni ve KKTC’yi ziyaret etti,
siyasi soruna bakõlmaksõzõn Rum tarafõnõn
Mayõs 2004’te AB’ye üye olacağõnõ söyledi.
TAKAS VE TAZMİNAT YASASI
YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
Bu aşamada Türkiye de oldukça tartõşmalõ bir
açõlõm yaptõ. AKP hükümeti, haziranda Titiana
Loizidu isimli Rum kadõna tazminatõnõ ödeme
kararõ aldõ ve 2 Aralõk’ta tazminatõ ödedi.
KKTC, 2003 yõlõnõn yaz aylarõnda BM kana-
lõyla Rum kesimine çeşitli öneriler sunarak
yeni girişimlerde bulundu.
KKTC’nin, Kõbrõs sorununun temelini oluş-
turan mal-mülk sorununun takas ve tazminatlar
yoluyla halledilmesi amacõyla Türkiye ve
Avrupa Konseyi’nin desteğiyle hazõrladõğõ
Takas ve Tazminat Yasasõ, 1 Temmuz’da
yürürlüğe girdi. Rum yönetimi, vatandaşlarõnõn
Taşõnmaz Mallarõn Tazmini Komisyonu’na
başvurularõnõ engellemeye çalõştõ.
Cumhurbaşkanõ Denktaş, 11 Temmuz’da
BM Genel Sekreteri Annan’a mektup göndere-
rek Lefkoşa uluslararasõ havaalanõ ve kapalõ
Maraş’õn BM kontrolünde ortak kullanõma
açõlmasõnõ önerdi. Papadopulos, Denktaş’õn
önerilerini “taktik” olarak niteleyerek reddetti.
Rum meclisi, 16 Nisan’da imzalanan AB’ye
üyelik sözleşmesini 14 Temmuz’da onayladõ.
Denktaş, 24 Temmuz’da da serbest geçişle-
rin yoğun olarak yapõldõğõ Lefkoşa ve civarõnõn
mayõnlardan temizlenmesini önerdi.
TÜRKİYE KKTC GÜMRÜK
BİRLİĞİ ANLAŞMASI
Türkiye-KKTC Ortaklõk Konseyi toplantõsõ
Girne’de yapõldõ ve toplantõnõn sonunda, 8
Ağustos’ta iki ülke arasõnda Gümrük Birliği
Anlaşmasõ imzalandõ. KKTC, Kõbrõslõ Türkle-
rin Güney Kõbrõs’ta kalan gayrimenkulleriyle
ilgilenecek bir büro da oluşturdu ve büro, çalõş-
malarõna 4 Eylül’de başladõ.
ABD, Kõbrõs’ta yõllõk askeri tatbikatlarõn kar-
şõlõklõ iptal edilmesi için taraflara baskõ yaptõ;
Toros ve Nikiforos tatbikatlarõ yapõlmadõ. Yu-
nanistan Dõşişleri Bakanõ Yorgo Papandreu,
Rum kesimine yaptõğõ ziyaret sõrasõnda, 10 Ey-
lül’de KKTC’deki sol görüşlü siyasi partilerin
yetkilileriyle Ledra Palas’ta bir araya geldi.
YARIN: ? KLERİDES’TEN İTİRAFLAR ? MGK’NİN GÜNDEMİ KIBRIS ? ERDOĞAN-ANNAN BULUŞMASI’
C
umhuriyet, KKTC Cum-
hurbaşkanõ Denktaş’õn,
Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’a yazdõğõ mektuba ulaşmõş ve
5 Mayõs günü manşetten yayõmla-
mõştõ. ‘Göreve çağrı mektubu’
başlõklõ haber şöyleydi:
“9 Mayıs’ta Kıbrıs’a gitmeyi
kararlaştıran Erdoğan’ın me-
sajlarını Türklerin yanı sıra
Rumlar da merak ediyor. Rum-
ların Erdoğan’dan, ‘Bir miktar
Türk askeri çekilecek’ mesajını
beklediği öğrenildi. Denktaş’ın 14
Nisan 2003 tarihini taşıyan mek-
tubunu Cumhuriyet ele geçirdi.
Mektubun ilk bölümünde geçen
6 aylık süreci özetleyen Denktaş,
Türkiye’nin taraf olduğu, Tür-
kiye’ye garantörlük rolü veren
1960 antlaşmalarını anımsattık-
tan sonra ikinci sayfada şu de-
ğerlendirmeyi yaptı: ‘...Gözle gö-
rülebilen, Türkiye’nin temel bir
hakkõnõ ortadan kaldõrmak eylemi
karşõsõnda Türkiye’nin gereken şe-
kilde dinamik bir reaksiyon gös-
terdiğini söylememiz mümkün de-
ğildir. Şimdi de Rumlar açõsõn-
dan, 16 Nisan’da Türkiye’nin bu te-
mel hakkõ AB
üyelerinin de kat-
kõsõ ile yok etme
merasimine Tür-
kiye’nin katõlmasõ,
bundan böyle,
1960 antlaşmala-
rõna dayalõ müdafaamõzõn inandõ-
rõcõlõğõnõ değil, geçerliliğini bile
gündeme getirmiş olacaktõr. Tür-
kiye, 1960 antlaşmalarõndan kay-
naklanan bu temel hakka tecavüzü
‘Ada’da kolordum var; ben ra-
hatım; ada, ikiye bölünmüştür ve
KKTC’yi tanımak suretiyle yeni
de facto bir durum vardır; bunu
koruyup idame ettirmek suretiyle
pazarlığı yürüteceğiz’ diyorsa,
bu siyasetinin gerektirdiği tedbir-
leri almak yükümlülüğü doğar.
Bu şõk benimseniyorsa, o
zaman KKTC’nin tanõnmasõna
önem verilmeli, ekonomik
koşullarõ iyileştirecek
tedbirlere öncelik ve-
rilmeli, KKTC vatan-
daşlarõnõn aynõ za-
manda TC vatandaş-
lõğõ teşvik edilmeli
ve dünyaya, 1960
ortaklõğõ yõkõldõğõ-
na göre, Rum ida-
resinin AB müra-
caatõ neticesinde
alõnacak kararlarõn
sadece Güney Kõb-
rõs’õ kapsayacağõ
duyurulmalõ; aldõğõ ka-
rarlarla Kõbrõs sanki
tek bir cumhuriyet-
miş gibi davranan Gü-
venlik Konseyi’nin
‘görüşmelere devam’
kararlarõ karşõsõnda daha
dinamik bir müdafaa baş-
latõlmalõdõr.’
‘DARBE GİRİŞİMİ’
Mektubunda Kıbrıs sorunu-
nun çözümlenmemesinin ana ne-
deninin, Güvenlik Konseyi’nin
‘meşru hükümet’ saydığı, Türk ta-
rafını işgal altındaki azınlıklar
olarak dünyaya duyuran Rum
yönetimiyle müzakerelere de-
vam edilmesi olduğunu vurgu-
layan Denktaş, bu sürecin Türk
tarafına olan etkisini şöyle ak-
tardı: ‘Yõllarca devam eden ve so-
nuç getirmeyen müzakereler, hal-
kõn bir kõsmõnda ‘acele uzlaşma’
beklentilerini besler hale gelmiş, şu
veya bu nedenle ekonomi darbo-
ğazlara girdikçe de verilen müca-
delenin daima karşõsõnda olmuş
olan siyasilerin telkin ve teşvikle-
ri ile bu beklenti, ‘her ne pahası-
na olursa olsun ve Türkiye’ye
rağmen uzlaşma’ istemini yaygõn
hale getirerek kutsal değerleri de hi-
çe sayan hatõrõ sayõlõr gruplarõn
oluşmasõna yol açmõştõr. Kõbrõs’ta
kendi çõkarlarõ için ‘Kıbrıs Cum-
huriyeti vardır ve Rumlar bu
cumhuriyetin meşru hükümeti-
dirler’ siyasetini benimsemiş olan
ABD, İngiltere, AB son yõl içinde,
paralarõ ve müdahaleleri ile içi-
mizde darbe teşebbüsü denemele-
ri yaptõracak kadar ileri gitmişler-
dir. Annan planõnõn referanduma
sunulmamasõ karşõlõğõ ve Türki-
ye’nin de ‘olmazsa olmazları-
mız’ konusunda net mesajlar ver-
mesi neticesinde gittikçe anarşiye
dönüşme görünümü veren bu ge-
lişmeler şimdilik yatõşmõş görün-
mektedir. Bunlarõn peşinde koşan-
larõn bir kõsmõ, aldatõldõğõnõ anla-
maktadõr. Ancak şimdi yeniden
Annan planõ çerçevesinde Kõb-
rõs’ta görüşmelerin başlamasõ ile
günlük gösteriler yeniden başla-
yacak, burada ve Türkiye’de ‘AB
doğrultusunda satın alınmış ya-
zarlar ve medya’ harabiyetini art-
tõracaktõr.’
‘DE SOTO DEVAM EDEMEZ’
Denktaş, mektubun üçüncü
sayfasında, ‘Önümüzde 1 Mayõs
2004’e, hatta Türkiye ile üyelik mü-
zakerelerinin başlayõp başlamaya-
cağõnõn belli olacağõ Aralõk 2004’e
kadar zaman vardõr. Dolayõsõ ile
derhal Annan planõ çerçevesinde
görüşmelerin başlamasõna gerek
yoktur. Hele bizce inanõlõrlõğõnõ
ve güvenilirliğini tamamen yitirmiş
olan De Soto ile ekibinin gözetimi
ve müdahaleleri ile aynõ ortamõn de-
vamõnõ düşünmemiz bile bizi peri-
şan etmektedir’ değerlendirmesi
yaptıktan sonra şöyle devam et-
ti: ‘De Soto’ya göre Annan planõ
çok nazik bir denge üzerine kurul-
muştur. Bundan bir tuğla çekip
alsanõz bütün plan yerle bir ola-
caktõr. Dolayõsõ
ile yapõlacak iş,
planõn çerçeve-
sinde asgari, tek-
nik tadilatlarla ye-
tinerek boş sayfa-
larõ doldurmaktõr.
Yani bize ‘yeni kuruluş’, Rumla-
ra da ‘1960 Cumhuriyetinin de-
vamı’ olarak takdim edilebilen bu
tefsire açõk, haritasõ ve mal-mülk
konusundaki yaklaşõmõ ve içimize
yerleştirilecek Rumlarla bizi peri-
şan eden, Türk garantisinin etkin-
liğini sõfõrla çarpan bu planõn ön-
gördüğü yasalarõ ‘müşterek ko-
miteler’ belirleyip hazõrlayõp pla-
na belirli bir zaman içinde ekleyip
tamamladõktan sonra, şimdiden
belirlenecek bir tarihte, ‘mü-
zakere eden tarafların ka-
bulü gerekmeksizin ve bun-
lar mutabakata varmamış-
ken’ referanduma su-
nulmasõ öngörül-
mektedir.
Böyle bir formatõ
kabul ettiğimiz tak-
dirde, bunun sonu-
cuna da katlanma-
mõz gerekecektir.
Referanduma hal-
kõmõzdan ret ka-
rarõ çõksa da Rum
tarafõ ‘Kıbrıs’ adõ
altõnda AB’ye üye
olabilecek, biz yi-
ne askõda kalmõş
suçlu cemaat mua-
melesine tabi olacağõz. Re-
ferandumda Rumlar ret ka-
rarõ alsalar, netice yine de-
ğişmeyecektir. Annan pla-
nõna göre, sadece plan orta-
dan kalkmõş olacaktõr. 40
yõldõr devam eden adalet-
sizlik son bulmayacak,
KKTC yine tanõnmayacaktõr.
Yani, Rum-Yunan ikilisinin
Enosis için başlattõğõ Kõbrõs
meselesi Rumlarõn ‘meşru hükü-
met’ olarak AB üyeliği ile taçlan-
dõrõlmõş şekliyle devam edecektir.
O halde müzakereye ne hacet? Ya
teslim olacağõz ya da müzakerele-
rin dengelenmiş bir zeminde baş-
latõlmasõ için kendi parametreleri-
mizi kabul ettirmek için uğraşaca-
ğõz. Bunu yaparken de iki devletin
varlõğõndan taviz vermeyeceğimi-
zi, meselenin ‘uzlaşmaz bir Denk-
taş meselesi’ olmadõğõnõ, Türki-
ye’nin jeopolitik bir meselesi, Türk
ulusunun haklõ bir davasõ olduğu-
nu devamlõ surette vurgulayacağõz.
‘Görüşülebilir, uzlaşılabilir, uz-
laşmaktan yanayız’ dedikçe sonu
gelmeyen müzakerelerde ömür tü-
kettik ve Rumlara ‘Meşru hükü-
met azınlıkla görüşüyor; azınlığa
hiçbir ülkenin vermeyeceği hak-
ları da veriyor, fakat taksimci, uz-
laşmaz odakların hizmetinde
Denktaş her şeyi reddediyor’ di-
yerek puan toplamakta ve uluslar-
arasõ mevkiini daha da güçlendir-
mektedir. Türkiye’nin Kõbrõs’ta
milli çõkarlarõ olduğuna göre aynõ
oyuna devam etmelerine müsaade
edilmemelidir. Bizim buradaki di-
renişimiz Türkiye’nin Kõbrõs’ta çok
önemli ve 1960 antlaşmalarõ ile tes-
cil ettirdiği milli çõkarlarõ vardõr
inancõna dayanmõştõr. Şimdi 1960
antlaşmasõndaki haklarõn Rum-Yu-
nan-İngiliz üçlüsü tarafõndan ne
şekle sokulduğunu ve bunun kar-
şõsõnda Türkiye’nin tereddüt geçir-
diğini gördükçe ne yapacağõmõzõ biz
de bilmez hale gelmekteyiz.’”
D
enktaş, Nisan 2003’te ya-
şanan tarihi gelişmelerin
işaretini, 31 Mart’ta yaptõğõ
ve “Türk tarafının hazırlığı var”
açõklamasõyla verdi.
Türkiye’nin Kõbrõs’ta 5’li konfe-
rans yapõlmasõ önerisini, Rum yö-
netimi 31 Mart’ta reddettiğini
açõkladõ.
Cumhurbaşkanõ Denktaş, 2 Ni-
san’da Kõbrõs Rum tarafõna 6 mad-
deden oluşan güven arttõrõcõ öneri-
lerini sundu. Öneri, Kõbrõs’õn her
iki tarafõna uygulanan her türlü kõ-
sõtlamalarõn karşõlõklõ olarak kaldõ-
rõlmasõnõ, Maraş’õn yeniden iskâna
açõlmasõ için Rumlara verilmesini,
Türk tarafõnõn Temmuz 2000’den
itibaren BM Barõş Gücü’nün dola-
şõmõyla ilgili olarak uyguladõğõ
tedbirlerin kaldõrõlmasõnõ ve iki ta-
raf arasõnda karşõlõklõ saygõ, hoşgö-
rü ve anlayõşõn geliştirilmesi ama-
cõyla bir uzlaşõ komitesi kurulma-
sõnõ öngörüyordu. Öneri, paketin
kabulü veya uygulamaya konmasõ-
nõn, taraflarõn pozisyonlarõna halel
getirmeyeceği gibi, nihai bir anlaş-
manõn yerini almayacağõnõ belirti-
yordu. Denktaş, Papadopulos’a,
önerisiyle birlikte, görüşme çağrõsõ
yapan bir de mektup gönderdi. Pa-
padopulos, 3 Nisan’da Denktaş’õn
önerisini reddetti ve “Kendisiyle
sadece BM çerçevesinde görüşe-
bilirim” yanõtõnõ verdi. Denktaş, 4
Nisan’da Papadopulos’a ikinci bir
mektup göndererek görüşme çağrõ-
sõnõ yineledi ve “Önerilerimiz
masada duruyor” dedi. Dõşişleri
Bakanõ Abdullah Gül 5 Nisan’da
KKTC’yi ziyaret etti ve KKTC’nin
2 Nisan’da Rum tarafõna sunduğu
önerilerini desteklediğini belirtti.
BM Güvenlik Konseyi, 14 Ni-
san’da, Annan’õn Kõbrõs raporunu
oybirliğiyle onayladõ. Raporda, çö-
züm çabalarõnõn sonuçsuz kalma-
sõndan Türk tarafõ sorumlu tutuldu,
KKTC rapora tepki gösterdi.
Denktaş’tan öneriler Denktaş’tan Erdoğan’a
‘Göreveçağrımektubu’
Simitis, Rumlarõn Birliğe girmesinin sevincini ‘Enosisi başardık’ diyerek dile getirdi
CHP lideri Deniz Baykal’ın değerlendirme-
leri 17 Nisan 2003 tarihinde Cumhuriyet’te
birinci sayfadan ‘Türkiye tam teslim oldu’ baş-
lığıyla şöyle aktarılmıştı: CHP Genel Başkanõ
Deniz Baykal, İstanbul Ticaret Odasõ (İTO)
Başkanõ Mehmet Yõldõrõm ve beraberindeki he-
yetle görüştü. Baykal, bir soru üzerine, Kõbrõs
Rum kesiminin AB’ye tam üye olarak kabul
edilmesinin hem Türkiye’nin hem de AB’nin bu
konuda izlediği politika açõsõndan bir olumsuz-
luk çõktõğõnõ gösterdiğini söyledi. Baykal şöyle
konuştu: ‘AB’nin sadece Güney Kıbrıs’ı
AB’ye alması, AB’nin bütün müktesebatının,
AB’nin kuruluşuna temel olan bütün ilkelerin
Kıbrıs devletinin altındaki hukuki zeminin
Kıbrıs Devleti Anayasası’nın tümüyle bir ke-
nara bırakılması demektir. Hukuki sorunları
çözülmemiş bir coğrafyayı devlet gibi kabul
ederek AB’ye almak durumunda kalması,
AB’nin izlediği politikanın iflas ettiğinin ifa-
desidir. Sadece Güney Kıbrıs’ın AB’ye girmiş
olması, bizim izlediğimiz politika açısında da
yenilginin ifadesidir. AB hukukunun Kuzeyde
de geçerli olduğunu söylemek demek, Kuzey’i
işgale teşebbüs etmek demektir.’
B A Y K A L : T Ü R K İ Y E
T A M T E S L İ M O L D U
Güney Kõbrõs AB’de
Simitis, 19 Nisan 2003’de KKTC’deki bazı muhalefet partilerinin yetkilileriyle görüştü.
Gül, zeytin dallı aile fotoğrafında Papadopulos’un arkasında yer aldı. Sınırdaki geçişlerin serbest bırakmasının ardından Rumlar KKTC’ye akın etti.