23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Bilmeyen yoktur Muğla’nõn yeşilliğini ve doğasõnõn gü- zelliğini. Bu kadar yeşili bol olan topraklarõn mutfak- larõnda da sebzeden geçilmez. Salatalara, yemeklere, tatlõ- lara giren çeşit çeşit meyve ve sebze Muğla mutfağõnõn te- melini oluşturuyor. Sebze kurutma, pekmez, reçel, tarhana, keşkek yapõmõna dayalõ beslenme geleneği yörelere göre yer yer değişiyor. Seracõlõğõn yörede yaygõnlaşmasõnõn ardõndan, meyve ve sebze üretimi pazara yönelik bir nitelik kazanmõş. Patlõcan bölgede en yaygõn kullanõlan sebze. Kõzartma, sa- lata ve tatlõlarda sõk sõk kullanõlõr. Salatalarda radika, deve- tabanõ, gelingülü de denen gelincik, ebegümeci gibi yabani otlar yaygõn biçimde kullanõlõyor. Bu bitkilerden bazõlarõ ise kurutulur ve kõş için saklanõr. Yabani otlar daha çok kavru- larak yenir. Kimi zaman bunlarõn birçoğu bir arada kavru- lur. Kazayağõ, turp otu, tekesakalõ, kuşyüreği, sõğõrdili, tereotu, dalgan, devetabanõ, ebegümeci, õspanak, kişkincik, kuzukulağõ, kapçõk, ballõk gibi bitkiler de değişik biçimlerde tüketiliyor. Bu otlar yağ, soğan ve salçayla hazõrlanan sosla; ya da bul- gur veya pirinçle pişirilir. Sebze yemeklerinin başõnda bamya, börülce karnõkara, nohut ve fasulye gelir. Bunlar ge- nellikle zeytinyağlõ olarak tüketilir. Baklagiller genel olarak etle birlikte pişirilir. Kõyõ kenti olmasõna karşõn Muğla’da ba- lõğa dayalõ bir beslenme biçimi yaygõn değil. MUG^LADASEBZENINTADIBAS¸KA En çok anlatõlan değerlerimizden birisi de Divriği Ulu Cami’dir. Sivas’õn Divriği ilçesinde Mengü- cekliler tarafõndan yapõlan bu muh- teşem eser ne yazõk ki gün be gün eriyor. Her yõl restorasyon ya da ko- runmasõ ile ilgili haberler çõkar, ancak sonuç çõkmaz. Cam fanusa alõnacağõ haberine çok sevinmiştim. Çünkü Mengücek Ahmet Şah tara- fõndan yaptõrõlan dünyanõn en önem- li eserlerinden birisi olan o muhte- şem taş işlemeli kapõlar eriyor. Ca- mi ve şifahaneden oluşan bu eser için, bir cümle de ben eklemek is- terim. “ Divriği Ulu Cami’yi gör- mediniz ise çok yazõk.” Bu muhteşem eserin dört kapõsõ var. Hepsi inanõlmaz biçimde taş iş- lemelerden oluşuyor. Doğu kapõsõ- nõn tümü güneş almaz. Prof. Sabit Kalfagil 21 Haziran gün dönümün- de, kapõnõn tümüyle güneş alacağõ- nõ söylemişti. Kalkõp gittim. Sabah saat 9’da ulaştõğõm kapõ tümüyle gü- neş almadõ. Gün doğumundan he- men sonra belki daha çok aydõnla- nabilir, tahminimce yine de kapõnõn tümü güneş almaz. Fotoğrafçõlõk işte böyle bir şey. Bir fotoğraf için, defalarca gitmeniz gerekiyor. Bu fo- toğrafta özellikle insan olsun iste- dim, çünkü kapõnõn boyutu ancak böyle ortaya çõkõyordu. DIVRIG^I ULU CAMI Malzemeler: 300 gram taze börülce, bir adet kuru soğan, bir yemek kaşõğõ un, yarõm çay bardağõ zeytinyağõ, kõr- mõzõ toz biber, salça, iki su bardağõ su, tuz. Yapılışı: Küçük küçük doğranan ku- ru soğanlar tencerede yağla birlikte karõştõrõlõp çok az kavrulur. Sonra- sõnda un ve börülceler eklenerek ka- vurma işlemine devam edilir. Kavru- lan börülceye iki bardak su ilave edi- lir. Kaynamakta olan suya, tuz, kõrmõzõ toz biber eklenir. Yaklaşõk yarõm saat pişirilir. TARATORLU BO¨RU¨LCE FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydõn 8 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA 3MARMARİS Cennet koy Turunç M armaris’e 20 kilomet- re uzaklõkta yemyeşil çam ağaçlarõ ile kap- lanmõş dağlardan aşağõ Turunç’u seyrede seyrede inerken çam ağaçlarõnõn kokularõ buram bu- ram sizi sarmaya başlar. Biraz aşağõda yengeç kõskancõna ben- zeyen Turunç koyu gözlerinizin önünde olacak. İsterseniz, se- yirlik bir yer bulup bir süre ko- ya inmeden bir bakõn Turunç’a tepeden. Nisandan ekim sonuna kadar denize girebileceğiniz bir küçük kõyõ kasabasõ olan Turunç’un Avrupa Mavi Bayrak ödüllü koylarõmõzdan biri, aynõ za- manda… Bir sabah uyanõn, yavaş yavaş kõyõ boyunca uzanan hiçbir ara- cõn geçmediği yürüme yolundan Hotel Mavi Deniz’den, yengeç kõskacõnõn diğer ucundaki Tu- runç Otel’e kadar. Belki de ara- da mola verip kõyõ boyunca di- zilen kafeteryalardan birinde çarşaf gibi uzanan denizi izle- yerek güzel bir kahvaltõ yapõp yolunuza öyle devam edersiniz. Turunç Otel’e geldiğinizde, ote- lin sahilinde yer alan mağara de- nen ama bana göre koyun diğer kõyõsõna açõlan bir tünel, oradan balõktan dönen motorlarõ izle- yerek kõyõ boyunca yapmõş ol- duğunuz yürüyüşü noktalaya- bilirsiniz. Bu tünele geçişe, otel alanõnõn içinde kaldõğõ için sa- bah 08.00 ile akşam 19.00 sa- atleri arasõnda izin veriliyor. Turunç’da mavi sakin denize girmekten, balõklarõ izlemek- ten başka yapacak şeyler de var. Saat başõ koydan kalkan gezi motorlarõ ile çevredeki koylarõ gün boyu gezmek ya da ciple çevredeki yerleri gezmek, yarõm adadaki 13 antik kenti (Cedrea, Erine, Castabus, Bybassios, Hydas, Paridion, Loryma, Physkos, Nimara, Amos, Tymuns, Saranda, Ceresse) gör- mek, deniz tatilinizi kültürle buluşturacak. Turunç’da kõş aylarõnda hava sõcaklõğõ 15 derecenin altõna düşmediği için kõş mevsiminde de tercih edilen tatil beldelerin- den. Akşam olunca yine yürüme yolunda denize bakan ya da çarşõ içindeki, bütçenize uygun balõk, et çeşitleri, pizzalar ya da daha hafif şeyler yiyebileceğiniz pek çok restoran bulunuyor. Sakin doğa ile iç içe bir tatil tercih edecekler için mükemmel bir yer olan Turunç’dan, her ya- rõm saatte bir kalkan motorlar ile Marmaris’e dönüp, çam balõnõ- zõ alõp tadõ damağõnõzda kalacak olan Turunç’un tadõna eviniz- deki kahvaltõ sofranõzda devam edebilirsiniz. Marmaris otogarõndan Tu- runç’a kalan minibüsler çam ormanlarõyla kaplõ dağlarõn ara- sõndan kõvrõla kõvrõla cennet koy Turunç’a varõyor. Turunç’ta alõşveriş olanağõ çok, akşamla- rõ eğlence arayanlar için de kor- donda sõralanan barlar bu ihti- yacõ karşõlõyor. Yazı ve fotoğraflar Yıldız ÇELİK Maraş’ın ünlü uğur böcekleri Doğal ve kültürel zenginliklerini Türkiye’ye tanõtma uğraşõ içerisinde olan Kahramanmaraş, amacõna bir avuç uğur böceği ile ulaşacağõnõ belki de hiç hayal etmemişti. İki amatör fotoğrafçõnõn Amanos Dağlarõ’nõn zirvesinde keşfettikleri “Uğur Böcekleri”, doğa bilimcileri kadar fotoğraf sanatçõlarõnõn da ilgi odağõ oldu. Uludaz Zirvesi’nde yapõlan “Ulusal Fotoğraf Buluşmasõ”nda Türkiye’nin dört bir yanõndan gelen onlarca fotoğraf sanatçõsõ, milyonlarca uğur böceğini fotoğraflamak için oradaydõ. Fotoğraf Sanatçõsõ Mehmet Temizdemir ile Arif Avize’nin bu doğa harikasõnõ keşfetmelerinin ve Prof. Dr. Durmuş Öztürk’ün bu olayõ bilimsel ortama taşõmasõnõn ardõndan MADOSK Başkanõ Arif Avize’nin National Geographic dergisinde fotoğraf alanõnda ikincilik ödülünü almasõ sonucunda Amanoslarõn zirvesindeki uğur böcekli Uludaz Tepesi, bir anda ilgi odağõ oldu. İlgi o kadar fazla idi ki, bu ilgi karşõsõnda Kahramanmaraş Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (KAFSAD) bu yõl, Uludaz Tepesi’nde 20-21 Haziran 2009 tarihleri arasõnda “uğur Böcekleri Fotoğraf Buluşmasõ” düzenledi. Sponsorluğunu Kahramanmaraş Belediyesi’nin üstlendiği bu etkinliğe, Türkiye’nin her yerinden 150’ye yakõn fotoğraf sanatçõsõ katõldõ. Grubun zirveden önceki ilk uğrak yeri olan Büyük Sõr Köyü’ne ulaşõldõğõnda davul zurnalarla karşõlanan misafirler, bir süre köylülerin ikram ettiği bazlama ve ayranõn ardõndan 17 kilometrelik tõrmanõşa KADAK Başkanõ Sait Kõlõçsallayan önderliğinde başladõlar. Zirvede milyonlarca uğur böceğini karşõlarõnda gören, aralarõnda Türkiye Fotoğraf Sanatõ Federasyonu Başkanõ Özcan Taras’õn da bulunduğu fotoğraf sanatçõlarõ, 2 bin 280 metre yüksekliğe ulaşõldõğõnda usanõp yorulmadan çekimlerine devam ettiler. Uludaz’õn görüş mesafesi; Erciyes, Niğde Demirkazõk, komşumuz Adana’nõn Yumurtalõk sahillerini ve Hatay’õn Amik Ovasõ’na kadar uzanõyordu. Sermet ÇUHADAR Çok sevdiğim mesleğim nedeniyle, yõllardõr kim bilir kaç kez gitmiş, kaç kez arşõnlamõşõmdõr Aya- sofya’nõn mermer döşemele- rini. Ve yõllardõr kõyõsõnõ kö- şesini gezen, yüzlerce insanõ gezdiren, Ayasofya’yõ çok iyi bildiğini sanan ben, geçen- lerde yapmõş olduğum çok özel bir gezide; pek fazla bi- linmeyen, anlatõlmayan köşe- lerini gezip dinledikçe ger- çekten Ayasofya’nõn büyülü atmosferi içinde kaybolduğu- mu fark etmiştim. Dünya ta- rihinin sekizinci harikasõ Aya- sofya’nõn pek de bilmediğiniz gizemli yanlarõyla karşõlaş- tõm. Yüzyõllar ötesinden gü- nümüze dek, dimdik ayakta duran bu kutsanmõş yüce ya- põ; ne imparatorlar, ne afetler, ne olaylar görmüş. Kilise, pat- rikhane, cami, medrese, türbe, kütüphane, muvakkithane, se- bil…Mistisizmin uç noktala- rõna doğru uzanan bu dünya harikasõ yapõ yetmiş yõla yakõn bir zamandõr, laikliğin evren- sel sembollerinden biri olarak varlõğõnõ bir müze şeklinde sürdürmeye devam ediyor.. Son yõllarda, gittikçe artan, bilmem hangi uluslararasõ ku- rumun organize ettiği sözde “dünyanõn sekizinci harikasõ- nõ” seçme anketleri arasõnda Ayasofya’nõn adõ da tabii sõk sõk geçiyor. Ancak, politikalara ve kimi menfaatlere dayanan oylama karmaşasõ içinde, Aya- sofya’nõn yanõnda cüce gibi kalan yerlerin hak- sõzca seçimi kimi in- sanlarõ üzüyor, şaşõrtõ- yor. Oysa, bunun için üzülmeye, hayõflan- maya gerek yok? Adõ, tanrõnõn yüceliğine, eşsizliğine adanmõş Ayasofya’nõn anketlere gir- meye, oylanmaya, seçilmeye hiç mi hiç bir gereksinimi yok. Onun görkemi, gizemi, eşsiz- liği inşa edildiği günden beri tüm insanlar tarafõndan bili- niyor. Ayasofya bir ibadetha- ne olmanõn yanõ sõra, yüzyõl- lardan beri başlõ başõna yol gös- terici bir öğreti kurumu ol- muş. Müzenin yan bahçesinde II. Selim’in, III. Mehmet’in, III. Murat ve şehzadelerin tür- belerine karşõlõk Ayasof- ya’nõn içindeki Hünkâr Kasrõ’nõn üzerinde yer alan “Mağrur olma Pa- dişahõm, senden büyük Allah var” ibaresi bunun en güzel örneklerinden biri. İstanbul’da, Topka- põ Sarayõ’ndan sonra, zi- yaretçi sayõsõnõn en yoğun ol- duğu yer Ayasofya; İstanbul’a gelip de Ayasofya’yõ görme- mek, İstanbul’u görmemek gi- bi bir şey. Dördüncü Haçlõ seferlerinin kumandanõ Vene- dikli Enriko Dandalo’dan Fa- tih Sultan Mehmet Han’a tüm devlet adamõ ve imparatorlarõn yakõn ilgisini çekmiş olan Aya- sofya, etrafõna yaydõğõ gizem- li, mistik õşõltõlarla tüm insan- larõn saygõnlõk ve sevgisini üzerinde toplamõş, bu nedenle de mozaiklerinden çinilerine, İsa tasvirlerinden panolardaki Allah isimlerine, efsanelerden gerçeklere dünyanõn dört bir ta- rafõndan gelen değişik inanç, renk ve kültürden insanlarõn kucaklandõğõ bir yer olmuş. Ayasofya, 2010 İstanbul için ivedilikle restore edilip hazõrlanõyor... Tarihin 8. harikası AYASOFYA CMYB C M Y B Turgay TUNA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle