Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
düğü gibi BBP’lilerin kendile-
rini kurtarmak için bir çaba
göstermek bir yana önce ken-
dilerini almak istemediklerini
söyledi. Yangõn çõktõğõ anda
hava boşluğuna bakan yan bi-
nadaki tüm pencereleri tõklat-
tõklarõ, ancak tek õşõk yanan
yerin BBP il merkezi olduğunu
anõmsatarak şöyle devam etti:
“BBP’liler önce bizi almak
istemediler. Ancak artık ya-
narak öleceğimizi anlayınca
arkadaşlarla ne pahasına
olursa olsun BBP’nin gere-
kirse camını kırarak ve içeri-
de bir direnişle karşılaşırsak
dövüşerek girmeyi kararlaş-
tırdık. Çünkü otelde can pa-
zarı yaşanıyordu. Bir kez da-
ha gidip BBP il merkezinin
penceresini zorlamayla açtırıp
girdik. Kurtulanlar arasın-
da kimse de bu partinin il yö-
neticileri önünde el ayak öp-
medi. Zira BBP’liler pence-
reyi zamanında açsalardı bel-
ki hiç kimse ölmeyecekti.”
CHP üyeliği de yalan
Bülent Kaya’nõn tanõk olarak
gösterdiği ve “İlk Arif Sağ’la
biz geçip kurtulduk” dediği sa-
natçõ Arif Sağ da böyle bir olay
olmadõğõnõ ve Bülent Kaya di-
ye biri ile hiç konuşmadõğõnõ ve
BBP’ye geçerken yanlarõnda
tümüyle tanõdõk isimler oldu-
ğunu söyledi.
Katliamõn gerçekleştiği ta-
rihte Kahramanmaraş’õn Nur-
hak ilçesinde CHP’de yöneti-
ci olduğunu açõklayan Bülent
Kaya’nõn, bu sözleri de yalan
çõktõ. Nurhak CHP ilçe örgütü,
Bülent Kaya’nõn değil yöneti-
ci olmak partilerinde hiçbir
dönemde üye dahi olmadõğõnõ
belirttiler.
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Bir başbakanımız var, dünya ekonomik krizi ül-
keyi her alanda kasıp kavururken Saklıbahçe Ko-
nakları’nda bir “aile mahallesi” kuruyor; oğlu, da-
madı tekmil sülale birbirine komşu.
Ha demokratik rejim açısından gelişemediğimizi
düşünüyorsanız yine büyük hata yapıyorsunuz de-
mektir.
Örneğin bu konuda askere sivil yargı yolunu
açan yasa üzerindeki tartışmalara kafayı fazla tak-
mayın.
Demokrasi hem gelişiyor, hem de göğsümüzü
kabartacak, sözünü esirgemeyen değerler yetiş-
tiriyor.
Öyle değerler ki, son yıllarda örneğin rejimsel tar-
tışmaların odak noktası olan son yasayı, ülke hu-
kukçularının hemen hepsi anayasaya aykırı bu-
luyor.
Lakin AKP merkezinde (ismi lazım değil) birisi,
tam aksi yönde ama tek başına iktidar çoğunlu-
ğunu peşine takmış; anayasaya, anayasa hu-
kukçularının tümüne kafa tutuyor.
“Her şey gayet açık, net. Bu yasada ve gerek-
çesinde anlayamayacak ne var?” diyor:
“Okuması olsa 4 aylık Ömer’in bile (neden Re-
cep demiyor, diyemiyor) rahat anlardı”
Bu örnekle bile Türkiye’nin ne kadar geriye doğ-
ru ilerlediğini iddia ederseniz edin; nihayet ulus-
tan aldığı yetkiyle, bir iktidar kadrosunun hukuku
guguklaştırdığını yadsıyabilir misiniz?
Allah aşkına söyleyin. Bu ülkede, hiçbir demok-
ratik rejimde görülmemiş hukuksal uygulamala-
ra imza atmak, bir başarı değil midir?
Üstelik son haberler, özgürlük alanında hayli me-
safe aldığımızı gösteriyor.
Prof. Güngör Uras’ın müjdelediğine göre, “Av-
rupa Birliği’nin izni ile hıyarlara özgürlük geldi.”
Artık hıyarlar “istedikleri gibi eğilebilecekler”.
Nasıl mı? Uras yazıyor:
“Bugüne kadar hıyarlar istedikleri kadar eğilip bü-
zülemiyordu… 10 cm. boyundaki hıyarlar en faz-
la 1 cm. eğilebiliyordu… Olmayacak iş ya… Diyelim
ki 170 cm. boyunda bir hıyar var. Öne doğru 17
cm. eğilmesine izin veriliyordu…
Nereden çıktı bu hıyar işi? AB her konuda bizim
gibileri adam etmeye çalışıyor ya… Direktifler ya-
yımlıyor. Sonunda o kadar çok direktif yayımladı
ki, AB halkı isyan etmeye başladı. Bunun üzerine
geçen yıl yetkililer 1 Temmuz 2009’dan (geçen çar-
şambadan) itibaren bazı direktiflerin yürürlükten kal-
dırılmasına karar verdi…”
Hıyara özgürlük geldi! Bütün hıyarların gözü ay-
dın olsun!
Hıyara özgürlük nasıl geldi?
1 Temmuz 2009’a kadar 25 santim uzunlu-
ğundaki bir hıyardaki eğrilik en fazla 25 milimet-
re (2.5) santim olabiliyordu. Ağırlığı ise en az 180
gram. “Bu hıyar 25 milimetre yerine 30 milimetre
eğilir, tartıldığında örneğin 175 gram olduğu be-
lirlenirse AB direktiflerine göre bu hıyar AB ülke-
lerinde pazara çıkamıyor, insan yüzü göremiyor-
du.”
Ohh, nihayet 1 Temmuz’dan itibaren hıyarlara
eğilmek, bükülmek serbest.
Hıyarlara özgürlük haberi neden Güngör Uras
Hoca’nın köşesinde kaldı. Medya, ülkenin de-
mokratik yaşamını ilgilendiren bu haberle geniş bi-
çimde neden ilgilenmedi?
Hıyar deyip geçmeyelim. Hıyar özdeyişlere ko-
nu olmuş, derin anlamı olan bir sözcük!
Çoğu zaman şu veya bu nedenle eleştirdiğimiz
insana “hıyar adam” damgasını vurmuyor muyuz?
Sonra ülkemiz bir metreye yakın, hıyarın büyü-
ğü acur, boyu bosu, eğriliği çeşitli ölçeklerde hı-
yarlar yetiştiren bir ülke değil mi?
Örneğin Ankara’da Ulus Meydanı civarındaki hal-
den çıkın… kentin çeşitli semtlerine doğru ilerle-
yin... TBMM’nin yanında, Bakanlıklar’da Çanka-
ya’da... hemen her yerde satın alabileceğiniz
boy boy, irili ufaklı hıyar bulabilirsiniz.
Daha büyük hıyarların önünde, daha fazla eğik
duran küçük hıyarlar!
Kimi hıyarlar da AB direktifinden çok önce ki-
mileri karşısında daha fazla eğik durmaya başla-
mışlardı bile.
Olağandır bu; nihayet bol hıyar yetiştiren bir ül-
kede yaşıyoruz!
SAYFA 8 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 31
Edirne B 35
Kocaeli B 33
Çanakkale B 31
İzmir B 33
Manisa B 35
Aydın B 37
Denizli B 36
Zonguldak PB 27
Sinop PB 27
Samsun PB 29
Trabzon PB 28
Giresun PB 28
Ankara Y 33
Eskişehir PB 32
Konya PB 32
Sıvas PB 29
Antalya B 33
Adana B 33
Mersin B 32
Diyarbakır B 37
Şanlıurfa B 39
Mardin B 35
Siirt PB 35
Hakkâri Y 24
Van Y 22
Kars Y 22
Oslo Y 16
Helsinki Y 18
Stockholm Y 24
Londra Y 20
Amsterdam Y 18
Brüksel Y 17
Paris Y 21
Bonn Y 23
Münih Y 25
Berlin Y 22
Budapeşte Y 26
Madrid PB 34
Viyana Y 23
Belgrad Y 29
Sofya PB 31
Roma PB 27
Atina B 32
Zürih Y 21
Moskova Y 23
Aşkabat A 34
Astana PB 36
Taşkent A 41
Bakû PB 27
Bişkek PB 35
Tiflis PB 33
Kahire B 33
Şam A 34
Ülkemizin kuzey ve doğu
kesimleri parçalı, öğle
saatlerinden itibaren Ba-
tı ve Doğu Karadeniz’in iç
kesimleri, Doğu Anado-
lu’nun kuzey ve doğusu
ile Ankara, Kırıkkale ve
Çorum çevreleri kısa sü-
reli ve yerel olmak üzere
sağanak ve gök gürülü-
tülü sağanak yağışlı, di-
ğer yerler parçalı ve az
bulutlu geçecek.
Dinci gazeteler
Sıvas katliamını
savunmayı
sürdürüyor
Vakit’in yalan manşeti
Dinci gazetenin ‘iddialõ’ haberinin asparagas olduğu ortaya çõktõ
MİYASE İLKNUR
Sõvas katliamõnõn 16. yõldö-
nümünde Madõmak Oteli önün-
de düzenlenen törende bir kişi-
nin “Gülerek yaktın/ donarak
öldün” yazõlõ pankartõ ile otelin
karşõsõndaki bir iş merkezinden
bir kişinin Muhsin Yazıcıoğ-
lu’nun posterini göstermesi üze-
rine başlayan kõsa süreli olayla-
rõ günlerdir sayfalarõnda işleye-
rek BBP tabanõnõ kõşkõrtma
amaçlõ yayõnlarõ sürdüren Vakit
gazetesi önceki günkü manşe-
tinde bir yalana daha imza attõ.
Vakit gazetesinin Ankara
Temsilcisi Serdar Arseven’in
Kahramanmaraş’õn Nurhak ilçesi
Tatlar beldesi BBP ilçe başkan-
lõğõnõ yapan Bülent Kaya ile
yaptõğõ söyleşide Kaya, “O gün
Madımak Oteli’ndeydim. Bizi
BBP’liler kurtardı. Arif Sağ ile
birlikte BBP il merkezine ge-
çerek canımızı kurtardık. Arif
Sağ o gün benim yanımdan
İnönü ile konuştu. Ona İnö-
nü’yü dinlemeyip otelden çı-
kalım dedim. Ama Arif Sağ bu
uyarımı dinlemedi. Sağ kur-
tulduktan sonra BBP’lilerin
neredeyse ayağına kapanıyor-
du. Ama döndükten sonra
BBP’lilerin bize tekmeyle sal-
dırdığını söyledi. BBP’lilerin
bu insani davranışından etki-
lenip CHP’den istifa ederek bu
partiye geçtim” diyordu.
Ancak o gün otelde olup yaralõ
kurtulanlar, yara almadan kur-
tulanlar ve otel dõşõnda olduğu
için kurtulanlar listesinde Bülent
Kaya ismine rastlanamadõ.
Sõvas davasõnõn avukatlarõndan
Çağdaş Hukukçular Derneği
Başkanõ Av. Şenal Sarıhan’õn
kitaplaştõrdõğõ dava dosyasõnda,
otelde yaşamõnõ yitirenler, yara-
lõ kurtulanlar, otelde olup yara al-
madan kurtulanlar ile o gün otel
dõşõnda olduklarõ için kurtulan-
larõn tam listesine yer veriliyor.
Bülent Kaya ismi bu dört liste
içinde de geçmiyor.
‘Böyle birini tanımıyoruz’
Bunun dõşõnda ne bu etkinli-
ği yapan ve ev sahibi sõfatõyla ko-
nuklarõ Sõvas’a davet eden Pir
Sultan Abdal Dernekleri’nin o
dönem Genel Başkanõ olan Mur-
taza Demir, ne de Bülent Ka-
ya’nõn “yanımdaydı, konuş-
tum, BBP merkezine birlikte
geçtik” dediği Arif Sağ, bu söz-
leri doğruladõ. Demir ve Sağ
böyle bir kişiyi tanõmadõklarõnõ
ve o gün yanlarõnda olmadõğõnõ
açõkladõ.
2 Temmuz Pir Sultan’õ Anma
Etkinlikleri’ni düzenleyen Pir
Sultan Abdal Kültür Dernekle-
ri’nin o dönem Genel Başkanlõ-
ğõ’nõ yapan Murtaza Demir de,
konuklar arasõnda Bülent Kaya
adlõ bir isim bulunmadõğõnõ, za-
ten şehirde yer sõkõntõsõ olduğu
için otel ve sosyal tesisleri tü-
müyle çağrõlan konuklara ayrõl-
dõğõnõ ve dõşarõdan konuk çağõr-
madõklarõnõ belirtti.
Demir, “Otel içinde de Bü-
lent Kaya isminde bir kişiyle
karşılaşmadık. Ayrıca yangın
çıktıktan sonra hava boşlu-
ğuna bakan BBP’nin pence-
resinden geçerek kurtulan ar-
kadaşların tamamını isim isim
sayabilirim. Hepsini tanıyo-
rum ve bunların tamamı bizim
çağırdığımız konuklardı. Bü-
lent Kaya diye biri bu partinin
penceresinden geçerek kurtu-
lanlar arasında yok” dedi.
Vakit’in haberinde öne sürül-
Mayõn kurbanlarõ toprağa verildi
DİYARBAKIR (Cumhu-
riyet Bürosu) - Şõrnak’õn Si-
lopi ilçesindeki mayõn patla-
masõnda ölen 4 işçinin cena-
zesi Diyarbakõr’da toprağa
verildi.
Silopi’ye bağlõ Balõklaya kö-
yü kuzeyinde baraj yolu yapõm
çalõşmalarõnõ yürüten işçileri ta-
şõyan minibüsün daha önceden
teröristlerce yola döşenen ma-
yõna çarpmasõyla meydana ge-
len patlamada Murat Dinç,
Ramazan Koç, Velat Koç ve
babasõ Ramazan Koç yaşa-
mõnõ yitirmişti. İşçilerin cena-
zeleri önceki gün akşam saat-
lerinde Diyarbakõr’a ulaştõrõl-
dõ.
Velat Koç ve babasõ Rama-
zan Koç’un cenazeleri Diyar-
bakõr Yeniköy Mezarlõğõ’nda,
Murat Dinç’in cenazesi de Di-
yarbakõr merkeze bağlõ Kü-
çükkadõköy köyünde toprağa
verildi. Yeniköy mezarlõğõna
gelen DTP Diyarbakõr Millet-
vekili Aysel Tuğluk ile Bağ-
lar Belediye Başkanõ Yüksel
Baran ölenlerin yakõnlarõna
başsağlõğõ diledi. Tuğluk, olay-
larõn ve akan kanõn durmasõnõ
istediklerini belirterek, “Bu-
güne kadar 40 bin kişi öldü,
40 bin kişinin daha mı ölmesi
lazım? Olayların barış ve
demokrasi içerisinde çözül-
mesini ve uzanan barış elinin
tutulmasını istiyoruz” dedi.
İstanbul Haber Servisi - Anadolu’da
Vakit gazetesi, Sõvas’taki Madõmak
Oteli’nde 16 yõl önce meydana gelen
insanlõk dõşõ katliamõ savunmaya devam
ediyor. Gazete, otelde ölenlerin
yanmadõğõnõ “dumandan zehirlendiğini”
iddia ederek kendince katliamõ aklamaya
çalõşõyor.
Anadolu’da Vakit’in dün “Arşiv” isimli
bölümünde Akşam yazarõ Serdar
Akinan’õn yazõsõna yanõt verildi.
Akinan’õn Madõmak’ta insanlarõn
yakõlarak öldürülmesinden bahsetmesini
hazmedemeyen gazete, yazara meydan
okudu. Bazõ alõntõlarõn yapõldõğõ Akinan’a
ait yazõnõn üst bölümünde şu
değerlendirme konuldu: “Serdar Akinan
Madımak’ta ölenlerin ‘yakõlarak
öldürüldüğünü’ iddialı bir şekilde dile
getirdiğine göre hodri meydan
diyelim... Ölenlerin bir tanesinde yanık
izi var mıymış? Otopsi raporlarına
bakıp söyleyin. Otopsi raporları, ölüm
sebebini ‘dumandan zehirlenme’ olarak
gösteriyor. Akinan ise palavra sıktığı ile
kalıyor!”
2 Temmuz Sõvas olaylarõnõn
yõldönümünde Zaman Gazetesi Genel
Yayõn Yönetmeni Ahmet Dumanlı
yönetimindeki gazetenin durumu katliam
değil alelade bir yangõn olarak nitelemesi
bir dönem İslami camianõn etkili
kalemlerinden olan Hürriyet gazetesi
yazarõ Ahmet Hakan’õn bile tepkisine
neden oldu. Dünkü yazõsõnda Hakan,
Dumanlõ ile ilgili şu yorumu yaptõ: “Sıvas
katliamının yıldönümü nedeniyle
gazetesinde yayımlanan bir haberde,
Sıvas’ta meydana gelen katliam şu iki
cümleyle özetleniyordu: ‘2 Temmuz
1993’te gerçekleştirilen Pir Sultan Abdal
Şenlikleri sõrasõnda Madõmak Oteli’nde
yangõn çõkmõş, aralarõnda otel
görevlilerinin de bulunduğu 37 kişi
ölmüştü.’ Ne kadar acımasız bir anlatım
bu... Sanki yangın, elektrik kontağından
çıkmış... Bu konuda bir şey yazmadım...
Bekledim ki bir düzeltme, bir özür
yayımlansın gazetede... Yoktu... Dedim
ki, ‘Herhalde Ekrem, bu düzeltmeyi,
pazartesi günü medyaya nizamat verdiği
köşesine bõraktõ’. Dün baktım, orada da
değinmemiş. Hadi Ekrem Dumanlı...
Bırak politikayı da yüreğinin götürmesi
gerektiği yere git...”
Bu sahil şeridinin gün-
lük yolculuk talebi ise bu-
gün (2009) sadece 100
bin civarõnda. Bir metro-
nun günlük yolcu kapasi-
tesi ise 1.5 milyon yolcu
mertebesinde yani, bebek
ölü doğacak. Üstelik, Üs-
küdar-Sarayburnu arasõn-
daki batõrma tüp tünel, bir
depremde sõvõlaşarak mi-
lenyumum tünel faciasõna
neden olabilecek nitelikte
çürük çamur tabakalarõ
içine oturtuluyor. Yapõ-
lan zemin güçlendirme
çalõşmalarõ ise hiç güven
vermiyor.
Batõrma tüp tünelin iha-
lesinde milli çõkarlarõmõza
aykõrõ uygulamalar ise yü-
rekler acõsõ. Japonlardan
başka hiçbir ülkenin iha-
leye girmesine izin veril-
mediği için, Japonlar, ara-
larõnda anlaşarak, istedik-
leri fahiş fiyattan aslan
payõ misali işi aldõlar. Ay-
rõca, çok düşük faizle dev-
let kredisi veriyoruz diye-
rek Devlet Planlama Teş-
kilatõ’nõn ve Hazine’nin
gözlerini boyadõlar. Çün-
kü, fahiş fiyatlarõnõ ka-
mufle eden, aldatõcõ se-
naryolar sergilediler. Tür-
kiye sanki onlarõn müs-
temlekesi imiş gibi, tüp
geçit inşaatlarõnda uzman
olan Hollanda, Belçika,
Danimarka ve ABD gibi
ülkelerin firmalarõnõn iha-
leye girmelerine izin ver-
mediler. Üstelik, müteah-
hit durumundaki Japon
konsorsiyumun, mal sahi-
bi olan Türk devleti adõna
yapõlacak kontrolü gene
bir Japon konsorsiyumu
yapõyor. Böylesine bir tes-
limiyet dünyanõn neresin-
de görülmüştür?
6) Gişeler
Boğaziçi köprüleri ile il-
gili önemli bir konu daha
var. Dünyada, otoyollar
ve köprülerdeki para top-
lama sistemi artõk tama-
men tarihe karõştõ. Çünkü,
kamu maliyesi gelir tek-
niği açõsõndan bu cins pa-
ra toplamanõn pahalõ ve
gereksiz bir yöntem oldu-
ğu, UNESCO’nun ve Bir-
leşmiş Milletler’in hazõr-
lattõğõ teknik raporlarda
açõkça belirtiliyor. Ancak,
yap-işlet-devret modeli ile
inşa edilen tüp geçit, oto-
yol ve köprülerde, bu pa-
ra toplamaya devam edi-
liyor. Bizim de artõk,
Amerika, Almanya, İtalya
ve Fransa gibi bütün ül-
kelerde artõk terk edilmiş
olan bu rahatsõz edici ve
trafik akõşõnõ engelleyici
para toplama sistemini
kaldõrmamõz gerekir. Ver-
giler çok daha ucuz ve
çok daha etkin bir şekilde
dolaylõ olarak toplanabilir.
Üçüncü Köprü Bir
‘Cinayettir’!
Baştarafı 2. Sayfada
Türüt’ün klibini
İTÜ inceleyecek
İstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda
“Ozan Arif” olarak tanõnan Arif Şirin ile
türkücü İsmail Türüt’ün de aralarõnda bu-
lunduğu 4 kişinin “Plan Yapmayın Plan”
adlõ şarkõya hazõrlanan ve bazõ internet si-
telerinde yayõmlanan klipte “Hrant Dink
cinayeti sanıklarının övüldüğü, halkın
kin ve düşmanlığa tahrik edildiği” iddia-
sõyla yargõlandõğõ davada mahkeme, dava
dosyanõn İstanbul Teknik Üniversitesi’ne
(İTÜ) gönderilerek, klibin uzman 3 kişi ta-
rafõndan incelenmesine karar verdi. İstan-
bul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki du-
ruşmaya, tutuksuz sanõk Arif Şirin ile avu-
kat Ömer Yeşilyurt katõldõ. Diğer sanõklar
ise duruşmaya gelmedi. Mahkeme, önceki
celse İletişim Fakültesi’ne gönderilerek
klibin incelenmesini içeren yazõya gelen
cevapta, fakültede bu konuda uzman kişi-
lerin bulunmadõğõnõn belirtildiğini ifade et-
ti. Bunun üzerine mahkeme heyeti kilibin
incelenmesi için İTÜ’ye gönderilmesine
karar vererek duruşmayõ erteledi.
Vakit gazetesinin Ankara Temsilcisi Serdar
Arseven’in Bülent Kaya ile yaptõğõ söyleşideki
iddialarõn hiçbirisi doğru çõkmadõ. O gün otelde olup
yaralõ kurtulanlar, yara almadan kurtulanlar ve otel
dõşõnda olduğu için kurtulanlar listesinde Bülent Kaya
ismine rastlanmadõ.
KARA LEKEYİ AKLAMA ÇABASI
KATİLLERİ ÖVME DAVASI
Erdoğan sözlerini çabuk unuttu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - “Polis rejimin güven-
cesidir” diyerek yeni bir tartõşma
başlatan Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan dün “Polisimiz, aske-
rimiz, jandarmamız ya da is-
tihbarat teşkilatımız asla ve
asla birbirinin alternatifi de-
ğildir” dedi. Erdoğan tartõşmayõ
kendisi başlatmõş olmasõna kar-
şõn yine başkalarõnõ suçladõ.
Erdoğan, Gölbaşõ’ndaki Polis
Akademisi’nde düzenlenen me-
zuniyet töreninde yaptõğõ konuş-
mada, hiç kimsenin polis, asker
ve yargõ üzerinden siyaset yap-
mamasõnõ isteyerek, “Türkiye ne
polis devletidir ne de asker
devletidir. Türkiye demokratik,
laik, sosyal bir hukuk devleti-
dir” ifadesini kullandõ. Mezun-
lara da seslenen Erdoğan, emni-
yet teşkilatõnõn gücü ve yetkisi-
ni anayasa ve yasalardan aldõğõ-
nõ belirterek, “Polis anayasa ve
yasaların kendisine çizmiş ol-
duğu çerçeve içinde demokra-
tik, laik, sosyal bir hukuk dev-
leti olan Türkiye Cumhuriye-
ti’nin huzur ve emniyetinden
sorumludur. Polis teşkilatımız
altını çizerek ifade ediyorum;
diğer güvenlik güçlerimizle
birlikte Türk Silahlı Kuvvet-
lerimizle, jandarmamızla, is-
tihbarat teşkilatlarıyla birlik-
te sahibi millet olan bu rejimi
muhafaza etmekle görevlidir”
dedi.
Yeni atanan ve yeri değiştirilen
emniyet müdürlerini kabul eden
Erdoğan, polis, asker, jandarma
ve istihbarat birimleriyle tüm
güvenlik güçlerinin “tam bir
uyum ve koordinasyon içinde
çalıştıklarını” savundu. Güven-
lik güçlerinin zaman zaman siyasi
istismar konusu yapõldõğõnõ be-
lirten Erdoğan, “Güvenlikle ilgili
kurumlarımız üzerinden siya-
set yapmaya gayret edenlere
karşı kararlı bir tutum sergi-
lemeye devam edeceğiz” dedi.
Öte yandan, Erdoğan, G-8 zir-
vesi çalõşmalarõna katõlmak üze-
re İtalya’ya yapacağõ seyahat
öncesinde İtalyan gazetelerin-
den Corriere della Sera’ya demeç
verdi.
Başbakan Erdoğan, kendisine
yöneltilen bir soruda, hükümet ta-
rafõndan askerlerin sivil mahke-
melerde yargõlanmasõnõ müm-
kün kõlacak yasal düzenleme ya-
põlmasõnõ iktidar ile ordu arasõn-
daki gerginliğin göstergesi olarak
nitelenmesine itiraz ederek, “So-
ru doğru değil. Silahlı kuvvet-
ler ile zıtlaşmaktan söz edile-
mez. Askerler de polis ve gü-
venlik birimleri gibi, bizim
toplumumuzun bir parçasıdır.
Sivil suçlar işleyen bir askeri si-
vil bir mahkemede yargıla-
mak başka bir şeydir... Asker-
leri kendi görevleriyle alakalı
bir suçtan dolayı yargılamak is-
teyen yok” dedi.
‘Polis rejimin güvencesidir’ diyerek tartõşma başlatan Başbakan, başkalarõnõ suçladõ.
Erdoğan bu kez ‘Polisimiz, askerimiz, jandarmamõz birbirinin alternatifi değildir’ dedi
YENİ POLİSLERDEN DİKKAT ÇEKEN ŞARKI
Polis Akademisi’nin 64’üncü, Güvenlik Birimleri Fa-
kültesi’nin 8’inci dönem mezunlarõnõn yemin ve diploma tö-
reninde mezunlara diplomalarõ verilirken yeni mezunlar kep-
lerini havaya fõrlatarak kutlama yaptõ. Kutlama sõrasõnda me-
zunlarõn Başbakan Erdoğan ile özdeşleşen “Beraber yü-
rüdük biz bu yollarda” şarkõsõnõ söylemesi dikkat çekti.