24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B Y A R I N : ? R U M L A R A B ’ D E ? K K T C ’ D E N T A R İ H İ K A R A R L A R 7 TEMMUZ 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Adada yeni süreç: Annan Planõ GÜNDEM MUSTAFA BALBAY KKTC Birbirine Girerek AB’ye Girebilir mi? Bütün gözler Irak’a dönük ama Kıb- rıs’ta da takvim işliyor ve 28 Şubat 2003 beklentisi değişik filizler veriyor. BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın 11 Kasım’da taraflara sunduğu, 10 Aralık’ta da yenilediği planda 28 Şubat’a kadar anlaş- ma sağlanması, 30 Mart’ta her iki tarafta re- ferandum yapılması öngörülüyordu. Gerek KKTC’de gerekse Türkiye’de ko- nuya farklı bakışlar var. KKTC hükümeti An- nan Planı’nı tümüyle inceleyip artıları, ek- sileri bir rapor haline getirdi. Türkiye’de de ilgili kurumlara dağıtılan rapor, harita de- ğişiklikleri, eşit egemenlik ve ekonomik du- rum olmak üzere üç ana bölümden oluşu- yor. Harita değişikliklerini sadece toprak ora- nı verilerek açıklamak olanaksız. Rum ke- simine bırakılması öngörülen toprakların KKTC yurttaşları açısından son derece yaşamsal olduğu dikkati çekiyor. KKTC’nin tüm su gereksiniminin yüzde 70’i Güzel- yurt’tan karşılanıyor. Harita buradaki kali- teli suya sahip kuyuların yüzde 75’inin Rumlara bırakılmasını öngörüyor! Boşaltılacak köyler ve KKTC yurttaşı olmayanların adayı terk etmesi koşulu bir- leştirilince 110 bin kişiye göç görünüyor. Bu da Türk nüfusunun yarısı ediyor. Planda böylesi yoğun bir değişimin getireceği so- nuçların yeterince dikkate alınmadığı gö- rülüyor. Egemenlik konusunda da somut mad- delerden çok yorumlarla bir yere varılabi- liyor. Bu yorumun kişilere, kurumlara ve en önemlisi zamana göre değişebileceği geç- mişte de görüldü. Raporun sonuç bölü- münde şu değerlendirme yer alıyor: “28 Şubat 2003 tarihinde haklarımızı ko- ruyacak, kalıcı bir anlaşmaya varmak, es- neklik göstermeye devam etsek dahi müm- kün olmayacaktır. Hayati noktalarda vere- ceğimiz tavizler neticesinde varacağımız bir uzlaşı ise her açıdan sonumuz olacaktır.” Çok dikkatli bir inceleme sonucu ortaya çıkan raporun son bölümü, KKTC’de ya- pılan mitinglerle, Türkiye medyasında alev- lenen yorumlarla ve AKP hükümetindeki acilcilerle ters düşüyor. Burada kritik soru şu: KKTC birbirine girerek AB’ye girebilir mi? Giremeyeceğine göre, önce aklın yolunu aramak gerekiyor. 1- KKTC’deki mitinglerde oklar hep bir- birine dönük. Sivil toplum kuruluşları ve ki- mi partilerin ortaklaşa düzenlediği AB mi- tinglerinin ardından bunu kınayan kurum- lar da öne çıkmaya başladı. Bunun kime yararı var? 2- AB, KKTC’de kendisine yönelik sem- pati yaratmak için yoğun bir çaba içinde. Bu konuda birlikte hareket edebileceği kişi ve kurum bulmakta da zorlanmadığı gö- rülüyor. Dün Lefkoşa’da İsmet İnönü Alanı’nda yapılan “Çözüm ve AB” mitinginde AB bay- rağını sallayan KKTC yurttaşları, “Denktaş istifa”, “Deniz Baykal derin devlet” slogan- ları attılar. Mitinge katılanların iyi niyetine ve Kopenhag kriterlerinin verdiği ifade öz- gürlüğüne dayanarak soruyoruz: - KKTC’nin ekonomik ve sosyal açıdan zor duruma düşmesinde uluslararası ca- mianın acımasızca uyguladığı ambargonun hiç mi suçu yok? 3- Şu ikilem sağlıklı görünmüyor: - 28 Şubat’a kadar mutlaka çözüm bu- lunmalı, ötesi ölüm... - Çözüm mümkün değildir, karşı tarafta sorunu çözme iradesi yoktur. KKTC ve Türkiye, okları sürekli birbirine çevirirse ve işi ölüm-kalım çizgisine getirirse, bu, dış dünyanın sadece bizi suçlamasına çanak tutmaktan başka bir işe yaramaz. 4- Annan’ın önerdiği iki plana karşılık önü- müzdeki günlerde yeni bir plan daha çı- kabilir. Türkiye’nin ve KKTC’nin içinde ne- lere “hayır” deneceğinden çok nelere “evet” deneceğini öngören yeni bir çıkış yapması, iç bütünlüğü de sağlayabilir. Son olarak Makarios’un vasiyeti biçi- minde yayımlanan değerlendirmelerinden birini aktaralım: “Türkler, toprak konusunda çok has- sastır. Eğer onlardan bir gram toprak almayı başarabilirseniz, bir gram altın verin!” (27.12.2002, Cumhuriyet) BM Genel Sekreteri’nin taraflara sunduğu plan, 28 Şubat 2003’e kadar anlaşma sağlanmasõnõn ardõndan da referandumu öngörüyordu D oğrudan görüşmelerin çõkmaza girmesi üzerine, BM Genel Sekre- teri Kofi Annan, sürece yeni bir soluk vermek üzere, 14 Mayõs 2002’de adayõ ziyaret etti. Annan, 15 Mayõs’ta, önce Klerides, sonra Denktaş ile ayrõ ayrõ görüştü, akşam da ara bölgede, liderlerle yemekte bir ara- ya geldi. Annan, liderlerden, doğrudan görüşmelerin daha etkin şekilde devam et- mesini istedi. BM Genel Sekreteri, 16 Mayõs’ta adadan ayrõlõrken yõl sonuna kadar anlaşmaya va- rõlmasõndan umutlu olduğunu dile getirdi. BM Genel Sekreteri, doğrudan görüş- meler sürecinde sonradan yeniden devre- ye girerek, Denktaş ve Klerides ile 6 Ey- lül 2002’de Paris’te bir araya geldi. Gö- rüşmelerin sonunda Annan; Denktaş ve Klerides’i, 3-4 Ekim’de New York’a da- vet etti. New York’ta 3-4 Ekim’de yapõlan gö- rüşmeler sonunda ise Kõbrõs konusunda iki komite kurulmasõna karar verildi. Ko- mitelerden biri, olasõ bir çözümde ortak devletin yasalarõ, diğer komite ise çözüm olmasõ halinde ortak devleti oluşturacak devletlerin uluslararasõ anlaşmalarõ üze- rinde çalõşmalar yapacaktõ. ANNAN’DAN ÇÖZÜM ÖNERİSİ VE İKİ HARİTA Cumhurbaşkanõ Denktaş’õn geçirdiği kalp kapakçõğõ ameliyatõndan sonra New York’ta tedavisinin sürdüğü sõrada, 3 Ka- sõm 2002 genel seçimlerinin ardõndan Tür- kiye’de henüz yeni hükümet kurulmamõş- ken BM Genel Sekreteri Annan, 11 Kasõm 2002’de Türk ve Rum tarafõna kapsamlõ çözüm önerisiyle iki harita sundu. Annan, taraflardan planla ilgili ilk değerlendirme- lerini bir hafta içinde kendisine iletmeleri- ni istedi. Rum tarafõ, planõ müzakere etmeyi ka- bul ettiğini bildirdi, ancak Klerides, “planda değişiklik olmazsa kabul etme- yeceğini” açõkladõ. Türk tarafõ, yanõt için süre istedi ve “planı müzakere edilebilir bir hale getirmek için müzakereye ha- zır olduğu” yanõtõnõ verdi. YENİLENEN PLAN Annan, iki taraftan planla ilgili çekince- lerini yazõlõ olarak kendisine iletmelerini istedi. İki tarafõn görüşleri doğrultusunda gözden geçirilen plan, 10 Aralõk’ta taraf- lara yeniden sunuldu. Cumhurbaşkanõ Denktaş, “planın pek de yeni olmadığı- nı, eski plan olduğunu” açõkladõ. İki tarafta da yoğun tepkilere neden olan Annan Planõ’nõn gözden geçirilmiş şeklinde, eşbaşkanlõk 3 yõldan 2.5 yõ- la indirilirken Karpaz’da Rumlarõn denetiminde bir kanton bölge oluştu- rulmasõ ve Kuzey’e dönecek Rumla- rõn anayasal haklarõna bazõ sõnõrlama- lar getirildi. İki harita birleştirilerek tek harita olarak sunuldu. ‘PLANIN İÇERİĞİNİ RUM YETKİLİLER BİLİYORDU’ Annan Planõ’nõn içeriğini, sunulma- sõndan günler önce yayõmlamaya baş- layan Rum basõnõ, plan sunulduktan sonra da planõn içeriğinin çok önceden, bazõ Rum yetkililer tarafõndan bilindiğini yaz- dõ. Rum yetkililer, bunu tam olarak yalan- lamadõ. Avrupa Birliği’nin 12-13 Aralõk’ta Kopenhag’da yapõlan genişleme zirvesin- de, Kõbrõs Rum kesimi, diğer dokuz ülkey- le birlikte AB üyeliğine kabul edildi. Kõbrõs sorununda 28 Şubat 2003’e ka- dar çözüme varõlmasõ yönünde taraflara çağrõ yapõlan zirvede, Kõbrõs konusunda görüşmeler yapmak üzere, Cumhurbaşka- nõ Rauf Denktaş’õ temsilen Dõşişleri ve Savunma Bakanõ Tahsin Ertuğruloğlu bulundu. Kõbrõs konusu 28 Şubat’a odaklanõrken Annan, Denktaş ve Klerides’e, bu tarihe kadar izlenecek prosedürle ilgili “yol ha- ritası” niteliğinde mektup gönderdi. New York’ta, 3-4 Ekim görüşmelerinde kurulmasõna karar verilen teknik komite- lerin hazõrlõk niteliğindeki görüşmesinin ilki, 20 Aralõk’ta Lefkoşa’da ara bölgede yapõldõ. K õbrõs konusunda An- nan Planõ çerçevesinde 28 Şubat 2003’e ka- dar çözüme varõlmasõ hedefle- nirken Rum kesiminde ilk turu 16 Şubat 2003’te yapõlan baş- kanlõk seçimleri, sürece ayrõ bir önem kattõ. Seçimlerde Glafkos Kleri- des’in yerine Tasos Papado- pulos’un ilk turda seçimi ka- zanmasõ, Kõbrõs görüşmelerini de etkiledi. Denktaş, sonuçla il- gili olarak “Papadopulos’un, Kıbrıs’ın ikiye bölünmesinde Klerides’ten daha fazla kat- kısı olduğu” yorumunu yaptõ. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, gözden geçirilmiş pla- nõn 3. şeklini taraflara sunmak üzere 26 Şubat’ta Kõbrõs’a gel- di. Annan, aynõ gün önce Pa- padopulos, sonra da Cumhur- başkanõ Rauf Denktaş ile bir araya geldi ve taraflara yeni planõ sundu. Denktaş, “Planda genelde değişen bir şey yok” açõkla- masõnõ yaptõ. Annan, 27 Şu- bat’ta Denktaş, Klerides ve Papadopulos ile ara bölgede bir araya geldi. Annan liderler- den, 10 gün içinde kendisine yanõt vermesini istedi ve ya- nõtlarõnõ açõklamasõ için de 10 Mart’ta Lahey’e davet etti. 27 Şubat’ta Lefkoşa İnönü Meydanõ’nda yapõlan “Çözüm ve AB’ye Hazırız” mitingine, ABD Dõşişleri Bakanlõğõ Kõb- rõs Özel Koordinatörü Tho- mas Weston da katõldõ. Annan, 28 Şubat’ta da Denktaş ve Pa- padopulos ile yeniden bir ara- ya geldi ve adadan ayrõlõrken de “Yolun sonuna gelindi” açõk- lamasõnõ yaptõ. Denktaş ise “Yolun değil, görüşmelerin sonu olur” karşõlõğõnõ verdi. Kofi Annan, yeni planõ li- derlere sunarken “Üzerinde anlaşılsa da anlaşılmasa da planın referanduma sunul- ması taahhüdünü” istedi. Cumhurbaşkanõ Denktaş, 1 Mart’ta yaptõğõ açõklamada, “ortada referanduma sunu- lacak ortak bir metin olma- dığını” söyledi. Cumhurbaşkanõ Denktaş ile dönemin Başbakanõ Derviş Eroğlu ve Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Serdar Denktaş, temaslarda bulun- mak üzere 5 Mart’ta Anka- ra’ya geldi. 7 Mart’ta Lefko- şa’da “Egemenlik ve Varoluş Mitingi” yapõldõ. Mitinge ka- tõlan Cumhurbaşkanõ Denktaş, “KKTC’nin yaşatılması için mücadeleye devam edilmesi- ni” istedi. LAHEY ZİRVESİ KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanlõk Divanõ, Annan Pla- nõ’nõn referanduma sunulma- sõ yönünde bir karar almak üzere 7 Mart’ta toplandõ. Denktaş, meclisten referan- dumla ilgili bir karar çõkar- mamasõnõ istedi. Meclis Baş- kanlõk Divanõ’ndan bir karar çõkmadõ ve genel kurul topla- namadõ. 10 Mart’ta Lahey’de BM Genel Sekreteri Annan’õn, Denktaş ve Papadopulos ile sa- atler süren ve 11 Mart sabahõ- na kadar devam eden görüş- mesinden bir sonuç çõkmadõ. Rum basõnõ, Lahey’de yaşa- nanlara “gece yarısı korku fil- mi” benzetmesi yaptõ. Papa- dopulos, 13 Mart’ta, Türk ta- rafõnõn yüz yüze görüşme çağ- rõsõnõ reddetti. Sonuçsuz kalan Lahey zir- vesinin ardõndan, Annan Pla- nõ’nõn gündemdeki ağõrlõğõ bu tarihten itibaren yavaş yavaş hafifledi. Cumhurbaşkanõ Denktaş, 24 Mart’ta yaptõğõ açõklamada, “Olmazsa ol- mazlarımız kabul edilme- den, Annan Planı masada ol- sa dahi anlamı yok” dedi. Sonuçsuz kalan Lahey zirvesi BM Genel Sekreteri Annan, Denktaş ve Klerides’le önerdiği planını görüştü. Rum kesiminde 16 Şubat 2003’te yapõlan başkanlõk seçimini Papadopulos’un kazanmasõ Kõbrõs görüşmelerini etkiledi. Annan’õn Lahey’de Denktaş ve Papadopulos ile sabahlara kadar süren görüşmesinden bir sonuç çõkmadõ Gelişmeler Ankara’da da yakõndan izleniyordu. An- kara’daki Kõbrõs zirvesinden Annan Planõ’na “ret” ka- rarõ çõktõ. Zirveye ilişkin haber Cumhuriyet’te 7 Mart’ta manşetten “Annan’a hayır” başlõğõyla ya- yõmlandõ. Haber şöyleydi: “10 Mart’ta Lahey’de yapılacak toplantı öncesinde Kıbrıs hareketliliği giderek artıyor. Denktaş’ın Ankara ziyaretinin ikinci gününde Çankaya Köş- kü’nde arka arkaya iki zirve dü- zenlendi. İlk zirveye Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer, Baş- bakan Abdullah Gül, Genelkur- may Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Dışişleri Bakanı Yaşar Ya- kõş ve bürokratlar katıldı. Bu toplantının hemen ardından Denktaş, KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu ve KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun da katılı- mıyla Türkiye-KKTC heyetleri bir araya geldiler. Yaklaşık 4 saat süren zirvenin ardından Sezer’in dış politika danışmanı Tacan İldem bir açıklama yap- tı. İldem şunları söyledi: ‘Annan planõ, mevcut haliyle Türk tarafõnõn temel kaygõ ve beklentilerini karşõla- maktan uzaktõr. Kõbrõs ulusal davamõza Türkiye, Sayõn Denktaş ile yakõn danõşma ve işbirliği içinde bulunmaya devam edecektir.’ Edinilen bilgilere göre Çankaya zirvesinde Türk tarafının Lahey’de izleyeceği politika da değerlen- dirildi. Şu görüşler öne çıktı: ? Genel Sekreter’in 3. planı ileride büyük tehli- kelere neden olabilecek birçok eksiklikleri içer- mektedir. Bu haliyle imzalan- ması mümkün değildir. Dolayı- sıyla Türk tarafı, metinde iste- diği değişikliklerin yapılması için Annan’a istemlerini yazılı olarak bir kez daha sunmalıdır. ? Rum tarafı 10 Mart’ta La- hey’e imza atmaya değil, iti- razlarını iletmeye gidecektir. Rum tarafının da imzaya ve referanduma hazır olmadığı bir belge üze- rindeki değerlendirmeler yapay kalıyor. Türk tarafı da Lahey’de kendi itirazlarını dile getirebilir. ? Genel Sekreter’in taraflardan Lahey’de belge- yi kabul ettiklerini taahhüt etmelerini istemesi ka- bul edilemez.” ANKARA ZİRVESİNDE ANNAN PLANI’NA RET 7 Mart’ta 2003’te Lefkoşa’da Cumhurbaşkanı Denktaş’ın da katıldığı “Egemenlik ve Varoluş Mitingi” yapıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle