18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Tövbekârlar Yarışıyor! 7 TEMMUZ 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B Çin polisinin bir gösteriye müdahalesiyle başlayan çatõşmalarda 150’den fazla kişi yaşamõnõ yitirdi Uygur bölgesi kan gölüDış Haberler Servisi - Çin’in kuzey batõ- sõndaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’de önceki gün meydana gelen olaylarda en az 156 kişinin öldüğü, 828 kişinin yaralandõğõ bildirildi. Olaylarõn, Uy- gurlarõn katõlõmõyla gerçekleşen protesto gös- terisine polisin sert müdahale etmesi sonra- sõnda patlak verdiği belirtiliyor. Gösterinin geçen ay ülkenin güneyinde bir fab- rikada Uygurlar ile Çin’in çoğunluğunu oluşturan Hanlar arasõnda çõkan çatõşma sonrasõnda Çin- li yetkililerin gerekli soruşturmayõ yürütmeme- sine yönelik protesto amaçlõ olduğu, ancak yüzlerce eylemcinin polis tarafõndan gözaltõna alõnmasõnõn ardõndan şiddet olaylarõnõn yaşan- dõğõ ifade ediliyor. Uygur ve Han işçiler ara- sõndaki çatõşmada iki Uygur ölmüştü. Olayõn, 6 Uygur gencinin 2 Han genç kõza tecavüz etti- ğine ilişkin söylentilerin üzerine patlak verdiği belirtilmiş, polis de tecavüz iddialarõnõn doğru olmadõğõnõ açõklamõştõ. Pekin yönetimi, olaylarõ Uygur “ayaklan- ması” olarak tanõmlarken Uygur gruplar gös- terinin barõşçõl olduğunu ancak polisin eylem- cilerin üzerine ateş açtõğõnõ duyurdular. Uygur kaynaklarõ, bine yakõn polisin göstericilere mü- dahale ettiğini belirttiler. Çin resmi Şinhua haber ajansõnõn yerel yet- kililere dayanarak verdiği haberde olaylarõ çõ- karan gruplarõn pazar akşamõ Urumçi’nin ana caddelerinde görülmeye başlandõğõ, yoldan ge- çen Hanlarõ dövdükleri, otobüslere taş ve so- palarla saldõrdõklarõ öne sürüldü. Sokağa çıkma yasağı Olaylar sonrasõnda gece yarõsõ sokağa çõk- ma yasağõnõn yürürlüğe konduğunu belirten yetkililer, ölü sayõsõnõn artmasõndan kaygõ du- yulduğunu da ifade ettiler. Sürgündeki Uygur liderleri de ölü sayõsõnõn 500’e ulaşabileceğine dikkat çektiler. Dün de Urumçi sokaklarõnda polisin yoğun güvenlik önlemleri aldõğõ kay- dedildi. Çinli yetkiler, olaylar sõrasõnda kimi gruplarõn bölgenin dõş ticaret komitesine ait bürosunun yakõnlarõnda bir oteli ateşe ver- diklerini, yüzlerce motorlu taşõtõn yakõldõğõ- nõ da belirttiler. Ayrõca ilk belirlemelere gö- re 203 dükkân ve 14 evin hasar gördüğü de kaydedildi. Polisin “yüzlerce kişiyi gözaltı- na aldığı” açõklandõ. Çin yönetiminin kimi in- ternet sitelerine erişim yasağõ getirdiği ve cep telefonu servislerini engellediği ifade ediliyor. Yerel hükümet tarafõndan yapõlan açõk- lamada, ilk araştõrmalara göre olaylarõn, Ra- biya Kader’in başõnda bulunduğu Dünya Uygur Kongresi tarafõndan kõşkõrtõldõğõ öne sürüldü. Eski bir işkadõnõ olan Kader, ulusal güvenliği zedelediği gerekçesiyle 1999’da tutuklanmõş ve 2005’te kefaletle serbest bõrakõlarak tedavi olmak için ABD’ye girmişti. Yerel hükümet tarafõndan dün yapõlan açõklamada, “olayın yurtdı- şındaki unsurlar tarafından kışkırtılan ve yurtiçinde organize edilen, planlı ve ör- gütlü bir şiddet suçu olduğuna dair bul- gular bulunduğu” ifade edildi. Kaşgar’a sıçradı Urumçi’de çõkan olaylarõn ardõndan, pro- testo gösterileri bölgenin kuzeybatõsõnda yer alan Kaşgar kentine sõçradõ. Kaşgar’da ya- şayan Yakub isimli bir Uygur, AP muha- birine, dün öğleden sonra İdkah Cami- si’nden ayrõlan 300 protestocunun polis ta- rafõndan durdurulduğunu aktardõ. Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’yi kan gölünü çeviren olaylar sõrasõnda 828 kişi de yaralandõ. Pekin yönetimi olaylarõ “ayaklanma” olarak nitelerken, Uygurlar polisi barõşçõ bir gösteriye sert müdahale etmekle suçladõ. Olaylarõn ardõndan bölgede gece yarõsõ sokağa çõkma yasağõ ilan edildi. (Fotoğraf: REUTERS) Ankara: Sorumlular bulunsunANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Dõşişleri Bakanlõğõ, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuzeybatõ- sõndaki Sincan Uygur Özerk Böl- gesi’nin başkenti Urumçi’deki olaylarla ilgili sağlõklõ bilgi al- makta zorlanõrken, sadece so- rumlularõn bulunmasõnõ istemek- le yetindi. Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan dün yapõlan açõklamada, Uygur Türk- lerine yönelik baskõ görmezden gelinip “Olaylar derin üzün- tüyle öğrenilmiştir. Olaylara sebebiyet veren sorumluların en kısa zamanda tespit edilme- sini ve adaletin tecelli etmesini bekliyoruz. İstikrarlı ve mü- reffeh bir ülke olma yolunda hızlı adımlarla ilerleyen Çin Halk Cumhuriyeti’nde bu tür olayların ileride meydana gel- memesi için gerekli tedbirlerin alınacağına inanıyoruz. Yaralı- lara acil şifa, hayatlarını kay- bedenlerin yakınlarına ve baş- ta Sincan Uygur Özerk Bölgesi halkı olmak üzere tüm Çin hal- kına başsağlığı diliyoruz” de- nildi. Edinilen bilgilere göre, olay- larõn başlamasõndan bu yana Dõş- işleri Bakanlõğõ sağlõklõ bilgi al- makta sõkõntõ yaşõyor. Bu arada MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, Urumçi’deki Türklere yönelik saldõrõlarõ kõ- narken, AKP hükümetini de ha- rekete geçmeye çağõrdõ. Bahçeli, olaylarõn ve saldõrõlarõn Cumhur- başkanõ Abdullah Gül’ün bölge- ye yaptõğõ ziyaretin hemen son- rasõnda olmasõnõn ise “düşün- dürücü ve esef verici” olduğunu dile getirdi. Seçimleri önde bitiren merkez sağ GERB partisinin lideri Borisov, aşırı sağ partilerle koalisyon kuracak. (AFP) Bulgaristan ile sıkıntılı dönem BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Bulgaris- tan’õn AB’ye üye olma- sõndan sonra yapõlan ilk genel seçimlerin sonuç- larõ Ankara’da kaygõ ya- rattõ. Ağõrlõğõnõ Türklerin oluşturduğu Hak ve Öz- gürlükler Hareketi’nin (HÖH) hükümet dõşõnda kalacak olmasõna ve yeni kabinenin Türkiye karşõtõ isimlerden şekillenmesine kesin gözüyle bakõlõrken, Türk-Bulgar ilişkilerinde sõkõntõlõ bir dönemin de kapõlarõ açõldõ. İki ülke arasõndaki siyasal danõşma mekanizmasõ gündeminin içinde, “1911-1912 Bal- kan savaşları sırasında, Osmanlı’nın Trak- ya’daki Bulgarlara ‘soy- kõrõm uyguladõğõ’ iddia- ları” da bulunuyor. Bulgaristan’da hafta so- nu yapõlan seçimler An- kara’dan da yakõndan iz- lendi. Seçimlerden önce Türkiye’nin Sofya Bü- yükelçiliği’nin, iktidarda- ki Sosyalistlerin oy kay- bõna uğrayacağõnõ öngör- düğü, Türkiye karşõtõ tu- tumu ile bilinen õrkçõ Ata- ka’nõn barajõ aşarak par- lamentoya gireceği, HÖH’ün de 30’un üze- rinde milletvekili çõkara- bileceği öngörüsünde bu- lunduğu öğrenildi. Türki- ye’nin Sofya Büyükelçi- liği’nin öngörüleri büyük ölçüde tuttu ancak seçim sonuçlarõ muhalefetteki merkez sağ GERB parti- sinin yüzde 39.7 ile bek- lenenin de üzerinde oy al- dõğõnõ gösterdi. İktidarda- ki Sosyalist Parti yüzde 17.72 ile yenilgiye uğrar- ken, HÖH yüzde 14.47 oranõnda oy topladõ. Sağ koalisyon Seçimlerden yüzde 9.37 ile dördüncü parti olarak çõkan aşõrõ milliyetçi Ata- ka’nõn da içinde yer ala- cağõ ya da dõşarõdan des- tek vereceği sağ bir koa- lisyon hükümetinin ku- rulmasõ ve HÖH’ün dõşa- rõda kalmasõ, Ankara-Sof- ya ilişkilerinde sõkõntõ ya- ratacak. Bulgaristan’õn AB üyesi olmasõ ve başbakan adayõ Boyko Borisov’un, Angela Merkel ve Nic- holas Sarkozy gibi Tür- kiye karşõtõ kampta yer almasõ olasõlõğõ sõkõntõnõn dozunu arttõrdõ. Bugüne kadar ülkedeki Türk azõn- lõğõn haklarõ konusunda hassasiyet gösterilmiş ol- masõna karşõn bundan son- ra yeni hükümetin takõna- cağõ tutumun aksi yönde olacağõ sinyalleri gelmeye başladõ. Bir sağ koalisyo- nun Türklerin haklarõnda kõsõtlamalara gideceğin- den de endişe ediliyor. Dış Haberler Servisi - Meksika’da önceki gün Kongre’nin alt kanadõ için yapõlan ara seçimlerde sandõktan muhalefetteki sosyalist Kurumsal Devrim Partisi (PRI) çõktõ. Devlet Başkanõ Felipe Calderon’un iktidardaki Ulusal Eylem Partisi’nin (PAN) oylarõ yüzde 29’da kalõrken muhalefetteki Kurumsal Devrim Partisi (PRI) oylarõn yüzde 40’õnõ almayõ başardõ. Sol eğilimli Demokratik Devrim Partisi (PRD) ise seçimlerde yüzde 15’lik oy oranõyla üçüncü parti oldu. Sosyalist Enternasyonal’õn bir üyesi olan PRI, 1997’den beri ilk defa seçimlerden zaferle çõktõ. Tüm dünyada etkilerini hissettiren ekonomik krizin, pazar günkü Meksika seçimlerinde belirleyici etken olduğu kaydediliyor. MEKSİKA’DA SANDIKTAN SOL PARTİ ÇIKTI Sisi abartmıyor... Adını dün bir, bugün iki yeni yeni işittiğimiz “Ka- nal T”nin, eylül için planladığı “Tövbekârlar Yarı- şıyor!” isimli programın ünü arşa çıkmış durumda… Henüz daha gün yüzü görmeyen, proje aşa- masındaki program hakkında; BBC, CNN, Guar- dian gibi yayın organları uzun uzadıya ciddi cid- di haberler yapıyor. İnternet forumlarında okurlar henüz daha ortada olmayan programı enine bo- yuna tartışıyor. Kah hayret içinde eleştiriyorlar, kah tiye alıyorlar ve de kah “görelim bakalım!” yapı- yorlar… “Sahneyi lütfen gözünüzün önüne getirin. Me- sela şöyle mi olacak?” diyor örneğin okuduğum ya- bancı “bloglar” dan biri; “Hristiyanlık propagandası adına programda yer alan rahip; ateist yarışma- cıya ‘Nasıl olur da sen İsa’ya inanmazsın?’ diye- rek sorgu sual edecek. Ateistten -tabii gerçek bir ateistse- şöyle bir yanıt gelecek: ‘İnanmam için ne gibi bir neden var? Ölümlü bir insan olarak dahi yaşadığına/yaşamış olduğuna dair tek bir kanıt var mı?’ Program bence hasbelkader burada derhal reklam kuşağına girecek. Ve kolayına bir daha o rek- lam kuşağından çıkamayacak!” Reklamcılık başarısı Davul zurnayla anons edilen “Tövbekârlar yarı- şıyor, ateistler din seçiyor” isimli programın ko- nusunu duymuşsunuzdur. Ama ben bir kez daha özetleyim: Tanıtımından anlaşıldığı kadarıyla; ha- ham, rahip, Budist rahip ve bir de imam BBG evi gibi bir ortamda 10 ateistle bir araya gelecek. Bir hafta süresince ateistlere ‘iman’ (artık neye niyet, neye kısmet hesabına) aşılamaya çalışacaklar. So- nunda ateistler tek tek bir odaya konup; kendile- rine ‘imana gelip gelmedikleri’ sorulacak. ‘İnandım!’ diyen; hangi dini seçtiyse, o dinin kutsal ‘hac’ me- kânına yollanacak. Ama ‘ateistin’ seçtiği din de, git- tiği hac yeri de -‘inanç özgürlüğü’ ya da ‘inanç mah- remiyeti’(!)- adına gizli tutulacak… Şimdiden sınır ötesinde böylesine yankı yaratan ve de yarı şaka, yarı ciddi “beklenti halesi” oluş- turan programın; “reyting patlaması” yaratması umuluyor haliyle… “İmana gelen ateistlerin” büyük olasılık arkadan, “Bilin bakalım hangi dini seçti?”, “Mekke’ye mi git- ti? Vatikan’a mı?”; “paparazziciliği” ile ısrar kıya- met kovalanacağı düşünülecek olursa; “reyting pat- laması”, program süresiyle de sınırlı kalmayacak. Günler, aylara yayılan biçimde sürekli “kanala” ge- ri dönen, “altın tavuk” türünden bir “ün” kaynağı oluşturacak. Şimdiden bu oldu bile. Düne dek hiç bilmedi- ğimiz, etmediğimiz “Kanal T”yi; Sisi’ nin bu dahi- yane buluşu sayesinde öğrendik artık tanıyoruz. “Reklamcılık” adına, tartışmasız büyük başarı… Ama içerik adına söylenecek o kadar çok şey var ki, nerden başlayacağımı bilemedim… Esmer araştırması mı gerçek ‘BBG misyonerliği’ mi? Her şeyden önce bu programı düşünen, tasar- layan, sunan/sunacak kişiler/dostlara çok değil; bundan bir ay önce uzun uzadıya manşetlerde yer alan Yılmaz Esmer’in “Türkiye’de Radikalizm ve Aşırıcılık” araştırmasını dikkatle okumalarını salık veririm… Maksat yanlız “olay yaratıp” “Kanal T”yi ko- nuşturmak değil de; bu tür bir programı sahiden hayata geçirmekse, “hoşgörüsüzlük” sınırlarını fersah fersah aşan ve ağır “köktenciliklerin” söz ko- nusu olduğu bir toplumda yaşadıklarını kendileri- ne –heyhat!- anımsatmak isterim… Dünyanın zaten şimdiden; -ortada fol yok yu- murta yokken “doğmamış çocuğa don biçercesi- ne”- ekrana daha gelmemiş bir programı böyle- sine geniş bir ilgiyle karşılaması ve tartışmaya baş- lamasının nedeni budur… “Allah Allah!” diye düşünüyor bu durumda mut- laka Türkiye’ye dışardan bakan ortalama insan; “İs- kandinavya olsa eh hadi anlarım da Türkiye gibi ‘misyonerlik’ gerekçesiyle insanların öldürüldüğü bir ülkede; böylesine göz göre göre ‘bir BBG evi misyonerliği’ nasıl olacak ki?” Tasarlanan, düşünülen konseptin özü çünkü na- sıl adlandırılırsa adlandırılsın bu: “Bir BBG evi mis- yonerliğidir!” Programın takdimi niyetine öne sürülen “Ama bu bir dinler yarışı değil ki. Tövbekârlar yarışı!’’ tü- rü ifadeler, reklamcılık adına etkili sloganlar olsa da; dünya âlem “dine davet”in “misyonerlikten” başka bir şey olmadığını biliyor… “Kanal T yöneticileri, buna farklı anlamlar yük- lemiş!..” hesabına insanlar kanaatlerini değiştir- meyecek. Zaten değiştirmiyor da. “İskandinavya’da dahi akla gelmeyecek bir şey, nasıl oluyor da Türkiye gibi bir ülkede insanların ak- lına düşebiliyor?” niyetine ağızlar bir karış açık, “Şa- ka gibi ama değil!” diye hayretten hayrete düşü- yorlar… Bir de, “Mutlak gerçek tekeline” sahip çıkan tüm tek tanrılı dinleri, bir “füzyon mutfak” rahatlığında TV stüdyosunda yan yana getirmeyi düşleyecek ölçüde “post modern” olduğumuzu yeni keşfedi- yorlar.. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle